Mars'ın konuştuğu dili öğrenmek
Kasım 23, 2017Astrolojiyle ilgilenmenin en güzel yanı, enerjileri doğru yönde kullanabilmeyi öğrenmektir. Hayatta olup biten şeylerin daha hızlı farkına varır ve daha çabuk cevaplar buluruz. Herkes "neden bunları yaşıyoruz?" diye sorarken, biz nedenini gayet iyi biliriz. Gökyüzü yeryüzüne yansıyordur.
Jüpiter'in Akrep burcundaki 13 aylık yolculuğu boyunca cinsellikle ilgili konuların gündemde olabileceğini ve maalesef bunların Akrebin daha çok temsil ettiği karanlık yönüyle alakalı olabileceğini yazmıştım. Ve gerçekten de Jüpiter Akrebe girer girmez Hollywood'da senelerce gizlenmiş taciz, hatta tecavüz vakaları su yüzeyine çıktı. Bir sürü ünlü arka arkaya cinsel istismara uğradıklarını itiraf etmeye başladı.
Bu dünyadaki herşey iki kutupludur. İyilik ve kötülük, aydınlık ve karanlık, melek ve şeytan..
Düalizmin var olduğu bir düzende yaşayan ve ona armağan olarak irade gücü verilen insanoğlunun en büyük gücü ve aynı zamanda da en büyük zaafı, seçim yapma şansına sahip olmasıdır.
Sorumluyuz attığımız her adımdan, yaptığımız her seçimden, aklımızdan geçirdiğimiz herşeyden.
Ve aynı zamanda sorumluyuz, cinsel tercihlerimizden.
Cinsellik hakkında daha önce bir yazı yazmıştım. Okumayanlar burdan ulaşabilirler. Yazım Mars ve cinsellik hayatımızdaki etkileri hakkındaydı.
Yazımda pornografik görüntülerin olumsuzluklarından bahsetmiştim ve mastürbasyonun bilinmeyen tehlikelerine de değindim.
Bu yazımda ise Mars'ın haritamızdaki element yerleşimine değineceğim ve ayrıca onu doğru şekilde kullanabilmemiz için bilmemiz gerekenlere.
Astrolojide 4 element vardır. Bunlar ateş, su, hava ve topraktır.
Mars'ı ateş burçlarında veya ateş evlerinde olanlar (koç, aslan, yay / 1., 5., 9. ev) tutkulu ve sabırsızdırlar. Diğerlerine nazaran cinselliğe daha çok açtırlar. Kendilerini karşı tarafa daha kolay açarlar ve daha hızlı orgazıma ulaşırlar. Cinselliğe daha çok haz odaklı yaklaşırlar. Ponografik görüntüler en çok bu gruptakilere hitap eder. Çünkü en ufak bir çıplaklık bile hemen iştahlarını kabartır. Bu yüzden de tutkulu başlar ve işlerini genellikle çabuk bitirirler.
Mars'ı su elementinde olanlar (yengeç, akrep, balık / 4., 8., 12. ev), ateşin tam tersine daha çekingen ve utangaç yaklaşırlar. Haz odaklı olmaktansa, asıl aradıkları şey derinliktir. Cinsellikte "Bir" olabilmeyi arzularlar. Bedensel sevişmeden ziyade, ruhsal birleşmedir aradıkları ve arzuladıkları.
Ateş elementinin tam tersine bu gruptakiler cinsel ilişkiye girmek için zamana ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden sevişmeden önce ısınma turlarına ihtiyaç duyarlar. Ve bu ısınma turu genellikle güzel bir sohbetle başlar, tatlı okşamalarla devam eder ve en sonunda romantik bir sevişmeyle son bulur.
Mars'ı hava elementinde olanlar, (ikizler, terazi, kova / 3., 7., 11. ev) cinselliği daha çok zihinlerinde kugulamayı severler. Onları asıl baştan çıkaran şey, baştan çıkarılma düşüncesinin kendisidir. Bu yüzden zihinsel olarak tahrik olabilmek asıl önemsedikleri şeydir. Zihinlerinde canlandırdıkları görüntü onları heycanlandırsa da, iş gerçekten sevişmeye geldi mi, sahip oldukları fantazileri hayata geçirmek istemeyebilirler. Mesela çok değişik bir pozisyonu zihinlerinde kurgulayabilir ve bundan haz alabilir ama iş gerçekten uygulamaya döndüğünde zorluğundan veya tuhaflığından dolayı yapmak istemeyebilirler. Basite kaçarlar. Onları en çok heycanlandıran seks hakkında konuşmaktır.
Mars'ı toprak elementinde olanlar, (boğa, başak, oğlak / 2., 6., 10. ev) cinselliği beş duyularıyla yaşamak isterler. Onlar için sevişme arka planda çalan güzel bir müzikle, odada yanan mum ışıklarıyla ve masada duran leziz yemekle başlar ve sevişmeyle devam eder.
Cinsellikte aceleden çok herşeyi zamana bırakırlar ve yavaş hareket etmek isterler. Tıpkı bir yemeği yiyormuş gibi, sevişirken ilk önce koku duyularını tatmin eder, sonra karşı tarafın tadına bakmaya koyulurlar. İyice ısındıktan sonra daha da derinlere inmek ve tıpkı su grubundakiler gibi birliği deneyimlemek isterler.
Toprak elementi içinde mükemmelliyetçiliği barındırır. Diğer gruplara göre daha gelişmiştir, bu yüzden cinsellikte daha çok sorun yaşayabilir. Çünkü herşeye aynı anda ihtiyaç duyar. Yani her grubun enerjisini taşır. Hem sevişilecek ortam önemlidir, hem pozisyonlar önemlidir, hem duygular önemlidir, hem de tutkunun tam dozunda olması gerekir.
Kısacası diğer grupların tahrik olduğu herşeyi aynı anda yaşamak ister.
Özet geçmem gerekirse, ateş grubundakileri tahrik etmek için, cinsel organlara temas etmek, su grubundakileri tahrik etmek için kalplerine hitap etmek, hava grubundakileri tahrik etmek için, zihinlerine girmek ve toprak grubundakileri tahrik etmek için ise 5 duyularına hitap edebilmeyi öğrenmek gerekir.
Astrolojide kadın erkek ayrımı yoktur. Oysa toplumda biz her iki cinsi kategorilere sokmayı pek bir seviyoruz. Mesela her erkek ateş elementi enerjisine sahipmiş gibi onların cinselliğe daha çok düşkün olduğu kanısı vardır. Kadınlar da genellikle su gibidir. Onlar seks yapmak istemezler zannedilir. Oysa astrolojinin penceresinden baktığımızda bunun ne kadar yanlış ve saçma olduğunu görürüz.
Kimi kadınlar tam tersine sekse baya düşkündür. Cesurca ve korkmadan ilk adımı atmaktan ve istediklerini dobra dobra dile getirmekten çekinmezler. Kimi erkekler ise tam tersine seksten ziyade duygysal derinliğe önem verirler. Seksi iç çamaşırları ve baştan çıkarıcı hareketlerden daha çok rahatsız bile olabilirler.
Nasıl dünyada bir sürü farklı yabancı dil varsa, cinselliğin de bir dili vardır. Ve partnerlerin en büyük görevi karşı tarafın bu dilini öğrenmektir. Nasıl ve nelerden tahrik olduğunu öğrenmek, onun en çok yapmak istediği şeyleri bilmek ve ona göre tatmin edebilmek için bu çok önemlidir.
Cinsellik bir ilişkinin temelidir ve bu temel karşılıklı olarak birbirinizi anlayabilmekten ibarettir.
Ama birbirinizi anlayabilmek için ilk önce kendi cinselliğinizi anlayabilmeniz gerekir. Ve en büyük sorun da buradadır. Çünkü cinsellik hakkında doğru dürüst eğitim verilmez. Bu maalesef sadece ülkemiz için geçerli olan birşey de değil, dünyanın her yerinde aynı sorun var. Erkekler kadın bedeninin anatomisinden habersiz, kadınlar erkek bedeninin anatomisinden habersiz, hatta her iki cins kendi anatomilerinden dahi habersiz.
Cinsellik yaratıcılığın temelidir. Cinsel enerji aynı zamanda yaşam enerjimizdir.
Cinsel hayatında sorun yaşayan erkek bu hayatında asla başarılı olamaz. Cinsel hayatında sorun yaşayan kadın da mutlu ve huzurlu olamaz. Başarılı olamayan erkek ve mutsuz olan kadın = mutsuz çocuklar. Mutsuz çocuklar da = bir sürü sorunlar..
Bu bir kısır döngüdür ve bunun sonuçlarını yaşadığımız toplum içerisinde görmemek artık imkansız. Bu yüzden aşırı seks odaklı bir nesil yetişiyor. Cinsellikte korkunç sapkınlıklar ortaya çıkıyor.
Günümüzde oynatılan televizyon dizilerini veya filmlerini bilinçli olarak takip ettiğimde gerçekten tüylerim ürperiyor. Herşeyi geçtim ama eşcinselliğe yapılan pompalama o kadar bariz ve o kadar ürkütücü ki. Ve daha da korkunç olanı bunun çok güzel bir şekilde süslenerek sunulması.
İnsanın gözü neyi görürse ona alışır. Bu yüzden önümüzdeki 10 sene içerisinde kutsal kitapların uyardığı kavimlere benzediğimizi göreceğiz. Ama asıl sorun insanların eşcinsel olmasından değil, kendilerini eşcinsel zannetmelerinden kaynaklanacak. Çünkü dünyayı yöneten elit şeytaniler buraya her cepheden çok güzel yatırım yapıyorlar ve bunun farkında olmayan koyunlar da kendilerini uçurumdan aşağa atıyorlar.
Yanlış anlaşılıp, kimseyi de incitmek istemem. Sadece bazı şeylerin farkına varıp bazı şeyleri düzeltmek zorunda olan da bizleriz. Bu yüzden kendimi sorumlu hissediyorum.
Günümüzdeki ilahiyatçıların televizyona çıkıp oruçluyken denize girilir mi muhabbetinin dışında, eskilerin İslamı nasıl yaşadıklarını araştırdığımda insan hayran kalıyor.
Hırıstiyan dininde papazların evlenilmesi yasaklanırken ve Hz. İsa'nın en yakınlarından olan Mecdelli Meryem bütün din tarafından aforoz edilmişken, bir dinin cinselliğe olan yanlış bakışının ne kadar vahim sonuçları olacağının en güzel örneğini görüyoruz. Allah vergisi olan birşey bastırılırsa, sapıklığa döner. Bu yüzden vatikanın karanlık koridorlarında küçücükün masum çocuklara tecavüz ediliyor ve bu yüzden birçok papaz eşcinselliğin yolunu tercih ediyor.
Günümüzde belirli hacı hoca takımlarının neler yaptığını da gayet iyi biliyoruz. Bu sadece hırıstiyanlık için geçerli değil. İslamın çatısı altına gizlenip, şeytanın dahi aklına gelmeyecek şeyleri yapan da bizleriz.
Oysa kökenimizi araştırdığımızda peygamberimizin kadına ne kadar değer verdiğini görüyoruz.
Büyük İslam alimlerinin aile ve meslek arasındaki dengeyi ne kadar da güzel yaşadığını görüyoruz. Hatta doğru yaşanan cinselliğin ibadet olarak adlandırıldığını görüyoruz.
Dinimizde cinsellik günah, sapıklık, çirkin gibi kavramlardan uzak tutulmuş. Haramlar herkesin anlayacağı bir çerçeve içerisinde sınırlandırılmış. Sadist davranışlar, analseks, eşcinsellik ve kadın Ay halindeyken birliktelik yaşamak haram kılınmıştır. Hepsi uygulanması basit ve mantıklı şeylerdir.
Yukarıda da bahsetmiş olduğum gibi temel algı kadının cinsellikten kaçma isteğinde olduğudur. Oysa bu çok büyük bir saçmalıktır. Birçok Hadis bunu doğrular ve kadının da en ez erkek kadar cinsellikte haklarının olduğundan ve onun da zevk alması gerektiğinden bahseder.
Kadın ve erkek değer anlamında birbirine eşittir. Ama yaratılış anlamında birbirinden çok farklıdır. Bu fark da cinsellikte belirginleşir. Kadının haz alma potansiyeli erkeğinkinden çok daha fazladır ama bir kadın kendisini erkeğine açabilmesi için zamana ihtiyaç duyar.
Rahmin içinde öyle mucizeler saklanmıştır ki, onları keşfedebilmenin sırrı, kadının kalbinin anahtarında saklıdır. Kalbe ulaşamayan erkek, rahme ulaşamaz ve bu yüzden kadın cinsel anlamda soğur ve uzaklaşır, erkeğiyle birlikte olmak istemez. Kadının kabine hitap etmesini bilen erkek, kadının ondan daha istekli olduğunu görecektir. Çünkü cinsel güç kadına bahşedilmiştir. Rahim esmasını o üzerinde taşır. Yaratma kabiliyetine o sahiptir ve eğer isterse erkeğini kendi cinsel gücüyle uçurur.
Maalesef bu tür bir cinsel birlikteliği çok az çift deneyimleyebiliyor. Ama en azından bu evreye ulaşabilmek her çiftin temel gayesi olmalı ve bunun için birbirlerini eğitmeliler, birlikte öğrenmeliler.
Peygamberimiz, kadınını düşünmeden işini bitiren erkekleri horoza benzetirmiş. Ne kadar güzel bir benzetme. Bu konuda erkekler biraz geri vitese takıp, yavaştan almayı öğrenmeli ki peygamberimize göre sevişme, okşama olmadan cinsel ilişkiye girmek asla tavsiye edilmezmiş. Ve kadınlar da kalplerini açmayı ve tam teslimiyet içerisinde içeriye almayı öğrenmelidir.
İyi bir erkek eşini sekse hazırlamayı bilen ve kendisini doyurduğu gibi, kadınını da doyurmasını iyi bilen erkektir. İşte bu yüzden yukarıda bahsetmiş olduğum gibi, çiftler birbirlerinin cinsel dillerini konuşabilmeyi iyi öğrenmelidir.
Mars Oğlak burcunda yücelir ve Oğlak burcu toprak elementine aittir. O halde gerçek doyurucu bir cinsel yaşam için toprak elementinin temsil ettiği 5 duyuya birden hitap edilmelidir.
Eşinizle "Bir" olmayı deneyimlerken horoza benzemeyin. Tatlı bir sohbet, huzurlu bir ortam ve sıcak, kalbe hitap eden dokunuşlarla başlayın. Sonra da teslim olun, gerisi kendiliğinden akacak.
Daha fazla bilgi için ..
Not: Yukarıda sadece Mars'ın burç ve yerleşimleri verilmiştir. Cinsellik konusunda Venüs ve Ay gibi gezegenler ve onların burç ve ev yerleşimleri de göz önünde bulundurulmalıdır.
1 yorum
Paylaştığınız bu güzel ve faydalı bilgiler için teşekkür ederim. gerçekten insanın bilinçlenmesi gereken önemli bir mesele.
YanıtlaSil