Ay koç burcunda

  • Share

Ay boğada

  • Share

Ay terazide

  • Share

Ay balıkta

  • Share

Burçların en derin arzuları ve en derin korkuları

  • Share

Ay ikizlerde

  • Share

Ay Aslan Burcunda

  • Share

Ay akrep burcunda

  • Share

Venüs evlerde - Nasıl birine aşık olacaksın?

  • Share

Ay Başak Burcunda

  • Share

Ay Yay burcunda

  • Share

Ay Oğlak burcunda

  • Share

Ay Yengeç burcunda

  • Share

Ay kova burcunda

  • Share

Ay koç burcunda


Koçlar ateş elementinin etkisinde olurlar. Bu onların heycanlı, atak ve lider ruhlu olmalarına sebep olur. 
Ay ise duygularımızı, iç dünyamızı, annemizi ve anneliğimizi anlatır. Bu nedenle koçlar söz konusu bu konular olduğunda, duygusal olarak atak davranırlar. Onlar sözlerini saklamaz, duygularını olduğu gibi belli ederler. Hatta bir çok koç düşünmeden hareket ettikleri için, sonradan pişman dahi olur. Bu burcun içi de, dışı da birdir. Sevdimi söyler, nefret ettimi belli eder.  

Doğuştan bir lider oldukları için kendi düşüncelerine diğer insanlar karşı çıktıklarında şaşırırlar. Çünkü onlar için herşeyin doğrusunu onlar yapıyordur. Diğer insanlara neyin yapılması gerektiğini, hangi yolun seçilmesi gerektiğini göstermek isteyebilirler ama unutmamaları gereken şey, herkesin kendi kararlarını verebilme hakkına sahip olduğudur. 
Yani koçlar yardım etmeyi denedikten sonra geri çekilmesinide bilmelidir. Sadece sizin yönendirmenizi kabul eden birisini yönlendirebilirsiniz, bunu kendinize daima hatırlatın. 

Koçların en nefret ettiği ve sinir olduğu şey ise yönetilmektir. Bunu yapmaya kalkarsanız bir koçun boynuzlarıyla karşılaşabilirsiniz. 
Bu burç sinirlendiğinde sakin kalmayı beceremez. Duygusal olarak fırtınanın orta yerinde kalmak istemeyen bu burca akıl vermeye kalkışmasın. Ay'ı koçta olanlar attıkları her adımı tek başına karar verirler ve kesinlikle sizin yardımınıza ihtiyaç duymazlar. 

Çok enerjik olan koçlar kendilerini tatmin olmuş hissedebilmeleri için, hayatlarında hep bir aksiyona ihtiyaç duyarlar. Spor yapmak, bedeni sürekli hareket halinde tutmak onlara çok iyi gelir. 
Yapmayı sevdikleri bir diğer şey ise, sık sık yeni hobiler keşfetmektir. 
Koçlar hızlıdır. Bir şeyle çok fazla vakit geçirmek istemezler, yeni insanlar, yeni mekanlar, sürekli yeniliğin peşinde koşarlar. 
Aslında Ay'ı koçta olanlar diğer insanların da hayatlarına renk katarlar. 

Söz konusu ilişkiler olduğunda koçlar sahiplenici ve kıskanç davranabilirler. Çünkü onlar her konuda olduğu gibi bu konuda da lider olmak isterler. Bir kere sizi avlamayı başardılarsa, siz artık onunsunuzdur ve bunu diğer insanların da görmelerini ve bilmelerini isterler. 
Ateş elementinin etkisinde olduklarından, tutkulu aşıklardan olurlar. Aşklarını hızlı tüketme eğilimleri olabilir. 

Ebeveyn olarak çocuklarına karşı biraz otoriter davranabilirler. Söz konusu çocukları olduğunda liderlik özelliklerinin dozunu çok iyi ayarlayabilmelidirler, yoksa çocuklarının isyankâr olmalarına sebep olabilirler. 
Onun dışında çok aktif ebeveynlerden olurlar. Çocuklarını bir spordan diğerine götürürler, bir sürü etkinliklere katılmalarını isterler ve onların da kendileri gibi liderlik özelliklerini geliştirebilecek alanlara yönlendirirler. 

Ay'ı koçta olan insanların ev yaşantılarıda çok aktiftir. Cıvıl, cıvıl ve rengarenk bir evleri olabilir. Evlerinin bir yerinde çok büyük bir ihtimalle spor aletleri görebilirsiniz çünkü bu insanlar hareket etmeden duramazlar.
 Evleri genelde modern döşenmiş olur. Ateşin rengi olan kırmızının tonları onların çok hoşuna gittiği için, evlerinin dekorasyonlarını bu tonlarda seçmiş olmaları büyük bir olasılıktır. 

Diğer burçları merak ediyormusunuz? 



Ay boğada


Ay'ın en çok sevdiği yer boğa burcudur. O burda kendisini huzurlu ve güvende hisseder, bu yüzden eskiler Ay'ın boğada yüceldiğini söylemişler. 
Boğa burcu toprak elementinin etkisiyle ayakları yere sağlam basan, dengeli ve güçlü birini gösterir. 
Duygularımızı, iç dünyamızı simgeleyen Ay'da bu yüzden kendisini bu burçta çok iyi hisseder. 
Boğalar evlerine çok düşkün olurlar. Boğalar hayatı yaşamaya, 5 duyularıyla zevkleri keşfetmeye de düşkün olurlar. 
Sevdikleri insanların varlığı, aileleri, yuvaları onlar için çok önemlidir. Ve Ay'ın, boğanın bu tür şeylere düşkün olması çok hoşuna gider, çünkü o da tıpkı onun gibidir. Bu yüzden birlikte çok iyi anlaşırlar. 
Boğanın yönetici gezegeni olan Venüs yukarıda bahsedilenlerin üzerine kendi tuzunuda serper, yani herşeyi ekstra bir doz güzelleştirir. 

Boğalar huzuru ve sevgiyi doğada bulurlar. Mesela toprak ve bahçe işleriyle uğraşmak, doğada yürüyüşler yapmak onları rahatlatır. 
Evleriyle uğraşmaktan, onu güzelleştirmekten, yemek yapmaktan mutluluk duyarlar. 
Yönetici gezegenleri Venüs, güzelliğin yanında boğalara bir de sanatsal bir yetenek bahşeder. Genelde boğaların çok güzel sesleri olur. El işleriyle uğraşmaktan da hoşlanırlar. 

Boğalar hayatın tüm güzelliklerine sahip olabilmenin yolunun paradan geçtiğini iyi bildiklerinden, onu elde etmesini de iyi bilirler. Maddiyata çok düşkün olurlar ve ellerine geçen paranın değerini iyi bilirler. 

Söz konusu ilişkiler olduğunda boğalar sizi sihirli parmaklarıyla ve tatlı dilleriyle büyüleyebilirler. Romantizim ustalarıdır. Çok güzel sevgili olular. Karşısındakinin ne istediğini anlar ve onu her şekilde doyurmak için elinden geleni yapar. Onlar duygularını 5 duyularıyla gösterirler. Hem öperler, hem sarılırlar, hem koklarlar. Sizi sevdiklerini göstermenin türlü türlü yolunu bulurlar. 
Boğalar sabit bir burç olduklarından uzun süren ilişkilerinin olmasını isterler. Bu nedenle bir çoğu genç yaşta arzuladıkları yuvalarına kavuşabilmeleri için evlenir. 

Ay'ı boğada olanlardan çok güzel ebeveynler olur. Çocuklarını mutlu, huzurlu ve sevgidolu bir ortamda büyütürler. Çocuklarının ihtiyaçlarını çok güzel karşılarlar. 

Söz konusu ev yaşamları olduğunda pratik ve huzur verici bir yuvaları olur. Kullanışlılık bir boğa için çok önemlidir. Bahçeli bir evlerinin olmasını çok isterler, o olmasa bile toprakla uğraşabilecekleri bir balkonlarının olmasını isterler. Bir boğa genelde zevkli olur ama onun için güzellikten önce konfor gelir, yani evindeki eşyaların güzelliğiyle değil, rahatlığıyla övünür. 

Ay terazide


Teraziler diğer insanların varlığıyla kendilerinin var olduğunu anlarlar. Diğer insanlara, yani ilişkilere en çok ihtiyaç duyan burçlardandırlar. Bu nedenle duygusal olarak kendilerini huzurlu hissedebilmeleri için mutlu birlikteliklere, güzel bir akadaş çevrelerine ihtiyaç duyarlar. 
Yalnız kalmak ay'ı terazide olanları çok korkutur. Diğer insanlar onun için sanki birer ayna gibidir, kendilerinin farkına varabildikleri. Ve etraflarında kısa süreliğine dahi yalnız kalmaları gerekse, kendilerini güvensiz ve tedirgin hissederler. 
Teraziler diğer insanlara biraz fazla bağımlı olurlar. Sanki sokağa atılmış ve sıcak bir yuva arayan küçük köpekciklere benzerler ve onlara biraz sevgi gösterene anında bağlanırlar. Ama ne yazık ki, bu kişi bazen sevgilerini haketmeyen biri olabilir. Bir terazi yinede bağlanır, yinede medet umar, çünkü içinde hissettiği boşluk anca başkasıyla olduğunda kaybolur. 
Bazen karşısındaki insandan, onun ona asla veremiceği şeyleri dahi isteyebilir. 
Teraziler eğer kendilerini duygusal olarak yalnız hissediyorlarsa, dengesizleşebilirler ve içlerinden çıkan huysuz canavar sizi hayrete düşürebilir. Az önceki sevgi dolu, olumlu insanın nereye gittiğine şaşırabilirsiniz. 
Duygusal olarak dengede kalabilmek için illa birine aşık olmaları gerekmez. Huzur ve mutluluk için ailelerinin, arkadaşlarının, evcil hayvanlarının, hatta kendilerini adayabilecekleri artistik bir faaliyetin olması,  onlar için bir zorunluluktur. Tüm bunlara sahiplerse yanınızdan ayırmak istemiceğiniz insanlardan olurlar. 
Allahtan bunlara sahip olma konusunda sosyalleşmeyi sevdikleri için pek zorluk çekmezler. Diğer insanlarla arkadaşlık kurmakta zorlanmazlar. Çok tatlı bir dilleri ve akıllı sohbetleri olur, onlarla vakit geçirmek diğerlerin hoşuna gider. 

Teraziler herşeyi hep başkalarından bekledikleri için, kendileri öne atılıp risk almaktan korkabilirler. Diğer insanları fazla merkezlerine koymadıklarında, kendilerinin farkına varırlar. 

Ay'ı terazide olanlar genelde etraflarında olup bitenlere karşı olumlu bir tutum takınırlar. En büyük krizlerde bile gayet rahat olurlar. İçten içe kötü günlerin gelip geçiceğini çok iyi bilirler ve hayata olumlu gözlerle baktıkları için, küçük sorunlar onları pek fazla sarsamaz. 
Terazilerin yönetici gezegeni olan Venüs, terazilere hem bir güzellik ve çekicilik bahşettiği gibi, hem de sanatsal bir yetenek kazandırır. 
Bu burç hava elementinin etkisinde olduğu için yeni şeyler öğrenmeyi çok severler. Zaten genelde hem akıllı hem güzel olurlar. Onlarla sohbet etmekten diğer insanlar daima hoşlanır

Ebeveyn olarak teraziler, eğer onlara yardımcı olan bir partnerleri varsa ve eğer bu birliktelikte mutlularsa çok iyi bir anne olurlar. Ama eğer bu durumun tam tersi söz konusuysa, çocuklarına karşı soğuk davranabilirler. Kendilerini kapatırlar ve onlardan bir süreliğine uzaklaşmak isterler. 
Yoksa çocuklarını seven ve onların mutlu gelişimleri için ellerinden gelen herşeyi yaparlar. 

Söz konusu ev yaşantıları olduğunda davetkâr bir evleri olur. Eş, dostun, arkadaşların, gelen tüm misafirlerin kendilerini evde hissedebilecekleri bir yuvalarının olmasını isterler. 
Teraziler hava elementinin etkisinde oldukları için sohbet ve muhabbeti çok severler. Evleri bu yüzden ikizler kadar şen ve kalabalık olabilir. 
Genelde evleri klasik döşenmiş olur ve midern, şık bir havası vardır. 

Ay balıkta


Duyguları yöneten Ay ile, hassas ve duygusal olan balık burcu birleşirse, kendini duygulara gömen, kendi hayal dünyasında yaşayan bir insanı anlatır. 
Bu tür insanların doğuştan, kendilerini diğer insanların yerine koyup, onların hissettiklerini hissedebilme yetenekleri olur. Balıklar empatinin burcudur. Onlar hem hassas, hem düşünceli, hem hayalperest, hem sanatçı ruhlu, hemde romrantik olurlar, onlar bu hayatta mucizelerin ve ilahi şeylerin varlığına daima inanırlar.

Balıklar etreflarındaki olup bitenleri derinden hissederler. Bu nedenle herkesin acısı kendi acılarıymış gibi canlarını acıtır. Bazen diğer insanları öyle çok önemserler ki, kendilerinin apayrı bir varlık olduklarını, kendilerinin de bir hayatlarının ve sorumluluklarının olduğunu unuturlar. 
Ay'ı balıkta doğan insanların doğuştan gelen sezgi güçleri ve yaratıcıyı en derinden hissedebilme yetenekleri vardır. Her biri içlerinde hissettikleri bu sonsuz sevgiyi paylaşmak isterler. Herkesin huzur içinde, ilahi birliktelikte yaşayacakları bir dünya, balıkların en derin hayalleridir. 
Bu hayalin imkansızlığı bir çok balığın çok yanlış yerlere kaymalarına sebep olabilir, çünkü balıklardan iki tür insan çıkar. Biri yüksek boyutlarda yaşayan, kendi içinde Tanrı'nın ona vermiş olduğu yüce sevgiyi ve ilahiliği  keşfedebilmiş olan ve bunu diğer insanlarla paylaşan biridir. Bu kişilerin özel, psişik yetenekleri olabilir, hatta medyumluk dahi yapabilirler. 
Diğer grup balıklar ise, hassas iç dünyalarının, onlara verilmiş yüce bir hediye olduğunu kavrayamadıklarından, kendilerini hayatın acı gerçeklerinden kaçmaya çalışırırken, uyuşturucu veya alkol bataklığında kaybeden kişilerdir. 
Tüm bu ilahi yeteneklere veya tamamen sanal bir dünyada yaşama isteklerine sebep olan, onların yönetici gezegeni Neptündür. 
Neptünün ilahi sevgisine ve aşkına örnek olan en güzel kişi neptünyen bir varlık olan Hz. Mevlana'dır. 
Balıkların bu dünyanın kirini ve pasını kabullenebilmeleri çok zordur. Bu yüzden hep kendi, masum olan iç dünyalarına kaçarlar ama bunu yapmaktansa, onlara verilmiş olan bu sevgiyi akıtabilecekleri bir kanalı keşfedebilmeleri gereklidir. Ve Mevlana bunun için cok güzel bir örnektir. 
Genel olarak tüm balıklar, onları mutlu hissettirecek çevreyi kendileri oluşturabilmeleri için çaba göstermelidirler. Yoksa sahte huzur uğruna tüm yeteneklerini kaybedebilirler. 

Bazı insanlar balıkların bu derin sevgisinden ve masumiyettinden faydalanmak isteyebilirler. Ve balıklar bunun farkına dahi varamayabilirler ve kendilerini sevdikleri uğruna feda ederler. Bu hem iyi hem kötü bir şey olabilir tabii. Ama en önemlisi balıkların herkese güvenmemeleri gerektiğini bilmeleridir. Herkese iyilik yapılmaz, çünkü kimi insanlar bunun kıymetini bilmeyebilir ve bu yüzden incinmemek için etraflarına topladıkları veya sevmek istedikleri insanları dikkatlice seçip, ellemeleri gerekir. 
Balıkların etrafında onları gercekten seven ve anlayış gösterebilecek insanların olması, kendilerini güvende hissetnelerine sebep olacaktır. 
Bu durum en çok söz konusu yakın ilişkiler olduğunda önem kazanır. Bu nedenle balıklar partner seçiminde dikkatli davranmalıdır. Kendileri kadar derin bir insan bulmaları, onları mutlu edecek ve huzuru hissetmelerine sevep olacaktır. Genelde diğer su grupları burçlarıyla iyi anlaşırlar ama asıl toprak elementinin sağlamlığına sahip olan burçlar balıkları iyi dengeleyebilir. Mesela romantik bir boğa, kendisi gibi romantik olan bir balığa onun ihtiyacı olan sevgiyi sağlayabilir. 
Balıklar söz konusu aşk olduğunda ruh eşlerini arar dururlar. Bulamazlarsa bir ömür boyu yalnızlığı dahi tercih edebilirler. Kimi balıklarda inat eder bulana dek daldan dala atlar, çiçekten böceğe konarlar. Yeterki gerçek olan sevgililerine kavuşabilsinler. Aşkını bulanlar bambaşka boyutlarda, ilahi aşkı birlikte keşfetmek için yol alırlar. 

Ebeveyn olarak balıklar çocuklarına sevgi dolu ve hassas yaklaşırlar. Tabii burda da yukarıda bahsedilen iki balık türünün ayrışmasını yapmak zorundayız. Ya gerçekten çocuklarını çok sevip, onlarla bu dünyanın içinde var olan tüm güzelliklerin farkına varmayı öğretirler ve birlikte keşfederler yada ikinci gruptaki balıklar gibi kendilerini kaybettikleri için, saldım çayıra mevlam kayıra tipinde ebeveynler olurlar. Çocuklar açtır ama onlar o kadar farklı alemdelerdir ki, bunun farkına dahi varmazlar. Çocuklar perişan şekilde yetişir.
 Ama tabii bu her ay'ı balıkta olan için geçerli değildir. Bu konuma sahip olupta çok süper örnek ebeveynlerde vardır. Sadece fazla iç dünyalarına girdiklerinde, çocuklarının kendilerini yalnız hissedebileceğini düşünmeleri gerekir. Bu yüzden en güzeli çocuklarını zengin ve rengarenk iç dünyalarına almaları ve hayatı onlarla birlikte keşfetmeleridir.  

Söz konusu ev yaşamları olduğunda, balıkların hayalperest ve insanı büyüleyen, sanki bambaşka alemleri anlatan bir evleri olabilir. Balıkların doğuştan getirdikleri bir sanatsal yetenekleri olur ve bunu evlerinde çoğu zaman gözlemleyebilirsiniz. Bu yetenek belki resim yapmaktır ve bu resimler duvarlarını süslüyor olabilir. 
Genelde sevgi dolu ve insana huzur verici bir evleri olur. 

Diğer burçları merak ediyormusun? 




Burçların en derin arzuları ve en derin korkuları


Koç

Zodiak ilk koçla başlar ve bu nedenle koçun en derin arzusu daima lider pozisyonda olmaktır. 
Etraflarınızdaki koçları gözlemleyin. Onların muazzam bir enerjileri ve yönetme kabiliyetleri vardır. Bu nedenle bir çok peygamberin koç burcundan olduğu söylenir. 
Koçların en çok korktuğu şey ise, bu lider güçlerini ortaya çıkaramamaktır. Hiç birşey yokmuşcasına çaresizce beklemek zorunda kalmak onları içten içe mahvedebilir, çünkü bu durum onların doğasına aykırıdır. 

Boğa

Sabit bir burç olan boğanın en derin arzusu maddi olarak güçlü, kuvvetli ve sağlam bir hayatının  olmasıdır. 
Onlar mevsimlerin en renklisinde, hayatın canlandığı bir dönemde, dünyaya gözlerini açtıkları için, hayatın tüm zevklerini yaşamak isterler. Güzel insanlar, güzel yemekler, hoş sohbet ve müzik. Ruhun tüm gıdası olan herşey boğaların en derin arzusudur. 
En çok korktukları şeyse, değişimdir. Sabit bir burç olmalarından kaynaklanan bu korkuları başlarına geldiğinde, bu duruma hemen uyum sağlayamamaları büyük bir depresyona girmelerine sebep olabilir.

İkizler

Hayatı keşfederek her an yeni şeyler öğrenip, bu bilgiyi paylaşabilmek ikizlerin en derin arzusudur.
 Sembollerinden de anlaşılacağa gibi, onların diğer insanlara ihtiyaçları vardır. Hayatı ve hayatın getirdiği her türlü deneyimi eğlence haline getirmek ve paylaşmak isterler. 
İkizlerin en büyük korkusu ise, hiç birşey yapamama duygusu ve bir yerde, bir durumda veya bir insanda takılı kalma durumudur. Bu durum değişken bir burç olmalarından kaynaklanır ve sürekli yeni şeylere, yeni ortamlara, yeni fikirlere, yeni insanlara ihtiyaç duyarlar. Monoton bir yaşam tarzı, onların zihinsel olarak yıpranmalarına sebep olur. 

Yengeç

Onların en derin arzuları güvenli bir ortamdır.
Ailelerine, arkadaşlarına, tüm sevdiklerine olan aşırı bağlılıkları, onların sevgi ve güvenlik ihtiyaçlarındandır.  
Bir yengeç'in en büyük hayallerinden biri, aile kurmaktır. Sıcak, sevgi dolu bir yuvaları olsun isterler ve bu ortamın böyle devam etmesi için ellerinden gelen herşeyi yaparlar.
 En büyük korkuları ise, sevdiklerinin başına birşey gelmesi, o kadar çok değer verdikleri evlerine birşey olmasıdır, çünkü kurdukları güvenli ortamın yıkılışının altında ezilirler. 

Aslan

En derin arzuları kabul edilip, saygı duyulmak ve sevilmektir. 
Bir aslan için diğer insanların ona hayran kalmaları çok önemlidir. Onlar sahne insanlarıdır ve bu nedenle en derin arzuları herkes tarafından alkışlanmaktır. Bunun için hayatları boyunca çok çalışır, çok çabalarlar. 
Güçlü ve büyüleyici bir aslan olarak onların hiç bir korkuları olmadığını zannedebilirsiniz ama elbet onlarında çok korktukları bir şey vardır, o da sevgi ve saygı duyulmamaktır. Önemsenmeyen, yeteri kadar ilgi gösterilmeyen, kenarda köşede yalnızlığına terk edilmiş bir aslandan daha içler acısı bir durum olamaz. Ve işte tamda bunun gibi bir durum bir aslan için ölüm demektir. Onların aslan kalpleri bunu kaldıramaz. 

Başaklar

Ben başakları zodiak'ın şifa perilerine benzetirim. Onların en derin arzuları yardım etmek, varsa bir sorun onu halletmektir. 
Başakların muazzam şifalandırma yetenekleri vardır. Bu nedenle kendilerini etraflarındaki insanlara karşı sorumlu hissederler ve hizmet etmekten, faydalı olabilmekten mutluluk duyarlar. 
Sevgili başaklar herşeyi derleyip toplamayı, düzene sokmayı sevdiklerinden ve bunu kutsal bir görev olarak gördüklerinden, kaos ve düzensizlik, pislik ve karmakarışıklık onların en büyük korkularıdır. Bu durumlar için de geçerlidir, bu tür özelliklere sahip olan insanlar için de. 

Terazi

Sosyalleşmekten mutluluk duyan ve hayatında daima başkaların varlığına ihtiyaç duyan terazilerin en derin arzuları mutlu ve huzurlu birlikteliklerdir. 
Onlar, Sen ve Ben'in arasındaki güzel dengeyi kurabilmek için dünyaya gönderilmiş gibi hissederler. Sevgi ve barışın, karşılıklı hoşgörünün hüküm sürdüğü bir hayatta yaşamak en büyük hayalleridir. 
Bu nedenle en büyük korkuları bu ütopyalarının yıkılma imkanıdır.
 Adaletsizliğin, zulümün, savaşın hüküm sürdüğü bir ortam ve yapa yalnız kalmak, onların içinde barındırdıkları en derin korkularıdır. 

Akrep

Derin ve yoğun olan akreplerin gri tonları yoktur. Ya çok severler yada çok nefret ederler. 
Akreplerin bilinçaltlarında yatan en büyük arzuları ise, derin boyutlarda bağlanabilip, birleşebilecekleri ve böylelikle tek beden olabilecekleri ruh eşlerini bulmaktır. Bunu asla belli etmeselerde, dualarında bu tür bir birliktelik için yalvarırlar. 
En büyük korkuları ise, belli etmeselerde, hassas olan ruhlarının incinmesidir. Bu yüzden ihanet, aldatma, yalan ve her türlü hile onları en çok incitecek şey olduğundan, en büyük korkularıdır. 

Yay

Yaylar özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına çok düşkün olurlar. Ve bu tür bir yaşam sürmek onların en büyük arzularıdır. 
Yaylar ikizler gibi monoton bir hayattan rahatsızlık duyarlar. Bu onların değişken bir burç olmalarından kaynaklanır. Onlar ne olursa olsun, umutlarını asla kaybetmezler. Kendilerine bir hedef koyarlar ve bu hedefleri doğrultusunda yol alırlar. 
Yayların en büyük korkusu ise, hayallerinin ve hedeflerinin kısıtlanmasıdır. Özgürlüklerine olan düşkünlüklerinden, baskı altında kalmaktan nefret ederler. 

Oğlak

Zodiak'ın en azimli burcu olan oğlakların en derin arzuları başarılı olmaktır. Onlar hayatları boyunca çalışır, bıkmaz usanmaz, yorulmak bilmezler. Emekli olduklarında dahi dinlenmek nedir bilmezler. 
Maddi olarak güvence altında olduklarını bilmek, onların içlerini rahatlatır. 
Ve bu nedenle en büyük korkuları bu güvencelerini kaybedebilme ihtimalleridir. 
Oğlaklar başlarına en korktukları şeyin gelmemesi için, işlerini dahi yedeklerler. Bir çok oğlak tek gelir kaynağınla yetinmez, kendine birçok farklı para kazanma olanağı yaratır. 
Sorumluluklarını çok iyi bildiğinden,  sevdiklerinin onun yüzünden madur olabileceği düşüncesi, onun geceleri kabusu olur. 

Kova

Kovaların en büyük arzuları, terazilerin gibi barışın ve huzurun hüküm sürdüğü bir dünyadır. 
Onlar, ne yapıcağı kestirilemeyen Uranüs'ün etkisi altındadırlar. Bu yüzden yeniyi inşa etmek, söylenmeyeni söylemek, düşünülmemiş olanı düşünmek, onlar için var olmak demektir. Onlar yenilikciliğin insanıdırlar ve dünyada yeni bir şey keşfetmek için çabalarlar. 
Bu nedenle kovaların en çok korktuğu sıradan olmaktır. Bu konuda biraz yaylara benzeyebilirler. Kovalarda yaylar gibi  onlara sınır koyacak şeylerden kaçarlar. Bu evlilik kurumu olabileceği gibi, ebeyeyn olmayı veya belirli bir düzende yaşamak zorunda olmayı kapsayabilir. 

Balık

Balıklar hassas ve hayalperest varlıklardır. Onlar son burç olduklarından, onlardan önce gelen her bir burcun parçalarını derin, iç dünyalarında barındırırlar. 
Onların en büyük arzuları gerçek ve derin sevmek ve sevilmektir. 
En büyük korkuları ise, kendilerini huzurlu hissettikleri hayal dünyalarından çıkıp, hayatın acı gerçeklikleriyle yüzleşmek zorunda kalmaktır. Aşırı hassas olan balıklar söz konusu kötülük veya sevdiklerinin kaybı olduğunda çok derinden yaralanırlar ve bu yüzden hep kendi dünyalarına kaçar, içlerine kapanırlar. 


Tavsiye edilen yazı:

Hiç yorgunluğunuzun ve bitkinliğinizin auranızdaki karanlıklardan kaynaklanabileceğini düşünmüşmüydünüz?


Ay ikizlerde


Ay'ı ikizlerde olanları sosyal kelebeklere benzetirim. 
Onlar çiçekten, çiçeğe konar, hayatın tüm güzel kokularını keşfedebilmek için çaba sarfederler. 
Enerjileri bitmek bilmeyen neşeli çocuklar gibidirler. Hayatı, öğrenilecek, yaşanılacak, keşfedilecek kocaman bir cennet bahçesine benzetirler. 
Ikizlerin yönetici gezegeni Merkür olduğu için, genelde çok konuşkan olurlar. Ama içlerindeki gerçek potansiyeli ortaya çıkarabilmek için, biraz hayat tecrübesine, yani zamana ve olgunluğa ihtiyaç duyabilirler. Bu, yaşları küçük olan ikizlerin utangaç davranıp, içlerine kapanık olabileceği anlamına gelir. 
Yoksa genelde çok espirili ve büyüleyici olurlar. Onlarla herkes vakit geçirmek ister, çünkü eğlenmesini de, eğlendirmesini de çok iyi bilirler. 
Ay'ı ikizlerde olanların hep bir meşguliyetleri vardır. Ya iletişim içindedirler, ya sürekli yeni bir kaynak bulmuş, onu okuyor olurlar yada derin düşüncelere dalmışlardır. Ama hiçbir ikizi hiç bir şey yapmıyorken görmeniz çok düşük bir ihtimaldir. 
Merkür'ün, onların yönetici gezegeni olmasından kaynaklanan, herşeyi düşünüp arkasında bir şeyler bulma huyları, onların kardeşleri olan başaklara benzemelerine sebep olur. 
Ikizler burcu başaklar kadar eleştirel bir bakış açısına sahip olmasa da, bazı şeyleri çok fazla düşünerek, kendi hayatlarını zindana çevirebilirler. 

Ikizlerin sembolünden de anlaşılacağı gibi, çift karakterli insanlardır. Yani fikirleri, duyguları her an değişebilir. Sabah çok mutluyken, herkesi eğlendirirken, akşamında bambaşka haller takınabilirler. Bu durum sizin garibinize de gitse, ikizler böyledir, kabullenmek gerekir. Eğer içlerindeki her iki karakteri sevmeyi öğrenebilirseniz, hayatınıza her ne olursa olsun eğlence ve heycan katabilecek bir insan elde etmiş olursunuz.  

Ikizler için en önemli şey iletişimdir. Bu nedenle ilişkilerinde sohbet muhabbetin bitmek bilmeyeceği insanlarla iyi anlaşırlar. Yeni şeyler keşfetmek, onlar için eğlenmek demektir. Partnerleri bu yüzden kesinlikle monoton ve can sıkıcı biri olmamalıdır. Onların macera ruhlu birine ihtiyaçları vardır. 
İkizler duyguları yaşamaktansa, onlar hakkında konuşmayı tercih ederler. Bu onların partnerleri tarafından bazı zamanlar yanlış anlaşılmalarına sebep olabilir. Partnerlerinin onların pekte fazla duygu insanı olmadıklarını anlamaları gerekir. Sonuçta kimi insanlar problemlerini sarılıp çözerler ama eğer söz konusu ikizlerse bütün problemler konuşarak çözülür. 

Ay aslında duygularımızdan sorumlu olsa da, ikizler duygularının değil, mantıklarının peşinde koşan insanlardır. Bu onların duygusuz olduğu anlamına gelmez, sadece olup bitenleri ilk kafalarında halledip, öyle kalplerine yerleştirirler. 
Bu hem iyi hemde kötü bir özelliktir. Çünkü bazı şeyleri fazla kafalarında yaşamaları, onları çeşitli korku hallerine, panik atak türü zihinsel rahatsızlıklara daha yatkın hale gelmelerine sebep olabilir. Bu nedenle kendilerine iyi gelmeyen durum ve insanlardan uzak durmaları gerektiklerinin bilincinde olmalıdırlar. Bir sürü farklı hobilerinin olması da, onların bu tür olumsuzlardan uzak kalabilmelerine yardımcı olacaktır. 

Sevgili ikizlerden çok eğlenceli ebeveynler olur. Çocuklarını etkinlikten etkinliğe koşuştururlar. Her hafta sonu farklı bir faaliyet. Evde dahi hep bir yaratıcılık söz konusudur, ister oyuncak hamurlarla pizza yapmak olsun, ister duvarlara resim çizmek. Can sıkıntısı olmaz bu ailede.
Genelde çocuklarıyla çok iyi arkadaş olurlar. Dikkat etmeleri gereken konu çift karakterli olmalarının getirdiği duygu ve düşünce değişimleridir. Çocuklarını bu değişkenliğin kurbanı haline getirmemelidirler.  

Söz konusu ev yaşamları olduğunda, evlerinin cıvıl cıvıl olduğunu görürsünüz. Gezmeyi çok sevdikleri için, gezdikleri, gördükleri her yerden getirdikleri bir parçaya, bibloya veya anıya rastlarsınız. 
Ay'ı ikizlerde olanların misafirleri de eksik olmaz. Daima bir cümbür cemaat, bütün komşuları rahatsız ederler. 



Ay Aslan Burcunda


Aslan burcu kraldır. Ay ise duygularımızı, içsel yaşamımızı, annemizi, anneliğimizi ve yuvamızı anlatır. Bu yüzden aslanlar, söz konusu hayatlarının bu alanları olduğunda, kendilerini gerçek bir kral gibi hissetmek isterler. 
Aslanlar kendilerini enerjileriyle, kendilerine olan özgüvenleriyle ve cesur davranışlarıyla hemen belli etseler de, içten içe hiçte böyle hissetmiyor olabilirler. 
Aslanlar çocuksu olurlar, çocuklar gibi ilgi ve sevgi beklerler. 
Zodyağın en bencillerinden sayılsalarda ve insanları patronluk taslayan hareketleriyle sinir etselerde, içlerinde sevgi için yalvaran şımarık çocuğun arzuladığı o ilgiye kavuşmak onlar için çok önemlidir. 
Yani aslanların iç dünyaları dışarıdan göründükleri gibi değildir. O kocaman egosunun altında hassas ve ilgiye aç minik bir aslan vardır. Ama bu minikliği de sizi yanıltmasın, sonuçta o bir aslandır. Gerektiğinde kimseyi dinlemez, kendi kararlarını daima kendi verir, kimseye yol yordam sormaz, gururundan dolayı asla geriye dönüp bakmaz. Kalbini kırdıysan vay haline, güneşini yitirdin demektir. 
Çünkü aslanın asıl yönetici gezegeni güneştir ve her aslana ışıldayıp, parlayabilmesi için muazzam bir karizma verir. 
Aslanlar doğdukları andan itibaren herkesin ışığını söndürüp, bütün ilgi odağının sadece ve sadece kendileri olmasını iyi bilirler. 
Genelde doğuştan keşfedilmeyi bekleyen büyüleyici bir yetenekle doğarlar. Anne, babalarının bu yeteneği keşfedip onu bu alana yönlendirmeleri gerekir. Böylelikle aslan kendisinin gerçek potansiyelini gösterip, kendiyle gurur duyabileceği sahnesine kavuşmuş olur. 
Genelde ay'ı aslan burcunda olanların rengarenk iç dünyaları olur. Çok enerjik ve atılgan bir kişiliğe sahiptirler. Ama herşeyin merkezine kendilerini yerleştirdikleri için, etraflarında olup biten gerçekleri görmekte zorlanabilirler. O büyük egoları ve aşırı davranışları sizi yanıltmasın, çünkü genelde saf olurlar. Yani dünyanın sadece kendileri etrafında döndüğünü zannettiklerinden, tehlikenin nerden veya kimden gelebileceğinin farkına varamazlar. Bu nedenle aslında arkalarını toplayacak, onları hissetirmeden doğru yola yönlendirip, koruyabilecek birilerine ihtiyaç duyarlar. Yoksa yanlış kararlar ve yanlış insanlar, hayatlarını zora sokabilir, içlerindeki çocuğun hassas kalbini incitebilir ve diğer burçlar bu gibi durumlarda daha çabuk ayaklanıp, hayatlarına devam ederken, bir aslanın yarasının kabuk tutması daha uzun sürebilir. 

Bir aslanın evi kendisi gibi ışıltılı ve abartılıdır. Güneşin her yeri aydınlattıgı, geniş saray gibi kocaman bir evlerinin olmasını isterler. Lükse olan düşkünlüklerinden dolayı, evde var olan bütün parçaları nadir ve değerlidir. Evleri renkli iç dünyalarına benzer. Her türlü renk ve abartıyla her köşesini süsleyebilirler. 
Ve aslanlar için en önemlisi parti ve eğlence olduğundan, evin bunlar için uygun olması gerekir. 

Söz konusu ilişkiler olduğunda, çevrelerinde  kendilerine kral gibi davranacak olan insanların bulunmasını isterler. Partnerlerinden bekleyecekleri ilk şey ona saygı duyup, onu yüceltmeleridir. Genelde duygularını saklamaz, kendine olan güveninden dolayı içini olduğu gibi ortaya döker. 
Eğer bir aslanla birlikteyseniz onun gururunu incitmemeye çalışın çünkü onun kalbi su grubu burçları kadar hassastır. 
Bir aslana hayran olmamak zaten insanın elinde değildir. Onu öyle yada böyle, eninde sonunda çok seversiniz çünkü karizmasına ve güzelliğine karşı koyabilmek güç ister. 

Bir ebeveyn olarak çocuklarını ihtiyaçları olan tüm konforu ve kendi arzuladıkları lüks hayatı sağlayabilmek için ellerinden geleni yaparlar. 
Eğlenmesini de çok iyi bildikleri için çocuklarla çok iyi anlaşırlar. Çocuklarıyla birlikteyken kahkahalar ve eğlence bitmek bilmez. Genelde çok iyi birer anne ve baba olurlar ama çocuklarını başarılı olmaları için çok fazla sıkmamalı ve onlarla hava atmamayı da öğrenmeleridirler. Kendi çocukları olduklarında, artık taçlarını onlara devredebilmeleridirler ki, çocukları kendilerini sevgisiz ve ilgisiz hissetmesin. 

Sevgili aslanlar gerçektende her halleriyle insanı büyülemeyi başarırlar. Ve bunu çok iyi bildikleri için insanlarla bir arada olmayı ve hayatı paylaşmayı isterler. 


Diğer burçları merak ediyormusun?

Ay akrep burcunda


Ay duygusal dünyamızı, hislerimizi ve annemizi temsil eder. 
Akrep burcu ise, uçlarda yaşayan, herşeyi derinden hisseden bir burçtur. Bu nedenle eskiler, ay'ın akrep burcunda düşüşte olduğunu söylerler. 

Diğer burçlar kendilerini iyi ve güvende hissedebilmeleri için, maddiyata ihtiyaç duyarlar, oysa akreplerin aradığı derin duygusallıktır, gerçek has derin sevgidir. Diğer insanların onlardan çekinmesinin, hatta korkmasının sebebi de, duygularının uç noktalarda olmasıdır. Duygularını kontrol etmeyi çoğu zaman başaramazlar. Tamamıyla içgüdüsel hareket ederler. Ve bu ani duygu değişimlerine sebep olabilir. Bir anda kontrollerini kaybedip, patlayabilirler. Bazen ise herşeyi içlerine atar, karanlık benliklerine gömerler.
Ay'ı akrepte olanlar sevdiklerinde ya aşırı sever, yada aşırı nefret ederler. Yani akreplerin gri tonları yoktur, hayatlarıda, duygularıda, ya siyah ya beyazdır. Ya insanlar onları çok sever, yada korktukları için nefret ederler. 

Akreplerin bilinçaltında ölüm ve yeniden doğuş temaları vardır. Ve bu nedenle hayatlarında bu tür olaylarla çok karşılaşırlar. Bu onların gerçekten ölecekleri ve yeniden doğacakları anlamına gelmez. Sadece kendilerini sınamaktan haz duyarlar. Korkusuzdurlar, zorlukların üzerine giderler ve yenmek için, kendilerini aşmak için ellerinden geleni yaparlar. Hayatları inişler ve çıkışlarla doludur.
 Aslında onların gerçek, karanlık iç dünyalarını anlayabilmek için, sizinde bir akrep olmanız gerekir. Dışarıdan gözlemleyipte çözebileceğimiz varlıklar değillerdir. Oysa akreplerin kendileri bu konuda doğuştan yeteneklidir. Tek bakışlarıyla sizin en derininize ulaşır, sırlarınızı keşfeder, korkularınızı, zaaflarınızı, en büyük arzularınızı hissederler. 
Akreplerin gözlerinde, diğer insanlarda bulunmayan, aynaya benzeyen bir yansıma vardır, baktığınızda kendinizi görmenize sebep olur. Bu yüzden onların gözlerinden etkilenmemek imkansızdır. Ya onların içine düşer bir daha kurtulamazsınız, yada korkar, gözlerinizi anında kaçırırsınız. Bu nedenle bir akrep duygusal olarak kiminle bağlılık kurabileceğini derhal anlar. O sığ, sıkıcı ve sıradan ilişkilerden uzak durur. Onu hak eden kişinin, kendisi kadar derin olması gerekir ki, farklı boyutlarda birleşebilsinler. 
Yani eğer kendi derinliğinizden korkmuyorsanız, bir akrebin gözlerinin içine dalabilirsiniz. Göreceğiniz şeyler sizi derinden etkileyecektir. 

Ay'ı akrepte olanların bilinçaltlarında ihanete uğrama korkuları vardır. Bu korku onların sevdiği insanları bilinçsizce sürekli testlerden geçirmelerine sebep olur. Bir insana güvenebilmeleri için, o insanın tüm bu testlerden geçmiş olması gerekir. 
Eğer bir akrep bir kere güvenip sevdiyse, sonsuza dek bağlanır ve sevdiği insana sadık kalır. 

Söz konusu ilişkiler olduğunda, bir akrep aşırı korumacı ve kıskanç davranabilir. Partnerlerinin sadece onlara ve gerçekten sadece onlara ait olmasını ve böyle davranmasını bekler. En ufak bir yanlış söz, bakış veya hareket, onlardan soğmalarına sebep olabilir. Ve bir akrep güvenini yitirdiğinde onu geri kazanmanın pek bir yolu yoktur. 
Ayrıca aşırı intikamcı birine dönüşme potansiyeline sahiptirler. 
Akreplerin çok derin arzuları ve özlemleri vardır. Onlar daima ruh eşlerini gözler. Onu bulmak, ona kavuşmak en derin arzularıdır. Bu his bilinçaltlarında o kadar yoğundur ki, iki ruh buluşsun ve birbiri içinde kaybolsun isterler. Yasak olana veya gizemli olana karşı bir çekim hissederler. Tutku ateşinin içinde yanıp tutuşmaya can atarlar. Cinselliğin ise tutkulu, heycan verici ve derin boyutlarını birlikte keşfedebilecekleri birini ararlar.
En seksi, en büyüleyici, en derin ve kesinlikle ne olursa olsun, sadakatten asla vazgeçmeyen sevgiliyi ararlar. 
Akrepler tüm bu özellikleri sadece ihtiyaçtan ötürü arzulamazlar, kendilerini bu hayatta güvenli hissedebilmeleri, tüm bunlara sahip olmalarına bağlıdır.
Kendileri fırtınalı bir aşıktır ve herkes bu şiddetli kasırgada hayatta kalabilmeyi bilmez. Bu yüzden akrepler seçici ve temkinli davranırlar.

Ay'ı akrepte olanlar herşeyi kişisel olarak üzerine alırlar, herşeyin arkasında olmayan derin anlamlar ararlar. Neden telefonuma bakmadı, neden cevap atması bu kadar uzun sürdü, şunu söylerken aslında neyi kastetti vs. Aslında mantıklarını kullanıp aşırıya kaçtıklarının ve abarttıklarının gayet farkında olurlar ama yinede düşünmekten kendilerini alamazlar. Taktılarmı tam takarlar. Bazı durumlarda biraz piskopata bağlarlar. Bu yüzden normal bir insan olarak bir akrebi anlamakta, onunla anlaşmakta çok zordur. Ama bunu başarabilirseniz en iyi eşlerden ve arkadaşlardan olduklarını görürsünüz. Onlar kötü gün insanıdır ve sizinle birlikte her türlü zorluğu aşmaya, dağları delmeye her zaman hazırdır. 

Ay'ı akrepte olanların anneleriyle derin bir bağları vardır. Ama bu aynı zamanda annelerinin onları fazla kontrol etmeye çalıştığını ve bundan dolayı çocukluklarının zorlu geçmiş olabileceğini de gösterir. 
Kendileri ebeveyn olduklarında da çocuklarını herşeyden korumaya çalışan kişilerden olacaklardır. Şu çocukları kaç yaşına gelirse gelsin, geceleri asla dışarıya çıkmalarına izin vermeyen ebeveynlerden olurlar. Bu onların onları az sevdikleri anlamına gelmez tabii. Sadece çok fazla sevdikleri için böyle davranıyorlardır. 

Akrepler söz konusu ev yaşamları olduğunda, çok dikkatli ve gizemli olurlar. Kendi özel hayatlarının gerçekten özel ve mahrem kalmasını isterler. Belki de sevdiklerini başkalarıyla paylaşmayı sevmediklerinden, ev yaşantıları gizli ve yalnızdır. 
Genelde rustik döşenmiş, gizemli, mistik ve mahrem bir evleri vardır. Eşyaların onlar için bir anlam taşıması önemlidir. 

Sevgili akrepler zor insanlar olsalar da, hem inanılmaz akıllı, hem tutkulu, hem aşırı hassas hem de sezgileri çok kuvvetli olan insanlardır. 
Zodyağın er korkulan ama en asil, karanlık, içlerinde bitmek bilmeyen dev fırtınalarla yaşayan, prensleri ve prensesleridir. 

Ay yay burcunda için tıkla
Ay kova burcunda için tıkla
Ay yengeç burcunda için tıkla
Ay başak burcunda için tıkla

Venüs evlerde - Nasıl birine aşık olacaksın?


Sevgili Venüs gezegeni kalbimizin arzuladığı tüm konulardan sorumludur. 
Her kadının en büyük arzusu ise, beyaz atlı prensinle tanışmaktır. Ama işte her kadının hayalini süsleyen beyaz atlı prens, beyaz atlı prens olarak karşımıza çıkmayabilir.
Çıktığında ise onu tanıyabilmemiz için, Venüsümüzün hangi evde bulunduğunu, yani nasıl birine aşık olacağımızı, önceden bilmemiz, kendimizi daha iyi tanıma konusunda yardımcı olabilir. 


Venüs 1.evde

Kafalarında oluşturdukları prenslerine aşık olurlar. Önlerine çıkan her erkeğe bu imajı yapıştırırlar. Oldu da uymadı, bir sonrakine aynı metodu denerler. Oldu da yine olmadı, gerçek aşkı sadece kendilerine duymaları gerektiğini anlarlar. 

Venüs 2.evde

Nerde entel, dantel artist takımı, gider ona vurulurlar. 
Eros arkadaşımız, okunu fırlatmak için bu insanları sanatsal, artistik faaliyetlerin bulunduğu ortamlara sokar ve okunu öyle isabet ettirir.
Dikkat edin bare aşık olmuşken, cepleri dolu olan bir artist olsun, yoksa açıktığınızda aç kalabilirsiniz.

Venüs 3.evde

Bu arkadaşların öğretmenlere veya öğretmen tiplilere aşık olmaları bir hayli yüksektir. 
Nedendir bilinmez ama sevgili Eros Venüs'ü 3.evde görünce, genelde bir şeylerin öğretildiği, bilginin, iletişimin bol olduğu sınıf gibi ortamlarda cirit atmaya başlar. 

Venüs 4.evde

Venüsü 4.evde olanlar Eros'un okuna evin güzelliğini ilgilendiren meslekleri yapan insanlar söz konusu olduğunda, vurulurlar. Yani mesela mimarlar, iç mimarlar, dekoratif işlerde çalışanlar vs. 

Venüs 5.evde

Bu ev eğlenmenin evidir. Yani sizi eğlendirecek olan her erkeğe vurulma potansiyeliniz yüksektir. Peki en çok kim eğlendirebilir? Mesela sesi güzel, yetenekli, eline gitarı, kemanı yakışan, vur patlasın, çal oynasın tipler tam size göredir. Benden tavsiye, bulursanız sakın kaçırmayın. Ne de olsa dünyanın karanlığını aydınlatacak, neşe böceklerine herkesin ihtiyacı var. 

Venüs 6.evde

Eros, Venüsü bu evde görürse, Havva kızını Adem oğluyla birleştirebilmek için, hastanelerde cirit atar. 
Siz ya bir doktora aşık olacaksınızdır, yada hastanede çalışan prenslerden birine. 
Oh mis. Aşk doktorlarına bu zamanlarda herkesin ihtiyacı var zaten. Ne mutlu bulana. 

Venüs 7.evde

Allah... aşkın gezegeni ilişkilerin evinde oturursa nolur?
Prenslerden prens beğen vallahi. 
Eros gider, nerde hakiki, yakışıklı, aşk dolu, tutkulu prens varsa, seninle onu aynı kareye getirir ve okunu fırlatı verir. 
Hani masallarda vardır ya, 'eğer ölmedilerse hala mutlu mesut yaşıyorlardır' sözü. Heh işte, bu tam sizi anlatan bir sözdür. 

Venüs 8.evde

Konu 8.ev olunca, tüyler hafif ürperir. Bu ev herşeyi kaldırmaz, derinlik ister. Bu nedenle Eros Efendi gider, okunu öyle bir yere atar ki, bir bakmışsınız diğer alemle haşır neşir olan birine vurulmuşsunuz. Mesela bir medyum, bir mistik veya bir büyücü vs. 
Aman korkmayın canım, aşk biraz korkuyu, adrenalini, heycanı kaldırır, renk katar ilişkiye. Hem sıradan olmak ne sıkıcı şeydir öyle. 
Siz yaşayın aşkınızı. Bu aşk sizi küçük bir anka kuşuna dönüştürecek. 

Venüs 9.evde

Eros Efendi söz konusu bu ev olduğunda yerlilerle takılmayı pek sevmez. Gider seni, sen seyehat ederken bulur, gavurun tekine vurdutturur. Doğru dürüst tanımadığın herifi, gelir ailene, ilk görúşte aşktı diye, tanıştırı verirsin. 
Bu tabii oturduğun yeri gezmeye gelen bir turist de olabilir, basit bir erasmus öğrencisi de. 
Söylemesi benden, seçip, sevmesi senden. 

Venüs 10.evde

Bu evde iki ihtimal vardır.
Ya gidersin baban kılıklı herifin tekine aşık olursun yada yakışıklı patronuna. 
Seçim hem senin, hem Eros Efendinin, yani kaderinindir.
Benim tek söyleyebileceğim, Eros Efendinin okuna iş ortamlarında vurulma ihtimalinin yüksek olduğudur. 
Ayağını ona göre denk al. 

Venüs 11.evde

Bu varlıkların aslında tek bir aşkları vardır. O da insanlık aşkıdır. 
Lakin tüm insanlıkla sevişme imkanları olmadığından, Eros okunu arkadaş çevrelerinde fırlatır.
Yani baktınız insanlıktan hayır yok, o zaman en güzel çare gidip en yakın arkadaşınıza aşık olmaktır. En azından tanıdığınız, aslında zaten çok sevdiğiniz bir varlıktır kendisi. 

Venüs 12.evde

Geldik en talihsiz eve.
Ah sizin var ya, o kadar büyük, yüce bir kalbiniz var ki, siz gidip aşka en muhtaç olan, en yalnız, en çok sevgiyi hak edeni bulup, ona aşık oluyorsunuz.
Bu çok ağır bir hastalığı olan, uyuşturucu bağımlısı, yardıma muhtaç bir evsiz veya bir kimsesiz olabilir. 
Eros Efendi insanı burda biraz zorlasada, sizi bir iyilik meleğine dönüştürüyor, öteki tarafta cennetinizi garantilettiriyor. 

----------

Ah astroloji bu kadar basit ve eğlenceli olsaydı ne güzel olurdu.
Ama değil.
Evet Venüs aşk konularında gösterge gezegendir ve en çok dikkate o alınır. Lakin sadece o yeterli değildir. Bunun yerleştiği burç var, ondan sonra yaptığı açılar var, D9 haritasi var, hatta D7 haritası var falan filan. Bitmek bilmeyen derin, dipsiz, derya bir okyanus astroloji. 
Ben yinede kısa bir özetini yapmaya çalıştım. 

Benim fikrimce nikahlar gökte kıyılır ve prensler önceden, kendi irademizle seçilir. Şu garip dünya gezegenine doğduğumuzda unuturuz. Oysa sezgilerimiz bize daima doğru yolu gösterir. Sezgilerinizi dinleyin ve onlara güvenin. Onlar size unuttuklarınızı hatırlatacaktır. 

----------

Son bir hatırlatmada benden gelsin.
Şu dünya gezegenine asıl gelişimizin sebebi büyümektir. Sadece fiziksel olarak değil, aslında daha çok ruhsal olarakta.
Ve insanoğlu en güzel insanoğluyla büyür. Birbirinden öğrendikçe olgunlaşır, paylaştıkça mutlu olur ve sevdikçe var olur.
Insana en güzel ayna insandır.
Hayatınıza kim girerse girsin, o kişiden öğrenmeniz gereken bir ders olduğu için, hayatınıza girdiğinin bilinciyle yaşayın.
Sevgi ve aşkla kalın.
Umut sizin en güzel mum ışığınız olsun.

________________________________
Beni de okumak ister misin?


Ay Başak Burcunda


Ay'ı Başak burcunda olan insanların kendilerini huzurlu hissedebilmeleri için, kendilerini adayabilecekleri bir meşguliyetleri olmalıdır. Bu işleri olabilir, hobileri olabilir vs. Bu insanların duygusal olarak kendilerini tam hissedebilmeleri, diğer insanlara faydalı olmalarıyla orantılıdır. Bu nedenle bir başak evi dahi temizlerken kendisini çok mutlu ve huzurlu hissedebilir. Sonuçta bir işe yarıyordur. 
Genelde ay'ı başakta olan insanlar iki tiptedir. Biri aşırı doğaldır, diğeri aşırı titiz. Aşırı doğal olanın en büyük hayallerinden biri çiftlik gibi bir yerde yaşamaktır. Toprak elementinin etkisinde olduğu için doğaya çok düşkündür. Ve kimyasal olan herşeye karşıdır. Sadece sağlıklı şeylerle beslenir, doğaya zararlı kimyasal şeylerden daima uzak durur. Kimileri deodorant dahi kullanmayı reddeder, şampuanların içindeki kimyasallardan dolayı, doğal yöntemler arar bulur. 
Diğer tip başak ise şehirde yaşayıpta temizlik hastası olan tiptir. En tehlikeli kimyasalları bile kendine arkadaş edinebilir. Bu durumu hobi haline getirebilir. Ve bundan mutluluk dahi duyabilir. 
Bu özellikler olumsuzmuş gibi dursa da, başakların çok sevilesi yanlarıda vardır. Mesela çok güzel dert dinlerler. Insanların içlerini dökebilecekleri, başlarını omuzuna dayayabilecekleri insanlardır.
Duygusal olarak çok değişken davranabilirler. Ruh halleri etraflarındaki ortama göre değişkenlik gösterebilir. En ufak bir sıkıntıyı ve üzüntüyü hemen o keskin bakışları sayesinde fark ederler. Ve karşı taraf yardım istesin, istemesin hemen işe koyulur, çözülecek sorun varsa hemen hallederler. 
Onların sorun çözücü olmalarının sebebi, olaylara eleştirel baktıkları için ve mükemelliyetçi olmalarından kaynaklanır. En ufak ayrıntıyı hemen fark ederler ve çözümünü bulmadan vazgeçmezler. 
Her durumda veya her ortamda aşırı mükemmeliyetçi olmalarından kaynaklanan bir tatminsizlik ve mutsuzluk duyabilirler. Kendilerini daha çok hayatın akışına bırakıp, olayları ve kişileri oldukları gibi kabul etmeyi öğrenmelidirler. 

Ay'ı başakta olanlar ebeveyn olarak çocuklarının üzerlerine çok düşerler. Çocuklarının başına bir şey gelicek diye çok korkarlar. Onların bir çok isteklerini bu korkularından dolayı yerine getirmek istemeyebilirler. Çocukları sokakta oynayıp bir hastalık kapıcak diye ödleri patlar. Çocukları hep yanlarında kalsın, güvende olsun isterler. 
Eğer bu durumu dengelemeye başarırlarsa çok iyi anne veya baba olabilirler. Çocuklarını sevgi dolu bir ortamda büyütürler. Temiz, sağlıklı ve huzurlu bir ortamı yaratabilirler. 

Ay'ı başakta olan insanların evleri sade olur. Genelde evleri kullanışlı ve pratik şeylerle doludur. Sağlıklı ve düzenli bir yaşam tarzını benimsediklerini evlerinden rahatlıkla görülür. Herşey yerli yerinde ve derli toplu olur. 

Söz konusu yakın ilişkiler olduğunda başaklar başta kırılmaktan korktukları için, çekingen davranabilirler. Hem kendilerini hem de diğerlerini eleştirmekten vazgeçememeleri yakın ilişkilerini tehlikeye sokabilir. Kendi duyguları söz konusu olduğunda dahi hep sorgulayacak bir şey buldukları için, mutlu oldukları anların bile farkına varamayabilirler. 
Yoksa genelde çok verici olurlar. Düzenli ilişkiler onları mutlu eder. Ne maceraya ihtiyaçları vardır, ne de başka bir şeye. Rutin bir hayat ve sadık olan insanların varlığı kendilerini huzurlu hissetmeleri için yeterlidir. 

Sevgili başaklar zodiak'ın sessiz şifa perileridir. Kendileri farkında dahi olmasa, muazzam bir şekilde insanları derinden etkileyebilirler. Bu nedenle zaten sembolleri bakireliktir. 
Onlara verilmiş bu şifa yeteneğini bilinçli bir şekilde keşfedip, doğru yere kanalize edebilmeyi öğrenmeleri gerekir. 


Ay Yay burcunda


Yay burcunun sembolü olan yarı insan yarı at sembolü, ay'ı yay burcunda olanları çok güzel özetler. Onlar içlerinde hem insani hem hayvani duyguları barındırırlar. Semboldeki elinde yayı ve ok'u tutan insan, bitmek bilmeyen maceraların peşinde koştuğunu gösterir. 
Ve yöneticisi olan Jüpiter bu şahıslara felsefik bir bakış açısı ve umut bahşeder. 

Ay'ı Yay burcunda olan insanlar macera ruhlu olurlar. İçgüdüsel olarak hep yeni bir şeyi keşfetme peşindedirler. Uzak yerler, seyahatler onları mutlu eder. Yaylar kendilerini dünyanın neredeyse her yerinde evdeymiş gibi hissedebilirler. Farklı kültürler, keşfedilecek yeni yerler, öğrenilecek yeni bilgiler, onlar için mutluluk kaynağıdır. Hatta bütün yaylar hayatlarında bir kere dahi olsun, dünyalarını tamamen değiştirecek bir geziye veya maceraya atılmak isterler. 
Ateş elementinin etkisinde oldukları için, atılgan olurlar. Her birinin içinde bir İndiana Jones saklıdır. Hayatı bir macera gibi görebilirler. Bir macera bittiğinde, hemen diğerine atlarlar. Duygusal olarak gerçekçi olmaktansa, uçlarda yaşarlar. Hayatlarında hep bir dram olsun isterler ki, canları sıkılmasın. 
Ayrıca kendilerini huzurlu hissedebilmeleri için mesafeye ve özgürlüğe ihtiyaçları vardır. Tek başına vakit geçirip biraz felsefe yapmaktan hoşlanırlar ve buna ihtiyaç duyarlar. 
Özgür ruhlarına başkalarının karışmasını istemezler. Bu yüzden kendilerini diğer insanlardan daha farklı görme eğilimleri vardır. Yaylar kendi kurallarını kendi koyar, kendi yapmak istediklerine tek başına karar verirler. Bu nedenle diğer insanlar onların biraz bencilce davrandıklarını düşünebilirler. Kendilerini bu duruma fazla kaptırmadan, sevdikleri insanları da düşünmeyi öğrenmelidirler. Yoksa yaylar genelde olumlu ve neşeli insanlardır. Girdikleri ortamlarda neşe ve kahkalara sebep olurlar. Kötü zamanlarda dahi bu durum değişmez. Onlar hep olumlu bir pencereden bakmayı seçtikleri için, diğer insanlar da bu durumdan etkilenirler. 

Ayrıca inançlı insanlardır. Dindar da olabilirler, mistik şeylere de ilgi duyabilirler. Mucizelerin var olduğuna inanırlar. 

Yaylar doğayı ve doğada zaman geçirmekten çok hoşlanırlar. 
Ebeveyn olarak çocuklarını doğal bir ortamda yetiştirmek isterler. Onlara özgürlüklerini yaşayabilmeleri için imkan verirler. Ayrıca çocuklarına hayatın gerçeklerini öğretmek isterler. Onlara arkadaşça yaklaşır, hayat hakkında sohbet eder, felsefe yaparlar. Çocuklarının kendi elde ettikleri deneyimler sayesinde hayatı keşfetmeleri için, destek olurlar. Yani onları hiç bir şekilde sıkmazlar, kendi halerine bırakırlar. Genelde saldım çayıra, mevlam kayıra tipinde ebeveynlerdendirler.
Kendileri çocukken dışarılarda gezip, dünyayı keşfetmekten hoşlandıkları için, kendi çocuklarına belki kendilerinin yaşayamadığı ortamı sağlamak isterler.

Aşk ve ilişkiler konusunda duygularını saklamazlar. Sevdilerse, hoşlandılarsa sana bunu belli eder hatta yüzüne pat diye söylerler.
Ay değişkenliğe sebep olduğu için, bugün evlilik hakkında konuşurken, yarın bu konuya çok soğuk bakabilir. Bu yüzden onlar gibi özgür ve bu tip gibi şeyleri çok fazla umursamicak bir partnere ihtiyaç duyarlar. 
Maceracı ruhlarından dolayı sadakat konusunda bazen zorlanabilirler. Daha doğrusu partnerlerinin onun özgür ve yalnız kalma ihtiyacına anlayış göstermeleri gereklidir. 

Yayların ev ortamı kendi iç dünyalarını yansıtır. Hem geniş ve ferah olabilir, hem karma karışık. Genelde gezdikleri, gördükleri her yerden aldıkları anılarla doludur. Onlar için yuva denilen yer eğlenilen yerdir. Bu nedenle temizlik konusunda biraz tembel olabilirler. 
Bazı yaylar tüm dünyayı evleri gibi gördükleri için, sadece bir sırt çantasına bile sahip olmakla mutlu olabilirler. 
Yaşamak için ya sessizlik içinde diğer insanlardan uzak bir ortamı tercih ederler yada şehrin en kalabalık yerinde, maceranın bitmek bilmediği yeri tercih ederler. 

Ay Oğlak burcunda


Ay'ı oğlakta olan insanların ayakları sımsıkı yere basar. Oğlak burcunun elementi olan toprak, onların daima geleceği düşünmesine sebep olur. Bu nedenle dikkatli davranırlar ve azimli olurlar. 
Bu insanlar çok çalışıp, kendi başlarına bir yere gelmek zorunda olduklarını daha küçük yaşta fark ederler ve sorumluluk sahibi olmayı erken öğrenirler. Onların en çok arzuladıkları şey güvenli bir ortamdır. Maddiyata düşkün olmaların sebebi de budur. Para ve mevkinin onlara arzuladıkları güvenli ortamı ve özgürlüğü sağlayacağına inanırlar. Bu, üzerlerinde bir baskı hissetmelerine sebep olabilir. 
Bu nedenle eskiler Ay'ın oğlakta zararda olduğunu söylemişlerdir. Bu insanlar hissetikleri baskıdan kurtulmak için kötü alışkanlıklara kayabilir ve bu var olan durumu çok daha vahim hale getirebilir. Ay'larının ihtiyaçlarını görmezlikten geldikleri için depresyon ve bunalımlı bir hayat geçirmeye meyilli olabilirler.
Ay'ın oğlakta olması birey için gerçektende pek kolay değildir. Hassas olan Ay'ın üzerine o kadar çok görev ve sorumluluk yüklerler ki, kendi ruhları dahi bu ağırlığın altında ezilir. Sevdikleri insanlar uğruna başarmak istedikleri çok fazla şey vardır ve farkında olmadan bu sorumluluk onların ruhsal olarak canlarının yanmasına sebep olur. Içten içe hiç rahat değillerdir. Hep yeni bir hedef, daha büyük arzuları olur. Tatmin olmak bilmezler. Herşein en iyisi olmak zorundadır. 
Bu insanlar zengin bir ortamda büyümüş olsalar dahi bir şey değişmez. Bu insanlar emekli olduklarında dahi, hala başarılı olmanın yollarında koştururlar. Başarı onların ruhunun gıdasıdır. 
Oğlaklar genelde sakin, kontollü ve soğuk görünseler de, her birinin içinde bir lider vardır. Rekabetçi olurlar ve kendi yollarını kendileri belirlemek isterler. Başkaların onlara akıl vermesinden hoşlanmazlar. 
Oğlaklar bu dünyaya bir iz bırakmak isterler. Statü, ün ve paraya verdikleri önemde bundandır. Onların asıl istedikleri özgürlüktür. 
Diğer insanlarla ilişkilerine ve hatta bazen kendilerini dahi ikincil derecede önem verirler. Diğer insanların bu durum tuhafına gidebilir. Onlarında bu durum tuhaflarına gider. Çünkü herkesin kendileri gibi hedefleri olmadıklarına şaşıp kalırlar. 
Ay'ı oğlakta olan insanlar genelde sorumluluk sahibi ve diktatör ebeveynler olurlar. Çocuklarının isteklerini yerine getirebilmek için ellerinden geleni yaparlar. Ama bunu yaparken onların asıl ihtiyaçları olan sevgiyi onlara vermeye unutabilirler. Ve bunu kesinlikle yapmamak için çok dikkatli olmalıdırlar. 
Yoksa özlerinde yardım etmeyi seven insandırlar, yeterki bunun talebini görsünler. 



Ay Yengeç burcunda

Ay, yengeç burcunda kendisini evde hisseder. Çünkü Ay yengeç burcunun yöneticisidir. 
Ay'ı yengeçte olan insanlar söz konusu duyguları ve iç dünyaları olduğunda utangaç ve çekingen davranabilirler. Çünkü sıcak, güvenilir, yuvamsı bir ortamda kendilerini güvende hissederler ve tanımadıkları, onlara yabancı olan durumlar söz konusu olduğunda çekingen davranıp, kendilerini geri çeker, korumaya alırlar. Ama genellikle içi dışı bir olan insanlardır. Duygularını bir süre sonra saklamaktan vazgeçerler ve hislerini seninle paylaşırlar. Çok anaç olurlar. Insanı sarıp sarmalar, sevgi selinle boğar, evindeymiş gibi hissettirirler. Bağları çok kuvvetli olur. Sevdimi tam seven insanlardan, deriz ya, işte o zaman Ay'ı yengeçte olanlardan bahsediyoruzdur. Ama dikkat etmezlerse bu bağ, bağımlılığa da dönüşebilir. O zaman eskiye fazla tutunma, sevdiklerine aşırı bağımlı olma gibi durumlar hayatlarını zora sokabilir. Hayatlarına giren ve sevdikleri bir şeyin bir daha çıkmasını istemezler. Sahiplenme had safhadadır. Bu insanlar için de, eşyalar için de, geçmiş için de geçerlidir. Kısacası onlara güven veren herşey için geçerlidir.
Genelde rutin bir yaşam tarzları olur ve bunun böyle devam etmesini isterler. 
Ay degişken olduğundan dolayı bu insanların duygu durumlarıda durmadan değişir. Bir an bakmışsınız çok mutlular, diğer an bir bakmışsınız moralleri bozulmuş, hüzünlüler. Kendileri mutlu olduklarında, etrafindakileri de güldürürler, kendileri ağladıklarında, etrafındakiler de ağlarlar. Bazen kendi duygularını saklamakta usta olabilirler ama etraflarına karşı o kadar hassastırlar ki, bazen diğer insanların duygularını dahi yansıtabilirler ve bunun farkına dahi varamayabilirler. 
Duyguları bu kadar derinden ve yoğun hissettikleri için, artistik faaliyetlerde başarılı olma ihtimalleri yüksektir. Veya bunun tam tersi yolu izleyip, duygularının yoğunluğuyla baş etmesini bilemedikleri için, kendilerini uyuşturacak yöntemlere başvurabilirler. 
Ay'ı yengeçte olanların muazzam bir hafızaları olur. Onlar geçmisi sık sık düşünür. Bazıları 4 yaşından önceki anılarını dahi hatırlayabilir. Anneleriyle genellikle güzel anıları vardır. Sevgi dolu ve sıcak bir ortamda büyümüşlerdir ve kendileride iyi bir anne veya baba olma potansiyeline sahiptirler. Yengeçler konforlarina, yuvalarına ve ailelerine çok önem verdikleri için zaten çok evcil ve aile kurmaya istekli insanlardır. Bu anaçlıklarını sadece kendi aileleri için değil, arkadaşları hatta diğer insanlar içinde geçerlidir. Bir sorunumuz olduğunda, onlara koşarız. Herkese yardım etmek isterler, kendilerinden çok şey verirler. Ve bazen bunun karşılığında hiç birşey almazlar. Bu yüzden çevrelerini gerçekten güvenebilecekleri ve kendilerinin derin duygularını anlayabilen insanlarla çevirmelidirler. Yalnızlık bu insanlara hiç iyi gelmez. Etraflarında derin duygusal bağlar kurmuş oldukları insanların ihtiyacını çok yoğun hissederler. 
Onlar için önemli olan bir diğer nokta, kendilerini güvende hissettikleri ve rahatlayabilecekleri bir evlerinin olmasıdır. Yuvalarında huzurlu olmayan yengeçler depressiv ve korkulu olurlar. Su kenarları kendilerini iyi hissedebilmeleri için çok iyidir. 
Yengeç burcu su elementine ait olduğu için, Ay'ı yengeçte olanların muazzam bir şekilde sezgileri kuvvetlidir. O kadar duygusal ve en ufak bir olayda kendilerini duygularına kaptırıp, ağlamaya başlasalarda, kötü bir durum söz konusu olduğunda, yapılması gereken en doğru şeyi önceden sezdikleri için, en güvenilir insanlardandırlar. Sezgileri bu insanları genelde yanıltmaz. Söz konusu kime güvenip kime güvenmeme konusunda da sezgileri onlara yol gösterir. 
Yengeçler geceyi çok severler. Biraz karanlığı hatta korkucu olan şeyleride severler. Hayvanlarla da ilginç bir bağları vardır. Bir çoğu sanki onların dilini konuşabiliyormuşcasına onlarla iyi geçinirler. Bu çocuklar içinde geçerlidir. 

Ay kova burcunda

Sürü olmak, sürü içinde gitmek ve öylece yol almak istersen yaşamın boyunca sadece kıç görürsün. 
- Alman atasözü -


Sevgili Kovaların yönetici gezegeni farklılığı seven Uranüs ve yaşlı, bilge Satürn'dür. 
Bu nedenle kovalar hem füturistik hem bilge olurlar. Ya teknolojiyle ya da okültizme olan meraklarıyla bilinirler. Farklı ve tuhaf olan berşey ilgilerini çeker.
Genelde duygusal insanlar değillerdir. Onlar akıllarıyla hareket ederler. Mantıklı davranırlar ve kesinlikle sezgilerini dinlerler. Hava elementine mensup oldukları halde, sezgileri gayet kuvvetlidir.
Hem maskulen hem sabit bir burç olduklarından dolayı, yürüdükleri yoldan sapmazlar. Sürüyle yürümeyi sevmedikleri gibi, devrimci ve daima yeniliklerden yana olan insanlardır. Kendilerine has yaşam tarzları vardır. 
Hayata olan bakış açılarını değiştirmeseler de, hayat onları duygusal olarak sürekli değişime zorlayacaktır. Ama bu onlar için çokta büyük bir problem değildir. Sabitliği sevselerde, yeniliklere çabuk adapte olurlar.

Ay'ın Kovada çok rahat etmediği bilinir. Çünkü Ay'ın asıl evi Yengeçtir. O sıcaklığı, duygusallığı, aileyi arar. Oysa Kovalar aileden daha çok arkadaşlığa ve sosyal çevrelerine önem verirler. Çünkü Kova'nın asıl evi 11.evdir. Bu nedenle hayatları boyunca kök salmakta zorlanırlar. 
Modern binalarda kendilerini rahat hissetmezler çünkü bu Ay'a ters düşer. Evcil, sıcak, yuvamsı yerlerde de kendilerini rahat hissedemezler çünkü bu da onların Kova yanlarına ters düşer. Kapalı, karanlık, rutubetli yerlerden nefret ederler. Onların gökyüzünü görebilecekleri, özgür olduklarını hissettikleri bir yere ihtiyaçları vardır. 
Kovaların en çok ihtiyaç duydukları şey özgürlüğün ta kendisidir. Baskıya ve bağımlılığa asla gelemezler.
Bu yüzden birçok Kovanın girişimci olduğunu görürsünüz. Kendi işlerini kendileri kurarlar ve yaptıkları şeyle yahut sundukları hizmetle kimseye benzemezler. 

Kovalar evrenseldir. 
Tek bir yere bağlanamadıkları için, (kova) ama bağlanmak istedikleri için (Ay) bir hayli zorlanırlar. Duygusal olarak dengede kalabilmek için, her iki parçayıda birleştirip dengeyi kurabilmeyi öğrenmeleri gerekir. 
Bu ilişkileri için de geçerlidir. 
Bir çok Ay'ı kovada olan insan bir aile kurmaktan uzak durabilir. Anne veya Baba dahi olmamayı tercih edebilir. Bağımsızlığına ve kendine has olan bireyselliği onun için çok önemlidir. 
Yatağını bir başkasıyla paylaşmak istemez. Yanındaki insanın beden ısısı, çıkarttığı sesler yüzünden boğuluyormuş hissine kapılabilir. 
Kova'nın mekana ve özgürlüğe ihtiyacı vardır. Aşırı duygussalığa gelemez. Aklın ve mantığın burcu olduğundan, kendi duygularının bile farkına varamayabilir. Hele karşısındaki insanın aşırı duygusal oluşu, onun kaçmasına sebep olabilir. Çünkü bir anlam veremez, anlam veremediği için, yardım edemez. 

Kovalar hümanistirler.
 Kimseyi yargılamaz, oldukları gibi kabul ederler. Insanlığın daha iyiye gitmesi için elinden geleni yapan, yapmak isteyen tiplerdir. Insanlığı ve toplumu bu kadar çok düşünmelerine ve sevmelerine rağmen, kendilerini insanların arasında yalnız hissederler. 
Kovaların, kendilerini hafif uzaylı gibi hissediyor olmaları, bir türlü, kendileri gibi olan insanları aramalarına rağmen, bulamamaları, onları yalnızlığa iter. Diğer insanlarda bu durumun farkındadır. Bu nedenle gerçekten uzaylı gibi davranabilirler. Kendilerini bir gruba ait hissetmek isteselerde, edemezler. Kendileri gibi olanları arasalarda, bulamazlar. Diğerleri için tuhaf, anlaşılmaz ve öngörülemeyen davranışları insanların onlardan uzak durmalarına sebep olur. Oysa kendileri gayet sıradan ve normal olduklarını düşünürler. 

Kovaların bağlanma problemleri vardır. Bunun tam olarak ne demek olduğunu bir türlü anlayamazlar. Bu nedenle ilişkileri var veya yok, çok umurlarında değildir. Biri gelir, diğeri gider havasındadırlar. Ayrılıklar genelde onları duygusal olarak sarsmaz. Geleceğe odaklı oldukları için, geçmişte takılı kalmaz, gelecektekilere odaklanırlar. 

***
Hepimizin tanıdığı Ay'ı Kovada olan Marilyn Monroe ve Prenses Diana yukarıdaki anlatılanlara güzel bir örnek olabilir. 
Onlar herşeye sahipmiş gibi gözüken kadınlardı. Güzellik, para, şöhret. Ama içten içe hep yalnızlardı. Başkaların özenebileceği ilişkilere sahiplerdi ama bu onları tatmin etmiyordu. Sevemiyorlardı, çünkü sevilecek olanları bulamıyorlardı. 
***

Bazen zor gibi gözüken durumlar bize yep yeni kapılar açabilecek potansiyele sahip durumlardır. 
Başka insanlarla bir arada yaşayabilmenin, onları sevmenin yolunun, ilk önce öz sevgi ve saygıyla başladığını kendimize hatırlatmamız gerekir.
 Kendi yalnızlığı içinde huzuru bulan, başkasının yanında huzuru daha kolay bulabilir. Kendi yalnızlığından kaçan, kendisini sevmeyi öğrenemeyen bir başkasını sevemez. Onda huzuru asla bulamaz. 
O halde yalnızlığımızı ve farklılığımızı kabul etmek, gerçek sevginin yolunu açabilecek kapının anahtarıdır.

******************