- Şubat 05, 2025
- 0 Comments
- Şubat 03, 2025
- 0 Comments
CİNSEL ORGANINIZ KALBİNİZE DÖNÜŞÜRSE..
Rudolf Steiner öğretisinde organlarımızın geçmiş yaşamlardan nasıl etki aldığını ve bir sonraki yaşamda neye dönüştüğünü anlatır. Bu çok ilgimi çeken bir konu olduğu için küçük bir bölümünü paylaşmak istedim çünkü günümüzde aşırı bir sapkınlık gözlemlemekteyiz. Cinsellik çok açık ve aynı zamanda rezil bir şekilde yaşanmakta. Ayrıca tuhaf bir kimlik çatışması yaşayanlarımız var. Kadın mı, erkek mi, hayvan mı yoksa eşya mı olduğunu sorgulamaya başlayan çocuklarla başediyoruz. Sanki netflix'in hiçbir yapımında eşcinselliğe dair bir pompalama yokmuş gibi hissetmeye başladım. Neden bu bu kadar gözümüze sokuluyor veya gözlerimiz neye alıştırılmaya çalışılıyor?
Cinsel organ ve kalp bağı
Geçmişin acıları
Günümüzün sapkınlığı
Kutsal cinsellik
23 ŞUBAT 2025 | TRANSİT KUZEY AY DÜĞÜMÜ - NEPTÜN KAVUŞUMU
Ömrümüzde sadece bir kere tanıklık edeceğimiz Kuzey Ay Düğümü ve Neptün kavuşumunun etkisine girmiş bulunuyoruz. Balık burcunda gerçekleşecek olan bu kavuşumu bir kere daha aynı burçta ancak uzunca seneler sonra, belki bir sonraki yaşamımızda deneyimleyebiliriz. Peki ya neleri beklemeliyiz?
Hayal perdesi aralanıyor
Hepimizin hayal ve umutları var ve herkes elinden geldiğince bunlara yatırım yapmaya ve gerçekleştirmeye çalışıyor. Ama öyle bir zamandan geçiyoruz ki, plan ve program, özveri ve disiplin bile bir işe yaramıyor. Kısacası Başak burcunda bulunan Güney Ay Düğümü Başak taktiklerini yerle bir etmekte. Bu yaz benim başıma gelenleri belki bazılarınız biliyordur. Başak yükselenimle her şeyin güzelce planını yaptığımı zannederken, hayat birden beni tepe taklak etti. Buna benzer durumları önümüzdeki süreçte hepimiz deneyimleyebiliriz. Teslimiyet içerisinde kalmaktan başka yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Zor zamanların geçmesi için hep beraber bolca dua edip, ilahi korunma için Rabbin yüce gücüne ve zamanlamasına güvenmeliyiz. Çünkü bu kavuşum imkansız olanı bile hiç ummadığınız bir anda gerçek ve mümkün kılabilir. Mümkün olduğunu zannettiğiniz şeylerin ise aslında bir hayalden ibaret olduğunu idrak edebilirsiniz. Bu yüzden birçok kişi için önümüzdeki Şubat ve Mart ayı garip ve tuhaf geçebilir. Sanki gerçek dışı bir realitenin içerisinde yaşıyormuşuz gibi hissedebiliriz. Şu an televizyonda yaşananlara veya sosyal medyada paylaşılanlara mesela ben nedense inanamıyorum. Tabiki bunda yapay zekanın da büyük bir rolü var. Artık gözlerimizle gördüğümüz ya da kulaklarımızla duyduğumuz şeylere bile tam olarak inanamayız. Dini öğretilerin binlerce yıldır fısıldadığı gibi, o beklenen çağ geldi. Hayal perdenizi aralayın. Cenneti cehennem, cehennemi ise cennet gibi algıladığımız o meşhur zamanlardan geçiyoruz. Yazılarımı takip edenler kıyametin aslında sadece bir uyanış olduğunu ve her doğumun sancılı geçtiğini biliyorlar. Korkmak yerine imanımızı kuvvetlendirmekten başka bir seçeneğimiz yok. Bu ilahi kavuşum her birimizin sezgilerini arttırıp, 3.gözümüzü açacak. Şimdiden farklı boyutların varlıklarını görenler var. Bunu bir kapı gibi düşünün. Sırası gelen herkes bu kapıdan geçecek. Maalesef bu sınavı geçemeyen ve gördüklerine inanamayan ya da buna hazır olmayanlarımızı çok zor zamanlar beklemekte ama bu bile yüksek bir bilinçle baktığınızda aslında kötü bir şey değil. Hazır olmayan bebek ruhlar bir sonraki süreçte hazır olacaklar. Her şey ilahi planın bir parçası. Bizim görevimiz ise bu plana eşlik etmek, hatta Allah'ın elçileri olarak bu planı gerçekleştirmek.
Hayal kurun, inanın ve içinizdeki sevgiyi büyütün
Aslında gökyüzündeki bu kavuşuma para ve ilişkileri temsil eden Venüs gezegeni de eşlik ediyor olacak. Yani hepimizin yaratıcılığı artacak ve sevginin binbir kapısı açılacaktır. Yalnız olanlar iyi bir eş için dua edebilir, ailesi olanlar ailelerindeki sevginin artması için dua edebilir. Kısacası hayatınızın her alanına sevgiyi ve huzuru davet edin. Bu size bolluk ve bereketi beraberinde getirecek.
Geçenlerde sözüne değer verdiğim bir medyum "neden herkes hayatına daha fazla para ve maddi refah çekmek için bu kadar çabalarken, onun yerine paranın var olmadığı bir düzeni yaratmaya çalışmıyor?" dediğinde gülümsedim. Gerçekten günümüzün en büyük sorunlarından biri para. Özellikle ülkemizde.. Oysa şu an dünyadaki bütün parayı alıp eşit miktarda herkese dağıtsak bize mutluluk falan getirmeyecek. Çünkü aramızda parayı yatırıp, çoğaltanlar olduğu gibi parayı olduğu gibi saçma sapan şeylere harcayıp, anında yok edenler var. Yani bu eşitlik sadece kısa süreliğine var olabilir. Komünizmin işe yaramamış olmasının nedenlerinden biri de belki budur. Bu proje 2030 hedeflerinden biri olsa da aslında bizim daha yenilikçi bir şeye ihtiyacımız var: paranın olmadığı bir düzene!
Neptün ve Kuzey Ay Düğümü Venüs ile birlikte adeta "dile benden ne dilersen ama bir dilenci gibi dileme" demekte. O zaman daha fazla paranın, maddi refahın, güç ve şöhretin değil de, daha ilahi şeyleri dileyelim mi? Gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şeyler artık maddi şeyler değil, yitirdiğimiz manevi şeyler. Büyük, sevgi dolu bir aile gibi.. tadı olan ve bizi zehirlemeyen gıda gibi.. ya da doğada var olduğumuzda hissettiğimiz huzur gibi. Kim olduğumuzu yitirdik, hatırlamanın tam zamanı. Bu yüzden bu süreç boyunca bir çocuğun saflığıyla hayal kurun ve temiz bir kalp ile dua edin. Sessiz mucizeler gerçekleşecek. Sabırla bekleyin..
Sislerin içindeki gizem
Yazımı pozitif sözlerle bitirmeyi isterdim ama karanlık zamanlardan geçiyoruz ve dikkatli olmalıyız. Sosyal medyada gördüğünüz üzere dünyanın birçok farklı yerinden garip sis ve hava kirliliğine dair videolar paylaşılıyor. Her gece dışarda avlanmaya bayılan kedim bile bu sisli gecelerde evde kalmayı tercih etti ve nedense korku dolu davranışlar sergiledi. Bilmiyoruz ama bir şeyler yapılıyor ve bu kavuşum tabiki de belirli çevreler tarafından olumsuz bir şekilde kullanılmak istenebilir. Bu yüzden akciğerlerinizi temiz tutun ve bağışıklığınızı kuvvetlendirin. Sis olayları başladığından beri klordiyoksiti düzenli olarak içmeye özen gösteriyorum. Siz de lütfen kendinize iyi bakın ve bolca dua edin. Işık ne kadar kuvvetlenirse, gelecek o kadar aydın olur. Bu açıdan hepimize büyük görevler düşmekte.
Dilerim sisli zihninizi kalbinizdeki mum ışığı aydınlatır..