Astroloji yolculuğum & neden daha az yazıyorum?

Ocak 30, 2020


Hayatımın ilginç bir döneminden geçiyorum. Sanki yürüdüğüm yolun ortasında durmuşum, yere oturmuşum ve geçmişimle geleceğimin arasında gelgitler yaşıyormuşum gibi hissediyorum.
Bunu bana hissettiren Uranüs, biliyorum..
Sezgilerim aracılığıyla değişim rüzgarlarının etkisine alıyor beni.

Bir yandan da progres haritamda bütün eksenler burç değiştirmeye hazırlanıyorlar. Yani önümdeki senelerde beni hem mesleki, hem ailevi, hem de hayati açıdan değişimler bekliyor. Bu değişimlerin neler olabileceğini hissetsem de, şimdilik elim kolum bağlı bir şekilde oturup, zamanın olgunlaşmasını beklemem gerek ve bu da biraz hayat neşemi çalıyor.
Ay burcu Kova olan ve 9. evinde önemli gezegenleri olan birisi olarak, gelecek hakkında düşünmemek ve plan yapmamak benim için neredeyse imkansız. Bu yüzden teslimiyet konusunda hep zorluk çektim şimdiye kadar. Ama işte Uranüs bu. Ne kadar plan yaparsam yapayım, bilinmeyenle tanıştıracak beni. Bu yüzden küçük bir çocuk gibi azarlanıyorum sanki kendisi tarafından. Sus, sessiz ol, kafana takma, doğru zaman geldiğinde yolculuğuna farklı bir diyarda farklı bir amaç uğruna devam edeceksin diyor. Ama işte bu ruh şu teslimiyet konusunda çook zorlanıyor. :)

Güneşi Boğa olan birisi olarak Uranüs beni tabiki de doğaya yönlendirecek ama şu gökkubbeye olan hayranlığım beni hiçbir zaman için terk etmeyecek. Bu yüzden Astroloji yolculuğum beni astro herbalism alanına doğru yönlendirmeye başladı. Aranızda bunun tam olarak ne olduğunu bilmeyenler varsa, bir diğer adıyla herboloji, yani bitki ilmi. Bitki ilmi simyaya, simya da tabiki yine Astroloji'ye bağlı olduğu için, Astroloji yolculuğum doğa yolculuğuyla birleşecek gibi gözüküyor Uranüs transiti aracılığıyla.

2019'un yazında tam da Uranüsyen bir hızla Toprak Ana bana bir toprak parçasını armağan etti. Dağ başında, orman kenarında bir yer. Orayı ilk gördüğümdeki hissi hayatım boyunca unutmayacağım.
Kafamı kaldırdığımda gördüğüm tek şey dağlar, kocaman bir orman, ayak uçlarımda altın renginde bir buğday tarlası, uçuşan kelebekler ve kuşların cennetimsi cıvıltısıydı ama hissettiğim şey kudretli, gücü ve güzelliği muazzam olan bir tanrıçaydı. Güzelliğinin karşısında büyülendim ve kuderetinin karşısında ezildiğimi hissettim. Bu anı hazmedebilmek için saygıyla başımı yere eğdiğimi farkettim.
Tanrılar ve tanrıçalar yoktur. Teklik vardır daima ve bu teklik kendisini doğayla görünür kılar. Gizli bir hazine misali kendisini gösterir, bilinmek ister.
O anda hissettiğim şey Yaratıcının doğaya olan yansımasından başka birşey değildi. Beni büyüleyen de onun yüceliğiydi.
Bana kendinden olan bir yeryüzü parçasını emanet etti. Bu armağanın kıymetini bilebilecek miyim bilmiyorum ama eğer aklımdakileri hayata geçirebilirsem, sizinle şifasını paylaşabilmeyi çok isterim.

Son iki senedir içimde sessiz sedasız büyüyen bir doğa sevgisi var.
İstanbul'u ne kadar çok sevsem de, şehirden kaçma arzum her geçen gün daha da baskın hale geliyor. Ama bu yolculuk kolay bir yolculuk değil. Hele haritanızdaki gezegenleriniz daha çok sabit burçlarda yer alıyorsa, macera hiç size göre değil. Ne var ki hayat bizi daima korkularımızla yüzleştirmek için kaderini çizer. Korkumuzu yenebilecek kadar güçlü olduğumuzu idrak ettirebilmek için yapar bunu. Bu yüzden kaçış yok. Uranüs nereye ben oraya çünkü kendisi yükselen yöneticimle buluşmak üzere derece derece Boğa diyarında ilerliyor.

Bu bilinmeyene doğru giden yolculuk ve yapmak istediğim onca şey Astroloji yazılarımı istediğim kadar çok kaleme alamama sebep oldu son 1 senedir.
Sevgi hayat enerjisidir. O olmadan hiçbir şey olmaz ve sevgi emektir aynı zamanda. Blog sayfama istediğim kadar sevgi veremediğimi hissetmeye ve sizin de bunu hissettiğinizi düşünmeye başladım. Bu yüzden benimle önerilerinizi ve fikirlerinizi, yazmamı istediğiniz konuları paylaşmanızı rica ediyorum. Hatta isterseniz saygı çerçevesi içerisinde şikayetlerinizi dahi yazabilirsiniz. Tüm paylaşmak istediklerinizi carpediemcii@gmail.com adresine göndermeniz yeterli. Hepinize geri dönemiyor olsam da, her maili okuyor ve dikkate alıyor olacağım.
Şimdiden yardımlarınız ve ilhamlarınız için teşekkür ediyorum. Umarım bu bilinmeyene doğru giden yolculukta benimle yol almaya devam edersiniz. ♡

You Might Also Like

0 yorum

Astroloji yolculuğum & neden daha az yazıyorum?


Hayatımın ilginç bir döneminden geçiyorum. Sanki yürüdüğüm yolun ortasında durmuşum, yere oturmuşum ve geçmişimle geleceğimin arasında gelgitler yaşıyormuşum gibi hissediyorum.
Bunu bana hissettiren Uranüs, biliyorum..
Sezgilerim aracılığıyla değişim rüzgarlarının etkisine alıyor beni.

Bir yandan da progres haritamda bütün eksenler burç değiştirmeye hazırlanıyorlar. Yani önümdeki senelerde beni hem mesleki, hem ailevi, hem de hayati açıdan değişimler bekliyor. Bu değişimlerin neler olabileceğini hissetsem de, şimdilik elim kolum bağlı bir şekilde oturup, zamanın olgunlaşmasını beklemem gerek ve bu da biraz hayat neşemi çalıyor.
Ay burcu Kova olan ve 9. evinde önemli gezegenleri olan birisi olarak, gelecek hakkında düşünmemek ve plan yapmamak benim için neredeyse imkansız. Bu yüzden teslimiyet konusunda hep zorluk çektim şimdiye kadar. Ama işte Uranüs bu. Ne kadar plan yaparsam yapayım, bilinmeyenle tanıştıracak beni. Bu yüzden küçük bir çocuk gibi azarlanıyorum sanki kendisi tarafından. Sus, sessiz ol, kafana takma, doğru zaman geldiğinde yolculuğuna farklı bir diyarda farklı bir amaç uğruna devam edeceksin diyor. Ama işte bu ruh şu teslimiyet konusunda çook zorlanıyor. :)

Güneşi Boğa olan birisi olarak Uranüs beni tabiki de doğaya yönlendirecek ama şu gökkubbeye olan hayranlığım beni hiçbir zaman için terk etmeyecek. Bu yüzden Astroloji yolculuğum beni astro herbalism alanına doğru yönlendirmeye başladı. Aranızda bunun tam olarak ne olduğunu bilmeyenler varsa, bir diğer adıyla herboloji, yani bitki ilmi. Bitki ilmi simyaya, simya da tabiki yine Astroloji'ye bağlı olduğu için, Astroloji yolculuğum doğa yolculuğuyla birleşecek gibi gözüküyor Uranüs transiti aracılığıyla.

2019'un yazında tam da Uranüsyen bir hızla Toprak Ana bana bir toprak parçasını armağan etti. Dağ başında, orman kenarında bir yer. Orayı ilk gördüğümdeki hissi hayatım boyunca unutmayacağım.
Kafamı kaldırdığımda gördüğüm tek şey dağlar, kocaman bir orman, ayak uçlarımda altın renginde bir buğday tarlası, uçuşan kelebekler ve kuşların cennetimsi cıvıltısıydı ama hissettiğim şey kudretli, gücü ve güzelliği muazzam olan bir tanrıçaydı. Güzelliğinin karşısında büyülendim ve kuderetinin karşısında ezildiğimi hissettim. Bu anı hazmedebilmek için saygıyla başımı yere eğdiğimi farkettim.
Tanrılar ve tanrıçalar yoktur. Teklik vardır daima ve bu teklik kendisini doğayla görünür kılar. Gizli bir hazine misali kendisini gösterir, bilinmek ister.
O anda hissettiğim şey Yaratıcının doğaya olan yansımasından başka birşey değildi. Beni büyüleyen de onun yüceliğiydi.
Bana kendinden olan bir yeryüzü parçasını emanet etti. Bu armağanın kıymetini bilebilecek miyim bilmiyorum ama eğer aklımdakileri hayata geçirebilirsem, sizinle şifasını paylaşabilmeyi çok isterim.

Son iki senedir içimde sessiz sedasız büyüyen bir doğa sevgisi var.
İstanbul'u ne kadar çok sevsem de, şehirden kaçma arzum her geçen gün daha da baskın hale geliyor. Ama bu yolculuk kolay bir yolculuk değil. Hele haritanızdaki gezegenleriniz daha çok sabit burçlarda yer alıyorsa, macera hiç size göre değil. Ne var ki hayat bizi daima korkularımızla yüzleştirmek için kaderini çizer. Korkumuzu yenebilecek kadar güçlü olduğumuzu idrak ettirebilmek için yapar bunu. Bu yüzden kaçış yok. Uranüs nereye ben oraya çünkü kendisi yükselen yöneticimle buluşmak üzere derece derece Boğa diyarında ilerliyor.

Bu bilinmeyene doğru giden yolculuk ve yapmak istediğim onca şey Astroloji yazılarımı istediğim kadar çok kaleme alamama sebep oldu son 1 senedir.
Sevgi hayat enerjisidir. O olmadan hiçbir şey olmaz ve sevgi emektir aynı zamanda. Blog sayfama istediğim kadar sevgi veremediğimi hissetmeye ve sizin de bunu hissettiğinizi düşünmeye başladım. Bu yüzden benimle önerilerinizi ve fikirlerinizi, yazmamı istediğiniz konuları paylaşmanızı rica ediyorum. Hatta isterseniz saygı çerçevesi içerisinde şikayetlerinizi dahi yazabilirsiniz. Tüm paylaşmak istediklerinizi carpediemcii@gmail.com adresine göndermeniz yeterli. Hepinize geri dönemiyor olsam da, her maili okuyor ve dikkate alıyor olacağım.
Şimdiden yardımlarınız ve ilhamlarınız için teşekkür ediyorum. Umarım bu bilinmeyene doğru giden yolculukta benimle yol almaya devam edersiniz. ♡