26 Kasım 2019 | Yay burcunda yeniay

  • Share

12 Kasım 2019 | Boğa burcunda dolunay

  • Share

Özgür irade, Kader & Astroloji

  • Share

26 Kasım 2019 | Yay burcunda yeniay


Kapımızda 4 derece Yay burcunda bir yeniay gerçekleşmekte. 
Bu derece Sabîî sembollerinde, ulu bir ağacın tepesinde tek başına duran bilge bir baykuş tarafından temsil edilir. 

Akrep burcunun, derine ve karanlığa çağıran enerjisinden kurtulmuş olacağız bu yeniayla birlikte ve çok daha iyimser, olumlu bir atmosfere bürüneceğiz. 
Ama bu iyimserliği abartmamak görevimiz.
Çünkü bu Akrep enerjisini bir ay boyunca boşuna deneyimlemedik. 
Neptün'ün yeniaydan aldığı sert etkinin bilincinde olarak, iyimser olmalı ama asla hayalperestliğe kaymamalıyız.
___________________________

Yere girmeden, göğe çıkılmaz demiş kadimler.
İşte Yay'dan önce gelen Akrep arketipi her yıl sonbahar zamanı bu inisiyasyona tabi tutar bizleri. 
İster bilinçli, ister bilinçsiz olalım, hepimiz bir yılan misali deri dökeriz sonbaharları. 
Ölen yaprakların dansını hisseder, büyüleniriz bundan.
İçimizdeki ruhumuz ise bilgeliğin yoluna çıkar, acıyla olgunlaşmayı deneyimler bu aylarda. 
Sonra o ulu ağacın tepesindeki baykuş oluruz..
Bir bakmışız ki, artık bir avcıyız. 
O kadar çok karanlık deneyimlemiş ki ruhlarımız, artık geceleri çok iyi görür, karanlığı düşman değil, dost edinmiş oluruz.

İşte bu yeniay bize bu hisleri yaşatacak önümüzdeki 6 aylık süreç boyunca. Ve önümüzdeki 2 haftalık süreç içerisinde ektiğimiz tohumları Baharda Yay burcundaki dolunayla birlikte biçeceğiz gönlümüzün bahçesinden..
_____________________________

İnsanız sonuçta. 
O ulu ağacın tepesindeki baykuş misali, gecenin karanlığında bilemediklerimiz de olacaktır tabiiki.
Kaybolmuş hissedeceğiz kendimizi.
Yolumuzu bileceğiz belki, ama cesaretimizi toparlayamayabiliriz. 
Belki de fazlasıyla cesur olabilir yüreklerimiz. 
Aptal cesaretimize aldanabiliriz. 
Sonuçta gökyüzünde Mars ile Uranüs karşıt açıda. 
Dev bir isyan var ruhlarımızda. 
Huzuru aratıyor bize Uranüs ama birçoğumuz huzuru kalıcı olanda arıyor, değişimde değil. 
Mars ise Akrep burcunda cesaret veriyor ama yolumuz bu kadar kayganken, gelecek bu kadar belirsiz..
Yapabileceğimiz tek birşey var o da sadece, şu an  için doğru olan seçeneği seçmek. 

İsyanınızı da umudunuzu da geleceğe değil, an'a bağlayın ve değişimi yarınınıza değil, bugününüze bırakın. 
O zaman ne Neptün büyüleyebilir sizi, ne de isyanınız kışkırtır çevrenizi. 
Huzurla atarsınız gelecekteki adımlarınızın temellerini..

☆☆☆

Biliyorum.
Kendinizi güçlü hissediyorsunuz ve önünüze çıkacak olan tüm engelleri aşma niyetindesiniz.
 Sabırla bekleme arzusunda da değilsiniz. 
Gözünüz kararmış, bazı gerçekler tak etmiş bir kere ama bu yeniay bu duygularımız birer tuzak bizlere. 
Sakin olun. 
Ve akıllı olarak dengeli davranın. 

Bu yeniayın ateş enerjisi sizi eyleme davet edebilir ama siz bu ateşin sıcaklığını içinize alın. 
Bırakın ateş kalbinizi ısıtsın. 
İyimserlik enerjisi kalbinizden ruhunuza yayılsın. 
Sonrası bir şekilde gelir.
Teslimiyet her zamanki gibi kapalı kapıların anahtarıdır, bize elbet armağan edilir.  

12 Kasım 2019 | Boğa burcunda dolunay


Güneş 19 derece Akrep'de, Ay ise tam karşıt olan Boğa burcunda.
Özümüz Akrep diyarının derinliğini deneyimlerken, derin duygusal iç dünyamız ise Boğa burcunun hanesinde.
İşte bu zıtlık gökyüzündeki dolunay ile birlikte yeryüzüne ve kendi iç dünyamıza yansıyor olacak dolunay gecesinde. 

☆☆☆

Bu dolunay zamanını diğer dolunaylardan ayırt eden birşey var. 
O da Merkür'ün Güneş'in önünden geçmesi. 
2032 yılına kadar bir daha bu olayı gözlemleyemeyeceğiz.
Bu haftayı özel kılan diğer şey ise, Jüpiter'in Galaktik Merkezle buluşması.

Bir kapı açılıyor bu dolunayla birlikte. 
Bize ise her zamanki gibi temizlik ve ardından iç sesimizi dinlemek ve onun emirlerine uymak düşüyor.
Bunun için ise Merkür'den destek almamız gerekiyor. 
Çünkü kendisi gökkubede geriliyor ve bizi iç dünyamıza davet ediyor. 
Akrep burcunda bulunduğu için, gizli kalmış, halı altına süpürülmüş ve görmezden gelinmiş herşeyi su yüzeyine çıkartıyor. 

Bu dolunay konforumuzu bozabilir. 
Sinirlerimizi de bozabilir. 
Ama merak etmeyin. 
Satürn, Plüton ve Neptün gezegenleri iyicil açılarla bu dolunaya destek çıkıyor. 
Temelinizi sarsacak, karanlık ve karmaşık duygulara sebep olacak bir enerjiyle boğuşsak da, bunların her biri hayırlara vesile olacak. 
Hazırlıklı olmak huzuru hanemize davet eder. 
Yapmamız gereken şey tam da bu zaten. 
Dingin ve emin olmak.

Gökyüzünde Güneşin Zuben el- Schemali yıldızı ile kavuşumu içimize çekilerek yakın gelecekte elde etmek istediğimiz başarılarla ilgili düşünmemiz gerektiğini gösteriyor. 
Dış dünyamız karma karışık. 
Çevremizden duyduğumuz o kadar çok ses var ki, huzur bulamıyor içimiz. 
İşte bu dolunay sessizleşerek doğru yolu bulma şansını sunuyor bizlere. 
Yapmamız gereken tek şey, iç sesimize yani sezgilerimize kulak vermek. 

Bu dolunayla birlikte aklınıza gelen fikirlerinizi not edin ama hemen heveslenip adım atmaya kalkışmayın. 
Sessiz ve sakin, dingin ve merkezde kalmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. 
Merkür retrosunu bitirmeden adım atmak aptalca hatalara sebep olabilir. 
Bu yüzden hayatınıza ve en çok da zihninize düzen ve ahenk getirin. 
Köklerinizin sağlam olmasını engelleyen herkes ve her şeyi hayatınızdan çıkarabilmeniz için mükemmel bir zaman bu. 
Bunu iyi değerlendirin.
Çünkü normalde erişemeyeceğimiz kadar derin bir noktaya, yani kalbin merkezine ulaşma şansına erişiyoruz bu dolunay haftası. 
Bazı olayların gerçek iç yüzünü görebilmek bize farklı bakış açıları kazandıracak ve bu yolumuzu aydınlatacak. 

Akrep burcu haritanızda hangi hanenizde bulunuyorsa, bu evle ilgili konularda bir aydınlanma yaşayabilirsiniz. 
Bu yüzden en çok bu konular üzerine yoğunlaşmalısınız. 
__________________________

Bu dolunay enerjisini kullanabilenlere hem maddi hem de manevi anlamda bolluk bereket kapıları açılacak. 
Ekonominin ve dünyanın hali ne olursa olsun, bereket enerjisi sıkıntı nedir bilmez. 
O sadece akmayı bilir. 
Ve akmayı en çok sevdiği yer, minnet duyan kişilerin kalbidir. 
Bu dolunay bize şükretmeyi hatırlatıyor. 
Minnet duygusuyla dolsun içiniz.

Özgür irade, Kader & Astroloji


Bu yazımda özgür irade, kader ve astroloji kavramlarını ele almak istiyorum çünkü bu konuda birçoğumuzun aklının karışık olduğunu biliyorum. 
Dini metinler kaderden söz ederken, modern insanlar özgür iradeden bahsediyorlar. Peki ya astroloji bu konuda ne diyor diye merak edenler için, bu konuyu biraz açmaya çalışacağım bu yazım aracılığıyla. 

☆☆☆

Çevremi gözlemledikçe 3 fatklı insan tipi görüyorum. Uyuyanlar, yaşayanlar ve bilgeler. 
Dünyadaki çoğunluk uyuyanlar kategorisine giren insanlardan oluşuyor. Bunlar sürekli dünya dertleriyle uğraşıp duranlardır. 
Nedense kaderin ağır imtihanları hep onların başına gelir. Korkunç hayatları vardır. Bir türlü güzel birşey gelmez başlarına. Hep bir dram, hep bir hüzün, hep bir dert vardır hayatlarında. 

İkinci grup kategorideki insanlar ilk kategoridekiler kadar kalabalık olmasa da, az değildir sayıları. 
Onların hayatları daha sıradandır. Çok büyük maddi sıkıntılar içerisinde büyümemişlerdir. Fena sayılmayan bir eğitim almışlardır. Daha sonra düzgün bir evlilik yapar, güzel çocuklar dünyaya getirirler. Yazları ailecek tatile çıkarlar vs. Ufak tefek sorunlar, sıkıntılar, acılar da yaşarlar tabiki ama genelde güzel sayılabilecek bir hayatları vardır. 

3. kategorideki insanların ise hayatları bir tık daha farklıdır. Onların sıradan acıları veya sıradan aile yaşantıları olmaz. Çünkü onların bu dünyaya geliş sebepleri diğer iki gruptakilerden daha farklıdır. 

İlk grup iradesini en az kullanabilen gruptur. Onlar tekamül yolculuklarının daha henüz başlangıç seviyesinde bulunurlar. Bu yüzden tabi oldukları yasa, ne ekersen onu biçersin yasasıdır. 
Bu ruhların onca acıları çekmeleri boşuna değildir. Sadece yaptıklarının bedellerini ödeyerek, arınıyorlardır. 
Dünyadaki tüm acılara bu gözle bakmaya çalışmak zorundayız. Çünkü bazılarımız dünyada var olup biten olumsuz en ufak bir olaydan sanki kendi başlarına gelmişcesine acı hissedebiliyorlar. Empati yeteneği kuvvetli olanlarımız bu yüzden derin acılar çekiyor ve bu dünyanın yükünü kaldıramıyorlar. 
Bu, bu dünyadaki acılara gözümüzü yummamız gerektiği anlamına gelmez asla. Sadece bir insan ne yaparsa yapsın doğruyu bulamıyorsa hem de yol göstermelere ve yardımlara rağmen bulamıyorsa, bizim geri adım atmamız ve onu kendi kaderiyle başbaşa bırakmamız gerekir. Ama maalesef bu konuda birçoğumuz zorlanıyor ve sevdiklerinin dertlerini üzerine alarak onlara yardım ettiğini zannediyor. Oysa sadece kader planlarına burnunu sokmuş oluyorlar. 

Herkesin bir karması vardır. Bazılarımızın da ortak karması vardır. İki insan yolunu birleştirmez boşuna. Ruhların birbirine verdikleri sözler, yapılmış olan kadersel anlaşmalar vardır. Bu anlaşmaların haricinde özgür irademizle birinin sorunlarına burnumuzu gereğinden fazla soktuğumuzda onun karmasından biz de etkilenmeye başlarız ve bunun çoğu zaman ağır bedelleri olur. 

İkinci kategorideki insanlar bu dünyaya kendilerini geliştirmek için geldiklerinden, özgür iradelerini ilk gruptakilere göre biraz daha fazla kullanabilirler. Çünkü karmik yasaların az da olsa ilk gruptakilere nazaran daha fazla bilincindedirler. Yani karma borçlarını yarıya kadar azaltmış, tekamül yolculuklarında yarı yolu katetmişlerdir. Bu insanların hayatlarında daha az acı olur. Maddi durumları genelde biraz daha iyidir. Çok fazla dünya derdiyle meşgul edilmezler ki ruhsal konulara zaman ayırabilsinler ve kendilerini bu alanda geliştirerek tekamül süreçlerini hızlandırabilsinler. 

3. gruptakiler lider öğretmenler, yani bilgelerdir. Onlar tekamül süreçlerinde geçmiş, sonsuz ve mutlak olana çoktan ulaşmışlardır ama bilerek yardım edebilmek uğruna bu boyuta tekrardan inmeye gönüllü olan nadir ruhlardır. 
Saf sevgi enerjisiyle ve yüce bir bilgelikle gelirler. 
Peygamberlerin hepsi bu kategoriye girerler. Ama bu kategoriye peygamberlik göreviyle gelmeyen insanlar da dahil edilebilinir. Sonuçta Hz. Muhammed ile peygamberler devri kapandı. Mehdi'yi bekleyenler hologram teknolojisiyle gökten indirilecek teknolojik bir ilahi varlığı beklediklerinden henüz habersiz olabilirler ama bundan sonra herhangi bir kurtarıcı gelmeyecek.
Ama bu bilge ruhların doğmadığı anlamına gelmiyor. 3. kategoriden olan varlıklar yinede dünyamıza gelmeye devam ediyorlar sadece görevleri peygamberlere göre biraz daha küçük kalabiliyor. Yine gelip öğretiyorlar ama arkalarından bıraktıkları belki sadece birkaç kitap veya öğreti oluyor. 
Özgür iradelerini tam potansiyel kullanabilen tek grup bu 3. gruptur. 

Bu 3 grubun özet bilgisini aklımızda bulundurarak, yukarıdaki soruyu kendimize tekrardan sorduğumuzda, özgür irade mi yoksa kader mi sorusunu cevaplandırabiliriz. 
İlk kategoridekiler için özgür irade diye birşey neredeyse söz konusu değildir. Onlar kaderlerini yaşar ve bu plan içerisinde neredeyse hiç denilebilecek kadar az değişiklik yapabilirler. İkinci gruptakiler ise kader planlarının içinde daha özgürdürler. Belirlenmiş yolları olsa da, hareket özgürlükleri vardır. 3. gruptakiler ise karmik yasaların dışında kaldıkları için özgür iradeleriyle hareket ederler.

Astroloji işte tam bu noktada bizlere yardımcı olur.
Kaderimizde var olan ve yaşamak zorunda olduğumuz olaylar hakkında bilgi verir. Bazen bu bilgi üstü kapalı şekildedir, bazen ise ayrıntısına kadar incedir.
Kader nedir sorusunun çok basit bir cevabı vardır. Kader hava raporu gibidir. Yarın havanın yağışlı olması kaderdir. Bu insanoğlunun değiştiremeyeceği bir gerçekliktir. Ama herkes bu havayı farklı şekilde değerlendirebilir. Kimisi botuyla, şemsiyesiyle ve su geçirmez kıyafetiyle dışarıya çıkıp, yağmurun tadını çıkarırken, kimisi de hiçbir önlem almadan dışarıya çıkıp hastalanacaktır. Hastalanmış olması onun kaderi değildir, karakteridir. Aklını kullanamamış olmasının bedelidir hastalığı.
Siz de yazılı olan kaderinizi bu şekilde düşünün. Astroloji haritanız sizin hava raporunuz. Bu haritada bazen gökgürültülü sağanak yağış gözükür, bazen ise güneş ve gökkuşağı.
Anların içinde seçenek yapma hakkına sahipsiniz. Bu yüzden aslında 1. gruptaki insanlar dahi karmik yasaların farkına vararak hayatlarını değiştirebilirler.

Biz günümüz koşullarında bambaşka bir dünyada yaşıyoruz. Tek bir ömre birçok ömrü sığdırabiliyoruz. Farklı ülkeleri ziyaret edebiliyor, farklı bir ırka mensup olmanın tadına varıyoruz. Bir meslekten diğerine atlıyor, bambaşka alanlarda kariyer yapabiliyoruz.
Biz ortaçağda yaşayan atamıza göre çok daha özgürüz. Sadece bu özgürlüğü bilgece kullanmıyoruz.

Bundan sonra hayattaki seçimlerinize dikkat edin. Olumsuz bir olayla karşılaştığınızda karşı tarafı suçlamak yerine hatanın çözümünü kendinizde bulun ve kaderinizi değiştirin. Çünkü özgür iradesini kullanmasını bilen insan için kaderin sunduğu seçenekler sonsuzdur.