5 ekim - 16 Kasım Venüs retrosu

Ekim 01, 2018


Bu yazıma Sümer tanrıçası İnanna'nın mitolojik hikayesini anlatarak başlamak istiyorum çünkü bu efsane Venüs'ün döngüsünü ve bizi nasıl inisiye ettiğini anlatıyor aslında. 

Efsaneye göre İnanna, karanlık tarafını temsil eden kız kardeşi Ereshkigal'e kavuşmak için öteki dünyaya yani yeraltına inme kararı alır. Bu amaçla yeraltına inen 7 kapıdan geçerken, giyiminden bir parçayı vermek zorunda bırakılır. İlk kapıda tacını, ikincisinde küpelerini, üçüncüsünde kolyesini, dördüncüsünde pelerinini, elbiselerini vs.. Ta ki çırıl çıplak kalana dek. En sonunda yeraltı dünyasının son kapısına ulaşır ve içeriye alınır. Pelerini üzerinden alınır alınmaz İnanna bir cesede dönüşür ve bir çiviyle asılır.
Bir müddet geçtikten sonra yeryüzünde eksikliği anlaşılır. Kış ebedi, yaz ise gelmez olmuştur.
Veziri Ninşubur bütün tanrılara İnanna'yı kurtarmaları için yalvarır. Ne güneş tanrısı ne de bir başkası oralı olur.
Veziri duyan ve ciddiye alan sadece yeraltı suların efendisi Enki olur ve yardım için çamurdan iki cinsiyetsiz yaratık yaratır. Bu iki yaratık su halinde yeraltına sızar ve Ereshkigal'in karşısına çıkar. Ereshkigal acı içerisinde kıvranmaktadır ve bu iki cinsiyetsiz yaratık onun bütün acılarını taklit eder. Ereshkigal ne söylüyorsa onlar da aynısını tekrarlar. Kendisini ilk defa bir aynada gören Ereshkigal farkındalığa ulaşır ve yaratıklara ondan ne istediklerini sorar.
Su akmayı emreder, İnanna'yı yeryüzüne geri ister. Kız kardeşi buna izin verir ve cesedin üzerine 60 damla yaşam pınarı akıtılır. İnanna yeniden dirilir ve geldiği 7 kapıdan çıkarak yeryüzüne inisiye olmuş bir tanrıça olarak ulaşır..

•••

İnanna, İştar ve Afrodit hepsi farklı isimlerle Venüs'ü anlatırlar.
Venüs'ün gökkubbedeki dansı ise, nasıl inisiye edildiğimizi. Çünkü Venüs'ün 19 aylık döngüsünde ister erkek ister kadın olalım bu 7 kapıdan aşağa iner, cehennemi deneyimler, ölür, dirilir ve 7 kapıdan yine aydınlığa çıkarız. 

Bu mitolojik hikaye sembolik anlatımlarla doludur bu yüzden ilk okunduğunda saçma dahi gelebilir. Oysa gökkubbedeki Venüs'ün döngüsünü anlatır.
Unutmayın ki Sümer mitolojisinden bahsediyoruz. O zamanlar psikoloji diye birşey yok. İnsanlar yaşadıkları döngüleri nasıl anlatsınlar? Tabiki de hikyaleştirerek, sembollerle anlatmışlar. Her gece gökyüzünde izledikleri yıldızların döngülerini fark ederek onlara isimler takmışlar. İnanna Venüs, Vezir Ninşubur Merkür, İnanna'nın eşi Kral Dumuzi ise Mars olmuş. (Bazı anlatımlara göre İnanna yeraltına eşi Kral Dumuzi'ye kavuşmak için iner)

Her ay Ay Venüs ile kavuştuğunda biz İnanna'nın kapılarda bıraktığı eşyalarınndan birini bırakırız bilinçsizce. Yeniye yer açmak için işe yaramayan eski ihtiyaçları terk etmemiz gerekir.
Venüs yolculuğuna sabah yıldızı olarak başlar ve her ay Ay ile kavuştuğunda İnanna'nın 7 kapısından birine ulaşır.
Venüs'ün döngüsü boyunca 7 kapı ve 7 inisiyasyon yaşarız iç dünyamızda, sessizce ve çoğu zaman farkına varamayacağımız şekilde. Ve bu döngü kendisini sürekli tekrarlar. Cehenneme sabah yıldızıyken 7 kapıdan inerek ulaşır, karanlık yeraltında inisiye edilir ve Venüs akşam yıldızıyken bu 7 kapıdan geçerek yine yeryüzüne ulaşırız. 

İnanna'nın her bir eşyası maddi dünyadaki katmanları anlatır. Bizi maddi dünyaya bağlayan ruhumuzun etrafındaki zincirleri, ayağımızdaki prangaları, yani egomuzun inançlarını, hayal kırıklıklarımızı, doğru zannettiğimiz yanlışları, önyargılarımızı..
Ereshkigal'in yaşadığı acının farkında olmadığını ve yaratıklar aracılığıyla kendi karanlığının bilincine ulaştığını görüyoruz hikayede. Aslında Ereshkigal kendi içimizdeki karanlık parçamızı temsil ediyor. Biz de tıpkı onun gibi ağlanıp duruyoruz sürekli. Aşk hayatımız yolunda gitmediğinde, istediklerimizi elde edemediğimizde.. sürekli bir isyan var içimizde. İşte bu isyanın sembolü hikayedeki kötü kız kardeş. Kendi içimizdeki karanlık parçamız. Her 7 kapıda bırakmamız gereken yanımız. Sabah yıldızının lusifer Venüs olarak anılmasının sebebi de bu. Karanlığımıza aydınlık getirebilmek için. 

İnanna yeraltına kendi isteğiyle inerek cesaretini kanıtlıyor. Her kadın veya erkek kendi karanlığıyla yüzleşecek kadar cesur davranmalı hayatında. Bu mitolojik hikaye aslında dişiliğin ve gerçek gücün dirilişini anlatıyor.
Lusifer Venüs akşam yıldızından daha cesaretli davrandırır. Bu yüzden İnanna'nın yeraltına inecek cesareti bulduğunu görüyoruz. Venüs akşam yıldızıyken daha dişil, sabah yıldızıyken daha eril gibi davranır. Bu eril enerjiyi kullanarak karanlık gölge benliğiyle buluşmayı göze alabiliyor ve bunun sonucunda çok daha güçlü ve dişil bir şekilde yeryüzüne çıkıyor. İnisiye olmuş gerçek bir tanrıça olarak. Onun bu güzelliğini ise akşam yıldızı olduğunda karanlık gökkubbeyi o güzel ışığıyla parlattığında idrak edebiliyoruz.


Peki tüm bunları neden anlattım?

Çünkü Venüs Akrep burcundaki retro dönemine başlamak üzere. 5 Ekim - 16 Kasım arası Venüs 10 derece Akrep burcundan 25 derece Terazi burcuna kadar gerileyecek.  
Böylelikle Venüs'ün temsil ettiği aşk, ilişkiler, güzellik ve para konularında bir duraklama dönemine gireceğiz. 

26 Ekim'de Venüs Güneş ile kavuşacak ve ondan sonra sabah yıldızı olarak doğmaya başlayacak ve Koç burcundaki 19 aylık döngüsünü kapatarak, yepyeni bir Terazi döngüsünü başlatacak. Yani önümüzdeki 19 aylık süreç boyunca Venüsyen konuları Terazinin enerjisi üzerinden deneyimleyeceğiz. Çok daha dengeli, çok daha uyumlu ve belki de çok daha sevecen, sıcak ve ilişki odaklı olacağız..
Bunun için dönüp 8 yıl önce yaşadıklarınızı hatırlamaya çalışın. Çünkü bu döngü 8 yıl önce yaşanılanlarla yakından ilgili olacak. 

Venüs gerilerken kendi derin, karanlık içimize geri çekilmeli ve hepimizin içinde gizli olan parçamızı temsil eden Ereshkigal ile birleşmeliyiz. Yani bizi çevreleyen tüm karanlıklarımızın farkına varmalıyız. Tıpkı sudan yaratılan yaratıkların yaptığı gibi korkularımızı ve acılarımızı hissetmeliyiz. Bu yüzden bu retro dönemi boyunca duygularınızı bastırmayın. Tam tersine dinleyin. Bırakın sizlere gerçekleri anlatsınlar. Acınızı hissedin. Yasınızı tutun. Yoksa bu sonbahar manevi ölümünüzü bir diriliş gibi yaşayamazsınız. Bırakmayı öğrenmek zorundayız. Gölgelerimizle barışmayı da öğrenmek zorunda olduğumuz gibi. 

Yeni işlere başlamayın, bolca büyük miktarlarda paralar harcamayın, güzelliğinizi veya yaratıcılığınızı etkileyecek yeni büyük adımlar atmayın bu dönem. Çünkü içsel yeraltı yolculuğumuza başlamak üzereyiz. Sessizleşip sezgilerimizi dinlemeliyiz. İç şeytanlarımızla savaşıp, yaralarımıza şifalı merhemler sürmeliyiz. 

• Akrep burcundaki bu gerileme bizlerden yakınlık korkumuzu yenmemizi istiyor. 
• Nefsimizin takıntılı isteklerinden sıyrılmamızı istiyor. 
• Artık ruhumuza hiçbir şekilde hizmet etmeyen kişi veya olaylardan ayrılmamızı bekliyor. 
• Hayatımızdaki blokajların farkına varmamızı ve korkularımızla yüzleşmemizi arzuluyor.
• Kırılmaktan korktuğumuz için yüzümüze taktığımız onca maskelerimizi sonsuza dek çıkarıp atmamızı emrediyor. 
• Ve belki de bu Venüs gerilemesinin en çok istediği şey gerçekten neye veya kimlere değer vermemiz gerektiğini idrak etmek ki, tezahür edebilelim bu Terazi döngüsünde gerçekten ruhumuzun derin arzularını. Retronun sonlanacağı Terazi burcunun uyumlu, dengeli, huzurlu ilişkilerini. 

Bu yazıyı bir hayli iç sıkıntısıyla yazdım. Belli ki bazılarımız için bu yüzleşme pek kolay olmayacak ve baya zorlayacak. Sonuçta Venüs başlangıçta Mars ile kare açıda konumlanacak. Zaten Akrep burcu da Venüs'ün çok rahat etmediği bir burç. Dolayısıyla bu retronun kolay geçmeyeceğini öngörmek zor değil.
Yinede kaçmayalım karanlıktan ve korkularımızın üzerine cesaretle yürüyelim. Bu Venüs gerilemesinin enerjisine ruhumuzun ihtiyacı var. 

You Might Also Like

0 yorum

5 ekim - 16 Kasım Venüs retrosu


Bu yazıma Sümer tanrıçası İnanna'nın mitolojik hikayesini anlatarak başlamak istiyorum çünkü bu efsane Venüs'ün döngüsünü ve bizi nasıl inisiye ettiğini anlatıyor aslında. 

Efsaneye göre İnanna, karanlık tarafını temsil eden kız kardeşi Ereshkigal'e kavuşmak için öteki dünyaya yani yeraltına inme kararı alır. Bu amaçla yeraltına inen 7 kapıdan geçerken, giyiminden bir parçayı vermek zorunda bırakılır. İlk kapıda tacını, ikincisinde küpelerini, üçüncüsünde kolyesini, dördüncüsünde pelerinini, elbiselerini vs.. Ta ki çırıl çıplak kalana dek. En sonunda yeraltı dünyasının son kapısına ulaşır ve içeriye alınır. Pelerini üzerinden alınır alınmaz İnanna bir cesede dönüşür ve bir çiviyle asılır.
Bir müddet geçtikten sonra yeryüzünde eksikliği anlaşılır. Kış ebedi, yaz ise gelmez olmuştur.
Veziri Ninşubur bütün tanrılara İnanna'yı kurtarmaları için yalvarır. Ne güneş tanrısı ne de bir başkası oralı olur.
Veziri duyan ve ciddiye alan sadece yeraltı suların efendisi Enki olur ve yardım için çamurdan iki cinsiyetsiz yaratık yaratır. Bu iki yaratık su halinde yeraltına sızar ve Ereshkigal'in karşısına çıkar. Ereshkigal acı içerisinde kıvranmaktadır ve bu iki cinsiyetsiz yaratık onun bütün acılarını taklit eder. Ereshkigal ne söylüyorsa onlar da aynısını tekrarlar. Kendisini ilk defa bir aynada gören Ereshkigal farkındalığa ulaşır ve yaratıklara ondan ne istediklerini sorar.
Su akmayı emreder, İnanna'yı yeryüzüne geri ister. Kız kardeşi buna izin verir ve cesedin üzerine 60 damla yaşam pınarı akıtılır. İnanna yeniden dirilir ve geldiği 7 kapıdan çıkarak yeryüzüne inisiye olmuş bir tanrıça olarak ulaşır..

•••

İnanna, İştar ve Afrodit hepsi farklı isimlerle Venüs'ü anlatırlar.
Venüs'ün gökkubbedeki dansı ise, nasıl inisiye edildiğimizi. Çünkü Venüs'ün 19 aylık döngüsünde ister erkek ister kadın olalım bu 7 kapıdan aşağa iner, cehennemi deneyimler, ölür, dirilir ve 7 kapıdan yine aydınlığa çıkarız. 

Bu mitolojik hikaye sembolik anlatımlarla doludur bu yüzden ilk okunduğunda saçma dahi gelebilir. Oysa gökkubbedeki Venüs'ün döngüsünü anlatır.
Unutmayın ki Sümer mitolojisinden bahsediyoruz. O zamanlar psikoloji diye birşey yok. İnsanlar yaşadıkları döngüleri nasıl anlatsınlar? Tabiki de hikyaleştirerek, sembollerle anlatmışlar. Her gece gökyüzünde izledikleri yıldızların döngülerini fark ederek onlara isimler takmışlar. İnanna Venüs, Vezir Ninşubur Merkür, İnanna'nın eşi Kral Dumuzi ise Mars olmuş. (Bazı anlatımlara göre İnanna yeraltına eşi Kral Dumuzi'ye kavuşmak için iner)

Her ay Ay Venüs ile kavuştuğunda biz İnanna'nın kapılarda bıraktığı eşyalarınndan birini bırakırız bilinçsizce. Yeniye yer açmak için işe yaramayan eski ihtiyaçları terk etmemiz gerekir.
Venüs yolculuğuna sabah yıldızı olarak başlar ve her ay Ay ile kavuştuğunda İnanna'nın 7 kapısından birine ulaşır.
Venüs'ün döngüsü boyunca 7 kapı ve 7 inisiyasyon yaşarız iç dünyamızda, sessizce ve çoğu zaman farkına varamayacağımız şekilde. Ve bu döngü kendisini sürekli tekrarlar. Cehenneme sabah yıldızıyken 7 kapıdan inerek ulaşır, karanlık yeraltında inisiye edilir ve Venüs akşam yıldızıyken bu 7 kapıdan geçerek yine yeryüzüne ulaşırız. 

İnanna'nın her bir eşyası maddi dünyadaki katmanları anlatır. Bizi maddi dünyaya bağlayan ruhumuzun etrafındaki zincirleri, ayağımızdaki prangaları, yani egomuzun inançlarını, hayal kırıklıklarımızı, doğru zannettiğimiz yanlışları, önyargılarımızı..
Ereshkigal'in yaşadığı acının farkında olmadığını ve yaratıklar aracılığıyla kendi karanlığının bilincine ulaştığını görüyoruz hikayede. Aslında Ereshkigal kendi içimizdeki karanlık parçamızı temsil ediyor. Biz de tıpkı onun gibi ağlanıp duruyoruz sürekli. Aşk hayatımız yolunda gitmediğinde, istediklerimizi elde edemediğimizde.. sürekli bir isyan var içimizde. İşte bu isyanın sembolü hikayedeki kötü kız kardeş. Kendi içimizdeki karanlık parçamız. Her 7 kapıda bırakmamız gereken yanımız. Sabah yıldızının lusifer Venüs olarak anılmasının sebebi de bu. Karanlığımıza aydınlık getirebilmek için. 

İnanna yeraltına kendi isteğiyle inerek cesaretini kanıtlıyor. Her kadın veya erkek kendi karanlığıyla yüzleşecek kadar cesur davranmalı hayatında. Bu mitolojik hikaye aslında dişiliğin ve gerçek gücün dirilişini anlatıyor.
Lusifer Venüs akşam yıldızından daha cesaretli davrandırır. Bu yüzden İnanna'nın yeraltına inecek cesareti bulduğunu görüyoruz. Venüs akşam yıldızıyken daha dişil, sabah yıldızıyken daha eril gibi davranır. Bu eril enerjiyi kullanarak karanlık gölge benliğiyle buluşmayı göze alabiliyor ve bunun sonucunda çok daha güçlü ve dişil bir şekilde yeryüzüne çıkıyor. İnisiye olmuş gerçek bir tanrıça olarak. Onun bu güzelliğini ise akşam yıldızı olduğunda karanlık gökkubbeyi o güzel ışığıyla parlattığında idrak edebiliyoruz.


Peki tüm bunları neden anlattım?

Çünkü Venüs Akrep burcundaki retro dönemine başlamak üzere. 5 Ekim - 16 Kasım arası Venüs 10 derece Akrep burcundan 25 derece Terazi burcuna kadar gerileyecek.  
Böylelikle Venüs'ün temsil ettiği aşk, ilişkiler, güzellik ve para konularında bir duraklama dönemine gireceğiz. 

26 Ekim'de Venüs Güneş ile kavuşacak ve ondan sonra sabah yıldızı olarak doğmaya başlayacak ve Koç burcundaki 19 aylık döngüsünü kapatarak, yepyeni bir Terazi döngüsünü başlatacak. Yani önümüzdeki 19 aylık süreç boyunca Venüsyen konuları Terazinin enerjisi üzerinden deneyimleyeceğiz. Çok daha dengeli, çok daha uyumlu ve belki de çok daha sevecen, sıcak ve ilişki odaklı olacağız..
Bunun için dönüp 8 yıl önce yaşadıklarınızı hatırlamaya çalışın. Çünkü bu döngü 8 yıl önce yaşanılanlarla yakından ilgili olacak. 

Venüs gerilerken kendi derin, karanlık içimize geri çekilmeli ve hepimizin içinde gizli olan parçamızı temsil eden Ereshkigal ile birleşmeliyiz. Yani bizi çevreleyen tüm karanlıklarımızın farkına varmalıyız. Tıpkı sudan yaratılan yaratıkların yaptığı gibi korkularımızı ve acılarımızı hissetmeliyiz. Bu yüzden bu retro dönemi boyunca duygularınızı bastırmayın. Tam tersine dinleyin. Bırakın sizlere gerçekleri anlatsınlar. Acınızı hissedin. Yasınızı tutun. Yoksa bu sonbahar manevi ölümünüzü bir diriliş gibi yaşayamazsınız. Bırakmayı öğrenmek zorundayız. Gölgelerimizle barışmayı da öğrenmek zorunda olduğumuz gibi. 

Yeni işlere başlamayın, bolca büyük miktarlarda paralar harcamayın, güzelliğinizi veya yaratıcılığınızı etkileyecek yeni büyük adımlar atmayın bu dönem. Çünkü içsel yeraltı yolculuğumuza başlamak üzereyiz. Sessizleşip sezgilerimizi dinlemeliyiz. İç şeytanlarımızla savaşıp, yaralarımıza şifalı merhemler sürmeliyiz. 

• Akrep burcundaki bu gerileme bizlerden yakınlık korkumuzu yenmemizi istiyor. 
• Nefsimizin takıntılı isteklerinden sıyrılmamızı istiyor. 
• Artık ruhumuza hiçbir şekilde hizmet etmeyen kişi veya olaylardan ayrılmamızı bekliyor. 
• Hayatımızdaki blokajların farkına varmamızı ve korkularımızla yüzleşmemizi arzuluyor.
• Kırılmaktan korktuğumuz için yüzümüze taktığımız onca maskelerimizi sonsuza dek çıkarıp atmamızı emrediyor. 
• Ve belki de bu Venüs gerilemesinin en çok istediği şey gerçekten neye veya kimlere değer vermemiz gerektiğini idrak etmek ki, tezahür edebilelim bu Terazi döngüsünde gerçekten ruhumuzun derin arzularını. Retronun sonlanacağı Terazi burcunun uyumlu, dengeli, huzurlu ilişkilerini. 

Bu yazıyı bir hayli iç sıkıntısıyla yazdım. Belli ki bazılarımız için bu yüzleşme pek kolay olmayacak ve baya zorlayacak. Sonuçta Venüs başlangıçta Mars ile kare açıda konumlanacak. Zaten Akrep burcu da Venüs'ün çok rahat etmediği bir burç. Dolayısıyla bu retronun kolay geçmeyeceğini öngörmek zor değil.
Yinede kaçmayalım karanlıktan ve korkularımızın üzerine cesaretle yürüyelim. Bu Venüs gerilemesinin enerjisine ruhumuzun ihtiyacı var.