Ay kova burcunda

Mayıs 01, 2016

Sürü olmak, sürü içinde gitmek ve öylece yol almak istersen yaşamın boyunca sadece kıç görürsün. 
- Alman atasözü -


Sevgili Kovaların yönetici gezegeni farklılığı seven Uranüs ve yaşlı, bilge Satürn'dür. 
Bu nedenle kovalar hem füturistik hem bilge olurlar. Ya teknolojiyle ya da okültizme olan meraklarıyla bilinirler. Farklı ve tuhaf olan berşey ilgilerini çeker.
Genelde duygusal insanlar değillerdir. Onlar akıllarıyla hareket ederler. Mantıklı davranırlar ve kesinlikle sezgilerini dinlerler. Hava elementine mensup oldukları halde, sezgileri gayet kuvvetlidir.
Hem maskulen hem sabit bir burç olduklarından dolayı, yürüdükleri yoldan sapmazlar. Sürüyle yürümeyi sevmedikleri gibi, devrimci ve daima yeniliklerden yana olan insanlardır. Kendilerine has yaşam tarzları vardır. 
Hayata olan bakış açılarını değiştirmeseler de, hayat onları duygusal olarak sürekli değişime zorlayacaktır. Ama bu onlar için çokta büyük bir problem değildir. Sabitliği sevselerde, yeniliklere çabuk adapte olurlar.

Ay'ın Kovada çok rahat etmediği bilinir. Çünkü Ay'ın asıl evi Yengeçtir. O sıcaklığı, duygusallığı, aileyi arar. Oysa Kovalar aileden daha çok arkadaşlığa ve sosyal çevrelerine önem verirler. Çünkü Kova'nın asıl evi 11.evdir. Bu nedenle hayatları boyunca kök salmakta zorlanırlar. 
Modern binalarda kendilerini rahat hissetmezler çünkü bu Ay'a ters düşer. Evcil, sıcak, yuvamsı yerlerde de kendilerini rahat hissedemezler çünkü bu da onların Kova yanlarına ters düşer. Kapalı, karanlık, rutubetli yerlerden nefret ederler. Onların gökyüzünü görebilecekleri, özgür olduklarını hissettikleri bir yere ihtiyaçları vardır. 
Kovaların en çok ihtiyaç duydukları şey özgürlüğün ta kendisidir. Baskıya ve bağımlılığa asla gelemezler.
Bu yüzden birçok Kovanın girişimci olduğunu görürsünüz. Kendi işlerini kendileri kurarlar ve yaptıkları şeyle yahut sundukları hizmetle kimseye benzemezler. 

Kovalar evrenseldir. 
Tek bir yere bağlanamadıkları için, (kova) ama bağlanmak istedikleri için (Ay) bir hayli zorlanırlar. Duygusal olarak dengede kalabilmek için, her iki parçayıda birleştirip dengeyi kurabilmeyi öğrenmeleri gerekir. 
Bu ilişkileri için de geçerlidir. 
Bir çok Ay'ı kovada olan insan bir aile kurmaktan uzak durabilir. Anne veya Baba dahi olmamayı tercih edebilir. Bağımsızlığına ve kendine has olan bireyselliği onun için çok önemlidir. 
Yatağını bir başkasıyla paylaşmak istemez. Yanındaki insanın beden ısısı, çıkarttığı sesler yüzünden boğuluyormuş hissine kapılabilir. 
Kova'nın mekana ve özgürlüğe ihtiyacı vardır. Aşırı duygussalığa gelemez. Aklın ve mantığın burcu olduğundan, kendi duygularının bile farkına varamayabilir. Hele karşısındaki insanın aşırı duygusal oluşu, onun kaçmasına sebep olabilir. Çünkü bir anlam veremez, anlam veremediği için, yardım edemez. 

Kovalar hümanistirler.
 Kimseyi yargılamaz, oldukları gibi kabul ederler. Insanlığın daha iyiye gitmesi için elinden geleni yapan, yapmak isteyen tiplerdir. Insanlığı ve toplumu bu kadar çok düşünmelerine ve sevmelerine rağmen, kendilerini insanların arasında yalnız hissederler. 
Kovaların, kendilerini hafif uzaylı gibi hissediyor olmaları, bir türlü, kendileri gibi olan insanları aramalarına rağmen, bulamamaları, onları yalnızlığa iter. Diğer insanlarda bu durumun farkındadır. Bu nedenle gerçekten uzaylı gibi davranabilirler. Kendilerini bir gruba ait hissetmek isteselerde, edemezler. Kendileri gibi olanları arasalarda, bulamazlar. Diğerleri için tuhaf, anlaşılmaz ve öngörülemeyen davranışları insanların onlardan uzak durmalarına sebep olur. Oysa kendileri gayet sıradan ve normal olduklarını düşünürler. 

Kovaların bağlanma problemleri vardır. Bunun tam olarak ne demek olduğunu bir türlü anlayamazlar. Bu nedenle ilişkileri var veya yok, çok umurlarında değildir. Biri gelir, diğeri gider havasındadırlar. Ayrılıklar genelde onları duygusal olarak sarsmaz. Geleceğe odaklı oldukları için, geçmişte takılı kalmaz, gelecektekilere odaklanırlar. 

***
Hepimizin tanıdığı Ay'ı Kovada olan Marilyn Monroe ve Prenses Diana yukarıdaki anlatılanlara güzel bir örnek olabilir. 
Onlar herşeye sahipmiş gibi gözüken kadınlardı. Güzellik, para, şöhret. Ama içten içe hep yalnızlardı. Başkaların özenebileceği ilişkilere sahiplerdi ama bu onları tatmin etmiyordu. Sevemiyorlardı, çünkü sevilecek olanları bulamıyorlardı. 
***

Bazen zor gibi gözüken durumlar bize yep yeni kapılar açabilecek potansiyele sahip durumlardır. 
Başka insanlarla bir arada yaşayabilmenin, onları sevmenin yolunun, ilk önce öz sevgi ve saygıyla başladığını kendimize hatırlatmamız gerekir.
 Kendi yalnızlığı içinde huzuru bulan, başkasının yanında huzuru daha kolay bulabilir. Kendi yalnızlığından kaçan, kendisini sevmeyi öğrenemeyen bir başkasını sevemez. Onda huzuru asla bulamaz. 
O halde yalnızlığımızı ve farklılığımızı kabul etmek, gerçek sevginin yolunu açabilecek kapının anahtarıdır.

******************

You Might Also Like

0 yorum

Ay kova burcunda

Sürü olmak, sürü içinde gitmek ve öylece yol almak istersen yaşamın boyunca sadece kıç görürsün. 
- Alman atasözü -


Sevgili Kovaların yönetici gezegeni farklılığı seven Uranüs ve yaşlı, bilge Satürn'dür. 
Bu nedenle kovalar hem füturistik hem bilge olurlar. Ya teknolojiyle ya da okültizme olan meraklarıyla bilinirler. Farklı ve tuhaf olan berşey ilgilerini çeker.
Genelde duygusal insanlar değillerdir. Onlar akıllarıyla hareket ederler. Mantıklı davranırlar ve kesinlikle sezgilerini dinlerler. Hava elementine mensup oldukları halde, sezgileri gayet kuvvetlidir.
Hem maskulen hem sabit bir burç olduklarından dolayı, yürüdükleri yoldan sapmazlar. Sürüyle yürümeyi sevmedikleri gibi, devrimci ve daima yeniliklerden yana olan insanlardır. Kendilerine has yaşam tarzları vardır. 
Hayata olan bakış açılarını değiştirmeseler de, hayat onları duygusal olarak sürekli değişime zorlayacaktır. Ama bu onlar için çokta büyük bir problem değildir. Sabitliği sevselerde, yeniliklere çabuk adapte olurlar.

Ay'ın Kovada çok rahat etmediği bilinir. Çünkü Ay'ın asıl evi Yengeçtir. O sıcaklığı, duygusallığı, aileyi arar. Oysa Kovalar aileden daha çok arkadaşlığa ve sosyal çevrelerine önem verirler. Çünkü Kova'nın asıl evi 11.evdir. Bu nedenle hayatları boyunca kök salmakta zorlanırlar. 
Modern binalarda kendilerini rahat hissetmezler çünkü bu Ay'a ters düşer. Evcil, sıcak, yuvamsı yerlerde de kendilerini rahat hissedemezler çünkü bu da onların Kova yanlarına ters düşer. Kapalı, karanlık, rutubetli yerlerden nefret ederler. Onların gökyüzünü görebilecekleri, özgür olduklarını hissettikleri bir yere ihtiyaçları vardır. 
Kovaların en çok ihtiyaç duydukları şey özgürlüğün ta kendisidir. Baskıya ve bağımlılığa asla gelemezler.
Bu yüzden birçok Kovanın girişimci olduğunu görürsünüz. Kendi işlerini kendileri kurarlar ve yaptıkları şeyle yahut sundukları hizmetle kimseye benzemezler. 

Kovalar evrenseldir. 
Tek bir yere bağlanamadıkları için, (kova) ama bağlanmak istedikleri için (Ay) bir hayli zorlanırlar. Duygusal olarak dengede kalabilmek için, her iki parçayıda birleştirip dengeyi kurabilmeyi öğrenmeleri gerekir. 
Bu ilişkileri için de geçerlidir. 
Bir çok Ay'ı kovada olan insan bir aile kurmaktan uzak durabilir. Anne veya Baba dahi olmamayı tercih edebilir. Bağımsızlığına ve kendine has olan bireyselliği onun için çok önemlidir. 
Yatağını bir başkasıyla paylaşmak istemez. Yanındaki insanın beden ısısı, çıkarttığı sesler yüzünden boğuluyormuş hissine kapılabilir. 
Kova'nın mekana ve özgürlüğe ihtiyacı vardır. Aşırı duygussalığa gelemez. Aklın ve mantığın burcu olduğundan, kendi duygularının bile farkına varamayabilir. Hele karşısındaki insanın aşırı duygusal oluşu, onun kaçmasına sebep olabilir. Çünkü bir anlam veremez, anlam veremediği için, yardım edemez. 

Kovalar hümanistirler.
 Kimseyi yargılamaz, oldukları gibi kabul ederler. Insanlığın daha iyiye gitmesi için elinden geleni yapan, yapmak isteyen tiplerdir. Insanlığı ve toplumu bu kadar çok düşünmelerine ve sevmelerine rağmen, kendilerini insanların arasında yalnız hissederler. 
Kovaların, kendilerini hafif uzaylı gibi hissediyor olmaları, bir türlü, kendileri gibi olan insanları aramalarına rağmen, bulamamaları, onları yalnızlığa iter. Diğer insanlarda bu durumun farkındadır. Bu nedenle gerçekten uzaylı gibi davranabilirler. Kendilerini bir gruba ait hissetmek isteselerde, edemezler. Kendileri gibi olanları arasalarda, bulamazlar. Diğerleri için tuhaf, anlaşılmaz ve öngörülemeyen davranışları insanların onlardan uzak durmalarına sebep olur. Oysa kendileri gayet sıradan ve normal olduklarını düşünürler. 

Kovaların bağlanma problemleri vardır. Bunun tam olarak ne demek olduğunu bir türlü anlayamazlar. Bu nedenle ilişkileri var veya yok, çok umurlarında değildir. Biri gelir, diğeri gider havasındadırlar. Ayrılıklar genelde onları duygusal olarak sarsmaz. Geleceğe odaklı oldukları için, geçmişte takılı kalmaz, gelecektekilere odaklanırlar. 

***
Hepimizin tanıdığı Ay'ı Kovada olan Marilyn Monroe ve Prenses Diana yukarıdaki anlatılanlara güzel bir örnek olabilir. 
Onlar herşeye sahipmiş gibi gözüken kadınlardı. Güzellik, para, şöhret. Ama içten içe hep yalnızlardı. Başkaların özenebileceği ilişkilere sahiplerdi ama bu onları tatmin etmiyordu. Sevemiyorlardı, çünkü sevilecek olanları bulamıyorlardı. 
***

Bazen zor gibi gözüken durumlar bize yep yeni kapılar açabilecek potansiyele sahip durumlardır. 
Başka insanlarla bir arada yaşayabilmenin, onları sevmenin yolunun, ilk önce öz sevgi ve saygıyla başladığını kendimize hatırlatmamız gerekir.
 Kendi yalnızlığı içinde huzuru bulan, başkasının yanında huzuru daha kolay bulabilir. Kendi yalnızlığından kaçan, kendisini sevmeyi öğrenemeyen bir başkasını sevemez. Onda huzuru asla bulamaz. 
O halde yalnızlığımızı ve farklılığımızı kabul etmek, gerçek sevginin yolunu açabilecek kapının anahtarıdır.

******************