Kurtlarla koşan kadınlar

Mart 31, 2017

Bir gece rüyamda çöl gibi bir yerde, gelinliğe benzer beyaz elbiseler içerisinde, kendilerini kaybetmişcesine dans eden kızlar gördüm. Yanlarında vahşi kurtlar vardı ve hiçbiri onlardan korkmuyordu.  
___________

Etkisinde kaldığım bu rüyanın anlamını seneler sonra "Kurtlarla koşan kadınlar" adlı kitabın içerisinde keşfedebildim. "La Loba" - Kurt Kadın masalı sayesinde..

La Loba gizli bir yerde yaşayan bir kadınmış ve yaptığı tek iş kemik toplamakmış. Kemikleri toplar ve mağarasında saklarmış. En çok da kurtların kemiklerini toplamayı severmiş. 
Bir hayvanın bütün kemiklerini bulana dek toprağı didik didik eder, sürünür, emeklermiş. Bütün iskeleti bir araya getirdiğinde, mağarasında ateşin yanında oturur ve hangi şarkıyı söyleyeceğini düşünürmüş. 
Şarkıyı bulduğuna emin olduktan sonra yaratığın üzerinde kollarını kaldırır ve şarkısını söylemeye başlarmış. 
La Loba şarkısını söyledikçe kurdun bütün kemikleri ete bürünür ve kürkle kaplanırmış. Bunu gören La Loba şarkısını daha da yüksek sesle, daha kuvvetli bir güçle söylemeye devam edermiş ve kurt soluk alıp vermeye başlarmış. Ve La Loba şarkısını öyle bir derinden söylermiş ki, bütün çölün zemini sallanıp, sarsılırmış ve kurt gözlerini açıp, ayağa kalkar ve mağaradan çıkıp, uzaklara koşarmış. 
Koşusunun bir yerinde birden kahkahalar atan özgür bir kadına dönüşürmüş ve gözden kaybolurmuş. 
___________________________________

Bu masal "Kurtlarla koşan kadınlar" adlı kitabın ilk masalı. Ve yazar bu masalın sembolik öğelerini teker teker kitabında açıklamış. 
Kitapta kadınlığa dair birçok masal olduğu için herkesin ömründe bir kere olsun okuması gerektiğini düşünüyorum ve bu yüzden kitap severlere tavsiye ediyorum. 
Eğer kendi derinliğinizi keşfetmek, sezgilerinizi dinlemek ve bilge masallar diyarında gezinmek istiyorsanız, size tavsiye edebilirim. 

Kitapta yazar açıklamayı şu şekilde yapıyor: Yaşlı olan, Bilen, içimizdedir. Kadınların en derin ruh psişesinde, kadim ve canlı vahşi Benlikte serpilip gelişir. Yuvası öyle bir yerdir ki, zamanla orada kadınların ruhu ile kurtların ruhu karşılaşır, zihin ile içgüdüler karışır; orada bir kadının derin hayatı, dünyevi hayatının sermayesidir. Ben ile Sen'in öpüştüğü noktadır, bütün ruhsallığıyla kadınların kurtlarla birlikte koştuğu yerdir. 

La Loba kemiklerin üzerine şarkı söylerken, kendi ruh sesini, yani ilahi yaratıcı gücünü kullanıyor. Sevgisi aracılığıyla yaratığa ruhunu üflüyor. 
Kadınların yaratma ilahisini bulup söylemeye dönük bu çabaları, tek başlarına altından kalkacakları bir iştir, psişenin çölünde gerçekleştirebilecekleri bir iş.

☆☆☆

İçimizde olanı dışarıda aramamız ne tuhaf, değil mi? 
Sevgi içimizde ama biz onu sevgiliden bekliyoruz. 
Mutluluk içimizde ama biz onu maddiyata bağlıyoruz. 
Huzur içimizde ama biz onu uzaklarda arıyoruz. 
Güzellik de içimizde ama biz onu dışımızı süsleyerek elde etmeye çalışıyoruz. 
Yaratıcı güç içimizde ama biz sanki o yokmuş gibi davranıyoruz. 

Bu rüya ve seneler sonra bu masal şimşek gibi idrak etmemi sağladı bu gerçeği. Ve kurt, her yerde karşıma çıkan manevi sembolüm oldu. 
Onun vahşiliği, sürüsüne olan bağlılığı ve sadakati, ama yinede gerektiğinde yalnızlığı seçecek kadar cesur oluşu ve kesinlikle sezgileri. 
__________________________

Bazen en büyük hayat bilgileri okullarda öğretilmez ve bazen öğretmenler insan kılığında karşımıza çıkmaz. Denir ki, öğrenci hazır olduğunda öğretmen kendiliğinden belirir. 
Ve bir kadının en güzel ögretmeni içindeki vahşiliğidir!

You Might Also Like

0 yorum

Kurtlarla koşan kadınlar

Bir gece rüyamda çöl gibi bir yerde, gelinliğe benzer beyaz elbiseler içerisinde, kendilerini kaybetmişcesine dans eden kızlar gördüm. Yanlarında vahşi kurtlar vardı ve hiçbiri onlardan korkmuyordu.  
___________

Etkisinde kaldığım bu rüyanın anlamını seneler sonra "Kurtlarla koşan kadınlar" adlı kitabın içerisinde keşfedebildim. "La Loba" - Kurt Kadın masalı sayesinde..

La Loba gizli bir yerde yaşayan bir kadınmış ve yaptığı tek iş kemik toplamakmış. Kemikleri toplar ve mağarasında saklarmış. En çok da kurtların kemiklerini toplamayı severmiş. 
Bir hayvanın bütün kemiklerini bulana dek toprağı didik didik eder, sürünür, emeklermiş. Bütün iskeleti bir araya getirdiğinde, mağarasında ateşin yanında oturur ve hangi şarkıyı söyleyeceğini düşünürmüş. 
Şarkıyı bulduğuna emin olduktan sonra yaratığın üzerinde kollarını kaldırır ve şarkısını söylemeye başlarmış. 
La Loba şarkısını söyledikçe kurdun bütün kemikleri ete bürünür ve kürkle kaplanırmış. Bunu gören La Loba şarkısını daha da yüksek sesle, daha kuvvetli bir güçle söylemeye devam edermiş ve kurt soluk alıp vermeye başlarmış. Ve La Loba şarkısını öyle bir derinden söylermiş ki, bütün çölün zemini sallanıp, sarsılırmış ve kurt gözlerini açıp, ayağa kalkar ve mağaradan çıkıp, uzaklara koşarmış. 
Koşusunun bir yerinde birden kahkahalar atan özgür bir kadına dönüşürmüş ve gözden kaybolurmuş. 
___________________________________

Bu masal "Kurtlarla koşan kadınlar" adlı kitabın ilk masalı. Ve yazar bu masalın sembolik öğelerini teker teker kitabında açıklamış. 
Kitapta kadınlığa dair birçok masal olduğu için herkesin ömründe bir kere olsun okuması gerektiğini düşünüyorum ve bu yüzden kitap severlere tavsiye ediyorum. 
Eğer kendi derinliğinizi keşfetmek, sezgilerinizi dinlemek ve bilge masallar diyarında gezinmek istiyorsanız, size tavsiye edebilirim. 

Kitapta yazar açıklamayı şu şekilde yapıyor: Yaşlı olan, Bilen, içimizdedir. Kadınların en derin ruh psişesinde, kadim ve canlı vahşi Benlikte serpilip gelişir. Yuvası öyle bir yerdir ki, zamanla orada kadınların ruhu ile kurtların ruhu karşılaşır, zihin ile içgüdüler karışır; orada bir kadının derin hayatı, dünyevi hayatının sermayesidir. Ben ile Sen'in öpüştüğü noktadır, bütün ruhsallığıyla kadınların kurtlarla birlikte koştuğu yerdir. 

La Loba kemiklerin üzerine şarkı söylerken, kendi ruh sesini, yani ilahi yaratıcı gücünü kullanıyor. Sevgisi aracılığıyla yaratığa ruhunu üflüyor. 
Kadınların yaratma ilahisini bulup söylemeye dönük bu çabaları, tek başlarına altından kalkacakları bir iştir, psişenin çölünde gerçekleştirebilecekleri bir iş.

☆☆☆

İçimizde olanı dışarıda aramamız ne tuhaf, değil mi? 
Sevgi içimizde ama biz onu sevgiliden bekliyoruz. 
Mutluluk içimizde ama biz onu maddiyata bağlıyoruz. 
Huzur içimizde ama biz onu uzaklarda arıyoruz. 
Güzellik de içimizde ama biz onu dışımızı süsleyerek elde etmeye çalışıyoruz. 
Yaratıcı güç içimizde ama biz sanki o yokmuş gibi davranıyoruz. 

Bu rüya ve seneler sonra bu masal şimşek gibi idrak etmemi sağladı bu gerçeği. Ve kurt, her yerde karşıma çıkan manevi sembolüm oldu. 
Onun vahşiliği, sürüsüne olan bağlılığı ve sadakati, ama yinede gerektiğinde yalnızlığı seçecek kadar cesur oluşu ve kesinlikle sezgileri. 
__________________________

Bazen en büyük hayat bilgileri okullarda öğretilmez ve bazen öğretmenler insan kılığında karşımıza çıkmaz. Denir ki, öğrenci hazır olduğunda öğretmen kendiliğinden belirir. 
Ve bir kadının en güzel ögretmeni içindeki vahşiliğidir!