KARANLIK İLİŞKİLER & DIŞ GEZEGENLER

Haziran 21, 2019


Geçenlerde can sıkıntısından gazete okurken Güzin abla'nın köşesine denk geldim.
Eğer astrolojiyle uğraşıyorsanız edindiğiniz her bilgiyi astrolojik sembolizmayla okursunuz.
Güzin abla'dan yardım isteyen 22 yaşında genç bir kızdı. Kendinden yaşça çok daha büyük olan bir adama aşık olduğunu ve yaşadığı sıkıntılarını anlatıyordu.
İlişkileri boyunca defalarca kez ayrılmalarına rağmen adam her seferinde kızı tekrardan kandırarak barışmaya ikna ediyormuştu.

Tipik bir uranüsyen ilişkidir bu. İnişleri ve çıkışları bol olur ve asla adam olmaz bu ilişki. Çok zordur uranüsyen bir ilişkiyi yürütmek. Kişiler de uranüsyen kişiliklerse ve birbirlerinin özgürlüklerine saygı duyabileceklerse, ki bu yüksek bir olgunluk mertebesi gerektirir ve bu insanların çoğunda yoktur, o zaman bu ilişki yürüyebilir. Aksi taktirde neredeyse imkansızdır.
Bir müddet sonra bu adam kıza çıplak resimlerini atmaya başlamış, seks içerikli iğrenç şeylerden bahsetmiş ve kızdan da çıplak resimlerini göndermesini talep etmiş.
Burda ilişki hem Mars hem Plüton gezegenlerinin karanlık yanları olan sapıklığa doğru sapıyor. Mars sağlıklı bir cinselliktir Plüton ise bu bağı öyle bir derinleştirebilir ki seks en muazzam ruhsal dönüşüm kaynağı haline gelir. Ama eğer bu iki gezegen enerjisi bir insanın haritasında düzgün çalışmıyorsa tabiki sonuç sapkın bir cinsel yaşama ve iğrenç sapık fantazilere sebebiyet verecektir.
Buraya kadar kıza evren o kadar güzel yardımlarda bulunmuşki, adeta haykırmış bu adamdan uzak durması ve bu ilişkiyi bitirmesi gerektiğine dair. Ama o aptallığının kurbanı olmayı tercih etmiş. Adam yalanlarla dolanlarla kızı evliliğe kadar sürüklemiş sonra da pat diye başka birisiyle evleni vermiş.

Hepimizin aşina olduğu bir aşk dramı daha.
Bu tür ilişkiler için aşk ve sevgi kelimelerini kullanarak gerçek anlamlarını kirletmek istemiyorum. Çünkü aşk ve sevgi kutsaldır. Masumdur. Saftır.
Bu tür ilişkilerde bir gram sevgi ve aşk yoktur ama kişi kendisini yinede aşık sanır.

Yukarıda anlatmış olduğum hikayede 3 dış gezegenin en kötü tezahürlerini görebiliyoruz.
Uranüs'ün inişli çıkıslı sağlıksız bağını, Plüton'un sapkın cinsel varlığını ve Neptün'ün yalan dolanlarıyla, ilişkiye son noktasını koyan ihanetini.

Bu kız her noktada ters giden olaylarla uyarılmış ama bu uyarıları görmezden gelmiş.
Ben bir daha nasıl seveceğim, nasıl birisine güveneceğim diye Güzin abla'dan yardım istiyor. Güzin abla'da 'saçmalama kızım tabiki sevecek ve güveneceksin diye çıkışsa da, kıza kendi yaptığı hataları hatırlatmamış. Maalesef bu kız bu hataların farkına varmadığı sürece bir sonraki ilişkisinde yine benzer sıkıntılar yaşamaya devam edecek. Çünkü insanoğlu sadece ektiğini biçer.
Maalesef kızın adına üzülmüş olsam da karşı taraftan çok hatayı onun yaptığını düşündüm okurken. Çünkü psikopatlar var. Bu kabullenmemiz gereken bir gerçek. Kendimizi bu insanlara karşı korumayı öğrenmek zorundayız. Bunun için de farkındalığı yüksek olan otokontrole sahip olan varlıklara dönüşmek zorundayız. Allah bize hem bir kalp hem bir beyin vermiş. Kalbinle sev ama beyninle düşün demiş. Bu kızcağız ailesinin bu adam sana uygun değil uyarılarına rağmen beynini devredışı bırakmayı tercih etmiş. Karşı taraf zaten hasta ruhlu kurtuluşu olmayan biri. Ama kız kendisini kurtarabilirdi. Hem de en başından itibaren, pisliğin içine batmadan, yarayı bu kadar derinden açmadan.

Evren, kader, düzen ne derseniz deyin, çok acımasızdır. Tarot kartlarında dünya kartını Satürn sembolize eder. Gerçekleri temsil eder ve gerçekler hayal dünyalarında yaşayıp, dünyayı toz pembe görenler için acımasızdır.

Toksik ilişkiler diye adlandırılır bunlar. Çoğu zaman karmik ilişki de deriz.
Manevi bir boyuttan baktığımızda birbirlerine düşmanlık yapan bu iki insan aslında en büyük yardımcılarıdır. Sonuçta ruhumuz pişmek üzere geliyor bu gezegene. Pişebilmek için kendini kollayamıyorsa hata yaparak öğreniyor gerçekleri.
Eğer büyük darbeler almak istemiyorsanız bu gibi karmik olayların içine gömülmeden çıkış yollarının peşine düşmelisiniz.
Bu yüzden ilişkinizde bu 3 dış gezegenin etkilerinin farkında olun.

Eğer ilişkinizde aşağıda sıraladıklarımdan birkaçı varsa bilin ki, zor bir süreç sizi beklemekte..

• Eğer sadece diğerini mutlu etmek için susulmaması gerekilen yerde susuyorsanız, kendinizi ortaya koymanız gereken yerde korktuğunuz için geride duruyor, yani kişiliğinizi karşı tarafın bastırmasına izin veriyorsanız..

• Eğer sürekli veriyor ama karşılığını hiçbir şekilde alamıyorsanız, yada ne yaparsanız yapın karşılığında sadece hakaret, lanet, küfür ve aşağılanma ile karşılaşıyorsanız..

• Eğer ilişkinizde cinsellik sapkınlığa doğru kayıyor ve karşı taraf size dayatmalarda bulunuyorsa, yani sınırlarınıza ve istemediklerinize hiçbir şekilde saygı duymuyor ve sizi zorluyorsa..

• Eğer karşı taraf size ailenizi kötülüyor, sizi arkadaş ve sosyal çevrenizden uzaklaştırarak yalnızlaştırıyorsa..

• Eğer karşı tarafla birlikteyken ruhunuz sürekli bir huzursuzluk hissediyorsa, depresifse ve hata yapmaktan korkuyorsa..

• Eğer karşı taraf sizi bir mal veya obje gibi her anlamda kullanıyorsa.. (Bu fiziksel, yani cinsel anlamda olabileceği gibi para hususlarında da olabilir veya duygusal sömürü olarak da)

• Eğer ilişkinizde sürekli kavga ve tartışma varsa, huzursuzluk hiç bitmiyorsa, bir ayrılıyor bir barışıyorsanız..

• Eğer karşı taraf yaptığınız hiçbir şeyden memnun kalmıyorsa ve hayattaki başarılarınızla gurur duymuyor veya sizi desteklemiyorsa..

• Eğer ilişkiniz size ilerleme yerine gerileme hissi veriyorsa. Yani ilişkiniz size hayat çoşkusu, sevinç ve güzel duygular vermek yerine sizi sürekli karanlık bir çukura çekiyorsa..

• Eğer ilişkinizde güven veya sadakat, anlayış, empati ve hoşgörü gibi sevginin temeli olan duygular yoksa..

• Eğer ilişkide bir taraf diğerini eziyor ve dominant rolünü oynuyorsa, her fırsatta manipüle ediyorsa..

• Ve eğer bir taraf sorumsuz davranıyor ve yaptığı hataların faturasını karşı tarafa kesiyorsa..

İşte o zaman toksik bir ilişkinin içerisinde sessiz ve acı dolu bir ölümle boğuşuyorsunuz demektir. Ruha en büyük acıya böyle geçen bir ömür verir.
Lütfen eğer böyle bir döngü içerisindeyseniz kendinizi kurtarın. Ailenizden, arkadaşlarınızdan, sosyal çevrenizden yardım isteyin. Eğer daha ekstrem bir durum söz konusuysa güvenilir bir devlet çatısı altında yaşıyorsunuz. Sığınabilir, profesyonel yardım alabilirsiniz.

Karanlıklar ebedi değildir ama aydınlık için kişinin kendisi çabalaması gerekir. Bunu yapmayan kadınlar olduğu için televizyonlarda bu cinayetleri izliyoruz. Gazete köşelerinde bu asap bozucu şeyleri okuyoruz.
O katilleri ve psikopatları yeriştirenler biz kadınlarız. Bunu sakın unutmayın!
Değişim, adalet ve sevgi istiyorsak bu kavramlar kendi içimizde başlamalı. Çünkü erkeklere öğretenler bizleriz. Bir kadın sınırını çizdikten sonra hiçbir erkek o sınırı aşamaz. Keşke hepimiz bunun bilincinde olsak..

You Might Also Like

5 yorum

  1. Benim doğum haritamı yorumlar mısın 16/09/2002 çanakkale çan 05.32

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, istersen doğum haritası danışmanlığımdan faydalanabilirsin. İletişim formundan yazarsan gerekli bilgileri söylerim.

      Sil
    2. Merhaba sizfrn rica edersem ben ve sevgilimin sinastri haritasini yorumlarmisiniz aama sevgilimin doğum daatini bilmiyorum ben 2002/02/14 saat 9:30 A.M tebriz sevgilim 1999/05/10 tebriz

      Sil
  2. Kaleme aldığınız bu önemli konu için kendim ve hemcinslerim adına teşekkür ediyorum. Bu bile bir dayanışmadır,faydadır. Tebrik ediyorum sizi ve o güzel kalbinizi...Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Esim ve benim sinastri haritamizi yorumlaya bilirmidiniz ben10.12.1977.esim 11.05.1977 esimin dogum saati bilmiyorum benim 07.50

    YanıtlaSil

KARANLIK İLİŞKİLER & DIŞ GEZEGENLER


Geçenlerde can sıkıntısından gazete okurken Güzin abla'nın köşesine denk geldim.
Eğer astrolojiyle uğraşıyorsanız edindiğiniz her bilgiyi astrolojik sembolizmayla okursunuz.
Güzin abla'dan yardım isteyen 22 yaşında genç bir kızdı. Kendinden yaşça çok daha büyük olan bir adama aşık olduğunu ve yaşadığı sıkıntılarını anlatıyordu.
İlişkileri boyunca defalarca kez ayrılmalarına rağmen adam her seferinde kızı tekrardan kandırarak barışmaya ikna ediyormuştu.

Tipik bir uranüsyen ilişkidir bu. İnişleri ve çıkışları bol olur ve asla adam olmaz bu ilişki. Çok zordur uranüsyen bir ilişkiyi yürütmek. Kişiler de uranüsyen kişiliklerse ve birbirlerinin özgürlüklerine saygı duyabileceklerse, ki bu yüksek bir olgunluk mertebesi gerektirir ve bu insanların çoğunda yoktur, o zaman bu ilişki yürüyebilir. Aksi taktirde neredeyse imkansızdır.
Bir müddet sonra bu adam kıza çıplak resimlerini atmaya başlamış, seks içerikli iğrenç şeylerden bahsetmiş ve kızdan da çıplak resimlerini göndermesini talep etmiş.
Burda ilişki hem Mars hem Plüton gezegenlerinin karanlık yanları olan sapıklığa doğru sapıyor. Mars sağlıklı bir cinselliktir Plüton ise bu bağı öyle bir derinleştirebilir ki seks en muazzam ruhsal dönüşüm kaynağı haline gelir. Ama eğer bu iki gezegen enerjisi bir insanın haritasında düzgün çalışmıyorsa tabiki sonuç sapkın bir cinsel yaşama ve iğrenç sapık fantazilere sebebiyet verecektir.
Buraya kadar kıza evren o kadar güzel yardımlarda bulunmuşki, adeta haykırmış bu adamdan uzak durması ve bu ilişkiyi bitirmesi gerektiğine dair. Ama o aptallığının kurbanı olmayı tercih etmiş. Adam yalanlarla dolanlarla kızı evliliğe kadar sürüklemiş sonra da pat diye başka birisiyle evleni vermiş.

Hepimizin aşina olduğu bir aşk dramı daha.
Bu tür ilişkiler için aşk ve sevgi kelimelerini kullanarak gerçek anlamlarını kirletmek istemiyorum. Çünkü aşk ve sevgi kutsaldır. Masumdur. Saftır.
Bu tür ilişkilerde bir gram sevgi ve aşk yoktur ama kişi kendisini yinede aşık sanır.

Yukarıda anlatmış olduğum hikayede 3 dış gezegenin en kötü tezahürlerini görebiliyoruz.
Uranüs'ün inişli çıkıslı sağlıksız bağını, Plüton'un sapkın cinsel varlığını ve Neptün'ün yalan dolanlarıyla, ilişkiye son noktasını koyan ihanetini.

Bu kız her noktada ters giden olaylarla uyarılmış ama bu uyarıları görmezden gelmiş.
Ben bir daha nasıl seveceğim, nasıl birisine güveneceğim diye Güzin abla'dan yardım istiyor. Güzin abla'da 'saçmalama kızım tabiki sevecek ve güveneceksin diye çıkışsa da, kıza kendi yaptığı hataları hatırlatmamış. Maalesef bu kız bu hataların farkına varmadığı sürece bir sonraki ilişkisinde yine benzer sıkıntılar yaşamaya devam edecek. Çünkü insanoğlu sadece ektiğini biçer.
Maalesef kızın adına üzülmüş olsam da karşı taraftan çok hatayı onun yaptığını düşündüm okurken. Çünkü psikopatlar var. Bu kabullenmemiz gereken bir gerçek. Kendimizi bu insanlara karşı korumayı öğrenmek zorundayız. Bunun için de farkındalığı yüksek olan otokontrole sahip olan varlıklara dönüşmek zorundayız. Allah bize hem bir kalp hem bir beyin vermiş. Kalbinle sev ama beyninle düşün demiş. Bu kızcağız ailesinin bu adam sana uygun değil uyarılarına rağmen beynini devredışı bırakmayı tercih etmiş. Karşı taraf zaten hasta ruhlu kurtuluşu olmayan biri. Ama kız kendisini kurtarabilirdi. Hem de en başından itibaren, pisliğin içine batmadan, yarayı bu kadar derinden açmadan.

Evren, kader, düzen ne derseniz deyin, çok acımasızdır. Tarot kartlarında dünya kartını Satürn sembolize eder. Gerçekleri temsil eder ve gerçekler hayal dünyalarında yaşayıp, dünyayı toz pembe görenler için acımasızdır.

Toksik ilişkiler diye adlandırılır bunlar. Çoğu zaman karmik ilişki de deriz.
Manevi bir boyuttan baktığımızda birbirlerine düşmanlık yapan bu iki insan aslında en büyük yardımcılarıdır. Sonuçta ruhumuz pişmek üzere geliyor bu gezegene. Pişebilmek için kendini kollayamıyorsa hata yaparak öğreniyor gerçekleri.
Eğer büyük darbeler almak istemiyorsanız bu gibi karmik olayların içine gömülmeden çıkış yollarının peşine düşmelisiniz.
Bu yüzden ilişkinizde bu 3 dış gezegenin etkilerinin farkında olun.

Eğer ilişkinizde aşağıda sıraladıklarımdan birkaçı varsa bilin ki, zor bir süreç sizi beklemekte..

• Eğer sadece diğerini mutlu etmek için susulmaması gerekilen yerde susuyorsanız, kendinizi ortaya koymanız gereken yerde korktuğunuz için geride duruyor, yani kişiliğinizi karşı tarafın bastırmasına izin veriyorsanız..

• Eğer sürekli veriyor ama karşılığını hiçbir şekilde alamıyorsanız, yada ne yaparsanız yapın karşılığında sadece hakaret, lanet, küfür ve aşağılanma ile karşılaşıyorsanız..

• Eğer ilişkinizde cinsellik sapkınlığa doğru kayıyor ve karşı taraf size dayatmalarda bulunuyorsa, yani sınırlarınıza ve istemediklerinize hiçbir şekilde saygı duymuyor ve sizi zorluyorsa..

• Eğer karşı taraf size ailenizi kötülüyor, sizi arkadaş ve sosyal çevrenizden uzaklaştırarak yalnızlaştırıyorsa..

• Eğer karşı tarafla birlikteyken ruhunuz sürekli bir huzursuzluk hissediyorsa, depresifse ve hata yapmaktan korkuyorsa..

• Eğer karşı taraf sizi bir mal veya obje gibi her anlamda kullanıyorsa.. (Bu fiziksel, yani cinsel anlamda olabileceği gibi para hususlarında da olabilir veya duygusal sömürü olarak da)

• Eğer ilişkinizde sürekli kavga ve tartışma varsa, huzursuzluk hiç bitmiyorsa, bir ayrılıyor bir barışıyorsanız..

• Eğer karşı taraf yaptığınız hiçbir şeyden memnun kalmıyorsa ve hayattaki başarılarınızla gurur duymuyor veya sizi desteklemiyorsa..

• Eğer ilişkiniz size ilerleme yerine gerileme hissi veriyorsa. Yani ilişkiniz size hayat çoşkusu, sevinç ve güzel duygular vermek yerine sizi sürekli karanlık bir çukura çekiyorsa..

• Eğer ilişkinizde güven veya sadakat, anlayış, empati ve hoşgörü gibi sevginin temeli olan duygular yoksa..

• Eğer ilişkide bir taraf diğerini eziyor ve dominant rolünü oynuyorsa, her fırsatta manipüle ediyorsa..

• Ve eğer bir taraf sorumsuz davranıyor ve yaptığı hataların faturasını karşı tarafa kesiyorsa..

İşte o zaman toksik bir ilişkinin içerisinde sessiz ve acı dolu bir ölümle boğuşuyorsunuz demektir. Ruha en büyük acıya böyle geçen bir ömür verir.
Lütfen eğer böyle bir döngü içerisindeyseniz kendinizi kurtarın. Ailenizden, arkadaşlarınızdan, sosyal çevrenizden yardım isteyin. Eğer daha ekstrem bir durum söz konusuysa güvenilir bir devlet çatısı altında yaşıyorsunuz. Sığınabilir, profesyonel yardım alabilirsiniz.

Karanlıklar ebedi değildir ama aydınlık için kişinin kendisi çabalaması gerekir. Bunu yapmayan kadınlar olduğu için televizyonlarda bu cinayetleri izliyoruz. Gazete köşelerinde bu asap bozucu şeyleri okuyoruz.
O katilleri ve psikopatları yeriştirenler biz kadınlarız. Bunu sakın unutmayın!
Değişim, adalet ve sevgi istiyorsak bu kavramlar kendi içimizde başlamalı. Çünkü erkeklere öğretenler bizleriz. Bir kadın sınırını çizdikten sonra hiçbir erkek o sınırı aşamaz. Keşke hepimiz bunun bilincinde olsak..