Mars'ın aşk sırrı - Cinselliği evliliğe saklamak?

Temmuz 17, 2018


Venüs'ün aşk sırlarından bahsettikten sonra bu yazımda da Mars'ın sırrından bahsetmek istedim, cinsellikten ve bekaretin gerçek nedeninden.

Cinsellik hakkında arada bir yazılar paylaşmaya çalışıyorum çünkü önemli ve genelde doğru bilgiyi edinmekte zorlandığımız bir konu bu. Okullarda öğretilmediği için, arkadaşlardan ve en çok da internetten yanlış öğrenildiği için bu konuda yeteri kadar açık olmaya çalışıyorum ki biraz olsun çevremizdeki etkilerden kurtulabilelim ve bilinçli bir şekilde irademizle seçim yapabilelim. Amacım kimseyi yargılamak veya kırmak değil. Sadece kör bir şekilde sürünün peşine takılmayalım, herkes yapıyor diye biz de bazı şeyleri yapmak zorundaymışız gibi hissetmeyelim, sezgilerimizin bizi yönlendirdiği şekilde hayatımızı ve ilişkilerimizi yaşayalım diye paylaşıyorum.

Bu konularda danışmanlıklarımda insanların bana yönelttiği sorular beni hem şaşırtıyor hem de üzüyor.
Erkek arkadaşlarıyla birlikte olan kızlar, neden benimle evlenmek istemiyor? diye soruyor. O andaki kalp kırıklıklarını ve çaresizliklerini o kadar derinden hissediyorum ki bu beni üzüyor.  Yaşı daha olgun olan kadınlar ise bu adam benimle neden sevişmiyor? gibi sorular soruyorlar.

Kimisinin haritasında bu hayata geliş amaçlarının evlenip bir yuva ve aile kurmak olduğu gözüküyor ama kişinin cinsel tercihi bu yaşamı gerçekleştirmesini engelliyor. İşte o zaman biliyorsun ki kader planından tamamıyla sapılmış. Kişi bu dünyadan ayrıldığında boş ellerle ve büyük bir karmik yük ile ayrılacak. Boşuna yaşanılmış bir hayat sadece cinsel tercihte yapılan yanlışlık yüzünden. Bu kişilerin hayat hikayelerini irdelediğinde, karşıma adam gibi adamlar çıkmadı ben de başka yönlere yöneldim gibi cevaplar alıyorsun. Bu cümlenin alt mesajından maalesef kişinin kendi üzerinde çalışmaktansa, daha kolay olan yanlış yolu tercih ettiğini anlıyorsun.
Evet, bazen yanlış kişilere denk geliriz. Bu ilişkiler bizde büyük yaralar açabilir ama her insan bize bir aynadır. Bu aynada gözlerimizin içine bakıp kendi karanlığımızla karşılaşıp onu yenmenin bir fırsatı vardır. Yani karşınıza çıkan yanlış adam veya kadınlarda bir sorun yok her zaman. Çünkü belirli hayat derslerini edinebilmek için onları siz hayatınıza çekiyorsunuz. Suçlamayın boşuna birbirinizi. Bu ruhun hayatımdaki yeri neydi, bana öğretmeye çalıştığı şey neydi? diye sorgulayın kendinizi.

Cinsellik konusunda televizyon, internet ve tüm diğer medya organları bizi muazzam bir şekilde manipüle ediyor. Olmadığımız birisi olduğumuza inandırıyorlar.
Grinin elli tonu gibi filimlere boşuna milyarlarca dolarlar harcanmıyor. Bu sektörleri ellerinde tutan insanların büyük amaçları var ve bu amaç sadece para kazanmak değil maalesef.

Cinselliği tanımla deseniz, tercihinize göre Allah'a da şeytana da en yakın olabileceğiniz an derim. En çirkin sapkınlıkların ve en yüce ilahi mertebelerin deneyimleneceği bir paylaşım cinsellik. Ve maalesef şeytani şekli ağır basıyor günümüzde.

Bu yazıyı yazmama sebep olan amerikalı bir kaç kızın izlediğim videolarıydı. Kızlar videolarında neden cinselliği evliliklerine sakladıklarını ve yaşadıkları sorunları anlatıyorlardı. Arkadaşları onları seçimlerinden dolayı çok yargılamış, okullarında baya ezilmişler. Çevreleri onlara tecrübesiz olacaklarını bu yüzden ilk gecelerinin ve balayının rezil bir şekilde geçeceğini, canlarının çok acıyacağını ve çok daha fazlasını anlatmışlar.
İzleyip yorumları okuduktan sonra gençlerin üzerinde inanılmaz bir baskının var olduğunu hissettim. Çünkü yorumlarda sen ne kadar geri kafalısın, artık başka bir çağda yaşıyoruz, kadınlar cinselliklerinde özgür olmalı gibi yorumlardan ziyade herkes bunun gibi videoları paylaştıkları için teşekkür etmiş ve onların da aynı fikirde olduklarını söylemiş.
Bir kaç örneği ekliyorum.



Bizim kültürümüz ve bizim değerlerimiz bu tür şeylere çok önem verirdi. Maalesef bu değer çok yanlış aktarıldı. Namus kelimesi çok yanlış anlaşıldı. Bunun cezasını ise şimdiki gençlik çok ağır bedellerle ödüyor. Kızların videolarının altındaki yorumlarda keşke ben de senin gibi bekleseydim, çok pişmanım diyen o kadar çok yorum vardı ki.. Üzüldüm. Çünkü yaşanılmaması gereken cinsellik insanın içerisinde dev bir boşluk hissi yaratıyor. Bu his bir ömür boyu bir yara olarak kalıyor. Ve pişmanlıklarla yaşamaktır hayatı cehenneme çeviren.
Ayrıca bir kadın bir erkekle birlikte olduğunda onun enerjisini rahminde taşımaya ve onu kendi enerjisiyle beslemeye başlar. Eğer bu karşılıklı olmuyorsa erkek çok kolay enerji vampirini dönüşüp kadının bütün yaşam enerjisini çalabilir. Erkek hayatını doyasıya yaşarken, kadın bunun bedelini ağır hastalıklara yakalanarak ödeyebilir. Yani hiçbir şekilde hafife alınmaması gerekilen bir karar, cinselliğin kiminle paylaşılacağı. Beklemek ve doğru kişiyi bulmak çok önemli bu yüzden.

Bir erkekle yaşanılan erken cinselliğin nerelere varabileceğini aktarmak için aşık olduğumuzda biyolojik olarak neler yaşadığımızı bilirsek bu konuları daha iyi kavrayabilir ve kendimizi daha iyi kontrol edebiliriz. Bunun için ilk önce nasıl aşık olduğumuzu bilmeliyiz.

Kadın ve erkek aşık olduğunda kortizol hormonu yükselir. Bu hormon heycanlanmamıza ve elimizin ayağımızın birbirine karışmasına sebep olur. Gergin oluruz. Aşk kafamızı karıştırmıştır. Sakarlaşabiliriz.
Aynı zamanda oksitosin hormonu yükselir. Kişi bağ kurmaya hazırlanıyordur.
Kadında testosteron hormonu artıp, onda cinsel isteğin uyanmasına sebep olurken, erkekte azalarak kadının doğal, hassas ve narin, duygusal varlığına uyum sağlayabilmesini sağlar.
Serotonin'in düşmesiyle birlikte iki kişi birbirini kafasına takar. Artık bütün düşünceleriniz ona aittir. Hayat birden sadece sevdiğiniz insanın etrafında dönmeye başlar. Merkeziniz o olmuştur.

Ne varki bir erkek ve bir kadın bu aşamalardan birlikte geçse de birbirinden farklı aşık olurlar.
Bir kadın bir erkekle seviştiğinde salgılanan oksitosin hormonu onu adama bağlar. Bu bağ kadının ona aşık olmasına yeterlidir. Kendisini bir şekilde ona aitmiş gibi hissetmeye başlar. Oysa bu bir erkek için geçerli değildir. Bir erkek kadınla birlikte olduğunda bu bağı genelde azalır. İlgisini kaybeder. Bir erkeğin aşık olabilmesi için zamana ihtiyacı vardır. Bu zaman içerisinde cinsellik yaşanmazsa erkek ilgisini kaybetmeyecek ve yavaşça bağ geliştirmeye başlayacaktır.
Yani bir kadın seviştikten sonra bağlanır ve aşık olur ama bir erkek sadece bağlandıktan sonra aşık olur. Bunun için partnerini sahiplenmiş ve sorumluluğunu üzerine almış olduğunu hissetmelidir. Bir erkek için evlilik öncesi birlikte olduğu kız sadece arada bir seviştiği bir arkadaştır zihninde, anca bağ kurduktan ve evlendikten sonra o onun kadını olur.

Eğer bir ilişkide kadın cinselliğini evliliğe saklarsa, erkek gerçekten aşık olup bağlanması için ihtiyacı olan süreye kavuşmuş olur. Kadınla sevişmediği sürece ona olan ilgisi ve iştahı azalmaktansa onu tanıdıkça zaman içerisinde artacaktır.
Bu arada bu söylediklerim sizinle gerçekten ciddi bir ilişki yaşamak isteyen erkekler için geçerli. Siz ilk tanışmalarınızda karşı tarafa değer verdikleriniz hakkında bahsederken bu özel anı sadece ve sadece eşinizle yaşamak istediğinizi belirttiğinizde karşı taraf sizden uzaklaşıyorsa veya bir şekilde baskı ve manipülasyonla fikrinizi değiştirip sevişmek için ikna etmeye çalışıyorsa bilin ki, bu erkekten size sadece zarar gelecek. Hemen yolları ayırmak yapabileceğiniz en akıllıca hareket. Çünkü bu kişi sizi kullanıp en zayıf anınızda terk edecektir.
Sizi gerçekten seven ve değer veren bir erkek bu isteğinize tamamıyla saygı duyup, bekleyecektir.
Kızların videoların altındaki yorumların bazıları şaşırtıcı bir şekilde erkeklere aitti ve bir çoğu buna saygı duyduklarını hatta ergenlikte kendilerinin de evliliğe kadar bekleme kararı aldıklarını ve hayatları boyunca bu anı tek bir kadınla paylaşmak istediklerine dair yorumlar bırakmışlardı.

Yani sevgili kızlar sakın bakir kalmayı tercih ettiğinizde yargılanacağınızı ya da sizin gibi bu masumiyeti saklayıp doğru kadın için bekleyen erkeklerin olmayacağını düşünmeyin.
Yukarıda paylaştığım ilk videodaki Milena erkek arkadaşıyla 5 yıl çıktıktan sonra evlenmiş. İkisi de ilişkilerin başlangıcında bunu evliliklerinin ilk gecesinde yaşamak istediklerinin kararını almış ve gerçekten 5 sene boyunca bunu beklemişler. İsterseniz evlilik videolarını da izleyebilirsiniz. Bir şey için ne kadar çok beklemek zorunda kalırsak o kadar kıymetini ve değerini biliriz. Bunun çocuk için ne anlama geldiği düğünden önce gözleri bağlı bir şekilde, sevdiği kızın elini tuttuğunda kendini tutamayıp ağlamaya başlamasında o kadar güzel belli oluyor ki.. pek bir söze gerek yok aslında.

Aşk masumiyet ister ve günümüz ilişkilerinde bu masumiyet yok olduğu için bu kadar çok çirkinlik var maalesef.
Unutmayın ki bir ilişkide erkek veren kadın daima alan taraftır. Bir kadın cinselliğini erkeğinle paylaşabilmesi için ilk önce erkeğin ona bir şey vermiş olması gerekir ve bu da onu himayesi altına almak, korumak ve sorumluluğunu üstlenmek yani evlilik masasında atılan imzadır. Evlilik sadece bir kağıt parçası değil, verilen kutsal bir sözdür ve sadece bu söz bu özel mahrem paylaşımı hak eder.

You Might Also Like

2 yorum

  1. Ben bu yaziya tumden ve kesinlikle katilMIyorum. Sartlari geleneklerle tam olarak saglanmis yazida övulen cinsten olan evlilik her durumu karsilayan tek gerceklik olsaydi toplum bugun bu duruma gelmezdi.Uzun sureli bakirelik motivasyonlu manupulatif perhizler ise kisileri aciz düsürüp 2 yuzlu davranmalarina sebep olmaktadir. Kisi serbestce renk paletlerini kendi durtuleri ve tercihleri dogrultusunda tanir ve bazi seyler gercekten yaparak gelisir. Cinsellik icin zorunlu toplumsal bir kuruma esasen ihtiyac bile yoktur. Iyi bir elestirel bakis acisi ve salt gozlem yetenegi her alanda ozgur insanlari ortaya cikarir. Son olarak demelim ki evlilik yuzunden yuvalar yikilmaktadir:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görüşünüze saygım var ama ben de size katılmıyorum. :)

      Sil

Mars'ın aşk sırrı - Cinselliği evliliğe saklamak?


Venüs'ün aşk sırlarından bahsettikten sonra bu yazımda da Mars'ın sırrından bahsetmek istedim, cinsellikten ve bekaretin gerçek nedeninden.

Cinsellik hakkında arada bir yazılar paylaşmaya çalışıyorum çünkü önemli ve genelde doğru bilgiyi edinmekte zorlandığımız bir konu bu. Okullarda öğretilmediği için, arkadaşlardan ve en çok da internetten yanlış öğrenildiği için bu konuda yeteri kadar açık olmaya çalışıyorum ki biraz olsun çevremizdeki etkilerden kurtulabilelim ve bilinçli bir şekilde irademizle seçim yapabilelim. Amacım kimseyi yargılamak veya kırmak değil. Sadece kör bir şekilde sürünün peşine takılmayalım, herkes yapıyor diye biz de bazı şeyleri yapmak zorundaymışız gibi hissetmeyelim, sezgilerimizin bizi yönlendirdiği şekilde hayatımızı ve ilişkilerimizi yaşayalım diye paylaşıyorum.

Bu konularda danışmanlıklarımda insanların bana yönelttiği sorular beni hem şaşırtıyor hem de üzüyor.
Erkek arkadaşlarıyla birlikte olan kızlar, neden benimle evlenmek istemiyor? diye soruyor. O andaki kalp kırıklıklarını ve çaresizliklerini o kadar derinden hissediyorum ki bu beni üzüyor.  Yaşı daha olgun olan kadınlar ise bu adam benimle neden sevişmiyor? gibi sorular soruyorlar.

Kimisinin haritasında bu hayata geliş amaçlarının evlenip bir yuva ve aile kurmak olduğu gözüküyor ama kişinin cinsel tercihi bu yaşamı gerçekleştirmesini engelliyor. İşte o zaman biliyorsun ki kader planından tamamıyla sapılmış. Kişi bu dünyadan ayrıldığında boş ellerle ve büyük bir karmik yük ile ayrılacak. Boşuna yaşanılmış bir hayat sadece cinsel tercihte yapılan yanlışlık yüzünden. Bu kişilerin hayat hikayelerini irdelediğinde, karşıma adam gibi adamlar çıkmadı ben de başka yönlere yöneldim gibi cevaplar alıyorsun. Bu cümlenin alt mesajından maalesef kişinin kendi üzerinde çalışmaktansa, daha kolay olan yanlış yolu tercih ettiğini anlıyorsun.
Evet, bazen yanlış kişilere denk geliriz. Bu ilişkiler bizde büyük yaralar açabilir ama her insan bize bir aynadır. Bu aynada gözlerimizin içine bakıp kendi karanlığımızla karşılaşıp onu yenmenin bir fırsatı vardır. Yani karşınıza çıkan yanlış adam veya kadınlarda bir sorun yok her zaman. Çünkü belirli hayat derslerini edinebilmek için onları siz hayatınıza çekiyorsunuz. Suçlamayın boşuna birbirinizi. Bu ruhun hayatımdaki yeri neydi, bana öğretmeye çalıştığı şey neydi? diye sorgulayın kendinizi.

Cinsellik konusunda televizyon, internet ve tüm diğer medya organları bizi muazzam bir şekilde manipüle ediyor. Olmadığımız birisi olduğumuza inandırıyorlar.
Grinin elli tonu gibi filimlere boşuna milyarlarca dolarlar harcanmıyor. Bu sektörleri ellerinde tutan insanların büyük amaçları var ve bu amaç sadece para kazanmak değil maalesef.

Cinselliği tanımla deseniz, tercihinize göre Allah'a da şeytana da en yakın olabileceğiniz an derim. En çirkin sapkınlıkların ve en yüce ilahi mertebelerin deneyimleneceği bir paylaşım cinsellik. Ve maalesef şeytani şekli ağır basıyor günümüzde.

Bu yazıyı yazmama sebep olan amerikalı bir kaç kızın izlediğim videolarıydı. Kızlar videolarında neden cinselliği evliliklerine sakladıklarını ve yaşadıkları sorunları anlatıyorlardı. Arkadaşları onları seçimlerinden dolayı çok yargılamış, okullarında baya ezilmişler. Çevreleri onlara tecrübesiz olacaklarını bu yüzden ilk gecelerinin ve balayının rezil bir şekilde geçeceğini, canlarının çok acıyacağını ve çok daha fazlasını anlatmışlar.
İzleyip yorumları okuduktan sonra gençlerin üzerinde inanılmaz bir baskının var olduğunu hissettim. Çünkü yorumlarda sen ne kadar geri kafalısın, artık başka bir çağda yaşıyoruz, kadınlar cinselliklerinde özgür olmalı gibi yorumlardan ziyade herkes bunun gibi videoları paylaştıkları için teşekkür etmiş ve onların da aynı fikirde olduklarını söylemiş.
Bir kaç örneği ekliyorum.



Bizim kültürümüz ve bizim değerlerimiz bu tür şeylere çok önem verirdi. Maalesef bu değer çok yanlış aktarıldı. Namus kelimesi çok yanlış anlaşıldı. Bunun cezasını ise şimdiki gençlik çok ağır bedellerle ödüyor. Kızların videolarının altındaki yorumlarda keşke ben de senin gibi bekleseydim, çok pişmanım diyen o kadar çok yorum vardı ki.. Üzüldüm. Çünkü yaşanılmaması gereken cinsellik insanın içerisinde dev bir boşluk hissi yaratıyor. Bu his bir ömür boyu bir yara olarak kalıyor. Ve pişmanlıklarla yaşamaktır hayatı cehenneme çeviren.
Ayrıca bir kadın bir erkekle birlikte olduğunda onun enerjisini rahminde taşımaya ve onu kendi enerjisiyle beslemeye başlar. Eğer bu karşılıklı olmuyorsa erkek çok kolay enerji vampirini dönüşüp kadının bütün yaşam enerjisini çalabilir. Erkek hayatını doyasıya yaşarken, kadın bunun bedelini ağır hastalıklara yakalanarak ödeyebilir. Yani hiçbir şekilde hafife alınmaması gerekilen bir karar, cinselliğin kiminle paylaşılacağı. Beklemek ve doğru kişiyi bulmak çok önemli bu yüzden.

Bir erkekle yaşanılan erken cinselliğin nerelere varabileceğini aktarmak için aşık olduğumuzda biyolojik olarak neler yaşadığımızı bilirsek bu konuları daha iyi kavrayabilir ve kendimizi daha iyi kontrol edebiliriz. Bunun için ilk önce nasıl aşık olduğumuzu bilmeliyiz.

Kadın ve erkek aşık olduğunda kortizol hormonu yükselir. Bu hormon heycanlanmamıza ve elimizin ayağımızın birbirine karışmasına sebep olur. Gergin oluruz. Aşk kafamızı karıştırmıştır. Sakarlaşabiliriz.
Aynı zamanda oksitosin hormonu yükselir. Kişi bağ kurmaya hazırlanıyordur.
Kadında testosteron hormonu artıp, onda cinsel isteğin uyanmasına sebep olurken, erkekte azalarak kadının doğal, hassas ve narin, duygusal varlığına uyum sağlayabilmesini sağlar.
Serotonin'in düşmesiyle birlikte iki kişi birbirini kafasına takar. Artık bütün düşünceleriniz ona aittir. Hayat birden sadece sevdiğiniz insanın etrafında dönmeye başlar. Merkeziniz o olmuştur.

Ne varki bir erkek ve bir kadın bu aşamalardan birlikte geçse de birbirinden farklı aşık olurlar.
Bir kadın bir erkekle seviştiğinde salgılanan oksitosin hormonu onu adama bağlar. Bu bağ kadının ona aşık olmasına yeterlidir. Kendisini bir şekilde ona aitmiş gibi hissetmeye başlar. Oysa bu bir erkek için geçerli değildir. Bir erkek kadınla birlikte olduğunda bu bağı genelde azalır. İlgisini kaybeder. Bir erkeğin aşık olabilmesi için zamana ihtiyacı vardır. Bu zaman içerisinde cinsellik yaşanmazsa erkek ilgisini kaybetmeyecek ve yavaşça bağ geliştirmeye başlayacaktır.
Yani bir kadın seviştikten sonra bağlanır ve aşık olur ama bir erkek sadece bağlandıktan sonra aşık olur. Bunun için partnerini sahiplenmiş ve sorumluluğunu üzerine almış olduğunu hissetmelidir. Bir erkek için evlilik öncesi birlikte olduğu kız sadece arada bir seviştiği bir arkadaştır zihninde, anca bağ kurduktan ve evlendikten sonra o onun kadını olur.

Eğer bir ilişkide kadın cinselliğini evliliğe saklarsa, erkek gerçekten aşık olup bağlanması için ihtiyacı olan süreye kavuşmuş olur. Kadınla sevişmediği sürece ona olan ilgisi ve iştahı azalmaktansa onu tanıdıkça zaman içerisinde artacaktır.
Bu arada bu söylediklerim sizinle gerçekten ciddi bir ilişki yaşamak isteyen erkekler için geçerli. Siz ilk tanışmalarınızda karşı tarafa değer verdikleriniz hakkında bahsederken bu özel anı sadece ve sadece eşinizle yaşamak istediğinizi belirttiğinizde karşı taraf sizden uzaklaşıyorsa veya bir şekilde baskı ve manipülasyonla fikrinizi değiştirip sevişmek için ikna etmeye çalışıyorsa bilin ki, bu erkekten size sadece zarar gelecek. Hemen yolları ayırmak yapabileceğiniz en akıllıca hareket. Çünkü bu kişi sizi kullanıp en zayıf anınızda terk edecektir.
Sizi gerçekten seven ve değer veren bir erkek bu isteğinize tamamıyla saygı duyup, bekleyecektir.
Kızların videoların altındaki yorumların bazıları şaşırtıcı bir şekilde erkeklere aitti ve bir çoğu buna saygı duyduklarını hatta ergenlikte kendilerinin de evliliğe kadar bekleme kararı aldıklarını ve hayatları boyunca bu anı tek bir kadınla paylaşmak istediklerine dair yorumlar bırakmışlardı.

Yani sevgili kızlar sakın bakir kalmayı tercih ettiğinizde yargılanacağınızı ya da sizin gibi bu masumiyeti saklayıp doğru kadın için bekleyen erkeklerin olmayacağını düşünmeyin.
Yukarıda paylaştığım ilk videodaki Milena erkek arkadaşıyla 5 yıl çıktıktan sonra evlenmiş. İkisi de ilişkilerin başlangıcında bunu evliliklerinin ilk gecesinde yaşamak istediklerinin kararını almış ve gerçekten 5 sene boyunca bunu beklemişler. İsterseniz evlilik videolarını da izleyebilirsiniz. Bir şey için ne kadar çok beklemek zorunda kalırsak o kadar kıymetini ve değerini biliriz. Bunun çocuk için ne anlama geldiği düğünden önce gözleri bağlı bir şekilde, sevdiği kızın elini tuttuğunda kendini tutamayıp ağlamaya başlamasında o kadar güzel belli oluyor ki.. pek bir söze gerek yok aslında.

Aşk masumiyet ister ve günümüz ilişkilerinde bu masumiyet yok olduğu için bu kadar çok çirkinlik var maalesef.
Unutmayın ki bir ilişkide erkek veren kadın daima alan taraftır. Bir kadın cinselliğini erkeğinle paylaşabilmesi için ilk önce erkeğin ona bir şey vermiş olması gerekir ve bu da onu himayesi altına almak, korumak ve sorumluluğunu üstlenmek yani evlilik masasında atılan imzadır. Evlilik sadece bir kağıt parçası değil, verilen kutsal bir sözdür ve sadece bu söz bu özel mahrem paylaşımı hak eder.