27 Temmuz 2018 | Kova burcunda kanlı Ay tutulması

  • Share

Mars'ın aşk sırrı - Cinselliği evliliğe saklamak?

  • Share

13 Temmuz 2018 | Yengeç burcunda güneş tutulması

  • Share

VENÜS'ÜN AŞK SIRLARI

  • Share

27 Temmuz 2018 | Kova burcunda kanlı Ay tutulması


Kapımızda 21. yüzyılın en uzun sürecek olan marsiyen kanlı ay tutulması var. 
Bu tutulma 4 derece Kova burcunda Mars eşliğinde olacak. Mars ayrıca dünyamıza çok yakın konumda olacak ki bu çok sık rastlanan bir durum değildir. 
Tutulma 27 temmuz gecesi saat 20.13'de başlayacak ve saat 22.00 civarında ay tamamıyla karanlık bir hale bürünecek. 
Bu büyüleyici doğa olayını ve ona eşlik eden Mars'ı çıplak gözle ülkemizden izleyebileceğiz. 

☆☆☆

Sabîî sembollerinde 4 derece Kova burcu, genç liderin çabalarını gören atalar konseyi tarafından temsil edilir. 
Bu tutulma güney ay düğümü ekseninde gerçekleştiği için bize geçmişimizi hatırlatacak. Belki de ektiklerimizi biçtirecek ve bu sefer pek de nazik davranmayacak. 
Hava elementinde gerçekleşeceği için içimizde fırtınalar kopabilir. Retro Mars eşliğinde olacaği için bu fırtınalar yangınlara ve ateşlere de sebebiyet verebilir. Uranüs ile olan dik açı hiç beklenmedik yerlerden bizi etkileyeceğini gösteriyor olabilir. 
Tüm bunları hem manevi hem de maddi anlamda deneyimleyebiliriz. 
Zaten büyük ihtimalle içinizde ufak da olsa bir iç huzursuzluğun başladığını hissediyor olmalısınız. En azından sabit burçlarda 0-10 derecede gezegenleri olanlar bunu daha net hissediyor olmalılar. 
Etkileri ve enerjisi kolay olmayan bir tutulma bu. 

Yapılan yapılmış, yapılmayan kalmış. 
Şimdi sessizce oturup dua ederek ataların kararını bekleme zamanı. 
Bakalım bu atalar konseyi ve alınan karar bu tutulmayla birlikte hayatınızda sizlere neler yaşatacak. 
Genç ve akıllı bir lider gibi tebrik mi edileceksiniz yoksa ilk önce sorunlarla mı başedeceksiniz?
Bu hayat sürekli tekrar eden döngülerden ibarettir. 
Hatasını öğrenmeyen kul sürekli aynı hataları yapmaya devam eder. 
Tutulmalar bunun için birer çıkış kapısıdır aslında. 
Değişime fırsat sunarlar. 

Bu tutulma marsiyen olacağı için Mars'ın etkilerini katlanmış olarak yasayacağız hepimiz. 
Olumsuz yönlerini yaşamak istemiyorsak, Mars'ın olumlu taraflarını aktifleştirmeliyiz hayatımızda. 
Direnmek yerine değişmeye açık olmalıyız mesela. 
Savaşmak kavga etmek şiddet göstermek yerine tıpkı bir uzak doğu savaşçısı gibi içimize yönelip sessizleşmeli ve tüm gücümüzü toplayarak hareket etmeliyiz. 
Yaşam enerjimiz olan cinsel enerjimizi televizyonda gördüğümüz onca iğrenç sapkınlıklara rağmen güzel şeyler yaratmak için kullanmalıyız. 

Tutulmalar arası yeni adımlar atılmaz. 
Hazır Merkür retrosu da önümüzdeyken yeni başlangıçlar uğruna heveslenmeyin.  
Sadece dinginleşmek, içinizde huzuru yeniden keşfedebilmek, biraz olsun kafanızı toplayabilmek için kendinize ve ruhunuza izin verin. 
Bu yaz ayları çok sıcak ve atraksiyonlu da olsa sakinden almalıyız hayatı yoksa hatalar yaparız boşuna. 

Kova burcu özgürlüğün burcudur  bu nedenle özgürlüğümüz iyice kısıtlandı gibi hissedebiliriz bu dönemde ama sıkın dişinizi biraz bu hayatta herşey gelip geçici. 
Önemli olan ruhun özgürlüğü. 
Onu özgürleştirebilmenin tek yolu da gönlün zincirlerini kendi ellerimizle kırmaktan geçiyor. 
Bu tutulma buna vesile olur inşallah çünkü her Ay tutulması bir dolunaydır ve her dolunay eskiyi kapatma zamanıdır. 
Bu tutulma Kova burcunun haritanızda bulunduğu alanda size defteri kapatma imkanını tanıyor olacak. 
Bu haneyle ilgili önünüzdeki süreçte bir tamama eriş ve bitiş deneyimleyeceksiniz. 

Karanlığınız ışıkla dolsun!
:)

Mars'ın aşk sırrı - Cinselliği evliliğe saklamak?


Venüs'ün aşk sırlarından bahsettikten sonra bu yazımda da Mars'ın sırrından bahsetmek istedim, cinsellikten ve bekaretin gerçek nedeninden.

Cinsellik hakkında arada bir yazılar paylaşmaya çalışıyorum çünkü önemli ve genelde doğru bilgiyi edinmekte zorlandığımız bir konu bu. Okullarda öğretilmediği için, arkadaşlardan ve en çok da internetten yanlış öğrenildiği için bu konuda yeteri kadar açık olmaya çalışıyorum ki biraz olsun çevremizdeki etkilerden kurtulabilelim ve bilinçli bir şekilde irademizle seçim yapabilelim. Amacım kimseyi yargılamak veya kırmak değil. Sadece kör bir şekilde sürünün peşine takılmayalım, herkes yapıyor diye biz de bazı şeyleri yapmak zorundaymışız gibi hissetmeyelim, sezgilerimizin bizi yönlendirdiği şekilde hayatımızı ve ilişkilerimizi yaşayalım diye paylaşıyorum.

Bu konularda danışmanlıklarımda insanların bana yönelttiği sorular beni hem şaşırtıyor hem de üzüyor.
Erkek arkadaşlarıyla birlikte olan kızlar, neden benimle evlenmek istemiyor? diye soruyor. O andaki kalp kırıklıklarını ve çaresizliklerini o kadar derinden hissediyorum ki bu beni üzüyor.  Yaşı daha olgun olan kadınlar ise bu adam benimle neden sevişmiyor? gibi sorular soruyorlar.

Kimisinin haritasında bu hayata geliş amaçlarının evlenip bir yuva ve aile kurmak olduğu gözüküyor ama kişinin cinsel tercihi bu yaşamı gerçekleştirmesini engelliyor. İşte o zaman biliyorsun ki kader planından tamamıyla sapılmış. Kişi bu dünyadan ayrıldığında boş ellerle ve büyük bir karmik yük ile ayrılacak. Boşuna yaşanılmış bir hayat sadece cinsel tercihte yapılan yanlışlık yüzünden. Bu kişilerin hayat hikayelerini irdelediğinde, karşıma adam gibi adamlar çıkmadı ben de başka yönlere yöneldim gibi cevaplar alıyorsun. Bu cümlenin alt mesajından maalesef kişinin kendi üzerinde çalışmaktansa, daha kolay olan yanlış yolu tercih ettiğini anlıyorsun.
Evet, bazen yanlış kişilere denk geliriz. Bu ilişkiler bizde büyük yaralar açabilir ama her insan bize bir aynadır. Bu aynada gözlerimizin içine bakıp kendi karanlığımızla karşılaşıp onu yenmenin bir fırsatı vardır. Yani karşınıza çıkan yanlış adam veya kadınlarda bir sorun yok her zaman. Çünkü belirli hayat derslerini edinebilmek için onları siz hayatınıza çekiyorsunuz. Suçlamayın boşuna birbirinizi. Bu ruhun hayatımdaki yeri neydi, bana öğretmeye çalıştığı şey neydi? diye sorgulayın kendinizi.

Cinsellik konusunda televizyon, internet ve tüm diğer medya organları bizi muazzam bir şekilde manipüle ediyor. Olmadığımız birisi olduğumuza inandırıyorlar.
Grinin elli tonu gibi filimlere boşuna milyarlarca dolarlar harcanmıyor. Bu sektörleri ellerinde tutan insanların büyük amaçları var ve bu amaç sadece para kazanmak değil maalesef.

Cinselliği tanımla deseniz, tercihinize göre Allah'a da şeytana da en yakın olabileceğiniz an derim. En çirkin sapkınlıkların ve en yüce ilahi mertebelerin deneyimleneceği bir paylaşım cinsellik. Ve maalesef şeytani şekli ağır basıyor günümüzde.

Bu yazıyı yazmama sebep olan amerikalı bir kaç kızın izlediğim videolarıydı. Kızlar videolarında neden cinselliği evliliklerine sakladıklarını ve yaşadıkları sorunları anlatıyorlardı. Arkadaşları onları seçimlerinden dolayı çok yargılamış, okullarında baya ezilmişler. Çevreleri onlara tecrübesiz olacaklarını bu yüzden ilk gecelerinin ve balayının rezil bir şekilde geçeceğini, canlarının çok acıyacağını ve çok daha fazlasını anlatmışlar.
İzleyip yorumları okuduktan sonra gençlerin üzerinde inanılmaz bir baskının var olduğunu hissettim. Çünkü yorumlarda sen ne kadar geri kafalısın, artık başka bir çağda yaşıyoruz, kadınlar cinselliklerinde özgür olmalı gibi yorumlardan ziyade herkes bunun gibi videoları paylaştıkları için teşekkür etmiş ve onların da aynı fikirde olduklarını söylemiş.
Bir kaç örneği ekliyorum.



Bizim kültürümüz ve bizim değerlerimiz bu tür şeylere çok önem verirdi. Maalesef bu değer çok yanlış aktarıldı. Namus kelimesi çok yanlış anlaşıldı. Bunun cezasını ise şimdiki gençlik çok ağır bedellerle ödüyor. Kızların videolarının altındaki yorumlarda keşke ben de senin gibi bekleseydim, çok pişmanım diyen o kadar çok yorum vardı ki.. Üzüldüm. Çünkü yaşanılmaması gereken cinsellik insanın içerisinde dev bir boşluk hissi yaratıyor. Bu his bir ömür boyu bir yara olarak kalıyor. Ve pişmanlıklarla yaşamaktır hayatı cehenneme çeviren.
Ayrıca bir kadın bir erkekle birlikte olduğunda onun enerjisini rahminde taşımaya ve onu kendi enerjisiyle beslemeye başlar. Eğer bu karşılıklı olmuyorsa erkek çok kolay enerji vampirini dönüşüp kadının bütün yaşam enerjisini çalabilir. Erkek hayatını doyasıya yaşarken, kadın bunun bedelini ağır hastalıklara yakalanarak ödeyebilir. Yani hiçbir şekilde hafife alınmaması gerekilen bir karar, cinselliğin kiminle paylaşılacağı. Beklemek ve doğru kişiyi bulmak çok önemli bu yüzden.

Bir erkekle yaşanılan erken cinselliğin nerelere varabileceğini aktarmak için aşık olduğumuzda biyolojik olarak neler yaşadığımızı bilirsek bu konuları daha iyi kavrayabilir ve kendimizi daha iyi kontrol edebiliriz. Bunun için ilk önce nasıl aşık olduğumuzu bilmeliyiz.

Kadın ve erkek aşık olduğunda kortizol hormonu yükselir. Bu hormon heycanlanmamıza ve elimizin ayağımızın birbirine karışmasına sebep olur. Gergin oluruz. Aşk kafamızı karıştırmıştır. Sakarlaşabiliriz.
Aynı zamanda oksitosin hormonu yükselir. Kişi bağ kurmaya hazırlanıyordur.
Kadında testosteron hormonu artıp, onda cinsel isteğin uyanmasına sebep olurken, erkekte azalarak kadının doğal, hassas ve narin, duygusal varlığına uyum sağlayabilmesini sağlar.
Serotonin'in düşmesiyle birlikte iki kişi birbirini kafasına takar. Artık bütün düşünceleriniz ona aittir. Hayat birden sadece sevdiğiniz insanın etrafında dönmeye başlar. Merkeziniz o olmuştur.

Ne varki bir erkek ve bir kadın bu aşamalardan birlikte geçse de birbirinden farklı aşık olurlar.
Bir kadın bir erkekle seviştiğinde salgılanan oksitosin hormonu onu adama bağlar. Bu bağ kadının ona aşık olmasına yeterlidir. Kendisini bir şekilde ona aitmiş gibi hissetmeye başlar. Oysa bu bir erkek için geçerli değildir. Bir erkek kadınla birlikte olduğunda bu bağı genelde azalır. İlgisini kaybeder. Bir erkeğin aşık olabilmesi için zamana ihtiyacı vardır. Bu zaman içerisinde cinsellik yaşanmazsa erkek ilgisini kaybetmeyecek ve yavaşça bağ geliştirmeye başlayacaktır.
Yani bir kadın seviştikten sonra bağlanır ve aşık olur ama bir erkek sadece bağlandıktan sonra aşık olur. Bunun için partnerini sahiplenmiş ve sorumluluğunu üzerine almış olduğunu hissetmelidir. Bir erkek için evlilik öncesi birlikte olduğu kız sadece arada bir seviştiği bir arkadaştır zihninde, anca bağ kurduktan ve evlendikten sonra o onun kadını olur.

Eğer bir ilişkide kadın cinselliğini evliliğe saklarsa, erkek gerçekten aşık olup bağlanması için ihtiyacı olan süreye kavuşmuş olur. Kadınla sevişmediği sürece ona olan ilgisi ve iştahı azalmaktansa onu tanıdıkça zaman içerisinde artacaktır.
Bu arada bu söylediklerim sizinle gerçekten ciddi bir ilişki yaşamak isteyen erkekler için geçerli. Siz ilk tanışmalarınızda karşı tarafa değer verdikleriniz hakkında bahsederken bu özel anı sadece ve sadece eşinizle yaşamak istediğinizi belirttiğinizde karşı taraf sizden uzaklaşıyorsa veya bir şekilde baskı ve manipülasyonla fikrinizi değiştirip sevişmek için ikna etmeye çalışıyorsa bilin ki, bu erkekten size sadece zarar gelecek. Hemen yolları ayırmak yapabileceğiniz en akıllıca hareket. Çünkü bu kişi sizi kullanıp en zayıf anınızda terk edecektir.
Sizi gerçekten seven ve değer veren bir erkek bu isteğinize tamamıyla saygı duyup, bekleyecektir.
Kızların videoların altındaki yorumların bazıları şaşırtıcı bir şekilde erkeklere aitti ve bir çoğu buna saygı duyduklarını hatta ergenlikte kendilerinin de evliliğe kadar bekleme kararı aldıklarını ve hayatları boyunca bu anı tek bir kadınla paylaşmak istediklerine dair yorumlar bırakmışlardı.

Yani sevgili kızlar sakın bakir kalmayı tercih ettiğinizde yargılanacağınızı ya da sizin gibi bu masumiyeti saklayıp doğru kadın için bekleyen erkeklerin olmayacağını düşünmeyin.
Yukarıda paylaştığım ilk videodaki Milena erkek arkadaşıyla 5 yıl çıktıktan sonra evlenmiş. İkisi de ilişkilerin başlangıcında bunu evliliklerinin ilk gecesinde yaşamak istediklerinin kararını almış ve gerçekten 5 sene boyunca bunu beklemişler. İsterseniz evlilik videolarını da izleyebilirsiniz. Bir şey için ne kadar çok beklemek zorunda kalırsak o kadar kıymetini ve değerini biliriz. Bunun çocuk için ne anlama geldiği düğünden önce gözleri bağlı bir şekilde, sevdiği kızın elini tuttuğunda kendini tutamayıp ağlamaya başlamasında o kadar güzel belli oluyor ki.. pek bir söze gerek yok aslında.

Aşk masumiyet ister ve günümüz ilişkilerinde bu masumiyet yok olduğu için bu kadar çok çirkinlik var maalesef.
Unutmayın ki bir ilişkide erkek veren kadın daima alan taraftır. Bir kadın cinselliğini erkeğinle paylaşabilmesi için ilk önce erkeğin ona bir şey vermiş olması gerekir ve bu da onu himayesi altına almak, korumak ve sorumluluğunu üstlenmek yani evlilik masasında atılan imzadır. Evlilik sadece bir kağıt parçası değil, verilen kutsal bir sözdür ve sadece bu söz bu özel mahrem paylaşımı hak eder.

13 Temmuz 2018 | Yengeç burcunda güneş tutulması


Ay düğümlerinin Aslan - Kova ekseninde transit etmeleri nedeniyle bir müdettir tutulmalar bu burçlarda olmaktaydı. Şimdi ise 20 derece Yengeç burcundaki parçalı güneş tutulması bizi yepyeni bir maceraya davet etmeye hazırlanıyor. Çünkü bu yılın sonlarına doğru Kasım ayında Ay düğümleri de Yengeç - Oğlak ekseninde yolculuklarına başlayacaklar. Yani bu tutulma ilk inisiyasyonumuz olacak.

Tutulmalar etkilerini hemen hissettirmezler. Bu tutulma öncü bir burç olan Yengeç'te olacağı için ufak duygusal değişimler gözlemleyebiliriz ama bir tutulmanın asıl etkilerini ve anlamını üstünden yaklaşık olarak 6 ay geçtikten sonra anlayabiliriz. Eğer öncü burçlarda 15 ila 25 derece arasında gezegenleriniz varsa bu tutulma sizi 1 sene boyunca dahi etkileyebilir. Bunu göz önünüzde bulundurun.

Bu tutulma Yengeç burcunda olacağı için yoğun duygularla baş etmek zorunda kalacağız. Ortaya çıkan duygular bastırmış ve bilerek görmezden geldiğimiz duygularımız olacak. Bunlarla baş edebilmenin en güzel yolu ise onların su yüzeyine çıkmasına izin vermek.
Tutulma Castor yıldızıyla kavuşuyor. Yazmak, anlatmak ve kendini ifade etmekle ilişkilendirilir Castor. Bu nedenle duygularımızı daha fazla bastırmayalım. Yazalım, konuşalım. Ortaya çıkmalarına izin verelim. Bu bize şifa olarak geri yansıyacak. Ama bunu başkalarını kırarak yapmayalım. Kendi içimizde, sessizliğimizde yapalım.

Güneş Plüton karşıtlığı duygularımızla yüzleşmenin kolay olmayacağını gösterse de, yinede korkmayalım karanlıklarla yüzleşmeye. Her yazımda yazdığım gibi bizi aydınlığa götüren tek şey bastırmak değil yüzleşmek.
Bu tutulma yeni bir başlangıç yapmamızı bekliyor bizden. Arınarak olsun bu başlangıcımız. Korkularımızın üzerine giderek aşalım illüzyonlarımızı. Güç olarak kullanalım bu Güneş Plüton karşıtlığını.

Bu tutulma ile diğer su burçlarında bulunan Jüpiter ile Neptün arasında büyük üçgen açı kalıbı oluşacak.
Zorlayıcı yanıyla birlikte gökyüzünden yeryüzüne çok güzel ilahi bir enerji yansıyacak. İlham perilerimiz etrafımızda uçuşacak. Bu nedenle gördüğünüz rüyalarınıza ve hissiyatlarınıza çok büyük önem verin. Mantıkla değil sezgilerimizle hareket etmeliyiz bu dönemde.
Peygamberimiz tutulma anlarında namaz kılar ve dua edermiş. Sert etkilerini azaltabilmemiz için hepimiz duayla geçirmeliyiz sabah saatlerini. Hatta sabah namazından sonra uyanık kalıp sessizce güneşin doğuşunu izleyebiliriz.
Hem ülkemiz için, hem kendi iç huzurumuz ve gezegenimizdeki barış için dua edelim. Bir dua bile yücedir ama topluca edilen duaların etkileri bir başkadır. Onlar öyle bir kalkan oluştururlar ki etrafımızda, bütün karanlıklardan ve belalardan korurlar.

Her tutulmanın amacı bizi kader planımızdaki rolümüze yaklaştırmaktır. Eğer yazgımıza aykırı hareket ediyorsak tutulmalar sorunlara sebep olabilirler. Değişimlere direnmemek ve teslimiyet içerisinde olabilmek bu nedenle çok önemli olacak yaz ayları boyunca. Çünkü bu tutulma yaz dönemi tutulmalarının başlangıcını temsil ediyor. Akabinde kuvvetli bir Ay tutulması ve ardından yine bir Güneş tutulmasına şahitlik edeceğiz. Gökyüzü olayları bu yaz boyunca sıcak ve attraksiyonlu olacak. Sakin, huzurlu ve teslimiyet içerisinde kalabilmek zor olsa da bir mecburiyet.

VENÜS'ÜN AŞK SIRLARI


Ne mükemmel erkek ne de mükemmel kadın vardır bu dünyada.
Ademoğlu da havva kızı da masum değildir, birçok kusurları, hataları ve pişmanlıkları vardır.
Tıpkı mükemmel bir sevgilinin var olmadığı gibi mükemmel bir ilişki de yoktur..
Ne var ki mükemmel bir aşk birlikteliğinin var olmaması bir ilişkinin mükemmele yakın hale getirilmeyeceği anlamına gelmez. Bazı şeyleri düzeltme imkanımız daima vardır. Bunun için yapmamız gereken haritamızdaki Venüs'ümüzün nasihatlerini iyi dinlemek, derslerini iyi öğrenmektir.

Peki Venüs bize ilişkiler konusunda neler öğretir?

İşte size 7 aşk sırrı.

1.| Destek olun.
Bazen öyle karanlık günler yaşanır ki bu hayatta yıkılırız. İşte bu gibi zamanlarda bize darbe indiren, hatalarımızı yüzümüze vuran birindense bize destek veren, gülümsemesiyle içimizi ısıtan, bu da geçer yahu canını sıkma ben senin arkandayım sana güveniyorum diyen birisine ihtiyaç duyarız. Bu sevgi bizi yine ayağa kaldırır, güç verir.
Bu nedenle hayat fırtınalı da olsa, yelkenliniz batacak da olsa birbirinize kenetlenin. Sevdiğinize güvenin bu güveni ona hissettirin. Ona daima en iyi halini hatırlatın, sevginizi esirgemeyin. Siz sevdiğiniz insanın hem iyi hem de kötü yanlarını tanıyorsunuz. Hayat darbe indirdiğinde sevdiğiniz adam veya kadının yanında olun ki o size daha da çok kenetlenebilsin, ilişkiniz daha da kuvvetlenebilsin. Çünkü karanlığı aydınlatan tek şey güneşin ışığıdır. O güneş ışığı sizin sevginiz, sizin kucak açmanız, sizin güveninizdir.

2.| Partnerinizi olduğu gibi kabul edin.
Bu belki de ilişkilerde başarılması en zor şeylerden biri. Verdiğim her danışmanlıkta insanların bu konuda ne kadar çok bocaladıklarını görüyorum.
Partnerizi değiştiremezsiniz. Aslında siz kendinizden başka hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.
Bu yüzden denemeyin dahi, boşuna zaman kaybedecek ve hayal kırıklığına uğrayacaksınız.
Bir insanın yaşanmışlıkları vardır, vazgeçemediği alışkanlıkları, yetiştirilme tarzından kaynaklanan hayata bakış açısı, inançları vardır. Bunlar değişmez.
Bu adam veya kadın evlenmeden önce böyle değildi, evlendikten sonra değişti diyenler çok feci kendilerini kandırıyorlar.
İnsan aşıkken hormonları tarafından yönetilir. Beyni saçmalar, olduğu gibi davranmaz. Kişi aslında aynıdır sadece hormonları onu farklı biriymiş gibi gösterir. Evlenince herşey değişti zannedilir.
Bu tuzağa düşmeyin bilin ki her güzel şeyin bir de karanlık tarafı vardır çünkü her gülün can acıtan dikenleri vardır ama yinede gülü sevmekten vazgeçmeyiz. İşte böyle olmalı bir ilişki. Karşı tarafı geçmişiyle, hatalarıyla, kusurlarıyla kabul etmeliyiz.

3.| Minnet duyun.
Aşıkken sevdiğimiz insanın herşeyi güzel gözükür gözümüze. Bakışları bizi bizden alır, sözcükleri en derinimize dokunur, ruhumuz delicesine arzular, minnet duyarız onunla geçen her saniye için.
Sonra bu ilk zamanları unuturuz, balayı biter ve sıkıcı sığ hayat geri döner.
O güzel gözlü kadını veya erkeği artık görmemeye başlarız. Tam tersine güzel olmayan yanları gözümüze batmaya başlar.
Oysa hayat bize daima elimizdekinin kıymetini bilmeyi öğretir, şükürle yaşamamızı bekler, minnet duymamızı ister ve bu hayatta en çok ilişkilerimiz için geçerlidir.
Bu nedenle sevdiğiniz insanın kötü yanlarını değil, iyi yanlarını görmeye çalışın.

4.| İletişime çok büyük önem verin.
Konuşmamanın sebebi korkudur. İncinmekten korkarız, maskelerimizin düşmesinden korkarız, karşı tarafın bizi olduğumuz gibi görmesinden korkarız. Bir ilişkide ruhsal olarak çırıl çıplak kalabilmek, maskeleri tamamıyla düşürmek çok zordur.
Var olan problemleri masaya yatırıp konuşmaktansa herşeyi bastırırsanız, içinizde büyütürsünüz. Daha da kötüsü beyniniz kafanıza göre bir senaryo çizer ve bu senaryo gerçeklikten çok uzak olur çünkü tamamıyla egosaldır.
Sizi kırabilecek durumlarla yüzleşmekten korkmayın çünkü bu tam tersine ilişkinizi kuvvetlendirecek. Bunun için karşı tarafı suçlamadan, sadece duygularınızı aktararak konuşmaya başlayın ve en önemlisi dinlemesini de bilin. Empati bir ilişkinin temelidir. Hayata sevdiğiniz insanın bakış açısıyla bakabilmelisiniz.
Konuşma aşaması ilişkinin başlangıç aşamasında da çok önemlidir. Daha ilk buluşmada dahi sormanız gereken 3 önemli soru vardır:
1) Kendini 1-2 sene içerisinde nerde görüyorsun? Bu sorunun cevabı ilişkinizin gidişatı hakkında daha ilk günden inanılmaz değerli bir bilgi verir. Çünkü siz evlenmek ama karşı taraf sadece eğlenmek istiyorsa, bu ilişkiyi başlatmadan bitirmeniz gerekir.
2) Bu hayatta bir mecburiyetin olmasa, para kazanmak zorunda olmasan ne yapardın? Bu sorunun cevabı karşı tarafın gerçek karakterini ele verecek ve siz onun hayatta en çok neye değer verdiğini öğrenmiş olacaksınız.
3) Bir ilişkiden (sevdiğin adamdan/kadından)  beklentin ne? Bu sorunun cevabı ise sizin onunla bir ilişkinizin olup olmayacağını gösterir. Çünkü eğer onun beklentileri ile sizinkilerle uyuşmuyorsa hiçbir zaman için uyuşmayacak demektir. Bu durumda ilişkiyi başlatmak sadece hüsranla sonuçlanır.

5.| Daha fazla sevişin.
Seks bütün kavgaların, kırgınlıkların, öfkelerin  ve üzüntülerin üstesinden gelebilecek olan tek hızlı çözümdür. Bu yüzden bolca sevişin. En çok da kavga ettiyseniz sevişin. Kendinize söz verin yatağa asla küs girmeyin. Çünkü cinsellikte iki beden birleşmez sadece, ruhlar buluşur. Sığ bir şekilde yaşanmamalı bu birleşme. Gözlerinizin içinde kaybolmalı, bütün maskelerinizi düşürmeli ve egonuzu tamamıyla yitirip, ana teslim olmalısınız. Sevdiğiniz insanın gözleri içinde kendini kaybetmek kadar güzel bir his yoktur. Biz ise kendimizi bu güzel histen en ufak bir kırgınlıkta uzaklaştırıyor, aklımızca küserek karşı tarafı cezalandırıyoruz. Bu doğru yol değil.

6.| Saygı duyun.
Bazen iki kişinin istekleri bağdaşmaz birbiriyle. Düşünceler, inançlar, hayaller, hedefler ve arzular farklıdır. İşte bu gibi durumlarda orta yolu bulmak çok önemlidir ve bu yol saygı göstererek bulunur.
Sevdiğiniz insanın sınırlarına ve düşüncelerine, aldığı kararlara saygı duyun. Sadece bu şekilde bir ilişkide karşılıklı saygı oluşur ve saygı sevginin sağlam temelidir. Saygı olmadan sevgi olamaz.

7. | Değerlerinize sahip çıkın.
Bir hayaliniz ve hedefiniz olsun, bir tutkunuz, sizi mutlu edecek, hayat çoşkusu aşılayacak bir uğraşınız.
İlişkinizin dışında sizi mutlu edecek bir uğraşınız olursa merkezinize ilişkinizi koymazsınız. Çünkü merkezinizde daima kendiniz olmalısınız. Eğer ilişkiniz merkezinizdeyse partnerinize bağımlı olmak üzeresiniz demektir ki bu da köleliktir.
Hayatınızda ilişkinizin harcinde değer verdiğiniz başka şeyler olmalı. Tutkuyu yani ateşi diri tutan havadır. Hava da mesafedir, özgürlüktür, bağımsızlıktır. Aşkı diri tutmak istiyorsanız eğer yapışık ikizler gibi olmamalı ilişkiniz. İkinizin de büyüyebilmesi, kendi hayat derslerini öğrenip olgunlaşabilmesi için kendine ait bir alana ihtiyacı var. Birbirinize ilham kaynağı olabilmelisiniz.