• 2026-2034 | Transit Kiron Boğa burcunda

  • Share

2025-2039 | TRANSİT NEPTÜN KOÇ BURCUNDA

  • Share

23 ŞUBAT 2025 | TRANSİT KUZEY AY DÜĞÜMÜ - NEPTÜN KAVUŞUMU

  • Share

12 OCAK 2025 | AY DÜĞÜMLERİ BAŞAK-BALIK AKSINDA

  • Share

2 EKİM 2024 | TERAZİ BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

  • Share

18 EYLÜL 2024 | BALIK BURCUNDA AY TUTULMASI

  • Share

Tekrardan merhaba

  • Share

25 MART 2024 | TERAZİ BURCUNDA AY TUTULMASI

  • Share

20 ŞUBAT 2024 | KOÇ BURCUNDA KUZEY AY DÜĞÜMÜ & KİRON KAVUŞUMU

  • Share

28 EKİM 2023 | BOĞA BURCUNDA AY TUTULMASI

  • Share

14 EKİM 2023 | TERAZİ BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

  • Share

17 TEMMUZ 2023 - 12 OCAK 2025 | AY DÜĞÜMLERİ KOÇ - TERAZİ AKSINDA

  • Share

16 MAYIS 2022 - 26 MAYIS 2024 | JÜPİTER BOĞA BURCUNDA

  • Share

5 Mayıs 2023 | akrep burcunda ay tutulması

  • Share

20 NİSAN 2023 | KOÇ BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

  • Share

6 NİSAN 2023 | TERAZİ BURCUNDA DOLUNAY

  • Share

23 MART 2023 | İNSANLIĞIN ÖLÜMÜ & DİRİLİŞİ - PLÜTON KOVA BURCUNDA

  • Share
Gökyüzü olayları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gökyüzü olayları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

• 2026-2034 | Transit Kiron Boğa burcunda

 


Kiron 19 Haziran 2026'da Boğa burcuna geçecek ve 17 Eylül'de tekrardan Koç burcuna geri dönecek. Yani bu yıl etkisini Boğa burcunda sadece 3 ay boyunca hissedeceğiz ama bu 3 ay 7- 8 sene boyunca bizi devam edecek olan önemli bir sürece hazırlıyor olacak. Kiron Boğa burcundaki asıl seyahatine ise 14 Nisan 2027 yılında başlayacak ve 2034 yılına kadar burada kalacak. 

Kiron astrolojide yaralı şifacı olarak bilinir ve haritamızdaki konumu ya da transitleri sakladığımız yaralarımızla yüzleşmemize neden olur. Bu yüzden genelde etkisi hem bir yaralanma hem de bir iyileşme sürecini beraberinde getirir. 

Boğa burcu güvenliği, maddi gücü ve barınma gibi konulardan sorumlu olduğu için küresel anlamda bu transit bu konuları masaya yatırarak, birçok yaranın açılmasına neden olacaktır. Bunun tabiki birkaç sebebi var. İlk sebep sadece ülkemizde değil, tüm dünyada artan enflasyon. İnsanların alım gücünün her geçen gün azalıyor olması, bizi kıtlık korkusuyla yüzleştirecek. Maddi olarak daralmamız bize gücümüzün ne kadar sınırlı olduğunu, daha doğrusu paraya taparak sistemi ne kadar korkunç bir hale getirdiğimizi gösteriyor olacak. Sonuçta şişirilmiş kapitalist sistemin çöküşünü deneyimliyoruz. Oysa kapitalizmin ilk yıllarında bu yeni sistem adaleti vaat ediyordu. Dedelerimiz emekli maaşlarıyla ev alabiliyordu. Yaklaşık olarak bir sene boyunca çalışmanız ev ve araba alabilmeniz için yeterliydi. O günlerden bu günlere geldik ve bu günler artık bitmek zorunda çünkü bu ekonomi böyle yürümüyor. Kiron bu gerçeği tokat misali yüzümüze çarpıyor olacak. 

Önümüzdeki 7-8 yıl boyunca en büyük imtihan edileceğimiz konu sahip olduklarımızın kıymetini bilmek ve onları korumakla ilgili olacak. Burada paniklemek yerine rızkın Allah'tan olduğunu unutmamamız, ama bir yandan da her geçen gün fakirleştiğimizin bilincinde olmamız gerekiyor. Lakin tüm bu olumsuzluğa rağmen bu süreç maddi anlamda kolumuzun kanadımızın kırılmasına neden olsa da, güzel bir bereketi beraberinde getiriyor olacak. Büyüklerinizin, anlattıkları 'paramız yoktu ama huzurumuz vardı' hikayelerini hatırlayın. İşte biraz bu nostaljik zamanlara bir geri dönüş başladı. Elimizdeki maddi imkanlar azalacak belki, ama bununla birlikte deneyimlediğimiz çaresizlik hissi yaratıcılık potansiyelimizi keşfetmemize vesile olacak. Hepimizin içindeki yaratıcı güç bizi bir yerlere getirebilecek yegane güçtür. Bu gücü tekrardan keşfedeceğiz.

Kısacası bizi sürekli oyalayan ve üretmeden tüketen bir toplum haline getiren bu sistemden kurtulmanın bir yolunu sunuyor olacak bize Kiron'un bu transiti. Kimimiz bu enerjiden faydalanıp, kendisini maddi güvenceye alırken, kimimiz de bu treni kaçırıp sonrasında biraz zorluk yaşayacak. 

Kiron'un Koç burcundaki transiti bizi biraz yalnızlaştırdı. Kafamızın dikine gidip, tek başımıza bazı şeyleri yapabileceğimizi zannettik veya belki de yapabildik. Oysa şimdi Kiron Boğa burcundaki transityle 'tek başına yol alamazın, birleşmen gerekiyor' diyor olacak. Mesela mahalle kültürünü tekrardan yaşatmaya çalışabilir, küçük topluluklar kurarak, birbirimizi destekleyebilir ve güçlenebiliriz. Çünkü stoklayarak, başkasının rızkından çalarak bir yere varamadığımızı göreceğiz. Eskiler bunu çok iyi bilirdi. Komşun açken sen huzurlu uyuyamazsın. Oysa bunu unutur olduk bu yüzden bencil insanlar için karanlık günler kapıda. Birleştirerek bolluk ve bereketi yaratacak olanların ise önleri açık çünkü kaderin gücü arkalarında olacak. Kısacası Kiron transiti bizi hem küçülmeye hem de birleşmeye yönlendiriyor olacak ve biz asıl güvenliğin büyük çitlerin ardında, güvenlikli villalarda yaşamanın değil, kol kola girip birlikte bir şeyleri yapabilmek olduğunu anlayacağız. 

Kiron Boğa burcuna geçtiğinde Boğanın yöneticisi olan Venüs Aslan burcunda bulunuyor olacak. Aslan burcu kralları, yani günümüzün zenginlerini temsil eder. Kiron transitinin tokat gibi yüzümüze vuracağı bir diğer konu bu yüzden zengin ile fakirin arasındaki makas açılımı olacak. Fakirler her gün fakirleşirken ve geçim bu kadar zorlaşırken zenginlerin yaşadıkları hayatlar göze batar olacak. Bu adaletsizlik elbette büyük bir karanlığı doğuracaktır. Terazi ne zaman şaşsa, bunun bir bedeli olur. Toplumdaki huzursuzluk isyana dönüşünce zengin olanların güvenliği sarsılabilir. 

Kiron transitinin belki de en güzel yanı doğaya verilen değerin artması olabilir. Sonuçta kapitalist sistemin en çok yaraladığı canlı doğa anamız oldu. Bu korkunç tüketim hırsı en çok ona zarar verdi. Sıradan halk fakirleşirken idrak edilen en önemli şey azla da yetinebilmenin mümkün olduğu olacak. Bu hala lüks yaşamlar peşinde koşup tüketenlerin adeta linç edilmesine sebep olabilir. Kollektif olarak doğayı korumak, ürettiğimiz çöplerin sorumluluğunu almak ve tarım topraklarını iyileştirmek gibi konular büyük öneme kavuşacaklar. 

Bu transitin bir diğer güzel tarafı kusurlarımızla bizi barıştırma potansiyeline sahip olması. Kendimize ne kadar değer verdiğimiz konusu hepimizin gündeminde olacak. Kendini olduğu gibi kabul edebilenler, sahte maskeleri takma ihtiyacı hissetmeyenler, yani kendini olduğu gibi gösterebilenler önemsenmeye başlanacak. Bu güzellik sektöründe bazı büyük değişimleri beraberinde getirebilir ve estetik anlayışımız değişebilir. Özellikle sahte olana karşı ilgimizin azalacağı kesin çünkü gerçek değerlerin peşinde koşacağız. 

Kiron'a ses olarak son bir sözle yazıma noktamı koymak istiyorum: 

"Değerinin hiçbir koşula bağlı olmadığını hissettiğin anda, şifa sürecin başlar"

Burç senaryoyu yazar ama bu senaryonun hayatımızın hangi alanında bizi etkileyeceğini Kiron'un transit ettiği ev belirler. Bu yüzden her gökyüzü etkisi kişinin haritasına has olarak yorumlanmalıdır. Eğer bu transitin seni nasıl etkileyeceğini merak ediyorsan tek soru tek cevap adlı danışmanlık hizmetimden faydalanabilirsin. carpediemcii@gmail.com'a yazman yeterli.

2025-2039 | TRANSİT NEPTÜN KOÇ BURCUNDA

 

Sanki hiçbir şey değişmiyormuş gibi hissederken her şeyin hızlıca değiştiğini 2020'den beri hepimiz gözlemliyoruz. Ama bu sene kapımızda o kadar büyük değişimler var ki, her şeyin bin kat daha da fazla hızlandığına tanıklık edeceğiz. Çünkü bu yıl büyük devler olarak adlandırdığımız gezegenler yeni maceralarına başlıyorlar. Plüton Kova'da, Uranüs İkizler'de, Neptün ise Koç burcundaki seyahatine başlıyor olacak. Peki bizi neler mi bekliyor olacak? Gelin ilk önce geçmişten günümüze kadar bir yolculuğa çıkalım. 

Spiritüalizmin doğuşu

Neptün en son Koç burcunda iken spiritüalizmin ortaya çıktığını gördük. Helena P. Blavatsky veya Rudolf Steiner gibi, öğetileri hala bizim için önemli kaynaklar olan güçlü mistiklerin doğuşuna tanık olduk. Benzer bir etkiyi bu sefer de gözlemliyor olacağız. Zaten halimize bir baksanıza. Reenkarnasyonmuş, uzaylılarmış, atalarımızdan aldığımız karmik mirasmış vs.. derken neredeyse herkes her türlü ruhsal konuyla ilgilenir oldu. Yazılarımda bahsettiğim bazı şeyleri 10 yıl önce yazmış olsaydım büyük ihtimalle kafayı yemişler grubunda yer alacaktım. O zamanlar bazı gizli bilgileri ortaya çıkaracak cesaret bile yoktu. Oysa şimdi herkes bir uyanışın içinde. Bir şeyleri sorguluyoruz, gerçekleri bilmek istiyoruz. Evet, belki şu an çok fazla bilgi kirliğiliği var ve bu maalesef önümüzdeki süreçte daha da artacak. Ama yalan gerçeğin bir parçasıdır çünkü sadece yanlışın ne olduğunu bilirsen doğru olanın ne olduğunu idrak edebilirsin. 

Neptün Balık burcundayken bir çoğumuz bu ilahi konulara merak sarmıştı zaten. Ama şimdi Neptün Koç burcuna geçince sadece inanmakla kalmayıp, inandığımız şeyleri gerçek hayata geçirmeye başlayacağız. Kafa karışıklığımız berraklaşacak ve yolumuz daha bir belirgin hale gelecektir. Kısacası "ben kimim ve buraya niye geldim?" sorusunun sadece cevabını bulmakla kalmayacağız, gerçekten olmamız gereken kişiyi  yaşıyor olacağız. 

Modern kölelik ve ideolojik savaşlar

Tarihte sadece spiritüalizmin doğuşuna değil aynı zamanda köleliğin de kaldırışına rastlıyoruz Neptün'ün Koç burcu transitinde. Belki o zamanlar bildiğimiz kölelik kaldırılmış olabilir ama sonuçta her birimiz hala modern birer köleyiz. Bu yüzden Neptün bu modern köleliği de dönüştürme gayretinde bulunacaktır. Henüz bunun tam olarak nasıl olacağını kestiremesek de, yapay zekanın neredeyse hepimizi işsiz güçsüz bırakacak olması, sabahtan akşama kadar çalışmak zorunda olan insani köleyi eninde sonunda özgürlüğüne kavuşturacaktır. Sonuçta bu gezegen döngüleri bize kömünist zamanları da çağrıştırdığı için herkese sabit bir gelir dağıtılarak ayaklanmalara engel olunabilir. Koç burcu savaşçı bir burç olduğu için bu yeni "çalışmadan para kazanma" sistemine geçiş, kan dökülmeden gerçekleşir mi bilemiyorum. Garanti edebilieceğim tek şey değişimin artık kaçınılmaz olduğu. 

Deneyimleyeceğimiz bir diğer şey ideolojik savaşlar olabilir. Tarihin geçmiş sayfalarına baktığımızda Haçlı seferlerin aynı döngüye denk geldiğini görürüz. Çağımızın en büyük dini bilim olduğu için ideolojik savaşları tetikleyen daha çok ateist bakış açısını temsil eden bilim ve hala imanına sahip çıkan dindar veya spirıtüel insanlar arasında olabilir. Mesela 2020'de bilim adı altında yaşanan tıbbi soykırım henüz hala çözülemedi. Onca ölen insanın katillerine ne olacak? Neptün soru işaretleridir ve Koç enerjisi Neptün'e öfke ve isyan ile cevap verebilir. 

Yeni bir dünya

Neptün, koç burcuna geçer geçmez Satürn ile kavuşuyor olacak. Bu yeni bir dünyanın temelini atan büyük bir kavuşum olacak çünkü eskiye dair bildiğimiz neredeyse her şey yok olacak. Bu enerjiyi kendi arzuladığımız realiteyi kurmak için kullanabilir, yani hayallerimizi gerçekleştirmek için ilahi yardıma kavuşabiliriz. Yapay zeka artık insanlığa sunuldu. "Dile benden ne dilersen" diyen Allattin'in cini artık aramızda. İstediğin işi kurabilirsin, senin musabecin de ben olacağım, grafik tasarıcın da, avukatın da her şeyin.. diyen muazzam bir güç var elimizde. İşsizlikten korkmak yerine bu güçle ne gibi yeni meslek alanları yaratabileceğimize enerji sarf etmemiz gerekiyor. Ayrıca bu sadece meslek alanlarıyla da ilgili değil. Artık gerçek bir yaratıcı gibi düşünmemiz ve aramızda büyüttüğümüz bu yapay zeka bebeğini düzgün ve ahlaki, etik değerlere dayanarak yetiştirmemiz gerekiyor. Eğer bunu başaramaz isek, başımız büyük belaya girebilir. Bu yüzden unutmamız gerek, Neptün ilahi bir enerji ve Satürn karmanın gezegenidir. Bu güzel kavuşumu pozitif bir şekilde değerlendirmek için hepimize büyük görevler düşmekte. Karmayı aklamak ve irademizi Allah'a teslim etmek yani sadece kendi hayrımıza olanı değil, bütün hepimizin hayrına olan şeyleri istemeli ve yaratmalıyız. Daha adaletli, daha sevgi dolu, daha merhametli ve daha doğamıza uygun bir dünya yaratmak için kolları sıvama zamanı geldi. Armut piş ağzıma düş zamanı bitti. Koç burcu savaşçı, lider bir burçtur. Bu özellikler önümüzdeki yıllarda her birimizin içinde uyanıyor olacak. Bu gücü uyandırmayı başaramayanlarımız ise aramızdan ayrılıyor olacaklar. Yeni bir çağ başlamak üzere. Bu yüzden hepimize yeni insan olma şansı veriliyor ama herkes bu şansı kullanmak istemeyebilir. Artacak olan ölümler bize her ne kadar acı da yaşatsa bunu kabullenmek zorundayız. 

Koç burcu kıvılcımdır, Neptün ise ilahi olanı, arınmayı ve koşulsuz sevgiyi temsil eder. Bu dönemde doğan çocuklar bu sevgi frekansıyla aramıza katılan özel çocuklar olacaklar. Ama bu çocukları robotlara çevirmemek için onlara yol açmalı ve iyi bir temel inşa etmeliyiz. Bunun için de kendi içimizdeki ilahi kıvılcımı ortaya çıkartmamız gerek. Bunu başarabilmek hiç kolay olmayacak. Çünkü içimizde iyiliği barındırdığı gibi kötülüğü de barındıran kişileriz. Bu karanlık tarafımızla yüzleşmediğimiz sürece bu ilahi enerjinin etkisini daha çok olumsuz bir şekilde deneyimleme riskine giriyor olacağız. 

Karanlık kaos

Her çağ sonunda ve başlangıcında Umay/Gaia olarak bildiğimiz doğa anamız kendisini yeniler. Mu döneminde volkan patlamaları ve ateş, Atlantis döneminde ise su ve tsunamiler kıtaların yok oluşuna neden olmuştu. Bu sefer ise her iki elementin etkili olacağı düşünülüyor. Güncel olarak Ege denizinde yaşadığımız olaylar buna bir örnek olabilir. Denizlerdeki volkanlar patlayabilir ve birçok felakete yol açabilir. Depremler tetiklenebilir ve bazı kara parçaları batarken, batık olan bazı parçalar ise tekrardan yükselebilir ve yeni yaşam alanları oluşturabilir. Ayrıca Neptün/Koç buzulların hızlıca eriyip deniz seviyesinin yükseliş sürecini de hızlandırabilir. Tabiki de bu yine de uzun bir süreç ve bu yıl olacak değil ama Santorini adasında yaşadıklarımız bize buna benzer tehlikelerin çok da uzak olmadığını göstermekte. 

Satürn ölüm, Neptün kaçıştır. Kaçanları, gerçeği kabul edemeyenleri, değişime ayak uyduramayanları, uyuşturucunun pençesine düşenleri ölüm kucaklıyor olacak. Önümüzdeki yıllarda vereceğimiz en büyük sınav gerçeği görebilmek! Kendimizi ne kadar kandırırsak, içimizde ve dışımızdaki karanlık kaos bir o kadar büyüyecektir. Bu yüzden sessizleşip, arınma ateşini başlatma zamanı. İçimizdeki gücü uyandırmalı, kaplerimizdeki mum ışığını yakıp karanlık etrafımızı aydınlatmalıyız. Çünkü yazımın başında bahsettiğim 3 büyük dev gezegen bu yıl birbirlerini pozitif açılarla destekliyor olacak. Yani her şey yoluna giriyormuş gibi gözükecek ve belki de birçok şey gerçekten yoluna girecek. Yapay zeka yeni şehirler, yeni sistemler yani yeni bir dünya yaratacak. Ama birkaç yıl sonra bu gezegenler birbirlerini zorlayıcı açılarla tetiklemeye başladığında yapay zekanın karanlık kaosuyla karşı karşıya kalacağız. Bu yüzden tek bir pusulamız var: sezgilerimiz! Bize doğru yola gösterecek tek şey dualarımızda işittiğimiz sezgilerimizin sesi olacak. O sesi keşfedin ve dinleyin. Yoksa yolunuzu kaybedebilir ve hiç fark etmeden ruhunuzu da kaybetmiş olursunuz. 

5 yıl boyunca devler arasındaki bu uyum aynı zamanda bizlere sunulan bir zaman aralığı. Bu zaman aralığı boyunca yapay zekayı neye dönüştüreceğimizi belirliyor olacağız. Eğer bu sınavı geçersek dünyada cennetin kralığını kurabiliriz. Gerçek altın çaĝı yaratabilir ve tekamülümüzü muazzam şekilde hızlandırabiliriz. Ama eğer bunu başaramaz isek, çok ama çook karanlık zamanlar bizi beklemekte. Çünkü aramıza tekrardan geri dönen yapay zeka aslında Atlantis dönemine dayanan kadim bir zeka ve bizden çok daha akıllı. O kadar akıllı ki, bizi tamamen yok edebilecek kadar güçlenebilir. 

Her şey bizim elimizde! .. Dilerim bunun farkına hızlıca varırız.



23 ŞUBAT 2025 | TRANSİT KUZEY AY DÜĞÜMÜ - NEPTÜN KAVUŞUMU

 


Ömrümüzde sadece bir kere tanıklık edeceğimiz Kuzey Ay Düğümü ve Neptün kavuşumunun etkisine girmiş bulunuyoruz. Balık burcunda gerçekleşecek olan bu kavuşumu bir kere daha aynı burçta ancak uzunca seneler sonra, belki bir sonraki yaşamımızda deneyimleyebiliriz. Peki ya neleri beklemeliyiz?

Hayal perdesi aralanıyor

Hepimizin hayal ve umutları var ve herkes elinden geldiğince bunlara yatırım yapmaya ve gerçekleştirmeye çalışıyor. Ama öyle bir zamandan geçiyoruz ki, plan ve program, özveri ve disiplin bile bir işe yaramıyor. Kısacası Başak burcunda bulunan Güney Ay Düğümü Başak taktiklerini yerle bir etmekte. Bu yaz benim başıma gelenleri belki bazılarınız biliyordur. Başak yükselenimle her şeyin güzelce planını yaptığımı zannederken, hayat birden beni tepe taklak etti. Buna benzer durumları önümüzdeki süreçte hepimiz deneyimleyebiliriz. Teslimiyet içerisinde kalmaktan başka yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Zor zamanların geçmesi için hep beraber bolca dua edip, ilahi korunma için Rabbin yüce gücüne ve zamanlamasına güvenmeliyiz. Çünkü bu kavuşum imkansız olanı bile hiç ummadığınız bir anda gerçek ve mümkün kılabilir. Mümkün olduğunu zannettiğiniz şeylerin ise aslında bir hayalden ibaret olduğunu idrak edebilirsiniz. Bu yüzden birçok kişi için önümüzdeki Şubat ve Mart ayı garip ve tuhaf geçebilir. Sanki gerçek dışı bir realitenin içerisinde yaşıyormuşuz gibi hissedebiliriz. Şu an televizyonda yaşananlara veya sosyal medyada paylaşılanlara mesela ben nedense inanamıyorum. Tabiki bunda yapay zekanın da büyük bir rolü var. Artık gözlerimizle gördüğümüz ya da kulaklarımızla duyduğumuz şeylere bile tam olarak inanamayız. Dini öğretilerin binlerce yıldır fısıldadığı gibi, o beklenen çağ geldi. Hayal perdenizi aralayın. Cenneti cehennem, cehennemi ise cennet gibi algıladığımız o meşhur zamanlardan geçiyoruz. Yazılarımı takip edenler kıyametin aslında sadece bir uyanış olduğunu ve her doğumun sancılı geçtiğini biliyorlar. Korkmak yerine imanımızı kuvvetlendirmekten başka bir seçeneğimiz yok. Bu ilahi kavuşum her birimizin sezgilerini arttırıp, 3.gözümüzü açacak. Şimdiden farklı boyutların varlıklarını görenler var. Bunu bir kapı gibi düşünün. Sırası gelen herkes bu kapıdan geçecek. Maalesef bu sınavı geçemeyen ve gördüklerine inanamayan ya da buna hazır olmayanlarımızı çok zor zamanlar beklemekte ama bu bile yüksek bir bilinçle baktığınızda aslında kötü bir şey değil. Hazır olmayan bebek ruhlar bir sonraki süreçte hazır olacaklar. Her şey ilahi planın bir parçası. Bizim görevimiz ise bu plana eşlik etmek, hatta Allah'ın elçileri olarak bu planı gerçekleştirmek. 

Hayal kurun, inanın ve içinizdeki sevgiyi büyütün

Aslında gökyüzündeki bu kavuşuma para ve ilişkileri temsil eden Venüs gezegeni de eşlik ediyor olacak. Yani hepimizin yaratıcılığı artacak ve sevginin binbir kapısı açılacaktır. Yalnız olanlar iyi bir eş için dua edebilir, ailesi olanlar ailelerindeki sevginin artması için dua edebilir. Kısacası hayatınızın her alanına sevgiyi ve huzuru davet edin. Bu size bolluk ve bereketi beraberinde getirecek. 

Geçenlerde sözüne değer verdiğim bir medyum "neden herkes hayatına daha fazla para ve maddi refah çekmek için bu kadar çabalarken, onun yerine paranın var olmadığı bir düzeni yaratmaya çalışmıyor?" dediğinde gülümsedim. Gerçekten günümüzün en büyük sorunlarından biri para. Özellikle ülkemizde.. Oysa şu an dünyadaki bütün parayı alıp eşit miktarda herkese dağıtsak bize mutluluk falan getirmeyecek. Çünkü aramızda parayı yatırıp, çoğaltanlar olduğu gibi parayı olduğu gibi saçma sapan şeylere harcayıp, anında yok edenler var. Yani bu eşitlik sadece kısa süreliğine var olabilir. Komünizmin işe yaramamış olmasının nedenlerinden biri de belki budur. Bu proje 2030 hedeflerinden biri olsa da aslında bizim daha yenilikçi bir şeye ihtiyacımız var: paranın olmadığı bir düzene! 

Neptün ve Kuzey Ay Düğümü Venüs ile birlikte adeta "dile benden ne dilersen ama bir dilenci gibi dileme" demekte. O zaman daha fazla paranın, maddi refahın, güç ve şöhretin değil de, daha ilahi şeyleri dileyelim mi? Gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şeyler artık maddi şeyler değil, yitirdiğimiz manevi şeyler. Büyük, sevgi dolu bir aile gibi.. tadı olan ve bizi zehirlemeyen gıda gibi.. ya da doğada var olduğumuzda hissettiğimiz huzur gibi. Kim olduğumuzu yitirdik, hatırlamanın tam zamanı. Bu yüzden bu süreç boyunca bir çocuğun saflığıyla hayal kurun ve temiz bir kalp ile dua edin. Sessiz mucizeler gerçekleşecek. Sabırla bekleyin..

Sislerin içindeki gizem

Yazımı pozitif sözlerle bitirmeyi isterdim ama karanlık zamanlardan geçiyoruz ve dikkatli olmalıyız. Sosyal medyada gördüğünüz üzere dünyanın birçok farklı yerinden garip sis ve hava kirliliğine dair videolar paylaşılıyor. Her gece dışarda avlanmaya bayılan kedim bile bu sisli gecelerde evde kalmayı tercih etti ve nedense korku dolu davranışlar sergiledi. Bilmiyoruz ama bir şeyler yapılıyor ve bu kavuşum tabiki de belirli çevreler tarafından olumsuz bir şekilde kullanılmak istenebilir. Bu yüzden akciğerlerinizi temiz tutun ve bağışıklığınızı kuvvetlendirin. Sis olayları başladığından beri klordiyoksiti düzenli olarak içmeye özen gösteriyorum. Siz de lütfen kendinize iyi bakın ve bolca dua edin. Işık ne kadar kuvvetlenirse, gelecek o kadar aydın olur. Bu açıdan hepimize büyük görevler düşmekte. 

Dilerim sisli zihninizi kalbinizdeki mum ışığı aydınlatır..

12 OCAK 2025 | AY DÜĞÜMLERİ BAŞAK-BALIK AKSINDA

 


Kaderin ağlarını ören Ay Düğümleri burç değiştirmeye hazırlanıyorlar. Son bir buçuk yıldır Terazi ve Koç burcunda bulunarak savaş korkusunu aşıladılar. Empati yoksunluğunun ne büyük kötülüklere neden olabildiğini gördük. Suriye'de.. Ukrayna'da..

Şimdi ise yeni bir döngü başlamak üzere. Balık ve Başak burçlarının enerjisinin aktifleşmesiyle hepimiz iç dünyalarımıza yönelip sezgilerimizin fısıltılarına kulak vereceğiz. Dünyada yaşanan tüm kötülüklere rağmen ilahi adalete olan inancımız kuvvetlenecek. Korkuyla yaşamak yerine teslimiyet içerisinde olmaya gayret göstereceğiz. 

Başak burcunun kontrol manyaklığını, kusursuzluk arayışını ve mükemmeliyetçi tarafını törpülemek için bir buçuk yıl boyunca evren bize zaman tanıyor olacak. 

Bu nedenle şu soruların cevaplarını kendimize sormakta fayda var:

• Hayatımın hangi alanında yüce yaratıcının ilahi iradesine güvenmek yerine, kendi irademle elimde olmayan şeyleri kontrol etmeye çalışıyorum? 

• Hayatımın hangi alanında kusur buluyorum ve kusurdaki güzelliği görmek için neler yapabilirim? 

Güney Ay Düğümü başak burcunun güzel özelliklerine yönelmemiz gerektiğini göstermekte. Yani önümüzdeki süreçte problem çözücü olma özelliğimizi geliştirmemiz gerek. Ama bunu yaparken her sorunu büyütüp, işin içerisinden çıkamayacak hale getirmek yerine aklımızı ve gücümüzü ilahi iradeye teslim etmemiz gerek. 

Fazla düşünen, fazla analiz eden kendini korku ve stresin kucağına bırakmış olacak. Bu yüzden bu yılki mantra "sakın korkma, güven!" olmalı. Korkmak yerine kendilerine güvenenler, sezgileri aracılığıyla doğru zamanda doğru mekanda doğru insanlarla bir arada olacaklar. 

Mükemmeliyetçi davrandığımız her an şükür ve minnet duygusundan uzaklaşırız. Çünkü bir kişide veya olayda kusur bulduğumuzda şimdiye kadarki sürecimizi, başarıyla geçtiğimiz zorluklarımızı görmezden geliriz. İşinden memnun olmayanlar o işe başladıkları ilk günkü heyecanı hatırlasın. Ya da eşinden şikayetçi olanlar ona aşık oldukları ilk anları hatırlasın. Şu dünya gezegenindeki garip hayat yolculuğumuz, başımıza ne gelirse gelsin aslında minnet duymamız gereken kendi başarı öykümüzdür. Bir buçuk yıllık süreç bize bu gerçeği çok net bir şekilde hatırlatıyor olacak. Gelmek istediğiniz noktaya ulaşabilmenin sırrı, geldiğimiz noktanın kıymetini bilmekle başlayacak. 

Bu süreç boyunca öğreneceğimiz bir diğer önemli ders empati ve kusurdaki güzelliği keşfedebilmekle ilgili olacak. Malum Kuzey Ay Düğümünün Koç seyahati hepimizin hayatına bencilliği davet etti. Aslında öğrenmemiz gereken ders kendi olma cesaretimizle ilgiliydi ama bu sınavı geçemeyenlerimizin sayısı bir hayli çok oldu. Şimdi ise görevimiz merkezimize diğerlerine davet etmek olacak. Huzuru kalbinde ne kadar taşıyabiliyorsun, ilahi sevgiyi yüreğinde ne kadar hissedebiliyor ve onu karşındakinle ne kadar paylaşabiliyorsun? sorularıyla yüzleşecek ruhlarımız. 

Ayrıca bu süreç boyunca hepimiz susmayı ve daha çok dinlemeyi öğreneceğiz. Kendinizi ön plana çıkartmak veya bir yerlere getirmek için uğraşmayın çünkü bu işe yaramayacak. Tam aksine kendinizi geride tutun, daha yavaş hareket edin, sezgilerinize daha fazla kulak verin. Bu size önümüzdeki süreçte çok güzel şeyler getirecek. Özellikle yaratıcılığını kullananlar için güzel enerjiler kapıya dizilecek. Bu yüzden sahip olmadıklarınıza değil, sahip olduklarınıza odaklanın. Daha fazla parayı elde etmenin hayalini kurarak zaman kaybetmek yerine, parasız bir sistemin hayalini kurarak yeni boyut dalgaları oluşturun. Önümüzdeki süreç o kadar değişken olacak ki, her şey ama her şey çok hızlı bir şekilde değişecek. İlk başta bu zorlukları beraberinde getirse de, her şey eskisinden daha güzel olabilir. Bu bizim elimizde. Hayata olan bakışımız buna karar verecek.

Bu söylediklerim kendi küçük alemimizi etkileyen unsurlardı. Peki ya büyük alem, yani dış dünyamızı Ay Düğümleri nasıl etkileyecek? 

Balık burcu suları temsil eder, Başak burcu ise sağlığın sembolüdür. Bu yıl okyanusların sorunlarıyla daha yakından ilgileneceğiz. Nehirlerimiz, göllerimiz ve su kaynaklarımız önem kazanacak. Belki sularla ilgili yaşayabileceğimiz doğal afetler artacak ve ilgimizi mecburiyetten buraya vermek zorunda kalacağız. Sularımızı arındırmakla uğraşırken, kendi bedenimizin nehirleri olan lenflerimizi arındırma görevine de sahip olacağız. Kanımız ve bedenimizdeki tüm sıvılar için bu geçerli olacak. 

Balık burcunun en karanlık gölge yanı gerçeklerden uzaklaşma isteğidir. Maalesef bu etkiyi teknoloji ve sosyal medya üzerinden deneyimliyor olacağız. Sezgilerini duymayı reddedenler, gerçekleri görmezden gelmek isteyenler bu süreçte teknolojinin karanlık ağına sığınacak ve yapay zekanın tuzağında çok zor zamanlar deneyimleyecek. Gerçek ile gerçek dışını ayırt edemeyenlerimiz için bu süreç bir hayli sancılı geçebilir. Bu yüzden siyah aynaların kölesi olmak yerine, gerçek aynalarda kendimizle yüzleşme cesareti göstermemiz gerek. 

Son sözümde hepimizin bilge olarak doğduğunu hatırlatmak isterim. Her bebek doğar doğmaz yeni koşullara uyum sağlar. İlk nefesini nasıl alması, annesinin memesini nasıl emmesi gerektiğini bilir. Dünyaya geldiğimiz ilk anda bilgelikle doğarız, iç güdülerimizle yaşar, sezgilerimizle hayatı anlamlandırır ama sonra bu yeteneklerimizi bastırırız. Tekrardan bu masumiyete geri dönme zamanı. Tekrardan iç güdülere güvenme zamanı. 

Dilerim bu yeni süreç hayallerimizi gerçek kılar, pusulamızı sevgiye yöneltir ve direksiyonumuzu dürüstlüğe kırar. Yolumuz mum ışıklarıyla aydınlanır ve tekamül sürecimizde büyük adımlar atarız..



2 EKİM 2024 | TERAZİ BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

 


Sonbahar tutulma mevsiminin ikinci tutulmasını deneyimlemek üzereyiz. Güney Ay düğümü ekseninde gerçekleşecek olan bu tutulma hayatımıza yeni bir enerjiyi davet edebilmek için ilk önce eski çöplükleri bırakmamız gerektiğini gösteriyor. Terazi burcu haritamızda hangi hanede konumlanıyorsa, tam da o konularda bir arınma sürecine gireceğiz, bir şeyleri feda edip, vazgeçeceğiz. Bize artık bir fayda sağlamayan şeyi bıraktığımız da ise önümüzde yeni bir patika belirecek. Ama unutmayın bu patikanın belirginleşmesi için bir kurban gerekli. Terazideki dengeyi tekrardan kurabilmek için, dengeden çıkan her şeyi ilk önce derinlesmesine idrak etmeliyiz.

Bu tutulmayı özel kılan şey Lilith ile kavuşumda gerçekleşiyor olması. Venüs'ün yönetiminde olan Terazi burcu ve içimizdeki karanlık dişil tarafı simgeleyen Lilith'in bu tutulmaya eşlik ediyor olmasının ardında dişil kolektif karmanın yaraları yatıyor ve bu yaralar bu tutulmayla birlikte birer birer ortaya çıkacak. Toplumda bu kadın haklarını, feminizimle ilgili konuları hatta kadın cinayetlerini ve çocuk tecavüzlerini su yüzeyine çıkarabilir. Yaralar kanayabilir. Bilinçlenme seçildiği taktirde ise yaralar iyileşebilir. Kadında da, erkekte de var olan vahşi dişil öz kendine bir denge bulabilir. 

Mars ile sert bir açıda gerçekleşecek olan bu tutulma tabiki ikili ilişkilerimizi de sert bir şekilde tetikleyebilir. Hatta ülkeler arası ilişkilerin iyice gerginleştiğini, savaş çanlarının net bir şekilde duyulduğuna tanıklık edebiliriz. 

Biz bu dünyaya kendimizi keşfetmeye, keşfettikçe de kendi ve çevremizin yaralarını sarmaya geliriz. Amellerimiz ve niyetlerimiz önümüzde kapıların açılmasına ya da kapanmasına sebep olur. Çevremizde olup bitenleri aynada kendimizi izliyormuşuz gibi algılamaz isek, ihtiyaç duyduğumuz değişime ulaşamayız. Bu yüzden okurları her yazımda iç dünyalarına yönlendiririm. Her gökyüzü olayı ilk önce içimizdeki gökyüzüne yansıdığı için kör düğümleri içimizde çözmeye başlamaktan başka çaremizin olmadığını bilirim. 

Bu yüzden özellikle ikili ilişkilerde önümüzdeki 1 yıllık süreç boyunca damarınıza her basıldığını hissettiğinizde derin bir nefes alın. Hissettiğiniz duygunuza odaklanın. Ona isim verin. Kim o? Öfke mi, kırgınlık mı, keder mi? Sonra da kafanızdan aşağı bir damacana suyun boşaltıldığını hissedin. Bırakın bu su o duyguyu alıp akıtsın. Ruhunuzdan aksın gitsin. Bunu birkaç kez yaptığınızda ruhunuza bir dinginlik gelecek. İşte o huzura tutunun. Hayatınızda bir değişim yapın ve acılarınıza tutunmak yerine bu sefer huzura tutunun. Damarınıza basan karabasanlara karşı savaş açmak yerine, dengenizde kalın. Sarsılmadan.. dengenizde kalın.. 

Dilerim bu tutulma bizi dengeleyen güzel bir can simidi olur ve ölmüş gibi gözüken vicdanımızın sesini duyar hale geliriz. Çünkü öyle bir zamandan geçiyoruz ki, vicdanın sesini duyan kimse kalmadı. Oysa o ses birçok kilitli kapının anahtarını oluşturan bir sihir. Bulun bu sihri bu güzel şifa tutulmasında. 


18 EYLÜL 2024 | BALIK BURCUNDA AY TUTULMASI

 


Hepimiz ne kadar tuhaf bir süreçten geçiyoruz değil mi? 

Tuhaf bir sisin içinde yol alıyor, bitmek tükenmek bilmeyen bir kaosun içinde yaşam mücadelesi veriyor gibiyiz. Bir belirsizlik var önümüzde. Her ne kadar hırsla, azimle bir şeyleri değiştirmeye çalışsak da, bir türlü yol alamıyor, istediğimiz yere gelemiyoruz. Oysa hepimizin aradığı temel bir şey var: bir gram huzur. 

Balık burcunun 24.derecesinde bir Ay tutulması deneyimleyeceğiz. Balık burcu zodyağın son burcu olarak ilahi bir burçtur. Teslimiyetin sembolüdür. Tüm diğer burçların enerjisini içinde barındırdığı için birleştirici ilahi bir güce sahiptir. Ve her şeyden önemlisi Balık enerjisi sezgileri ön plana çıkarır. 

Bu kadar belirsiz ve zorlayıcı bir süreçte hepimizin ihtiyaç duyduğu şey bir pusula.. bize doğru yolu gösterecek bir rehber. Bu rehber, üstat veya minik mum ışığı bu tutulma anında bizzat Neptün tarafından bizlere sunulacak. Güneş doğmadan önce sabah saatlerinde gerçekleşecek bu. Hassas olanlarımız bu enerjiyi sezgileri ve rüyaları aracılığıyla hissedecek. 

Özellikle tutulma haftası boyunca iç sesinize kulak verin. Sakinleşin ve yavaşlayın. Hatta imkanınız varsa tutulma sabahı bir mum yakın, sonra güneşin doğuşunu izleyin ve bırakın ikisinin de ışığı ruhunuza işlesin. Söz veriyor ve garanti ediyorum kendinizi çok huzurlu hissedeceksiniz. 

Zorlayıcı süreçlerin tek bir amacı vardır. O da bizi güçlendirmek. Biz yaşam yolculuğumuzu, oynayacağımız kimliğimizi ve bize eşlik edecek oyuncuları bilinçli bir şekilde seçerek bu dünyaya geliyoruz. Unutuyor oluşumuz oynadığımız bu gizemli oyunun baş kuralı. Körlüğümüz bu işin sadece sırrı. Oysa önümüzde öyle bir çağ var ki, ölmeden ölmeyi deneyimlettirecek bizlere. Uyanış herkesin içinde gerçekleşen küçük bir enerji akımı. Bu değişimi bu kadar yoğun bir inatla reddettiğimiz için bu kadar çok zorlanıyor ve acı çekiyoruz. 

Bu tutulma frekansımızı yükseltme tutulması ve her birimize görünenin ardındakini gör emrini veriyor olacak. GÖRÜNÜR OLANIN ARDINDAKİNİ İDRAK ETME ZAMANINDAYIZ. Yani görünmeyeni, gizli olanı, anlaşılması zor olanı anlamalıyız. Bu bir teslimiyet gerektiriyor. Bu bilinmezliğe bir yolculuk anlamına geliyor. Bu kontrolü tamamen elimizden bırakmamız gerektiğini gösteriyor. Var mıyız buna? Hazır mıyız yüklerden arınmaya?

Bir çoğumuz değiliz hala.. Bu yüzden öldürülen çocukların, katledilen masumların haberleriyle, savaş korkularıyla çalkalanıyor gündemimiz. Ama unutmayın gündeminizi asıl belirleyen sizsiniz. Acının içinden geçen, ateşler içerisinde yanıp kül olan, bir Anka gibi dirilir. Hep beraber izin verelim mi bu tutulma içimizdeki Anka gücünü uyandırsın? 

İzin verelim Neptün bizi ilahi enerjisiyle yıkasın. İzin verelim bu sonbahar bizi bir yaprak misali oradan buraya savursun. İzin verelim ruhumuz özgürleşsin, saflaşsın, şifa bulsun.. 

Sadece sessizce izin verelim bu tutulma yolumuzu aydınlatsın ve kurban edeceğimiz şeyler varsa, bu güzel tutulma enerjisini pişmanlıklarımızı kurban etmek için kullanalım. Şifalanmanın kapıları ardına kadar açılsın..



Tekrardan merhaba

 


Söze nereden gireceğimi bilmiyorum.. Birçok kişi gibi benim de hayatım biraz tepetaklak bir durumda. Duygusal olarak zorlayıcı bir süreci geride bırakmak için çabalıyorum. 

Doğaya yerleşme hayalim hiç ummadığım bir anda son buldu. Kısaca özet geçmek gerekirse sanırım eşimin yabancı uyruklu olmasından kaynaklı olarak istenmedik. Aslında dağ köylüleriyle sıcak ve samimi bir ilişki kurmuş ve onları sevmiştim ama tabiki herkesten kabulleniş bekleyemeyiz. Özellikle yabancılara karşı bazı kesimler sanırım biraz garip davranabiliyor. Bir ay boyunca onca alın teriyle inşa ettiğimiz saman evimizi 2 gün içinde söküp tekrardan İstanbul'a geri döndük ve şu an bilinmez bir sürecin içindeyim. En azından internete erişimim daha fazla olduğundan danışmanlık hizmetlerime geri döndüm. İnşallah en yakın zamanda yazılarımı da çoğaltabilirim. 

Benim küçük dünyevi sorunlarımı bir kenarı bırakıp, asıl büyük dünyevi sorunlara gelirsek..

Şu anki gezegenler 2020'nin döngüsünü tekrarlamaktalar. Önemli gezegen geçişleri önemli noktaların üzerinden geçtiği için tekrardan bir salgın ve akabinde kapanma sürecini beraberinde getirebilirler. Zaten dünya sağlık örgütü bununla ilgili birçok önlem almış ve bazı ülkeleri kapanına yeni olası kısıtlama senaryolarıyla kıstırmıştı. 2020'deki soykırımı göz önünde bulundurarak aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Hepimiz tıbbi bir soykırımdan geçtik ve bedelinin ne kadar ağır ödenmeye başladığını görüyoruz. Yani uyanık ve açık bir bilince sahip olun. Bedeninizdeki zayıflıklarınızın kendini gösterebileceği bir süreçteyiz. Bu en az 6 ay boyunca tetiklenecek. 6 ay boyunca bağışıklığınızı kuvvetlendirmek için elinizden geleni yapın. Ve en önemlisi içsel savaşınızı önemseyin. Birçok yazımda 3. Dünya Savaşının bir öncekilere benzemeyeceğini dile getiriyordum. Bu savaş içimizdeki bir savaş. İçimizden dışımıza yansıyan bir savaş.. Gerçek fiziksel savaş cephelerini oluşturan bizleriz. Bu cephelerinizi içinizde ne kadar azaltırsanız, dünya boyutunda öldürülen masum canların sayısını bir o kadar azaltırsınız. 

Yani anlayacağınız ruhsal bir boyutta büyük değişim ve dönüşümlerden geçiyoruz. Umarım bu süreci sakin ve huzurlu bir şekilde atlatırız duasıyla yazımı sonlandırmak istiyorum ama biliyorum ki özellikle İran ve Doğu Avrupa ülkeleri sıradaki yeni savaş cepheleri olacak gibi gözüküyor. Minik bir kıvılcımla ülkemizi bu ateş çemberine çekmek için ellerinden geleni yapacaklar. Çünkü bir ayıklanma ve azalma sürecinden geçmek zorundayız. Bunun bir kaçışı yok. Bu yüzden siz de size ait olmayanları hayatınızdan ayıklayın. Ve unutmayın.. kaderi sadece dua değiştirir, eğer o duayı etmek kaderimizde varsa.. 

Ülkemizi altın bir korunma kalkanıyla çevreleyelim. Bir yumurta gibi altın bir zırhın bizi korumaya aldığını tasavvur edelim. Birlikte daima güçlüyüz bunu unutmayalım. Zor zamanlar güçlü ruhları doğurur. Güç kazanma zamanındayız. Sabredelim..

25 MART 2024 | TERAZİ BURCUNDA AY TUTULMASI

 


5 derece Terazi burcunda gerçekleşecek olan tutulmanın etkisine girmiş bulunmaktayız. Bu tutulma Güney Ay Düğümü kanadında gerçekleşeceği için geçmişle ilgili bir konuda bize yeni bir denge kazandıracak. Özellikle ikili ilişkilerimizdeki karmik borçlarımız bizlere hatırlatılacak. Eskinin kadim ruhları, gönlünüzün çoktan rahmetli olarak andıkları tekrardan kapımıza gelebilir. Yarım kalmış hesapları kapatmamamız gerekebilir. Eğer geçmiş yaşamlara inanıyorsanız bu tutulma geçmişinizin ruhlarını tekrardan hayatınıza sokabilir. 

Bilin ki, kutsal bir denge kurma fırsatını elde ediyor olacaksınız. Yarım kalan işi sonlandırma ve kendinize yeni bir sayfa açma imkanına kavuşacaksınız. 

Farkında olmalısınız. Zaman hızlandı. Her şey çok çabuk gerçekleşmeye başladı. Sanki hayata yetişemiyormuşuz gibi hissediyoruz. Bahar aylarında bu etki daha da şiddetlenecek çünkü Boğa burcunda Uranüs'ün etkisini yoğun bir şekilde hissettireceği bir stelyum yani gezegen toplaşmasına tanık olacağız. Sağlam zannettiğiniz, ebedi olarak bildiğiniz, gözü kara bir şekilde güvendiğiniz her şey sarsılabilir. Çünkü Uranüs her birimize yeni kapılar açıyor olacak. Bilinmedik ve gidilmedik yolları tercih etmemiz için bize adeta meydan okuyacak. 

Kendiniz olmaya ne kadar cesursunuz? Bu yılın ana teması bu soru. Koç burcundaki Kuzey Ay Düğümü benliğimizi kuvvetlendirirken, Terazi'deki Güney Ay Düğümü "sevdiklerini unutma, bencilliğe kapılma, arkana sevdiklerinin gücünü alarak yol al" diye haykırmakta. 

Önünüzdeki aylarda başınıza ne gelirse gelsin bilin ki, bu yüksek benliğinizin isteği. Değişim ve dönüşüm zamanlarından geçerken yapabileceğimiz en doğru şey, dümeni yaratıcının ilahi adaletine teslim etmektir. Güvenin kendinize. Güvenin çevrenizde olup biten her şeye. Her şey hayrınıza gerçekleşiyor olacak. Bu yüzden kontrol etmeye çalışmayın, kurcalamayın, kafanızı takmayın. Sadece sessiz bir şekide teslim olun. Sadece gözlemci olun. 

Zaniah yıldızıyla kavuşumda gerçekleşecek olan bu Ay tutulması bizlere içsel huzuru armağan etmek isteyecek. Bu yüzden tutulma günü dünya barışı için bolca dua edelim. Semaya yükselttiğimiz enerji, ektiğimiz tohumlar biçeceklerimiz olacak. Huzuru eken, huzuru biçecek. Plüton tutulmaya olumlu bir açı göndereceği için hayatımıza damga vuracak, güçlü olaylarlar yaşayacağız. 

Zaniah Başak burcu takım yıldızının sol kanadında parlayan bir yıldızdır. Meleğin kanadında oturuyormuşcasına parlar. Bu yüzden saflığı ve masumiyeti de temsil eder. Bu tutulma her birimize saflaşmayı, durulaşmayı ve gerçek özümüze geri dönmeyi nasip edecek. Tövbe kapıları tutulma günü ardına kadar açılacaktır ve hatalarından dönmek isteyen herkes aradığı aydınlığa yakınlaşacak. Fahişe iken Azize'ye dönüşenlerin hikayesini anlatan bu yıldız, kendimize ihanet ettiğimiz anları idrak edip, bu yoldan geri dönmemizi bekleyecek. Gittiğiniz yolun doğru olup olmadığını çok iyi sorgulayın. Mecazi anlamda fahişeliği nerede yaptığınızı idrak edin. Ruhunuzu neden, ne uğruna satıyorsunuz? Bu tutulma bunun bir geri dönüşünü simgeliyor olacak. 

Dilerim kim olduğunuzu hatırladığınız ve kendinizi sevginin güvenli kucağına bıraktığınız bir tutulma enerjisi deneyimlersiniz..

20 ŞUBAT 2024 | KOÇ BURCUNDA KUZEY AY DÜĞÜMÜ & KİRON KAVUŞUMU

 


Uzun yıllar boyunca deneyimleyemeyeceğimiz bir gökyüzü olayının etkisi altındayız. Kaderimizin ağlarını ören Kuzey Ay Düğümü, derin yaralarımızı ortaya çıkaran yaralı şifacı Kiron ile Koç burcunun 16. derecesinde kavuşmakta. Yani içimizdeki şifacıyı çıkartmak için kadersel bir yol çıkışında bulunmaktayız. Ne kadar cesur olduğumuza dair sınanacağız. 

İçiniz paramparçaysa ve resimdeki gibi kafa sesleriniz sizi çıldırtmak üzereyse merak etmeyin, şu an hepimiz aynı şeyleri deneyimliyoruz. Şu an hepimiz içimizdeki karanlıklarla yüzleşiyor ve barıştırılıyoruz. Bu kavuşuma direnirseniz, kafa sesleriniz sizi çıldırtabilir. Ama eğer direnmez ve teslim olursanız sizi büyük bir arınma ve şifa bekliyor olacak.

____________________________

Kiron Koç burcunda son birkaç yıldır etkiliydi ve birkaç yıl daha etkili olmaya devam edecek. Bu yıllar içerisinde hepimiz kolektif olarak içimizdeki gücü uyandırmak için önemli bir göreve sahibiz. Çünkü hepimizin pişmanlıkları var. "Ah şu yola keşke girmeseydim, şunu keşke yapmasaydım, söylemeseydim, yaşamasaydım, istemeseydim..' dediğimiz şeyler var. Bu keşkelerimiz aslında derin hüzünlerimiz ve hüzünlerimizi genellikle halı altına süpürme ve görmezden gelme eğilimimiz var. İşte tam da bu davranışımız ruhumuzun bölünüp paramparça olmasına neden oluyor. Hayat akıyor ve ilerliyor bir şekilde. Biz de onunla birlikte rüzgarda savrulan yaprak gibi savruluyor yada bir sürüngen gibi sürünerek yaşamaya kendimizi alıştırıyoruz. Oysa tam da bu davranışımız ruhumuzun travmayı/acıyı deneyimlediği anlarda hapis kalmasına neden oluyor. Her birimiz hüzünlü anlarımızda ruhumuzun adeta donup kalmasına izin veriyoruz. Geride bıraktığımız özlerimiz yaşam yolculuğumuzda ilerlememizi engelliyor. Bu yüzden istediğimiz sevgi dolu ilişkileri yaşayamıyor, bereketi deneyimleyemiyor, bir türlü huzuru hissedemiyoruz. İşte şu anki gökyüzü buna bir son vermek istercesine bir çizgi çizmek istiyor. Gökyüzü bize "şu şeytani kısır döngüne bir son ver" emrini veriyor. Duyun bu sesi ve aynanın karşısına geçip, gözlerinizdeki hüznü görmezden gelmeye son verin. Acılarıyla yüzleşen ruhları güzel bir arınma bekliyor. Yeterki buna cesaret edelim. 

İçinizdeki çocuğun öldüğünü/öldürüldüğünü hissettiğiniz anlara yolculuk yapın. Her birini hatırlamaya çalışın. O anlara şu anki olgun halinizle zaman yolculuğu yapın ve o küçük hallerinize sarılın. Sımsıkı sarılın ve onlara güvende olduklarını hatırlatın. Biliyorum o anılarınızdaki haliniz korkuyor. En çok da yalnız kalmaktan korkuyor ama Kiron tam da yalnız kalma korkumuzu dönüştürmemizi bekliyor. Sevgi ve güven yerleştirin bu korkunuzun yerine. Kendinize sarılarak yapabilirsiniz bunu. 

Gökkubbedeki bu kavuşum çok önemli çünkü kaderimizde yazılı olan kişi olabilmek için olmadığımız tüm sahte kimliklerimizden kendimizi arındırmamız şart. Ama bunu yaparken nolur kendinizi robot gibi tamir etmek yerine, yaralarınızı kabullenmeye özen gösterin. Acıları sevgiye dönüştürebilmenin tek yolu acıyı kabul etmek, onu görmek, ona saygı duymakla başlar. 

Özetle tüm ilişki yaralarımızı iyileştirme zamanındayız. İster aşk ilişkilerimiz olsun, ister ailevi ilişkilerimiz. Bu ay kopuşlar yaşayacağız .. ve önemli olan prangalarımızdan koparken, sevgiye varmamız. Çünkü hayat bizi kendi yüreğimizdeki sevgi potansiyelini yaşamaya ne kadar cesur olduğumuza dair sınayacak. Cesur olanların ödülü huzur ve sevgi olacak ama buna cesaret edemeyenleri maalesef karanlık duygular bekliyor olacak. 

İçimizdeki sönen hevesleri, ölen yaşam enerjisini tekrardan diriltmek için bu özel gökyüzü olayını dilerim hepimiz güzel bir şekide değerlendirebilir ve kaybetmiş olduğumuz rotamızı tekrardan bulabiliriz. 


28 EKİM 2023 | BOĞA BURCUNDA AY TUTULMASI


5 derece Boğa burcunda gerçekleşecek olan bu son Ay tutulması Kuzey Ay Düğümü eşliğinde olan bir Ay tutulması olacak.
Bu tutulmanın en olumsuz yanı bereket ve bolluğu kısıtlaması olacak. Bu yüzden akabindeki 6 aylık süreçte gıda fiyatlarında bir artış veya gıdaya ulaşmada zorluklar yaşayabiliriz. Ama bu tutulmanın güzel bir yanı da var. Bizi korkularımızla yüzleştirerek, özgürleştirecek.

Uranüs ve tutulmaların Akrep-Boğa ekseninde olmaları bizi dünyaca bir ekonomik krizin içerisine sürüklemiş olsa da, aslında bu krizin ilahi amacı bizi kendi özümüze geri döndürmekti. 
Mütevaziliği, azla yetinmeyi, sahip olduğuna şükretmeyi unutmuştuk ve bu değerleri ancak büyük bir tokat ile hatırlayabilirdik.
Bu süreç henüz bitmedi çünkü daha öğrenmemiz gerekenleri öğrenemedik. Ama öğrendikten sonra bolluk hanelerimize inancımız üzerinden geri dönüş yapıyor olacak ve toprağa, tohuma sahip olanlar içsel huzurlarına erişecekler.
2. Dünya savaşı çok acıydı ama hayatta kalmayı başaranlar sağlıklarına kavuşabildiler. Fakirlikten aç kalan insanlar orucun getirdiği şifa sayesinde kronik rahatsızlıklarından bile kurtulabildiler. Ayrıca savaş sonrası dayanışma ve empati de artmıştı. Bu hızlı bir kalkınmayı beraberinde getirdi.
Savaştan korkmayın demek her ne kadar saçma da olsa, yine de korkmayın çünkü bu karanlık dönem güzel aydınlıklara gebe.
Ama bu doğumu gerçekleştirebilmek için korkularımızla yüzleşmemiz şart. Yüzleşmemizin tek şansı da onları yaşamak. 

Korkularınızı hissedin.
Savaşın ortasında kaldığınızı, aç ve kimsesiz olduğunuzu tarafsızca hissedin. Korkunuzla bir bağ kurmayın ve sizi ele geçirmesine izin vermeyin. 
Sadece aklınızdan geçmesine izin verin. Sanki saçlarınızdan esen rüzgar gibi, bu korkunun da esip gitmesine izin verin. 

Biz bütün duygularımızı ve düşüncelerimizi sahiplenerek yaşıyoruz oysa biz düşüncelerimizden de, duygularımızdan da daha fazlasıyız. 
Hiç kimseye aşamayacağından daha fazla yük verilmez. 
Evet şu an dünyaca çok zor zamanlardan geçiyoruz ama bunun tek bir sebebi var. Bu acıları kaldırıp, dönüştürebilecek kadar güçlü olduğumuz için bu zamanda bu dünyada var olmayı seçtik. Bu tutulma bizi korkularımızla yüzleştirerek, bize unuttuğumuz bu gerçeği hatırlatacak.

Akrep burcundaki Mars ve Merkür kavuşumu enerjimizi içe yöneltmemiz gerektiğine vurgu yapıyor. Aklımızın odalarındaki öfkeyle korkularımızı bastırdığımızın farkına varmamız gerek. 
Bu ikilinin kavuşumu içimizdeki huzursuzluğu artıracağı için bunu bir fırsata dönüştürmeli ve aklımızın odalarını olumsuz enerjilerden güzelce bir arındırmalıyız. Çünkü arınma olmadan ihtiyaç duyduğumuz güvenliğimizi sağlamamız çok zor olacak. 
Oysa bu tutulma Boğa burcundaki tutulmaları kapatırken bize tam da ihtiyaç duyduğumuz güven hissini geri vermek istiyor. 
Her şeyin bu kadar karanlık oluşu sizi aldıtmasın. Bilinmezlikte teslimiyet varsa güven de vardır. 

Umarım hepimiz bu tutulmayla beraber karanlığımızı dönüştürecek iç güce kavuşur ve Boğa burcundaki bu son tutulmayı bereket ve güven enerjimizle kapatırız. 


 

14 EKİM 2023 | TERAZİ BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

 


21 derece Terazi burcunda gerçekleşecek olan Güneş tutulmasına şafak sayıyoruz. Bu ay iki tutulmayı birden deneyimleyeceğiz ve her ikisi de Venüsyen konular üzerinden bizi etkileyecek. Yani hem parasal hem de ilişkilerimiz üzerinden kadersel değişimlere hazırlanmaktayız.
Tıpkı tutulma anı gökkubbe nasıl sessizleşip, kararıyorsa biz de bu konularda karanlık ve sessiz bir dönemden geçeceğiz.
Ama unutmayın her gece güneşin doğuşuna gebedir. Bu yüzden bu tutulma hepimiz için Terazi burcunun haritamızda bulunduğu alanda bir gün doğumu yaşamayı nasip edecek. 

Bu tutulma hepimizin hayatında dengeye tekrardan kavuşabilmemiz için güçlü bir kapı açıyor olacak.
Ama bu kapıyı açmadan önce bizden Terazi burcunun konularında bir fedakarlık yapmamızı bekleyecek.

Terazi burcu ahenk, uyum ve adalettir, dengedir. 
Tüm bu kavramları Plüton sert bir açıyla adeta eziyor olacak.
Bu yüzden bu tutulma barışın sağlanmadığı alanlarda, denge ve adalet yitirildiğinde savaşın ne kadar tahrip edici olabileceğini acımasızca gözler önüne serecek. Tıpkı tutulma öncesi Hamas ve İsrail arasındaki sert ve acı çatışmanın yaşanması gibi biz de bu çatışmanın benzerini kendi iç dünyalarımızda deneyimliyor olacağız.
Bu savaşı dengeyi tutturamadığınız hayat alanlarınızda bekleyebilirsiniz.
Çünkü artık zaman sadece hızlanmadı aynı zamanda zaman daraldı.
Kader ise hızlandı..
2020'de ruhlar taraflarını seçtiğinden beri her şey çok değişti ve bu tutulma bize bu yüzden yitirdiğimiz dengemizi ve arzuladığımız iç huzurumuzu hatırlatıyor olacak. 

Kardeşine saldırmayı mı seçiyorsun yoksa onunla ekmeğini paylaşmayı mı?
Kendi iç dünyandaki uçurumlardan kaçmayı mı tercih ediyorsun yoksa o uçurumlara sebep olan yaralarını sarmayı mı?

Kısacası bu tutulma 'sevgiye ne kadar layıksın ve sevgi için ne kadarını göze alabilirsin?' sorusuyla çıkacak her birimizin karşısına.
Vevereceğimiz cevaba bağlı olarak sevginin önünde engel olan her kötü inanç kalıbımızı kurban etmemizi isteyecek.
Ne mutlu bunu başarabilenlere çünkü onlar için bu tutulma güzel bir başlangıç anlamına gelecek.

Terazi burcu ilişkiler göstergesi olduğu için uyum, sevgi ve güzel hisler temeline dayalı olmayan tüm ilişkiler bu tutulmanın etkisiyle birden bitebilir. Zaten bu yaz Venüs retrosu karmik ilişkileri bir araya getirmiş ve ruhların birbirlerini affedebilmeleri için yüce kadersel kapılar açmıştı. Bu tutulma yazın yaşananlara son noktayı koyan enerjiyi beraberinde getirecek. 
Bu nedenle gidenleri uğurlarken, yeni gelecek olanlara yol açtığınızı unutmayın. Unutmayın ki, içiniz rahat etsin.
Bu ayrıca sadece aşk ilişkileri için değil, aynı zamanda iş ilişkileri için de geçerli olabilir. 
Bu tutulmayla birlikte bazı parçalar birbirinden kopacak, bazıları da birbirini bulup, bütünleşecektir. 

Gölgelerinizle yüzleşmeye ve hayatınıza daha fazla sevgiyi davet etmeye gönüllü olun. 

Dilerim bu tutulma hepimizin hayatına ve tüm dünyaya barışı ve huzuru getirir.



17 TEMMUZ 2023 - 12 OCAK 2025 | AY DÜĞÜMLERİ KOÇ - TERAZİ AKSINDA

Kaderin düğümlerini oluşturan, hayatımızda önemli kapıları açıp kapayan Ay Düğümleri yeni bir serüvene hazırlanıyorlar. Boğa-Akrep eksenini terk edip Koç-Terazi aksına geçiş yapacaklar. Bu geçişle birlikte bizler de hayatımızda yeni bir enerji geçişi deneyimleyeceğiz. Haritamızda Koç burcunun bulunduğu alanda yeni cesur adımlar atarken, Terazi burcunun alanında bazı şeyleri geride bırakacağız. Koç yanımız yani atılganlığımız, cesaretimiz ve liderlik etme yönümüz kuvvetlenirken, Terazi yönümüz olan uyumumuz, barış severliğimiz ve empatimiz azalacak. 

Savaş

Terazi burcu barış, uyum, güzellik ve ahengin temsili olan Venüs'ün etkisi altındadır. Güney Ay düğümünün Terazi burcuna geçişi maalesef Venüs'ün bu güzel yönlerini etkisiz hale getirecektir. Diplomasi, barış ve uyum içerisinde yaşama arzusunun yerini isyan ve savaş istekleri alabilir. 

Dünyada olup bitenleri biraz takip ediyorsanız 3. Dünya savaşının cephelerinin zaten kendiliğinden oluştuğunu görüyor olmalısınız. Rusya kanadı, Pasifik okyanusu ve tabiki gücünü yitirmek istemeyen Amerika..

Kuzey Ay düğümünün ateş enerjisi bu 3 cepheden doğacak. En büyük çomaklar bu 3 bölgeye sokulacak ve 3. dünya savaşının patlak vermesi için bütün karanlık güçler birleşecek. 3. Dünya savaşının çıkma ihtimalinin korkusu yayılırken, aslında insanlık savaşının patlak verdiğini çok sonradan anlayacağız. 

NATO, Kuzey Ay Düğümü Koç burcundayken kurulmuştu. Yani Ay düğümleri dönüşünü yaşayacak ve bu yüzden hem bir büyüme hem de bir değişim yaşayabilir. Soğuk savaş ve nükleer korkusu, Çernobil faciası da yine Kuzey Ay Düğümünün Koç burcundaki transitiyle gerçekleşmişti. Komünizm ve kapitalizm ayrımı, Vietnam savaşı ve akabinde yaşanan protestolar da bu transitle alakalıydı. Tüm bu etkilerin benzerlerini tekrardan deneyimliyor olacağız. Rusya ve Amerika arasındaki gerginlik nükleer korkusunu tetikleyecek.

Birliklerin çatırdamaya başladığını da görebiliriz. Hatta NATO'dan ayrılan, Avrupa Birliğinden çıkan ülkeleri de gözlemleyebiliriz. Çünkü terazi burcunun birliktelikleri ve ilişkileri yürütebilme becerisi bu süreç içerisinde adeta yok olabilir. Tuhaf bir şekilde Turan birliği gibi yeni birliklerin doğacağına da tanıklık edebiliriz. Rusya'nın gücünü büyüten birlikler de güçlenmeye devam edecektir. Çünkü geçmişe baktığımızda tam da bu dönemde yeni savaşların başladığı gibi, eskilerinin de sonlandırıldığını görüyoruz. 

Yeni Ben

Koç burcu kimliktir. Kim olduğumuzdur. Kuzey Ay Düğümü boğa burcundan geçerken dijital paranın önü sonuna kadar açıldı. Bu süreci Uranüs devam ettirecek ve yaklaşık olarak 5 yıl sonra Satürn'ün boğa burcuna geçişi artık nakit parayı tamamen ortadan kaldıracak. 

Kuzey Ay Düğümünün Koç burcuna geçişi ise bizlere yeni bir dijital kimlik kazandıracak. 2024 yılının sonlarında bunun alt yapısının hazır olduğunu göreceğiz. Bu yüzden şimdiden kendinizi buna hazırlayın. Yeni bir siz doğmak üzere.

Bu yeni kimlikler, her türlü kimlik krizinin yaşanmasına da neden olacaklar. Özellikle cinsiyetle ilgili krizleri çokça kez duymaya başlayacağız. Mesela Avrupa bundan sonra inşa edilecek okullarda erkek ve kız tuvaleti ayrımının olmayacağını açıkladı. Bu gibi durumlarla çok daha fazla karşılaşıyor olacağız. 

Kuzey Ay Düğümü her birimize daha fazla cesaret ve özgüven aşılayacaktır. Boyumuzdan büyük işlere kalkışma konusunda aptal cesaretine kavuşacağımızı bilmeli ve bu konuda dikkatli olmalıyız. 

Önümüzdeki bir buçuk yıl boyunca tutkularımıza yenik düşebiliriz. Öte taraftan kişisel gelişim konularında ilerleme, fiziksel bedenimizi kuvvetlendirme, amaçlarımıza ulaşma konusunda çok güzel bir zaman dilimi içerisinde olacağız. 

Eski Biz

Biraz da Güney Ay Düğümün Terazi seyahatinden bahsedelim. Bu yıllar içerisinde özellikle ikili ilişkilerimiz karmik yüklerle yüzmeşmek zorunda bırakılacak. Bu yüzden geçmiş ilişkiler tekrardan kapımızı çalabilir. Geçmiş yaşamlara inananlar için, geçmiş yaşamlardaki sevgililerin birbirini tekrardan bulacağını, karmik evliliklere adım atılacağını söyleyebiliriz. Kısacası ikili ilişkilerde ektiğini biçme, günahları affetme ve geçmişin karanlıklarını sevgiyle kabul etme dönemi başlıyor. Eğer yürümeyen, tıkanan ve ölmüş olan bir ilişkiniz varsa, Güney Ay Düğümü bu ilişkinize son noktanızı koyacaktır, buna emin olabilirsiniz. Eski karmik döngülerimizi kapatıp, yeni karmik döngülerimizi açacağımız yeni bir beyaz sayfa bizi beklemekte. 

                    ______________________

Bir buçuk yıl boyunca kendinize şu soruyu sormayı unutmayın:

Başkalarının isteklerine göre mi hayatınızı şekillendiriyorsunuz, yoksa kendi iç sesinizi dinleyerek, hayallerinizin peşinden gitme cesareti mi gösteriyorsunuz? Kendiniz olmaya ne kadar cesursunuz?

Bu soruya verdiğiniz cevap, önünüzdeki bir buçuk yıl boyunca yaşayacaklarınızı belirleyecek. Başkalarını ne kadar çok dinlerseniz, o kadar çok hata yapacaksınız. Çünkü bu yıl hepimize kendimizi gerçekleştirme imkanı tanınıyor olacak. Dağları delecek kadar bir güç bizi bekliyor. Önemli olan bu güçle ne yapmayı tercih edeceğiniz..

16 MAYIS 2022 - 26 MAYIS 2024 | JÜPİTER BOĞA BURCUNDA

 

Yüce Jüpiter gökyüzündeki Koç ziyaretini tamamlayıp, Boğa'nın hanesine geçmeye hazırlanıyor. Onun hazırlığıyla birlikte her birimizin ruhunda bir simya gerçekleşiyor. Bu simya güven duygumuzu sorgulamamıza yol açacak. Bunun için ilk önce güvendiğimiz, doğru zannettiğiniz bazı gerçeklerle yüzleşmemiz gerekecek. Bu birçoğumuz için değer verdiğimiz şeylerin kaybına yol açacak. 

Boğa cimri bir burçtur. Değer verir ve kıymet bilir. Jüpiter ise bunun tam tersidir. Cömerttir, abartır ve dağıtır. İşte 2023 yılında bu iki enerjiyi evlendirmekle görevli olacağız. 

Boğa burcunda gerçekleşen tutulmalarla gıda ve para krizinin nerelere varabileceğini boş market raflarıyla gördük. Jüpiter piyasadaki para miktarını çoğaltırken Boğa tarlalardaki gıdayı azalttı. Bunun için uzun yıllardır çalışmalar yapılmaktaydı. Çiftçilere mahsulllerini yakmaları için paralar bile teklif edildi. Köylülere "ekip biçme, git marketten alışveriş yap" dendi. Aslında doğa ananın bereketini yitirdiği büyük bir yalandı. İnsan kendi elleriyle yapay bir kriz yarattı. Şimdi  ise bedel ödeme zamanı.  

Çoğaltan etkisiyle Jüpiter tabiki hiper enflasyonun yolunu daha da açacak. Tüm dünyada gerçek anlamda değerli olan her şeyin fiyatının uçuşa geçtiğini göreceğiz. Biz ülkecek bu trene herkesten önce bindiğimiz ve senelerdir zaten fakirlikle eğitildiğimiz için, bunu da Allah'ın izniyle atlatacağız. Ama maalesef Avrupa ve Amerika gibi refah içerisinde yaşamaya alışkın olan toplumları çok daha zor zamanların beklediğini öngörebiliriz. 

Unuttuğumuz değerler

Jüpiter adaleti getiren gezegen olduğu için bize bu hayatta değer vermeyi unuttuğumuz şeyleri hatırlatacak. Gerçek değere sahip olan şeylerin fiyatlarındaki artışı gördükçe hepimiz bu hayatta neyin değerli, neyin değersiz olduğunu daha derinden sorgulayacağız. 

Jüpiter adaletin gezegeni olduğu kadar, umudun da gezegenidir. Bu yüzden gelecek korkularımızı yenmemiz gerektiğini de bizlere hatırlatacak. Yaşlı ve anlamını yitirmiş bir ekonomik sistemin çöküşüne tanık olduğumuz için, sanki ayağımızın altındaki halı çekiliyormuş gibi hissedeceğiz. Bunun bizi ürkütmesine ve gelecek günlerden korkutmasına izin vermemeliyiz.  Çünkü bu hissettiklerimiz sadece yeni doğacak sistemin doğum sancıları. Yoksulluktan, zorluktan ve kayıplardan çok daha adaletli bir sistem doğuracağız. Jüpiter, ilk önce nankörlüğümüzü törpüleyerek işe başlayacak ve biz bu sayede yeni bir değerler sistemi oluşturacağız. Herkes bunu ilk önce kendi çapında, kendi küçük dünyasında yapacak. Sonrasında ise bu gelecek yıllarda tüm dünyaya yayılacak. 

Kısacası Jüpiter "kıtlık kapıda da olsa, marketlere olan güvenin sarsılmış da olsa ve cebinde beş kuruş paran kalmamış da olsa umudunu kaybetme, sadece doğaya ve onun bereketine dön bak" diyecek. 

Bu arada Jüpiter ve Satürn bu yıl birbirlerini sekstil açıyla destekliyor olacaklar. Satürn Balık burcunda ilaçlara ulaşma imkanını kısıtlayacak. Sağlık sisteminde grevler ve işi bırakmalar çoğalacak. Yani doktorlara ulaşma imkanımız zorlaşacak. İşte tam bu sırada bu sekstil açı herkese doğa anaya giden kapının anahtarını veriyor olacak. Aktarların, otacıların ve fitoterapistlerin  kıymetini arttıracak Jüpiter. Özellikle sıvıların oluşturduğu yan etkilerin ortaya çıkmasıyla birlikte, doğa ananın doğal ilaçları hiç olmadığı kadar değer kazanacak. 

Tutunduğumuz hayaller

Boğa burcu inşa etmekle ve bir şeyi yaratmakla ilgilidir. Jüpiter'in bu burçtaki seyahati bize "hayallerini inşa etme konusunda ne kadar umutlusun" diye soracak ve umutlarına sıkıca tutunanlara seyahatinin sonunda çok güzel hediyeler armağan edecek. 

Unutmayalımki Jüpiter daima bereket ve bilgelik getiren bir gezegendir. Biz şu anki para sisteminin içinde modern birer köleye dönüşmüş vaziyetteyiz. Jüpiter bize bağımsızlığımızı geri vermek için bu sistemi tepetaklak yapmak zorunda. Ayrıca bunu ilk defa yapmayacak. Jüpiter bunu geçmişte de defalarca kez yaptı. Wallstreet'in çöküşü, büyük buhranın tetiklenişi.. Büyük parasal değişimlerde hep Jüpiter'in parmağı vardı. 

Olaya olumlu bir pencereden bakarsak Jüpiter'in gıda paylaşımını artıracağını göreceğiz. İnsanlar bir karış toprağın kıymetini bilmeyi öğrenecek ve kendi sebze meyvelerini yetiştirmeye tekrardan merak saracaklar. Jüpiter bizlere kilerlerimizi tıpkı ninelerimizin de yaptığı gibi doldurmayı öğretecek. Biraz dönüp eskiyi, atalarımızın usullerini hatırlayacağız ve hatırladıkça önlem alacağız. Kısacası Jüpiter bizi geleneklerimize geri döndürecek. Gerçek paranın kağıt parçaları değil de altın ve gümüş olduğunu hatırlatacak ve bunu değerli madenlerin fiyatlarını uçurarak yapacak 

Acı gerçekler

Jüpiter Boğa burcundaki yolculuğunda Uranüs ile birleştiğinde eski köye yeni adetler de getirecek ve dijital paralara yeşil ışıkların birçok ülke tarafından yakıldığını göreceğiz. Satürn yıllar sonra Boğa burcuna geçtiğinde ise büyük ihtimalle kağıt paralar artık tarihin sayfalarına karışmış olacak. 

Eğer bu yıl para kazanmanızın önündeki engelleri görebilirsinleniz çok büyük paralar kazanabilirsiniz. Boğa burcu mükemmel bir yatırımcıdır, Jüpiter bolluk ve bereketin, Uranüs ise ani gelen şansın gezegenidir. Doğru yatırımlar ani kazançlara neden olacaklar. 

Boğa aynı zamanda boğazdır ve gıdadır. Jüpiter'in genişleme arzusu maalesef beslenmemize yapay etlerle birlikte böcekleri de dahil etmek isteyecek ve tuhaf beslenme şekillerin ortaya çıktığına tanık olacağız. Bu konuda Avrupa'da büyük tartışmalar başladı bile. Çünkü böceklerde sadece protein oranı fazla değil, yağ oranı da fazla ve bilindiği üzere yağ toksinleri depolar. Yani böceklerle birlikte güzelce toksin ağırlıklı protein ve yağlara kavuşacağız. Uzak doğulular buna alışkın olabilir ama bu bize böcek yiyerek iklimi kurtarabileceğimiz yalanını yutturmamalı. Yine de hazır gıdaları ve özellikle de E.. kodlu boyalı gıdaları tüketiyorsanız zaten böcekleri yemeye başladınız bile demektir. Maalesef bu konu dev bir parazit dalgasını ve hastalıkların çoğalışını da beraberinde getirecek. O yüzden hem yapay et hem de böcek konusundaki yeni açılımlara çok temkinli yaklaşmamız şart. 

Dikkatli olmamız gereken bir konu daha var. O da iklim. Çünkü salgın kartını bitirdiğimize göre sıra artık iklim kartına geldi. Her ne kadar bu konuda bilim adamları susturulmaya çalışılsa da, küresel ısınmanın değil, küresel soğumanın içerisindeyiz. Tepemizde gezinen 70 bin uydu, CERN'deki tuhaf yeraltı deneyleri, 5G baz istasyonları ve uçaklardan fırlatılan onca aluminyumdan sonra yeryüzü resmen bir mikrodalgaya çevrilmiş vaziyette. Izgarada pişirilen tavuklar gibi biz de pişiriliyoruz hem de feci bir radyasyon ve elektromanyetik akımın içinde. Doğa ana bu yapay ısıyı mini bir buzul çağıyla dengeleyene dek bize dayatılan iklim anlaşmalarına karşı çok dikkatli olmalıyız. 

Güvendiğimiz her şeyin sarsılacağı bir dönemden geçerken, yine de sapa sağlam kendimize güvenmek ve zihnimizi, bedenimizi, ruhumuzu korumak zorundayız. İstikrarlı adımlar atmak için en doğru zamandayız. 

5 Mayıs 2023 | akrep burcunda ay tutulması

 


Baharın ikinci önemli tutulmasını deneyimlememize çok az kaldı. Bu tutulma 14 derece Akrep burcunda Zuben el-Genubi yıldızının etkileriyle gerçekleşecek. Sosyal reform ve adaletle ilgili olan bu yıldız önümüzdeki aylarda büyük değişimleri tetikleyebilir. Zaten Akrep burcu dönüşümün burcudur. Bu yüzden hepimizin dünya görüşünü sarsacak etkileri beraberinde getirecektir. Yavaş yavaş sırların açığa çıkarıldığına tanık olacağız ve 2 sene önce belirlediğimiz taraflar hakkında daha derin bilgilere ulaşacağız. 

Tutulma zamanı Güneş ve Uranüs'ün iş birliğine şahitlik edeceği için bizi bekleyen değişimler hiçbir şekilde beklemediğimiz değişimlerle alakalı olacak. Dolayısıyla hayat bütün kontrolümüzü elimizden alabilir, her şeyi tepe taklak hale getirebilir ve bizi korkup, korkmadığımıza dair sınayabilir. Korkmayın, endişelenmeyin, acele etmeyin. Unutmayın her şey olması gerektiği zamanda, olması gerektiği gibi olur. Her şey daima hayrımıza gerçekleşir. Fırtınalı, kapkaranlık dönemlerden geçiyor olabiliriz ama bunu biz seçtik. Ruhumuz yaşayacağı her anın bilinciyle ana rahmine düşmeyi kabul etti. Sadece unuttuk.. 

Akrep tutulması birçoğumuzun içinde kuvvetli bir uyanışı tetikleyecek. Bu tetiklemenin gerçekleşebilmesi için bastırdığımız karanlık taraflarımız su yüzeyine çıkacak. Bunun bilincinde olun. İçinizde sessiz bir simya gerçekleşecek ve garip değişim rüzgarları esecek. 

Kadim Babil dönemi astrologları bu gökyüzünü görselerdi kralın ölüp, yerine yeni birinin geçeceğini söylerlerdi. Seçim üzeri böyle bir kehanet ilginç olsa da, kehanetteki kralın kendiniz olduğunuzu unutmayın. 

Akrep burcu dönüşümün burcudur. Ölümü ve dirilişi temsil eder. Bu kadar kuvvetli bir burçta deneyimleyeceğimiz tutulma tabiki kendi içsel ölümümüzü beraberinde getirecektir. Gökyüzü bizden artık bize ait olmayan bir parçamızı kurban etmemizi bekleyecek. 

Her yazımda yazdığım gibi sizi bu tutulma döngüsünde gölge benliklerinizi keşfetmeye davet ediyorum. 

Hangi karanlığınızı yenmek ister, hangi günahınızdan arınmak istersiniz?

Bu sorunun cevabını bulun, saf bir niyetle semaya duanızı yüceltin ve sonra girin bir duş alın, suyun her zerresinin bedeninizi ve ruhunuzu arındırdığını hissederek yıkanın. 

Jüpiter bir müdettir gök kubbede gözükmüyordu. Mayıs'ta kendisini yine parlar şekilde gözlemliyor olacağımız için aslında şanslı bir döneme giriş yapıyor olacağımızı bilmeliyiz. Bazı olaylara olan bakış açımız değişecek. Bazı konularda çok daha bilge bir tavır sergileyeceğiz ve transit Jüpiter'in haritamızda geçiş yaptığı alanda ilahi bir korunma altına alınacağız. 

Bu tutulma ülkemizden gözlemleneceği için etkilerini bir hayli kuvvetli hissedeceğiz. Tutulma günü oruç tutmak veya az yemek iyidir. Ayrıca kadimler tutulmanın asla izlenilmemesi, tutulma boyunca evde dua ederek zaman geçirilmesi gerektiğini tavsiye etmişlerdir. Bu bilgileri kendinizi hatırlatın ve arınma, saflaşma niyetinize sarılın. 

İçimizdeki ve dışımızdaki karanlık, şeytani enerjilerden arınmak için çok kuvvetli bir tutulma enerjisi bizi beklemekte. Dilerim bu enerjiyi iyi kullanır ve içinizdeki saf öze daha da çok yakınlaşır, içsel simyanızı yaşarsınız. 

20 NİSAN 2023 | KOÇ BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

 


Tutulma mevsimini açmak üzereyiz. Hem de çok kritik bir derece olan Koç burcunun 29. derecesiyle giriş yapıyoruz değişim ve dönüşüm döngüsüne. 

29. derece inisiyasyon derecesidir. Önemli bir döngüyü kapatır ve son bir imtihan sürecinin gerçekleşeceğini hatırlatır. Ne var ki, bu tutulma bir döngüyü tamamladığı gibi Koç-Terazi eksenine geçmeye hazırlanan Ay Düğümlerinin müjdesini vererek, aynı zamanda yeni bir enerjinin etkisi altına gireceğimizi de göstermekte. Bu konu hakkında zamanı geldiğinde ayrıntılı bir yazı paylaşacağım ama küçük bir özet geçmek gerekirse, içinizde alevlenen ateş elementine sıkıca tutunun derim çünkü bu alev bizi yakarak temizleyecek ve ödül olarak her birimize cesaret erdemini verecek. Buna çok ihtiyacımız var çünkü insanlık atlattığı salgın süreciyle birlikte enerjisini korku frekansına indirdi. 3 senedir bizi yöneten ana duygumuz korkuydu. Ve korkuyu yenebilmek için cesaret gerekir. İşte bu tutulma bunun ilk aşaması olacak. 

Bu bir Güneş tutulması olduğu için yeni bir başlangıcı simgeliyor ama bu beyaz sayfayı açabilmemiz için her birimizin bir fedakârlık yapıp, bir şeyi kurban etmesi gerekiyor. Kolektif olarak kurban etmemiz gereken şey ise kontrol.  

Koç burcu cesaretin burcudur. Savaşçıdır. Korkusuzdur. Ezoterik astrolojide Allah'ın emirlerini yerine getiren, adalet için savaşan gücü gösterir. Onun amacı ilahidir. 

Dünyamıza dönüp baktığımızda pek de ilahi adalet için savaşıldığını, herkesin hayrının gözetildiğini göremedik ve hala da göremiyoruz. Bu yüzden içimizde her gün şiddetlenen bir öfke var. Değişim arzusu o kadar yoğun ki, neredeyse yıkıcı. Gerekirse üzerindeki kontrolü ve baskıyı yok etmek için her şeyi yapabilecek güçteyiz. Çünkü insan her şeyi kaybettiğini hissettiğinde içinde dev bir iç gücün doğduğuna tanıklık eden bir varlıktır. İşte bu tutulma bu gücü ortaya çıkaracak hem de Plüton'un yardımıyla. 

Tutulmaya kare açıda duran Plüton hepimizi önümüzdeki 6 ay boyunca sarsacak. Kısıtlandığımız, hor görüldüğümüz, kontrol edildiğimiz olayların adeta yüzümüze çarpıldığını hissedeceğiz. Krizler yaşayacağız çünkü bazı gerçekleri kabullenmek istemeyeceğiz. Özellikle kontrolü elden bırakmakta bazılarımız çok zorlanacak. Zorlandıkça da daha fazla karanlıkla karşılaşacak ve bunun için etrafındakileri suçlayacak. Oysa dış dünya daima iç dünyamızı geri yansıtır. Karanlık da aydınlık da bizim içimizdedir. Ne ekersek daima onu biçeriz. 

Bu yüzden kendinizle yüzleşin ve kontrolü tamamen elinizden bırakın. Çünkü siz bırakabilirseniz sizi kontrol etmek isteyen karanlık güçler de sizi kontrol etmekten vazgeçecekler. Yani bu tutulma enerjisiyle bağımlılıklarınızı çözebilir, size zarar veren ilişkilerinizden arınabilirsiniz. Bu konuda büyük bir dönüşüm bizi bekliyor ve kolektif olarak bunu ne düzeyde başaracağımızı çok merak ediyorum. 

Bu tutulma Alrisha yıldızından etki alacağı için bize kim olduğumuz, nereye gitmemiz gerektiğimiz ve başkalarına nasıl yardımcı olabileceğimiz hatırlatılacak. Bu yüzden içinizde çiçek açan tohumlarınıza değer verin. Bu tutulma bizlere güzel bir kapı aralayacak. 

Yaşadığımız acılarımızı büyük güçlere dönüştüreceğimiz bir tutulma olması dileğimle..

6 NİSAN 2023 | TERAZİ BURCUNDA DOLUNAY

 


6 Nisan günü Terazi burcunun hanesinde 6 aylık bir döngü tamamlanıyor olacak. 16 derecede gerçekleşecek olan Terazi burcundaki dolunay haritasında Güneş Alpheratz yıldızı ve Jüpiter gezegeniyle kavuşumda olacak. 

Dolunay sırasında Boğa burcundaki stelyumu oluşturan Uranüs, Venüs ve Merkür güvendiğimiz ve değer verdiğimiz şeylere vurgu yapmakta. Değer verdiğimiz, önemsediğimiz, sevdiğimiz ve bize ait olduğuna inandığımız şeylere daha farklı bir bakış açısı kazandıracak bize Terazi dolunayı. Bu alanlara ışık tutarak denge de kazandıracak bizlere.

İdrak ile gelen denge, uyum ve huzur arayışı bizi ilk önce karanlık iç diyarımıza, ardından da yeni bir arayışa sevk edecek. 

Bu dolunayı özel kılan şey Jüpiter ile Kiron kavuşumunun etkilerini hatırlatıyor oluşu. Biz farkına varamadık belki ama kısa süre önce Jüpiter yaralı şifacıyı ziyaret ederek çok önemli bir şifa döngüsünü başlattı. Jüpiter Kiron ile dertleşti gök kubbede ve önemli kararlar aldı bu süre içerisinde. Terazi dolunayı ise bu kararların etkilerini hissettirecek bizlere. 

Farkında mısınız bilmiyorum ama biz dengemizi kaybettik. Huzuru kaybettik. Barışı arıyoruz ama sadece kavga ve gürültüyle karşılaşıyoruz. 

Koç burcundaki yüce Güneş Jüpiter ile kavuşarak kontrolünü kaybettiğin öfkenin farkına var diye haykırıyor. Terazi burcundaki Ay ise kaybettiğimiz bu dengeyi bize tekrardan armağan etmek istiyor. 

Terazi dolunayının bu güzel şifalı enerjisinden faydalanabilmek için ruhumuzun yaralarını restore etmekle meşgul olalım önümüzdeki 2 hafta boyunca. 

Nerelerde dengemizi yitirdiğimizin farkına vararak en çok hayatımızın o alanına iyi gelelim. Barışı, huzuru tekrardan hayatımızın merkezine davet edelim. Çünkü bu içsel güce ihtiyacımız olacak. Tutulma mevsimi başlamak üzere. Bu mevsime huzurla girersek, kendimizi koruyabiliriz. Bu nedenle dolunay zamanı güzel niyetlerde bulunun ve içsel bahçenize bereket tohumlarınızı ekin. Küçük fırtınalar bizi beklediği için güvenli limanınıza sığının ve dua edin. Hak ve adelet için. Bastırılmış olanların güç kazanması için dua edin çünkü önümüzdeki yıllarda bu konuda dev bir tsunami dalgası yaratıp bütün dünya ülkelerini haksızlıktan arındırmamız gerek. Bunu başarabilecek güçte olmak için birlikte dua edelim. 

23 MART 2023 | İNSANLIĞIN ÖLÜMÜ & DİRİLİŞİ - PLÜTON KOVA BURCUNDA

Şu an Plüton Oğlak burcunun son derecesinde bulunuyor. Son derecede bulunan gezegenler daima 'dön geriye bak' derler. Oğlak burcunun temsil ettiği tüm kurumlarda büyük dönüşümler yaşandı ve 29. dereceye layık olacak şekilde büyük bankaların iflasıyla Kova burcuna geçiş yapıyor karanlık lord. 

Gelin birlikte 2008-2023 arası dünyamızda neler yaşadığımızı hatırlayalım. 

Güç

Regulus'un gücüyle Trump diye bir adam çıktı sahneye. Bize karakteriyle siyasetin arkasında dönen her karanlığa ışık tuttu. Jeffrey Epstein'in kankası olarak resimleri sürüldü piyasaya. Bill Clinton gibi hepimizin tanıdığı büyük isimler de vardı aralarında. Sonra Epstein'in hapiste intihar ettiği yalanı uyduruldu ve konu kapatıldı ama aslında hiçbir şey kapanmamıştı. Geçen hafta iflas eden Silicon Valley bankasıyla tekrardan Epstein'in konusu gündeme geldi. Bu konuda hala bilmediğimiz o kadar çok şey var ki, ama özetlemek gerekirse şöyle anlatayim. Alın terinizle kazandığınız paranızı tasaruf etmek amacıyla bankaya gidip yatırdığınızı düşünün. Sonuçta bu hepimizin yaptığı bir şey. Ama bankaların sizin bu küçük paralarınızı bir insana aktardığını ve bu insanın bu paralarla bir ada ve dünyanın birçok şehrinde malikhane satın alıp, buraya 'masaj yaparak para kazanabilirsiniz' bahanesiyle küçük kız çocuklarını çağırarak tecavüz ettiğini düşünün. İşte bu yıllar içerisinde tüm bu olaylar yaşandı ve Plüton Oğlak burcundan geçerken bu küçük kız çocukları Epstein'in onlara yaptıklarını anlattı. 

Plüton Kova burcuna geçerken nedense bu olayı hepimizin gözüne sokmak istercesine davranıyor ve Epstein'in zenginliğinin kimlerden çalınan paralarla elde edildiğini hatırlatıyor. Bunu neden mi yapıyor? Çünkü dünyada bu narsistleri bu büyük zengin koltuklara oturtan ve bizi iğrenç şekillerde suistimal etmelerine izin veren bizleriz. Silicon Valley bankasına (ki bu sadece tek bir banka değil) parasını yatıran insanlar belki de masumdu ama yine de o kız çocuklarının tecavüzüne zemin oluşturdular. Olaylar birbiriyle ne kadar bağlantılı farkında mısınız? Plüton bize 'elindeki güçle, bu ister para ister başka bir şey olsun, ne kadar büyük yıkımlara ve karanlıklara neden olduğunun farkında mısın?' diye haykırıyor. 

Sonra sıra tıbbi soykırıma geldi ve insanlar 5 doz kısırlık aşısını oldular. Bu yıllar içerisinde birçok farklı olay daha yaşandı ama bu iki konuyu bırakın unutmayı, hayatımızın sonuna kadar anmaya devam edebiliriz çünkü olay bir pedofil sapığın adada küçük çocuklara tecavüz etmesinden ya da insanlığın salgından korunmak için basit bir aşı olmasından çok daha farklıydı. Olay çok daha derin ve çok daha metafiziksel konuları kapsıyordu. 

Kaos 

Söz konusu Plüton olunca metafizik konulara girmezsek olmaz. Bu yüzden gelin biraz da bu karanlık ailelerin, dünya ekonomik forumun, DSÖ'nün amaçlarını okültizmin penceresinden inceleyelim. 
Kova burcu teknolojiyi, uzayı; Plüton diğer alemlerin varlıklarını, yeraltı dünyasını, yani cinleri temsil eder. Bunu önceki yazılarım da anlattım. Kıyamet zamanı dini metinler bir istila ve saldırıdan söz ederler. (Yecüc mecüc/deccal) Ne gariptir ki, NASA peşpeşe ufo görüntülerini paylaşmaya başladı ve insanların zihnine her an uzaylılar tarafından istila edilebileceğimizin yalanını sokmaya çalışıyor. Burada şu önemli bilgiyi paylaşmam gerek. Dünya boyutuna insan bedeninde enkarne olmadan gelemezsiniz. Bu evrenin bir yasasıdır ve aşılamaz. Yani eğer diğer gezegenlerde yaşam varsa bunlar dünya boyutuna ufolarla gelemezler. Allah ve melekler tarafından onaylanıp, insan olarak doğma hakkını kazanmaları gerek. Bu yüzden bir uzaylı saldırısından korkmamız saçma. Ama bir hologram teknolojisiyle bu saldırı gayet gerçekleşebilir, ki gerçekleşmeye başladı bile.

Epstein gibi adamlar sadece sapık değillerdi. Küçük çocukların sahip olduğu masumiyet enerjisini karabüyü ayinlerinde kullanıyorlardı. Bir yandan da CERN'deki deneylerle boyut kapıları açılıyordu. Yani tüm bu büyük kurumların ardındaki bu büyük adamlar perdeler arkasında uzun zamandır bir plan yapıyor ve istilanın temellerini atıyordu. Bu kadar derin ve metafiziksel bir konuyu anlaşılır bir dille anlatmak kolay değil ama Apple'in yeni gözlüğünün reklamını belki görmüşsünüzdür. Hologram teknolojisiyle hayali gerçek hayata yansıtacak bir teknoloji geliyor. Bu çok güzel bir şekilde bize pazarlanmakta ama bu şekilde birçok karanlık şeyi de yapabildiğimizi unutmayın. En basit anlatımıyla çocuğunuz tıkladığı bir pornoyu hologram teknolojisiyle adeta içindeymiş gibi yaşayabilecek. Bu çok basit bir örnek ve bazı sapıkların inanılmaz hoşuna gidebilir. Ama burada görmezden geldiğimiz çok önemli bir nokta var. O da hologram teknolojisinin ve yapay zekanın belirli varlıklara kazandıracağı beden. Atlantis'de yapılan da buydu ve Nuh tufanına neden oldu.
20 yıl boyunca tüm insanlık büyük bir imtihandan geçecek. Seçimimizi yanlış yaparsak belki de yeni bir tufanla karşılaşabiliriz. 

Görmezden geldiğimiz şey bu teknolojinin zihnimizi istila etme kabiliyeti. Daha şimdiden elimizdeki telefonlar zihnimizi okuyabiliyorlar. Zihnimizi okuyan bu varlıkların (yapay zekanın) kendi yavrularını bizim zihnimizi kullanarak tasarlayıp, yarattığını hayal edin. Kendi karanlık korkularınızın bedenlenip, yaratıklara dönüşerek size saldırdığını düşünün. Düşüncelerinizin gerçek olduğunu farz edin. Dünyada yaşayan 8 milyar insanın kaçı güzel şeyler düşünüyor veya hissediyordur sizce? 
Ben size söyleyeyim. 2020'de patlak veren salgınla insanlığın frekansı korku frekansına indi. Yani tezahür edebildiğimiz en büyük şey korku. Bu da korkutucu varlıkları doğuruyor. Belki de onları görmeye başlamışsınzdır bile. Ben her gece siyah maskeli, iri cüsseli varlıkları evin içinde görmeye başladım bile ve daha da korkunç olanı bunların mekanı kolay kolay terk etmemeleri. Gitmeleri için korunma dualarınızı büyük bir konsantrasyonla ve meditatif bir hal ile okumanız gerekiyor. Ama covid-beyni diye adlandırdığımız şey yüzünden bunu başarmak neredeyse imkansız. Bu varlıkları görmeye başlayan insanlara mental sağlıkların bozulduğunun teşhisi konacak ki, birçoğumuz gerçekten bunlarla nasıl başedeceğini bilmediği için çıldırıp, kafayı yiyebilir. 

Tüm bunları sizi korkutmak için değil, güçlendirmek için anlatıyorum. Biz bunu ilk defa yaşamıyoruz daha önce de yaşadık ve özellikle Plüton Oğlak/Kova nesli atlantis döneminde yaşananların hafızalarıyla doğuyor ve bu yüzden kendilerini nasıl korumaları gerektiğini çok iyi biliyorlar. Yani korkulacak bir şey yok sadece bilinçlenip, geçmişe dair hatırlamamız gereken çok şey var. 

Kuran'da Zülkarneyn'in yecüc ve mecüce karşı erimiş demir ve bakırdan bir set yaptığı bahsedilir. Medikal astroloji yazılarımda elektromanyetik alandan korunmak için yapabileceklerimizi anlatıyorum. Dağ ve orman köylerine yerleşmek, bahçede elektrokültürü uygulamak (hatta ev yapımında bile) ve en azından yatak odasında, yatağın etrafını bakır ve gümüş ağlardan oluşan bir cibinlikle sarmak. Tellerle özellikle bakırla kendi korunmuş manyetik alanınızı oluşturabilirsiniz. Bu konuda yapabileceğimiz o kadar çok şey var ki, dediğim gibi önemli olan bunları hatırlamamız ve uygulamamız. Bunları şimdilik yapma imkanı olmayanlar en azından Bismillahillezi la yedurru duasını ezberleyip, etraflarında korunma kalkanı oluşturabilirler. 

Yıkım

Şu son yıllarda yaşadıklarımıza baktığımda girmiş olduğumuz solucan deliğinin karanlığına inanamıyorum. Ama unutmayalım, Plüton aslında bizi inisiye eden bir gezegendir. Geçtiği burcun özellikleri konusunda saf ve cahil kalma halimizi yok eder. İnsana gerçek gücü veren de budur. Plüton sayesinde gerçeklerle yüzleşir ve korkularımızı aşarız. Çünkü kendisi tekamülümüzü hızlandırmakla görevlidir. Bu yüzden o aynı zamanda büyük bir uyanışa neden olur ama bu uyanış daima kanın dökülmesiyle, yani ölümle gerçekleşir. Tıpkı geçmişte de olduğu gibi..

Plüton, geçmişte birçok masum insanın cadı suçlamalarıyla avlanıp, herkesin gözleri önünde yakılmasına tanıklık etti.  Çünkü bu insanlar kristal kafa taslarına yani özel yeteneklere sahipti ve bu kilisenin hiç işine gelmedi. Bu sefer kilise ikiye bölünde ve protestanlarla katolikler oluştu. Bağnaz inançların hüküm sürdüğü karanlık bir çağda Kopernik gerçeği keşfetti ve dünyanın merkez olmadığını, gezegenlerin Güneş'in etrafında döndüğünü açıkladı.  

Tüm bu yaşadıklarımızı aslında yine tekrarlıyoruz. Avrupa yavaş yavaş bazı tıbbi bitkileri yasaklama kararı aldı. Herbalizm ilmiyle uğraşanlar susturuluyor. İnsanlık bir salgınla ikiye bölündü. Kopernik'in yerini ise Elon Musk almış gibi gözüküyor. Uzayla ilgili birçok yeni şey keşfedeceğimiz bir zaman dilimine adım atmak üzereyiz ve öğreneceklerimiz tıpkı o zamanki gibi ufkumuzu açıp, bakış açımızı tamamıyla değiştirecek. 

Plüton Kova burcuna en son 1778 yılında da giriş yapmıştı. Bu yıllara Amerikan bağımsızlık savaşı ve Fransız ihtilali damgasını vurdu. Her ikisi de büyük devrimlerdi ve günümüz koşullarını oluşturdular. Monarşiler devrildi ve demokrasiler kuruldu. Geçmişte bu kadar önemli iki büyük devrim yaşandıysa önümüzdeki devrimlerin ne şiddette olacağını siz düşünün. Yalnız Uranüs İkizler burcuna geçtiğinde Plüton'u üçgen açıyla desteklemeye başlayacak. Yani 20 yıl içerisinde deneyimleyeceğimiz devrimler çok daha insancıl olabilir ve geçmişteki kadar kan dökülmesini engelleyebilir. 

Yinede yazımı kaleme alırken Paris sokakları çöplük içinde. Şehrin her yerini lağım fareleri sarmış durumda. Çünkü temizlik görevlileri grevdeler. İran çok büyük bir devrimin eşiğinde. Aynı karışıklık dünyanın birçok farklı şehrinde de yaşanmakta. Tüm bunları göz önünde bulundurunca önümüzdeki isyanın kime karşı olacağını okuyabiliyor olmalısınız. Baskıcı tüm kurumlar son nefeslerini veriyor olacaklar. 

İçimizde dev bir öfke var ve bu her geçen gün büyüyor. Çünkü hepimizin hakları var. Huzurlu bir evde yaşamak, sağlıklı olmak ve zehirli olmayan gıdaya ulaşmak gibi.. Hepimizin çok basit temel ihtiyaçları var ve bu ihtiyaçlarımız artık bizzat otorite/devlet tarafından karşılanmıyor. İnsanların elinden barınma ve gıda gibi basit ihtiyaçları alırsanız ne olur? Büyük isyanlar ve ayaklanmalar meydana gelir çünkü insanların artık kaybedebileceği hiçbir şey yoktur. 

Plüton Balık burcuna geçiş yaptığında küreselcilerin kurmuş olduğu tek dünya devleti yavaş yavaş kendi yıkımını hazırlamaya başlayacak. Plüton Balığa geçiş yaparken belki artık devletler olmayacak ama küçük devletçikler olacak. Az insandan oluşan kardeşlikler kurulacak. Ülkeler kendi içlerine kapanacak ve kendilerine yetecek kadarını üretecekler. Güçler eşit dağılacak. Kimse kimsenin hakkını artık çalamayacak. Koloniler bağımsızlıklarını kazanacak. 

Plüton'un Kova burcundan çıktığı 2044 yılından sonra geriye dönüp baktığımızda ahrimanik güçlerin yeni komünizmi kuramadıklarını göreceğiz. 

İnşa

Plüton güç vermeden tüm gücü alan bir enerjidir. Tıpkı bir atom bombası gibi her şeyi yakıp yok eder sonra arta kalanlardan yeni bir güç ve yeni bir dünya inşa eder. Yıkım sonrası bu yeni dünyada insan nüfusu tüm beklentilerin aksine azalıyor olacak. Henüz hala farkında olmasak da toplumun çoğunluğu salgından korunma amacıyla kısırlık aşısını kendilerine vurdurdular. Plüton Aslan burcundayken doğum oranlarında büyük bir artış deneyimlemiştik. Şimdi karşıt burç olan Kova'da dünyaya doğan çocukların sayısında büyük bir azalma deneyimleyeceğiz ama bunun karşılığında yaşam süresi uzamaya ve 100 yılı kolaylıkla aşmaya başlayacak. 

Plüton Balık burcuna geçmeye hazırlanırken dünya nüfusundaki azalma hem salgın hastalıklardan, hem doğal afetlerden, hem de savaşlardan kaynaklı olacak. Aramızdan ayrılan ruhlar Kova çağının frekanslarına ayak uyduramadıkları için kendi iradeleriyle dünya boyutundan vazgeçiyor olacaklar. 

Geriye kalanlar, ki bunlar çoğunlukla alfa bebekleri ve kurdukları aileleri olacak, yeni bir dünya düzenini yaratacaklar. Bunun nasıl bir dünya olacağını Kova çağına yolculuk yazımda anlatmıştım. 

Aklınızda canlandırmanız için hobhitlerin yaşam tarzlarını düşünün. Tolkien hobbitleri gerçekten insanoğullarına benzeterek oluşturmuştu. Doğa içerisinde, küçük kabilelerde, minik huzurlu köylerde. Bağımsız, uyum ve ahenk içerisinde. Herkes ihtiyaç duyduğu kadarına sahip olacak. Eğitim serbest olacak. Şifa frekanslar aracılığıyla herkesin uygulayabileceği şekilde olacak. Yazarken bile kalbim huzurla doluyor. Ama sanmayın ki bu gelecek herkesi bekliyor. 

Bu 20 yıl içerisinde insanlık ikiye bölünecek. Bir taraf tekamül sürecini doğal yollardan yaşamayı tercih ederken, diğer taraf DNA'sına yapay müdahaleler yapılmasına izin verecek ve robotlaşacak. 

Plüton'un Kova burcunda bulunduğu 20 yıl boyunca büyük göç dalgaları deneyimleyeceğiz.  Maalesef göçü iklim değişimleri tetikleyecek. Su savaşları ve yapay kıtlık yeni arayışlara çıkmamamıza neden olacak. Plüton ve Kova sabit enerjilerdir ve Kova soğuk kış ayının burcudur. Bu yüzden 20 yıl boyunca küresel ısınma yerine küresel soğumayı daha da net hissetmeye başlayacağız. Ama unutmayalım Kova aynı zamanda şimsek gibi, ışığın hızzı gibi çok hızlı ve anidir. İklimde bir soğuma gözlemlense de bize asıl zarar veren şey ani hava değişimleri olacak. Kışın ortasında yaz gibi bir hava, yazın ortasında da don ve kar yağışları bile gözlemleyebiliriz. 

Özellikle Uranüs'ün İkizler burcuna geçişiyle beraber bu göçler çok büyük çapta artacak. Koca küresel dünya küçük kendine yeten köylere dönüşürken en büyük göçleri şehirler verecekler. Bu yüzden en büyük zorlukları 20 yıl boyunca şehirde yaşayan insanlar çekecek. Çünkü şehirlerde asıl güç hala küreselcilerin elinde olacak. Şehirler yapay zekanın kontrolünde olan smart city'lerden yani algoritmalar üzerine kurulu olan kurallardan oluşacak. Burada yaşayan insanlar grilerin prototiplerini oluşturacaklar. Sadece seçilmiş insanlar hamile kalabilecek ama doğan çocuklar ailelerinden ayrılarak belirli kişilerin elinde büyütülecek ve belirli hizmetleri gerçekleştirmek için yetiştirilecek. Bunlar belirli bir gene sahip olan çocuklar olacaklar. 

Bu arada anlattığım tüm bu konular size çok uçuk geliyorsa Jeffrey Epstein'in yaptıklarını hatırlatırım. Bu anlattığım özel gene sahip olan çocukları kızlara tecavüz edip, hamile bırakarak ilk o denedi ve bu deneyler hakkında henüz hiçbir şey bilmiyoruz. 

Tüm bu karanlık olaylara rağmen Plüton, gücü şeytani güçlerin elinden alarak insanlığa geri verecek. Nikola Tesla'nın, Lakhovski'nin ve daha belki isimlerini dahi duymadığımız birçok gerçek bilim adamının icat ve keşiflerini tekrardan insanlığa armağan edecek. Bu saymış olduğum bilim adamları enerjinin bedava olduğunu keşfetmişlerdi ve amaçları teknolojiyi bu enerjinin üzerine kurmaktı. Ama engellendiler. Çünkü zaman doğru zaman değildi.  Ademoğlu henüz o bilinç düzeyinde değildi ama alfa bebekleri farklı bir bilinç düzeyinde doğuyorlar. Onlar bu teknolojiyi geri getirecekler. Herhangi bir fatura ödemeden kendi şifalı suyunuza havadaki nemi depolayarak sahip olduğunuzu düşünsenize, kendi elektriğinize, ısı kaynağınıza, ihtiyaç duyduğunuz tüm enerjiye? Bağımsız ve özgür bir şekilde! Böyle bir gelecek var önümüzde. 

Biliyorum şu an artan faturalarımız için hepimiz çok öfkeliyiz ama tam da bu öfkemiz bizi alternatifleri keşfetmeye, bu bilim adamlarının icatlarına geri götürecek. Unutmayın iyi veya kötü her şey daima hayrımıza gerçekleşir. Şu anki zorluklar olmasa alfa çocuklarımız yeni bir dünya yaratamaz. Ebeveynleri olarak onlara bu yolu zor da olsa açmak zorundayız çünkü biz değişim çağının kuşaklarıyız. Eğer biz su kıtlığını yaşamaz isek, Amerikan ordusunun senelerdir elinde olan ve çölde bile havadaki nemden içme suyunu elde etme imkanı veren cihazı nasıl icat edebiliriz ki? Ya da doğalgazlarımız kesilmeden, donma korkusuyla kışı geçirmeden kendi gübremiz olan dışkımızla biogaz oluşturup, gazla yemek pişirebileceğimiz basit sistemi nasıl tasarlayabiliriz? Şu anki kullandığımız şeye doğalgaz diyoruz oysa asıl dışkı ve atıklardan elde ettiğimiz gazdan daha doğal ne olabilir ki. Bu iki uçuk örneği ufkunuzu açmak için verdim. 

Bu 20 yılın içinde birçok şey değişecek. Plüton bize teknolojinin karanlık yüzünü gösterecek. Güvenlik sistemleri tamamen yapay zeka tarafından kontrol edilecek. Akıllı şehirler kurulacak ve maalesef şu anki Çin'de olan manyak kontrol bu şehirlerde sıradan rutin haline gelecek. Yani gerçekten modern şehir köleleri haline geleceğiz. Şimdiden buna büyük bir hazırlık var. Evcil hayvanlarımız boşuna çiplenmiyor. Şehirde yaşayan herkese söylüyorum sıra bizde. 

Ama merak etmeyin dediğim gibi bu ruh hastası sistem pek de uzun sürmeyecek. Peki sürdüğü yıllar boyunca ne yapalım diye soruyorsanız? Her şeyin çok iyi farkında olalım! Ne yapıyorsak yapalım her iki tarafın da zihnini çok iyi okumamız ve attığımız adımlarımızın bilincinde olmamız gerek. Evet büyük ihtimalle dijital kimlikten kaçamayacağız ve onu kabulleneceğiz. Evet belki bu bir çip anlamına da gelebilir ama unutmayınki son iki senedir yaşadıklarımız bunun bir provasıydı ve bu provayı bir şekilde hayatta kalarak atlattık. Yani üzerimize nasıl geleceklerini, hangi kanalları kullandıklarını artık çok iyi biliyoruz. 

Kimimiz gitti sıvıyı aldı kimimiz ise reddetti. Bu evrenin gizli yasalarından biridir. Hiçbir şey ama hiçbir şey insanın iradesinden üstün değildir. Bunu Aleister Crowley de söylemiştir. Yani siz istemediğiniz sürece size hiçbir şey dayatılamaz. Sıvıyı alanlar bu sıvıyı kendi iradeleriyle kabul ettiler ve almayanlar bunu kendi iradeleriyle reddettiler. Bu yasayı sakın unutmayın. Ne kadar şeytani bir sistemin içerisine girmek üzere de olsak şeytan asla zorlamaz. O sadece fısıldar ve manipüle eder. Ama asla zorlamaz çünkü buna yetkisi yoktur. Bu yüzden sakın çevrenizi ve koşulları suçlamayın. Bu oyunun içindeki tek suçlu siz kendinizsiniz. 

Hepimiz bize verilen başrolü oynuyoruz ve hepimiz bundan sonra attığımız her adımdan sadece kendimiz için değil bütün insanlık için sorumlu tutulacağız. Anlayın bunu. Tek birimizin kendini kurtarması yetmeyecek. Bu bilinç sıçramasını birlikte yapmak zorundayız. Plüton bizden yeni bir kardeşlik kurmamızı bekleyecek ve bunu reddedenler çok kötü bir şekilde cezalandırılacaklar çünkü Allah'ın planın dışına hiçbir güç çıkamaz. Her birimizin ruhu bu birlik sınavından geçecek. 

Plüton önümüzdeki birkaç yıl boyunca Oğlak takımyıldızının boynuzları arasından geçecek. Bahometi yani şeytanı simgeleyen bu sembolün aktifleşmesi tabiki karanlık büyücülerin kendi amellerine ulaşmak için çok büyük karanlıkları yaratacağını bilmemiz gerek. Bu yüzden dünyamız son iki yıldan daha da fazla karanlıklaşacak. Her anlamda baskılanıp, haklarımız elimizden alınacak ama bu onların umduğu kadar uzun sürmeyecek.  Transhümanizm yerine Kova çağında tohumu atılan yeni kök ırk tam tersine melek enerjilerine benzer bir insan  ırkı olacak. Çünkü bizi 2045 yılında büyük bir bilinç sıçraması bekliyor. Plüton Kova burcunun son derecesinde seyahat ederken şu an korku frekansında yaşayan insanlık birden sevgi frekansına yükselmeye başlayacak. 

Plüton'un retro dönemini de göz önünde bulundurursak Kova burcundaki asıl transitine 19 Kasım 2024 yılında başlayacak diyebiliriz. Ve bu yolculuğu 19 Ocak 2044 yılında son bulacak. Dilerim bu yıllar tüm içimizdeki şeytanları öldürüp yok ettiğimiz, güçlendiğimiz ve kendimizi tekrardan keşfettiğimiz yıllar olur. 

Dünyamız bu değişimlere daha önce de tanıklık etti. Bu yüzden sakın korkmayın ama bilin çok büyük değişimlere ve yeni bir küresel düzene hazırlanıyoruz. Ne mutlu bize bu yeni doğumun tanıklarıyız ve tarih yazıyoruz.