30 Aralık 2020 | Yengeç burcunda dolunay

  • Share

Kova çağına zaman yolculuğu

  • Share

14 Aralık 2020 | Yay burcunda Güneş tutulması

  • Share

19 Aralık 2020 | Transit büyük umut Jüpiter Kova burcunda

  • Share

30 Kasım 2020 | İkİzler burcunda Ay tutulması

  • Share

21 Aralık 2020 | Büyük Mutasyon | Jüpiter - Satürn kavuşumu

  • Share

15 Kasım 2020 | Akrep burcunda yeniay

  • Share

31 ekim 2020 | Boğa burcunda uranüsyen dolunay

  • Share

16 Ekim 2020 | terazi burcunda yeniay

  • Share

2 Ekim 2020 | Koç burcunda dolunay

  • Share

17 Eylül 2020 | Başak burcunda Yeniay

  • Share

30 Aralık 2020 | Yengeç burcunda dolunay

Kapımızda 2020 yılının son dolunayı bulunmakta. Bu dolunay 8 derece Yengeç burcunda gerçekleşecek ve Ay Mirzam yıldızıyla kavuşumda olacak. 

Bu yıldız ismini Arapça'dan almıştır ve haberci anlamına gelir. Umalım bu haber güzel ve huzurlu bir yeniyılın habercisi olsun çünkü hep beraber öyle bir tuhaf yıl geçirdik ki, bazılarımız sevdiklerini kaybetti, bazılarımız işlerini ve hepimiz de özgürlüklerimizi. 

☆☆☆

Dolunaylar döngülerin tamamlandığı zamanlardır. Yengeç burcundaki bu güzel dolunayla 2020 senemizi uğurlayalım ve önümüze bakalım. Sevgidolu günlerin bizi beklediğine inanalım. 

☆☆☆

Yengeç yuva sıcaklığı demektir. Bu dolunay bize ihtiyaç duyduğumuz asıl şeyin ne olduğunu hatırlatıyor olacak. O da sevgi! 

Dolunay gecesi çocukluğunuzda sizi en çok mutlu eden anılarınızı düşünün ve yeniyıl gecesinde bu anılarınızı ailenizle yaşatmaya çalışın. Yaşamış olduğunuz güzel anılarınızı birbirinizle paylaşın. Bolca gülün. Yeni döngüye ne kadar mutlu ve huzur dolu girerseniz, 2021 yılınız da o şekilde geçer. 

Hazır kısıtlamalar bizi tekrardan evlerimize hapsetmeye hazırlanırken, yuvamızda sevdiklerimizle beraber güzel ve keyifli vakit geçirmeyi önceliğimiz haline getirelim. 

Merkür ile Neptün arasındaki sekstil açı kalbimizi açmak ve sevdiklerimizle sohbet etmek için güzel bir zaman diliminde olduğumuzu gösteriyor. Manevi konulara yönelip, bizi yoran şeylerden en azından iki haftalık süreç boyunca biraz uzaklaşabiliriz. 

Kiron'un dolunaya yaptığı sert açı yeniyıl öncesi bu yılın ruhumuzda açtığı yaraları sarmamız gerektiğini de gösteriyor. Geriye dönüp bakın ve başınıza gelen tüm olumsuz olayları bir kağıda yazın. Yasını tutun ve sonra bu kağıdı dolunay gecesi yakın. Bırakın geçmiş gömülsün ve yeni güzel günler sizi kucaklasın. 

Kısacası bu dolunay 2021 yılına sevgi, hoşgörü, merhamet ve sıcak duygularla girmemiz için sevgidolu enerjisini gökkubbeden yeryüzüne akıtıyor. Bu enerjiyi kalbinize davet edin ve bırakın sizi ısıtsın ve yarınlara hazırlasın. Tüm zorluklara rağmen Uranüs'un dolunaya yaptığı güzel açı sürprizler ve yeniliklerle dolu bir yıla girmek üzere olduğumuzu gösteriyor. 

İçinizin huzurla dolacağı, yüreğinizde kocaman bir sevginin aydınlığını hissedeceğiniz ve daima minnet içinde olacağınız yeni bir yılınız olsun. 

Dolunay ışığınız karanlığınızı aydınlatsın..

Kova çağına zaman yolculuğu

 

2020 yılının en büyük gök olayı olan Jüpiter ve Satürn kavuşumundan bir önceki yazılarımda bahsettikten sonra Kova çağının nasıl bir çağ olacağına dair bir zaman yolculuğu yapmak istedim. 

Bu yazımda paylaşacaklarım içinizi biraz umutla doldurabilir. Bazılarınıza da fazla ütopik gelebilir. Fikirlerinizi benimle yorumlar kısmında paylaşırsanız memnun olurum.

Kova çağının ne gibi etkileri beraberinde getirebileceğini anlayabilmek için tıpkı doğum haritasını yorumlar gibi başlayabilir, Kova burcunu yükselene yerleştirdikten sonra tek tek evlere düşen diğer burçların bize neler anlattığını okuyabiliriz. 

Bu sisteme göre para ve değerler hanesine Balık burcu düşer. Balık maneviyatıyla bilinen bir burçtur. Bu bize Kova çağında maddi şeylere değil, daha çok manevi şeylere değer vereceğimizi gösteriyor. İnsanlar bankalarında ne kadar para olduğuna değil, ruhlarında ne kadar huzur hissettiklerine değer verecekler. Sevgi, sanat ve yaratıcılık en çok önemsenen değerler olacak. İnsanlar paralarını şu an bilimin yok saydığı ruhsal konularda kendilerini geliştirmek için harcayacaklar. En büyük parayı bu alanlara yönelen insanlar kazanacak. Ama sanmayın ki zengin fakir gibi bir fark olacak. Bu alanlarda bu büyük paraları kazanan şirketler bütün paralarını diğerleriyle paylaşacaklar çünkü Balık sembolizması paylaşımı beraberinde getirir.

Balık burcu okyanusları ve genel anlamda elementinden dolayı suları temsil ettiğinden en büyük yatırımlar sularımızın tekrardan saflandırılması projelerine aktarılacak. Okyanuslar plastiklerden arındırılacak. Büyük ihtimalle nesli tükenmek üzere olan canlılara av yasağı çıkacak ve sulardaki canlı hayat tekrardan geri kazanılacak. Buzullar, nehirler, göller, tatlı-tuzlu farketmemeksizin tüm su kaynaklarımıza büyük değer verilecek ve bunlar geri kazandırılacak. Tüm o büyük paraları kazanan insanlar varlıklarını bu alanlara yatırarak doğada tekrardan bir dengenin oluşmasına hizmet edecekler. Ne Amerika'da fazla fast food yemekten şişen bir obez olacak, ne de Afrika'da açlıktan ölen bir çocuk. 

Balık burcu zayıf olana el uzatan bir burçtur ve bilinçaltını, hastane, hapishane gibi kapalı yerleri temsil eder. Şizofreni gibi şu an bilimin anlam veremediği psikosomatik kaynaklı hastalıklar için kökten etkili olan ve insana bütünsel yaklaşan tedavi yöntemlerine paralar aktarılacak. 

İçinde bulunduğumuz Balık çağında 2.eve denk gelen burç Koç'tu. Bu yüzden bizi sahip olma hırsımız yönetti. Hep daha fazlasını istedik. Para kazanmak bizim için hayatta kalma becerisiydi. Bu etki bencilce ve rekabet odaklı davranmamıza sebep oldu. Oysa bu önümüzdeki 100 yıl içerisinde tamamıyla değişecek. Şu an bize ne kadar ütopik gelse de, insanlar artık para kazanmaya veya herhangi bir şeye sahip olmaya değer vermeyecekler. Onları azla yetinmek mutlu edecek. Zamanlarının çoğunu iş yerinde geçirmek yerine insanlar sanata ve ruhsal konuları araştırmaya zaman ayıracaklar. Balık burcu yardımlaşma sembolizmasını içinde barındırdığı için, bu kişileri asıl finanse eden şey yardımlaşma kampanyaları olacak. Aslında bu şu an bile var. Patreon platformu bunun en güzel örneği. Ben bir sanatçıyım, sanatıma zaman ayırabilmek için bana maddi olarak destek olmak ister misiniz diyorsunuz ve sizi seven birçok insan bu platforma üye olarak her ay bir karşılık beklemeden size para yatırıyor. İşte Kova çağında bu iyice yaygınlaşmış olacak. 

Balık kafası karman çorman olan insanı temsil eder. Bu yüzden parasını çok kolay kaybeder. Ekonomiden anlamaz çünkü anlamak istemez. Bir anlam veremez. Yani tıpkı şu an bizim de var olan ekonomik sisteme anlam veremediğimiz gibi. Balık çağına doğru giden bu zaman dilimi içerisinde bu etki birçoğumuza büyük paralar kaybettirecek. Bu değerlere şimdiden yatırım yapmayan o şirketleri gözlemleyin. Birkaç yıl içerisinde "puf" diye yok olacaklarını göreceğiz. Öyle güvenip de borsaya hala para yatıranlar, daha fazla kazanma hırsıyla hareket eden herkes sudan çıkmış balığa dönecek. 

Balık burcu ayrıca görünmeyen kapılar ardında dönen işlerin gizemli kalmasını sağlayan bir burçtur. Bu yüzden parasal anlamda blockchain teknolojisi tarzında bir sistemin olacağını öngörebiliriz. Ama bu şu an planlandığı gibi belirli bir zümrenin kontrolü altında olan bir dijital para sistemi olmayacaktır. Tam tersine herkesi birbirine bağlayan ama tek merkezden yönetilmeyen dijital bir para sistemi olacak. Böylelikle iki kişi arasında gerçekleşen bir para işlemini bir 3. kişi takip edemeyecek. Her şey gizemli bir perde arkasından gerçekleşecek ve bunu sağlayan bir teknoloji olacak. 

Kova çağında 3.evin konularını Koç burcu temsil edecek. Seyahatlerde yüksek bir hızın yaygınlaşmasını bekleyin. Dünya'nın bir ucundan diğer ucuna ulaşmak dakikalarınızı alacak, saat veya günlerinizi değil. Aynı şey yeni bilgiler öğrenmek için de geçerli olacak. Kısa süre içerisinde beynimize istediğimiz bilgiyi yükleyebilecek, istediğimiz dili veya beceriyi öğrenebileceğiz. 

Kısacası uçan arabalar, yeraltından geçen mega hızlı trenler, bizi diğer gezegenlere götüren uzay araçları uçuk kaçık fikirler değil, insanların günlük yaşamlarında kullandığı sıradan şeyler haline gelecekler. Dünyamız küçücükün bir köye dönüşecek. Komşu ülkeye gitmek yerine komşu gezegene gideceğiz. Öylesine kısa bir misafirlik amaçlı. 

Koç burcu ateş elementinin ilk kıvılcımını temsil eder. Kova çağında yaşayan insanların zihni tıpkı bu kıvılcım gibi olacaklar. Sürekli yeni fikirler üreten ve yeni inovasyonları geliştiren insanlar olacak. Düşünme şeklimizde genç bir çocuğun beynine sahip olacağız. Bu Alzheimer gibi hastalıkların da sonunu getirecek. Kısacası beyin hücreletinde ölüm değil, bitmek bilmeyen bir diriliş ve yenilenme yaşayacağız. Beyin yaşlanmadığı için beden de daha geç yaşlanacak ve insan ömrü doğal olarak uzayacak. 

4.eve toprak elementiyle Boğa burcu yerleşeceği için muazzam güzellikte mimari yapılar gelecekteki insanların huzurdolu yuvaları olacaklar. Doğa içerisinde ve tamamıyla doğal malzemelerden yapılmış öyle bir yapılar düşünün ki, kutsal geometri yani altın orana göre inşa edilmiş, yeşillikler içerisinde insanın ruhuna huzur veren tarzda. Bunu kafanızda daha iyi canlandırabilmek için şehir hayatının tam zıttını düşünün. Rengarenk bir doğa canlansın gözlerinizin önünde. Bu doğanın binbir tonunu olduğu gibi içeriye yansıtan cam duvarlar. Evin içinde yüksek bir teknoloji ama tamamıyla yenilenebilir enerjilere dayanandan. Güneşiniz sizi ısıtıyor, suyunuz sizi her içtiğinizde yeniliyor ve şifalandırıyor. 

Köylere, kırsal alanlara dönün, toprak alın ve yerleşin dememi çok komik ve anlamsız bulanlar var ama bu Kova çağının bir parçası. Boğa'yı yöneten Venüs 9.evi de yönettiği için, farklı ülkelerin insanları gelip toprak alacaklar. Yani şimdi toprağına yatırm yapmayan, gelecekte satın alabilecek bir toprak parçasını zor bulacak. Köye dönüş başladı. Belki buna siz cesaret edemiyor olabilirsiniz ama çocuklarınız ve onların çocukları her biri birer yeni köylü olacak. Eko köyler dünyanın dört bir yanına yayılacak. 

5.eve İkizler burcu yerleştiği için eğlence sektörünün, ünlülerin, hatta insanların aşk hayatlarının tamamıyla mantık ve bilgi üzerine kurulu olduğunu göreceğiz. Türk dizilerinin, netflix'in beyin uyuşturan içeriklerin yok olduğunu ve onların yerine belgesel tarzı bilgi yüklü içeriklerin ön plana çıktığını ve insanların boş zamanlarını bilgi edinmek için harcadıklarına tanık olacağız. Kardashian tarzı ünlülerin, haftasonu oynayan saçma sapan magazinlerin sonuna geliyoruz. İnsanlar artık böyle boş şeylerle ilgilenmek yerine zeki insanları ve dünyaya nasıl bir katkı sağladıklarını öğrenmek isteyecek. 5.ev politikacıları da temsil ettiği için seçilen liderler de bu kriterlere göre görevlendirilecekler. 

İkizler burcu kısır burçlar kategorisinde yer aldığı için Kova çağında doğan çocuklar az olacaktır. Birçok insan ya kendi seçimlerine bağlı olarak çocuk sahibi olmak istemeyecek ya da bugünkü yapılan hatalar yüzünden kısır olacağı için çocuk sahibi olamayacak. Sonuçta bugün yapılması tavsiye edilen aşının senin torununun DNA'sını nasıl etkileyeceğini gösteren hiçbir bilimsel araştırma yok. Aynı şey yediğimiz GDO'lu gıdalar ve yaşadığımız saçma yaşam tarzımız için de geçerli. Bunların hepsi bizi kısırlaştırıyor bu yüzden Kova çağında artan nüfus gibi bir korku söz konusu dahi olmayacak. Bize bugün anlatılan bu yalana değer vermemize hiç gerek yok. 

Doğan birkaç çocuk ise İkizler burcunun temsil ettiği gibi süper zekalı olacak ve onları hayata tam donanımlı hazırlayan bir eğitim sisteminde okuyacaklar. Yani artık bir çocuk birçok meslek alanında usta olacak. Bir sürü alanda yetenekleri olan varlıklar haline gelecekler. Bu yüzden çocuklarınızı şimdiden buna hazırlayın. Eğitim sistemi bu konuda beceriksiz olduğu için bu sistem gelene kadar bunu anne babalar yapmak zorunda. 

5.ev aynı zamanda aşk hayatını da temsil eder ve İkizler burcu pek sadakatle ilgilenen bir burç değildir. Bu yüzden yeni çağın aşklarında insanlar daldan dala atlayan maymun iştahlı varlıklar haline gelecekler. Bunu günümüzde de görmeye başladık zaten. Birçok farklı insanı tanıma, hep genç kalma isteği ve evlilik sorumluluğunu üstlenmemek moda olacak. 

Kova çağında 6.eve düşen burç Yengeç oluyor. Bu burcun ingilizce karşılığı kanser hastalığını çağrıştırdığı için bu hastalık bir hayli yaygınlaşabilir. Yukarıda bahsetmiş olduğum kendi hatalarımız yüzünden yeni doğan bebeklerde lösemi sıkça görülebilir. Genel olarak kanla veve bedenimizin sıvılarını ilgilendiren çeşitli yeni hastalıklar ortaya çıkabilir. Bedende toksik birikimler başımıza büyük belalar açabilir. Ama olumlu taraftan baktığımızda tüm bu konularla ilgili bir bilinçlenme de yaşayacağız. Kanserin tedavisi şu an zaten var ve Küba bunu çok güzel uyguluyor. Kova çağında bu tedavi tüm dünya ülkelerine yayılacak ve bu öyle kemoterapi gibi kimyasallarla bir tedavi şekli olmayacak. Titreşimsel yeni bir teknolojiyle olacak ve insana bütünsel yaklaşıldığı için şu an tedavisi olmayan birçok hastalık alternatif tıp aracılığıyla şifa bulacak. Şu anki gibi ilaç sektörü belirli bir zümrenin elinde olmayacak. Tam tersine hastalara karşı çok anaç, içten ve samimi davranan bir tıp dünyası doğacak. İnsan gönül rahatlığıyla doktora gidebilecek ve ilaç sektörü veya özel hastaneler insanı sömüremeyecek. İnsanların zaten eşit sağlık haklarına sahip olacağını tahmin edebiliyoruz. Sağlık en doğal hak olduğu için buna para bile ödemek zorunda kalmayacağız. 

6.ev çalışma rutinini de temsil ettiği için ev ofisi tarzında çalışma şekli kalıcı olacak. Büyük fabrikalar yetine herkesin kendi evinde kurmuş olduğu bir küçük işletmesi olacak. 3D yazıcılar ile istediğiniz şeyi kendi evinizde üretebileceksiniz. 

7.eve düşen Aslan burcu, 5.ev ve çocuk sahibi olma isteyişinin reddedilmesini güzel bir şekilde açıklıyor. Aslan burcunun karanlık tarafı egosudur. Kova çağının insanı söz konusu ilişkiler ve evlilik olduğunda bencil olacak. Bir başkası için neden fedakârlık edeyim ki, diye düşünecek ve evlenmek istemeyecek. Kova çağında bu yüzden birliktelikler de evlilikler de nadir gerçekleşecek. İnsanların en çok değer verdiği şey bir araya gelip eğlenmek olacak. Birlikte sorumluluk üstlenme konusuna gelindiğinde ise birçok insan bunu yapmak yerine yalnız kalmayı tercih edecek. Evlenmek isteyen ufak kesim bunu gerçekten yapmak istedikleri için evlenecek. Gerçekten birbirlerini kalpten çok sevdiklerine ve ruh eşi olduklarına inandıkları için bunu yapacaklar. Bu yüzden alışkın olduğumuz mutlu aile tablolarından biraz uzaklaşmış olacağız. Bu maalesef karanlık bir etkiyi beraberinde getirebilir sonuçta bir birlik oluşturmak ve sevmek yaratılışımızda var. Kendine uygun olan partneri bir türlü bulamayanları büyük depresyonlar bekliyor olacak. Çünkü Aslan burcu sevgiyle var olan sıcacıkın bir burçtur. Hep sevilmek, hep takdir edilmek hep bir yere ait olmak ister. Halkı olmadığı için onu kollayamayan bir kralı düşünün. İşte onun hissettiği yalnızlık hissi bize ruhsal olarak pek de iyi gelmeyecek.

İlişkilerinde bencilce davranmak ve karşı tarafa sadece kendi isteklerini dayatmak yerine, sevdiğini koşulsuzca kabul edebilenler, Kova çağında yine de  çok mutlu olabilecekler ama bunu başarabilmeleri için Aslan burcunun gölge taraflarını yenmiş olmaları gerekecek.

Kısacası burda iki yol var. Kişi ya bir sürü insanla birlikte olup eğlenmeyi ama gerçek olan ilişkiye sahip olmamayı kabul edecek ya da sevdiği kişiyle ortak bir yola çıkacak ama ona hep kraliçe veya kral gibi davranacak. Belki de birçok insan bu kadar saf sevgiyi içinde barındıramadığı için evli de olsa, bir ilişkisi de olsa ayrı evlerde yaşamayı ve sadece arada sırada buluşmayı tercih edecek. Ya da günümüzde de başladığı gibi bir kişi hayatında belki 10 kere evlenip, 10 kere boşanacak. 

Balık çağında 7.evde bulunan burç Başak'tı ve o kendini feda etmekle, zorluklara göğüs germekle ilişkiliydi. Bu yüzden evlilik bu kadar sağlam temellere sahip olabildi. Yokluk da olsa, zorluk da olsa birbirine söz veren iki insan ayrılamazdı. Evlilik kutsal bir anlaşmaydı. Her iki taraf da bu sorumluluk ne kadar ağır da olsa bunu üstlenmeye vardı. İşte Kova çağında bu olmayacak. 

Başak bakirelik sembolü olduğu için insanlar kendilerini tek bir kişiyi adayabiliyordu. Hatta bu evlilik için ön koşul gibiydi. Bir kadın bakire ve hayatı boyunca tek bir erkeğe ait olmalıydı. Oysa Kova çağında böyle bir ön koşul da olmayacak. İnsanlar bu saflığın ne anlama geldiğinin bilgisini unutacak veya umursamayacaklar. Yani evlilik ve ilişkiler kavramı Kova çağında çok daha serbest bir hal alacak. 

Zengin koca arayanlara bol şans çünkü bu tür sahte değerler üzerine kurulu evlilikler artık bu çağda imkansız. Evliliklerde eşitlik olacak. Bu kadın şiddetine de bir son getirecek. Bir erkek kendisini kadından üstün görerek ona el kaldıramayacak. İlişkilerde en çok önemsenen şey birlikte gülmek ve eğlenmek olacak ve ilişkiler bu temel üzerine inşa edilecekler. Bir çift birbirine ilham olduğu sürece, birlikte gülüp eğlenip, hayatın tadını çıkarabildiği sürece bir arada kalacak. Bunu uzun müddet devam ettirebilenlerin mutlu evlilkleri olacak bunu yapamayanlar ise tek başlarına mutlu olmanın yollarını arayacak. 

8.eve Başak burcu yerleştiği için sağlık konularında büyük bir dönüşüm yaşanacaktır. Sağlık sektörünün amacı saf bir şekilde insanlığa hizmet etmek olacak. Enerjisel şifa tekniklerinde büyük bilimsel araştırmalar yepyeni bir tıp sistemini yaratacaklar. Okült çalışmalar bu tıp sisteminin alt yapısını oluşturacaklar. Ölüm ötesi araştırmalara büyük paralar yatırılacak ve boyutlar arası iletişim konularında büyük ilerleme kaydedilecek. 

8.ev seks ve cinselliği de temsil ettiği için buraya yerleşen Başak burcu cinselliğin çok daha saf bir boyutta deneyimleneceğini gösteriyor. Yöneticisi Merkür mantıksal bir gezegen olduğu için Kova çağında insanlar cinsel dürtülerini çok iyi kontrol edebilen varlıklar olacaklar. Cinsellik bir ihtiyaçtan çok saf bir sevgi paylaşımı olarak görülecek. Bu yüzden kadına şiddet, taciz veye tecavüz olayları ortadan kalkacaktır. Pornolar, kadın ticareti vs tüm bu alanlar yok olan meslekler olmaya mahkûmlar. 

8.ev borçlar, vergiler ve diğer insanların paralarını da temsil eder. Başak burcu minimalize eden, her soruna pratik çözüm bulan bir enerjidir. Bu sebeple vergi ve borç konularında bir azalma deneyimleyeceğiz. Bankalar faiz veya borçlarla artık istedikleri gibi insanları soyamayacaklar çünkü bütün parasal sistemin ardında dev kuantum bilgisayarları olacak. Yapay zeka parasal konularda bir yanlışın ortaya çıkmasına izin vermeyecek. Başak saflığı temsil ettiği için kara para aklama olayları veya uyuşturucu ticaretinden kazanılan yüklü paraların artık bir geleceği olamayacak. İnsanlar kazandıkları paraları helal yollardan kazanmak ve yine helal yollarda harcamak zorunda kalacaklar. 

9.eve Terazi burcu denk düştüğü için insanlar tek bir din çatısı altında barış ve karşılıklı anlayış içerisinde buluşacak ve bu dinin adı Sevgi olacak. Ülke sınırları ortadan kalkacaktır veya kalkmasa bile bir ülkeden diğerine seyahat etmek hatta orda yaşamak çok kolay olacak. Terazi burcu öncü bir burç olduğu için büyük ihtimalle tek bir yerde sabit kalmak yerine sürekli seyahat içerisinde olmak mümkün olacak. Pasaport vs gibi şeylere ise gerek  duyulmayacak. Kuşlar gibi özgür olacak, canınız nereye istiyorsa oraya konacaksınız. 

Terazi denge ve uyumun burcu olduğu için ülkeler arası çıkar ilişkileri diye bir şey de olmayacak. Böylelikle savaşların sonuna gelinmiş olunacak. Her şey ve herkes tek bir dünya mirası olarak kabul edilecek. Bu yüzden ırkçılık diye bir şey söz konusu dahi olamayacak. Hatta tam tersine farklı uzay ötesi deneyimler bize bir birlik olduğumuzu hatırlatacak. Burda kastettiğim şey uzaylılar olmak zorunda değil. Sonuçta uzaylıların ne olduğunu henüz bilmiyoruz. Bizimle aynı gezegende ama farklı boyutlarda var olan varlıklarla bile iletişimimiz yok denecek kadar az. Yani uzaylılar tahmin ettiğimiz gibi olmak zorunda değiller. Kova çağı cinlerden, doğa ruhlarına kadar hatta binbir çeşit farklı varlıklarla bizi tanıştıracak ve işbirliği kurmayı öğretecek. Büyük ihtimalle bir arada,  birbirimizle iletişime girme yöntemleri bularak yaşamayı öğreneceğiz. 

Terazi adalet ve eşitlik anlamına geldiği için insanların inançları adalet üzerine kurulu olacak. Bu bana reenkarnasyon inancının Kova çağında büyuk bir rol oynayacağını çağrıştırıyor. Bu sadece inançlarımızla ilgili de olmayacak hukuk sistemi gerçek adaletin üzerine tekrardan inşa edilecek. Bu nedenle birinin diğerine haksızlık yapma gibi bir durumu söz konusu olmayacak. Balık çağında bu hanede Akrep burcu bulunuyordu. Bu yüzden adalet güç üzerine kuruluydu. Mahkemelerde adalet değil, para ve güç son sözü söylüyordu. Akrep aynı zamanda intikamcı bir burç olduğu için ırkçılık adaletsizliğin en çok yaşandığı konu oldu. Tüm bunlar Kova çağında tarihe karışacak çünkü Terazi'nin tek derdi sevgi ve karşılıklı anlayıştır. 

Balık çağında yönetimi temsil eden 10.evde Yay burcu bulunuyordu. Bu yüzden dünya tarihine şekil veren 3 büyük din siyaseti de etkiledi. Din adamları siyaseti şekillendiren başlıca kişiler oldular. Kova çağında ise bu haneyi yöneten Akrep burcu olacak. Asıl tehlike burda ortaya çıkıyor çünkü Akrep burcu okültistleri ve kontrol manyaklarını temsil eden bir burçtur. Eğer küreselciler günümüzde başarılı olursa Kova çağı boyunca insanları yöneten karanlık bir güç olacak. Halkın sürekli manipüle edildiği ve kukla gibi kullanıldığı bir çağ olabilir bu. Çünkü Akrep reptilleri temsil eder ve onların kimler olduğunu artık hepimiz biliyoruz. 

Tüm bu senaryoyu tersine çevirir ve Akrep burcunun olumlu tarafından bakarsak yeni gelen liderlerin güçlü ve inisiye edilmiş, okült yetenekleri olan ama bunları iyiye kullanan kişiler olacağını söyleyebiliriz. Bana kalırsa her iki senaryo da yaşanılacak. Şu an ilk senaryonun zaten içerisinde bulunmaktayız. Papa bile deccalin aramızda yaşadığını ve bir insan olduğunu itiraf edebilecek kadar ileriye gitti. Tüm dinlerin uyardığı deccaliyet sistemi kapımızın önünde ve büyük bir başarıyla ilerliyor. Ama eğer insanlar bilinç sıçramalarını gerçekleştirebilirse yani gerçek manevi değerlerine geri dönmeyi başarabilirlerse bu deccaliyet sistemi gelse bile uzun ömürlü olmayacaktır. Hangi senaryonun 2000 yıl boyunca etkili olacağını dünya halkı olarak günümüzde yaptığımız seçim belirleyecek. 

10.ev bireyin kariyer hedeflerini temsil ettiği için ve Akrep burcu da azmi inanılmaz kuvvetli olan bir burç olduğu için, Kova çağında insanlar kariyer ve misyonlarına büyük manevi değer verecekler ve azimle onlara verilmiş olan misyonu yerine getirmek için çok çalışacaklar. İnsanlar için işleri bir tutku haline gelecek. Bunun etkilerini günümüzde görmeye başladık bile. Yapay zeka sıradan işlerin hepsini üstlendiği için amele tarzındaki işlerden para kazanan herkes işsiz kalmaya ve daha da kötüsü iş bulamamamaya mahkûm. Sadece tutkularını bulan ve azimle bu alanda bir şeyler yaratabilecek kadar güçlü olanların çağı başlamak üzere. Kova çağında beynini çalıştıramayan, yeteneklerini tam kapasite kullanamayana yer yok çünkü Akrep zayıfları sevmez.  

Kova çağında en gözde meslekler ise tabiki Kova ve Akrep tarafından temsil edilen astroloji, okültizm, spiritüalizm ve şifacılık alanı olacak. Sıvılar ve yeraltı kaynaklarıyla ilgili meslekler ön planda olacak. Araştırmacılık ve bilimsellik birinci derece öneme sahip olacak. 

Sosyalleşme ve arkadaş hanesi olarak bilinen 11. evde Yay burcu bulunacağı için bahsetmiş olduğum gibi koskoca mavi küre küçücükün bir köye dönüşecek. Herkes dünyanın dört bir yanından arkadaş edinebilecek. Bir sürü farklı ortamda sosyalleşebilecek. İnsanları birbirine en çok bağlayan şey ortak inançlar olacak. Bu ortak inançlara sahip olan bireyler bir araya gelerek kendi topluluklarını kuracaklar. Airbnb, uber, etsy, amazon tarzı birçok kişiyi tek çatı altında birleştiren şirketlere benzer iş olanakları muazzam bir derecede artacak. Ortak fikir ve inançlara sahip olan insanlar bir araya gelerek kendi gruplarını oluşturacak ve bütün dünyaya yayılabilecekler. Kısacası Kova çağında başarıyı büyük bir çevreye sahip olmak getirecek. Şu anki sosyal medya araçlarını unutun çünkü hayal dahi edemeyeceğiniz bir sürü yeni sosyal medya araçları yaratılacak ve özgür ifadeye önem verilecek. Eğer şimdiden başarılı olmak istiyorsanız işinizi bu temellerin üzerine inşa edin. Birçok insanı buluşturabileceğiniz alanlar size en büyük kazancı getiren alanlar olacak. 

Ve geldik son haneye. Kova çağında 12.eve işkolik Oğlak burcu düşüyor olacak. İnsanlık kollektif bilinçaltını temizleyebilmek için büyük emekler harcayacak. Ortak genetik mirası ve karma'yı arındırmak hiç de kolay olmayacak ama yine de bunu başarmaya hem bireysel hem toplumsal olarak büyük değer vereceğiz. Böylelikle insanlık bilinçaltından kolaylıkla yönetilebilen, istenildiği gibi beyni yıkanabilen varlıklar olmaktan kurtulacak. Kendimizi, zihnimizi ve duygularımızı kontrol edebilen insanlara dönüşeceğiz. Ama bunun için çok fazla karanlık içsel çalışma gerekecek ve bunu başarana kadar çok karanlık bir süreç bizi bekliyor olacak. 

Kısacası Kova çağında insanların tek bir otoritesi olacak ve o da kendileri, yani özleri, sezgileri, rüyları olacak. İnsanlar medyayı, onu bunu dinlemek yerine gerçekleri söyleyen mutlak otorite olarak iç seslerine kulak verecekler. Bu Kova çağın özgürlük ve bağımsızlığını beraberinde getirecek. Ve bu iki kavram 2000 yıl boyunca dünyaya hakim olacak. 

☆☆☆

Her burcun olumlu ve olumsuz tezahürleri vardır. Hangi yanının daha ön planda yaşanacağını özgür irademizle daima biz kendimiz seçeriz. 

Ben bu yazıyı kaleme alırken burçların daha çok olumlu tezahürlerinden bahsettim çünkü bunun bu yönde gerçekleşmesini ve torunlarımıza güzel bir miras bırakabilmeyi isterim. 

Kollektif bilinç olarak biz bir bütünüz ve hepimizin birleşimi, yani her birimizin ayrı ayrı yaptığı seçimler geleceğimize yön veriyor. Bu çağın nasıl bir şekilde şekilleneceğini biz bir bütün olarak el ele vererek oluşturacağız. Bu yüzden içimizdeki sevgiye büyük önem verelim ve birbirimizin elini sıkıca tutalım çünkü hep birlikte aynı kayıktayız. Birimiz batarsa, diğerimiz de ölür. Birimiz severse diğerimiz de sever. 

Satürn ve Jüpiter Hava elementinde yepyeni bir döngüyü başlatarak bize Kova çağının ufak bir fragmanını yaşatacaklar. Bu çağa tam anlamıyla girmemize daha birkaç yüzyıl var ama etkilerini bence şimdiden yaşamaya başladık bile. 

Bugün ektiklerimiz torunlarımızın torunlarına miras kalacak. Bu nedenle çok özel zamanlarda olduğumuzu idrak etmeli ve tohumlarımızı ona göre seçmeliyiz. 

14 Aralık 2020 | Yay burcunda Güneş tutulması


Kapımızda 23 derece Yay burcunda bir Güneş tutulması bulunmakta. 
Bu tutulma şifacı arketipini ve bakteriyel tehlikeleri temsil eden, Ras Alhague yıldızıyla kavuşumda olacak.

Her iyileşmenin bir bedeli olur.
Bunu bu tutulma ve akabindeki 6 aylık süreç bize acı bir şekilde idrak ettirecek. 
Aşı umut muymuş, yoksa bir insanlık suçu mu hep beraber izleyip göreceğiz.

☆☆☆

Yay burcu umudun burcudur. 
Ateş elementinin bilgeliğine sahiptir. 
Olaylara tepeden, kuş bakışı bakmasını iyi bilir.
Bu yüzden kimsenin idrak edemediğini sezgileri aracılığıyla keşfedebilme kabiliyetine sahiptir.

Gölge yanı ise egosudur.
Tek gerçeği sadece kendisinin bildiğini zanneder.
Diğerlerini umursamaz, hatta alçak görür.
En kötü gölge özelliği ise gerçekleri çarpıtmasıdır.

Bu tutulma en büyük imtihanımız bu olacak bizim.
Gerçek ile sahteyi ayırt etmekte zorlanacağız. 
Bilgiler bizi bulacak, başımıza belki birçok şey gelecek, karşımıza yeni fırsatlar çıkacak, aklımızda yeni fikirler oluşacak ama bunların hangisinin bizim için doğru olduğunu 6 ay boyunca tam olarak bilemeyeceğiz. 
Daha da kötüsü bize iyi geleceğini zannettiğimiz, emin olduğumuz konularda bile yanılacağız. 

Kısacası inançlarımız ve umutlarımız üzerinden tutulacağız. 
Tutuk davranıp, mantıklı kararlar almakta zorlanacağız.
Hangi bilginin gerçek olduğunu, neye inanmamız gerektiğini bilemeyeceğiz. 
Oysa sezgilerimize bir kulak verebilsek önümüzü aydınlatabileceğiz ama her yerden yağan bilgi bombardımanı o kadar sesli ki, ruhumuzun aykırışlarını duyamayacak vaziyetteyiz.

Güneş tutulması Güney Ay Düğümüyle birleştiği için eskiye dair yeni bir başlangıç bizi beklemekte.
Sizi en çok kısıtlayan, özgürlüğünüzü ve umudunuzu elinizden alan şeyi iyi sorgulayın. 
Bu tutulma bu alan üzerinden yeni bir mum ışığı yakacak ruhumuza. 
Bu ışık yeni bir umut olacak hepimizin hayatına.
 Ona sımsıkı tutunan bambaşka bir yaşam tarzı belirleyebilecek kendine.

Yay burcu değişken bir burç olduğu için bu tutulma sonrası yaşayacağımız şeyler konusunda esnek davranmalı ve adımlarımızı koşullara göre atmalıyız. 
Her şeyin çok hızlı bir şekilde değiştiğini hissedeceğimiz bir zaman dilimine girmek üzereyiz. 
Dolayısıyla yapabileceğimiz en mantıklı şey uyum sağlamak olacak.
Ama bunu yaparken sürüyü taklit etmek yerine, tam da Yay burcunun sembolize ettiği gibi bilge davranma görevine sahibiz. 

Büyük düşünüp, küçük adımlarla zafere ulaşacağımız bir tutulma olsun bu. 
Çünkü Güney Ay Düğümüyle birlikte yol alan Merkür geçmişten beri aklımızda olan fikirlerimizi su yüzeyine çıkaracak. 
Tutulmalar yeni adımlar atmak için uygun zamanlar değillerdir ama bu tutulma geçmiş konuları aydınlatan bir yeniay olduğu için eskiye dair yeni bir yol belirecek önümüzde. 
Önemli olan bu yolda dimdik ilerleyebilmeniz. 

Bizden her ne kadar duymayan, görmeyen ve gerçekleri saklayan maymun olmamız istense de, dilerim bu tutulma hepimizin hayatına özgürlük ve aydınlanma getirir. 
Yolumuzu berraklaştırır. 
Bize gerçek özümüzü hatırlatır. 
Ve kalbimizde 2020 yılı boyunca öldürmüş olduğumuz umudumuzu tekrardan canlandırır.

19 Aralık 2020 | Transit büyük umut Jüpiter Kova burcunda


Venüs ile birlikte gök kubbede en güzel parlayan, yüce gaz gezegeni Jüpiter Oğlak burcunda hiç rahat edemediği misafirliğini sonlandırıp, yan komşu olan Kova burcunun hanesine geçiş yapmaya hazırlanıyor. 12 ay boyunca Kova arketipinin elbisesini geçirecek üzerine ve bize Kova burcunun haritamızda bulunduğu hanede bolluk, bereket, bilgelik ve şans getirecek. 

Jüpiter bu 12 aylık yolculuğunun başlangıcında Satürn gezegeniyle kavuşacak. Bunun ne gibi etkileri beraberinde getirebileceğini daha önceki paylaştığım bir yazımda dile getirdim. Söz konusu Satürn olunca insan ister istemez biraz karamsar olabiliyor. Bu yüzden o yazım biraz ürkütücü ve iç karartıcıydı. Ama söz konusu Jüpiter olduğunda umuda yer vermemek olmaz. Bu yüzden öğrendiğim ilginç birkaç bilgiyi sizinle paylaşıp Jüpiter'in yüce gücünden ve bizi 1 yıl boyunca nasıl bir ilahi yolculuğa çıkaracağından bahsetmek istiyorum. 

Kova ezoterik astrolojideki anlamıyla aydınlık ve bilgelik getiren muazzam bir güçtür. Yöneticisi Uranüs, yani Prometheus mitolojideki hikayesinde tanrılardan çaldığı ateşi insanlara armağan ederek, onların tanrılar kadar güçlü olmasına sebep olur. 

Balık burcu zodyağın son burcudur ve tekamülünü bitiren kamil insanı sembolize eder. Balık'tan bir önceki aşama ise Kova'nın inisiyasyonudur. Biz son raddeye varmadan önce Kova burcunda asıl kim olduğumuzun idrakını yaşar ve Balık'ta ait olduğumuz sevgi havuzuna geri döneriz. Bu yüzden Kova aslında varış öncesi son uyanıştır. 

İşte Jüpiter bu yıl hepimize varıştan önceki son uyanışı deneyimlettirecek ve bize tanrıların bilgeliğini, sırları içerisinde barındıran o yüce ateşi bahşedecek. Kısacası bu Jüpiter transiti bir öncekilerinden çok daha özel bir enerji armağan edecek yeryüzündekilere. Bu yıl birçok insan bir bilinç sıçraması yaşayacak. Bilgilerin nerden geldiğini, elimize nasıl geçtiğini tam olarak anlayamayacağız bile. Sanki ilahi bir kaynaktan bilgiler ruhumuza yükleniyormuş gibi hissedeceğiz. Sezgilerimizde, 6. hissimizde muazzam bir uyanış deneyimleyeceğiz. Bir çoğumuzun kalp gözü (3. gözü) açılacak. Öyle bir dalga geliyor ki, maddiyata verilen değerler yok olacak dereceye kadar aşağa inecek. Öyle marka çantalara, pahalı arabalara, lüks evlere, ünlülerin saçma sapan ultra lüks magazin hayatlarına olan merak gittikçe azalacak. Hatta bunun yerine bir tiksinti gelecek hepimizin içine. Değer yargılarımız o kadar çok değişecek ki, bu tür hayatları artık ne görmek ne de duymak isteyecek bazılarımız. 

Aslında Kova burcunun etkisini çoğumuz yaşamaya çalıştı daha önce. Çok uzun bir zaman da geçmedi aradan. Buna benzer bir etkiyi 60'lı yıllarda Hippi akımıyla de gerçekleştirmeyi denedik. O zaman da Jüpiter Satürn kavuşmuşlardı ama bu kavuşum maddeyi temsil eden Oğlak burcunda gerçekleşmişti. Hippi akımı ise bu kontrolcü Oğlak etkisine karşı gelişmişti ama zaman doğru zaman olmadığı için başarılı olamadı. Satürn - Jüpiter kavuşumu aynı zamanda başkan Kennedy'nin suikasta uğradığı zamana da denk geliyordu. Kennedy elitlerin planlarına karşı hareket ettiği için suikaste kurban gitti. Hippi akımını ise ortadan kaldırmak çok kolay oldu. Çiçek kızlardan etkilenen birçok Amerikan vatandaşı onların resimleriyle Vietnam savaşını protesto etmeye başlamıştı. Bunu engellemek için bu kızların ne kadar şeytani varlıklar olduğuna dair halkın beyni yıkanmalıydı. Böylelikle bir günah keçisi seçildi. Adı Charles Manson'du. Kendisi aslında bir CIA ajanıydı, 60'lı yılları kana buladı. Acı reçete ise Hippilere yazıldı. CIA, Hippi akımını yok etmek için kitlesel bir zihin kontrol aracı olan uyuşturucuyu kullandı ve böylelikle aşk dolu geçen zamanlar uyuşuk bir biçimde sona vardı. 

Hippi akımı Kova burcu sembolizmasına çok uygun bir akımdı. O zamanlar Oğlak etkisinden dolayı başarılı olamadı ama bu sefer başarılı olmayı başaracak gibi duruyor. Tiny house akımıyla kendi ufak birlikteliklerini oluşturan, bağımsızlığını kazanıp, doğaya bu evlerini park edip, sevgi tek dindir, doğa bizim mabedimizdir şarkılarını fısıldayanları duymaya başladık bile. Bu yeni akım sadece basit bir moda değil. Bu Uranüs'ün özgürlük ve bağımsızlık çığlıkları ve önümüzdeki yıllarda çığır açacak. İnsanların saçma sapan lüks hayatlarını geride bırakıp bu akımın bir parçası olmaya başladıklarını göreceğiz. 

Bu akıma dahil olanlar şu an bize dayatılmaya çalışılan sistemden sıyrılıp, tıpkı Uranüs'ün emrettiği gibi her şeyin bir alternatif yolunu bulacaklar. Alternatif bir para sistemi, alternatif bir eğitim sistemi, alternatif tıp, alternatif gıda, alternatif meslekler, alternatif ticaret. Her şeyin bir alternatif yolu bulunacak ve bu kişilere 'getir kolunu sana çip takacağım, bana vergilerini ödemek zorundasın' gibi şeyler söyleyemeyeceksiniz. Çünkü kabullenmeyecek ve direnecekler. 

60'lı yıllardaki kavuşum maddeyi temsil eden toprak elementinin etkisinde olduğu için daha çok maddiyat güçlendi. Kapitalist sistem şişirildi. Amerikan rüyası yaşatıldı. Şimdi ise bunun sonuna varıyoruz. 

Zaman tünelinde daha da eskiye gittiğimizde ve Kova burcunda kavuşan ve 200 yıllık yeni bir döngüyü başlatan bu ikilinin etkilerine baktığımızda, bu döngünün insan tarihini değiştiren önemli varlıkların doğuşuna hizmet ettiğini görüyoruz. 

Zaman yolculuğunda yaklaşık olarak 2500 yıl geriye gittiğimizde Hz. Musa'nın gerçek ibrani öğretisini yaşatan Eseniler adında bir yahudi topluluğun doğuşunu görürüz. Diğer insanlardan uzakta, mahrem diyarlarda, sevgi ve barış içerisinde yaşayan, büyük inisiyasyonlardan geçirilmiş ve böylelikle bilge ve ruhsal güçleri çok yüksek ve gelişmiş kişilerden oluşan münzevi bir gruptu Eseniler. Bu topluluğa ait olan insanlar çok özel bir doğuşa hizmet etmek üzere gönderilmişlerdi yeryüzüne. Çünkü bu kişiler Hz. Meryem'i Hz. İsa'nın doğumu için yetiştiren seçilmiş insanlardı. 

Zaman yolculuğunda biraz daha zamanımıza yakınlaştığımızda ise, Hava elementinde Jüpiter ve Satürn bu döngüyü bir kere daha başlattığında, tarih sahnesinde Katharlar topluluğunu görürüz. Bu topluluk Ortaçağ'ın en karanlık yıllarında ortaya çıkmış ve Hıristiyanlığın gerçek öğretisini yaşatmaya çalışmıştır. Araştırmacı yazarlar bu topluluğun öğretilerini Eseniler'den devraldığını, inançlarını Anadolu topraklarında diri tuttuklarını ve sonra Balkanlardan, İtalya ve tüm Avrupa'ya yaydıklarını söylerler. Katharlar bugünkü Hıristiyanlık inancının aksine İsa'nın tanrı olmadığını kabul eden, kadın ve erkeklere eşit haklar tanıyan, herkese okuma yazmayı öğreten, kimseden vergi almayan, fakiri doyuran, mütevazi yaşamı ve kardeşlik sevgisini ilke edinmiş, bilge bir hayat yaşayan bir topluluktu. Hatta Rönesans'ın başında rol oynayan birçok önemli şahsiyeti Katharlar yetiştirmişti ve Leonarda Da Vinci de bu ailelerden birine mensuptu. Katharlar Papa'nın baskıcı öğretisine boyun eğmiyor, insanla yaratıcının arasında bir araca ihtiyaç olmadığını savunuyor ve Avrupa'nın birçok yerinde insanları etkileri altına alıp, her geçen gün daha fazla mürid kazanıyordu. Günümüz demokrasisinin aksine devlete sahip olmayan ama çok iyi işleyen kendilerine ait bir demokrasileri vardı. Onlarda zengin, köle, fakir veya efendi yoktu. Herkes eşit haklara sahipti. Kısa sürede bu kadar yandaş bulmalarının sırrı da buydu. Bu güzel düzen hemen engellenmeliydi yoksa tüm dünyaya huzur hakim olacaktı. Bu yüzden kilise onları yok etmek için engizisyon mahkemeleri kurdu ve maalesef bu mahkemelerde bu özel bilge ruhlar yargılanıp, katledildiler. Erkek, kadın veya çocuk diri diri ateşlerde yakıldı. Ama onlar ruhsal mertebelerinde o kadar çok yükselmişti ki, ateşler içerisinde yanarken bile hala ilahi söyleyebiliyorlardı. Yaşadıkları yaşam tarzlarıyla ruhsal benliklerini fiziksel bedenlerinden nasıl koparabileceklerini çok iyi bildikleri için canları bile yanmadı, küle dönüşen sadece et parçalarıydı. Ruhları bunun acısını hiç duymadı. Bu yüzden onların ölümünü dahi izleyen halk hayranlık içerisinde kalmıştı. 

Ortaçağ'ın karanlık engizisyon mahkemelerinde yargılanan bu masum insanlar gibi biz de yargılanacağız Satürn'ün Kova burcundaki transit süresi boyunca. Belki cadılık ve büyücülükle suçlamayacaklar bizi ama toplumun "huzurunu" ve "güvenliğini" bozmakla suçlanacağız. Alternatif yolları seçen herkes suçlanacak ve şeytani varlık olarak yansıtılacak diğerlerine. Tıpkı Katharların da suçlandığı gibi. Ama bu sefer kazanan taraf onlar değil biz olacağız çünkü o beklenen zaman artık geldi. 

Eseniler de, Katharlar da Balık çağında yaşadılar ama Kova çağına uygun topluluklar kurdular. Yani fikirleri, inançları, demokratik düzenleri ve yaşam tarzlarıyla diğer insanlardan ve çağlarından çok daha öndeydiler. İnsanlık henüz Kova enerjisinin bilinç düzeyine erişebilecek potansiyelde değildi. 

Balık burcu kendini kurban etme sembolizmasını anlatır. Eseniler de, Katharlar da bize birer örnek oldular. Bunun için kurban edilmeyi bile göze aldılar. Onların bize bıraktığı mirası günümüz koşullarında yaşatmak ise bizim ruhlarımıza verilmiş olan bir görev çünkü artık bunun için tam zamanı. Artık hepimiz bu sahte demokrasiden bıktık. Irkçılıktan, kadın cinayetlerinden, fakirin hor görülmesinden, vergilerle, borçlarla sürekli emeklerimizin sömürülmesinden bıktık. Artık hepimiz bu değişime hazırız ve varız! Artık kardeşliğe, eşitliğe, sevgiye, özgürlüğe ve adalete değer vermek için şahlanıyoruz ve Jüpiter'in genişleyen, büyüyen ve şans getiren etkisiyle bunu başarmak için evrenin de desteğine sahibiz. Unutmayın ki, bu 1 senelik süreç içerisinde gerçekleşebilecek bir şey değil ama Jüpiter Satürn kavuşumuyla başlayan bu 200 yıllık döngü içerisinde gerçekleşecek! Buna şüphemiz olmasın. 

Yazımı bitirmeden önce son bir bilgiyi daha aktarmak istiyorum. 

İnanışa göre Eseniler'in üstatları, Ortaçağ'da Katharlar olarak tekrardan bedenlendiler. Aktarılanlara göre Katharların hayatta kalan son baş rahibi öldürülmeden önce bir kehanette bulundu. Geri döneceklerine, bu kardeşliği tekrardan kuracaklarına ve sevginin tüm dünyaya hakim olacağına dair yemin etti. Hatta tarih de verdi. 700 yıl sonra başaramadığımızı yapacağız dedi ve yakılarak öldürüldü. 

2021 yılında bu 700 yıl tamamlanmış oluyor. Eğer bu kehanet doğruysa, bu kardeşliğin yeryüzünde tekrardan hakim olacağı anlamına gelir. Bu da gerçek kadim bilgeliğin yavaş yavaş tekrardan ortaya çıkacağını gösterir. İşte bu yüzden bu yıl Jüpiter, ilahi bilgi bombardımanına tutacak bizi. Ama bu bilgilere alışık olduğumuz kanallardan değil, tam tersine ruhsal ve manevi yollardan erişebileceğiz.  

Kısacası durum çok açık. Kova çağına adım atmak üzereyiz. Hatta kimilerine göre girdik bile. Bu yüzden böyle bir düzeni kurmamızın önünde bize hiçbir şey engel olamaz. Olmaya çalışan elit aileler ise eninde sonunda başarısız olacaklar çünkü Kova burcunun öğretisinin tam zıt yönünde hareket ediyorlar. Onlar tam tersine bize saçma sapan bir komünist sistem dayatarak, kendi krallıklarını ilan edebileceklerini zannediyorlar. Bu size Aslan burcunu çağrıştırıyor olmalı. Şeytani güç daima Allah'ın yaratımını tersine çevirmek için çabalar. Bunu yaşamı temsil eden Swastika sembolüyle Hitler de denedi. Pentagram sembolünü de şeytaniler ters çevirerek sapkın ayinlerinde kullanır. İşe yarar mı? Yarar ama sadece kısa süreliğine. Yani şeytani bir yeni dünya düzeni işe yarayacak mı? Evet, belki ama sadece kısa süreliğine. 

Eseniler Hz. Musa'nın gerçek öğretisinden, yani Allah'ın emrinden ilerlediler. Musa'nın yarım bıraktığını Hz. İsa tamamlamak için geldi. Onun gerçek öğretisini Katharlar yaşatmaya çalıştı. İsa ondan sonra gelecek olanın adını verdi ve Hz. Muhammed de geldi. Sizce onun öğretisini kimler diri tutmayı başaracak? Belki de bu yeni kardeşlik müslümanlıktan doğar. Kim bilir..

Var olan tek bir düzen var. O da ilahi olan ve bu düzeni bozabilecek hiçbir şey yok ve asla da olmayacak. Gökyüzü izin vermediği sürece yeryüzünde ağaç dahi kıpırdayamaz. Yüce Yaratıcının planı tersine çevrilemez. Bu yüzden her ne kadar güçleniyormuş gibi gözükseler de aslında güçlenen biziz!

Bu yazımı okuyup, iyice saçmalamış diyenleriniz de olacaktır. Tam tersine içlerinde bir coşku, uyanış ve huzuru hissedenleriniz de. Benim son sözüm Jüpiter'in bu güzel enerjisini hissedenlere. Bil ki sen de bu uyanan kardeşliğin bir parçasısın. Dilerim bu uyanışın karanlığını aydınlatır, kilitli olan tüm kapılarını kırar ve ruhunu özgürleştirip, kanatlandırır, ait olduğun yeri ve gerçek özünü hatırlarsın. Çünkü bunu başarırsan seni bu yıl hiçbir güç geri tutamayacak. Şahlanacaksın! 

30 Kasım 2020 | İkİzler burcunda Ay tutulması


Kapımızda arka arkaya gerçekleşecek olan iki önemli tutulma var. 
Bu yıl tutulmalar yılıydı bu yüzden bu kadar zor ve yoğun geçen bir yılı beraberinde getirdi. 
Bu yıl bitene dek biraz daha dişimizi sıkmamız gerek çünkü dikkatli olmamız gereken bir Aralık ayı bizi beklemekte. 

İlk tutulma İkizler burcunun 8.derecesinde gerçekleşen bir Ay tutulması olacak. 
Ay tutulmaları bir devrenin kapanışına vesile olurlar ama bu tutulma Kuzey Ay Düğümü tarafında. 
Kısacası bu tutulma İkizler burcunun haritamızda bulunduğu alanda bir devreyi kapatacak kapatmasına ama bu kapanış bu hayattaki varoluş amacımıza hizmet eden bir sonlanış olacak. 
Bu tutulma ve sonrasında bundan sonraki hayat yolculuğumuz için önemli kararlar alıyor olacağız. 

3 saate yakın sürecek olan tutulma, Aldebaran yıldızıyla kavuşumda olacak. 
Ay İkizler burcunda Aldebaran yıldızıyla kavuşurken, Güneş ise karşıt burç olan Yay'da Antares yıldızından etki alıyor olacak. 
Bu iki sabit yıldız aydınlık ve karanlığın savaşının sembolüdür. 
Bu yüzden bu tutulma dünyada bu iki güç arasında büyük bir kutuplaşmayı beraberinde getirecek. 
Kendi iç dünyamızda da hissedeceğiz önemli bir seçimin eşiğinde olduğumuzu. 
Tutulma süresinden dolayı bu etki 3 yıla kadar devam edecek. 

Tutulma dönemleri yeni başlangıçlar için tehlikelidir. 
Hatta tutulmalar zamanı zehirlenmeler gündeme gelir. 
Aşı buluşunun tam da böyle bir zamana denk gelmesi çok manidar oldu. 
Şifa mı zehir mi bulacağımız tam bir muamma olacak gibi gözüküyor. 
Bugünkü seçimlerimizin ne gibi sonuçları beraberinde getireceğini 6 ay gibi kısa bir süre içerisinde değil, ancak 3 yıl sonrasında hissetmeye başlayacağız. 

Tutulma anında Venüs ile Uranüs arasındaki sert karşıtlık ekonomik anlamda daha da istikrarsız ve önügörülemez bir sürecin bizi beklediğini ve ona göre elimizden geldiğince kendimizi buna hazırlamamız gerektiğini gösteriyor. 

İkizler burcu bir olayın her iki tarafını da görebilecek kabiliyete erişmek demektir. 
Bu tutulma bizden bunu bekliyor.
Duymayan, görmeyen, konuşmayan 3 maymunu oynamak yerine aydınlanmamız gerektiğini ve bir seçim yapıp, hayatımızda İkizler burcunun bulunduğu alanda bir devreyi kapatmamızı bekliyor. 

Gözünüzü dört açın, kulaklarınızı tıkamayın. 
Bilmiyorum, ben masumum diyerek cahili oynayanlara büyük bir fatura kesecek bu tutulma. 
Mantığını kullanıp da değişimi yaratamayanın vay haline. 

Bu tutulma Aldebaran'ın yüce etkisiyle gözlerimizi açacak. 
Yolumuzu aydın kılacak. 
Ama ilk önce hangi tarafta yer almak istediğimize dair bizi sınayacak. 
İçindeki karanlığı mı güçlendirmek istersin yoksa aydınlığı mı?
Ruhunu mu zehirleyip, satmak istersin, yoksa gerçek şifanı ve özgürlüğünü daim kılmak mı?

Karanlığın aydın, aydınlığın karanlık gibi yansıyacağı bir aynalar diyarında kim veya ne olduğunuzu keşfetmeye hazırlanın. 
Bu yolculuk sizi ya kendinize yakınlaştıracak ya da kendinizden tamamıyla koparacak. 
Seçim sizin!
Her şeyi belirleyen özgür iradenizle aldığınız kararlar ve attığınız adımlar olacak. 

Herkes tutulma gecesi ve ardındaki 3 yıl boyunca bu seçimi yapacak ve bundan sonraki hayat yolculuğu boyunca yapmış olduğu seçimle başbaşa kalacak. 

Bu kutuplaşmanın dünyada nasıl bir yol alacağını hep beraber izlerken, kendi içinizde uçurumlar açmasına izin vermeyin. 
Özünüze uygun davranın ve bu karanlık süreç boyunca sezgilerinizi dinleyin. 
Onlar sizi ihtiyaç duyduğunuz yere götürecek.

☆☆☆

Her tutulma içimize çekilip sessizleşmemizi bekler bizden.
Bunu yapan aradığı cevapları bulur kendiyle başbaşa geçirdiği zaman içerisinde.

Bu tutulmayla birlikte sizi en çok korkutan iki korkunuzla yüzleşin. 
Onların üstüne gidin ve bu işi bu Kasım'ın son gününde sonsuza dek aklınızda bitirin. 
Kalbinizi özgürleştirin. 
Bırakın sevgi yerleşsin korkularınızın sizi terk ettiği alana. 
Eğer bunu başarabilirseniz muazzam bir iç güç kazanacaksınız. 
İşte bu karanlık yolculuğunuzda önünüzü aydınlatacak bir mum ışığı olacak o gücünüz. 
_____________________

Bu Ay tutulmasının size muazzam bir iç güç ve farkındalık armağan etmesi dileğimle..

21 Aralık 2020 | Büyük Mutasyon | Jüpiter - Satürn kavuşumu

Önümüzde o kadar yoğun ve sıcak bir kış var ki sonumuzun ne olacağını gerçekten çok merak ediyorum. Bazen korku dolu oluyor içim. Karanlık duyguların beni ele geçirmesine izin verdiğimi fark ediyor ve kendime bir mum ışığı arıyorum. Bazen de umut ve ilhamla dolup, başaramayacaklar, insanlık eninde sonunda kazanacak diyorum. 

Bu yazımda büyük mutasyon olarak adlandırılan ve yeni dünya düzenini harekete geçirecek olan Jüpiter ve Satürn kavuşumundan bahsetmek istiyorum. Bu yazıyı her ne kadar tarafsız bir kalemle ele almaya çalışsam da, bunun pek mümkün olmadığını biliyorum. Çünkü öyle bir zamana giriyoruz ki, büyük çatışmaları gözlemleyeceğiz ve kendimize bir taraf seçmek zorunda kalacağız. Ya aydınlığa ya da karanlığa hizmet edeceğiz. Aramızda büyük bir zümre bilinçsiz olduğu için aydınlığa hizmet ettiğini zannetse de, aslında karanlık tarafta yer aldığının farkında olmayacak. 

Deccaliyet döneminde cehennemin cennet, cennetin ise cehennem gibi gösterileceğini aktarır bize kadim öğretiler. Biz işte tam da böyle bir çağa adım atmış bulunuyoruz. Bu yüzden her şey o kadar çok aldatıcı ki, neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyoruz. 

Birçok şeyi bende bilmiyorum. Bu yazımda sadece bildiğim kadarını aktaracağım. Belki karanlığınıza bir mum ışığı olur ve kendi gerçeklerinizin farkına vararak daha bilinçli bir şekilde tarafınızı belirleyebilirsiniz. 

Yılın en karanlık gecesinde, kış Solstisinde yani kış gündönümünde gerçekleşen bir kavuşumu deneyimleyeceğiz. Bu kavuşum Kova burcunda en son 1405 yılında gerçekleşmişti. 

Bu ikilinin 20 yıllık döngüler halindeki kavuşumu yeniliklerin başlangıcını sembolize eder. Gökkubbede kavuştuklarında kocaman parlak bir yıldıza benzerler. Kadimlerin aktarımına göre MÖ 7. yy'da bu ikili Balık burcunda kavuşumdaydı ve gökkubede Beytüllahim yıldızı Yahudi hahamlara İsa'nın doğuşunun haberini vermekteydi. Hz. Muhammed ile birlikte son peygamberin geldiğini biliyoruz. O halde bu sefer gelen kim veya ne olacak acaba?

☆☆☆

Bu kavuşum 0 derece Kova burcunda gerçekleşecek. Takım yıldızlarının sembolizmasına göre gökkubbeye baktığımızda bu kavuşumun Oğlak takım yıldızının boynuzlarının ortasında gerçekleşeceğini göreceğiz. Bu size bir çağrışımda bulunmalı. Oğlak'ın boynuzları arasında parlayan yıldız okültistlerin kullandığı bir semboldür. 

Kadimler bu gökyüzüne şahit olsalardı bunu şeytanın güçlenmesine hatta yeryüzünde bedenlenmesine yorarlardı. Ama aynı zamanda sıradan insanların, yani halkın okült yeteneklerinin de uyanacağını bilirlerdi. 

Aranızda televizyon izlemeyi, medyayı takip etmeyi bırakıp da maneviyata yönelenler varsa, bunun ne demek olduğunu çok iyi hissediyor olmalı. Şu an dev bir çatışma var. Dünya'yı kontrol eden %1'lik küreselci sermaye, uyuyan-uyuşmuş toplumu uyandırmaya çalışan %5'lik uyanmış, aydınlanmış, farkındalık kazanmış olan bilge kesimi susturmaya çalışıyor. Bunu görebilmeniz için bilindik sosyal medya araçlarını kullanmanız yeterli. Twitter CEO'sunun ABD seçimlerinde yediği halt, facebook ve instagram'ın "güvenliğimiz" için aldığı "içerik yasaklama" önlemleri vs. Sormadan edemiyor insan. Hani ifade özgürlüğü, nerde demokrasi, noldu insan haklarına..

Olup bitene biraz tepeden bakan kurgulanan senaryoyu çok net okuyabiliyor. Büyük reset için bir ekonomik kriz gerekliydi. Ufak bir virüscük bunun için çok dahice bir fikirdi. Böylelikle hem kriz tetiklenebilecekti hem de Ari ırka uymayan bir sürü insan "doğal yollardan" ölecek ve nüfüs düşecekti. Bunun için gerekli olan tek şey korku ve paniğin tetiklenmesiydi. Ve başarıldı!

Şehirde yaşayan ve ruhunu çoktan satmış olan insanı korku ve panikle yönetmek kolaydır. Birkaç boş market rafı bunun için yeterli olur. Ama köyde, kırsalda özüne uygun yaşayan, kendine yetecek kadarını kendi yetiştiren insanlara bu sistemi kolay kolay dayatamazsınız. Bu yüzden ilk önce köyler boşaltıldı, gençler kalmayacak şekilde. Sonra şehirde yaşamak ve batı meraklısı olmak moda haline getirildi. Köylüler ise aşağılık ve cahil kategorisine indirildi. Tüm herkes bu yalanı yedi. Şehirlerde küçücükün kutu gibi hapis dairelere kapanıldı sonuçta Starbucks hemen yanı başımızdaydı. Tarlalar köyler boş kaldı. Üretim durdu. Şehirlinin sefil hayatı garantilendi ama daha bitmedi. Smart city'lere yerleştikten sonra bu sefilliğin ne demek olduğunu daha yeni öğreneceğiz. Seneler önce kurgulanılan bu plan başarıldı mı? Başarıldı!

Gelelim günümüze 

Pırasa yerine yarasa yemeyi tercih eden insancıklar yüzünden dünyanın dört bir yanına bulaşmayı başarmış olan ufak bir sıkıntımız var. En azından bize aktarılan hikaye böyle. Ne himektse ABD seçimleri sonuçlanır sonuçlanmaz bu sıkıntımıza dev bir kurtarıcı yetiştirildi. Herkes aşılanacak ve güzel, neşeli günlerimize tekrardan kavuşacağız. :) Oysa ne gariptir ki bu aşıları finanse eden hepizimin adını çok iyi bildiği o ünlü "saygı değer" kişi çıkıp, aşıdan sonra hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacak, dedi. Bu ne demek sizce?

Çok uyanık ve bilinçli olmamız, araştırmamızı kendimiz yapmamız ve kararlarımızı ona göre almamız gereken bir zamandan geçiyoruz. Lafı ve yazıyı uzatmamak için bu yazımı okuyan herkese aşının içinde ne olduğunu BAĞIMSIZ kaynaklardan araştırmasını tavsiye ediyorum. Ben bir doktor değilim ve bu konuda uzman da değilim ama Avrupa'da, Amerika'da olsun, bağımsızlığını koruyan önemli üniversitelerin profesör ve doktorlarından olayın bize yansıtıldığı kadar masum olmadığını duyuyoruz. Bu aşı DNA'mızı değiştirecek ve bizi mutlak köle sistemine bağımlı hale getirecek. Sadece bununla da kalmayacak. Şu çip takma olayını insanlara yutturamayacaklarının farkına vardılar. Bu insanlara farklı bir formda, daha güvenli ve gizli bir şekilde sunulmalı. Mesela hepimizi bu iletten kurtaracak bir aşı bunun için iyi bir fikir gibi geliyor. Bunu kendi varsayımlarımdan yola çıkarak söylemiyorum. Amerika'da bilinen saygı değer bir profesörün sözlerini aktarıyorum. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Video ingilizce isteyenlere linki buraya bırakıyorum. 

Herkese iradesiyle seçim hakkı verilmiş. Kronik bir rahatsızlığımın olmasına rağmen ve bana bulaştığında ölme riskimin var olduğunu bilmeme rağmen ben bu aşıyı kendime yaptıracak cesareti bulamıyorum. Sorgulamadan, bilmeden siz de bu oyuna gelmeyin. 

Bu aşı konusunun üzerinde durmayı önemsedim çünkü eğer bütün insan haklarımız çiğnenir ve bu bir mecburiyet olarak tüm dünya insanlarına dayatılırsa, küreselcilerin son planı da başarılı olmuş olacak. Gelsin dijital para. Yeni ekonomi ve güzel komünizm. İşte o zaman hoşgeldin mutlak kölelik sistemi. Hiçbir şeye sahip değilim, mahremiyetim sıfır ve çok mutluyum. Bize dayatılan tam da bu. İnanmayan world economic forum'un bu başlıkla yazılmış yazısını ve bize bu yeni sistemin ne kadar güzel pazarlandığını web sitelerinden bulabilir. (Editörleri bu başlığı insanlara yutturamayacağının farkına varınca yumuşatılmış halini kullanma kararı aldığı için bu yazıyı artık bu başlıkla bulamıyorsunuz)

Beyni alkolden, uyuşturucudan, netflix'ten uyuşmuş gençlerle bunu paylaştığımda ve bu sistemi güzel bir şeymiş gibi kabul etme taraftarı olduklarını gördüğümde, kanım donuyor ve içim ürperiyor. Kurtuluşumuz yok gibi geliyor ama en son ölen şey umuttur. 

Dünya'yı parmağında oynatan %1'lik zengin kesimin planlarından bahsettikten sonra her şeyin çok iyi farkında olan %5'lik insanlığa bakalım bir de. 

Uranüs Boğa burcunda. Kapitalist sistemi yıkmanın eşiğinde. Bu tüketim hırsıyla Doğa Ana'ya daha fazla tecavüz etmemize izin vermeyecek üzere ant içmiş gibi davranıyor. Neden mi? Çünkü Jüpiter ve Satürn'e kare açı gönderiyor. Peki bu ne anlama geliyor. Her birimizin içinde özgürlük ve bağımsızlık arzusunu uyandırıyor çünkü bu en doğal hakkımız. Mahremiyetimizi kimse elimizden alamaz, özgür irademizin dışında kimse bize bir şey dayatamaz. Bunun yansımalarını dünyanın dört bir yanındaki ayaklanmalar ve sokak protestoları aracılığıyla görüyoruz. Bu arada bu sözlerim yanlış anlaşılmasın. Sokağı çıkıp isyan edip haklarını savunduğunu zannedenler de maalesef yine küreselcilerin emirleri doğrultusunda ortalığı karıştırıyor. Doğru yöntem bu değil. Bilinçli olmak ve seçimlerinizle tarafınızı belli etmek en güzel yöntemdir. Bunu yapmamız gerek. Şu an Avrupa'da, Amerika'da yaşayan halk verdikleri oyla ve seçtikleri kişilerle büyük reset projesine evet demediler. Kimse buna evet demedi. Aslında şu an demokrasileriyle övünenler en büyük ihanetlerini gerçekleştiriyorlar. Hem de kendi halklarına! İnsanlar bunun gayet farkında ve buna göz yummak istemiyorlar. 

Bu arada bazı yazılarımda Amerikan başkanı için Sarı Kafa diyorum ama bunu kesinlikle aşağılamak için kullanmıyorum. Sadece sosyal medya bazı isimleri zikrettiğimizde kitlelere ulaşmamızı engelleyebiliyor. Aynı şey virüsçüğün kendi ismi için de geçerli. Tam tersine Sarı Kafa dediğim kişinin seçilmemesine üzüldüm çünkü onunla bu yıkılan sistemi çok daha sağlıklı bir şekilde kurma şansına erişecektik. Çünkü bu adam medya aracılığıyla yansıtıldığı gibi biri değildi. Regulus kavuşumuyla çok güçlü bir haritaya sahip olan bir adam sıradan olamazdı zaten. Tam tersine çok zeki ve küreselcilerin amaçlarının da çok iyi bilincinde biri. Altın standardına geri dönmek istiyordu. Bu çok daha sağlam ekonomik bir temele dayalı bir parasal sistemi yaratacaktı. Tabiki de aşağa indirildi. Onun yerine seçilenler bunun asla gerçekleşmemesi için bizzat kendi elleriyle gidip altın standardına karşı oy verdiler. Sarı Kafa ırkçıydı, sapıktı iyi ki gitti diye sevinenler gelenin ondan farksız olduğunun henüz farkında değiller. Amerika Plüton dönüşünü yaşadığı için parçalanmanın eşiğinde ve bu seçim sonuçları bunu şiddetli bir şekilde tetikleyecek gibi duruyor. Bir yandan da Satürn dönüşünün sınavından geçemeyen bir Avrupa örneği var önümüzde. Birlik olmak yerine birbirlerinden maske çalmayı tercih ederek birlik olma konusunda ne kadar başarılı olduklarını tüm dünyaya ispatladılar. Bu yüzden Avrupa'da da kazan bu kış bu kavuşum ve kare açıyla daha da şiddetli kaynamaya ve insanlar sokaklara çıkmaya devam edecek. 

Uranüs karesi sadece kitlesel protestoları değil, devrimleri de beraberinde getirecek. Satürn yani devlet, otorite, küresel sermaye kontrolü elden bırakmak istemeyecek. Onların karşısında yer alan halk ise tam tersine daha şiddetli tepki verecek. Jüpiter ise genişleme etkisiyle bu olayları büyük çaplara yayacak ve bütün dünya bu değişimden nasibini alacak. 

Sonunda nelerin olacağını hepimiz göreceğiz. Ya politikacılar ayaklanmalara direnemeyecek ve yasalarını halkın talepleri doğrultusunda değiştirecekler ya da koltuk sevdalarından vazgeçmek zorunda kalacaklar ve yepyeni hümanist, adil liderler gelecek. Öyle bir sürece giriyoruz ki, şu an bildiğimiz tüm liderlerin yerini başkaları alacak. 

200 yıllık yepyeni bir Hava elementi döngüsüne girmekteyiz. Bu yıllar içerisinde yaşayacaklarımız Kova çağının fragmanını yaşatacak bizlere. Aslında bilinçli olur ve aynı zamanda birlik de olursak çok güzel eşitlik üzerine kurulu, adil ve insancıl bir düzen yaratabiliriz. Ama bunu bize dayatılan korku ve manipülasyon imparatorluğuyla başaramayız.

Neler yapalım?

Birlik ve beraberlik içerisinde hareket edelim. Orjinal fikirler üretelim. Biz bir tarım ülkesiyiz. Yanlışlıkla elimizden tohum düşürsek, mahsüle dönüşen zengin topraklara sahibiz. Neden bunu bir sanat eserine dönüştürmeyelim? Tamam birçoğunu mahvettik ama doğa kendisini yenilemesini bilir. Bizim yardımımızla bu süreci hızlandırabiliriz. Köylerimize, kırsal alanlara geri dönelim ama bunu günümüz teknolojisinin bize sunduğu fırsat ve imkanlarla yapalım. Birlik olalım, kooperatifler oluşturalım, üretelim. Ürettiklerimizi dijital ortama taşıyalım, ticaretimizi bu şekilde yapalım. Bağımsızlığımızı geri kazanalım. Kendi markalarımızı kuralım. Bilgi üretelim. Öğrendiklerimizi paylaşalım. Mevsimsel düşünelim, yerel beslenelim. Eğer burdan kemdimizi kalkındırabilirsek ne kıtlık etki eder bize, ne de bu şeytani düzen. Aslında yapmamız gereken tek şey gerçek özümüze geri dönmek. Atatürk'ün dediği gibi köylü milettin efendisidir. 

Dilerim bu kavuşum bizi kölelikten kurtarır ve kendi efendiliğimizi hatırlatarak özümüze, birlik ve sevgiye geri döndürür. 

Astrolog Rumen Kolev'in de dediği gibi.. Karanlığı yenmek istiyorsak Güneş Tanrısı Apollo kadar aydın olmalıyız. Bu kavuşumun hepimizi aydınlatması ve güçlendirmesi dileğimle..

15 Kasım 2020 | Akrep burcunda yeniay

 

Kapımızda 2020 yılının son Süperayı bulunmakta. Bu yeniay 23 derece Akrep burcunda, Agena yıldızıyla kavuşumda gerçekleşecek. Bu yıldız fedakârlıkla birlikte gelen başarıyı temsil eder. Bu yüzden yapmak zorunda bırakılacağımız yenilikler bizden aynı zamanda fedakârlık bekleyecekler. Başarı uğruna nelerden vazgeçmeye niyetlendiğinize dikkat edin. 

Önümüzdeki iki haftalık süreç içerisinde haritamızda Akrep burcunun bulunduğu alanda yeni bir adım atma görevi veriliyor bizlere. Bu öyle bir görev ki, bizi aynı zamanda korkularımızla yüzleştirecek ve dönüşmemizi bekleyecek. Çünkü kapıda hem bir tutulma hem de yeni dünya düzenini kuracak olan Jüpiter ve Satürn'ün kavuşumu bulunmakta. Büyük değişimlere gebeyiz hepimiz, hem dünya halkı olarak hem de kendi küçük iç dünyamızda. 

Yeniay'ın yöneticisi Mars kendi yönettiği Koç burcunda çok kuvvetli bir konumda retrosunu tamamlamış bulunmakta. Öyle bir iç güce sahip ki, hedeflerine ulaşma konusunda önüne çıkacak her türlü engeli yıkıp, yakacak güçte. Ayrıca Alpheratz yıldızıyla kavuşumda. Bu da ne pahasına olursa olsun özgürlüğünü ve bağımsızlığını koruma isteğinde olduğunu gösteriyor. İster Amerika, ister Avrupa ülkelerindeki protestolar olsun, bize bu etkinin üzerimizde ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor. İnsanlar özgürlüklerinin ve bağımsızlıklarının daha fazla kısıtlanmasına karşı koyuyor.  

Venüs ve Jüpiter doğasındaki bu yıldız eğer korkularımızla yüzleşebilir, Akrep burcunun istediği gibi ruhumuzun derin diyarlarına inmeyi başarabilirsek, güzel bir ruhsal dönüşümün bizi beklediğinin haberini veriyor. Gün ne kadar karanlık da olsa aydınlık yine de galip gelecek sonuçta.

______________________

Akrebin en karanlık duygusu kaybetme korkusudur. Bu yeniay hepimiz bu korkumuzla yüzleşelim. Olan hiçbir şey öylesine olmaz. İçimizi burkan depremler, felaketler, umulmadık ani değişimler.. Tüm bunlar bize her şeyin ne kadar gelip geçici olduğunu hatırlatıyor. Bu dünyada misafiriz. Ölüm ise her zaman bir an meselesi uzaklıkta. Bugün varsak yarın yokuz! Bunu bir idrak ederek yaşayabilsek ne para hırsımız kalacak, ne sevdiklerimizi kıracağız, ne kendimize bu kadar gaddar davranacağız, ne de ekonomik durumdan bu kadar darbe alacağız. 

Venüs - Mars karşıtlığı incitmeden sev, sevdiğinin kalbini yok saymadan ilişkine değer ver, emrini veriyor bizlere. Bu yeniay bencilliğimizden vazgeçmemizi bekliyor. Daha anlayışlı, daha sevgidolu olmamızı istiyor. Daha derin bir boyutta bağ kurmayı öğrenmemiz gerektiğini anlatmaya çalışıyor. Çünkü yaratılışımız da, özümüz de bu: Sevgi!

Yeniay hem Jüpiter, Satürn ve Plüton'dan destek almakta hem de mistik Neptün gezegeniyle oluşan güzel üçgen bir açıya sahip. Bize koşulsuzca sevmenin ne büyük mucizeleri beraberinde getirebileceğinin bilgeliğini veriyor adeta. Ruhsal bir boyutta kendi içsel simyasını gerçekleştiren insan bu dünyalı değildir artık. Ruhu kanatlanmış, gönlü ait olduğu yere çoktan dönmüştür. Aramızda varmış gibi gözükse de, aslında yoktur. Huzura erişmiş, hatta huzurun kendisi olmuştur. Bu yıl en çok aradığımız, özlem duyduğumuz huzurdu. Bu yeniay, ruhuyla bağ kurmasını başarana vaad edecek bu huzuru. Yeterki hissedin onu!

İşte Akrep burcu bu varlık ile yokluk çizgisinde daima ölüm dansı yapan bir burçtur. Kendini gerçekleştiren bir Akrep cambaz gibi gezindiği ipten düşmekten korkmaz. Bilir ki, düştüğü an, kendini bulduğu an'dır. 

Bu yeniay, hepimizin kendine ait bir parçayı bulması ve içsel bir simya deneyimlemesi dileğimle. 

Huzurlu bir yeniayınız olsun..

31 ekim 2020 | Boğa burcunda uranüsyen dolunay

 


Kapımızda 8.derece Boğa burcunda özel bir gökyüzü olayı var hem de çok önemli bir gecede. Kadimlerin samhain (okunuşu so-w'n) gecesi, boyutlar arası perdelerin kalktığı gece olarak bilinir. Bu gece görülen rüyalar da hissettiklerimiz ve sezgilerimiz de çok özel olur. İnanışa göre 7 kuşak atalarımızla ruhsal bir boyutta iletişime geçer ve onların bilgeliğinden faydalanma imkanına kavuşuruz. Samhain gecesi ruhsal olarak topraklanırız ve ardından karanlık kış günleri başlar. 

Önümüzde bu sene gerçekten de karanlık bir kış var ve hepimizin ruhu depresif. Bu yüzden ilahi yardıma çokça ihtiyaç duyacağımız bir kış bizi beklemekte. İşte tam da böyle bir gecede Ekim ayının ikinci dolunayını deneyimliyor olacağız. Bu yüzden büyüleyici bir Mavi Ay gözlerimize güzel bir şölen yaşatacak. 

Akrep burcu derin boyutları ve gözle görülmeyeni temsil eder. Ölüm ve yeniden dirilişi anlatır. Güneş Akrep burcunda bulunduğu için ruhumuz derinlik arayışında. Tüm olup bitenlerin ardındaki gerçekleri idrak etme arzusunda. Çünkü içimizde ölen parçaları artık inkar edemiyoruz. 

Ay ise tam karşıt burçta Boğada, Uranüs ile birlikte. Doğru bildiğimiz gerçekleri sarsma isteğinde olduğunu gösteriyor. Oysa Boğa burcu güven duygusunu arıyor. Akrep nasıl yıkımsa, Boğa tam zıt enerjiyi, yani yaratımı temsil eder. İşte bu dolunay bu iki zıt kutup arasında kendimize bir denge bulmamızı istiyor. Ölümle ve yıkımla barışmak zorundayız yoksa yeni olana kavuşamayız. Bu yıkımı bu sefer Uranüs gezegeni üstlenmekte. 

Sarsılmaya da uyanmaya da hazır olun çünkü hiçbir şey gördüğümüz veya duyduğumuz gibi değil. Büyük değişimlere gebeyiz ve bunların neler olabileceğini sadece sezgilerimiz aracılığıyla hissedebiliriz. Akrebin diyarına dalmayı başarabilir isek, maskenin ardındakini keşfedebilir ve berrak bir görüşe erişebiliriz. 

Ölüm diye bir şey yoktur aslında. Bu en büyük illüzyonlardan biridir. Evrenin yani yaratımın tek bir gerçeği vardır. O da değişim. Yarattığımız enerji asla yok olmaz, sadece form değiştirir. Bu sırra vakıf olan, hayatının gidişatını değiştirir. 

Ruhlarımıza korku aşılanmak istiyor. Temkinli olmakla korkmak arasında büyük bir fark vardır. Bu dolunay bu farkındalığa varıp uyanmamızı istiyor. İsyan ederek değişim yaratamayız. Değişimin en güzelini severek yaratabiliriz. 

Akrep burcu hayatı boyunca bu güç savaşını verir. Teslim olmakta direnir. Oysa teslimiyet sevgi havuzunda yüzmek gibidir. Orada sonsuz huzur vardır. Sadece oraya ulaşan özgürleşebilir. Bunun farkındalığına varacağımız iki haftalık bir sürece giriyoruz. Bu 2 haftalık süreç içerisinde doğru bildiğiniz yanlışlarla yüzleşmek zorunda bırakılacak ruhunuz. Belki aranızda bu iç huzursuzluğu hissedenleriniz vardır. Bardak ha taştı ha taşmak üzere. Son damlayı bekliyoruz. Taştığı anda değişim arzusu tavan yapacak ve sonrasında bilinmeyen bir süreç bizi bekliyor olacak. 

İşte tam da bu kadar belirsiz zamanlarda 31 Ekim gecesi kendi karanlık iç dünyamıza çekilelim. Karanlığımızı aydınlatacak bir mum ışığı yakalım. Alevin dansını izlerken tefekküre dalalım. Bizden önce var olan atalarımızı analım. Var olmamızın tohumlarını attı onlar. Onlar olmasaydı biz de olmayacaktık. Bu yüzden hem saygımızı, hem sevgimizi hak ediyorlar. Hayatlarımızda yaşadığımız birçok kısır döngünün çözüm anahtarını ellerinde tutuyorlar. Bu gece bu anahtarı alıp bu iki haftalık süreç içerisinde bu kısır döngülerimizin kilitlerini kıralım ve kış uykusuna yatmak yerine, tam tersine uyanalım. 

☆☆☆

Her güzel şey gelip geçicidir. Bu yüzden kıymetini bilmemiz gerekir. 

Her kötü deneyim de gelip geçicidir. Bu yüzden korkunun yaşam enerjimizi söndürmesine izin vermemeliyiz. Samhain gecesi her yıl bize bu gerçeği hatırlatır. 

Bu gecenin bu büyüleyici Mavi Ay'la ruhunuza mum ışığı armağan etmesi dileğimle..

16 Ekim 2020 | terazi burcunda yeniay



Kapımızda 23 derece Terazi burcunda hepimizin gözlerini büyüleyecek bir süper ay bulunmakta. 

Ay dünyamıza normalden daha yakın olacağı için  duygularımızı uç noktalarda deneyimleyeceğimiz bir zaman dilimine giriyoruz. 

Bu yeniay hem yeni bir başlangıç getirecek hayatlarımıza hem de zorlayıcı etkiler. Çünkü sadece Ay değil, Mars da dünyamıza normalde olduğundan çok daha yakın seyrediyor. Bu yüzden yangınlar, öfke patlamaları, kavgalar ve isyankâr tavırlar had safhada olacak gibi gözüküyor.

Bu hafta öfkesine yenik düşen bu güzel gökyüzü enerjisini kaybedecek çünkü kadim astrologlar Mars gerilerken savaşı başlatanın kaybedeceğini söyler. 

Eylül'den beri hangi alanda savaş verdiğinizi iyi gözlemleyin. Eğer bu alanda öfkenize yenik düşer, sabırlı davranmayı başaramazsanız, kaybedenlerden olacaksınız. 

Güneş, Oğlak burcunda bulunan Satürn ve Plüton'a kare, Mars gezegenine ise karşıt açıda konumlanacak. Tüm bu zorlu enerjiyi aşabilmemizin tek yolu ise Terazi burcunun sembolize ettiği gibi dengeyi bulmak ve bunu ilişkilerimize yansıtmak olacak. 

Tüm zorluklara rağmen bu yeniayın güzel bir etkisi de var. Spica ve Arcturus yıldızlarıyla kavuşuyor. Yeniay yeni başlangıçları beraberinde getirir. Spica ve Arcturus yıldızları ise parlak fikirlerin doğuşunu temsil eder. Eski yöntemleri denemek yerine yeni fikirleri ortaya atacağımız 2 haftalık bir süreç içerisine girmekteyiz. 

Terazi burcunun haritanızda bulunduğu alanda yeni bir adım atmaya hazırlanın. Liderlik edin ve farklı bir yöntem deneyin. Hazır Merkür de gerilemeye başlarken eski defterleri çıkarın ve yeni yöntemlerle çözülmeyen sorunlara çareler arayın. Bu güzel yeniay parlak fikirlerle bize yardım elini uzatmak istiyor. Bu yardımı görmezlikten gelmeyelim. 

Yeniayın başlattığı bu yeni döngüyle beraber 6 ay içerisinde hiç ummadığınız yerden uzun zamandır tek başınıza çözmekte zorlandığınız bir konuda birileri size yardım elini uzatabilir. Bu güzel etki bir sonraki Terazi dolunayına kadar etkili olacak. 

Ama sanmayın ki bu 6 ay güzel ve huzurlu bir şekilde geçecek. Bu kadar zorlayıcı açıyla huzuru yakalamamız pek mümkün gibi gözükmüyor. Ama değişim için gerekli olan şey tam da budur. Huzursuzluk ruhumuzda tırmanmadan yani rahatımız kaçmadan popişimizi harekete geçirmekte zorlanırız. Bu yeniay tam da bunun zeminini hazırlamakta. 

Bu etkiyle beraber her birimiz çok önemli kararlar almaya hazırlanıyor olacağız. Bu kararların hiçbiri kolay alınmayacak, değişikliklerin hiçbiri bir anda gelmeyecek. Sabır ve emekle, yenilgi ve tekrardan dirilişle gerçekleşecek bu zafer. 

Bu döngü içerisinde size yapamayacağınızı söyleyen dik kafalı insanlarla karşılaşma potansiyeliniz bir hayli yüksek olacak. Siz barış ve uyumu sağlamaya çalışırken, inadına huzurunuzu kaçırıp tartışmalar yaratacak şeyler de olacak hayatınızda.

 Tüm bunlara karşı bağışıklık kazanmamız gereken bir döneme giriyoruz. 

☆☆☆

Her zamanki gibi karanlığınız aydınlıkla dolsun ve bu yeniay güzel bir mum ışığı armağan etsin hayatlarınıza.

2 Ekim 2020 | Koç burcunda dolunay


2 Ekim'de 9 derece Koç burcunda bir dolunay deneyimliyor olacağız. 
Her birimizi haritamızda Koç burcunun bulunduğu alanda bir tamama erme bekliyor olacak. 
Bu dolunay Kiron ile kavuşumda olacağı için sağlık gibi konuların daha da fazla ön plana çıkacağını göreceğiz. 

Her dolunay, 6 ay öncesindeki yeniayın etkilerini zirveye tırmandırır. 
Koç burcundaki yeniay bize geçmiş Bahar aylarında yaşadıklarımızı hatırlatmalı. 
Sokağa çıkma yasağıyla evlerimize kapanmış, salgın korkusuyla ne yapacağımızı şaşırmıştık. 
Şimdi ise bu dolunayla o günlerin aydınlanmasını deneyimliyor olacağız.

Bu salgın, insan veya doğa yapımı olsun, artık hayatımızın bir gerçeği. 
Belki de hepimizin bedenine alıp yenmeyi öğreneceği bir şey. 
Gerçek dışı olan şey ise yarattığı panik ve korku.
Bunun farkına varan kitleler dünyanın birçok ülkesinde özgürlüklerimizi elimizden alamazsınız sloganlarıyla ellerinden alınan insan haklarını geri talep etmeye başladılar bile. 
Bu dolunayla birlikte bu gibi eylemler zirveye ulaşacak gibi gözüküyor. 
Çünkü hepimizin içindeki savaşçı yönü ortaya çıkmaya hazırlanıyor. 

Mars retro konumda. 
Her birimizin öfkesi de çaresizliği de tırmanıyor. 
Bunun bir oyun olduğunu ve asıl amacın ne olduğunu birçoğumuz idrak etmeye başladık. 
Değişim şart.
Ama hangi yönde?

İşte hepimiz bu dolunayla birlikte gelen 2 haftalık süreç boyunca bu sorunun cevabını bulmaya çalışıyor olacağız. 

Koç burcunun haritanızın hangi alanında bulunduğuna bakın.
Bilinki bu evin konularıyla ilgili bir aydınlanma ve cesaretlenme dönemi sizi bekliyor. 
Bir şeyi ya yıkmalı, ya değiştirmelisiniz.
Çünkü o alan üzerinden sizi bir şifalanma bekliyor olacak. 

Kiron astrolojide yaralı şifacı olarak bilinir ve görevi bilinçaltımızda saklı olanları su yüzeyine çıkartıp, şifalandırmaktır. 
Şifa ancak derinliğimizden geldiğinde şifa olur. 
Yaralar yüzeysel değildir, derinlemesinedir. 
Bu nedenle ruh şifalanmadan, aydınlanmadan değişim olmaz.

Mars ile Satürn dik açıda olacaklarından başımızı duvara tosluyor ve derdimizi bir türlü anlatamıyormuş gibi hissedebiliriz. 
Bu da kendimizi çaresizmişiz gibi hissetmemize sebep olabilir.
Ama pes etmeyin.
Satürn'ün dik açıları zorluktur ama atlatılan her zorluğun bir armağanı olur. 

Göğüs gerenlere, korkmayanlara, cesaretle doğruları haykıranlara ve liderlik edenlere bu dolunay şifa enerjisini armağan edecek.

İçinizdeki savaşçı gücü uyandırın. 
Ama bunu yakıp, yıkmak için kullanmayın. 
Gücünüzü doğru alana yönlendirmek en büyük göreviniz bu dolunay.
Engellerle ve zorluklarla karşılaşacağınızı bilin. 
Büyük bir değişimden geçiyoruz.
Bu değişimi kendi çıkarları uğruna kullanmak isteyen elit ailelerin kuklaları gibiyiz ama yine de güç sahibiyiz. 

Temkinli davranın. 
Mesafenizi koruyun. 
Bağışıklığınızı güçlendirin
Ama asla korkunun sizi yönetmesine izin vermeyin. 
Rafa kaldırdığınız umutlarınızı tekrardan hayata döndürün. 
Zaman engellerle dolu olsa da başarı için değerli bir zaman. 
Arzularımız uğruna savaşabilir, daha iyi günlerin hayaliyle içimizdeki gücü keşfedebiliriz. 
Tek görevimiz şimdiye kadar tercih etmediğimiz bir yolu tercih etmek.
Bu yıl öyle bir yıl ki, bilindik yollardam yol alamıyoruz. 
Bu yüzden Merkür ve Uranüs karşıtlığının fısıldadığı gibi şimdiye kadar hiç düşünmediğimizi düşünmeliyiz. 
O zaman yollarımızın açıldığını göreceğiz. 

Güneş, ilişkileri temsil eden Terazi burcunda bulunduğu için liderlik etsek de çevremizi de düşünmeyi unutmamalıyız. 
Birlikten güç doğar!
Bu yüzden zorlanıyorsanız yardım istemekten korkmayın. 
Karanlığınızı birlikte aydınlatın. 
Merkezinize sevginin kalp ısıtan kıvılcımını koyun ve bırakın o alev büyüp, yaşam kaynağınız haline gelsin. 

☆☆☆

Bu dolunayla birlikte hepimiz kendi içimizde bir savaşa çağrılıyoruz. 
Düşmanımız ise kendi karanlık tarafımızdan başkası değil. 
İyiliği de kötülüğü de sen yaratıyorsun kendi seçiminle. 
Bunun farkına var.
Ve beslemek istediğin tarafı seç!

☆☆☆

Uzun zamandır gerilemekte olan Satürn ve Plüton direkt harekete dönmeye hazırlanıyorlar. 
Bu yüzden hangi engellerle karşılaşacak olsanız da, yapacağınız seçim sizi bir yola çıkaracak ve bu yolda ağır da olsa ilerleyerek refaha ulaşacaksınız. 

Hepimizin bu karanlık yolculuğunun aydın olması dileğimle..

17 Eylül 2020 | Başak burcunda Yeniay


17 Eylül günü 25 derece Başak burcunda bir yeniay deneyimleyeceğiz. 
Özümüzü ve duygusal iç alemimizi temsil eden Güneş ve Ay birbirlerine kavuşmuş olacaklar ve bize yeni bir döngüyü başlatma görevini sunacaklar. 

Başak burcu saflığın ve duruluğun sembolüdür.
Bu yüzden bu yeni başlangıcımız arınmayla gerçekleşmeli. 
Zor bir kış bizi beklerken, sırtımızda taşıdığımız ağır yüklerimizden sıyrılmak için güzel bir başlangıç olacak bu. 
______________________________

Dış aleminizi ve iç aleminizi gözden geçirin.
Aklınızın odalarında gezin. 
Birikmiş kirin, tozun ve pisliğin farkına varın.
Ruhunuza zehir olan duygularınızı yüreğinizden söküp atın. 
_______________________________

Başak yeniayı kadersel Ay Düğümlerinin imtihanı altında olacak.
Bu yüzden atacağımız adımlar üzerinden yargılanıyor olacağız.
Çünkü yeniayın yöneticisi Merkür, Terazi burcunda bulunuyor ve bize denge, ahenk ve huzuru seçmemiz gerektiğini emrediyor. 
Retro konumdaki Mars bunun tam tersini iddia etse de, içinize yönelerek dengeye kavuşabilir ve huzuru teslimiyette keşfedebilirsiniz. 
Ve bunun sayesinde içsel bir arınma deneyimleyebilirsiniz. 

Merkür, Koç burcunda gerileyen öfkeli Mars ve Oğlak burcundaki stelyumdan kare açılar altında adeta ezilmekte.
Zihnimizi kurcalayan o kadar çok şey var ki, kapana kıstırılmış gibiyiz. 
Dertler birikmiş, dağ olmuş vaziyette.
Boğulacakmış gibi oluyoruz, geleceği biraz düşündüğümüzde. 

İşte tam da böyle bir zamanda Plüton ve Satürn yeniaya gönderdikleri destekle, yıkımdan sonra yeni bir inşa gelir diye fısıldıyor olacaklar kulaklarımıza. 
Yeter ki korkmayalım bize düşen görevi yerine getirmeye.

Her ne kadar zorlansak da, duygularımızın tutsağından kendimizi kurtarmak ve mantıklı davranmak zorundayız. 
Bu yüzden maddi gücümüzü korumaya almalıyız. 
Zor zamanlar kapıdaysa, Başak burcunun temsil ettiği gibi idaremizi bilerek yolumuzda emin bir şekilde ilerleyebiliriz. 
Bu yeniay, bu başlangıcı yapıp, elimizdekilerin kıymetini bilmemiz gerektiğini gösteriyor.

☆☆☆

Yolunuzdaki işaretleri iyi okuyun. 
Her gökyüzü olayı ilahi bir yönlendirmedir yeryüzündeki insanoğluna.
Hayatı okumasını bilen, önündeki tüm kilitleri açabilecek gücü keşfeder içinde.

Bu yeniay arınma zamanı. 
Tekrardan özümüzü keşfedip, yolumuzun üzerindeki taşların farkına varıp, onları ayıklayıp, geleceğimizi aydınlatma zamanı.

Tarlanız olan ruhunuzdaki tüm yabani otlardan kurtulup, saflaşmanız dileğimle..