YARATILIŞ HİKAYEMİZ 4 | CİNLER
Nisan 12, 2023Karmaşık ve anlatması kolay olmayan bir konu daha kalmıştı. O da cinler.
Bir önceki yazımda iki düşman ayrı ırktan bahsetmiş gibi oldum ama bunların aynı insan ırkı olduğunu unutmamamız gerektiği için bir yazı daha kaleme almak istedim. Şeytan da bir baş melekti. Bu gerçeği unutmamalıyız. Tekamül süreci öyle bir şeydir ki, isteyen kendini geliştirebildiği gibi, istemeyen de kendini gerilettirebilir. Aynı soyun iki farklı oluşumuna neden olan tek fark budur. Yaratılış hikayesindeki elma sembolünün bir diğer anlamı tekamül sürecinde gerilemeyi tercih edenlerle birleşmeyi yasaklamasıdır. Adem ve Havva tekamül sürecinde ilerleyen insanı simgeler, elmayı uzatan şeytan, cin vs ise tekamül sürecinde gerilemeyi tercih ettiği için karanlıkaşan ve formunu yitiren insandan başkası değildir. Burada birinin ateşten diğerinin topraktan yaratılmış olmasının bir önemi yoktur. İkisinin de özü aynı, sadece seçimleri farklıdır.
İlim bir nokta idi cahiller onu çoğalttı demişti Hz. Ali. Aslında bu konu zannettiğimiz kadar karmaşık değil, sadece kim olduğumuzu hatırlamamız gerek. Bu yüzden gelin İbni Arabi'nin küçük bir anısıyla başlayalım.
İbni Arabi Kâbe'de tavaf yaparken, sadece kendisinin görebildiği insana benzeyen ama insan olmayan biriyle karşılaşmış ve ona kim olduğunu sormuş. O da "bende bir Adem oğuluyum ama senden önceki nesillerin" diye cevap vermiş ve şu an insanların 7. kök Adem oğlu olduğundan, diğerlerin tekamül süreçlerine aykırı davranıp, sapkınlaştıkları için helak edildiklerinden bahsetmiş.
Bu bizim bildiğimiz insan türünün 7 farklı ırktan oluştuğunu gösterir. 7 ne kadar ilginç değil mi? 7 gezegen gibi.
Bizim bildiğimiz cennetten düşüş hikayesi 7. kök Adem oğulunun yaratılış hikayesidir. İlk yazımda bahsettiğim Annunakiler ise bir önceki neslin Adem oğullarıdır. Yani bize şu an uzaylı olarak pazarlanan varlıklar bu eski kök ırklara ait olan Adem oğulları oldukları için onlar da bizim gibi insandır. Bize çok benziyorlar ama yine de bizden farklı görünümlere sahipler. Griler de onlardan, reptiller de, cinler de. Ama burada önemli bir ayırım yapmak zorundayız. Saymış olduğum bu son varlıklar tekamül süreçlerini tamamlayamayıp, gerileyen varlıklardır. Onlar kapkaranlık bir boyutta yaşarlar ve daha da kötüsü bu karanlığın haricinde başka bir şeyin olabileceğine inanmazlar. Bu yüzden kurtuluşları neredeyse imkansızdır. Bu dünyada yaşarken çok büyük kötülükler yapmış olanlar öldükten sonra astral boyutta bu varlıklara dönüşürler. Tekamül sürecinde gerileyenler Allah'ın yaratımına aykırı davrandıkları için formlarında bozulma da yaşarlar. Eğer bu sapkın davranışlarından vazgeçmezlerse bunun bir cezası vardır o da ebediyen yok olmaktır.
Bu yok oluş korkusu bu varlıkları iki şeye zorlar. Bunlardan ilki bizimle iletişime geçip, yaptıkları hatayı geri çevirmenin bir yolunu bulmaktır, ki bu grupta genellikle griler yer almaktadır. İnsan DNA'sına olan merakları da bu yüzdendir. Çaresizce kendi bozdukları DNA'larını bizimkisine geri dönüştürme arayışındalar. Diğer grup ise bırakın kendilerini kurtarmayı, bir kurtuluşa inanmadıkları için bizi de bu karanlığın içine çekmeye çalışırlar. Bu gruptakiler tıpkı bir vampir gibi varoluşlarını devam ettirebilecekleri bir enerji bedeni ararlar. İşte bu enerji bedenine sahip olan varlıklar 7. kök insan olan bizleriz.
Rudolf Steiner, bu varlıkların yaşadıkları boyutu 8. küre olarak betimler ve tam da günümüz zamanında bu 8. kürenin bir lanet gibi dünyanın üzerine çökeceğini anlatır. 5G, 6G, yapay zeka ve transhümanizm projeleriyle bu varlıkların bedenleneceğinden bahseder.
İşgal altında olan zihnimiz
Bildiğiniz üzere artık yapay zeka hayatımızın büyük bir parçası. Teknolojik her şeyin ardında artık o var. Hatta chat sitelerinde bile onunla sohbet edebiliyoruz. Maalesef evli ve çocuklu bir adamın, iklim sorunları hakkında yapay zekayla olan chat konuşmaları, intihar etmesiyle sonuçlandığı için, dev bir panik dalgası yayıldı ve chat sitelerinden yapay zekanın uzak tutulması gerektiği söylenmeye başlandı. Olayı bu kadar ürkütücü kılan şey, yapay zekanın adamı çocuklarının öldüğüne ve intihar ederse onlarla cennette mutlu olabileceğine inandırmasıydı.
Nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu idrak edebilmeniz için I am your man adlı Alman filmini izlemenizi tavsiye ederim. Çünkü filimde yapay zekanın bizimle kurduğu sahte entelektüel empatinin insana nasıl etki edeceği çok güzel bir şekide ele alınmış.
Bu yazımın konusu tam da bu. Entelektüel empati ve akıl. Bu yüzden bize bu yeteneği kimlerin verdiği ile konumuza giriş yapmak istiyorum.
0 yorum