MEDİKAL ASTROLOJİDE BAŞAK BURCU & KARACİĞERİMİZ

Ağustos 28, 2022

 

Bedenimizde öyle bir organ var ki, 500'den fazla göreve sahip. Tam bir işkolik. 5 dakika bile dinlenmeden bir ömür boyu bize hizmet etmekte. 

Bu kadar çalışkan bir organı Başak burcundan başka kimse temsil edemezdi. Gezegenlerden Jüpiter karaciğerimizin yönetimi üstlense de, Başak burcu karaciğerin tüm görevlerinin arkasındaki burçtur. Tıpkı bir Başak nasıl evinin temizliğinden sorumluysa karaciğer de bedenin arınma mekanizmalarından sorumludur. Bedenimizi o temizler, toksinleri o ayırır ve bedenimizi terk etmeleri için gerekli organlara yönlendirir. 

Aslında bedenimizi cildimiz veya verdiğimiz nefeslerle de arındırırız. Ama tüm bunların düzgün çalışabilmesi karaciğerimizin iyi durumda olmasına bağlıdır. Bu yüzden karaciğerde bir sorun varsa bu kendini çeşitli cilt sorunları olarak veya nefes/ağız kokusu şeklinde gösterebilir. Hatta çok kötü kokan ter de karaciğerdeki toksinlerin belirtisidir. Kadınlar erkeklere nazaran adet döngüleri aracılığıyla da arınırlar. Yani adet döngüsünde yaşanan sorunların arkasında da karaciğer bulunmaktadır. 

Karaciğerin ağrısı yoktur. Sadece aşırı yağlanma olduğunda bedenin sağ alt köşesinde büyümeden dolayı bir rahatsızlık hissi oluşabilir. Onun haricinde karaciğer ağrısını en çok yorgunluk olarak gösterir. Kronik yorgunluğun çağında yaşadığımız için neredeyse hepimizin karaciğeri bir hayli kötü durumda. Çünkü atalarımızdan bu yana ilk defa karaciğerimizin kaldıramayacağı kadar fazla toksine maruz kalmaktayız. Tarım ilaçları, kalitesiz içme suları, hava kirliliği ve kozmetikten temizlik ürünlerine kadar kullandığımız veya maruz kaldığımız her şeyin içinde sessiz, görünmeyen toksinler var. 

Toksinlerin çoğu yağda çözünür ve bedenimizde yağla birlikte depolanır. Hızlı kilo verirken bu toksinlerin hepsi serbest kalır bu yüzden kilo verme süreci sağlıklı da olsa toksinlerin bedende serbest kalmasından dolayı çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. 

Karaciğerin toksinleri atabilmesi için bunların suda çözünür hale getirilmesi gerekilmektedir. Bunun için karaciğerde 2 aşama gerçekleşir. Karaciğerin gerçekleştirdiği ilk arınma aşaması için B grubu vitaminleri, fosfor, sağlıklı yağlar, bitkilerin içinde bol miktarda bulunan flavonoidler ve glutatyon gerekmektedir. Onlar olmadan arınmanın ilk mekanizmasında sorun yaşanır ve tıkanma meydana gelir. Bu aşamada birçok toksin ve serbest radikal serbest kalır. Bunlar için bedenimiz antioksidanlara ihtiyaç duyar, yani E ve C vitamini, selenyum, manganez, çinko ve Koenzim10 gibi koruyucu güçlere. Bu aşamada devedikeni gibi bitkiler de bedeni desteklemektedir. İkinci aşamada ise önemli olan asıl şey amino asitler yani proteindir. 

Yanlış tarım uygulamaları yüzünden topraklarımızda mineral değerleri iyice azaldığı için sağlıklı beslendiğini zannedenlerde bile vitamin ve mineral eksiklikleri bulunmaktadır. Bir takım saçma insanların ortaya attığı et politikaları yüzünden de sağlıklı proteinlere ulaşma imkanımız iyice azalmakta. Yani bir yandan her alandan üzerimize gelen toksinler, bir yandan da karaciğerin görevini gerçekleştirmesi için ihtiyaç duyduğu mineral ve besinlerin azlığı.. Kısacası hepimizin karaciğeri ayvayı yemiş durumda. 

Bir antioksidan olan glutatyon karaciğerin ikinci arınma aşamasında da büyük bir göreve sahiptir ve aslında bir kükürt bileşimidir ve sarımsak, soğan, lahana gibi kötü kokan şeylerin içinde bulunur. Sarımsakla soğanı neredeyse her yemeğin içine koyuyoruz diye düşünmeyin. Maruz kaldığımız toksinler yüzünden daha fazla kükürte ihtiyacımız var. Glutatyon için selenyum da çok önemlidir ve maalesef toplumun büyük çoğunluğunda artık yeteri kadar miktarda bulunmamaktadır. Glutatyonu dışarıdan almak ise pek etkili değildir. Bu yüzden bedenimizin onu kendi yaratması için kükürt, selenyum ve omega 3 depolarımızın tam kapasite dolu olması gerekir.

Bu yazımda kısa ve anlaşılır bir şekilde karaciğerimizin sağlıklı olabilmesi için nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlattım. Artık her sağlık sorununun bağırsaklarda başladığı söyleniyor. Karaciğer ve bağırsaklar ise birbiriyle yakından alakalı çünkü ikisi de bir hazım ve arınma organı ve her ikisi de Başak burcu tarafından temsil edilmekte. 

Bedenimizde bu kadar büyük bir göreve sahip olduğu için karaciğerimizin kıymetini bilmemiz ve sağlığımızın sorumluluğunu üstlenmemiz dileğimle..


You Might Also Like

0 yorum

MEDİKAL ASTROLOJİDE BAŞAK BURCU & KARACİĞERİMİZ

 

Bedenimizde öyle bir organ var ki, 500'den fazla göreve sahip. Tam bir işkolik. 5 dakika bile dinlenmeden bir ömür boyu bize hizmet etmekte. 

Bu kadar çalışkan bir organı Başak burcundan başka kimse temsil edemezdi. Gezegenlerden Jüpiter karaciğerimizin yönetimi üstlense de, Başak burcu karaciğerin tüm görevlerinin arkasındaki burçtur. Tıpkı bir Başak nasıl evinin temizliğinden sorumluysa karaciğer de bedenin arınma mekanizmalarından sorumludur. Bedenimizi o temizler, toksinleri o ayırır ve bedenimizi terk etmeleri için gerekli organlara yönlendirir. 

Aslında bedenimizi cildimiz veya verdiğimiz nefeslerle de arındırırız. Ama tüm bunların düzgün çalışabilmesi karaciğerimizin iyi durumda olmasına bağlıdır. Bu yüzden karaciğerde bir sorun varsa bu kendini çeşitli cilt sorunları olarak veya nefes/ağız kokusu şeklinde gösterebilir. Hatta çok kötü kokan ter de karaciğerdeki toksinlerin belirtisidir. Kadınlar erkeklere nazaran adet döngüleri aracılığıyla da arınırlar. Yani adet döngüsünde yaşanan sorunların arkasında da karaciğer bulunmaktadır. 

Karaciğerin ağrısı yoktur. Sadece aşırı yağlanma olduğunda bedenin sağ alt köşesinde büyümeden dolayı bir rahatsızlık hissi oluşabilir. Onun haricinde karaciğer ağrısını en çok yorgunluk olarak gösterir. Kronik yorgunluğun çağında yaşadığımız için neredeyse hepimizin karaciğeri bir hayli kötü durumda. Çünkü atalarımızdan bu yana ilk defa karaciğerimizin kaldıramayacağı kadar fazla toksine maruz kalmaktayız. Tarım ilaçları, kalitesiz içme suları, hava kirliliği ve kozmetikten temizlik ürünlerine kadar kullandığımız veya maruz kaldığımız her şeyin içinde sessiz, görünmeyen toksinler var. 

Toksinlerin çoğu yağda çözünür ve bedenimizde yağla birlikte depolanır. Hızlı kilo verirken bu toksinlerin hepsi serbest kalır bu yüzden kilo verme süreci sağlıklı da olsa toksinlerin bedende serbest kalmasından dolayı çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. 

Karaciğerin toksinleri atabilmesi için bunların suda çözünür hale getirilmesi gerekilmektedir. Bunun için karaciğerde 2 aşama gerçekleşir. Karaciğerin gerçekleştirdiği ilk arınma aşaması için B grubu vitaminleri, fosfor, sağlıklı yağlar, bitkilerin içinde bol miktarda bulunan flavonoidler ve glutatyon gerekmektedir. Onlar olmadan arınmanın ilk mekanizmasında sorun yaşanır ve tıkanma meydana gelir. Bu aşamada birçok toksin ve serbest radikal serbest kalır. Bunlar için bedenimiz antioksidanlara ihtiyaç duyar, yani E ve C vitamini, selenyum, manganez, çinko ve Koenzim10 gibi koruyucu güçlere. Bu aşamada devedikeni gibi bitkiler de bedeni desteklemektedir. İkinci aşamada ise önemli olan asıl şey amino asitler yani proteindir. 

Yanlış tarım uygulamaları yüzünden topraklarımızda mineral değerleri iyice azaldığı için sağlıklı beslendiğini zannedenlerde bile vitamin ve mineral eksiklikleri bulunmaktadır. Bir takım saçma insanların ortaya attığı et politikaları yüzünden de sağlıklı proteinlere ulaşma imkanımız iyice azalmakta. Yani bir yandan her alandan üzerimize gelen toksinler, bir yandan da karaciğerin görevini gerçekleştirmesi için ihtiyaç duyduğu mineral ve besinlerin azlığı.. Kısacası hepimizin karaciğeri ayvayı yemiş durumda. 

Bir antioksidan olan glutatyon karaciğerin ikinci arınma aşamasında da büyük bir göreve sahiptir ve aslında bir kükürt bileşimidir ve sarımsak, soğan, lahana gibi kötü kokan şeylerin içinde bulunur. Sarımsakla soğanı neredeyse her yemeğin içine koyuyoruz diye düşünmeyin. Maruz kaldığımız toksinler yüzünden daha fazla kükürte ihtiyacımız var. Glutatyon için selenyum da çok önemlidir ve maalesef toplumun büyük çoğunluğunda artık yeteri kadar miktarda bulunmamaktadır. Glutatyonu dışarıdan almak ise pek etkili değildir. Bu yüzden bedenimizin onu kendi yaratması için kükürt, selenyum ve omega 3 depolarımızın tam kapasite dolu olması gerekir.

Bu yazımda kısa ve anlaşılır bir şekilde karaciğerimizin sağlıklı olabilmesi için nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlattım. Artık her sağlık sorununun bağırsaklarda başladığı söyleniyor. Karaciğer ve bağırsaklar ise birbiriyle yakından alakalı çünkü ikisi de bir hazım ve arınma organı ve her ikisi de Başak burcu tarafından temsil edilmekte. 

Bedenimizde bu kadar büyük bir göreve sahip olduğu için karaciğerimizin kıymetini bilmemiz ve sağlığımızın sorumluluğunu üstlenmemiz dileğimle..