12 NİSAN 2022 | TRANSİT JÜPİTER NEPTÜN KAVUŞUMU

Nisan 09, 2022

 
En son 166 yıl önce gerçekleşmiş olan bir kavuşumu tekrardan deneyimlemek üzereyiz. Her zamanki gibi bunun ne anlama gelebileceğini öğrenmek için gelin birlikte ufak bir zaman yolculuğuna çıkalım ve 166 yıl önce nelerin yaşandığına bakalım. 

Bu kavuşum en son 1856 yılında gerçekleşmişti. Sigmud Freud'un dünya sahnesine çıkıp bilinçaltına dair psikoloji dünyasında büyük bir etki bırakmasına neden olmuştu. Yalnız Freud ve akrabası olan Edward Bernays kapitalist dünyanın acımasız manipülatör gücünü doğuran ikili olmuştu. (The century of the self belgeselini izlemenizi tavsiye ederim) Bu ikili sayesinde insanların bilinçaltına etki ederek alışkanlıklarının nasıl yönlendirilebileceği bilgisi şirket sahiplerinin eline verildi ve bu da günümüzde yaşadığımız tüm sorunların ana kökenini oluşturdu. 

Çocuklarınızı tüketim hırsından arındırabilmek için televizyonun ilk çıktığı yıllardaki reklamları birlikte izleyin. Sigaranın, asbestin, DDT'nin nasıl da ballandırılarak pazarlandığının, insanları kandırmanın ne kadar kolay olduğunun bilinciyle büyüsünler. Walt Disney filmlerindeki 25. kareleri görsünler. Görsünler ki, teknolojinin bize sunduklarının korkunç etkileri konusunda bilinçlensinler. Çünkü biz buna bir dur demez isek, çipler beynimize, kanımıza yerleştirilecek ve biz düğmeye bağlı birer kukla haline geleceğiz. Algoritmalar çağı çoktan başladı ve biz aslında çoktan metaverse'in bir parçasıyız ama henüz hala ona bağımlı olmamayı seçme hakkına sahibiz. Bu kavuşum bu hakkın farkına varmamız için çok önemli. 

Tarih sahnesinde yine 1856 yılına baktığımızda Kırım savaşının sonlandığını ve Rusya'nın barış antlaşmasının imzaladığını görüyoruz. Ne kadar tuhaf ki, 166 yıl sonra yine benzer bir senaryonun içerisindeyiz. Putin istediğini almak üzere ve Avrupa neredeyse barış için ayaklarına kapanacak vaziyette. Çünkü Avrupa'nın sadece 40 günlük motorini kaldı. Rusya gibi gücünü kaybettiğini zannettiğimiz  bir devi yıkmak veya amelinden geri döndürmek hiç de kolay değildir. Avrupa nasıl bu hatayı yapabildi tam olarak anlamış değilim.

Vladimir Putin, astrolog Aleksandar İmsiragic'in dediği gibi Vladimir Lenin'in tekrardan reenkarne olmuş ruhu. Çarlık Rusya'yı yıkan ve Sovyetleri doğuran adamla şu anki Rusya'yı birleştirmeye çalışan adamın aynı kişi ve ruh olması ne kadar ilginç. Vladimir'in belli ki kendine bir sözü var. Rusya tekrardan eski gücüne erişecek. Yıktığını tekrardan inşa edecek. 

Bu adam isterse doları bitirebilecek güce sahip ve hamlelerini tam da bu yönde yapıyor. Ambargoları bir bir yiyince rublesini altına bağlayı verdi. Türkiye'nin Turan birliğini kurmasından belki de güç alarak güçlü bir Doğu Birliği kurup bütün ticareti altın üzerinden yaparak doları tamamen devre dışı bırakabilir. Zaten eski kehanetler kapitalizm yıkıldıktan sonraki asıl yeni gücün Rusya'yla birlikte doğudan oluşacağını söyler. 

Rusya birçok konuda Avrupa'dan önde. Putin kendi dijital parasını da yarattı. Altyapısı her koşula hazır. Halkı fakir, kendi zengin ve bunun ne kadar büyük bir güç olduğunu çok iyi biliyor. Fakirliğin neresi güç? diye düşünebilirsiniz ama burada fakirlikten kastım aslında bağımsızlık. Rus halkı hala köylerde kendi başına ayakta durabilen, kendi gıdasını yetiştiren ve kendine yetebilen bir halk. Ne teknolojiye muhtaçlar ne de kapitalizmin süslü püslü hediyelerine. Bir savaş çıksa en az darbeyi alacak olan insanlar belki de onlardır. Ayrıca bu tarz ambargoları da ilk defa yaşamıyorlar. Tüm bu süreç içerisinde olan maalesef Avrupa'ya yakınlık gösteren Ukrayna halkına oldu. Ölen bir gücü doğan bir güce tercih etmenin bedelini çok ağır ödüyorlar. Vatanlarını terk edip mülteci gibi diğer ülkelere sığınmak zorunda kaldılar. İşte bu mülteci göçleri Jüpiter-Neptün kavuşumunun en acı tezahürlerinden biri ve bu maalesef sadece Ukrayna halkı için geçerli değil. Bu kavuşum bu tarz göçleri arttıracak. Büyük çapta kitlesel hareketler olabilir. İnsanlar yalan yanlış galeyana gelebilir ve manipüle edildiğini maalesef çok geç fark edebilir. 

Gelelim günümüze..

Jüpiter dokunduğu her şeyi büyütür. Neptün ise kaçışı, kendini kaybetmeyi, kurban edilmeyi sembolize eder. Bu yüzden önümüzdeki 13 yıllık süreç içerisinde uyuşturucu olaylarının adeta patladığını göreceğiz. Daha fazla insanın zarar görmesi için birçok uyuşturucu madde yasal hala gelecek ki gelmeye bile başladı. Maalesef kolektif olarak buna hiçbir şekilde hazır değiliz. 

Bu maddeler en saf bitkisel halleriyle gizem okullarında veya şaman ayinlerinde tanrı bilincine ulaşmak için kullanılıyordu. Aslında bunlar gök kapılarıydı. Ama şimdi mahalle kuytu köşelerinde küçücükün çocukların elinde eroini görünce tüylerim ürperiyor. Kaç kere şikayet edilip polis çağrılsa da devletin bu konuda pek bir işe yaradığı yok. Bu yüzden gençlerimizi bu tuzaktan nasıl kurtaracağımızı düşünürken çıldıracakmış gibi oluyorum. 

Uyuşturucu bataklığına düşmeyenleri ise bekleyen en büyük tehlike manik-depresyon. Kısacası bipolar bozukluk bir hayli artacak. Maneviyata tutunamayanlar depresyon haplarına tutunmaya çalışacak. Bu da zombi tarzı insanların oluşumuna neden olacak. Yaşayan ölüler bu kavuşumun en korkunç tezahürü olabilir. (Zaten ilk zombi filmi 1932'de Jüpiter-Neptün kavuşumunda çekilmişti)

Balık burcu iki farklı yöne yüzen iki balık tarafından sembolize edilir. Bu 13 yıllık süreç içerisinde insanlığın ikiye ayrılacağını gösteriyor. İlk grup kendini tamamen kaybeden grup olacak. Uyuşturucularla, metaverse ile tamamen gerçeklikten kopup, zihinlerinin ve hayal dünyalarının içinde hapis yaşayacaklar. 

İkinci grup ise maneviyata sığınan, 5. boyuta atlayan, altın çağı yaşayan ve çevrelerindeki tüm karanlık enerjilerden arınan insanlar olacak. Yani bir grup kendini kaybetmeye koşarken, ikinci grup kendini bulmaya koşacak ve hangi grupta olacağımıza bu 13 yıllık süreç içerisinde kendi irademizle karar vereceğiz. 

Bu kavuşumun etkilerini olumlu anlamda tezahür edenler için bu süreç muazzam bir şifa ve arınmayı beraberinde getirebilir. Özellikle su ve toprak elementinin burçları olumlu etkilenenlerin arasında olacaktır. 

Jüpiter, Neptün'ün hayal dünyasını adeta aydınlatacaktır. Bu muazzam sanat eserlerinin, yeni müzik akımlarının ortaya çıkacağını gösterir. Dolayısıyla sanatla uğraşmak ve yaratıcılığınızı kullanmak size çok güzel şeyler kazandırabilir. 

Bu kavuşum aslında yalan ve sahtekarlıkları arttırdığı gibi tüm bunları görünür hale de getirecek. Tam da bu dönemde netflix'te en çok hangi dizilerin izlendiğine bir bakın. 'İnventing Anna' ile zengin wallstreet çevresini, önemli bankerleri ve yüksek sosyeteyi kandıran küçük bir Rus kızın hikayesi izlenme rekorları kırdı. Tinder Swindler yapımı buna örnek olan bir diğeriydi. Çöken bir kapitalist sistemin eşiğinde olduğumuzu bu gibi yapımlar çok güzel ortaya seriyor. Para çağı artık bitti. Maddi değerlere hala tutunmaya çalışan insanlardansanız sizin için zor bir süreç başlamak üzere. Bu yüzden maddi şeylere değil manevi şeylere sığının. 

Jüpiter Neptün kavuşumuna 26 Nisan'da Mars, Venüs ve Ay da eşlik edecek ve Balık burcunda büyük bir stelyumun oluşmasına neden olacaklar. Bu yüzden gök kubbeden yeryüzüne inen Balık enerjisi muazzam ve hayatımızda sadece bir kereliğine deneyimleyebileceğimiz bir enerji olacak. 

Sakın kaçmayın. 

Bu ikili küresel uyanışı tetikleyecek olan bir ikili. Uyanıp, manevi gücümüze tutunmaktan, yaratıcı fikirler ve çözümler üretmekten ve birbirimize kenetlenmekten başka bir çaremiz yok. Yalnızlık için doğru bir zaman değil. Nefret duygumuzu değil, sevgi duygumuzu büyütecek bu kavuşum. İlahi olana sığınmak yerine sanal şeylere kaçan herkesi eninde sonunda korkunç bir uyanış bekliyor olacak. Çünkü gerçeklikten kaçanın yolu yine gerçekliğe varır. Metaverse gibi, uyuşturucular gibi şeyler bizim sonumuzu getirebilecek korkunç tehlikeleri içinde barındırıyorlar. Bu yüzden çok dikkatli olmamız gereken bir süreç başlamak üzere. 

Bu süreç içerisinde Nil nehri ikiye ayrılacak. İkiye ayrılacağına inananlar tıpkı Musa peygamber gibi öteki tarafa yani öteki boyuta geçerken, bunun olacağına inanmayanlar ise derin sularda tıpkı firavun gibi boğulacak. Kısacası paralel evrenlere ayrılmak üzereyiz. Aynı zamanda farklı boyutlarda yaşıyor olacağız. Kimimiz sefalet içinde, kimimiz altın çağında.

Seçiminizi yapmadan inancınızı kuvvetlendirin. Çevrenizdeki Musa'ya tutunun, firavunlarınızdan da kurtulun. İşte o zaman altın çağınızda olursunuz. 

You Might Also Like

1 yorum

  1. MKEMMEL BİR YAZI. ÇOK BEĞENDİM HİSLERİMİ OKUDUNUZ. İNŞALLAH HAYRIMIZA VESİLE OLUR BU OLAYLAR

    YanıtlaSil

12 NİSAN 2022 | TRANSİT JÜPİTER NEPTÜN KAVUŞUMU

 
En son 166 yıl önce gerçekleşmiş olan bir kavuşumu tekrardan deneyimlemek üzereyiz. Her zamanki gibi bunun ne anlama gelebileceğini öğrenmek için gelin birlikte ufak bir zaman yolculuğuna çıkalım ve 166 yıl önce nelerin yaşandığına bakalım. 

Bu kavuşum en son 1856 yılında gerçekleşmişti. Sigmud Freud'un dünya sahnesine çıkıp bilinçaltına dair psikoloji dünyasında büyük bir etki bırakmasına neden olmuştu. Yalnız Freud ve akrabası olan Edward Bernays kapitalist dünyanın acımasız manipülatör gücünü doğuran ikili olmuştu. (The century of the self belgeselini izlemenizi tavsiye ederim) Bu ikili sayesinde insanların bilinçaltına etki ederek alışkanlıklarının nasıl yönlendirilebileceği bilgisi şirket sahiplerinin eline verildi ve bu da günümüzde yaşadığımız tüm sorunların ana kökenini oluşturdu. 

Çocuklarınızı tüketim hırsından arındırabilmek için televizyonun ilk çıktığı yıllardaki reklamları birlikte izleyin. Sigaranın, asbestin, DDT'nin nasıl da ballandırılarak pazarlandığının, insanları kandırmanın ne kadar kolay olduğunun bilinciyle büyüsünler. Walt Disney filmlerindeki 25. kareleri görsünler. Görsünler ki, teknolojinin bize sunduklarının korkunç etkileri konusunda bilinçlensinler. Çünkü biz buna bir dur demez isek, çipler beynimize, kanımıza yerleştirilecek ve biz düğmeye bağlı birer kukla haline geleceğiz. Algoritmalar çağı çoktan başladı ve biz aslında çoktan metaverse'in bir parçasıyız ama henüz hala ona bağımlı olmamayı seçme hakkına sahibiz. Bu kavuşum bu hakkın farkına varmamız için çok önemli. 

Tarih sahnesinde yine 1856 yılına baktığımızda Kırım savaşının sonlandığını ve Rusya'nın barış antlaşmasının imzaladığını görüyoruz. Ne kadar tuhaf ki, 166 yıl sonra yine benzer bir senaryonun içerisindeyiz. Putin istediğini almak üzere ve Avrupa neredeyse barış için ayaklarına kapanacak vaziyette. Çünkü Avrupa'nın sadece 40 günlük motorini kaldı. Rusya gibi gücünü kaybettiğini zannettiğimiz  bir devi yıkmak veya amelinden geri döndürmek hiç de kolay değildir. Avrupa nasıl bu hatayı yapabildi tam olarak anlamış değilim.

Vladimir Putin, astrolog Aleksandar İmsiragic'in dediği gibi Vladimir Lenin'in tekrardan reenkarne olmuş ruhu. Çarlık Rusya'yı yıkan ve Sovyetleri doğuran adamla şu anki Rusya'yı birleştirmeye çalışan adamın aynı kişi ve ruh olması ne kadar ilginç. Vladimir'in belli ki kendine bir sözü var. Rusya tekrardan eski gücüne erişecek. Yıktığını tekrardan inşa edecek. 

Bu adam isterse doları bitirebilecek güce sahip ve hamlelerini tam da bu yönde yapıyor. Ambargoları bir bir yiyince rublesini altına bağlayı verdi. Türkiye'nin Turan birliğini kurmasından belki de güç alarak güçlü bir Doğu Birliği kurup bütün ticareti altın üzerinden yaparak doları tamamen devre dışı bırakabilir. Zaten eski kehanetler kapitalizm yıkıldıktan sonraki asıl yeni gücün Rusya'yla birlikte doğudan oluşacağını söyler. 

Rusya birçok konuda Avrupa'dan önde. Putin kendi dijital parasını da yarattı. Altyapısı her koşula hazır. Halkı fakir, kendi zengin ve bunun ne kadar büyük bir güç olduğunu çok iyi biliyor. Fakirliğin neresi güç? diye düşünebilirsiniz ama burada fakirlikten kastım aslında bağımsızlık. Rus halkı hala köylerde kendi başına ayakta durabilen, kendi gıdasını yetiştiren ve kendine yetebilen bir halk. Ne teknolojiye muhtaçlar ne de kapitalizmin süslü püslü hediyelerine. Bir savaş çıksa en az darbeyi alacak olan insanlar belki de onlardır. Ayrıca bu tarz ambargoları da ilk defa yaşamıyorlar. Tüm bu süreç içerisinde olan maalesef Avrupa'ya yakınlık gösteren Ukrayna halkına oldu. Ölen bir gücü doğan bir güce tercih etmenin bedelini çok ağır ödüyorlar. Vatanlarını terk edip mülteci gibi diğer ülkelere sığınmak zorunda kaldılar. İşte bu mülteci göçleri Jüpiter-Neptün kavuşumunun en acı tezahürlerinden biri ve bu maalesef sadece Ukrayna halkı için geçerli değil. Bu kavuşum bu tarz göçleri arttıracak. Büyük çapta kitlesel hareketler olabilir. İnsanlar yalan yanlış galeyana gelebilir ve manipüle edildiğini maalesef çok geç fark edebilir. 

Gelelim günümüze..

Jüpiter dokunduğu her şeyi büyütür. Neptün ise kaçışı, kendini kaybetmeyi, kurban edilmeyi sembolize eder. Bu yüzden önümüzdeki 13 yıllık süreç içerisinde uyuşturucu olaylarının adeta patladığını göreceğiz. Daha fazla insanın zarar görmesi için birçok uyuşturucu madde yasal hala gelecek ki gelmeye bile başladı. Maalesef kolektif olarak buna hiçbir şekilde hazır değiliz. 

Bu maddeler en saf bitkisel halleriyle gizem okullarında veya şaman ayinlerinde tanrı bilincine ulaşmak için kullanılıyordu. Aslında bunlar gök kapılarıydı. Ama şimdi mahalle kuytu köşelerinde küçücükün çocukların elinde eroini görünce tüylerim ürperiyor. Kaç kere şikayet edilip polis çağrılsa da devletin bu konuda pek bir işe yaradığı yok. Bu yüzden gençlerimizi bu tuzaktan nasıl kurtaracağımızı düşünürken çıldıracakmış gibi oluyorum. 

Uyuşturucu bataklığına düşmeyenleri ise bekleyen en büyük tehlike manik-depresyon. Kısacası bipolar bozukluk bir hayli artacak. Maneviyata tutunamayanlar depresyon haplarına tutunmaya çalışacak. Bu da zombi tarzı insanların oluşumuna neden olacak. Yaşayan ölüler bu kavuşumun en korkunç tezahürü olabilir. (Zaten ilk zombi filmi 1932'de Jüpiter-Neptün kavuşumunda çekilmişti)

Balık burcu iki farklı yöne yüzen iki balık tarafından sembolize edilir. Bu 13 yıllık süreç içerisinde insanlığın ikiye ayrılacağını gösteriyor. İlk grup kendini tamamen kaybeden grup olacak. Uyuşturucularla, metaverse ile tamamen gerçeklikten kopup, zihinlerinin ve hayal dünyalarının içinde hapis yaşayacaklar. 

İkinci grup ise maneviyata sığınan, 5. boyuta atlayan, altın çağı yaşayan ve çevrelerindeki tüm karanlık enerjilerden arınan insanlar olacak. Yani bir grup kendini kaybetmeye koşarken, ikinci grup kendini bulmaya koşacak ve hangi grupta olacağımıza bu 13 yıllık süreç içerisinde kendi irademizle karar vereceğiz. 

Bu kavuşumun etkilerini olumlu anlamda tezahür edenler için bu süreç muazzam bir şifa ve arınmayı beraberinde getirebilir. Özellikle su ve toprak elementinin burçları olumlu etkilenenlerin arasında olacaktır. 

Jüpiter, Neptün'ün hayal dünyasını adeta aydınlatacaktır. Bu muazzam sanat eserlerinin, yeni müzik akımlarının ortaya çıkacağını gösterir. Dolayısıyla sanatla uğraşmak ve yaratıcılığınızı kullanmak size çok güzel şeyler kazandırabilir. 

Bu kavuşum aslında yalan ve sahtekarlıkları arttırdığı gibi tüm bunları görünür hale de getirecek. Tam da bu dönemde netflix'te en çok hangi dizilerin izlendiğine bir bakın. 'İnventing Anna' ile zengin wallstreet çevresini, önemli bankerleri ve yüksek sosyeteyi kandıran küçük bir Rus kızın hikayesi izlenme rekorları kırdı. Tinder Swindler yapımı buna örnek olan bir diğeriydi. Çöken bir kapitalist sistemin eşiğinde olduğumuzu bu gibi yapımlar çok güzel ortaya seriyor. Para çağı artık bitti. Maddi değerlere hala tutunmaya çalışan insanlardansanız sizin için zor bir süreç başlamak üzere. Bu yüzden maddi şeylere değil manevi şeylere sığının. 

Jüpiter Neptün kavuşumuna 26 Nisan'da Mars, Venüs ve Ay da eşlik edecek ve Balık burcunda büyük bir stelyumun oluşmasına neden olacaklar. Bu yüzden gök kubbeden yeryüzüne inen Balık enerjisi muazzam ve hayatımızda sadece bir kereliğine deneyimleyebileceğimiz bir enerji olacak. 

Sakın kaçmayın. 

Bu ikili küresel uyanışı tetikleyecek olan bir ikili. Uyanıp, manevi gücümüze tutunmaktan, yaratıcı fikirler ve çözümler üretmekten ve birbirimize kenetlenmekten başka bir çaremiz yok. Yalnızlık için doğru bir zaman değil. Nefret duygumuzu değil, sevgi duygumuzu büyütecek bu kavuşum. İlahi olana sığınmak yerine sanal şeylere kaçan herkesi eninde sonunda korkunç bir uyanış bekliyor olacak. Çünkü gerçeklikten kaçanın yolu yine gerçekliğe varır. Metaverse gibi, uyuşturucular gibi şeyler bizim sonumuzu getirebilecek korkunç tehlikeleri içinde barındırıyorlar. Bu yüzden çok dikkatli olmamız gereken bir süreç başlamak üzere. 

Bu süreç içerisinde Nil nehri ikiye ayrılacak. İkiye ayrılacağına inananlar tıpkı Musa peygamber gibi öteki tarafa yani öteki boyuta geçerken, bunun olacağına inanmayanlar ise derin sularda tıpkı firavun gibi boğulacak. Kısacası paralel evrenlere ayrılmak üzereyiz. Aynı zamanda farklı boyutlarda yaşıyor olacağız. Kimimiz sefalet içinde, kimimiz altın çağında.

Seçiminizi yapmadan inancınızı kuvvetlendirin. Çevrenizdeki Musa'ya tutunun, firavunlarınızdan da kurtulun. İşte o zaman altın çağınızda olursunuz.