Karanlığın ışığı & New Age tehlikeleri

  • Share

23 Kasım 2018 | İKİZLER burcunda dolunay

  • Share

8 Kasım 2018 - 3 Aralık 2019 | Transit Jüpiter yay burcunda

  • Share

7 Kasım 2018 | Akrep burcunda yeniay

  • Share

Karanlığın ışığı & New Age tehlikeleri


Bu yazıma Harut ve Marut'un hikayesini anlatarak başlamak istiyorum. 

Çok uzun seneler önce çölde gezen ihtiyar bir adam bir damla su uğruna bir kuyu arar dururmuş. Tam susuzluktan ölmek üzereyken bir kuyu bulmuş. Olanca gücüyle kuyunun kapağını açmak için uğraşmış ve sonunda başarmış. Tam susuzluğunu giderecek diye sevinirken dehşete kapılmasına sebep olan bir olaya şahit olmuş. Kuyudan baş aşağa halatla sarkan iki adam varmış. Gördüğü bu dehşet verici görüntüye yaşlı kalbi dayanamayarak kelimey-i şehadet getirerek hakkın rahmetine kavuşmuş. 
"Muhammedun Rasullulah" kelamını duyan Harut, duydun mu? diye seslenmiş Marut'a, "son peygamberin ismini söyledi." Evet diye cevap vermiş diğeri. Mutluluktan gözlerinin içi gülüyormuş. "Demek ki kıyamet yakın ve cezamızın bitmesine az kaldı."

Evvelen
Rivayet odur ki Harut ve Marut adlı iki melek bir gece kayan yıldızlar gibi Babil şehrine indiler ve Babil halkına olağanüstü bilgileri öğrettiler. Bu bilgileri insanlarla paylaşmadan önce onlara tembih ettiler: "Ey insanlar, size öğreteceklerimizi karı kocanın arasını bozmak için, cana kıymak, fesat çıkarmak ve bozgunculuk yapmak için kullanırsanız gizli ve saklı her şeyi bilen Rabbiniz sizi şiddetli bir azapla cezalandırır. Ey insanoğlu! Sakın ha bunu fenalık için kullanmayın." 

O gün insanlar görmediklerini gördüler, duymadıklarını duydular. Gece olduğunda toprak damlı evlerden saraya uzanan hayallerle uykuya daldılar. 
Artık öğrenmişlerdi, sebebi gizli olan ince şeyi, yani sihri. 
Melekler endişe içindeydi. İnsanlara sık sık bunun bir imtihan olduğunu ve kötüye kullanılmaması gerektiğini hatırlatıyorlardı ama nerden bilebilirlerdi, onlar da imtihan ediliyorlardı. 

Günler bu şekilde geçerken bir gün Harut ve Marut'un yanına güzelliği dillere destan bir kadın geldi. İki melek de kadının güzelliğine oracıkta hayran kaldılar. Sanki adeta büyülenmişlerdi ve gönülleri meyletti, belki de ilk defa dünyaya ait olan şehveti hissettiler. 
Adını çöl çiçeği Zühre'den alan bu kadın, "beni istiyorsanız şu çocuğu öldürün," dedi. Harut ve Marut "Biz Allah'tan korkarız, yapamayız," dediler. 
Zühre bir zaman sonra yine geldi. Her akşam meleklerin göğe yükselmesini sağlayan İsm-i Azam duasını ona öğretmelerini istedi. Zühre'nin bu isteğini de reddettiler ama bu kadına karşı olan tutkuları her geçen gün daha da şiddetleniyordu. 
Zühre 3. kez geldiğinde adeta güzelliğinin zirvesine ulaşmıştı. Onun bu büyüsüne daha fazla dayanamayan Harut ve Marut 3. isteğini kabul ettiler. Zühre onlardan şarap içmelerini istemişti ve bu da günah bakımından küçük ve zararsızdır, Allah tarafından affedilir zannettiler. Ve şarabı içip sarhoş olan iki melek Zühre'nin bundan önce istediği şeyleri de bilinçsizce yerine getirdiler. Tüm günahlar işlenmişti, tek kadeh şarap ile. Meleklerin pişmanlıkları kalmıştı geriye. 

Zühre öğrendiği dua ile göğe yükseldi ve gözlerini açan herkesi hala büyülüyor güzelliğiyle gökyüzünde. 
Belki bilmeyenlerimiz vardır. Zühre Venüs gezegeninin bir diğer adıdır..

Melekler saf ve masum varlıklardır. Bizi izlerken yaptığımız hatalara anlam veremezler. Oysa Allah bu iki meleği görevlendirmeden, size de nefs ve şehvet verseydim, siz de onlardan farksız olurdunuz diye uyarmıştır. 
Yaptıkları için cezayı dünyada mı yoksa ahirette mi çekmek istedikleri sorulduğunda, melekler ahiretin gazabına dayanamayız, sen bizi dünyadayken cezalandır dedikleri için Allah onları kıyamete kadar baş aşağa bu kuyuya hapsetmiştir. 

Hikayeyi Ali Selman Demirbağ'ın "Büyü ve nazardan korunma" kitabından kısaltarak anlattım. Okumak isteyene kitabını tavsiye ederim. 
_____________________________

Kuran'dan bize aktarılan bu olay masal gibi gelse de gerçekten yaşandı. Günümüzün belki de tüm gizli ilimlerinin kökeni bu meleklerden kalma. Kimine göre bu kabala, kimine göre karabüyü, kimine göre de fal. Hatta kimine göre de bu astroloji.

Düalizimin hüküm sürdüğü bu evrende iyilik de karanlık da iç içedir daima. Ve kullarına seçim hakkı vermiştir Allah. İstediğini iyiye, istediğini de kötüye kullanabil diye.
Tıpkı o günlerde meleklerin insanları imtihan ettiği gibi, Allah'ın da onları imtihan ettiği gibi, biz de imtihan ediliyoruz her an her şekilde. Ha Babil'de yaşayalım, ha günümüzün İstanbul'unda.
Bu yüzden sorumluluğumuz büyük, imtihanımız yoğun, yolumuz ise çok ince.
Dikkat etmez isek şeytan ve ateş halkı çok kolay dostumuz olabiliyor. Bizi çok kolay yoldan çıkarabiliyor. Ve bunu çok güzel masum yollardan yapıyorlar, farkına dahi varmıyoruz.

Günümüzün maddi dünyasında maneviyattan uzak yaşadığımız için delicesine arayış içerisinde ruhumuz. Karanlığımızı aydınlatacak küçük bir mum ışığı arıyoruz. En çok da gençlerimiz.
Dinin kapısına varıyor ve katılıkla karşılaşınca yüz çeviriyoruz. Bu sefer yol New Age dinlerine kayıyor. Orda herkes kendine göre birşey bulabiliyor.
Şeytan ayrıntıda saklıdır. New Age inancını ayrıntısına kadar araştırdığınızda olay başlangıçtakinden çok değişiyor. Altından yeni dünya düzeni çıkıyor. Yani şeytan imparatorluğu. Birden şok oluyorsunuz. Sevgiden ve birlikten yola çıkılmıştı, nasıl oldu da karanlığa varıldı.

Tıpkı masonlukta da olduğu gibi. Başlangıçta size çok güzel vaatlerde bulunuluyor, güzel bilgiler aktarılıyor. İnisiye ediliyor, seviye atlıyorsunuz ama aslında her dereceyle beyniniz yıkanıyor. İlk önce kendinizi tanrı zannediyorsunuz. Çok sonrasında ise bu dünyanın tek bir yöneticisi olduğuna kendiniz inanıyorsunuz. O da şeytan. Işık taşıyıcı. Asıl kurtarıcı.
Bu senaryo her yerden sürekli zihnimize işleniyor.
Walt Disney'in 33 dereceden mason olduğu söylenir. Onun bütün masallarında bu konu çok güzel işlenir. Bir örneğini Güzel ve Çirkin'de ben yazdım ve yazının sonunda masaldaki cadıyı başka bir blog yazımda anlatacağımı yazmıştım. İşte bu o yazı.

New Age'in kökeninde Helena P. Blavatsky, Alice Bailey, Rudolf Steiner gibi isimler vardır.
Bu isimler arkasına sürüleri takmış ve birçok insanın inancını etkilemiş kuvvetli isimlerdir.
Ezoterizm konularına ilk başladığımda bu tuzağın içine o kadar güzel çekildiğimi hissettim ki bu yazıyı benim gibi olanlara uyarı için kaleme almak istedim. Çünkü kabalist akıl maalesef tasavvufun içine de sızmayı başarmış ve bu yüzden İslamı da etkisi altına alabilmek için çabalıyor.

Siz zannediyorsunuz ki tekamülünüzde ilerliyorsunuz. Binlerce esma çekiliyor, saatlerce meditasyon yapılıyor, astral seyahatler, lüsid rüyalar başlıyor, tam erdim diyecek iken bir bakıyorsunuz ki erdiğiniz tek yer cinler alemi.
New Age dinlerin en karanlık yüzü bu işte.

Geçenlerde Ata Nirun katıldığı Kayıt Dışı programında Amerika'nın kuruluşunda büyük babaların yaptığı kara büyülerden bahsetti ve hala yapılıyor mu sorusuna, artık teknoloji var bu yüzden gerek kalmadı büyüye, diye cevap verdi. Korkunç ve maalesef gerçek bence bu tespiti.

Eskiden alimler belirli ruhsal mertebelere ulaşabilmek için ne çilelerden geçerlermiş. Oysa şimdi belirli frekanstaki bir müzikle astral seyahat de yapabiliyorsunuz, belirli tekniklerle rüyalarınızı da kontrol edebiliyorsunuz. Meditasyonlarda farklı bilinç boyutlarında melek zannettiğiniz varlıklardan vahiy de alabiliyorsunuz. Bunlar bize masum gelse de bir çeşit büyüdür. Zihni etkileyen herşey bu kategoriye giriyor aslında. Yani çevrenizdeki tüm teknoloji.
Peki ya ne yapacağız, kendimizi nasıl koruyacağız?

Birçoğumuzun dağa çıkıp mağarada yaşama ihtimali olmadığı için, teknolojinin içinde bulunarak onu iyiye kullanmak hepimizin görevi. Aynı şekilde bu meleklerin öğrettikleri ilimleri de iyiye kullanmak zorundayız.
Astrolojiyi istediğiniz gibi kötü amaçlar için kullanabilirsiniz ama astrolojiyi kendini tanıma rehberi olarak da kullanabilirsiniz. Dinlediğiniz farklı frekanstaki müzikler ile kendinizi daha sevgidolu huzurlu bir hayata yönlendirebilirsiniz. Meditasyon aracılığıyla sezgilerinizle tanışabilir, esmaların sırrlı kapılarını açarak hayatınıza güzellikleri davet edebilirsiniz.

Allah, ruhumdan üfledim diyorsa, tabiki de onun ilahi parçasını içinizde taşıyorsunuzdur, onun nurusunuzdur ama bu asla tanrı olduğunuz anlamına gelmez.
Ve evet güzel ve çirkin'deki canavarı prense çeviren cadı da olsa, bu şeytanın bizim kurtarıcımız olduğu anlamına gelmez.

Simyacıların bir sözü vardır. Bu hayatta herşey zehir ve herşey şifadır, sır daima dozundadır.
Arayıştayken ve teknolojiyi veya dini tüm ritüelleri kullanırken bu sözü hatırlatın kendinize.
Hazır olmadan belirli mertebelere gelmek diğer alemin varlıklarının kuklası haline gelmek demektir.
Bu yüzden sakın belirli frekansta müzikler dinleyerek hayatınızı değiştirebileceğinizi sanmayın.
Esmalar ki Allah'ın bize birer armağanıdır, sayıca çok fazla çekildiklerinde hazır değilsek eğer, açılmasını asla istemeyeceğimiz kapıları açarlar. Ya Allah zikrini çok çeken bir arkadaşın 3. gözü açılınca insanların gerçek suretlerini görmeye başlamıştı. Kimilerin yüzleri akrebi andırıyordu, kimilerinki domuzu veya daha korkunç şekilleri. Haram yemeğin içindeki kaynayan kurtları görüyordu. Bir süre sonra çok feci psikolojisi bozuldu.
Bunları kendinize yapmayın. Esmalar ağızda sakız gibi çiğnenmez. Bunların günleri vardır, saatleri vardır, dozları vardır.

Halam, dünyalık işlerle uğraşıldığında, melekler dua ederler bizler için, derdi hep.
Bunu islam alimlerinin hayatlarında çok net görebiliyorsunuz. Bilime verdikleri önemde, aile hayatlarındaki dengede. Hiçbiri evlilikten çocuk sahibi olmaktan ve dünyalık işlerden uzaklaşmamış. Hinduların yaptığı gibi manastırlara sığınarak, çakraları kurcalayarak kolaya kaçmış olunuyor. Zor olan insan kılığındayken insanlık görevini yerine getirmek, insan-ı kamil mertebesine erebilmek. Kendi içine çekilip nefsini tetikleyecek kimse olmadıktan sonra çevrende, kolay eriyor insan zaten. Ama önemli olan o değil. Önemli olan günahkarlıklar çevreni sarmışken masum ve saf kalabilmek ve bir yandan da Allah'a, insanların içinde var olarak hizmet edebilmek. Kaçmadan, hor görmeden, tıpkı Mevlana'nın dediği gibi kusurları karanlık gibi örterek.

Son söz olarak, neyi kimden ne şekilde öğrendiğinize dikkat edin uyarısında bulunmak istedim bu yazıyla. Herkesi dinleyin ama herkese ve herşeye inanmayın. Doğrularınızı kendiniz belirleyin ve nefsinizi törpüleyin. Bilmiyorsanız eğer kendinizi korumayı, bu gizli ilimlere merak sarmayın. O bilinmeyen kapıları açmayın. İnsan hazır olduğunda Allah yardıma yetişir. Hazır olmadan bu tür şeylerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Karanlık uçurum gibidir, insana ruhunu dahi sattırır. Okült yolu yürümek isteyenler bunun tehlikesinin bilincinde olarak yol almalıdır.

23 Kasım 2018 | İKİZLER burcunda dolunay


0 derece ikizler burcunda gerçekleşecek olan bir dolunay var kapımızda. 
Karşıt burç olan Yay'da ise bir stelyum bulunmakta. 
Gezegenlerin çoğu ise sabit yıldızlarla iş birliği yapmakta.
Kadersel ve mistik bir gökyüzü tablosu ile bu dolunay bizi ağırlamakta.

 Bu dolunay Alcyone sabit yıldızıyla birleşmekte. 0 derece Yay'da bulunan Güneş ise Toliman yıldızı ile kavuşumda. 
Mars da T-kare açısıyla ve kavustuğu Fomalhaut yıldızıyla bizi biraz sınamakta. 
Merkür ise Antares ile geriye doğru yol almakta. 
Peki tüm bunlar bize neyi anlatmakta?

Dolunaylar bilindiği ve hissedildiği üzere bilinçaltımızdakileri su yüzeyine çıkartarak bize bir farkındalık kazandırırlar. 
Bu farkındalığı bu dolunayla birlikte haritamızda İkizler ve Yay burçlarının olduğu evler üzerinden deneyimleyeceğiz. 
Bu deneyim daha çok zihinsel bir idrak ile gerçekleşecek, sonuçta işin ucunda İkizler burcunun enerjisi bulunmakta. 

Alcyone yıldızı öngörüler ve sezgilerle bağdaştırılır. 
 Toliman yıldızı ise eğitimi anlatır. 
Formalhaut, Mars'ın sivriliğini belki biraz yumşatabilecek potansiyele sahipken aslında bizi uyarıyor. Yanlış idealler peşinde koşmanın bedelinin ağır olabileceğini fısıldıyor. 
Merkür ile kavuşan Antares bu yüzden içimizdeki savaşçı gücü doğru amaçlar uğruna ortaya koymamız gerektiğini hatırlatıyor. 
Yani bu dolunay ufkunuzu genişletin ve bunu şimdiye kadar biriktirmiş olduğunuz hayat tecrübeleriniz aracılığıyla yapın. 
Sonra da öngörüde bulunun. 
Değişim zamanları var önümüzde. 
Bu rüzgarlar diyarınızı vurduğunda elinizde ne tür önlem planları olacak bunları inceleyin. 

Venüs retrosunu atlatmış olabiliriz ama Merkür geriliyor. 
Yeni adımlar atmaktansa, bu dolunay bizlerden sadece geleceğe yönelik mantıklı ama netice itibariyle sezgilerimize dayanan bir vizyon geliştirmemizi bekliyor. 
Güneş ile Jüpiter kavuşumu da bunu simgeliyor. 
Jüpiter ile Mars arasındaki kare açı ise, sakın bunu yaparken abartıya kaçıp, kendini kaptırma uyarısında bulunuyor. 

Bu dolunayın Yay burcundaki stelyumla belki de bize olan mesajı, her ne olursa olsun umudumuzu kaybetmemek olacak.
Bu nedenle her ne iç sıkıntısıyla boğuşuyorsak boğuşalım, bilelim ki en son ölen şey umudun kendisidir. 
Tutunun bu dolunay umudunuza sıkı sıkıya ve izin vermeyin bu ışığın sönerek hayatınızı karartmasına.

8 Kasım 2018 - 3 Aralık 2019 | Transit Jüpiter yay burcunda


Gezegenlerin en yücesi olarak sayabileceğimiz Jüpiter, 8 Kasım'da burç değiştirmeye hazırlanıyor.
Kendi yönettiği burç olan Yay'a geçerek bize bolluk ve bereketini, şansını ve bilgeliğini dolu dolu yaşatabileceği yeni bir döngüyü başlatıyor. Bu önümüzdeki döngünün neler getirebileceğine değinmeden önce Akrep'teki yolculuğunda neleri aydınlattığına bakmakta fayda var diye düşünüyorum.

☆☆☆

Jüpiter ilahi gerçekleri temsil eden bir enerjidir. Bulunduğu burcun kalitesine göre gerçeklerini ortaya çıkarır.
Kontrol ve manipülasyon, güç ve karanlık, cinsellik ve sapkınlık konularını temsil eden Akrep burcunda, Jüpiter bu burcun karanlık yönlerini ortaya çıkararak başladı transitine 2017 yılında. "Me too" hareketi ABD'de büyük yankılar uyandırdı. Kadınlar ayaklandı. Bir sürü protesto gördük. Çığ gibi büyüdü ve etkisini bütün yıla yığdı. Gerçekler bir bir ortaya çıktı.
Akrep kendisini daha fazla saklayamadı. Jüpiter bütün gerçekleri ortaya saçtı.

Peki bizim ülkemizde neler oldu?
Çocuk cinayetlerinin ve tecavüzlerinin karanlık yüzüyle yüzleşmek zorunda kaldık ki örneklerini yaşatmamak için hatırlatmak dahi istemiyorum. Olay o kadar büyüdü ki kimyasal hadım hatta idam dahi gündeme geldi. Tüm bu olaylar daha öncelerde de yaşanıyordu tabii ama bu sefer olay canımıza tak etti. Tüm bu olayları televizyonlarda göstererek bu tür sapkınlıkları daha da arttırdık. Haramı gören göz harama alışır. Bu gerçeği maalesef unutuyoruz çoğumuz. Oysa bu tür sapıkları her birimiz kendi ellerimizle yaratıyoruz. Her çocuk masum doğar, hiçbiri sapık doğmaz, sapıklar yozlaşmış toplum tarafından yaratılırlar. Bu sapıkları yaratan içimizdeki hangi şeytani yönümüz diye sorgulamamız gerekiyordu kendimizi, suçlamadan ve saldırmadan önce. Çünkü kökünü kurutmadan ne kimyasal hadım ne de idam çare.

Jüpiter büyük benefiklerdendir ama bu enerjisini ve etkisini her zaman için olumlu yaşayacağımız anlamına gelmez. Akrep burcundaki bu transiti bizi tam tersine karanlıklarla yüzleştirerek büyüttü, eğitti, olgunlaştırdı. Ahlak konularını cinsellik üzerinden ortaya yatırmamızı istedi. Kendimizi sorgulattırdı.

Yavaş hareket eden gezegenlerin etkileri kolektif olarak hissedilir ve bu şekilde yansır genelde dünya gündemine. Ve birçoğumuz henüz hala alt boyuttaki enerjilerden beslendiği için, yani bilinçsiz olduğu için gezegen ve burç enerjileri daha çok olumsuz taraflarını tezahür eder. Bunu özellikle 2018 yılında çok güzel gözlemleyebildik. Akrep burcunun çok da güzel olmayan konuları üzerinden bir genişlemeye şahitlik ettik.

Bireysel anlamda ise olumlu taraflarını tezahür edenler kendi iç dünyalarında genişlediler. Ruhsal büyüme gerçekleşti. Vicdani olgunluğa erişebildik. Ruhumuzla derin bir bağ kurduk, sezgilerimizin bilgeliğini keşfettik. Cinsel gücümüzün ne kadar ilahi ve şifalandırıcı bir güç olduğunu idrak ettik.
Eyvah tren kaçtı, ben bunların hiçbirini yaşayamadım diyorsanız bu treni 12 yıl beklemek zorunda kalacaksınız. Önemli olan şimdiki durağa odaklanmanız ki, bare bunu kaçırmayın.

Jüpiter Yay'da

Zaman geçmişten geleceğe doğru akmaz zannettiğimiz gibi. Zaman döngüseldir ve gezegenler bunun en güzel örneğidir.
Bir gezegen bu döngü içinde gökyüzünde Allah'ın emriyle dans ederken, uğradığı her konağın enerjisini yansıtır yeryüzüne. Tıpkı onlarca çiçeğe konan bal arısı gibi.
Jüpiter Akrep'teyken bir zemin hazırladı aslında. Bir temel attı ruhumuza. Şimdi ise Yay enerjisiyle bu temeli kuvvetlendirme amacında.
Sezgilerimizin sesini keşfettirdi bize, şimdi bunun üzerine inancımızı kuvvetlendirecek. Derinliğe indin, karanlıklarla yüzleştin, şimdi ise aydın bir gelecek kur kendine diye fısıldıyor olacak her birimize.
Yay'a özgü bir yaşam tarzı, ilahi amaçlara hizmet eden adil, ahlaklı bir hayat felsefesi oluşturmak bu önümüzdeki süreç içerisinde her birimizin manevi görevi.

Bu yıla adalet kavramı damgasını vuracak. Hem kendimize hem doğaya hem diğer insanlara karşı adil davranmakla yüzleşmemizi gerektirecek olaylar yaşayacağız. Birçoğumuz bu konuda zorlanacak. Kendi hakkımı yedirmem diyerek başkalarına zulmetmeye devam edecek. Kendisini haklı bularak gerçek Hakkı çiğneyecek. Gerçek adaleti sadece ve sadece Allah sağlayabilir, insanoğlu sadece sağladığını zanneder. İşte bunun acı gerçeğiyle yüzleşeceğiz hep birlikte.

Yönelmemiz gereken farklı inançları, farklı etnik grupları birleştirmek ve bütünleştirmek iken, bu konularda aşırı fanatikleşmenin yaşandığını göreceğiz 2019 yılında.
Kuzey Ay Düğümünün de Yengeç burcuna geçmesiyle birlikte vatan severlik yerine koyu ve zarar verici bir milliyetçilik kavramının hortlamasını izleyeceğiz dünya gündeminde.
Bu sene etkin olacak Jüpiter - Neptün karesiyle öngörmekte zorlanacağımız olaylar bizi beklemekte.

Bir insanın kendini keşfedebilmesi için ufkunu genişletecek bilgiye ihtiyacı vardır. Din, kültür, seyahat, yasalar ve eğitim bu yüzden vardır.
Jüpiter 2019'da tüm bu alanlara sihirli değneğini değdirecek.
Çok daha adil yasalar, daha farklı bakış açılarına esnek davranan dini yaklaşımlar, seyahat alanında büyük gelişmeler ve kolaylıklar, yeni eğitim sistemleri gibi birçok farklı konu üzerinden olumlu yanlarını da deneyimleyeceğiz hep beraber.

Hazır Satürn Oğlak'ta, Uranüs Boğa'da, Jüpiter ise Yay'dayken bu yılı doğaya yönelerek geçirmek, doğaya uygun inşa etmek, temel atmak ve teknolojiyi yenilenebilir enerjilerle kullanmak için çok güzel fırsatlarımız olacak birçoğumuzun. Duru ve doğal olana bir geri dönüş başladı çünkü başlamak zorunda. Bu süratle gidersek bütün dünyayı mahvedip, neslimizin sonunu getireceğiz. Birçok canlının neslini tükettik zaten. Rakamlar o kadar yüksek ve dehşet verici ki, aklımızı başımıza almazsak sonumuz yakın. Kendi çocuklarımıza ve torunlarımıza korkunç bir miras bırakmak üzereyiz ve bunu değiştirmeliyiz. Jüpiter bu konuda da bize yardım elini uzatacak. Her zamanki gibi tutanlar kazanacak, tutamayanlar treni kaçıracak.
Unutmayın her transit ilahi bir fırsattır. Bu fırsatları değerlendirmek ise kişinin kendisine kalmıştır. Elinize geçen bu bilgileri değerlendirin. Bu yıl bilgilerinize bilgelik katın ve arkanızdan altın bir iz bırakın. Doğru, adil, ahlaklı ve düzgün bir örnek olun ki, çevreniz bu altın izi örnek alsın, sizin yürüdüğünüz yolu seçsin.

Söz verin kendinize ve bu yıl kibiri, yargılamayı, üstünlük taslamayı, bilmişliği ve ukalalığı törpüleyin ruhunuzdan. Çünkü en büyük imtihanımızı bu yönlerimiz üzerinden vereceğiz. Mütevaziliğe ne kadar çok önem verirsek, ruhumuzun erdemlerini o kadar güzel zenginleştirebiliriz. Erdemlerinizi genişletin, ruhunuzu özgürleştirin bu yıl. Sadeleştirin hayatınızı ve bolca gezin. Çünkü çok güzel deneyimler sizi bekliyor olacak.

Jüpiter'in bu güzel transitinin ruhumuzu doyurması ve hepimize umut olması dileğimle..
________________

Bu transitin kişisel haritalarını nasıl etkileyeceğini merak edenler tek soru tek cevap danışmanlığımdan faydalanabilirler.

7 Kasım 2018 | Akrep burcunda yeniay


Ay düğümlerinin transitiyle birlikte bu yeni döngüyü güzel bir yeniayla karşılamak üzereyiz hep birlikte. 
İlginç bir hafta ve kadersel bir dönüşüm var hepimizin önünde.

Bu yeniay Akrep burcunun 15. derecesinde gerçekleşecek. Bu derece, Sabii sembollerinde ansızın gülmeye başlayan bir kız ile simgelenmekte. 
Akrep her ne kadar karanlık da olsa bu yeniay bizi mutlu edecek gibi gözüküyor bu sembol sayesinde. 

Gökyüzünde Neptün'e güzel bir üçgen, Plüton'a ise sekstil açıda gerçekleşecek bu yeniay. 
Neptün sayesinde etrafımız yine sislerle kaplı. Ama bu sisin görevi bizi yoldan çıkartmak değil, tam tersine yolumuzu büyülemek. 
Mistik ve bilinmedik bir sır perdesiyle karşı karşıyayız ve bu sefer korkmuyoruz karanlık ormana dalmaktan, korkmuyoruz sisin içinde kaybolmaktan çünkü sezgilerimizin fısıltısını dinlemeye hazırız. 

Masallarda korkusuzca ormana dalan kızların hikayeleri bize boşuna anlatılmadı onca zaman. 
Hepsi kendi içimizdeki karanlığımızdan korkmamamız içindi. 
Derinliğe dalabilmek, tıpkı kırmızı başlıklı kızın yaptığı gibi kurtla konuşabilecek cesaretin hepimizin içinde var olduğunu idrak edebilmemiz içindi. 
İşte bu yeniay bize bu bilinci hatırlatmak üzere geliyor. 
Neptün sisin içerisine davet ediyor, Plüton ihtiyaç duyduğumuz gücü veriyor. 
O halde sizin yapmanız gereken tek şey cesaret edip, yolunuzu belirlemek. 
__________________

Şimdiye kadar korktuğunuz ama artık korkmak istemediğiniz şey, olay ne veya kişi kim? 
__________________

Bu sorunun cevabını bulun ve gidin bu yeniayla birlikte bu korkunuzun üstüne. 
Arınma ve sizi güldürecek güzel bir sürpriz sizi beklemekte. 
Çünkü korkunuzun sadece bir illüzyon olduğunu ve aslında hiçbir zaman için var olmadığını idrak edeceksiniz 6 aylık süreç içerisinde. 
Bizi korkutan korkunun kendisidir daima. 
Korkunun duygusudur, sadece verdiği hissiyattır. 
Dönüştürmemiz gereken tam da bu işte. 
Ve bunu sadece bilinmeyeni kabul etmekle ve içten cesaretle üzerine yürüyerek başarabilirsiniz. 

Akrep diyarında kadersel bir yeni başlangıç gerçekleşmek üzere. Bu yeni başlangıç tabiki Akrep burcuna uygun olarak karanlığı, ölümü ve yeniden dirilişi yaşamamızı istiyor olacak bizlerden.  
O halde içimizdeki gerçek gücü keşfedebilmek, bilinmeyenin üzerine gidebilmek için Ya Kaviy ve Ya Habir esmalarını zikrettirelim gönlümüze. 

Bu yeniayla birlikte karanlıktaki mum ışığınızı keşfetmeniz dileğimle..