Saçlarımız & Sırlarımız

Nisan 22, 2017

Bir gün, adını hatırlayamadığım bir ilahiyatçı hocadan bir cümle duydum. 'İslam o kadar güzel bir dindir ki, mantığınıza yatmayan hiçbir şey bu dinde yoktur', demişti. 
Bu cümle çok hoşuma gitse de, mantığını tek başıma çözemediğim çok konu vardı islamda. 
Onlardan biri de şu ayetti: 
... Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.
- Nûr 31 -

Kadınların güzel varlıklar olduğunu ve güzele bakmanın güzel olduğunu aklım ve mantığım kabul ediyor. Bir kadın olarak dahi, güzel bir kadını gördüğümde bakarken, bir erkeğin hoş bir kadını gördüğünde neler hissedebileceğini tahmin edebiliyorum. 
Hal böyle olunca kadının kendi güzelliğini ön plana çıkaracak davranış ve kılık kıyafetlerden uzak durması gerektiği gerçeğini aklım idrak edebiliyor. 
Ama gel gelelim saçın neden örtülmesi gerektiğinin mantığını bir türlü anlayamıyordum. 
_______________________________

Ata Nirun'un Adolf Hitler hakkında yazdığı bir kitabı var, "Adolf'un kavgası". 
Tarihe meraklı olduğum için ve Hitler'in gizemli dünyası hakkında daha yakından bilgi edinebilirim düşüncesiyle okumuştum bu kitabı. Çünkü Nazi almanyası hakkında bizlere okullarda öğretilmeyen tuhaf, hatta uçuk hikayeler vardı. 

Bu hikayelerden biri Vril kızlarıyla ilgiliydi. Vril kızları çok güzel ve modern görünümlü kadınlarmış ve en büyük özellikleri saçlarının topuklarına kadar uzun olmasıymış. Saçlarının bu kadar uzun olmasının sebebi, anten görevini üstlendikleri içinmiş. Çünkü onlar aracılığıyla geldikleri yer olan Aldebaran ile iletişime geçebiliyorlarmış. 
Bu hikaye size çok saçma gelebilir ama Hitler ve yakınında bulunan tüm üst rütbeli subaylar bu kızlara adeta tapmışlar. Onlarla gizli yerlerde gizli toplantılar düzenlemişler, hikayelerini ve mesajlarını dinlemişler, inanmışlar vs. Hatta ilk ufo almanlar tarafından 2. Dünya savaşında insan eliyle yapılmış.

Adamların çok ilginç, uçuk kaçık fikirleri vardı ve bu adamlar Alman devletinin başındaydı. 
Okuyup, 'hadi ordan şu saçmalığa bak' diye içimden geçirip kitabı bir yere fırlatmıştım. Ama tabii ki aklımdan çıkaramamıştım. İnandığım için değil, arkasındaki sırrı merak ettiğim için. 
_______________________________

Saçların güzel şey olduğunu biliyorum ve önemli olduklarını da düşünüyorum, yoksa Allah onları yaratmazdı. 
Yalnız diğer insanlardan saklayacak, yani kapanacak kadar önemli olduklarını bilmiyordum ama tuhaf bir şekilde son zamanlarda bilinmeyen bir kuvvet tarafından dışarıya çıkarken kendimi şapka takmak zorundaymış gibi hissediyordum. Sonra youtube'da tesadüfen bir video ile karşılaştım. 

Kızın biri yaklaşık bir yıldır saçlarını kestirmediği için uçlarını aldırmak için kuaför'e gitmiş. Daha saçının ilk teli kesilir kesilmez fenalaşmış, üzerine bir ağırlık çökmüş, hatta ruhu bedeninden çıkıyor gibi olmuş, panikle kuaföre bakmış, kuaförde keserken tuhaf bir enerjinin kızdan ona geçtiğini hissetmiş, kıza dönüp merak etme seni bu enerjiden kurtaracağız, kesmeme izin ver demiş ve saçları kesildikten sonra kız kendine gelmiş. Hem de kendisini tamamıyla yenilenmiş gibi hissetmiş. (Olay Amerika'da amerikalı bir kıza oluyor. Video ingilizce.)
Kızın bu olay çok tuhafına gidince nedenini araştırmaya başlamış ve Hindistan'daki bir arkadaşı ona saçların enerjileri depoladığını ve bu yüzden Hindistan'daki bazı rahiplerin saç veya sakallarını kesmediklerini söylemiş. 
Kız saçlarını kesmediği bu bir yıllık süreç içerisinde çok fazla olumsuz olay deneyimlemiş ve kuafördeki kesilen saçların, sembolik olarak bedeninden ayrılan olumsuz deneyimlerin enerjisi olduğunu anlamış. Yani saçların kesilmesiyle tüm olumsuz enerjilerden arınmış. 
Bu olay yinede tuhafına gittiği için bunu deneyimleyen başkaları da var mıdır acaba diye videoyu paylaşmak istemiş. 


Aranızda buna benzer bir olayı deneyimleyen olduysa bana iletişim formundan veya yorumlar kısmında hikayesini anlatabilir. Merak ediyorum..
___________________________________

Ve merak ettiğim için biraz araştırırken bakın neler buldum.

• Bir yogi'nin bakış açısıyla saçlarımız bizlere doğanın verilen en büyük armağanıymış. Çünkü kundalini, yani hayat enerjimizle bire bir bağlantılıymış. 
• Saçlar kesilmemeliymiş çünkü onlar aslında belirli bir uzunluğa kadar uzar ve sonra kendiliğinden dururmuş. 
• Saçların sıkça kesilmesi bedenimizin sağlığı için harcamakla yükümlü olduğu tüm enerjinin, saçları uzatmak için harcanmasıyla, boşa gidermiş. Kısacası şifa enerjisini kendi ellerimizle çöpe atarmışız.
• Çünkü saçlar kesilmediğinde ve uzayabilecekleri kadar uzatıldıklarında fosfor, kalsiyum ve D vitamini üretirlermiş. Ve bu da insanın hafızasını kuvvetlendirir ve fiziksel, ruhsal güç verirmiş.
• Eski kadim kültürler saçların bu gizemini bildikleri için saçlarını asla kesmezlermiş. Hatta sadece kölelerin saçları kesilirmiş. Çünkü itibarını kaybetmekle ilgiliymiş. (Çin'le ilgili tarihi filmlerde belki izlemişsinizdir. Askerlerin saçları kesildiğinde intihar ediyorlardı)
• Alın bölgemizin açık olması çok önemliymiş, çünkü güneş ışınları buradan beyin epifizine ulaşırmış. (6. çakraya, yani 3. göze) Beyin epifizi beyinsel aktivitelerle alakalı olduğundan, tiroid hormonundan cinsellik hormonuna kadar birçok fonksiyonla yakından bağlantılıymış.
• Cengizhan Çin imparatorluğuna saldırdığında, bu halkın çok bilge olduğunu ve kolayca yenemeyeceğini anladığı için çinli kadınların kahkül kestirmelerini istemiş. Kahkülün alın bölgesini kapatacağını bildiği için, boyun eğmesini bilmeyen bu toplumu daha kolay kontrol edebileceğini düşünmüş.
• Saçlarımız güneşten aldıkları enerjiyi, yani prana'yı (yaşam enerjisi) beynimizin frontal lobuna iletirmiş ve burada kozmik enerjiye dönüştürülürmüş.
• Saçların kesildikten sonra eski güçlerine kavuşmaları ve saç uçlarının anten görevini üstlenmeleri en az 3 yıl sürermiş.
• Hindistan'da Rişi'ler, tıpkı Osmanlıda da yapıldığı gibi saçlarını toplayıp sarık takarlarmış. Gün boyunca sarık takmanın ve akşam olduğunda onu çıkartmanın aura enerjilerine iyi geldiğini ve gönül gözünü açtığına inanırlarmış. Gönül gözünün (3. göz veya beyin epifizi) açık olması ise, kişiye ilham, zeka ve manevi zenginlik verirmiş.
• Saçların kesilmediği taktirde uçların kırılmasını engellemek için geceleri uçlarına badem yağı sürülmeliymiş ve gün boyunca dış enerjilerden korumak için örtünmeliymiş.
• Olumsuz enerjilerden arınmak için saçları doğal yöntemlerle yıkamak, güneş ışığında kurutmak ve tahta taraklarla taramak gerekliymiş. Ayrıca normal zamanlarda saçlar en az 72 saat aralıkla yıkanmalıymış.
• Kadim bilgilere göre saçın uzayabileceği kadar uzamasına izin verilmesi ve onu yukarıda toplayarak sarık takılması, prana enerjisinin beynimizden omurgamızın altına doğru akmasına ve böylelikle kundalini enerjisinin tetiklenip, ters yönde aşağıdan yukarıya doğru tırmanmasına sebep olurmuş. Yogi Bhajan: "Saça sahip olmak tesadüfen olan bir şey değildir. Bunun arkasında bilgelerin keşfedeceği, cahillerin ise gülececeği derin bir sır vardır," diyor.

Bu konuyla ilgili en ilginç olaylardan biri Vietnam savaşı sırasında gerçekleşmiş. Asker tıraşı olan askerler savaş sırasında bütün güç ve algılarını yitirmiş gibi aptalca hareketler sergilemeye başlamışlar. Olayın, saçları kesildikten sonra gerçekleştiği fark edilince deney amaçlı kimilerine tıraş uygulanırken, kimilerine uygulanmamış. Saçları uzun olanlar düşmanın onlara yaklaştığını uykularında dahi hissedip, uyanıp, kendilerini müdafa edebilmişler. Sanki 6. hisleri onları önceden uyarıyormuş gibi sezgileri aracılığıyla ne zaman ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlarmış. Sonra bu askerlerin de saçları kesilmiş ve tüm yeteneklerini, algılarını ve sezgilerini yitirdikleri anlaşılmış.
___________________________________

Tüm bu bilgiler ışığında yukarıdaki ayeti okuduğumda ve islamda erkeklerin neden sakal bırakmalarının sünnet olduğunu düşündüğümde, bazı şeyleri daha net anlayabiliyorum. En azından daha mantıklı geliyor.

Yukarıda madde halinde yazdıklarımın gerçek olup olmadığını anlayabilmenin en iyi yolu onları deneyimlemekten geçiyor.
En azından her şeyin mantıklı bir açıklaması var, yeterki insan arasın.
Siz de yazılanları saçmalık olarak damgalamadan önce kendinizi gözlemleyin. Etrafınızdaki enerjilerden nasıl ve ne şekilde etkilendiğinizi keşfetmeye çalışın.
Eğer tüm bu bilgiler doğruysa ve saç uçlarımız etrafımızdaki enerjileri algılayabiliyorsa, onlara çok iyi bakın..

You Might Also Like

6 yorum

  1. ilginç bir paylaşım olmuş :)

    YanıtlaSil
  2. Insanların depresyondayken saçlarına yönelmesinin sebebi belki de olumsuz anılardan kurtulma yolu olduğundandır. Bir kitapta da okumustun buna benzer bir yorumu, Su kanunu kitabi olabilir. Güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  3. o zaman kapalı kadınlar enerji alıp veremiyormu nasıl yani anlamadım :)?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, demek istediğim dinimizin bize kapanmayı emretmesinin sebeplerinden biri saçlarımızdan aldığımız olumsuz etkilerden sakınmamız için olabilir. Yani kapalı olmak olumsuz enerjilerden kendini koruyabilmek anlamına gelir. Bu da iyi birşeydir. :)

      Sil
  4. Peki saçı kapatmak olumsuz enerjileri almamızı engelliyorsa olumluları da engelliyordur o halde? eğer saçlarımız bizim antenlerimizse günlük hayatta bu sezgi gücüne ihtiyacımız vardır öyle değil mi? Siz ne düşünüyorsunuz @Yıldız Gözlemcisi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O açıdan hiç düşünmemiştim 😅 ama evet mantıklı. Olumsuzdan koruyorsa olumlu olanı almayı da engelliyor olabilir.

      Sil

Saçlarımız & Sırlarımız

Bir gün, adını hatırlayamadığım bir ilahiyatçı hocadan bir cümle duydum. 'İslam o kadar güzel bir dindir ki, mantığınıza yatmayan hiçbir şey bu dinde yoktur', demişti. 
Bu cümle çok hoşuma gitse de, mantığını tek başıma çözemediğim çok konu vardı islamda. 
Onlardan biri de şu ayetti: 
... Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.
- Nûr 31 -

Kadınların güzel varlıklar olduğunu ve güzele bakmanın güzel olduğunu aklım ve mantığım kabul ediyor. Bir kadın olarak dahi, güzel bir kadını gördüğümde bakarken, bir erkeğin hoş bir kadını gördüğünde neler hissedebileceğini tahmin edebiliyorum. 
Hal böyle olunca kadının kendi güzelliğini ön plana çıkaracak davranış ve kılık kıyafetlerden uzak durması gerektiği gerçeğini aklım idrak edebiliyor. 
Ama gel gelelim saçın neden örtülmesi gerektiğinin mantığını bir türlü anlayamıyordum. 
_______________________________

Ata Nirun'un Adolf Hitler hakkında yazdığı bir kitabı var, "Adolf'un kavgası". 
Tarihe meraklı olduğum için ve Hitler'in gizemli dünyası hakkında daha yakından bilgi edinebilirim düşüncesiyle okumuştum bu kitabı. Çünkü Nazi almanyası hakkında bizlere okullarda öğretilmeyen tuhaf, hatta uçuk hikayeler vardı. 

Bu hikayelerden biri Vril kızlarıyla ilgiliydi. Vril kızları çok güzel ve modern görünümlü kadınlarmış ve en büyük özellikleri saçlarının topuklarına kadar uzun olmasıymış. Saçlarının bu kadar uzun olmasının sebebi, anten görevini üstlendikleri içinmiş. Çünkü onlar aracılığıyla geldikleri yer olan Aldebaran ile iletişime geçebiliyorlarmış. 
Bu hikaye size çok saçma gelebilir ama Hitler ve yakınında bulunan tüm üst rütbeli subaylar bu kızlara adeta tapmışlar. Onlarla gizli yerlerde gizli toplantılar düzenlemişler, hikayelerini ve mesajlarını dinlemişler, inanmışlar vs. Hatta ilk ufo almanlar tarafından 2. Dünya savaşında insan eliyle yapılmış.

Adamların çok ilginç, uçuk kaçık fikirleri vardı ve bu adamlar Alman devletinin başındaydı. 
Okuyup, 'hadi ordan şu saçmalığa bak' diye içimden geçirip kitabı bir yere fırlatmıştım. Ama tabii ki aklımdan çıkaramamıştım. İnandığım için değil, arkasındaki sırrı merak ettiğim için. 
_______________________________

Saçların güzel şey olduğunu biliyorum ve önemli olduklarını da düşünüyorum, yoksa Allah onları yaratmazdı. 
Yalnız diğer insanlardan saklayacak, yani kapanacak kadar önemli olduklarını bilmiyordum ama tuhaf bir şekilde son zamanlarda bilinmeyen bir kuvvet tarafından dışarıya çıkarken kendimi şapka takmak zorundaymış gibi hissediyordum. Sonra youtube'da tesadüfen bir video ile karşılaştım. 

Kızın biri yaklaşık bir yıldır saçlarını kestirmediği için uçlarını aldırmak için kuaför'e gitmiş. Daha saçının ilk teli kesilir kesilmez fenalaşmış, üzerine bir ağırlık çökmüş, hatta ruhu bedeninden çıkıyor gibi olmuş, panikle kuaföre bakmış, kuaförde keserken tuhaf bir enerjinin kızdan ona geçtiğini hissetmiş, kıza dönüp merak etme seni bu enerjiden kurtaracağız, kesmeme izin ver demiş ve saçları kesildikten sonra kız kendine gelmiş. Hem de kendisini tamamıyla yenilenmiş gibi hissetmiş. (Olay Amerika'da amerikalı bir kıza oluyor. Video ingilizce.)
Kızın bu olay çok tuhafına gidince nedenini araştırmaya başlamış ve Hindistan'daki bir arkadaşı ona saçların enerjileri depoladığını ve bu yüzden Hindistan'daki bazı rahiplerin saç veya sakallarını kesmediklerini söylemiş. 
Kız saçlarını kesmediği bu bir yıllık süreç içerisinde çok fazla olumsuz olay deneyimlemiş ve kuafördeki kesilen saçların, sembolik olarak bedeninden ayrılan olumsuz deneyimlerin enerjisi olduğunu anlamış. Yani saçların kesilmesiyle tüm olumsuz enerjilerden arınmış. 
Bu olay yinede tuhafına gittiği için bunu deneyimleyen başkaları da var mıdır acaba diye videoyu paylaşmak istemiş. 


Aranızda buna benzer bir olayı deneyimleyen olduysa bana iletişim formundan veya yorumlar kısmında hikayesini anlatabilir. Merak ediyorum..
___________________________________

Ve merak ettiğim için biraz araştırırken bakın neler buldum.

• Bir yogi'nin bakış açısıyla saçlarımız bizlere doğanın verilen en büyük armağanıymış. Çünkü kundalini, yani hayat enerjimizle bire bir bağlantılıymış. 
• Saçlar kesilmemeliymiş çünkü onlar aslında belirli bir uzunluğa kadar uzar ve sonra kendiliğinden dururmuş. 
• Saçların sıkça kesilmesi bedenimizin sağlığı için harcamakla yükümlü olduğu tüm enerjinin, saçları uzatmak için harcanmasıyla, boşa gidermiş. Kısacası şifa enerjisini kendi ellerimizle çöpe atarmışız.
• Çünkü saçlar kesilmediğinde ve uzayabilecekleri kadar uzatıldıklarında fosfor, kalsiyum ve D vitamini üretirlermiş. Ve bu da insanın hafızasını kuvvetlendirir ve fiziksel, ruhsal güç verirmiş.
• Eski kadim kültürler saçların bu gizemini bildikleri için saçlarını asla kesmezlermiş. Hatta sadece kölelerin saçları kesilirmiş. Çünkü itibarını kaybetmekle ilgiliymiş. (Çin'le ilgili tarihi filmlerde belki izlemişsinizdir. Askerlerin saçları kesildiğinde intihar ediyorlardı)
• Alın bölgemizin açık olması çok önemliymiş, çünkü güneş ışınları buradan beyin epifizine ulaşırmış. (6. çakraya, yani 3. göze) Beyin epifizi beyinsel aktivitelerle alakalı olduğundan, tiroid hormonundan cinsellik hormonuna kadar birçok fonksiyonla yakından bağlantılıymış.
• Cengizhan Çin imparatorluğuna saldırdığında, bu halkın çok bilge olduğunu ve kolayca yenemeyeceğini anladığı için çinli kadınların kahkül kestirmelerini istemiş. Kahkülün alın bölgesini kapatacağını bildiği için, boyun eğmesini bilmeyen bu toplumu daha kolay kontrol edebileceğini düşünmüş.
• Saçlarımız güneşten aldıkları enerjiyi, yani prana'yı (yaşam enerjisi) beynimizin frontal lobuna iletirmiş ve burada kozmik enerjiye dönüştürülürmüş.
• Saçların kesildikten sonra eski güçlerine kavuşmaları ve saç uçlarının anten görevini üstlenmeleri en az 3 yıl sürermiş.
• Hindistan'da Rişi'ler, tıpkı Osmanlıda da yapıldığı gibi saçlarını toplayıp sarık takarlarmış. Gün boyunca sarık takmanın ve akşam olduğunda onu çıkartmanın aura enerjilerine iyi geldiğini ve gönül gözünü açtığına inanırlarmış. Gönül gözünün (3. göz veya beyin epifizi) açık olması ise, kişiye ilham, zeka ve manevi zenginlik verirmiş.
• Saçların kesilmediği taktirde uçların kırılmasını engellemek için geceleri uçlarına badem yağı sürülmeliymiş ve gün boyunca dış enerjilerden korumak için örtünmeliymiş.
• Olumsuz enerjilerden arınmak için saçları doğal yöntemlerle yıkamak, güneş ışığında kurutmak ve tahta taraklarla taramak gerekliymiş. Ayrıca normal zamanlarda saçlar en az 72 saat aralıkla yıkanmalıymış.
• Kadim bilgilere göre saçın uzayabileceği kadar uzamasına izin verilmesi ve onu yukarıda toplayarak sarık takılması, prana enerjisinin beynimizden omurgamızın altına doğru akmasına ve böylelikle kundalini enerjisinin tetiklenip, ters yönde aşağıdan yukarıya doğru tırmanmasına sebep olurmuş. Yogi Bhajan: "Saça sahip olmak tesadüfen olan bir şey değildir. Bunun arkasında bilgelerin keşfedeceği, cahillerin ise gülececeği derin bir sır vardır," diyor.

Bu konuyla ilgili en ilginç olaylardan biri Vietnam savaşı sırasında gerçekleşmiş. Asker tıraşı olan askerler savaş sırasında bütün güç ve algılarını yitirmiş gibi aptalca hareketler sergilemeye başlamışlar. Olayın, saçları kesildikten sonra gerçekleştiği fark edilince deney amaçlı kimilerine tıraş uygulanırken, kimilerine uygulanmamış. Saçları uzun olanlar düşmanın onlara yaklaştığını uykularında dahi hissedip, uyanıp, kendilerini müdafa edebilmişler. Sanki 6. hisleri onları önceden uyarıyormuş gibi sezgileri aracılığıyla ne zaman ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlarmış. Sonra bu askerlerin de saçları kesilmiş ve tüm yeteneklerini, algılarını ve sezgilerini yitirdikleri anlaşılmış.
___________________________________

Tüm bu bilgiler ışığında yukarıdaki ayeti okuduğumda ve islamda erkeklerin neden sakal bırakmalarının sünnet olduğunu düşündüğümde, bazı şeyleri daha net anlayabiliyorum. En azından daha mantıklı geliyor.

Yukarıda madde halinde yazdıklarımın gerçek olup olmadığını anlayabilmenin en iyi yolu onları deneyimlemekten geçiyor.
En azından her şeyin mantıklı bir açıklaması var, yeterki insan arasın.
Siz de yazılanları saçmalık olarak damgalamadan önce kendinizi gözlemleyin. Etrafınızdaki enerjilerden nasıl ve ne şekilde etkilendiğinizi keşfetmeye çalışın.
Eğer tüm bu bilgiler doğruysa ve saç uçlarımız etrafımızdaki enerjileri algılayabiliyorsa, onlara çok iyi bakın..