Dış gezegenler, ruh eşimiz & hayal kırıklıklarımız

  • Share

24 Haziran 2017 Yengeç burcunda Yeniay

  • Share

Mesleğimi & kariyerimi nasıl seçerim?

  • Share

16 Haziran - 22 Kasım 2017 Neptün Retrosu | Gizemli diyarlara yolculuk

  • Share

Evrenin Gizli Yasaları e-kitap

  • Share

9 Haziran 2017 Yay burcunda Dolunay

  • Share

Rüya günlüğü tutmak

  • Share

Dış gezegenler, ruh eşimiz & hayal kırıklıklarımız

Okuyucularımın çoğunluğunun dişi olduğundan ve en çok okunan yazılarımın da aşk üzerine olduğundan, dış gezegenlerin üzerimizdeki etkisi ve ruh eşi, ikiz alev gibi konular hakkındaki fikirlerimi paylaşacağım bir yazı yazmak istedim.

Bir kaç senedir ruh eşi, hatta şimdilerde ikiz alev kavramları çok popüler.
İlişkilerinde mutlu mesut olanlar ruh eşlerini bulduklarından bahsediyor, bulamayanlar ise benimki nerede, ne zaman gelecek diye merak edip, bekliyor.
Oysa hiçbirimiz tam olarak ruh eşi veya ikiz alev gibi birşeyin varlığından emin değil. Belki de yoktur ve biz boşuna bekliyoruzdur.
Peki ya nerden çıktı bu kavramlar ve onlara neden bu kadar çok inanasımız var?

Konuyla ilgili olan mitolojik bir hikayeyle başlayalım..

Mitolojik hikayeye göre eskiden kadın ve erkek bir ve tek olmanın huzuruyla mutlu mesut yaşarmış. Bedenleri, ruhları ve kalpleri tekmiş. Vücutları bitişik olduğu için erkeğin yapamadığını kadın, kadının yapamadığını da erkek yaparmış.
Zaman gelmiş ve geçmiş ve yunan tanrıları bu durumdan çok rahatsız olmaya başlamış.
Birinin eksikliğini diğeri tamamladığı için kadın ve erkek, tanrılar kadar güçlü, hatta onlardan daha da güçlü olmaya başlamışlar.
Zeus en sonunda bu duruma daha fazla izin verilemeyeceği kararını almış ve bir emir vermiş. Tüm erkek ve kadınlar bir baltayla birbirlerinden ayrılacaklarmış. Dehşet verici bir gün yaşanmış. Diğer yarısından ayrılanlar korku ve panik içerisinde birbirlerini arayıp durmuşlar.
Ve aradan yüzyıllar geçse de günümüzde dahi hala aramaya devam ediyorlar..

Ruh eşi, hatta şimdilerde moda olan ikiz alev kavramı çok romantik ve dıştan bakınca çok hoş gözüken kavramlar. Ama unutmamak gerekir ki bazen hoş olanların içi boş olabiliyor.

Birisi bana ruh eşi nedir diye sorduğunda, doğmadan önce bir birliktelik yaşayacağını kararlaştırdığın kişidir derim.
Bu kişi karşımıza çıkana kadar biz bir sürü ilişki deneyiminden geçebilir ve her seferinde gerçek aşkı bulduğumuzu zannedebiliriz. Oysa tüm bu sahte aşk deneyimlerinden geçiyor olmamızın tek sebebi olgunlaşmaktır. Bir süre sonra o kadar güzel pişmiş bir kıvama geliriz ki, karşımıza sıradan biri çıkar ama işte o sıradan kişi zamanla ruh eşimiz olur.
Ruh eşi olmak demek bana kalırsa zaman, sabır ve emek gerektiren bir şeydir.

Kimimiz bu dünyaya gelmeden önce uzun bir evlilik deneyimlemeyi seçer çünkü bu evlilik içerisinde yaşayacaklarıyla pişecek ve olgunlaşacaktır.
Kimimizin yolu başkadır. Yalnızlığı seçer. Belki ilişki konularını daha önceden deneyimlediği içindir belki de yalnızlığın derinliğini keşfetmek istediğindendir.
Ama bu dünyaya doğup, büyüp belirli bir yaşa geldikten sonra toplum baskısı nedeniyle kendini sorgulamaya başlar.
Bir birliktelik yaşamak zorunda olmak bazen bir istektir bazen ise sadece baskıdan kaynaklanır.
Ve kadının bir doğası vardır. Bu onun yaratılış sırlarıdır. Kadın alıcıdır. Almayı sever çünkü sadece alırsa verebilir. Bu yüzden bir kadın sevgiye açtır, ona oksijen kadar çok ihtiyaç duyar. Kadın sevgiyi alır, kadın erkeğini içine alır, kadın spermi alır. Kadın hayat ona ne sunarsa alır ve dönüştürür. Sevgiyi alıp güzelliğe, bolluğa ve berekete dönüştürür. Erkeğini içine alır ve hazzı yaşamasına sebep olur. Spermi alır ve sadece ona bahşedilmiş bir mucizeyle onu canlı bir varlığa dönüştürür.
Kadının bu alıcılığı onun en büyük gücü ve aynı zamanda en büyük zaafıdır.

Bir kadın sevgiyi alması gerektiğini çok iyi bilir ama bazen ona bunu sadece başkasının verebileceği yanılgısına düşer. Bir erkeğin!
Bir sevgilim olursa mutlu olacağım, evlendikten sonra huzurlu olacağım, hayatımda birisi olduktan sonra şunu bunu yapacağım, der. Ve karşısına çıkan ilk adama sümük gibi yapışır. Sonuçta zihnen kendisini bu adamın onu kurtaracağına formatlamıştır. Ve ardından dev bir hayal kırıklığı yaşanır.

Ruh eşinizi bulabilmek için, ilk önce kendi ruhunuzu bulmak zorundasınız. İlk önce elmanın yarısı olduğunuzu değil, en güzel elmanın iki yarısının da Siz olduğunuzu idrak etmeniz gerekir. Ve daha sonra tıpkı sizin gibi tam olan bir elmanın peşine düşmeniz gerekir, yarım değil.
Kendisini yarım hisseden bir insan sizi asla mutlu edemez. Hayatınızda sadece sorun çıkarır. Çünkü kendi sorunludur ve onların içinde boğuluyordur. Boğulan birisi sizi nasıl koruyabilir veya kurtarabilir?
İşte yanlış, sapkın, saplantılı ve karanlık aşkları hayatımıza bu şekilde çekeriz.

Benden ilişki danışmanlığı isteyenlerin haritalarında belirli ilişki kalıpları hemen gözüme çarpar.
Kişi bulunduğu ilişkiden memnun değildir ve sorunun tamamen karşı taraftan kaynaklı olduğundan emindir. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü o kişiyi hayatına çekmiş olmasına sebep olan kendisidir. Ve bu kişiyi postaladığında karşısına yine aynı özelliklerde birisi çıkacak ve o herşeyi sil baştan tekrar deneyimleyecektir. Ta ki sorunun karşı taraftan değil, kendisinden kaynaklandığını anlayana ve değiştirmek için iradesini kullanana dek.

Astrolojik bakış açısıyla bakarsak bize problem yaşatan gezegenler Uranüs, Neptün ve Plüton'un kişisel gezegenlerimizle olan bağlantısı veya transitidir.

Uranüsyen aşklar aniden çakan şimsekler gibidir. Bizi büyüler, derin uykumuzdan uyandırırlar ve gerçekten yaşamanın ne demek olduğunu çok güzel deneyimlettirirler.
Uranüs aşk hayatımızda ani iniş çıkışlar deneyimlememize sebep olur. Birden Eros'un okuna vurulmuşcasına ilk görüşte aşık oluruz ve bu aşk ne kadar hızlı başladıysa o kadar da hızlı biter. Kişi ben neden mutlu ve uzun birliktelikler yaşayamıyorum diye dert eder.

Neptün ve güney ay düğümü bağlantıları ruh eşi ve ikiz alev kavramlarına en yakın olanlardır.
Birisini görürsünüz ve birden etrafınızı öyle bir sis sarar ki, dünyayı sadece toz pembe görmeye başlarsınız. Karşınızdaki kişiyi bir yerlerden tanıyor olmalısınızdır ama onu ilk defa gördüğünüzden de emsinizdir. Bu insana kendisini yuvaya dönmüş hissini yaşatır. Genelde her iki tarafta aynı şeylerden hoşlanıyordur, ortak özellikler çoktur, hayaller ve hedefler aynıdır. Tıpkı bir masaldaki gibi bir aşk yaşarsınız. Şanslıysanız bu masal gerçektir ve ömürlük olur, ruh eşinizi bulmuşsunuzdur; şanslı değilseniz sonunda hayatınızda yaşayacağınız en büyük hayal kırıklığıyla yapayalnız kalırsınız. Maskeler düştüğünde meğer herşey yalanmış ve ben ne kadar da aptalmışım, beni büyülemesine izin vermişim dersiniz. Oysa burda da suçlu olan karşı taraf değil, Sizsinizdir.

İlişkilerin belki de en korkuncu ve düşmanımın başına dahi gelmesini istemeyeceğim ilişki türü plütonik olanlardır.
Burda tutku dolu ama karanlık, sapkın ve saplantılı, bağımlı bir ilişki söz konusudur. Aklınızdan ve kalbinizden o kişiye bir türlü çıkaramazsınız. Deliliğin sınırlarında, uçurumların kenarında bir yaşam sürmeye başlarsınız.
Aşk ve nefret, sevgi ve intikam tüm duyguların en uç noktaları yaşanır plütonik ilişkilerde ve genellikle kuvvetli bir kasırga misali her yeri tahrip eder. Bu ilişki bizi ya fiziken ya da ruhsal olarak öldürecektir. Bundan hiçbir kaçış yoktur. Ama merak etmeyin her ölümün ardından bir diriliş gelir

Bu 3 gezegen her ne kadar göz ardı edilse de, söz konusu aşk olduğunda bize ruh eşimizle veya ikiz alevimizle karşılaştığımızı zannettirebilir.
Bu gerçekten de doğru olabilir. Dış gezegenlerin transitleri ve tutulmalar buna sebep olabilir ama bu kişinin ham mı yoksa pişmiş mi olduğuyla çok alakalıdır. Olgun bir insan sığ ilişkilere girmeyecektir. Yinede bu gezegenlerin enerjilerinden etkilenecek ama iradesiyle doğru yolu seçmeyi bilecektir. Bilmeyenin işi zor olacaktır ama bu da onun olgunlaşması için güzel bir fırsattır.

Uzun lafın kısası ve tüm bu enerjilerin etkilerinden kurtulmanın yolu, kadının kendisini bilmesindedir.
Duygusal bir boşlukta iken bu transitlere yakalanırsanız, kendinizi kendi ellerinizle cehenneme atarsınız. Eğer yukarıda bahsettiğim toplum baskısını üzerinizde hissediyorsanız veya hayallerinizin gerçekleşmesini hayatınıza girecek olan adama bağlıyorsanız, bir de bunun üstüne bu gezegenlerin transitlerinden etkileniyorsanız, yanlış bir ilişki yaşama veya yanlış bir evlilik yapma olasılığınız yüksek olacaktır.

Hayat bize zehri de sunar, şifayı da. Sevgiyi de, nefreti de, aydınlığı da, karanlığı da.
Almak eğer bir kadının en büyük gücü ve en büyük zaafıysa, neyi almak istediğimizi, neye ihtiyacımızın olduğunu bilmek bizim en büyük görevimizdir.
Bu yüzden gerçek ruh eşimizi bulmanın yolu gerçek ruh eşi olmaktır.
Bir başkasının sana aşık olmasını beklemeden sen kendine aşık olmalısın. Bir başkasının kollarında sevgi aramadan, sevgi istediğini hissettiğin anda, kendine sarılarak bunu kendine verebilirsin. Yağmurun, toprağın, rüzgarın, kuşun ve çiçeğin seni beslemesine ve sevgi vermesine izin verebilirsin.
Bir kadın kendi doğasına, yani toprak anaya dönerek ve onun ona sunduklarını kabul ederek tüm aşk yaralarını sarabilir. Çünkü doğa bize sevginin dışarıdan gelen birşey olduğunu değil, içimizde saklı olduğunu öğretir.
İşte bu gerçekliği bir kere kavradıktan sonra hayatına girecek bir sonraki ilişki ruh eşin olabilir.

Eğer sen de dış gezegenlerin transitlerinden veya kendi kişisel haritandaki açılarından etkileniyorsan ve ilişkin hakkında yardım almak istiyorsan, bana sağ taraftaki (veya sayfanın altındaki) iletişim formundan ulaşabilir ve danışmanlık alabilirsin.

24 Haziran 2017 Yengeç burcunda Yeniay

3 derece Yengeç burcuna denk gelen bu yeniay ile birlikte hepimiz aile, yuva, huzur, geçmiş anılar, mutluluk ve sevgi gibi konular üzerinden yeni başlangıçlar deneyimleyeceğiz. 

Tam bayram üzeri olduğu için bu yeniay'ın kıymetini iyi bilin. 
Sevdiklerinize sevginizi derinden hissettirmeye niyet edin bu yeniay. 
Bu ömür kısa ve su gibi geçip gidiyor. 
3-5 günlük yaşamınızın sonunda bu dünyadan yanınızda götürebileceğiniz tek şey sevgi olacak. 
Bu yüzden sevgi, huzur, mutluluk, yuva ve aile için bu gece küçük bir mum ışığı yakın, ellerinizi semaya kaldırın ve şükredin. 
Etrafınızda size verilmiş olan armağanları idrak edin. 
Biz her zaman için kötü ve olumsuz olanı görmeyi seçiyoruz. 
Peki ya hiç mi güzel şey olmuyor hayatınızda? 
Hiç mi sizi seven yok?
Mutluluğunuz için uğraşan yok?
Tabii ki de var!
Hadi bırakın artık  görmezden gelmeyi ve kıymet bilmeyi niyet edin bu yeniay.
_____________________________

Yeniay günü niyet etmek ve gökyüzünde hilalin gözükmesini bekledikten sonra adım atmak gerekir. 
Siz de niyet edin ve bayramda niyetinizi gerçekleştirmek üzere adım atın. 
Ailesi olan ailesiyle geçirsin zamanını. Kimsesi olmayan yaşlılar veya kimsesizler yurduna gitsin. Ailecek tatile gitmeye hazırlanan, bu tatil en güzel aile anısı haline getirsin. 
___________________________

Sadece Güneş ve Ay yeniay uğruna kavuşmadılar birbirlerine. Mars ve Merkür de Yengeç burcunda bulunuyorlar. Dolayısıyla hem özümüz, hem duygularımız, hem enerjimiz hem de aklımız yengeç burcunun temsil ettiği tüm konularla ilgili olacak bu yeniay.

Venüs'ün kendi yönettiği burç olan boğada olması tüm bu enerjilere sevgi, huzur, güzel yemekler ve hayatın tadını 5 duyumuzla çıkartma fırsatını sunuyor. 
Bu fırsatı iyi değerlendirin. Çünkü size geri dönüşü muazzam olacak. 

☆☆☆

Yengeç burcunu zodyağın en güzel annesine benzetirim daima. 
Onun o kadar güzel, sıcak, korumacı ve şefkatli bir enerjisi vardır ki, tüm diğer su grupları gibi, yaraları derinden şifalandırabilr. 
Yeniay'ın yaralı şifacı Şiron'a yaptığı kare açıyla, bu içimizdeki anne parçamızın zor da olsa geçmişten gelen yaralarımızı şifalandırmasına izin vermeliyiz. 
En güzel intikam affetmektir, bunu unutmayın. 

İçimizdeki anne parçamız aile ve yuva kavramlarının değerini derinden hisseder ve kıymetlerini bilir. Çünkü hayattaki en önemli şey onlara sahip olmaktır. Bu yüzden sevgisini herkes ile paylaşır. Karşılığında da beklediği tek şey aynı miktarda sevgidir. 
 Ve her anne sevgi almanın ve hissetmenin yolunun vermekten geçtiğini bilir. 

O halde siz de verin ve hissettirin karşı tarafa ve en çokta kendinize sevginizi. Çünkü asıl cevher ruhunuz ve onun yuvası sizin bedeniniz. 
Ve izleyin sevginin size ne kadar güzel bir şekilde geri döneceğini. 

Kalpten verene, evren de kalbinden verir. 
Bu yeniay ile birlikte sevginin en derinini deneyimlemeniz dileğimle..

Mesleğimi & kariyerimi nasıl seçerim?


Hepimiz bu dünyaya farklı yeteneklerle geliriz. Kimimiz ticarete yatkındır, ekmek parasını buradan çıkarır. Kimimizin kalemi kuvvetlidir, yazarlık yaparak geçimini sağlar. Kimimiz ise üretkendir, girişkendir ve kendi işini kendi kurar. 

Rızık Allah'tandır ve bu yüzden herkesin onu bekleyen bir rızkı vardır. 
Ama önemli olan kaderinde seni bekleyen bolluk ve bereketi keşfedebilmektir. Çünkü doğru seçimler doğru yolları gösterir. Doğru yolda yürüyenin de bolluk ve bereketi cüzdanında her daim belli olur. 

Kısacası hepimiz bu dünyaya getirdiğimiz yeteneklerimizi kullanabileceğimiz meslek ve kariyerleri seçmeliyiz. 
Ama bizim için en uygun olan meslek ve kariyeri nerden bilebiliriz?
______________________________

Astrolojide 12 ev vardır. Her ev hayatımızın farklı alanlarıyla ilgilidir. Bu evlerin arasında para, iş ve kariyer ile ilgili olanlar da vardır. 

Neleri yaparak en çok parayı kazanabileceğimizi 2. evimiz gösterir. 
Nasıl bir iş ortamında rahat çalışabileceğimizi 6. evimiz gösterir. 
Ve toplumda en çok hangi kariyer ve meslekler  ile ün ve başarı elde edeceğimizi gösteren ev ise 10. evimizdir. 
Bu evlerde bulunan burçlar ve gezegenler ve yaptıkları açılar, yöneticilerin konumları bize hangi meslek alanlarını seçmemiz, en çok parayı nasıl kazanabileceğimiz ve bizim için en uygun olacak kariyerle ilgili bir sürü ipucu verirler. 
Geriye sadece iç sesimizi ve sezgilerimizi dinleyerek adım atmak kalır. 
Siz doğru yolda yürümeye niyet ettikten sonra evren size destek olup, bir çok kapıyı önünüzde kendiliğinden açacaktır. 

Aslında fırsatlar çoğu zaman ayağımıza gelir. Ama ah şu korkumuz yok mu bizi geride tutan.. İşte o korkunun sebep olduğu cesaretsizlik yüzünden bu fırsatları kaçırırız hep. 
Oysa kişi "bu benim kaderim, ben bu yolda başarılı olabilirim" inancına sahip olduğunda tüm kapılar açılır. Başarı, bolluk ve bereket ve en önemlisi de huzur, daimi yol arkadaşları olur. 
Çünkü çok basit ama genellikle gözardı edilen bir gerçek vardır. O da kişi sevdiği işi yaptığında, bunu bir iş olarak değil, bir hobi ve mutluluk kaynağı olarak görmesidir. 
Doğal olarak sevilerek yapılan iş, bereketi de beraberinde getirir. 

☆☆☆

Siz de hangi meslek veya kariyer alanların size uygun olacağını öğrenmek istiyorsanız bana carpediemcii@gmail.com'a mail atarak
ulaşabilirsiniz. 
Meslek ve kariyer için danışmanlık ücretim 600tl.

16 Haziran - 22 Kasım 2017 Neptün Retrosu | Gizemli diyarlara yolculuk


Aldatmanın ve aldanışın, rüya ile hayalin, illüzyon ile ilahiliğin gezegeni olan Neptün geri hareketine başladı. 

Neptün'ün bu bir kaç ay sürecek retro süreci boyunca hem biraz hayal dünyamızda kaybolacağız, hem biraz yalan dolanlarla uğraşacağız, bazen önümüzü net bir sekilde göremeyeceğiz, sisin içinde kalacağız, kararsız hatta aptalca davranacağız, ama tüm herşeye rağmen eninde sonunda Allah'a ve ilahi olana, birlik aşkına biraz daha yakınlaşacağız. 
Eğer bu dönemi verimli olarak kullanabilirsek, ruhumuzu arındıracağız ve hayatımıza farklı bir alemin penceresinden bakabilme yeteneğine kavuşacağız. 
_______________________

Kasım'a kadarki süreç boyunca Neptün bizleri sınayacak. 
Bu dünyanın ötesini görmemizi isteyecek. 
Hayatı bu yaşadıklarından ibaret sanma, alem içinde alem vardır, sen bilmezsin ama bilmek, görmek, tanımak ve en çokta hissetmek için çabala, diyecek. 
Biz onun bu isteğini yerine getirmez, onun enerjisine direnirsek, biraz acı çekmemiz ve görmezden geldiğimiz acı gerçeklerle karşılaşmamız çok doğal olacak. 
______________________

Neptün astrolojide 12. evi yönetir. 
12. ev inziva, dua, zikir, meditasyon, ruhsal konular ve rüyalar alemidir. 
Neptün'ün bizlerden beklediği tek şey bu konulara ağırlık vermemizdir. 

Neptün retrosu boyunca sizden evinize kapanıp, inzivaya çekilmenizi isteyemeyeceğim için, zaten doğal bir ölüm, inziva ve öteki alemlerin varlığını farketme olan, rüyaların gizemini ve büyüsünü keşfetmenizi istiyorum. 
Hayatınızda Neptün'ün olumsuz enerjilerinden etkilenmek istemiyorsanız, enerjisini dışa değil, içeriye yönlendirmelisiniz. Ve bunu en güzel gece rüyalarınız aracılığıyla başarabilirsiniz. 

Bu yüzden bugün itibariyle kendinizi bir rüya günlüğü edinin ve her gece yatmadan önce, hayatınızda cevaplarını aradığınız soruların veya takılı kaldığınız engel ve korkularınızın üzerine niyet ederek uykuya dalın. 

"Ruhumu, ben yatağımda mışıl mışıl uyurken bilgelik okuluna gönderiyorum ve şu şu .. sorunu/soruyu/korkuyu/görevi öğrenmesini, çözmesini ve şifalandırmasına niyet ediyorum ve tüm gördüklerimi uyandıktan sonra hatırlamak istiyorum," diyerek dua edin. 

Ve sonra bırakın gitsin. 
Bilmeniz gerekenleri, siz rüyanızı hatırlasanız da hatırlamasanız da öğrendiğinizi bilin ve ertesi gün başınıza gelen olaylara veya hissettiklerinize önem verin. 
Rüya çalışması yapmaya başladıktan bir süre sonra evrenin sizi gün içerisinde yönlendirdiğini ve ihtiyacınız olan bilgileri size öğrettiğini hissedeceksiniz. 
Yeterki ona kulak verin. 

☆☆☆

Neptün retrosunu içinizi şifalandırmak için bir fırsat olarak değerlendirin. 
Kırdığınız insanlar, incittiğiniz kalpler, yanlış yapmış olduğunuz seçimler, pişmanlıklar ve hatalar.. aklınıza ne geliyorsa ve kalbinizde ağırlık hissine sebep olan ne varsa, hepsini niyet ederek şifalandırın bu dönem. 
Gece yatmadan önce dua edin ve karşı tarafın ruhundan izin isteyin. Seni ziyaret etmek istiyorum, senden af dilemek veya seni affetmek istiyorum, lütfen bana izin ver, deyin. Ve kişi bir kaç gün içerisinde sizi rüyasında gördüğünü söylerse hiç şaşırmayın. Çünkü bizim gerçek olarak algıladığımız şeylerin dışında daha da yüce bir gerçeklik vardır. Belki gözlerimizle göremediğimiz, ellerimizle dokunamadığımız ve kulaklarımızla duyamadığımız ama kesinlikle kalbimizin derinliklerinde hissedebildiğimiz bir gerçek. 
Bambaşka bir alemdir bu. 
Ve bu retro bu aleme giden anahtarı sunuyor ellerinize. 
Seçimi ise her zamanki gibi size bırakıyor.

Not:
Neptün geri hareketine 14 derece Balık burcunda başlayacak ve 22 Kasım 2017'de 11. dereceye kadar geriledikten sonra yine düz hareketine dönecek. 
Yükselen, güneş, ay veya diğer kişisel gezegenleri bu derecelerde bulunanlar bu dönemden daha yoğun etkilenecekler.

Evrenin Gizli Yasaları e-kitap


"Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. 
Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda, artık yapacak bir şey yoktur; o gerçeklik size ait olur. 
Bundan başka bir yol yoktur. 
Bu, felsefe değildir. 
Bu, fiziktir."
- Albert Einstein -
_____________________________

Biz kendimizi hayatın koşuşturmasına öyle bir kaptırırız ki, etrafımızda olup biten gerçekliklerin farkına varamaz hale geliriz. 
Ve bir süre sonra sorgulamaya başlarız hayatı.
Ben ne uğruna nefes alıyorum?
Ben neden kendimi bu kadar çok tüketiyorum? diye sorarız..
Sorarız ve cevaplarını aramak için koyuluruz yollara.

☆☆☆

Bu küçük, yaklaşık 80 sayfalık rehber e-kitapçık boyunca sizi sorularınızın cevaplarını bulma yolculuğuna çıkartmayı umuyorum. 
Evrenin kapalı kapılar ardında çalışan gizli ve ilahi yasalarıyla tanıştırmak istiyorum. 
•••

Farkına varmanızı istiyorum..
Aslında yaşadıklarımıza bizler sebep oluyoruz. 
Cenneti de, cehennemi de kendi gücümüzle yaratıyoruz.
Sadece bunun farkına varmak işimize gelmiyor. Çünkü bazı şeyleri öğrendikten sonra, sorumluluk almamız gerektiğini biliyoruz. 
Ve sorumluluk yük gibi gelir insana. Aptalca, cesaretsiz ve cahil bir hayatı yaşamak kolaydır.
Zor olan, bilinçli bir yaşam sürmektir. 

Eğer evrenin nasıl çalıştığını, yasaların nasıl işlediğini bilirseniz, elinizde kuvvetli bir gücün varlığını hissedeceksiniz. 
Hayatınızı değiştirebilmek sizin elinizde. 
_______________

E-kitap boyunca cevaplarını bulabileceğiniz sorular:
• Bolluk ve bereketi hayatıma nasıl çekebilirim?
• Huzurlu bir hayat için neler yapabilirim?
• Gerçek aşkı ve sevgiyi nasıl elde edebilirim?
• Hayallerimi ve isteklerimi nasıl gerçekleştirebilirim?
• Kendimi köle gibi bir yaşam sürmekten nasıl kurtarabilirim?
• Etrafımdaki olumsuz enerjilerden nasıl korunabilirim?
• Kendimle ve sevdiklerimle nasıl sağlıklı ilişkiler kurabilirim?

Bunları ve daha fazlasını küçük bir yaşam rehberi olarak görebileceğiniz bu e-kitapçıkta bulabilirsiniz. 

Kitabı almak için bana carpediemcii@gmail.com'a mail atabilirsiniz.
Fiyatı 10tl.

Diğer e-kitaplara gözatmak ister misin?

9 Haziran 2017 Yay burcunda Dolunay


Yeni bir dolunay & yeni bir tamamlanış, açığa çıkış ve farkına varış var kapımızda.

Bu dolunay Yay burcunun 18. derecesinde gerçekleşecek ve bize yürümekte olduğumuz hayat yolculuğumuzu biraz sorgulamamıza sebep olacak. 

Yay burcu derin bir burçtur. Hayata olumlu bir pencereden bakmayı tercih eder daima. Bu özelliği sayesinde diğer burçlar gibi karanlıklarda pek fazla kalmaz. Çünkü yaşamına kuşbakışı bakar. Kimsenin göremediklerini görür. 
_____________________________

Önümüzdeki bu dolunay ile birlikte sizden, 9 Haziran akşamında yalnız kalabileceğiniz veya rahatsız edilmeyeceğiniz bildiğiniz bir yere çekilmenizi istiyorum. 
Kendinize bir 10 dakika ayırın ve gözlerinizi kapatın. Gözlerinizle birlikte zihninizi de susturun ve kendinizi yukarıda resimdeki kişi olarak hayal edin. 
Bir salıncakta sallanıyorsunuz geleceğe doğru. Etraf sisli ve puslu. Bu sise sebep olan biraz Neptün, biraz Satürn. 
Bu iki gezegenin enerjilerini hissedin. Onlardan korkmaktansa saygı duymaya çalışın. Çünkü onlar Allah'ın ilahi planını gerçekleştirmek için görevlendirilmiş yardımcılar. Sizin kötülüğünüzü değil, iyiliğinizi istiyorlar. 

Siz her geleceğe doğru sallandığınızda, tam hayal ve hedeflerinize yakınlaştığınızı zannederken, salıncak yine arkaya, yani şimdiki zamana doğru kayıyor. 
Ve tam o sırada kulağınıza 3 soru işittiriliyor.

• Seni her geceden sonra uyandıran, kalbinin atmasını sağlayan, onu gerçekleştirmek uğruna nefes almaktan vazgeçmediğin güç ne?
• Nedir seni dimdik ayakta tutan? Nedir sana umut ışığı veren? Geleceğe doğru adım atmanı sağlayan?
• Ve son olarak, ne yapmalısın Sen sence salıncak her geriye doğru geldiğinde, geleceğe daha da güzel, umutla ve güçlü bir şekilde sallanabilmek için?

Bu soruların cevabını bul. 
Sezgilerini dinle!
Tüm aradığın cevapları ve ihtiyaç duyduğun gücü kendi içinde bulacaksın. 
Yaşadığın bu ömrü sakın değersiz zannetme. Çünkü bir görev ile geldin ve görevini yerine getirmek için savaşmalısın. 
Belki bu görev bir anne olmak senin için veya başarılı bir kariyere sahip olmak. Belki yardım etmek ve etrafına ışık saçmak için gönderildin, belki de sessiz sakin bir hayat yaşamak, sükünetin keyfini çıkartmak görevin. 
...

Her dolunay insana kendisini iki arada bir derede kalmış hissini yaşatır. 
Çünkü yeniay'dan bu yana ektiklerini biçtirir adama. 
Eğer adımını başarılı bir şekilde atmışsan huzuru deneyimlersin. Eğer başarmak istediklerini başaramadıysan, huzursuzluk hissedersin. 
Kendinle yüzleşebilecek kadar cesaretli ol!
Varsa hataların kabul et, bir dahakine daha iyisini yapmaya niyet et. 
Varsa kırdığın kalpler af dile ve sen de affet.
Ve eğer varsa içinde biriktirdiğin karanlıklar her birini bu dolunay ile birlikte yok et. 
Çünkü bu dolunay yanlış inançlarından arınma zamanı. 
İkizler burcundaki Güneş'in sana sunduğu bilgileri al ve Yay burcundaki Ay'ın etkisiyle tüm edinmiş olduğun bilgileri bilgeliğe çevir sonra da kalbinin merkezine yerleştir.
_____________________________

Bu dolunay kendinizi sorgulayın, hedeflerinizi, inançlarınızı, istek ve arzularınızı. Çünkü eğer bunu yapmazsanız, salıncakta sallanırken yanı başınızda duran Neptün sizi öyle bir sis altında bırakır ki, salıncaktan tam yanlış zamanda atlama kararı alabilirsiniz ve yere çakıldığınızda hayal kırıklığı deneyimleyebilirsiniz. Ve sizi yere çakıldığınızda bekleyen Satürn: 'Sen hiç akıllanmıyorsun ahbap, sana 2 senedir Yay burcundaki misafirliğim boyunca öğrettiklerimin hiç birini anlamıyorsun' diyerek, başınızın ağırmasına sebep olabilir. 

Dolayısıyla yukarıda tavsiye ettiğim 10 dakikalık dolunay ile birlikte başbaşa kalma ve hedeflerinizi doğru saptama çalışmasını yapın. 
Saçma sapan hevesler uğruna ve aslında işinize yaramayacak hayal ve heveslerden vazgeçin. Merkezinize kendinizi yerleştirin ve gerçekten bu dünyadaki var oluş misyonunuza göre hareket edin. 
Neptün ilahi plana olan saygıdır ve Satürn korkusuzca ama kesinlikle bilinçli ve sağlam adımlar atarak bu ilahi plana hizmet etmek ister. Siz de bunu yapın. 
Adımlarınızı Satürn ile Neptün'e karşı değil, onlara hizmet edecek şekilde atın.

☆☆☆

Gerçekleri göreceğiniz bir dolunayınızın olması dileğimle..

Rüya günlüğü tutmak


Astrolojide 12. ev en gizemli evlerden biridir. Çünkü öte alem, metafizik konular, astral boyut ve rüyalar bu evin konuları arasındadır.

12. evinde gezegenleri bulunan kişilere spiritüel konularla ilgilenmeleri tavsiye edilir. Aksi takdirde kişi gezegenin olumsuz enerjilerini deneyimlemeye açık hale gelebilir. Mesela bu evde Satürn'ü bulunanlara oruç tavsiye edilir. Ay'ı bulunanlara meditasyon ve zikir çalışmaları, Mars'ı bulunanlara ise Yoga gibi fiziksel aktiviteler önerilir.
Bu tür uygulamalar kişinin ruhuna iyi gelir, onu içsel bir dengeye kavuşturur. Bu evin temsil edebileceği olumsuz enerjilerden korur.

12. evde gezegenleri bulunan kişiler şanssız olabilecekleri kadar bazı konularda da şanslıdırlar. Mesela bu kişilerin muazzam bir hayal güçleri vardır. Ayrıca genellikle öte alemle kuvvetli bir bağları olur. Rüya yaşantıları ise benzersizdir.
Bazı kişiler geceleri rüyalarında ilhamlar alırlar. İşte bu ilhamları alanlar genellikle 12. ev insanlarıdır. Tıpkı balık burcu insanlarında da olduğu gibi, bir şeyi sezgisel olarak bilebilirler. Onlara bu bilgiyi nerden edindiklerini sorarsanız, büyük ihtimalle size cevap veremeyeceklerdir. Çünkü gerçekten bu ilham kaynağının nerden geldiğini bilmezler, sadece hissederler.

12. ev insanlarının sahip olduğu bu yeteneklere aslında hepimiz sahibizdir. Sadece yaşam tarzımız, alışkanlıklarımız veya zaaflarımız aracılığıyla bu yollarımızı kapatmış ve bu yüzden hissedemiyor olabiliriz. Ama kapanmış bu yolları yeniden aralamaya çalışmak mümkündür. Nasıl mı? Rüyalar aracılığıyla..

Senelerdir deneyimlediğim ve çok faydasını gördüğüm rüya günlüğü tutma konusundaki deneyimlerimi paylaşmak istiyorum bu blog yazımda.

Daha önce ruhsal uyanış - kendi hikayem diye bir yazı paylaşmıştım ve orada rüyalardan ve onların gücünden bahsetmiştim.
O zamanlar okuduğum bir kitapta korkularımız üzerine rüyaya yatarak, onları şifalandırabileceğimiz yazıyordu. Ben de tüm korkularımı bir kağıda yazıp, her gece o korkumun sebebini ögrenmek ve sonrasında da şifalandırabilmek için niyet ediyordum. Ve o yazımda da paylaştığım gibi, hayatımda en ilginç rüyaları gördüğüm bir dönem oldu.

O günlerde kendime küçük bir rüya günlüğü edinmiştim ve her gece gördüğüm rüyaları içine not ediyordum. Ve bunu zamanla alışkanlık haline getirdim. Her rüyamı yazmasam da, önemli olduklarını ve aslında bana bir mesaj vermek istediklerini hissettiğim rüyalarımı hala yazıyorum oraya.

Rüya günlüğü tutmanın faydaları neler? 

Faydaların başında, size başlangıç aşamasında anlamsız gelen bir çok rüyanızı, üzerinden zaman geçtikçe şifrelerini çözebilecek duruma geliyor oluşunuz var.
Bunun için canım sıkıldığında tıpkı bir roman okur gibi, elime rüya günlüğümü alıyor ve okuyorum. Gördüğümü unuttuğum o kadar çok rüya oluyor ki, şaşırıyorum. Ve genelde rüyanın üzerinden aylar hatta yıllar geçmiş olması nedeniyle, rüyanın başta sembolik olan anlatımı gerçekleşmiş oluyor ve böylelikle daha kolay yorumlayabiliyorum.

Zamanla beni gerçek hayatımda meşgul eden birçok olayı rüyalarda çözebildiğimi farkettim.
Yani rüya alemi kendinizi şifalandırabilmeniz için ve üzerinze gelecek olan olumsuz şeyleri önceden görüp, önlem alabilmeniz için çok güzel bir armağan insanoğluna.

Gece yatmadan önce dua ederek niyet etmenin önemi: 

İnsanın 3 çeşit rüya gördüğü kabul ediliyor. Bunlar rahmani, şeytani ve bilinçaltı rüyaları olarak adlandırılıyor.
Rüya günlüğünüze yazmaya unutmamanız gereken rüyalar rahmani olanlar. Burada rahmani ile şeytani rüyaları birbirinden ayırtetmekte zorlanabilirsiniz. Başlangıç için tüm rüyalarınızı yazmanız aralarındaki farkı anlayabilmeniz için yardımcı olacaktır. Rahmani rüyalarda korku ve endişe duyguları yoktur. Teslimiyet ve huzur ön plandadır.
Şeytani rüyalar ise olumsuzluk yüklü olurlar ve kişiye vesvese vermekten ve korku yüklemekten başka birşey yapmazlar. Mesela sevdiğiniz birinin hastalığı ile korkutulursunuz veya eşinizin sizi aldattığını görürsünüz. Tüm buna benzer rüyalar bizi aslında uyarmazlar, daha çok zaptetmeye çalışırlar. Korkumuzdan beslenmek isteyen varlıklardır genellikle bunları gösterenler.
Şeytani rüyalardan kurtulabilmenin en güzel yolu rüyada bilinçli olmaktır. Bunu başarmak başlangıçta zor gibi gözükse de belirli tekniklerle zamanla başarılabilinir. Rüya görürken, bedenizin aslında yatakta yattığını ve size hiçbir şey olamayacağını bilirseniz, korkusuzca içinizdeki şeytanlarla savaşabilir, korkularınızı yenebilir, hatta musallat gibi olaylardan kendinizi kurtarabilirsiniz. Bunun için gece yatmadan önce niyet etmelisiniz. Hatta dua ettikten sonra ruhumu bilgelik okuluna gönderiyorum ve şunu ... şunu ... ögrenmesini veya çözmesini, şifalandırmasını istiyorum, diyebilirsiniz. Bunu her türlü konuda yapın. Çünkü niyet etmek iradeyi kullanmaktır.

Son verdiğim örnekle ilgili hepimizin şıkça yaşadığı kendi rüya deneyimlerimden bahsetmek istiyorum.
Rüyalarımda arada sırada evimin kapısına gelen birilerini görüyorum. Bu genellikle çok uzun boylu siyah cübbeli bir varlık oluyor. Bazen elinde bir bıçak taşıyabiliyor. Bazen ise normal bir insan kılığında görüyorum.
Çocukken çok korktuğum ve uyandığım bu rüya büyüdükçe ve rüyalarımı biraz da olsa kontrol edebilmeye başladıktan sonra değişmeye başladı.
Gerçek hayatta kendimi karıncaya dahi zarar vermeyen biri olarak tanımlarım ama buna benzer rüyalarda içimden, rüyamın içinde dahi kendime şaştığım bir güç çıkıyor ortaya ve kapıya gelen bu varlığı hamlesini yapmadan yakalıyor ve gerçek hayatta hiçbir sekilde gösteremeyeceğim bir cesaretle bıçaklıyor, boğazlıyor veya gözünü oyabiliyorum.

Başta neden buna benzer rüyaları gördügümü anlayamıyordum ama sonra Renan Seçkin'in görüş dışı kitabını okurken cevabını kendimce keşfedebildim.
Ev, haneyi, mahremiyeti ve ruhumu simgeliyordu. Kapıya gelen varlığı ise musallat olmaya çalışan biri olarak yorumlayabiliyorum.
Keza aynı şekilde rüyada gecenin bir vakti açık gördüğüm kapı ve evde birisi varmış hissi, bana kendimi korumam, hatta astral planda tehdit altında olduğumu gösteriyor. Bir kaç kere buna benzer rüyanın ardından karabasan deneyimi de yasadığım oldu. Birisi tüm gücüyle ruhumu bedenimden ayırmak istercesine savaş verdi. Neyseki rüyada dahi besmele çekmek bu gibi varlıkların güçlerini tamamıyla yok ediyor.
Rüyanızda bilinçli olmanız, istediğiniz zaman kendinizi uyandırmanız veya dua edebilmeniz size bu gibi durumlarda çok büyük bir fayda. Bu yüzden bu yeteneğinizi geliştirmeye çalışın.

Görüş dışı kitabında rüya kapılarından behsedilmiş ve yazar tıpkı bu dünyada nasıl yürümeyi, konuşmayı öğrendiğimiz gibi, astral boyutta da belirli şeyleri kendi başımıza öğrenmemiz gerektiğinden bahsediyor. Bu ögrenim genellikle ilahi varlıklar aracılığıyla gelişirmiş. Bu yüzden bazı rüyalar, ki ben bunları rahmani olarak adlandırıyorum, inisiye eden, yani kişiyi enerjisel olarak hazırlayan rüyalarmış.

Rüyalarınızda kiminle veya neyle beden teması kurduğunuzu ve bu temasın size neler hissettirdiğine önem verin. Çünkü bedensel temas ile inisiye edildiğimiz rüyalarımız oluyor. Bu tür rüyaları kesinlikle rüya günlüğünüze yazın çünkü genelde bu tür rüyalardan sonra gerçek hayatınızda da değişimler deneyimlemeye başlıyorsunuz.

Mesela bir kaç sene önce kendimi doğada bir masada otururken, gökyüzünde yüzüme tıpkı Ay'a benzer, Jüpiter'in vurduğunu görüyorum. Yanında bir bilgeye benzer tanımadığım bir kadın var. Bana avuçlarımı açtırıyor ve söylediği ilahi eşliğinde mercana benzer turuncu küçük taşlar koyuyor. O taşların enerjisi bana o kadar fazla geliyor ki, bayılacakmış gibi oluyorum. Bilge beni hemen kollarımdan tutuyor ve kaldırıyor. Seni koruyan bir taşın yok mu? diye soruyor. Rüyanın yoğunluğuna dayanamadığım için bu aşamadan sonra uyanıyorum. Ve doğal taş yolculuğum gerçek hayatta bu rüyamdan sonra başlıyor. Her yerde rüyamdaki o taşları aradım ve arıyorum ama henüz bulamadım. Tuhaf bir şekilde sanki o rüya bende bir kanal açtı gibi hissediyorum. Bu rüyadan sonra belirli taşları rüyamda gördüğüm, sonrada gidip mısır çarşısında onları aradığım çok oldu. Ama doğal taşları bir başka blog yazısını bırakmak istiyorum.

Son olarak bilinçaltı rüyalarına değinip yazımı sonlandıracağım.
Bu rüyaları ayırtetmek aslında çok kolaydır. Gün içerisinde çözmek istediğiniz basit konuları rüyanızda çözersiniz. Bu rüyalar genellikle anlamsızdır ve yazılmaya değmez.
Bilinçaltı rüyasına bir örnek vermek gerekirse, mesela akşam yatmadan önce tuvalete gitmezseniz, bütün gece boyunca bir tuvalet arar durursunuz. :)

Rüyalar mahremdir, tıpkı haritamızdaki 12. evimiz gibi. Onları gerçekten yorumlamak istiyorsanız, rüya tabirlerinden vazgeçin ve kendinize bir rüya günlüğü edinin derim. Bir başkası sizi sizden daha iyi tanıyamaz. Bu yüzden rüya tabirleri belki belirli sembollerin yorumunda yardımcı olsa da, rüyanızı tam manasıyla yorumlayamaz. Bu sizin yeteğiniz ve onu geliştirmelisiniz. Çünkü bunu bir kere başardıktan sonra, gerçek hayatınızda size sorun teşkil eden herşeyi, astral alemde çözebilirsiniz.

Not: Ben bu yazımda bir kaç rüyamı anlatmış olsam da, siz siz olun ve rüyalarınızı kendinize saklayın. Çünkü bazılarının manaları büyüktür ve nazar deninen bir şey vardır. Ondan korunmanız için, içinizi sadece bir kağıt parçasına dökün.