Eril'in & Dişi'nin mükemmel dansı
Temmuz 28, 2016
Kadının ve erkeğin bedeni birbirinden farklıdır.
Yaratıcı kadına başka yetenekler, erkeğe başka yetenekler vermiştir.
Her iki beden birbirinden bu kadar farklı dahi olsa, birbirlerini mükemmel bir biçimde tamamlar.
Çakralar
1. çakra kök çakramızdır. Kuyruk sokumumuzun bulunduğu yerde yer alır.
Bu çakra oğlak, başak ve boğa burçlarını ve toprak elementini simgeler. Toprak elementi ise maddiyatı.
Genel olarak, yaşam enerjimiz, kendimizi dıştan gelecek olan tehlikelere karşı koruyabilme yeteneğimiz ve hayatta kalabilme başarımız, bu çakraya bağlıdır.
Bu çakra kadınlarda daha küçük, erkeklerde ise daha büyüktür. Çünkü bedensel, fiziksel gücü Tanrı erkeğe vermiştir. Erkekler, kadınlara göre daha dayanıklı ve daha korumacı olurlar. Kadınlarsa korunmaya muhtaç varlıklardır. Onlar sahiplenilmek ister, başlarını dayayabilecekleri bir omuza ihtiyaçları vardır. Bu yüzden erkeğin çakrası kadınının çakrasını besler.
Aynı taş devrinde de olduğu gibi. Erkek kendisini tehlikeye atar, hayvanını avlar ve kadınına getirir. Kadının hayatta kalabilmesi, erkeğinin onu ve çocuğunu doyurabilmesine bağlıdır.
Zaman değişmiş ve kadın maddi gücünü eline almış dahi olsa, erkeğe ihtiyacı olmayan kadınları, erkeklerin çoğu itici bulurlar. Çünkü bu tür davranışlar insanın doğasına aykırıdır. Bu her iki cins için de geçerlidir.
2. çakramız sakral çakra denilen, cinsel çakramızdır. Bu çakra cinsel organlarımızın bulunduğu yerde bulunur.
Su elementi grubundan olan, yengeç, akrep ve balık tarafından sembolize edilir.
Bu çakra cinsel gücümüzü ve yaratıcılığımızı simgeler. Kadınlarda daha büyük, erkeklerde ise daha küçüktür.
Çünkü Tanrı kadına, cinsel gücü ve bu gücü dönüşterek adeta bir yaratıcı gibi yeni bir can yaratma kabiliyetini vermiştir.
Cinselliğe, erkekler kadınlardan daha düşkün oldukları halde, bir kadının seks sırasında aldığı haz, erkeğin aldığından çok daha fazladır.
Bu enerji kadında daha fazla olduğundan, bir erkeğin, kadının cinsel gücüne ihtiyacı vardır.
Yine taş devrinden örnek vermek gerekirse, erkek avını kadınına getirir. Kadın hayvanın etini bir yemeğe dönüştürür ve onu yine erkeğine sunar. Aynı şekilde kadın erkeğin spermini alır ve mucizevi bir şekilde onu hayata çevirir ve erkeğinin kucağına onun soyunu devam ettirecek bir çocuk verir.
Bir erkek en büyük hazzı ve cennet özlemini bir kadının bedeninde deneyimleyebilir.
3. çakramız solar pleksus denilen, göbek deliğimizin bulunduğu yerde olan çakramızdır.
Ateş elementinden olan, koç, aslan ve yay burçları tarafından sembolize edilir.
Kişinin özgüvenini, içsel motive edici gücünü ve kendini ifade ediş şeklini gösterir.
Bu çakra yine erkeklerde daha büyük, kadınlarda daha küçüktür. Çünkü erkekler daha dışa dönük, kadınlar ise içine dönük yaratılmıştır. Bir erkek kariyer basamaklarını çok hızlı bir şekilde tırmanabilir ama bir kadın bunu yapmak istediğinde, engellerle daha fazla karşılaşır.
Bu yüzden erkek, kadından aldığı yaratıcı güçle istediği her yere kolaylıkla gelebilir.
Kadının, çekim yasasını harekete geçirebilme yeteneği vardır. Bu nedenle kendi gücünü erkeğe aktararak tüm bolluk ve bereketi erkeğinin hayatına çeker. Önemli olan, erkeğin hayatındaki kadının değerinin farkına varıp, ona teşekkür edebilmesidir.
Çünkü ilişkilerdeki bu çakraların mükemmel dansı, bu aşamada çatırdamaya başlar.
Bu zamana kadar herşey çok güzel gitmiştir. Erkek kadının güvenini kazanmıştır, kadın bunun karşılığında cinsel gücünü onunla paylaşmıştır. Sonra erkek kariyer basamaklarını tırmanır, hayatına daha fazla para akar ve buraya kadının sayesinde geldiğini unutarak, gözü başka kadınlara kaymaya başlar. Böylelikle tüm büyüleyici çakra dansı, doruğa ulaşmadan sönüp gider.
Oysa tam da bu aşamadan sonra 4. çakra olan, kalp çakramız aktifleşir. Hava elementinin burçları olan, terazi, ikizler ve kova burçları tarafından sembolize edilir.
Bu çakra kadında daha büyük, erkekte daha küçüktür.
Bu sevginin bambaşka, ilahi bir boyutudur. Bu aşamada ilişki büyür, genişler, çok daha fazla haz verici bir hale gelir. Ama bunun için erkeğin, 3. çakrasından faydalanarak, tüm maddi manevi gücünü karısıyla paylaşmış olması gerekir. Yani kendisi kariyer yapıyorsa ve özgürlüğünü yaşıyorsa, kadının da bunu yapmaya hakkı vardır. O, onu bu konuda sonuna dek destekleyip, arkasında durmalıdır. Kendi maddi gücünle ona manevi güç vermelidir.
Eğer karısını gerçekten seviyorsa bunu yapacaktır. İşte o zaman kadın onu kalp çakrasından akan, sonsuz ilahi sevgiyle beslemeye başlar ve bu böyle devam eder.
Ruh eşi gibi kavramlar bu devreden sonra ortaya çıkar.
Daha fazla bilgi için:
Aslında insanın bedeni kocaman bir mucizedir. Biz ne yazık ki bunun farkına varamıyor ve değerini bilemiyoruz.
Oysa kadının da, erkeğin de birbirine ihtiyacı vardır. Birbirlerine muhtaç değillerdir ama yinede ihtiyaçları vardır.
Keşke her iki cins de bunun farkına varabilse. Hayat çok daha zevk ve mutluluk verici bir yer haline gelirdi.
........................................
Sevgi kutsal bir şeydir ve ona sahip olabilmek için, onu hak etmek gerekir.
☆☆☆
Beni de okumak ister misin?
0 yorum