Vedic astrolojiden neden vazgeçtim?

Ağustos 29, 2018


Benden danışmanlık almak isteyenler bazen vedic astrolojiye göre yorum yaptığımı zannediyorlar. Sanırım bu algı vedic astroloji üzerine birkaç blog yazısı paylaşmış olduğum için oluşmuş. Oysa bu doğru değil. Vedic astrolojinin bazı tekniklerini kullanıyorum ama daha fazlasını değil. Nedenini ise bu yazımda paylaşmak istedim.

Sanırım kaderimde var, hep alışıldığın dışında olan yolları seçerim.
Genelde herkes batı astrolojisiyle başlar, sonra sığ bulur çünkü öngörü teknikleri tam olarak istediklerini vermez ve vedic astrolojiye geçerler. Beni rahatsız eden tam da bu oldu ve bu yüzden başlangıçta vedic astrolojiyle başlamış olsam da yolumdan saptım ve modern astrolojiye yöneldim. Çünkü hint astrolojisinin sundukları bana faydadan çok zarar veriyordu. Hatta bu yüzden birkaç blog yazısını dahi sildim.

Bu benim inanışımla alakalı, bu nedenle vedic astrolog arkadaşların hiçbirini incitmek istemem. Sadece ben astrolojinin bir bilim olmasa da bir ilim olduğunu düşünüyorum ve bunun sadece kehanet odaklı kullanılmasına karşıyım. Ne zaman evleneceğim, ne zaman işe gireceğim, kocam beni aldatıyor mu? gibi soruları astroloji cevaplayabilir. Peki tüm bu sorularım kime ne faydası var? Diyelim haritanızda öyle bir yoga var ki bu hayatta çok zengin olacaksınız ve bunu küçük yaşta öğrendiniz. Kendinizi bu kişinin yerine koyun ve düşünün. Bu kişi büyük ihtimalle hiçbir şey yapmayacak, kendisini zorlamayacak ve belki de bu yüzden kaderinde var olan zenginlik potansiyelini yaşayamayacak.
Bazı şeyleri önceden bilmemiz bize çoğu zaman faydadan çok zarar verir. Bunu Nostradamus gibi ünlü kahinlerin hayatlarından çok iyi biliyoruz. Ailesinin ve sevdiklerinin başına gelecekleri önceden öngörebilmesine rağmen hiçbirini engelleyememiş. Bu yükle yaşamak ne kadar zor, bir düşünsenize!
Bilmeden yaşamak ve hayatın sürprizleriyle karşılaşmak o kadar güzel ki..

Yaş aldıkça hayata olan bakış açım tamamıyla değişiyor. Onunla birlikte astrolojiye olan bakış açım ve ilgim, alakam da. Belki bunu yazılarımdan hissediyorsunuzdur. Daha çok hayatın içinden örnekler vermeye başladım ve astrolojiden daha az bahsediyorum. Bu astrolojiyi bırakacağım anlamına gelmiyor çünkü bunun kaderimin bir parçası olduğunu düşünüyorum ve belki bir gün bunun eğitimini dahi verebilirim ama henüz bunun için çok fazla erken. Bu yüzden bu yazı benden ders almak isteyenlere de gelsin. Daha henüz kendim bir bilgelik öğrencisiyken, öğretmem doğru olmaz. Çünkü bunun bu şekilde işlemediğini biliyorum.

Astroloji konusunda bilgisine çok değer verdiğim Frank Felber, ezoterik astroloji kitabında kişinin ruhsal mertebesine göre gezegensel enerjilere inisiye edildiğinden bahsediyor. Yani bir kişi ruhsal olarak ne kadar bilgeyse, ancak o kadar astrolojiyi kullanabiliyor ve öğretebiliyor. Bunun ne kadar doğru olduğunu hem çevremden hem de kendimden çok iyi gözlemleyebiliyorum.

Bir kesim var ki, onlar için astroloji fal.
Şu zaman aldatılacaksın, bu sene kötü seyler yaşayacaksın, satürn burcuna girdi eyvah vs. gibi şeylerle insanların tıpkı enerji vampirleri gibi yaşam enerjilerini emiyorlar. Bu kesime inanan kesim de genelde kurban olma rolünü benimseyenler. Vardır ya böyleleri, acıyla beslenirler. Hayatlarında olumsuzluk yaşamak isterler sürekli, çünkü bunun sayesinde kendilerini çevrelerine acındırırlar, ilgi ve sevgi beklerler. Diyarıma uğramasından en çok korktuğum insan tipidir. Bebek ruhlardır bunlar, yani tekamül aşamalarına yeni başlayanlar. Bunlara maalesef yardımcı olamazsın çünkü yardımlarını asla kabul etmezler.

Bir üst kesim var ki, hayatı daha farkında olarak yaşarlar. Astrolojiyi bir fal olarak değil, kendini tanıma ve keşfetme yolu olarak görürler. Onların asıl amaçları tekamüllerini hızlandırmaktır.
Ben şahsen kendimi bu kategoride görüyorum çünkü astroloji benim hayatıma bu şekilde girdi.
Üniversitede mesleğini yapmayacağımı bildiğim bir bölümde okuyor ve bunalımlı buhranlı bir dönemden geçiyordum. Aklımda sürekli tek bir soru vardı: Ben kimim ve buraya ne yapmaya geldim? O zamanlarda sadece güneş burcunu bilen ben, astroloji sayesinde kim olmam gerektiğinin gerçeğinle karşılaştım. Ve zannetmeyin ki bu mutlak gerçek, olgunlaşma ve tekamül devam ettikçe hiçbirimiz hayat amacımızdan net ve kesin olarak emin olamayız. Çünkü bu yolculuk gökyüzüne ulaştıran bir merdiven gibi. Yükseldikçe ancak, herşeyi daha farklı gözlerle görebiliyoruz.

3. kesim insan-ı kamil, aydınlanmış, ermişler grubudur. Onlar için astroloji çoktan hikaye olmuştur. Tam teslimiyet içerisinde yaşarlar. Ben bu kesimi majör arcana'daki büyücü arketipine benzetirim. Çünkü onlar enerjileriyle ve var oluşlarıyla herşeyi kendiliğinden tezahür ettirirler. Astroloji haritalarını aşanlar bunlardır. Gezegenlerin en yüksek enerji mertebelerine inisiye oldukları için sadece olumlu enerjilerini yeryüzüne çekerler. Bu gibi insanların enerji alanları o kadar etkileyici olur ki, düşük mertebedeki insanları dahi etkiler ve yükseltirler. Tıpkı gelmiş geçmiş olan tüm peygamberlerin yapmış oldukları gibi.

•••

Vedic kültür çok kadimdir ve vedic astroloji de öyle. Çünkü geçmişimizin bütün sırları himalayalarda saklı tutulmuş. Veda'lar onları anlayabilenlere içlerindeki cevherleri sunarlar.

Sanskritçeyi çok iyi bilen ve Veda'ları araştıran Victor Di Cara, şu anki haliyle uygulanan vedic astrolojinin aslında hint astrolojisi olduğunu ve vedic astrolojiyle hiçbir alakasının olmadığını söylüyor. Bu çok ironik çünkü kendisi de bir vedic astrologtur ama mesela tropical zodyağı kullanır çünkü eski metinlerde bahsedilen zodyak budur. Belki de gerçek vedic astrolojiyi uygulayan nadir vedic astrologlardan kendisi. Çünkü yaklaşım tarzı çok farklı. Mitolojileri fazlasıyla kullanıyor, çevirdiği Vedic yazıları kitaplar haline getiriyor vs.

Eğer Vedic astrolojiyi gerçekten sanskritçe bilgisi olan birinden öğrenmeye kalktığınızda öğrendiğiniz şeyin astrolojiden çok daha farklı olduğunu anlıyorsunuz. Öğrendiğiniz şey aslında bir din ve bu din veya inanış o toprakların insanlarına indirilmiş, yani sizin DNA yapınıza uyumlu değil.
Bir Vedic astroloğa gittiğinizde size yantralar, mantralar verir. Bunlar ise sizde faydadan çok zarara sebep olurlar. Çünkü bizim ruhsal yapımız esmalara uygundur. Bizim kavmimize verilmiş olanı bırakıp, başkasınınkine yönelirsek kendi varoluşumuza aykırı davranırız. Bunu söyleyen ben de değilim ayrıca, Budist rahiplerin düşüncesi.

Hint astrolojisini öğrenmeye çalışırken bu mitolojik hikayelerinden örnekler veren vedic astrologlardan birçok tasavvuf hikayeleri duydum. Aslında İslam kültürü Hint kültürünü de etkilemiş.
Hint astrolojisiyle Helenistik astrolojiyi kıyasladığınızda benzerlikleri de keşfedebiliyorsunuz. Hatta kimi astrologlar en kadim halini Pers'lerin kullandığını ve bu şekilde kaynaşarak Hint kültürünü de etkilediğini savunuyorlar. Persler kimden öğrendi peki acaba diye düşününce Babil astrolojisi akla geliyor. Perslerden kalma bilgilerden aynı zamanda İslam alimleri etkileniyor ve ortaçağ astrolojisi oluşuyor. Ortaçağ astrolojisi ise modern, batı astrolojisine zemin hazırladığı için, günümüz astrolojisi de bu şekilde oluşmuş oluyor. Yani anlayacağınız büyük ihtimalle bu ilim Hz. İdris'e vahyedilmiş, Babil'de düşmüş meleklerin öğrettikleriyle saptırılmış da olsa bir şekilde diğer kültürleri etkilemeyi başarmış ve günümüze kadar gelmiş.

Bu çok büyük bir yolculuk ve eğer bu kadim ilim işe yaramıyor olsaydı bu yolculuk sırasında unutulup kaybolur giderdi. Eğer günümüze ulaştıysa çağlar boyunca onu kullanmış, belki saptırmış belki de geliştirmiş olanlar sayesinde.

Astrolojiyi öğrenenlerin ise görevi, sapmış olan kısımlarını ayıklamak ve saflaştırmaya çalışmak olmalı.
Hint astrolojisi ataerkil prensiplere dayanır, kadınlara yönelik değildir. Bu yüzden daha çok ezicidir. Bazı yogalar ise artık işe yaramaz çünkü biz bambaşka bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden birçok kullanılan teknik aslında yanlış ve bu nedenle insanların hayatlarını olumsuz etkiliyor.

Ben astrolojinin bu şekilde kullanılmasına karşıyım. Ve ben, bizim İslam kültürü Vedic kadar kadim bilgilerle doluyken, gidip de vedic astrolojiyi öğrenerek önümdeki hazineyi çiğneyemem. Bu yüzden yoldan saptım ve astrolojinin daha çok manevi, ezoterik yönüyle ilgileniyorum. Amacım ise astrolojiyi hayatın içinden keşfettirerek öğretebilmek.

Ne mutlu bana eğer bunu biraz da olsa başarabiliyorsam.

You Might Also Like

2 yorum

Vedic astrolojiden neden vazgeçtim?


Benden danışmanlık almak isteyenler bazen vedic astrolojiye göre yorum yaptığımı zannediyorlar. Sanırım bu algı vedic astroloji üzerine birkaç blog yazısı paylaşmış olduğum için oluşmuş. Oysa bu doğru değil. Vedic astrolojinin bazı tekniklerini kullanıyorum ama daha fazlasını değil. Nedenini ise bu yazımda paylaşmak istedim.

Sanırım kaderimde var, hep alışıldığın dışında olan yolları seçerim.
Genelde herkes batı astrolojisiyle başlar, sonra sığ bulur çünkü öngörü teknikleri tam olarak istediklerini vermez ve vedic astrolojiye geçerler. Beni rahatsız eden tam da bu oldu ve bu yüzden başlangıçta vedic astrolojiyle başlamış olsam da yolumdan saptım ve modern astrolojiye yöneldim. Çünkü hint astrolojisinin sundukları bana faydadan çok zarar veriyordu. Hatta bu yüzden birkaç blog yazısını dahi sildim.

Bu benim inanışımla alakalı, bu nedenle vedic astrolog arkadaşların hiçbirini incitmek istemem. Sadece ben astrolojinin bir bilim olmasa da bir ilim olduğunu düşünüyorum ve bunun sadece kehanet odaklı kullanılmasına karşıyım. Ne zaman evleneceğim, ne zaman işe gireceğim, kocam beni aldatıyor mu? gibi soruları astroloji cevaplayabilir. Peki tüm bu sorularım kime ne faydası var? Diyelim haritanızda öyle bir yoga var ki bu hayatta çok zengin olacaksınız ve bunu küçük yaşta öğrendiniz. Kendinizi bu kişinin yerine koyun ve düşünün. Bu kişi büyük ihtimalle hiçbir şey yapmayacak, kendisini zorlamayacak ve belki de bu yüzden kaderinde var olan zenginlik potansiyelini yaşayamayacak.
Bazı şeyleri önceden bilmemiz bize çoğu zaman faydadan çok zarar verir. Bunu Nostradamus gibi ünlü kahinlerin hayatlarından çok iyi biliyoruz. Ailesinin ve sevdiklerinin başına gelecekleri önceden öngörebilmesine rağmen hiçbirini engelleyememiş. Bu yükle yaşamak ne kadar zor, bir düşünsenize!
Bilmeden yaşamak ve hayatın sürprizleriyle karşılaşmak o kadar güzel ki..

Yaş aldıkça hayata olan bakış açım tamamıyla değişiyor. Onunla birlikte astrolojiye olan bakış açım ve ilgim, alakam da. Belki bunu yazılarımdan hissediyorsunuzdur. Daha çok hayatın içinden örnekler vermeye başladım ve astrolojiden daha az bahsediyorum. Bu astrolojiyi bırakacağım anlamına gelmiyor çünkü bunun kaderimin bir parçası olduğunu düşünüyorum ve belki bir gün bunun eğitimini dahi verebilirim ama henüz bunun için çok fazla erken. Bu yüzden bu yazı benden ders almak isteyenlere de gelsin. Daha henüz kendim bir bilgelik öğrencisiyken, öğretmem doğru olmaz. Çünkü bunun bu şekilde işlemediğini biliyorum.

Astroloji konusunda bilgisine çok değer verdiğim Frank Felber, ezoterik astroloji kitabında kişinin ruhsal mertebesine göre gezegensel enerjilere inisiye edildiğinden bahsediyor. Yani bir kişi ruhsal olarak ne kadar bilgeyse, ancak o kadar astrolojiyi kullanabiliyor ve öğretebiliyor. Bunun ne kadar doğru olduğunu hem çevremden hem de kendimden çok iyi gözlemleyebiliyorum.

Bir kesim var ki, onlar için astroloji fal.
Şu zaman aldatılacaksın, bu sene kötü seyler yaşayacaksın, satürn burcuna girdi eyvah vs. gibi şeylerle insanların tıpkı enerji vampirleri gibi yaşam enerjilerini emiyorlar. Bu kesime inanan kesim de genelde kurban olma rolünü benimseyenler. Vardır ya böyleleri, acıyla beslenirler. Hayatlarında olumsuzluk yaşamak isterler sürekli, çünkü bunun sayesinde kendilerini çevrelerine acındırırlar, ilgi ve sevgi beklerler. Diyarıma uğramasından en çok korktuğum insan tipidir. Bebek ruhlardır bunlar, yani tekamül aşamalarına yeni başlayanlar. Bunlara maalesef yardımcı olamazsın çünkü yardımlarını asla kabul etmezler.

Bir üst kesim var ki, hayatı daha farkında olarak yaşarlar. Astrolojiyi bir fal olarak değil, kendini tanıma ve keşfetme yolu olarak görürler. Onların asıl amaçları tekamüllerini hızlandırmaktır.
Ben şahsen kendimi bu kategoride görüyorum çünkü astroloji benim hayatıma bu şekilde girdi.
Üniversitede mesleğini yapmayacağımı bildiğim bir bölümde okuyor ve bunalımlı buhranlı bir dönemden geçiyordum. Aklımda sürekli tek bir soru vardı: Ben kimim ve buraya ne yapmaya geldim? O zamanlarda sadece güneş burcunu bilen ben, astroloji sayesinde kim olmam gerektiğinin gerçeğinle karşılaştım. Ve zannetmeyin ki bu mutlak gerçek, olgunlaşma ve tekamül devam ettikçe hiçbirimiz hayat amacımızdan net ve kesin olarak emin olamayız. Çünkü bu yolculuk gökyüzüne ulaştıran bir merdiven gibi. Yükseldikçe ancak, herşeyi daha farklı gözlerle görebiliyoruz.

3. kesim insan-ı kamil, aydınlanmış, ermişler grubudur. Onlar için astroloji çoktan hikaye olmuştur. Tam teslimiyet içerisinde yaşarlar. Ben bu kesimi majör arcana'daki büyücü arketipine benzetirim. Çünkü onlar enerjileriyle ve var oluşlarıyla herşeyi kendiliğinden tezahür ettirirler. Astroloji haritalarını aşanlar bunlardır. Gezegenlerin en yüksek enerji mertebelerine inisiye oldukları için sadece olumlu enerjilerini yeryüzüne çekerler. Bu gibi insanların enerji alanları o kadar etkileyici olur ki, düşük mertebedeki insanları dahi etkiler ve yükseltirler. Tıpkı gelmiş geçmiş olan tüm peygamberlerin yapmış oldukları gibi.

•••

Vedic kültür çok kadimdir ve vedic astroloji de öyle. Çünkü geçmişimizin bütün sırları himalayalarda saklı tutulmuş. Veda'lar onları anlayabilenlere içlerindeki cevherleri sunarlar.

Sanskritçeyi çok iyi bilen ve Veda'ları araştıran Victor Di Cara, şu anki haliyle uygulanan vedic astrolojinin aslında hint astrolojisi olduğunu ve vedic astrolojiyle hiçbir alakasının olmadığını söylüyor. Bu çok ironik çünkü kendisi de bir vedic astrologtur ama mesela tropical zodyağı kullanır çünkü eski metinlerde bahsedilen zodyak budur. Belki de gerçek vedic astrolojiyi uygulayan nadir vedic astrologlardan kendisi. Çünkü yaklaşım tarzı çok farklı. Mitolojileri fazlasıyla kullanıyor, çevirdiği Vedic yazıları kitaplar haline getiriyor vs.

Eğer Vedic astrolojiyi gerçekten sanskritçe bilgisi olan birinden öğrenmeye kalktığınızda öğrendiğiniz şeyin astrolojiden çok daha farklı olduğunu anlıyorsunuz. Öğrendiğiniz şey aslında bir din ve bu din veya inanış o toprakların insanlarına indirilmiş, yani sizin DNA yapınıza uyumlu değil.
Bir Vedic astroloğa gittiğinizde size yantralar, mantralar verir. Bunlar ise sizde faydadan çok zarara sebep olurlar. Çünkü bizim ruhsal yapımız esmalara uygundur. Bizim kavmimize verilmiş olanı bırakıp, başkasınınkine yönelirsek kendi varoluşumuza aykırı davranırız. Bunu söyleyen ben de değilim ayrıca, Budist rahiplerin düşüncesi.

Hint astrolojisini öğrenmeye çalışırken bu mitolojik hikayelerinden örnekler veren vedic astrologlardan birçok tasavvuf hikayeleri duydum. Aslında İslam kültürü Hint kültürünü de etkilemiş.
Hint astrolojisiyle Helenistik astrolojiyi kıyasladığınızda benzerlikleri de keşfedebiliyorsunuz. Hatta kimi astrologlar en kadim halini Pers'lerin kullandığını ve bu şekilde kaynaşarak Hint kültürünü de etkilediğini savunuyorlar. Persler kimden öğrendi peki acaba diye düşününce Babil astrolojisi akla geliyor. Perslerden kalma bilgilerden aynı zamanda İslam alimleri etkileniyor ve ortaçağ astrolojisi oluşuyor. Ortaçağ astrolojisi ise modern, batı astrolojisine zemin hazırladığı için, günümüz astrolojisi de bu şekilde oluşmuş oluyor. Yani anlayacağınız büyük ihtimalle bu ilim Hz. İdris'e vahyedilmiş, Babil'de düşmüş meleklerin öğrettikleriyle saptırılmış da olsa bir şekilde diğer kültürleri etkilemeyi başarmış ve günümüze kadar gelmiş.

Bu çok büyük bir yolculuk ve eğer bu kadim ilim işe yaramıyor olsaydı bu yolculuk sırasında unutulup kaybolur giderdi. Eğer günümüze ulaştıysa çağlar boyunca onu kullanmış, belki saptırmış belki de geliştirmiş olanlar sayesinde.

Astrolojiyi öğrenenlerin ise görevi, sapmış olan kısımlarını ayıklamak ve saflaştırmaya çalışmak olmalı.
Hint astrolojisi ataerkil prensiplere dayanır, kadınlara yönelik değildir. Bu yüzden daha çok ezicidir. Bazı yogalar ise artık işe yaramaz çünkü biz bambaşka bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden birçok kullanılan teknik aslında yanlış ve bu nedenle insanların hayatlarını olumsuz etkiliyor.

Ben astrolojinin bu şekilde kullanılmasına karşıyım. Ve ben, bizim İslam kültürü Vedic kadar kadim bilgilerle doluyken, gidip de vedic astrolojiyi öğrenerek önümdeki hazineyi çiğneyemem. Bu yüzden yoldan saptım ve astrolojinin daha çok manevi, ezoterik yönüyle ilgileniyorum. Amacım ise astrolojiyi hayatın içinden keşfettirerek öğretebilmek.

Ne mutlu bana eğer bunu biraz da olsa başarabiliyorsam.