Astroloji'de Lilith - Kadının korkulan yüzü

Mart 16, 2017


Bir varmış bir yokmuş
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde 
Adem ile Lilith mutlu mesut bir arada yaşar iken, Adem'in içinden gelmiş ve Lilith'e 'yat aşağa' demiş ve Lilith 'ben yatmam, asıl sen yat aşağa' diye cevap vermiş. 
Bu anlaşmazlık sonucunda vay sen kimsin diye bir kavga çıkıvermiş ve Lilith Adem'i terk etmiş. 
Adem yalvarmış yakarmış, karısını geri istemiş ama Lilith yeminliymiş, asla geri dönmemiş. Bunun üzerine de Tanrı Adem'e ihanet etmeyecek olan Havva'yı, Adem'in kaburga kemiğinden yaratmış ve ona sunu vermiş. 
•••

Musevi inancına göre olay bu şekilde şekillenmiş. Hatta hikayeyi ilerletmek gerekirse, inanca göre Lilith gitmiş şeytanla birlikte olmuş, ondan bir sürü çocukları olmuş. Tanrı ise meleklere tüm bu çocukların öldürülmesine dair emir vermiş ve Lilith tüm çocuklarını kaybedince, 'bende ademoğullarını yaşatmayacağım, her birine musallat olacağım diye' yemin etmiş. Ve böylelikle bu inanç çağlar boyunca Anadolu halkını da etkilemiş. Çünkü hala yeni doğmuş bebekler yalnız bırakılmaz, odaya soğanlar, sarımsaklar vs. asılır, binbir dualar okunur ki 'Ümmu Sübyan' veya 'Alkarısı' uzak dursun. 

☆☆☆

Eski insanların bizden çok daha bilge olduğuna inananlardanım. Çünkü onlar çok daha basit ve çok daha doğayla iç içe yaşıyorlardı. Kadim bilgelik ağızdan ağıza aktarılıyor ve sahip çıkılıp, kıymet biliniyordu. 
Oysa günümüzde bir çok şey kocakarı saçmalığı diye adlandırılarak önemsenmiyor. Kadim bilgelik gittikçe kayboluyor. O kayboldukça da biz kendimizi yitiriyor köklerimizi yok ediyoruz ama farkına bile varmıyoruz. 

Gerçek şu ki, ağızdan ağıza aktarılan bilgiler sembolik bir anlatım kullanılarak yapılıyordu. Bu yüzden tüm mitolojik hikayeler, masallar ve efsaneler belirli anlamlar taşıyan semboller içeriyordu. 
Günümüzde mitolojik hikayeleri, masalları veya efsaneleri daha iyi anlayabilmek için, perdenin ardında gizleneni keşfetme arzusunda olmalıyız. Bu tür hikayeleri anca bu şekilde anlayabiliriz.
Bu yüzden siz de başta saçma gelen bir hikayeyle karşılaştığınızda, bunun ardındaki mesaj nedir acaba? diye düşünmeye çalışın. 
_____________________________________

- Tarih daima kazananlar tarafından yazılmıştır. 
Ah, keşke bir de kaybedenlerin gözüyle bilebilseydik geçmişi -
_____________________________________

Yüzyıllardır ataerkil bir düzenin hükmü altındayız. Kadının ve güçsüz olanın ezildiği, hor görüldüğü, kıymet bilinmediği, değer gösterilmediği bir dünyada yaşıyoruz. 
Oysa bu hep böyle değildi. 
Anaerkil toplumda düzen bambaşkaydı.
Kadın, yaratıcılık gücünden ötürü yüce olarak görülür, el üstünde tutulur, değer verilir, derinden sevilirdi. 
Kadın ile erkek fiziksel olarak birbirinden ne kadar çok farklı da olsa, insan olarak eşit değerlere sahipti. Biri ötekini ezmez, birbirlerini tamamladıkları bilinirdi. 

Ataerkil topluma geçişle birlikte bu bilgi tarihin karanlıklarına gömüldü. 
Tarihin karanlıklarına gömülen tek şey bilgelik değildi. Yaratıcıya olan bağından ötürü kadının varlığı da karanlığa gömüldü. Hatta lanetlendi. 
Çünkü korkuldu. 
Güzelliğinden. Cazibesinden. Cinselliğinden. Yaratıcı gücünden. Bilgeliğinden. 

Bir zamanlar Tanrının kutsal bir armağanı olarak görülen kadın, artık bir orospuydu insanların gözünde. 
Kadının şeytana yatkınlığı vardı. Bu yüzden her türlü kötülüğü yapabilirdi. Masum çocukları şeytana kurban edebilir, çeşitli bitkiler aracılığıyla korkunç kara büyüler yapabilirdi. Kadın cinselliğini kullanarak erkeği baştan çıkarır ve karanlık fantazilerine alet ederdi. Hatta kadın ruhunu satabilir, şeytanla dahi sevişebilir, onun çocuklarını dünyaya getirebilirdi. 

Ortaçağ ve ne yazık ki en çok yeniçağ döneminde yaşanılan cadı avı tam da saymış olduğum bu gerekçelerden dolayı yüzbinlerce masum kadının ateşler içinde yakılmasına sebep oldu. 
Sebep olarak gerçekten yukarıda bahsettiğim suçlamalar örnek verilirdi. 
Maleus Maleficarum gibi dini kitaplarda kadınların ne kadar korkunç, saçma, hatta gülünç şeylerle suçlandığını bir bilseniz, tüyleriniz ürperir. 

Bir kadının cadı olup olmadığını öğrenebilmek için çeşitli işkenceler icat edilmişti. Cadı olarak suçlananlar bu işkencelere o kadar sık ve günlerce maruz bırakılıyorlardı ki, bir çoğu deliriyor ve daha fazla acı çekmemek için duymak istenilen hikayeleri uyduruyor, yani 'itiraf' etmiş oluyorlardı. Bu hikayelerin arasında süpürgenin üzerine binip, gece ormanda şeytanla yaşanılan seksten tutun bir çok akıl almaz saçma ve gülünç, hayal ürünü hikayeler o zamanki alimler tarafından gerçek olarak kabul ediliyordu. 
____________________________________

Sapık ve hasta ruhlu bir zihniyetle yukarıdaki Lilith ile Adem'in hikayesini yorumlamaya çalışırsak, ortaya ortaçağ zihniyetinde bir yorum çıkar: 
• Kadın dediğin erkeğin sözünden asla çıkmamalıdır. 
• Kadın dediğin erkeğin ona hükmetmesine ve emir vermesine izin vermelidir. 
• Kadın dediğin itaatkâr ve aciz olmalıdır.
• Kadın dediğin cinsellikte gücünü asla kullanmamalı, erkeğin istediği gibi davranmalı, daima onun altında olmalıdır. 
• Kadın dediğinin cinsel istekleri olamaz, arzuları ve hayalleri olamaz. 
• Kadın dediğin değersizdir ve hakkını aramak için asla erkeğe meydan okuyamaz. 
• Kadın dediğin başını alıp, istediği gibi çekip gidemez. 
• Kadın dediğin eğer tüm bunları yaparsa, şeytani bir varlık olduğunu ispat eder. 

İşte bu Lilith'in özeti. 
Listeyi daha istediğiniz gibi uzatabilirsiniz. Bitmek bilmez. 
Çünkü sapık bir zihniyetle yorumlanmış kadının değeri ancak bir böceğinki kadardır. Kadın dediğin nefes almayı, yaşamayı, var olmayı dahi hak etmez. 

İşte bu zihniyet kadını gerçek özünden kopartmış ve istediği gibi kullanılabilen çok amaçlı, cinsel bir objeye dönüştürmüştür. 
Bu yüzden astrolojide dahi Lilith'in bulunduğu ev, şeytana yatkınlığımızı gösteren ev olarak yorumlanır. 

Erkeğin haritasında Lilith en çok arzuladığı ama aynı zamanda en çok korktuğu kadını anlatır.
 
Kadının haritasında Lilith, içinde gizlediği vahşi cinsel tutkularını ve ruhunun karanlıkta kalmış, derin yaralarını, bastırılmış cinselliğini, terk edilmiş, önemsenmemiş, sevilmemiş, değer verilmemiş olmanın getirdiği karanlık intikam gücünü temsil eder. 

İlişki haritalarında Lilith geçmişten gelen karanlık, karmik bir borcun varlığını (karabüyü gibi) gösterir. Ayrıca aşırı bağımlı, tahrip edici, karanlık ama tutku dolu, cinselliğin uç noktalarda yaşanacağı bir ilişkiyi gösterir. 

Genellikle harita yorumlarıma katmadığım bir bakış açısıdır Lilith'in astrolojik yorumu. 
Ama onun sayesinde bilinçaltımızda, ruhumuzun en derinlerinde barındırdığımız gerçek karanlık tarafımızı, masum maskemizin ardında gizlediğimiz, vahşi, savaşçı gücümüzü ve gerçek cinsel potansiyelimizi keşfederiz. 
Bu karanlık aydınlığa kavuşmak için yalvarıp yakaran yönümüzdür. Onu bilinç düzeyine çıkarıp, yarasına şifa ve sevgi merhemini sürmemizi bekler. 

Unutmayın hikayede hak ettiği sevgiyi ve değeri göremediği için yalnızlığı göze alan, yaralı ama güçlü bir kadınla karşılaşıyoruz. 
Bu yüzden astrolojik haritanızdaki Lilith'i bu gözle yorumlayın. 
Onun karanlık, intikam odaklı enerjisindense, içinde barındırdığı korkusuz gücü ortaya çıkarın. 
Kendi karanlığınızla tanışın ve barışın. 
Ve asla ama asla hak etmediğiniz, sevgi görmediğiniz, değer verilmediğiniz, küçük görüldüğünüz, ezildiğiniz, aşağılandığınız yerde durmayın ve hemcinslerinizin durmasına da izin vermeyin. 
Artık enerjilerin eşitlenmesi ve dengelenmesi gereken bir çağa adım atıyoruz. Anaerkil bir topluma doğru yol alıyoruz. Bu yüzden karanlıkları ardımızda bırakmalı ve aydınlığı çağırmalıyız. 
Kali Yuga bitmek üzere. 

You Might Also Like

5 yorum

  1. offf harika anlatmışsınız. akrepte pluto lilith juno kavusumum var. pluto ve lilith partil kavuşumda. inanilmaz seviyorum karanlıkları ve yalniz kaldigim zamanlardaki gücümü. lilith bence harika 😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de efsaneydi içimde bir şeyler uyandı resmen kafamdaki tilkiler haklıymış sanırım kali yuga bitmek üzere bu arada yukselen akrep lilth kavuşumum var mı yok mu bılmıyorum ama benı derinden etkiledi nasıl ogrenebiliriz

      Sil
    2. Astro.com'dan doğum haritanı çıkarabilirsin veya kendi haritana özel yorumunu öğrenmek istersen tek soru tek cevap adlı danışmanlığımdan faydalanabilirsin.

      Sil
  2. Astroloji sitesimi porno sitesimi belli değil. Baştaki fotoda neyin nesidir.Bilgiler çok güzelde neden kadını seks teması gibi gösteriyorsunuz. Anlattıkkarınıza tamamen ters foto koymuşsunuz. Bu tür fotolarla kadın yücelmez..insanların hayvani dürtülerini harekete geçirirsiniz sadece.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu yazıda kadının iç gücünden, büyüleyici güzelliğinden bahsettim. Bu resme baktığımda tam da bunları görüyorum.
      Kadının kutsal, güzel, anadan doğma hali bu kadar rahatsız edici olmamalı ve ASLA bir insanın zihninde pornoyu çağrıştırmamalı. Bu yazıyı tam da bu zihniyetten kurtulabilmemiz için kaleme almıştım ama maalesef..

      Sil

Astroloji'de Lilith - Kadının korkulan yüzü


Bir varmış bir yokmuş
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde 
Adem ile Lilith mutlu mesut bir arada yaşar iken, Adem'in içinden gelmiş ve Lilith'e 'yat aşağa' demiş ve Lilith 'ben yatmam, asıl sen yat aşağa' diye cevap vermiş. 
Bu anlaşmazlık sonucunda vay sen kimsin diye bir kavga çıkıvermiş ve Lilith Adem'i terk etmiş. 
Adem yalvarmış yakarmış, karısını geri istemiş ama Lilith yeminliymiş, asla geri dönmemiş. Bunun üzerine de Tanrı Adem'e ihanet etmeyecek olan Havva'yı, Adem'in kaburga kemiğinden yaratmış ve ona sunu vermiş. 
•••

Musevi inancına göre olay bu şekilde şekillenmiş. Hatta hikayeyi ilerletmek gerekirse, inanca göre Lilith gitmiş şeytanla birlikte olmuş, ondan bir sürü çocukları olmuş. Tanrı ise meleklere tüm bu çocukların öldürülmesine dair emir vermiş ve Lilith tüm çocuklarını kaybedince, 'bende ademoğullarını yaşatmayacağım, her birine musallat olacağım diye' yemin etmiş. Ve böylelikle bu inanç çağlar boyunca Anadolu halkını da etkilemiş. Çünkü hala yeni doğmuş bebekler yalnız bırakılmaz, odaya soğanlar, sarımsaklar vs. asılır, binbir dualar okunur ki 'Ümmu Sübyan' veya 'Alkarısı' uzak dursun. 

☆☆☆

Eski insanların bizden çok daha bilge olduğuna inananlardanım. Çünkü onlar çok daha basit ve çok daha doğayla iç içe yaşıyorlardı. Kadim bilgelik ağızdan ağıza aktarılıyor ve sahip çıkılıp, kıymet biliniyordu. 
Oysa günümüzde bir çok şey kocakarı saçmalığı diye adlandırılarak önemsenmiyor. Kadim bilgelik gittikçe kayboluyor. O kayboldukça da biz kendimizi yitiriyor köklerimizi yok ediyoruz ama farkına bile varmıyoruz. 

Gerçek şu ki, ağızdan ağıza aktarılan bilgiler sembolik bir anlatım kullanılarak yapılıyordu. Bu yüzden tüm mitolojik hikayeler, masallar ve efsaneler belirli anlamlar taşıyan semboller içeriyordu. 
Günümüzde mitolojik hikayeleri, masalları veya efsaneleri daha iyi anlayabilmek için, perdenin ardında gizleneni keşfetme arzusunda olmalıyız. Bu tür hikayeleri anca bu şekilde anlayabiliriz.
Bu yüzden siz de başta saçma gelen bir hikayeyle karşılaştığınızda, bunun ardındaki mesaj nedir acaba? diye düşünmeye çalışın. 
_____________________________________

- Tarih daima kazananlar tarafından yazılmıştır. 
Ah, keşke bir de kaybedenlerin gözüyle bilebilseydik geçmişi -
_____________________________________

Yüzyıllardır ataerkil bir düzenin hükmü altındayız. Kadının ve güçsüz olanın ezildiği, hor görüldüğü, kıymet bilinmediği, değer gösterilmediği bir dünyada yaşıyoruz. 
Oysa bu hep böyle değildi. 
Anaerkil toplumda düzen bambaşkaydı.
Kadın, yaratıcılık gücünden ötürü yüce olarak görülür, el üstünde tutulur, değer verilir, derinden sevilirdi. 
Kadın ile erkek fiziksel olarak birbirinden ne kadar çok farklı da olsa, insan olarak eşit değerlere sahipti. Biri ötekini ezmez, birbirlerini tamamladıkları bilinirdi. 

Ataerkil topluma geçişle birlikte bu bilgi tarihin karanlıklarına gömüldü. 
Tarihin karanlıklarına gömülen tek şey bilgelik değildi. Yaratıcıya olan bağından ötürü kadının varlığı da karanlığa gömüldü. Hatta lanetlendi. 
Çünkü korkuldu. 
Güzelliğinden. Cazibesinden. Cinselliğinden. Yaratıcı gücünden. Bilgeliğinden. 

Bir zamanlar Tanrının kutsal bir armağanı olarak görülen kadın, artık bir orospuydu insanların gözünde. 
Kadının şeytana yatkınlığı vardı. Bu yüzden her türlü kötülüğü yapabilirdi. Masum çocukları şeytana kurban edebilir, çeşitli bitkiler aracılığıyla korkunç kara büyüler yapabilirdi. Kadın cinselliğini kullanarak erkeği baştan çıkarır ve karanlık fantazilerine alet ederdi. Hatta kadın ruhunu satabilir, şeytanla dahi sevişebilir, onun çocuklarını dünyaya getirebilirdi. 

Ortaçağ ve ne yazık ki en çok yeniçağ döneminde yaşanılan cadı avı tam da saymış olduğum bu gerekçelerden dolayı yüzbinlerce masum kadının ateşler içinde yakılmasına sebep oldu. 
Sebep olarak gerçekten yukarıda bahsettiğim suçlamalar örnek verilirdi. 
Maleus Maleficarum gibi dini kitaplarda kadınların ne kadar korkunç, saçma, hatta gülünç şeylerle suçlandığını bir bilseniz, tüyleriniz ürperir. 

Bir kadının cadı olup olmadığını öğrenebilmek için çeşitli işkenceler icat edilmişti. Cadı olarak suçlananlar bu işkencelere o kadar sık ve günlerce maruz bırakılıyorlardı ki, bir çoğu deliriyor ve daha fazla acı çekmemek için duymak istenilen hikayeleri uyduruyor, yani 'itiraf' etmiş oluyorlardı. Bu hikayelerin arasında süpürgenin üzerine binip, gece ormanda şeytanla yaşanılan seksten tutun bir çok akıl almaz saçma ve gülünç, hayal ürünü hikayeler o zamanki alimler tarafından gerçek olarak kabul ediliyordu. 
____________________________________

Sapık ve hasta ruhlu bir zihniyetle yukarıdaki Lilith ile Adem'in hikayesini yorumlamaya çalışırsak, ortaya ortaçağ zihniyetinde bir yorum çıkar: 
• Kadın dediğin erkeğin sözünden asla çıkmamalıdır. 
• Kadın dediğin erkeğin ona hükmetmesine ve emir vermesine izin vermelidir. 
• Kadın dediğin itaatkâr ve aciz olmalıdır.
• Kadın dediğin cinsellikte gücünü asla kullanmamalı, erkeğin istediği gibi davranmalı, daima onun altında olmalıdır. 
• Kadın dediğinin cinsel istekleri olamaz, arzuları ve hayalleri olamaz. 
• Kadın dediğin değersizdir ve hakkını aramak için asla erkeğe meydan okuyamaz. 
• Kadın dediğin başını alıp, istediği gibi çekip gidemez. 
• Kadın dediğin eğer tüm bunları yaparsa, şeytani bir varlık olduğunu ispat eder. 

İşte bu Lilith'in özeti. 
Listeyi daha istediğiniz gibi uzatabilirsiniz. Bitmek bilmez. 
Çünkü sapık bir zihniyetle yorumlanmış kadının değeri ancak bir böceğinki kadardır. Kadın dediğin nefes almayı, yaşamayı, var olmayı dahi hak etmez. 

İşte bu zihniyet kadını gerçek özünden kopartmış ve istediği gibi kullanılabilen çok amaçlı, cinsel bir objeye dönüştürmüştür. 
Bu yüzden astrolojide dahi Lilith'in bulunduğu ev, şeytana yatkınlığımızı gösteren ev olarak yorumlanır. 

Erkeğin haritasında Lilith en çok arzuladığı ama aynı zamanda en çok korktuğu kadını anlatır.
 
Kadının haritasında Lilith, içinde gizlediği vahşi cinsel tutkularını ve ruhunun karanlıkta kalmış, derin yaralarını, bastırılmış cinselliğini, terk edilmiş, önemsenmemiş, sevilmemiş, değer verilmemiş olmanın getirdiği karanlık intikam gücünü temsil eder. 

İlişki haritalarında Lilith geçmişten gelen karanlık, karmik bir borcun varlığını (karabüyü gibi) gösterir. Ayrıca aşırı bağımlı, tahrip edici, karanlık ama tutku dolu, cinselliğin uç noktalarda yaşanacağı bir ilişkiyi gösterir. 

Genellikle harita yorumlarıma katmadığım bir bakış açısıdır Lilith'in astrolojik yorumu. 
Ama onun sayesinde bilinçaltımızda, ruhumuzun en derinlerinde barındırdığımız gerçek karanlık tarafımızı, masum maskemizin ardında gizlediğimiz, vahşi, savaşçı gücümüzü ve gerçek cinsel potansiyelimizi keşfederiz. 
Bu karanlık aydınlığa kavuşmak için yalvarıp yakaran yönümüzdür. Onu bilinç düzeyine çıkarıp, yarasına şifa ve sevgi merhemini sürmemizi bekler. 

Unutmayın hikayede hak ettiği sevgiyi ve değeri göremediği için yalnızlığı göze alan, yaralı ama güçlü bir kadınla karşılaşıyoruz. 
Bu yüzden astrolojik haritanızdaki Lilith'i bu gözle yorumlayın. 
Onun karanlık, intikam odaklı enerjisindense, içinde barındırdığı korkusuz gücü ortaya çıkarın. 
Kendi karanlığınızla tanışın ve barışın. 
Ve asla ama asla hak etmediğiniz, sevgi görmediğiniz, değer verilmediğiniz, küçük görüldüğünüz, ezildiğiniz, aşağılandığınız yerde durmayın ve hemcinslerinizin durmasına da izin vermeyin. 
Artık enerjilerin eşitlenmesi ve dengelenmesi gereken bir çağa adım atıyoruz. Anaerkil bir topluma doğru yol alıyoruz. Bu yüzden karanlıkları ardımızda bırakmalı ve aydınlığı çağırmalıyız. 
Kali Yuga bitmek üzere.