Kurtlar, insanların kadim dostları

Ocak 17, 2016


Hepimiz kurt adam hikayeleriyle büyüdük. Dolunay geceleri onun sembolü oldu. 
Ve ondan ürktük, korktuk. Oysa kurtlar daima insanların yanlarındaydı, hatta sadık dostlarıydı. 

Kurtların biz Türkler için ise çok daha büyük bir önemi var. Çünkü destanlarımız Türklerin kurtlardan türediğini anlatırlar. Bir çok hikaye anlatılır, kurtların çocukları beslediklerine, sahip çıktıklarına hatta büyüttüklerine dair. 
Bize vahşi ve tehlikeli oldukları söylenen kurtların bu hikayeleri ilgimi çekse de pek inanılır gelmezdi. Ama merak ettiğim için araştırdığım bir konuydu ve hayatının 3 yılını Rocky dağlarında vahşi kurtlarla geçiren Shaun Ellis'in hayat hikayesine denk geldim. 
Shaun Ellis gerçek bir Kurt adam. Rocky dağlarında sadece 1.5 sene boyunca kurtların izini sürmeye çalışmış. Tam pes ederken nihayet onlarla karşılaşmış ve kendisini uzun bir süreçten ve zorlu sadakat sınavlarından geçtikten sonra sürüye kabul ettirebilmiş. Bu hayatındaki 3 yıl boyunca kurtlar gibi yaşamış, onların onu beslemesine izin vermiş. Bedeni sadece proteinle beslenmeyi daha fazla kaldıramicağını anlayınca onlardan ayrılmak zorunda kalmış. Ve bu ayrılık ona sanki gerçek ailesinden kopuyormuş gibi acı vermiş, hüngür hüngür ağlamış. Geri döndüğünde verdiği 30 kilo ve vahşi doğada hayatta kalmanın getirdiklerinden kimse onu tanıyamamış. Hayatının geri kalanını ise kendini kurtların ve onların daha iyi anlaşılmasına adamış. 

Kurtlar çok asil hayvanlardır ve sürülerinde belirli bir hiyerarşi vardır. Alfa hayvanı liderleridir ve sürüyü o yönlendirir. Onun en büyük görevi neslinin devamını sağlamaktır. Beta hayvanı sürüyü ve alfa hayvanını koruma görevini üstlenir. Bir tehlike anında ilk ortaya atılan hatta canını bile korkmadan tehlikeye atan hayvandır. Buna benzer her bir kurdun üstlendiği görevler vardır. Ve herbiri birbirine karşı saygıda kusur etmezler. Çünkü vahşi doğada var olabilmelerinin birbirlerine bağlı olduğunu çok iyi bilirler. 
Kızılderililer, insanların sadakati ve bağlılığı, aile olmanın önemini kurtlardan öğrendiklerini söylerler. 
Peki nasıl oldu da bu kadim dostluk unutulabildi? 
Kurtlar eskiden insanlara saldırmazlarmış. Çünkü insanlarıda kendilerinden görürlermiş. Ama insanoğlu yerleşik düzene geçtikten ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye başladıktan sonra işler değişmiş. Insan nasıl beslenirse etrafına öyle koku yayar. Biz bunu anlamasakta kurtlar çok iyi anlar.
 Ve artık et yemeği tamamen bırakan insanlar, kurtlar tarafından av olarak algılanmakta. Hatta insanlara iyice alıştıkları için yerleşik yerlere inmekteler. Ve böylelikle bizim için tehlike oluşturmaktalar. Ve tüm bunların suçluları olan insanlar, doğadan kopmanın ve ona zarar vermenin bedelini ağır ödemek durumundalar. 

Bizler evleri doğa olan hayvanları evcilleştirdik ve doğalarıni mahvettik. Hayvan sevgisi altında onlara işkence çektirdiğimizin farkında bile değiliz. 
Alfa cinsine ait olan bir köpeği alıp, yanlış eğitmeye çalışırsak, zamanla o bizim liderimiz olur. Savaşmak için yaratılmış bir köpeği küçücükün eve hapsedersek, o gelir çocuğumuzu dahi ısırabilir. 

Artık doğaya, atalarımızın yaşadığı hayata dönmenin vakti geldi. Yoksa doğa intikamını çok kötü alacak. Bu günümüz penceresinden bakıldığında imkansız gibi görünsede, aslında değil. 

Shaun Ellis çiftliklere saldıran kurtlara karşı teknolojinin sunduğu imkanları kullanarak, onları yerleşim alanlarından uzak tutuyor. Yaptığı tek şey ise, kurt sürüsü ulumalarının ses kaydını çiftliğin etrafında hoparlörler aracılığıyla çalması. Bunu gerçek zanneden kurtlar o bölgede başka bir sürünün yaşadığını düşündükleri için, kendi hayatlarını tehlkkeye atmamak için, saygı gösterip geri çekiliyorlar. 

Bu hayattaki her sorunun bir çözümü vardır. Yeterki cehaletimizle savaşacak kadar yiğit olalım. 
Ve biz doğayız! Bunu asla unutmayalım. 

Not: Shaun Ellis ve kurtlarla yaşam hakkında bir çok belgesel bulunmaktadır. Ayrıca hayat hikayesini merak eden the man who lives with wolves kitabını okuyabilir. 

You Might Also Like

1 yorum

Kurtlar, insanların kadim dostları


Hepimiz kurt adam hikayeleriyle büyüdük. Dolunay geceleri onun sembolü oldu. 
Ve ondan ürktük, korktuk. Oysa kurtlar daima insanların yanlarındaydı, hatta sadık dostlarıydı. 

Kurtların biz Türkler için ise çok daha büyük bir önemi var. Çünkü destanlarımız Türklerin kurtlardan türediğini anlatırlar. Bir çok hikaye anlatılır, kurtların çocukları beslediklerine, sahip çıktıklarına hatta büyüttüklerine dair. 
Bize vahşi ve tehlikeli oldukları söylenen kurtların bu hikayeleri ilgimi çekse de pek inanılır gelmezdi. Ama merak ettiğim için araştırdığım bir konuydu ve hayatının 3 yılını Rocky dağlarında vahşi kurtlarla geçiren Shaun Ellis'in hayat hikayesine denk geldim. 
Shaun Ellis gerçek bir Kurt adam. Rocky dağlarında sadece 1.5 sene boyunca kurtların izini sürmeye çalışmış. Tam pes ederken nihayet onlarla karşılaşmış ve kendisini uzun bir süreçten ve zorlu sadakat sınavlarından geçtikten sonra sürüye kabul ettirebilmiş. Bu hayatındaki 3 yıl boyunca kurtlar gibi yaşamış, onların onu beslemesine izin vermiş. Bedeni sadece proteinle beslenmeyi daha fazla kaldıramicağını anlayınca onlardan ayrılmak zorunda kalmış. Ve bu ayrılık ona sanki gerçek ailesinden kopuyormuş gibi acı vermiş, hüngür hüngür ağlamış. Geri döndüğünde verdiği 30 kilo ve vahşi doğada hayatta kalmanın getirdiklerinden kimse onu tanıyamamış. Hayatının geri kalanını ise kendini kurtların ve onların daha iyi anlaşılmasına adamış. 

Kurtlar çok asil hayvanlardır ve sürülerinde belirli bir hiyerarşi vardır. Alfa hayvanı liderleridir ve sürüyü o yönlendirir. Onun en büyük görevi neslinin devamını sağlamaktır. Beta hayvanı sürüyü ve alfa hayvanını koruma görevini üstlenir. Bir tehlike anında ilk ortaya atılan hatta canını bile korkmadan tehlikeye atan hayvandır. Buna benzer her bir kurdun üstlendiği görevler vardır. Ve herbiri birbirine karşı saygıda kusur etmezler. Çünkü vahşi doğada var olabilmelerinin birbirlerine bağlı olduğunu çok iyi bilirler. 
Kızılderililer, insanların sadakati ve bağlılığı, aile olmanın önemini kurtlardan öğrendiklerini söylerler. 
Peki nasıl oldu da bu kadim dostluk unutulabildi? 
Kurtlar eskiden insanlara saldırmazlarmış. Çünkü insanlarıda kendilerinden görürlermiş. Ama insanoğlu yerleşik düzene geçtikten ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye başladıktan sonra işler değişmiş. Insan nasıl beslenirse etrafına öyle koku yayar. Biz bunu anlamasakta kurtlar çok iyi anlar.
 Ve artık et yemeği tamamen bırakan insanlar, kurtlar tarafından av olarak algılanmakta. Hatta insanlara iyice alıştıkları için yerleşik yerlere inmekteler. Ve böylelikle bizim için tehlike oluşturmaktalar. Ve tüm bunların suçluları olan insanlar, doğadan kopmanın ve ona zarar vermenin bedelini ağır ödemek durumundalar. 

Bizler evleri doğa olan hayvanları evcilleştirdik ve doğalarıni mahvettik. Hayvan sevgisi altında onlara işkence çektirdiğimizin farkında bile değiliz. 
Alfa cinsine ait olan bir köpeği alıp, yanlış eğitmeye çalışırsak, zamanla o bizim liderimiz olur. Savaşmak için yaratılmış bir köpeği küçücükün eve hapsedersek, o gelir çocuğumuzu dahi ısırabilir. 

Artık doğaya, atalarımızın yaşadığı hayata dönmenin vakti geldi. Yoksa doğa intikamını çok kötü alacak. Bu günümüz penceresinden bakıldığında imkansız gibi görünsede, aslında değil. 

Shaun Ellis çiftliklere saldıran kurtlara karşı teknolojinin sunduğu imkanları kullanarak, onları yerleşim alanlarından uzak tutuyor. Yaptığı tek şey ise, kurt sürüsü ulumalarının ses kaydını çiftliğin etrafında hoparlörler aracılığıyla çalması. Bunu gerçek zanneden kurtlar o bölgede başka bir sürünün yaşadığını düşündükleri için, kendi hayatlarını tehlkkeye atmamak için, saygı gösterip geri çekiliyorlar. 

Bu hayattaki her sorunun bir çözümü vardır. Yeterki cehaletimizle savaşacak kadar yiğit olalım. 
Ve biz doğayız! Bunu asla unutmayalım. 

Not: Shaun Ellis ve kurtlarla yaşam hakkında bir çok belgesel bulunmaktadır. Ayrıca hayat hikayesini merak eden the man who lives with wolves kitabını okuyabilir.