Eril & dişil enerjileri doğru kullanmak hakkında yol gösterici olarak harita

Mart 25, 2019


"The secret" adlı bir kitap çıkmıştı, ardından belgeseli dahi çekildi. Eminim bir çoğunuz okumuştur, okumayanlar da duymuştur.
Bu kitaptaki sırla sonrasından çok dalga geçildi. Çünkü herkes gaza gelip, istediği evin veya arabanın posterini yapmış, dileklerini dilemişti ama zaman gelip geçti ve bu isteklerin hiçbiri gerçekleşmedi.
Aslında bu kitap gerçekten kadim bir sırrı paylaşıyordu ama bunu yanlış yöntemlerle yaptı veya bu yöntemler yanlış anlaşıldı.

Çekim yasası evrenin gizli yasalarındandır ama Allah'ın yaratmış olduğu tüm yasalar maddi güç elde etmek için kullanıldığında kişiye zarar verir. Bu yasaları sadece manevi güç için kullanmalıyız. Bu da ruhsal seviye ve olgunlukla çok yakından alakalı. Çünkü belirli bir olgunluğa ulaştıktan sonra o villa veya araba hiçbir şekilde umrunuzda olmuyor. Bu dünyanın maddiyattan ibaret olmadığının idrakı çok önemli çekim yasasını kullanabilmek için.
Yani çekim yasasını harekete geçirebilmek için yaşamak istediğiniz evin değil, o evde yaşarkenki hissedeceğiniz duygunuzu hayatınıza çekmelisiniz. Maddi şeyleri de ancak bu şekilde elde edebiliriz. Dolaylı yoldan. Çünkü aslında hepimizin istediği maddi güç değil, manevi zenginlik. İşte bu yüzden villasında oturmasına rağmen çok mutsuz insanlar ile gecekondusunda oturmasına rağmen çok mutlu ve huzurlu insanlar var bu hayatta.

Peki neden bazı insanlar istedikleri şeylere daha kolay kavuşurken diğerleri çok zorlanıyor? Kimileri maddi güce sahip değilken mutlu olabiliyor da, zengin olanlar neden huzursuz yaşamlar yaşıyor? Kimilerimiz neden şanslıyken, bazılarımız bir türlü istedikleri yerlere gelemiyor?
İşte bunun cevabı da yine kendi astroloji haritamızda.

Astroloji haritalarımızda doğu yarım küre ile batı yarım küre vardır. Doğu yarım küre kişinin kendi inisiyatifiyle yaptığı şeyleri temsil eder. Bu haritanın sol tarafıdır. Doğu yarım kürede daha fazla gezegenleri olanlar kaderlerini kendileri yazarlar. Çünkü iradelerini daha fazla kullanırlar.
Batı yarım kürede gezegenleri olanlar ise, çevrelerine bağlıdırlar. Onların kaderleri diğer insanlarla olan ilişkileri aracılığıyla oluşur.
Yani doğu yarım küre insanları bu hayatta sahnede olmak için vardırlar, batı yarım küre insanları da bu sahneyi izleyenlerdir diyebiliriz.

Haritanıza bakarak ve gezegenlerinizi sayarak hangi kategoriye girdiğinizi görebilirsiniz. Ay düğümlerini ve dış gezegenleri saymadan, sadece 7 gezegeni göz önünde bulundurun.
Eğer haritanın sol tarafında daha fazla gezegeniniz varsa, hayat sizden ilk adımları atmanızı bekliyor demektir. Eğer sağ tarafta daha fazla gezegeniniz varsa siz istediğiniz kadar ilk adımları atın, daima diğer insanlar yüzünden engel veya gecikmelerle karşılaşabileceğinizi gösterir. Yani sağ tarafta gezegenleri olanlar ilk adımlarını daima başkaları aracılığıyla atarlar. Sanki onların kaderleri başkalarına bağlıymış gibi.

İşte çekim yasasını daha kolay hayata geçirebilenler sol yarım kürede daha fazla gezegenleri olanlardır. Diğerleri ise bu konuda daha fazla zorlanır. Çünkü hayat onlara tam olarak tek başına hareket etmelerine izin vermez. Kocaman bir "DUR" işaretiyle karşılaşırlar bunu yapmak istediklerinde.

Aynı şekilde haritalarında daha fazla eril burçta gezegenleri olanlar doğu yarım küre insanlarına benzerler. Eril enerji ortaya atılan, yapan, aktif olan enerjiyi temsil ettiği için, bu kişilerin hayatları da daha aktif olur.
Eğer haritanızda daha fazla gezegen dişil burçlara yerleştiyse ve siz aktif olup, ilk adımları atan bir şeyleri başaran kişi olmak istiyorsanız, hayatınızda birçok şeyin yolunda gitmediğini veya gitse de sizin istediğiniz gibi olmadığını göreceksiniz.

Kişinin haritasını tanıması kendini tanımasına vesiledir. Hangi gruba girdiğinizi bilirseniz, hayatınızdaki seçimleri ona göre yapabilirsiniz.
Eril burçlarda veya doğu yarım kürede daha fazla gezegeni olanlar bu hayatta hiçbir şeyin ayaklarına kadar geleceğini beklemesinler. Çünkü kaderlerinde böyle bir rahatlık yok. Bir şeylere sahip olmak ve bir yerlere gelmek istiyorlarsa, ilk adımı daima kendileri atacak ve hedeflerinin peşinde koşmaları gerekecek. Yani bu hayatta iradelerini kullanmayı öğrenebilmeleri için aktif olmaları gerekecek.

Tam tersine haritanın batı yarım küresinde veya dişil burçlarda gezegenleri olanların, hırstan arınmış teslimiyet içerisinde bir hayat yaşamaları gerekiyor.
Yukarıdakilerin fırsatları kendileri yaratmaları gerekirken, dişil enerjiye sahip olanlar bu fırsatların karşılarına çıkmalarını beklemeleri gerekir. Bu insanlar hayatı daha ağırdan, yani pasif kalarak yaşarlar. Çünkü kader yazgıları buna göredir. Bu insanlar istedikleri kadar hırslı olup fırsatların peşinde koşsunlar sadece bir yere kadar ilerleyebilirler. Oysa vermek yerine almayı öğrendiklerinde bir mucize gerçekleşir ve herşey istedikleri gibi olmaya başlar. Bu yüzden bu insanlar iradelerini kuvvetlendirmek yerine, teslimiyetlerini kuvvetlendirmekle görevlilerdir.

Tüm bu söylediklerimi çok basit olarak algılamayın. Eril enerjiye sahip olanlar kendilerini bir yerlere gelmek için paralasınlar, dişil enerjiye sahip olanlar da ayaklarını uzatıp, hiçbir şey yapmasınlar anlamına gelmiyor bu söylediklerim.
Allah hiçbir kulunu bu kadar düz bir mantıkla yaratmamış. Hepimiz karmaşık varlıklarız. Bu yüzden çoğumuzun mesela eril burçlarda daha fazla gezegeni varken, bu gezegenler daha çok haritanın batı tarafına yerleşmiş olabilirler. Bu durumda anlarız ki, bu kişi her iki enerjiye de sahip. Yani gün gelecek iradesiyle kendi seçimlerini kendi yapacak ve gün gelecek bu iradesiyle yaptığı seçimleri başkalarına uyarlaması gerekecek.
Hayatı okuyabilmek fırsatları değerlendirebilmek için çok önemli işte. Bu gibi fırsat döngülerini transitler arada bir nasip ediyorlar, kimilerimiz kullanıyor kimilerimiz ise uyuyorlar.
Mesela en son balık burcundaki yeniay çekim yasasını harekete geçirebilmek için muazzam bir enerjiydi ve bunu o yazımda dile getirmiştim. Çekim yasasını harekete geçiren dişil enerjidir tıpkı balık burcu gibi. Çekim yasası demek evrenin sana istediklerini sunması için ona izin vermen demektir. Aslında teslimiyetle gelir bazı şeyler ama bunun için eril enerjinizi akabinde kullanmanız gerekir ki bu kapıyıda ekinoks dolunayı açmıştı bizlere. Bu enerji hala aktif. Bu yüzden bu yazıyı yazarak yol gösternek istedim.
Bu evren düalite üzerine kurulu. Siyah ve beyaz, eril ve dişil, ying ve yang daima bir arada. Bizler de birer dansçıyız bu diyarlarda. Bu dansı ne kadar güzel öğrenirseniz o kadar güzel ve huzur dolu bir yaşamınız olur şu dünyada.

You Might Also Like

13 yorum

  1. haritada sağ batı ve sol doğu olması gerek ama tam tersi şekilde kullanmışsınız anladığım kadarıyla. yardımcı olabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, sol doğu yarım küre ve batı sağ yarım küre. Tıpkı senin dediğin gibi kullandım bende. Bir kere daha oku istersen.

      Sil
    2. ah yanlış yazmışım, sol batı sağ doğu olması gerekmiyor mu?

      Sil
    3. tamam şimdi anlayabildim. Ben kavramakta biraz sıkıntı çekmiştim ama anladım sanırım teşekkürler

      Sil
    4. Merkür balıkta gerilerken normal bu haller :)

      Sil
  2. vedik astroloji mi daha doğrudur yoksa batı mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ikisi de doğrudur ama bu nasıl kullanıldıklarına bağlı. İkisi farklı zodyakları kullandığı için zodyakta seçim yapmak gerek. Ben tropical zodyağın daha net olduğunu tecrübeledim.

      Sil
    2. peki dış gezegenlerimizi neden almıyoruz?onlar varken haritam kuzeyde yoğunluk gösteriyor ve batıda.onlar yokken de tam tersi doğu ve güneyde.

      Sil
    3. Çünkü dış gezegenler bizi daha çok kolektif olarak etkilerler.

      Sil
  3. Bir sorum olacak bu konuyla ilgili, eril ve dişil enerjilere sahip gezegenlerin eşit olması durumunda insan nasıl bir yol izlemelidir? Fikriniz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşit olması kişinin dengeli olduğunu gösterir.
      Kişi çekim yasasını harekete geçirebilir neyi ne zaman yapması gerektiğini bilir ve genel olarak daha şanslı olabilir. Yani eşitse sezgilerin seni zaten kendiliğinden yönlendirir.

      Sil
  4. Merhaba, Eylül Esintisi bloğunun yazarı Nazan Hanım "Astrolojik Polarite" yazısında "İlerletilmiş (progres) haritalarda pozitif ya da negatif enerji dağılımı değişebilir." diye yazmış. Çekim yasasının bizimle olan ilişkisi, zaman içinde değişebilir demek mi, bu durum? Mesela şu tarihler arasında eril enerjin yükselecek, gezegenlerin sol yarım küreye toplanacak, isteklerin için harekete geç, diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu doğru. Doğum haritamız kaderimiz yani temelimizdir ama progres haritaların da gösterdiği gibi zaman bizi değiştirebilir.

      Sil

Eril & dişil enerjileri doğru kullanmak hakkında yol gösterici olarak harita


"The secret" adlı bir kitap çıkmıştı, ardından belgeseli dahi çekildi. Eminim bir çoğunuz okumuştur, okumayanlar da duymuştur.
Bu kitaptaki sırla sonrasından çok dalga geçildi. Çünkü herkes gaza gelip, istediği evin veya arabanın posterini yapmış, dileklerini dilemişti ama zaman gelip geçti ve bu isteklerin hiçbiri gerçekleşmedi.
Aslında bu kitap gerçekten kadim bir sırrı paylaşıyordu ama bunu yanlış yöntemlerle yaptı veya bu yöntemler yanlış anlaşıldı.

Çekim yasası evrenin gizli yasalarındandır ama Allah'ın yaratmış olduğu tüm yasalar maddi güç elde etmek için kullanıldığında kişiye zarar verir. Bu yasaları sadece manevi güç için kullanmalıyız. Bu da ruhsal seviye ve olgunlukla çok yakından alakalı. Çünkü belirli bir olgunluğa ulaştıktan sonra o villa veya araba hiçbir şekilde umrunuzda olmuyor. Bu dünyanın maddiyattan ibaret olmadığının idrakı çok önemli çekim yasasını kullanabilmek için.
Yani çekim yasasını harekete geçirebilmek için yaşamak istediğiniz evin değil, o evde yaşarkenki hissedeceğiniz duygunuzu hayatınıza çekmelisiniz. Maddi şeyleri de ancak bu şekilde elde edebiliriz. Dolaylı yoldan. Çünkü aslında hepimizin istediği maddi güç değil, manevi zenginlik. İşte bu yüzden villasında oturmasına rağmen çok mutsuz insanlar ile gecekondusunda oturmasına rağmen çok mutlu ve huzurlu insanlar var bu hayatta.

Peki neden bazı insanlar istedikleri şeylere daha kolay kavuşurken diğerleri çok zorlanıyor? Kimileri maddi güce sahip değilken mutlu olabiliyor da, zengin olanlar neden huzursuz yaşamlar yaşıyor? Kimilerimiz neden şanslıyken, bazılarımız bir türlü istedikleri yerlere gelemiyor?
İşte bunun cevabı da yine kendi astroloji haritamızda.

Astroloji haritalarımızda doğu yarım küre ile batı yarım küre vardır. Doğu yarım küre kişinin kendi inisiyatifiyle yaptığı şeyleri temsil eder. Bu haritanın sol tarafıdır. Doğu yarım kürede daha fazla gezegenleri olanlar kaderlerini kendileri yazarlar. Çünkü iradelerini daha fazla kullanırlar.
Batı yarım kürede gezegenleri olanlar ise, çevrelerine bağlıdırlar. Onların kaderleri diğer insanlarla olan ilişkileri aracılığıyla oluşur.
Yani doğu yarım küre insanları bu hayatta sahnede olmak için vardırlar, batı yarım küre insanları da bu sahneyi izleyenlerdir diyebiliriz.

Haritanıza bakarak ve gezegenlerinizi sayarak hangi kategoriye girdiğinizi görebilirsiniz. Ay düğümlerini ve dış gezegenleri saymadan, sadece 7 gezegeni göz önünde bulundurun.
Eğer haritanın sol tarafında daha fazla gezegeniniz varsa, hayat sizden ilk adımları atmanızı bekliyor demektir. Eğer sağ tarafta daha fazla gezegeniniz varsa siz istediğiniz kadar ilk adımları atın, daima diğer insanlar yüzünden engel veya gecikmelerle karşılaşabileceğinizi gösterir. Yani sağ tarafta gezegenleri olanlar ilk adımlarını daima başkaları aracılığıyla atarlar. Sanki onların kaderleri başkalarına bağlıymış gibi.

İşte çekim yasasını daha kolay hayata geçirebilenler sol yarım kürede daha fazla gezegenleri olanlardır. Diğerleri ise bu konuda daha fazla zorlanır. Çünkü hayat onlara tam olarak tek başına hareket etmelerine izin vermez. Kocaman bir "DUR" işaretiyle karşılaşırlar bunu yapmak istediklerinde.

Aynı şekilde haritalarında daha fazla eril burçta gezegenleri olanlar doğu yarım küre insanlarına benzerler. Eril enerji ortaya atılan, yapan, aktif olan enerjiyi temsil ettiği için, bu kişilerin hayatları da daha aktif olur.
Eğer haritanızda daha fazla gezegen dişil burçlara yerleştiyse ve siz aktif olup, ilk adımları atan bir şeyleri başaran kişi olmak istiyorsanız, hayatınızda birçok şeyin yolunda gitmediğini veya gitse de sizin istediğiniz gibi olmadığını göreceksiniz.

Kişinin haritasını tanıması kendini tanımasına vesiledir. Hangi gruba girdiğinizi bilirseniz, hayatınızdaki seçimleri ona göre yapabilirsiniz.
Eril burçlarda veya doğu yarım kürede daha fazla gezegeni olanlar bu hayatta hiçbir şeyin ayaklarına kadar geleceğini beklemesinler. Çünkü kaderlerinde böyle bir rahatlık yok. Bir şeylere sahip olmak ve bir yerlere gelmek istiyorlarsa, ilk adımı daima kendileri atacak ve hedeflerinin peşinde koşmaları gerekecek. Yani bu hayatta iradelerini kullanmayı öğrenebilmeleri için aktif olmaları gerekecek.

Tam tersine haritanın batı yarım küresinde veya dişil burçlarda gezegenleri olanların, hırstan arınmış teslimiyet içerisinde bir hayat yaşamaları gerekiyor.
Yukarıdakilerin fırsatları kendileri yaratmaları gerekirken, dişil enerjiye sahip olanlar bu fırsatların karşılarına çıkmalarını beklemeleri gerekir. Bu insanlar hayatı daha ağırdan, yani pasif kalarak yaşarlar. Çünkü kader yazgıları buna göredir. Bu insanlar istedikleri kadar hırslı olup fırsatların peşinde koşsunlar sadece bir yere kadar ilerleyebilirler. Oysa vermek yerine almayı öğrendiklerinde bir mucize gerçekleşir ve herşey istedikleri gibi olmaya başlar. Bu yüzden bu insanlar iradelerini kuvvetlendirmek yerine, teslimiyetlerini kuvvetlendirmekle görevlilerdir.

Tüm bu söylediklerimi çok basit olarak algılamayın. Eril enerjiye sahip olanlar kendilerini bir yerlere gelmek için paralasınlar, dişil enerjiye sahip olanlar da ayaklarını uzatıp, hiçbir şey yapmasınlar anlamına gelmiyor bu söylediklerim.
Allah hiçbir kulunu bu kadar düz bir mantıkla yaratmamış. Hepimiz karmaşık varlıklarız. Bu yüzden çoğumuzun mesela eril burçlarda daha fazla gezegeni varken, bu gezegenler daha çok haritanın batı tarafına yerleşmiş olabilirler. Bu durumda anlarız ki, bu kişi her iki enerjiye de sahip. Yani gün gelecek iradesiyle kendi seçimlerini kendi yapacak ve gün gelecek bu iradesiyle yaptığı seçimleri başkalarına uyarlaması gerekecek.
Hayatı okuyabilmek fırsatları değerlendirebilmek için çok önemli işte. Bu gibi fırsat döngülerini transitler arada bir nasip ediyorlar, kimilerimiz kullanıyor kimilerimiz ise uyuyorlar.
Mesela en son balık burcundaki yeniay çekim yasasını harekete geçirebilmek için muazzam bir enerjiydi ve bunu o yazımda dile getirmiştim. Çekim yasasını harekete geçiren dişil enerjidir tıpkı balık burcu gibi. Çekim yasası demek evrenin sana istediklerini sunması için ona izin vermen demektir. Aslında teslimiyetle gelir bazı şeyler ama bunun için eril enerjinizi akabinde kullanmanız gerekir ki bu kapıyıda ekinoks dolunayı açmıştı bizlere. Bu enerji hala aktif. Bu yüzden bu yazıyı yazarak yol gösternek istedim.
Bu evren düalite üzerine kurulu. Siyah ve beyaz, eril ve dişil, ying ve yang daima bir arada. Bizler de birer dansçıyız bu diyarlarda. Bu dansı ne kadar güzel öğrenirseniz o kadar güzel ve huzur dolu bir yaşamınız olur şu dünyada.