- ERKEK ARKETİPLERİ - BİR KADIN SEVGİLİSİNİ NASIL SEÇMELİ?
Aralık 08, 2017Her insan özeldir ve belirli kategorilere konulmayı hak etmez ama gel gelelim ki ezelden beridir var olan belirli arketipler vardır. Bunların varlığı inkar edilmez.
Erkek arketiplerini incelerken tarot kartlarının sembolizminden faydalanabiliriz. Zaten aslında tarot kartları fal amaçlı kullanılmak için değil, bir kitap gibi okunulması için oluşturulmuştur. Kökeninde insanın tekamülünü anlatır. Sonradan saptırılmış ve fala dönüşmüştür.
Tarot kartlarında arkana minör küçük sırlar, yani saraylı kartları vardır.
Burda karşımıza 4 elementin uşağı, şövalyesi ve kralı çıkar. Yani 3 erkek arketipi.
Uşak
Uşak şövalyenin bir alt modelidir. Masallarda karşımıza şövalyenin işlerini yapan çömez olarak çıkar. Arketip olarak erkekliğe yeni adım atan delikanlıyı temsil eder. Erkekliğin getirdiği sorumluluğu bilmeden, yeni farkına vardığı cinselliğinin ve gücünün peşinde koşan biridir ayrıca.Toplumun büyümüş ama küçük kalmış erkek adamlarıdır.
Dıştan baktığında gerçek bir adama benziyordur ama yakından tanımaya kalktığında hala bir anne kuzusu olduğunu anlarsın.
Bu erkeklerin anneleri hayatlarında çok baskındır. Oğullarını hala yeni doğmuş ve ona muhtaç olan bir bebek gibi sahiplenir ve korurlar. Adamın yaşının 40 olması umurlarında değildir.
Bu yüzden bu adamlar genellikle evlenseler de evlenmeseler de anneleriyle yaşar. Hatta anneleri ölmüşse bile hala onunla yaşamaya devam ederler. Kaynanalarından en çok işkence çeken kadınlar genellikle tarot kartlarındaki uşaklarla evlenmiş olduklarını anlayabilirler.
Astrolojide Ay annemizi temsil eder. Çocuklar 7 yaşlarına kadar Ay burçlarını daha fazla yaşarlar. Çünkü 7 yaşına kadar hepimiz anneyle bir olmayı deneyimleriz. Bu yüzden anne ile çocuk arasında geçen cümleler dahi şu şekilde olur: Hadi yemeğimizi yiyelim, giysilerimizi giyelim, vs.. Yapışık ikizler gibi yaşarız hayatı. İki birey yoktur, tek birey vardır sanki. Kendimizin apayrı bir varlık olduğunu transit Satürn abimizin natal Satürn'ümüze olan ilk karesiyle idrak ederiz. 7 yaş civarlarından sonra benanne yoktur artık, Ben ve Anne vardır. İki farklı varlık. Bu yüzdendir ki çocuğunuzla hala yukarıdaki gibi konuşmaya çalışırsanız bu sefer atarlı cevap verecektir. Ben kendim yemeğimi yiyebilirim, kendim giyinirim'e dönüşecektir herşey. Çocuk ilk ufak bağımsızlığını kazanır.
Uşakların temel sorunu bu ayırımı tam olarak yapamamış, yani bağımsızlığı tam olarak kazanamamış olmaktır. Babanın dişisi olan anneye fazla bağımlıdırlar hala. Bu yüzden babalarını dahi kıskanabilirler. Psikolojide Freud buna Oidipus Kompleksi demiş ve maalesef toplumdaki erkeklerin çoğu bu kompleksten etkilenmiş.
Bir uşak bir sevgili arayışında olsa da, asıl aradığı şey annesidir aslında. Bu yüzden gider annesine benzer birini bulur ama bu sefer de annesi ile sevgilisi arasında ikilemde kalır. Annesinden ayrılmaktan korktuğu için seçim yapamaz ve ilişki bir süre sonra biter.
Kadim topluluklar erkeğin annesinden kopabilmesi için, yani çocuk olarak ölüp, erkek olarak doğabilmesi için her erkek çocuğunu inisiyasyonlardan geçirirlermiş. Bu inisiyasyonun sonunda erkek korkularını yener ve ödül olarak tapınak fahişesiyle birlikte olurmuş. Bundan sonra artık bir çocuk olmadığını, sorumluluk sahibi bir erkek ve birey olduğunu bilirmiş.
Günümüzde bu inisiyasyonlar maalesef kalmadı. İnsanlar kendi doğaları hakkında bilinçsizler. Toplumumuzdaki sünnet bu açığı kapatmaya çalışsa da hala erkeklerin olgunluğa kavuşmalarında sorunlar yaşadıklarını görüyoruz.
Bir erkek ancak tam bağımsızlık kazandıktan sonra sevgisini kendi yaşında bir kadına verebilir. Artık babasının dişisini değil, kendi dişisini bulmuştur.
Oysa uşakların temel sorunu bunu başaramamış olmaktır.
Bu yüzden anneden ayrılmamış olan bir erkek, hoşlandığı bir kadını cinsel arzularını karşılayacak bir nesne olarak görür. Çünkü zaten anneye bağlıdır. Dolayısıyla başka bir kadınla bağ kuramaz. Ancak gönül eğlendirebilir. Bu gönül eğlendirme de genellikle kısa sürer. Çünkü gözü iştahını kabartan yeni bir hatuna takılmıştır bile.
Uşakların hep genç yaştaki erkekler olduklarını zannetmeyin sakın. Yaşlı olup genç kızlara aşık olan erkekler de bu arketipi temsil ederler.
Bir genç kız tüm anne özelliklerinden arınıktır bu yüzden erkek onun peşine takılarak anne figürüne olan bağımlılığından kendini kurtardığını zanneder. Aslında sadece bir hayalin içinde yaşıyor ve çaresizce kendinden kaçıyordur.
Uşakların temel sorunları kendilerinde olduğu kadar annelerindedir.
Bedenini keşfedemeyen kadın ilişkisinden haz almaz. Cinsel anlamda haz alamayınca rahmini sadece anne kimliğiyle görmeye başlar. Dolayısıyla anne gereksinimini üzerlerinden bir türlü atamayan erkekler yetiştirir.
Vajinal orgazmı deneyimleyebilmek ve cinsel hayatında doyumu yakalayabilmek çok önemlidir bir kadın için. Aksi taktirde bütün aile bireylerinin hayatları çok kötü etkilenir.
Sevgili kızlar eğer dramatik ve bol baş ağrılı, bir de zorlayıcı bir kaynana hediyesiyle birlikte gelen bir aşk yaşamak istiyorsanız asaların uşağı, kupaların uşağı, kılıçların uşağı ve tılsımların uşağı tam size göre.
Bu uşaklar sizi çileden çıkaracak, gün geldiğinde aldatacak ve en sonunda da tekmeyi popişinize koyacaklardır.
Şövalye
Şövalye arketipi maceracı erkek sembolüdür.Bu erkek bağımsızlığını kazanmıştır ve tutkusunun peşinde koşar. Bu yüzden astrolojide Mars olarak sembolize edilir. Her kadının rüyasını süsleyen ve arzuladığı erkektir o.
Tutku doludur, güçlüdür, cesaretlidir, maceraya pek bir meraklıdır. Tıpkı bir şövalye gibi asil takılmayı sever.
Bir şövalye enerjisini nasıl savaşa harcıyorsa, günümüz şövalyeleri enerjilerini savaş yerine boşa harcayabilir.
Bazı erkekler gereksiz macera peşinde koşarlar. Kendilerini ıspatlamak için aptalca atılımlarda bulunurlar. İşlerini büyütecekler diye yanlış yatırımlar yaparlar vs.
Şövalye arketipi eğer içinde hala uşak enerjisini taşıyorsa sorumluluk almaktan çekinecek ve kendini diğer şeylere adayacaktır.
Aşırı futbol sevgisi, işine olan düşkünlük veya arkadaş çevresine olan bağımlılık da şövalye arketipini temsil eder. Yani etraf şövalye kaynıyor ama şövalyeler erdemlerini unutmuş olan futbol meraklıları günümüzde.
Şövalye arketipinin karanlık yönü tıpkı Mars gibi aşırı öfke ve zulümdür. Bu arketip sadist ve mazoşist tavırlar sergileyebilir.
Şövalye arketipi için ev ve aile hayatı sıkıcı gelir. Onun asıl isteği maceradan maceraya koşmaktır ve eğer kadın bunu engellemeye kalkarsa agresifleşebilir. Kadına şiddet uygulayan erkeklerin hepsinin ortak sorunudur zaten bu, sorumluluk almayı bilmezler. Kadının taleplerini karşılayamadıkları için kendilerini ezik hissederler. Arada hep bir macera yaşamak zorundalarmış gibi davranırlar ama sorumluluğu olan kafasına göre hareket edemez.
Eğer karısından korkuyorsa, işine kaçacaktır. Bu sefer tüm enerjisini en yükseğe çıkmak için harcar. En iyi arabaya sahip olmak, en güzel saati takmak, en havalı şeyleri giymektir en büyük tutkusu.
Eğer şövalye karısından veya sevgilisinden korkmuyorsa macerayı tabii ki bir başka kadında arayacaktır. İş yerinde flört etmek, iş yemeği bahanesiyle eve geç gelmeye başlamak, gece eğlenmeleri vs. bunun başlangıcıdır.
Eğer bunu yapamayacak kadar cesaretsizse bu sefer de macerayı porno sitelerinde ve internette arayacaktır.
Şövalye arketipi yakışıklıdır. Nasıl konuşması ve oturması gerektiğini bilir. Cinselliği doğru dozda kullanır. Ona hayran kalmanız çok çabuk gerçekleşir. Naziktir, hoştur, size deliler gibi aşıktır, sürekli güzel sözler söyler, hediyeler alır, gelecekle ilgili hayaller kurar ve sizin topraklarınızı fetheder. Yani rahminizin enerjisine kavuşur, artık onunsunuzdur. Herşey masallsardaki gibidir. Ve erkek bir anda ortadan kaybolur. Günlerce aramaz merak eder durursunuz. Sonra yine çıkar. Sizi kaybetmek istemediğini söyler. Ama bir müddet sonra yine ortadan kaybolur. Eğer kadın bu kedi fare oyunundan sıkılmazsa, bu şövalyenin hayatına yeni bir hatun girene kadar devam eder. Ya da erkek bu ilişkiyi daha fazla sürdüremeyeceğini söyler ve kendi çekip gider.
Eğer kadın şövalyeyi krala dönüştürme konusunda kararlıysa başını çok fazla ağrıtacak sancılı bir dönem başlar.
Kadın falcıdan falcıya koşup, arkadaşlarının yanında salya sümük ağlamaktansa bütün gücünü toplar ve durumu anlamaya başlar. Şövalye yeteri kadar olgun değildir ve kaçma isteğindedir. Ya kadın onu büyütecek ya da çekip gidecektir.
Burda kadın ya anne kılığına bürünecek veya içindeki fahişeyi harekete geçirecektir.
Mesela ilk taktiği seçen kadın kendisini hamile bırakır ve anne rolüne girer. Erkeği kendine mecbur eder. Erkek nasıl küçükken annesinden korkuyorsa artık karısından da korktuğu için söz dinliyordur. Ama ne var ki bu yatak odasında işleri bir hayli bozar. Sonuçta hiçbir erkek annesiyle sevişmek istemeyecektir.
Eğer kadın erkeğin eril enerjisini arttırabilmeyi başarırsa, erkek bir süre sonra büyümeye başlayacaktır. Kadın dişil enerjisini kullanmayı başardığında erkek artık karşısında bir başka kadın görür. Kaçamakları azalır. Sonuç peri masalı olmasa da erkek artık gerçek, olgun bir ilişkiyi kaldırabilecektir ve şövalye krala dönüşür.
Kral
Kral arketipi sorumluluk sahibi, sevdiklerini korumasını bilen ve zorluklardan haberdar olan olgun erkeği gösterir. Astrolojide kendisini haritamızdaki Güneş olarak görürüz. Güçlü ve kuvetlidir. Gücüyle tıpkı güneş gibi etrafımızı aydınlatır, içimizi ısıtır.Kral bütün arketipleri içinde barındırır, kendisinin farkındadır, bilinçli davranır.
Kral arketipine toplumda daha nadir rastlarız. Bu yüzden kralı yaratan aslında kraliçedir. İlginç olan, Tarot kartlarında 3 farklı erkek arketipi varken, sadece tek kadın arketipi vardır ve o da kraliçedir. Zaten eskiden sadece erkekler inisiye edilirdi kadınların inisiye olmuş olarak doğduklarına inanılırdı.
Bir kraliçe sadece bir krala layıktır ama toplum kraliçe kaynarken, kral azdır. Yani bir şövalyeyi inisiye etmek bir kraliçenin en buyük ve en kutsal görevidir.
Bunu da başarabilmesi için Havva'nın temsil ettiği masumiyetle Lilith'in temsil ettiği cinselliği barıştırmak zorundadır. Kadın dişil enerjisini arttırmalı ve erkeğinden onu doyurmasını talep etmelidir.
Yani anlayacağınız bu aşk ilişkilerini yürütmek pek de kolay değil. Kadının omuzunda çok fazla yük var. Ve maalesef çok hayalperest yaratıklarız. Karşımıza bir uşak çıktığında dahi onu kral zannedebiliyoruz. Uşak olduğunu farkettiğimizde krala nasıl çevirmemiz gerektiğini bilmiyoruz.
Oysa istediğimiz şey o kadar az ki, sadece bizi seven bir eş ve sıcak bir yuva..
Taleplerimiz karşılanmayınca da çok feci hayal kırıklığına uğruyoruz. Çaresizce bir yol arıyor, o aradığımız yolun rahim enerjimiz olduğunu akıl edemiyoruz.
O yolu bulana kadar daha çok sürüneceğiz ve çok başımız ağıracak ama herşeyin olumlu tarafından bakalım.
Sokrates dedemizin de dediği gibi kötü sevgili kadını filozof yapar.
2 yorum
Çok keyifli ve düşündüren bir yazıydı.İyi ki keşfetmişim sizi.
YanıtlaSilteşekkürler yazı için , sanki daha fazla arketip vardı !
YanıtlaSil