Kristaller & Doğal Taşlarla Tanışma Serüvenim
Eylül 10, 2017
Küçük iken, yaklaşık olarak 5 yaş civarlarında annem ve babamla mağazaları gezerken vitrinlerin birinde küçük bir taş görmüşüm. Yalvar yakar o benim olmalı diye ağlamaya başlamışım. Babam kıyamamış ve pahalı olmasına rağmen küçük kalp formundaki kehribarı bana almış.
Tabii seneler geçti ve ben o günkü halimi ve o taşa ilk görüşte aşık olduğumu unuttum, ta ki bir gece beni çok etkileyen bir rüya görene ve kristaller ile taşların peşine düşene dek.
Daha önceki yazılarımdan birinde bu rüyamı paylaştığımı hatırlıyorum.
O zamanlar astrolojiye daha yeni merak sarmıştım ve bir gece doğada bir yerde kendimi bir masa başında otururken gördüm. Karşımda, gökyüzünde Ay kadar yakın Jüpiter vardı. Masanın diğer tarafında büyücü veya şamana benzer bilge bir kadın oturuyordu ve bana, 'seni koruyan bir taşın yok mu?' diye sordu.
Elimi boynuma götürdüm ve olmadığını farkettim. 'Avucunu aç', dedi ve elime turuncu taşlar koydu. Taşların enerjisi o kadar yoğundu ki dayanamayacağımı anladım ve tam bayılacakmış gibi olurken taşlar avucumdan düştü. Bilge kadın ilahiye benzer birşeyler söylemeye başladı, beni tuttu ve yığıldığım yerden kaldırdı.
Tam o sırada uyandım.
Daha sonra her yerde o taşları aramaya başladım ve maalesef hiçbir yerde bulamadım, bulamayacağım herhalde diye üzülürken, teyzem bir gün 'gözlerini kapat, sana birşey vereceğim' dedi ve rahmetli dedemden kalma bir tespihi, tıpkı rüyamdaki gibi avucumun içine koydu.
Rüyamda gördüğüm taşlar dedemin tespihindeki taşlardı. Ve her kız çocuğu için dede özeldir çünkü geçmişteki atanın sembolü ve gelecekteki sevgili ve eşin seçimindeki, (babayla birlikte) en büyük rol sahibi olandır. Bizler daima büyüklerimizin açmış olduğu yolda ilerler ve onlardan kalan mirası devralırız.
______________________________
Bu rüya, kristal ve taşlarla ilgili gördüğüm ilk rüyaydı ve zaman içerisinde arkası da geldi.
Minimalist bir yaşam tarzını benimsediğim için hiçbir şeyi biriktirmemeye ve elimde tutmamaya özen göstermeye çalışırım. Ama taşlar zaman içerisinde bir şekilde karşıma çıktılar ve yol arkadaşım olmaya karar verdiler. Böylelikle küçük bir doğal taş ve kristal koleksiyonum oldu.
Hatta ne zaman yeni bir taş veya kristal arama yollarına koyulsam, karşıma ilginç insanlar çıkıyorlar. En son, uzun yıllar yurtdışında yaşamış ve biyoenerjiyle uğraşmış bir adamla karşılaştım ve bana elime aldığım bazı taşları yerine bıraktırdı, onları alma, bunu al veya şurdan bak vs. dedi. Her taş sanki benim tercihimle değil, bir şekilde birilerinin yönlendirilmesiyle geldi.
Zaten inanışa göre kristal ve doğal taşlar bizleri seçermiş, biz onları değil. O yüzden hayatıma girene hoşgeldin diyor ve kıymetini bilmeye özen gösteriyorum çünkü biliyorum, bana öğretmek ve hatta armağan etmek istediği birşey var.
Peki kristal ve doğal taşlarımı nasıl kullanıyorum & ne işe yarıyorlar?
Astrolojide Kuzey Ay düğümü bu hayattaki var oluş amacımızı, neler yapmamızı ve neleri öğrenmemiz gerektiğini gösterir. Hayatın bu alanında bocalar dururuz çünkü tıpkı yürümeyi yeni öğrenen bir ceylan yavrusu gibiyizdir.
Her burcun esmaları vardır ve kuzey ay düğümünün bulunduğu burcun esmalarını çekmek, o burcun enerjisini üzerimize çekmemizde yardımcı olur. Ben üzerimde ay düğümünün burcunun enerjilerini dengelemek istediğimde, doğal taşlardan yapılmış olan tespihimi kullanmayı seviyorum ve işe de yaradığını hissediyorum.
Bir yere gitmem gerekiyorsa, o günkü ruh halime bağlı olarak bir taşımı veya kristalimi yanıma alıyor ve ya cebimde ya da çantamın içinde taşıyorum.
Yapmayı sevdiğim bir diğer şey, taşların üzerine dua ve esmaları okumak. Böylelikle korktuğum, kendimi sevgisiz veya bitkin hissettiğim anlarda taşları ya elime alıyor ya da bedenimin üzerine koyuyorum.
Taşların enerjisine alıştıktan sonra onları yastığınızın altına koyarak, rüyalarınızdaki değişikliklere de dikkat edebilirsiniz. Bazı taşlar sizi mışıl mışıl uyuturken, diğerlerinin tam ters etkiye sahip olduğunu göreceksiniz.
Mesela ben, siyah Oniks'imle uyuduğumda tüm gece boyunca elimde küçük bir elektrik akımı hissediyorum.
☆☆☆
Etrafımızdaki herşey enerjiden ibaret ve herşeyin belirli bir titreşimi var. Duygunun, düşüncenin, ağacın, çiçeğin ve tabii ki milyonlarca yıldır bu dünyada bulunan kristal ve doğal taşların da.
Taş deyip geçmek çok kolay. Eğer onların size iyi geleceğine ve şifalandıracağına inanmıyorsanız uzak durun derim. Çünkü biz neye inanırsak onu üzerimize çekiyoruz. Ve ben kristal ve taşlarımı küçük birer manevi arkadaş olarak görmeyi seçiyorum. Elime pembe kuvarsımı alıp, bedenimin sıcaklığıyla ateş kadar ısındığını hissettiğimde, tüm hücrelerime sevgiyi yaydığını hissetmeyi tercih ediyorum.
Karar verme konusunda zorluk çekiyorsam elime Ametist'imi alıyor ve Allah'ım sezgilerimi kuvvetlendir, gönül gözümü aç ve doğruyu görmeyi nasip et, diye dua ediyorum.
Üzerime olumsuz enerjilerin çöktüğünü hissediyorsam ve arınmak istiyorsam dumanlı kuvars veya oniks taşımı kullanıyorum.
__________________________________
Peki ya sizin sevdiğiniz, gönlünüzde hikayesi yer etmiş olan veya ansızın bir gün karşınıza çıkmış olan doğal bir taşınız veya kristaliniz var mı? İsterseniz hikayenizi benimle paylaşabilirsiniz.
:)
0 yorum