Astrolojide korku göstergeleri
Haziran 10, 2019Hepimizin baş belası olan bir duygu var. Korku! Kendisi en zehirli olan duyguların başında geliyor ve birçoğumuzun hayatını cehenneme çevirebiliyor.
Hayatımızın bir aşamasında illaki hepimizin, ister erkek olalım ister kadın başetmek zorunda olduğumuz bir duygu bu. Karanlık, ürkütücü ve çoğu zaman başedilmez derecede güçlü ve tehlikeli.
Peki astrolojide bunun göstergeleri neler? Haritamızdan korku göstergelerini nasıl okuyabiliriz veya korku, anksiyete ya da panik ataklara sebep olabilecek transitleri nasıl öngörebiliriz?
İşte bu yazımda bu konu başlıkları hakkında bilgi vermek istiyorum.
Daha önce ruhsal uyanışla ilgili bir yazı paylaşmış ve kendi yolculuğumdan bahsetmiştim.
Yaşadığım bazı sıkıntılardan dolayı lise hayatımın son iki yılı ve üniversite yıllarımda anksiyeteyle ilgili büyük ve ufak denilebilecek sıkıntılarla uğraştım.
Korku nedir, onu nasıl tarif edersin diye sorsalar, midede yanmayla başlayan, boğazda düğüm ve yutkunamama hissiyle birlikte gelen baştaki sıcaklık ve bayılma hissi derim. Bu duygunun fiziksel hissi herkeste farklılık gösterebilir. Ben Merküryen bir insanım. Bu yüzden herşeyi genelde aklımda yaşıyorum. Vücut, yani Ruh bende korku hissine karşı kontrolü bırakma sinyalini veriyor ve bayılma hissini tetikliyor. Çünkü bayıldığın anda bütün kontrolü kaybediyorsun. Yani zihin korku duygusunu bayıltarak yenebiliyor. Bu şekilde düşünüldüğünde aslında ne kadar muazzam bir mekanizma olduğunu görüyorsunuz. Zihninizin yani egonuzun oyununu ruhunuz kendiliğinden bozabilmek için yardım ediyor ama zihin direnmeye devam ettiği için bayılacakmış hissi daha da büyük bir paniğe yol açabiliyor. Oysa korkunun en temel sebebi teslimiyete olan dirençtir.
Benim anksiyete ve panik ataklarım daha çok üst bölgemi etkiliyordu. Bayılmadan önce beynimde bedenimdeki kanın akışını, nabzımın yükselişini duyabiliyordum. Sanki beynimin içine hapsolmuş gibi olurdum.
Eğer Merküryen bir kişi değilseniz bu etkiyi vücudunuzun farklı bir bölgesinde hissedebilirsiniz. Mesela Güneş insanları bunu daha çok kalp merkezli deneyimlerler. Panik atak geçirirken kalp krizi geçirdiklerini zannederler. Kalp etkilenir, sıkışır, duracakmış, ölüm yakınmış hissi oluşur.
Kimilerimiz de nefes alamaz gibi olurlar. Hepimizde bu duygu farklı şekillerde hissedilebilinir. Bu yüzden korkunun tam bir tanımını yapmak herkese göre farklılık gösterecektir.
Peki bu duygu durup dururken mi hissedilir?
Ben yukarıda anlattıklarımı deneyimlediğimde Satürn Akrep burcundan geçmekteydi. Güneş ve yükselen yöneticime karşıt, Plüton ile kavuşum ve Satürn ile karedeydi. Bunun yanında bir de Uranüs 8. evimden geçiyordu. Zor bir dönemdi.
Yaşınız ne kadar gençse bu sert transitlerde kendinizi o kadar çaresiz ve yalnız hissedersiniz. Ama Satürn ve Plüton'un görevi güçlendirmektir ve güç sadece kendini aşarak elde edilir. Uranüs'ün ise görevi uyandırmak ve aydınlatmaktır. Bu yüzden transitler sizi korkutmasın. Korkunun sadece kendisi korkutur. Bu duyguyu sevmeyiz, deneyimlemek istemeyiz. Korkumuz korkunun kendisidir. Bunun üzerine yürüdüğünüz anda aslında korkunuzun ne kadar saçma olduğunu idrak edersiniz çünkü başınıza gelen herşeyi aşabilecek potansiyele sahip olduğunuz için bunlarla yüzleşirsiniz. Yani gezegenler ister iyicil ister kötücül açılar yapsınlar, hepsi tekamülümüz içindir.
Bu yüzden aşağıda bahsedeceğim göstergeleri bir lanet olarak değil, kendimizi aşabilmemiz için birer fırsat olarak görün.
Korku dendi mi akla ilk Satürn gelir. Satürnyen insanlar daha fazla anksiyete ve panik atak yaşamaya meyillidirler. Haritasında Oğlak burcunda stelyumu olanlar mesela bu kategoriye girer. Temel sebep herşeyi mükemmel yapma istekleridir.
Biz kusurlu varlıklarız. Boşuna cennetten kavulmamışız. Bu yüzden kusursuzmuşuz gibi davranmak bizi tehlikeli bir tuzağa iter. Kendi yarattığımız korkularımızla yüzleşmek zorunda kalırız. Çünkü insanoğlu kusursuz olanı asla inşa edemez. Bu Allah'ın görevidir, insanoğlu sadece bu yaratımı taklit edebilir.
Tıpkı Oğlak burcu gibi Başak burcu da bu tehlikeden nasibini alır. Zaten genel olarak toprak elementi ağırlığındaki insanlar korku hallerine daha yatkındır. Boğa burcunun sabitlik isteği ve değişime olan direnci de korku yaşamasına sebep olur.
Toprak sabittir ve bu insanlar yere daha sağlam basar zannederiz ki bu böyledir ama bu gruptakiler bazen köklerini o kadar derine salarlar ki, fazla derindir ve rüzgar çarptığı anda direnç gösterilir.
Toprak elementi gibi olmasa da korkuyu deneyimleyen diğer grup su elementi yoğunluğunda olanlardır. Çünkü burda duyguların içinde kaybolma tehlikesi vardır.
Mesela burda olayın tersi görülür. Sorun güçsüz bir Satürn olabilir. Mesela Satürn'ün yengeç burcundaki yerleşimi sevdikleriyle ilgili korkular yaşamalarına sebep olur. Eyvah, ya çocuğuma birşey olursa, ya eşim kansere yakalanırsa gibi gelecekle ilgili korkulardır ve genelde saçmadırlar. Su elementi var olmayandan korkabilir. Bu tür bilinmeyen korkusuna sebep olan bir diğer gezegen Neptün'dür. Mesela karanlık korkusu tipik bir neptünyen korkudur. Karanlık korkusu olan bir insana neden karanlıktan korkuyorsun diye sorulduğunda sana net cevap veremeyecektir. Çünkü nedenini bilmez. Bu gibi neptünyen korkular 12. ev kaynaklı da olabilirler. Yani bu korku bilinçaltının derinliklerinde gizlidir ve hipnoz gibi çalışmalarla gerçek sebebi ortaya çıkarılabilinir.
Söz konusu evler olduğunda astroloji haritamızın 8. hanesi de çok büyük öneme sahiptir. 8. evde stelyumu bulunanların derin korkuları olabilir. 8. ve 12. ev korkularını yenmek gerçekten çok zordur çünkü bu korkularla ilgili bilinçli değilizdir. Herhangi bir transit bunları tetikleyebilir. Mesela Venüs'ü 8. evde olan birinin çok derin bir güven korkusu olabilir. Yakın ilişki korkusu olabilir vs.
Yani su ve toprak elementleri ağırlığında olan insanların anksiyete ve panik ataklar yaşamaları daha büyük bir olasılıktır.
8. ve 12. evde daha fazla gezegenleri bulunanlar da buna daha yatkındır.
Güçsüz veya güçlü ama sert açılar alan bir Satürn de bu tehlikeyi gösterebilir, tıpkı zor bir yerleşimde olan Plüton gibi. Çünkü Plüton kontrol etme isteğidir ve bu hayatta biz hiçbir şeyi kontrol edemeyiz. Bizler sadece kader planımızın birer oyuncusu yani kuklasıyız. Bunu unuttuğumuz anda çok sert bir şekilde hatırlamamıza sebep olan olaylarla karşılaşmak zorunda bırakılırız.
Uranüs değişime direnildiği taktirde korku yaratabilir. Neptün ise sebebi bilinmeyen tuhaf korkulara sebebiyet verebilir.
Bu gezegenlere, kombinasyonlarına ve transitlerine dikkat edin. Çünkü önlem alabilirsiniz, profesyonel yardım alabilirsiniz.
Belirli çiçek özleri ve tıbbi bitkiler anksiyete sorununa doğal çözümler sunabiliyorlar. Şifa her zaman için doğada. Kendinizi sizi uyuşturan depresyon haplarına mecbur hissetmeyin. Ben bu süreci tek başıma farkındalıkla atlattım. Korkunun en büyük sebebi ruhumuzdan uzaklaşmamızdır. Tekrar ait olduğunuz yere geri dönün. Özünüze ve yaratılış gayenize!
EFT gibi yöntemler, hipnoz veya regresyonlar da yardımcı olabilir. Veya yazın. Tıkanmaya sebep olan şeylerdir korkular. Kendinizi ifade edin. Bir kağıt alın elinize ve zihninizi boşaltın. En etkili, en kolay ve en ucuz yöntemlerin başında gelir yazmak. Yazmayı sevmeyenler de aynanın karşısına geçip kendilerine anlatabilirler. Bu dahi çok etkilidir. Çünkü boşalmak gerekir. İçinize ne kadar çok şey atıyorsanız o kadar büyük ve karanlık olacaktır çöplüğünüz. Oysa bedeniniz, zihniniz ve kalbiniz bir çöplük değil, ruhunuzun mabedidir. Bu mabedi korkuyla değil sevgiyle besleyin.
Kökleriniz sağlam olsun ama ruhunuz direnmeyen, akışla birlikte dans eden bir Özgür.
Ve karanlığı her zaman için aydınlığa götüren bir köprü olarak düşünün..
2 yorum
iyi ki bu yazıya denk geldim...
YanıtlaSilçok teşekkürler
Enfes bir yazı. yüreğinize sağlık, bir solukta okudum. Ayrıca yazmak benim de favorimdir.
YanıtlaSil