Karanlık ruh - haritada Psikopatlık belirtileri
Ocak 02, 2017
Her ak insanın içinde bir damla da olsa karanlık ve her karanlık insanın içinde bir damla da olsa, aydınlık vardır.
Ama aramızda öyle insanlar vardır ki, içlerinde taşıdıkları aydınlık neredeyse yok denenecek kadar azdır.
Astrolojik haritalarda bir insanın psikolojik sorunlarının var olduğu gözükür mü?
& karşımızdaki insanın bir psikopat olduğunu haritasına bakarak anlayabilir miyiz?
Bu iki sorunun cevabını vermek tehlikelidir ama iyi bir astrolojik temele sahip olan kişi, bunu yapabilir.
Psikopatlık belirtileri nelerdir?
• Karizmatik olurlar (şeytan tüyü dediğimiz şey)
• Patalojik yalancılık
• Kişinin kendisine verdiği aşırı özen/değer
• Kandırma/tuzağa düşürme yeteneği
• Empati yoksunluğu & vicdansızlık
• Kendini kontrol edememe durumu
• Bağ kuramama
• & sorumluluk alamama gibi özellikler
Bu sıralamada en önemli ve ürkütücü özellik, kişinin hiçbir şekilde ne yaparsa yapsın, vicdan azabı çekmemesidir.
Bir çok psikopatın intikam amaçlı can yaktığına inanılır, oysa intikam her zaman için bir psikopatın ilk nedeni olmayabilir. Ama ne var ki, her adımın arkasında psikolojik olarak belirli bir şeyden dolayı intikam alma duygusu vardır. Bu genellikle bilinçli değil, tamamıyla bilinçaltında gizlidir.
Psikopatların içlerinde uçuruma benzer bir boşluk vardır ve işte o karanlık boşluk, hem kendilerinin hemde onlara değenlerin bu uçurumdan aşağa yuvarlanmalarına sebep olur.
Bu boşluğa neden olabilecek şeylerden biri, haritada su elementinin yoğun olması olabilir. Su elementinin yoğunluğu kişiyi hassas ve duygusal biri yapar. Bu kişilerin derin insanlar olduklarını söyleriz. Empati yeteneklerinin ise gelişmiş olduğunu. Ama haritada kendisini dengeleyemeyen su, kişiye kendisini kaybolmuş hissini yaşatabilir. Hiçbir şeyin fazlası iyi değildir. Fazla duygusallık, fazla hassaslık, fazla empati.. Tüm bunlar üst üste geldiği anda, kişide psikolojik ve nörolojik hastalıklar baş göstermeye başlayabilir.
Astrolojik haritalarda psikopatlığa işaret eden bir diğer gösterge, şaşırtıcı da olsa, kuvvetli bir Venüs olabilir. Çünkü Venüsyen kişiler sevgiye ve sevilmeye, haz duymaya, değer verilmeye ve sosyal olarak kabul edilmeye çok önem verirler. Ve tüm bu ihtiyaçlarının karşılanmadığını hatta reddedildiklerini veya geri çevrildiklerini hissederlerse, Venüs'ün çok karanlık bir tarafını kullanmaya yönelebilirler.
Hepimiz sevilmek isteriz ve hepimiz geri çevrilmekten korkarız. Ama su elementinin etkisinde olanlar ve haritalarında kuvvetli bir Venüs'e sahip olanlar, tüm bu duyguları normal insanlardan çok daha yoğun hissederler. Bilinçaltlarında sevilmeme, kabul edilmeme v.b. gibi korkular çok büyük yere sahiptir. Ama bir psikopat bu tür korkulara sahip olduğunu asla bilmez, farkında dahi değildir. Dolayısıyla yaptığı herşeyle veya attığı her adımda içgüdüleriyle hareket eder. İçgüdüsü o anda sahip ol emrini veriyorsa, o kişiye sahip olmak isterler. Etik ve ahlaki kuralları umursamazlar.
Terkedilme veya sevilmeme gibi korkularının su yüzeyine çıkmaması için, onları engelleyecek herşeyi yapmayı göze alabilirler. Bunlar, sevdiğini kaçırıp alıkoyma, manipülatif davranışlarla istediğini yaptırma, sahip olmak uğruna tecavüz gibi karşındakinin ruhsal ve bedensel canını yakma veya kaybetmemek uğruna öldürüp, bahçesine gömme gibi aşırı olaylar dahi olabilir. Bir psikopat bunları gayet soğukkanlı ve hiçbir şey hissetmeden yapabilme yeteneğinine sahiptir.
Geri çevrilmeye veya reddedilmeye karşılık psikopatların geliştirdikleri en büyük silah, diğer insanların üzerinde dominant ve baskın olmaktır. Böylelikle istediklerinle yatıp kalkabilirler, istediklerine sahip olabilirler ama hiçbir zaman için bunlara karşı duygusal bir bağ kurmadıkları için, her an canlarını yakabilirler.
Televizyonda veya gazetelerde bu tür cinayet veya tecavüz olaylarını duyduğumuzda veya okuduğumuzda, içimizde nefret, öfke, tiksinti ve korku gibi duygular hissedebiliriz. Lanet okuyup, kendi ellerimizle bu tür şahısları bir karış suda boğmak isteyebiliriz. Oysa bir çok psikopatın hayat hikayesi ve tüm bunları yapmasının altında yatan nedenler, gerçekten empati duygusu olana, acı verir.
Acaba bu şekilde yetiştirilmeseydi, tüm bu acılara çocukken maruz kalmasaydı, böyle biri olacak mıydı, diye sormadan edemeyiz. Ve evet, sorunun cevabı: Herşey farklı olabilirdi, keşke çocukluğunda bu tür şeylere maruz kalmasaydı.
Adolf Hitler sanata aşık olan ve en büyük tutkusu resim yapmak olan normal bir genç adamdı. Tek bir hayali vardı, o da Avusturya sanat akademisinde okuyabilmekti. Ama ne yazık ki kabul edilmedi.
Haritamızda Ay ile Plüton açıları; Uranüs ile Plüton açıları; Ay'ın Akrep burcuna yerleşmiş olması; 8. veya 12. evde gezegen kalabalıklığı vb. gibi durumlar, kişiliğimizde aşmamız gereken zorluklara işaret edebilirler.
Güneş ve Ay'ın açıları çocukluk dönemimiz hakkında bize bilgi verir. Ve her birimizin haritasında zorlayıcı açılar vardır. Ama herkes psikopat olmaz.
Aramızdaki canavarları daima biz kendi ellerimizle yetiştiririz.
Metin Hara, Özgecan cinayeti hakkında konuşulurken bir televizyon programında, 'zannetmeyin ki sadece tecavüz eden suçlu, biz de en az onun kadar suçluyuz bu durumda, demişti.' Açıklamasını ise şöyle yapmıştı: 'Bir iş adamı öfkeli bir şekilde taksiye biner ve o anki öfkesiyle taksiciyi azarlar. Taksici gider aşağılanmışlığın verdiği hisle evdeki karısını döver. Okuldan gelen çocuk babasının annesini dövdüğünü görünce, aynı şiddeti okuldaki arkadaşlarına uygular. Okulda dövülen çocuk gider kendisinden daha zayıf olanı bulur ve onu döver, ezer, vurur, tecavüz eder... geri kalanını siz doldurun.
Bu bitmek bilmeyen bir çember.
Görüyorsak, duyuyorsak, sorumluyuz. Ama biz bu sorunluluğu sadece televizyon karşısında küfür ederek veya bela okuyarak yerine getirmeye çalışıyoruz.
Oysa sevgi, sadece ufak bir gülümse, hak edene veya hak etmeyene, tüm dünyayı değiştiremese de, o gülücüğe veya sevgiye kavuşanın hayatını sonsuza dek değiştirebilir.
Bir öğretmenin öğrencisine gösterdiği yakınlık, o çocuğu bu girdaptan kurtarabilir.
Bir insanın diğer insana verdiği değer, tüm bu zincirin oluşmasını engelleyebilir.
Bu karanlık potansiyele sahip olan kişi, doğru yönlendirilerek içindeki karanlığı aydınlığa çevirebilir.
Umudumuzu kaybedersek, herşeyi kaybederiz.
Unutmayalım, canavarları daima kendi ellerimizle yaratıyoruz. O halde yaratmamak için hepimiz birbirimizin elini tutabilir, olduğumuzdan daha iyi bir evlat, arkadaş, eş, sevgili, öğrenci, abla, abi, anne veya baba olabiliriz..
Not: Astroloji çok değerli bir yol göstericidir.
Sakın yukarıdaki göstergelerin kendi haritanızda olduğundan dolayı, sizin de bir psikopat olacağınız aklınıza gelmesin.
Kişi kendisini bilerek, kendisini aşabilir. Haritamızda sahip olduğumuz tüm olumsuzluklar bizim onları aşmamızı beklerler.
Ve her birimiz bunu başarabiliriz. Çünkü Şifa da, Sevgi de Biz'iz. ♡
Ama aramızda öyle insanlar vardır ki, içlerinde taşıdıkları aydınlık neredeyse yok denenecek kadar azdır.
Astrolojik haritalarda bir insanın psikolojik sorunlarının var olduğu gözükür mü?
& karşımızdaki insanın bir psikopat olduğunu haritasına bakarak anlayabilir miyiz?
Bu iki sorunun cevabını vermek tehlikelidir ama iyi bir astrolojik temele sahip olan kişi, bunu yapabilir.
Psikopatlık belirtileri nelerdir?
• Karizmatik olurlar (şeytan tüyü dediğimiz şey)
• Patalojik yalancılık
• Kişinin kendisine verdiği aşırı özen/değer
• Kandırma/tuzağa düşürme yeteneği
• Empati yoksunluğu & vicdansızlık
• Kendini kontrol edememe durumu
• Bağ kuramama
• & sorumluluk alamama gibi özellikler
Bu sıralamada en önemli ve ürkütücü özellik, kişinin hiçbir şekilde ne yaparsa yapsın, vicdan azabı çekmemesidir.
Bir çok psikopatın intikam amaçlı can yaktığına inanılır, oysa intikam her zaman için bir psikopatın ilk nedeni olmayabilir. Ama ne var ki, her adımın arkasında psikolojik olarak belirli bir şeyden dolayı intikam alma duygusu vardır. Bu genellikle bilinçli değil, tamamıyla bilinçaltında gizlidir.
Psikopatların içlerinde uçuruma benzer bir boşluk vardır ve işte o karanlık boşluk, hem kendilerinin hemde onlara değenlerin bu uçurumdan aşağa yuvarlanmalarına sebep olur.
Bu boşluğa neden olabilecek şeylerden biri, haritada su elementinin yoğun olması olabilir. Su elementinin yoğunluğu kişiyi hassas ve duygusal biri yapar. Bu kişilerin derin insanlar olduklarını söyleriz. Empati yeteneklerinin ise gelişmiş olduğunu. Ama haritada kendisini dengeleyemeyen su, kişiye kendisini kaybolmuş hissini yaşatabilir. Hiçbir şeyin fazlası iyi değildir. Fazla duygusallık, fazla hassaslık, fazla empati.. Tüm bunlar üst üste geldiği anda, kişide psikolojik ve nörolojik hastalıklar baş göstermeye başlayabilir.
Astrolojik haritalarda psikopatlığa işaret eden bir diğer gösterge, şaşırtıcı da olsa, kuvvetli bir Venüs olabilir. Çünkü Venüsyen kişiler sevgiye ve sevilmeye, haz duymaya, değer verilmeye ve sosyal olarak kabul edilmeye çok önem verirler. Ve tüm bu ihtiyaçlarının karşılanmadığını hatta reddedildiklerini veya geri çevrildiklerini hissederlerse, Venüs'ün çok karanlık bir tarafını kullanmaya yönelebilirler.
Hepimiz sevilmek isteriz ve hepimiz geri çevrilmekten korkarız. Ama su elementinin etkisinde olanlar ve haritalarında kuvvetli bir Venüs'e sahip olanlar, tüm bu duyguları normal insanlardan çok daha yoğun hissederler. Bilinçaltlarında sevilmeme, kabul edilmeme v.b. gibi korkular çok büyük yere sahiptir. Ama bir psikopat bu tür korkulara sahip olduğunu asla bilmez, farkında dahi değildir. Dolayısıyla yaptığı herşeyle veya attığı her adımda içgüdüleriyle hareket eder. İçgüdüsü o anda sahip ol emrini veriyorsa, o kişiye sahip olmak isterler. Etik ve ahlaki kuralları umursamazlar.
Terkedilme veya sevilmeme gibi korkularının su yüzeyine çıkmaması için, onları engelleyecek herşeyi yapmayı göze alabilirler. Bunlar, sevdiğini kaçırıp alıkoyma, manipülatif davranışlarla istediğini yaptırma, sahip olmak uğruna tecavüz gibi karşındakinin ruhsal ve bedensel canını yakma veya kaybetmemek uğruna öldürüp, bahçesine gömme gibi aşırı olaylar dahi olabilir. Bir psikopat bunları gayet soğukkanlı ve hiçbir şey hissetmeden yapabilme yeteneğinine sahiptir.
Geri çevrilmeye veya reddedilmeye karşılık psikopatların geliştirdikleri en büyük silah, diğer insanların üzerinde dominant ve baskın olmaktır. Böylelikle istediklerinle yatıp kalkabilirler, istediklerine sahip olabilirler ama hiçbir zaman için bunlara karşı duygusal bir bağ kurmadıkları için, her an canlarını yakabilirler.
Televizyonda veya gazetelerde bu tür cinayet veya tecavüz olaylarını duyduğumuzda veya okuduğumuzda, içimizde nefret, öfke, tiksinti ve korku gibi duygular hissedebiliriz. Lanet okuyup, kendi ellerimizle bu tür şahısları bir karış suda boğmak isteyebiliriz. Oysa bir çok psikopatın hayat hikayesi ve tüm bunları yapmasının altında yatan nedenler, gerçekten empati duygusu olana, acı verir.
Acaba bu şekilde yetiştirilmeseydi, tüm bu acılara çocukken maruz kalmasaydı, böyle biri olacak mıydı, diye sormadan edemeyiz. Ve evet, sorunun cevabı: Herşey farklı olabilirdi, keşke çocukluğunda bu tür şeylere maruz kalmasaydı.
Adolf Hitler sanata aşık olan ve en büyük tutkusu resim yapmak olan normal bir genç adamdı. Tek bir hayali vardı, o da Avusturya sanat akademisinde okuyabilmekti. Ama ne yazık ki kabul edilmedi.
Haritamızda Ay ile Plüton açıları; Uranüs ile Plüton açıları; Ay'ın Akrep burcuna yerleşmiş olması; 8. veya 12. evde gezegen kalabalıklığı vb. gibi durumlar, kişiliğimizde aşmamız gereken zorluklara işaret edebilirler.
Güneş ve Ay'ın açıları çocukluk dönemimiz hakkında bize bilgi verir. Ve her birimizin haritasında zorlayıcı açılar vardır. Ama herkes psikopat olmaz.
Aramızdaki canavarları daima biz kendi ellerimizle yetiştiririz.
Metin Hara, Özgecan cinayeti hakkında konuşulurken bir televizyon programında, 'zannetmeyin ki sadece tecavüz eden suçlu, biz de en az onun kadar suçluyuz bu durumda, demişti.' Açıklamasını ise şöyle yapmıştı: 'Bir iş adamı öfkeli bir şekilde taksiye biner ve o anki öfkesiyle taksiciyi azarlar. Taksici gider aşağılanmışlığın verdiği hisle evdeki karısını döver. Okuldan gelen çocuk babasının annesini dövdüğünü görünce, aynı şiddeti okuldaki arkadaşlarına uygular. Okulda dövülen çocuk gider kendisinden daha zayıf olanı bulur ve onu döver, ezer, vurur, tecavüz eder... geri kalanını siz doldurun.
Bu bitmek bilmeyen bir çember.
Görüyorsak, duyuyorsak, sorumluyuz. Ama biz bu sorunluluğu sadece televizyon karşısında küfür ederek veya bela okuyarak yerine getirmeye çalışıyoruz.
Oysa sevgi, sadece ufak bir gülümse, hak edene veya hak etmeyene, tüm dünyayı değiştiremese de, o gülücüğe veya sevgiye kavuşanın hayatını sonsuza dek değiştirebilir.
Bir öğretmenin öğrencisine gösterdiği yakınlık, o çocuğu bu girdaptan kurtarabilir.
Bir insanın diğer insana verdiği değer, tüm bu zincirin oluşmasını engelleyebilir.
Bu karanlık potansiyele sahip olan kişi, doğru yönlendirilerek içindeki karanlığı aydınlığa çevirebilir.
Umudumuzu kaybedersek, herşeyi kaybederiz.
Unutmayalım, canavarları daima kendi ellerimizle yaratıyoruz. O halde yaratmamak için hepimiz birbirimizin elini tutabilir, olduğumuzdan daha iyi bir evlat, arkadaş, eş, sevgili, öğrenci, abla, abi, anne veya baba olabiliriz..
Not: Astroloji çok değerli bir yol göstericidir.
Sakın yukarıdaki göstergelerin kendi haritanızda olduğundan dolayı, sizin de bir psikopat olacağınız aklınıza gelmesin.
Kişi kendisini bilerek, kendisini aşabilir. Haritamızda sahip olduğumuz tüm olumsuzluklar bizim onları aşmamızı beklerler.
Ve her birimiz bunu başarabiliriz. Çünkü Şifa da, Sevgi de Biz'iz. ♡
0 yorum