MEDİKAL ASTROLOJİDE AY VE TİROİD

Mart 23, 2022

 

Medikal astrolojide Ay ve yönettiği bölgeler hakkında konuşuyorsak gözümüzün önünde her yere varabilen bir nehri düşünmeliyiz. Tiroid boğaz bölgesinde bulunan minik bir organ da olsa, aslında bütün hücrelerimize etki edecek güce sahiptir. Bu yüzden tiroid sorunlarının semptomları çok fazladır ve birçok organı etkileyebilir. Kiminin ayağa ağırır, kimi depresyona girer, kiminin libidosu düşer, kiminin ise bağırsak problemleri olur. Maalesef bu kadar fazla semptom olunca doktorların da teşhis koymaları zorlaşmaktadır. Teşhis geç konduğu için de olay iyice büyümektedir. Oysa beden seneler öncesinden tiroidin alarm verdiğini belli eder. Sürekli var olan demir ve iyot eksikliği, kan şekeri dengesizlikleri ve anksiyete gibi psikolojik sorunlar tiroidin 'bana yardım et kendimi iyi hissetmiyorum' çığlıklarıdır. 

Tiroid Ay'ın yönetimi altında olan endokrin sistemine bağlıdır ve hormonlarımızdan sorumludur. Aynı zamanda gelişim merkezidir. Eğer kişi gerçek kimliğini yaşayamıyor, kendini tıkanmış gibi hissediyor yani artık gelişemiyorsa, tiroid sorunları ortaya çıkmaya başlar. Bu sorunların tıbbi terimi inflamasyondur. Bağışıklık sisteminin savaşçıları gelişim merkezi olan tiroidin bu çöküşünü gözlemleyince ona saldırmaya başlar. Bu saldırının adı ise hipotiroid yani haşimato'dur. Tiroid, sahibinin çöken yaşam enerjisi karşısında çaresiz kalır ve kendini adeta yok etmeye başlar. 

Bir de hipertiroid vardır ve Graves hastalığı olarak da bilinir.  Hipertiroid hastalığında her şey gereğinden hızlı çalışır. Hipotiroid sorununda ise her şey gereğinden yavaş çalışmaktadır. İlkinde tiroid büyürken, haşimato'da ise iyice küçülür. 

Hipotiroid hastalığında beden ısısı düşer, üşüme meydana gelir, kalp daha yavaş atmaya başlar. Geçmek bilmeyen kronik bir yorgunluk oluşur. Kişi hayatından bezdiği için tiroid gelişimi ve yaşam enerjisi için gerekli olan tiroid hormonunu salgılamamaya başlar. Hipotiroidin arkasında yatan ana neden ruhun huzursuzluğudur. Tiroid, hormonunu salgılamayı azaltarak sahibine 'biz çok yorgunuz biraz dinlenmeye ihtiyacımız var' der. Hipotiroidi olan kişilerin ruhlarıyla o kadar kopuk bir bağı vardır ki, ilk önce ruhlarını bulmaları ve kendi özlerine geri dönmeleri gerekir. 

Hipertiroid'te ise bunun tersi söz konusudur. Her şey gereğinden hızlı çalışır. Kişi kilo almakta zorluk çeker, yemesine rağmen gıdalardan yeteri kadar besin değerlerini alamaz, kalbi hızlı atar vs. Hipertiroidin arkasında yatan ana sebep kişinin enerjisini doğru yerlere akıtamamasıdır. Tiroid aşırı çalışarak aslında sahibine 'harekete geç, bir şeyler yapalım hayatımızın tadını çıkaralım' der ama sahibi bunu çeşitli nedenlerden dolayı yapamıyordur. 

Tiroid sorunlarının ardında yatan manevi sebeplere baktığımızda çoğunlukla bir ezilme durumunu görürüz. Zaten tiroid nadiren erkeklerde rastlanan bir sorundur. Çoğunlukla kadınları etkiler. Başkaları tarafından hor görülen, hor görüldüğü için susmayı öğrenen kişilerde tiroid kaynaklı sorunlar oluşur. Aslında tiroid 6.çakrayla ilgilidir. 6.çakranın iyi çalışabilmesi ise kalp çakrasının ne kadar dengeli olduğuna bağlıdır. Çünkü boğaz çakrasını şifalandırabilmenin en güzel yolu kalpten konuşacak cesareti keşfetmektir. Ama çocukluğundan itibaren hep susturulan bireyler bu yeteneği geliştiremezler. Genelde bu kişiler hep koşullu sevginin varlığıyla büyütülürler. 'Seni sadece bunu yaparsan veya sadece böyle biri olursan severim' cümlesini çok sık duydukları için kendileri gibi olmaktan vazgeçip başka insanların istediği gibi biri olmayı öğrenirler. 

Medikal astrolojide Ay med ceziri yaratır. Bu yüzden hormonların yönetimi ona verilmiştir. Yani hormonlar sürekli bir değişim içerisindedir ve duygularımızdan etkilenirler. Bunun nasıl bir güç olduğunu hepimiz aşık olduğumuzda hissederiz. Bu yüzden tiroid sorunlarında yapay hormonlarla tedavi etmek yardımcı olsa da çare değildir. Çünkü tiroid eksik olan hormonu değil eksik olan duyguyu arar. Eğer o duyguya kavuşursa üretmeyi azalttığı veya bıraktığı tiroid hormonunu kendiliğinden üretmeye başlar. Ama eğer bunu zaten yapan bir ilaç varsa tembelleşir. 'Zaten sahibin benim gereksiz olduğumu düşündüğü için haplar aracılığıyla işi yürütüyor ben niye çabalayim ki' diye düşünür. Yani maalesef tiroid ilaçları bizi bir kısır döngüye sokar. 

Tedavi için iyot, selenyum ve demir gibi mineraller çok önemlidir. Bununla birlikte çinko, B vitaminler grubu D ve A vitaminin büyük bir önemi vardır. Her hastalıkta da olduğu gibi ilk önce vitamin ve mineral dengeleri kontrol edilmeli, gerekliyse takviyeler alınmalı ve beden toksinlerden temizlenmelidir.

Bedeni arındırmak her hastalıkta olduğu gibi tiroid şikayetlerinde de çok önemlidir çünkü haşimato hastaların çoğunda epsteinbarr virüsü tespit edilmiştir. Bir önceki yazımda bahsettiğim parazitler konusu da tiroid sorunlarının ardında yatan ana etkendir. Bu yüzden ilaçlarla sadece tiroidinizi dengeye sokmanız yeterli olmayacaktır. Bütün bedeninizi arındırıp bağışıklığınızı kuvvetlendirmelisiniz. Virüs ve parazitler sadece asidik bir bedende tahribata yol açabildiği için alkali beslenmeye geçmeli, glutenle birlikte süt ürünlerini ve özellikle de viral bir sorun varsa yumurtayı bir müddet hayatınızdan çıkarmalısınız. Aslında otoimmün hastalıklarda hangi gıdalara karşı bedenin hassas olduğunu öğrenmek büyük fayda olacaktır ama tüm bunlar maddi güce bağlı olduğu için yardım alamayanlar Mehmet Ali Bulut'un 'can boğazdan çıkar' kitabını alabilirler. Çoğunlukla bize yaramayan gıdaların hangileri olabileceğini kan grubumuz belli eder. Beslenmenizi kan grubunuza göre düzenlerseniz büyük bir adım atmış olursunuz. 

Aminoasitler yani proteinler hücre ve dokularımızın kendini yenileyebilmesi için çok önemlidir. Bu yüzden kan grubuna göre aminoasitleri sağlıklı yollardan nereden bulunabileceğine bakılmalıdır. Zaten tiroid sorunları olanların aminoasitleri çok azdır. Aminoasitler için de iyot gereklidir. Ama tiroid şikayetleri varsa iyot alımı bir doktorun rehberliğinde gerçekleşmelidir. 

Tiroid tedavimizi desteklemek için kullanabileceğimiz tıbbi bitkiler de vardır. Mesela limon otu, aslan kuyruğu, kurtayağa (Lycopus europaeus) veya yara otu (Prunella vulgaris) hipertiroid şikayetlerini azaltmada etkilidir. Bu bitkiler tiroid hormonlarının aşırı salgılanmasını engellerler. 

Hipotiroid şikayetlerini azaltmak için ise sarı kantaron, şizandra üzümü, zerdeçal veya dul avrat otu kökü gibi bitkilerden fayda görülebilir. 

Tiroid şikayetlerinden kurtulmak için böbrek üstü bezlerimize de dikkat etmeliyiz çünkü bedenimize asıl ihtiyaç duyduğu enerjiyi veren merkez orasıdır. Böbrek üstü bezleri kuvvetlendirilirse tiroid kendiliğinden güç kazanır. Böbrek üstü bezlerine en iyi gelen şey tıbbi mantarlardır. Reishi, shitake veya kordisep mantarlarına ulaşma imkanınız varsa kullanabilirsiniz. Mantarlara ulaşma imkanı olmayanlar adaptojen grubundaki tıbbi bitkilerden de faydalanabilir. 

Tiroid sorunlarınızdan kurtulmak için duygularınızı bastırmayın. Öfkenizi de sevginizi de olduğu gibi gösterin. Tiroidini aldırmış olan ama geçmiş travmalarını özgürleştirmek için terapilere katılan insanlarda çok tuhaf bir şekilde tiroidin tekrardan oluştuğu gözlemlendi. Bedenimiz bu kadar mucizevi bir şey işte. Bu yüzden hastalık da, sağlık da bizim elimizde. 

You Might Also Like

0 yorum

MEDİKAL ASTROLOJİDE AY VE TİROİD

 

Medikal astrolojide Ay ve yönettiği bölgeler hakkında konuşuyorsak gözümüzün önünde her yere varabilen bir nehri düşünmeliyiz. Tiroid boğaz bölgesinde bulunan minik bir organ da olsa, aslında bütün hücrelerimize etki edecek güce sahiptir. Bu yüzden tiroid sorunlarının semptomları çok fazladır ve birçok organı etkileyebilir. Kiminin ayağa ağırır, kimi depresyona girer, kiminin libidosu düşer, kiminin ise bağırsak problemleri olur. Maalesef bu kadar fazla semptom olunca doktorların da teşhis koymaları zorlaşmaktadır. Teşhis geç konduğu için de olay iyice büyümektedir. Oysa beden seneler öncesinden tiroidin alarm verdiğini belli eder. Sürekli var olan demir ve iyot eksikliği, kan şekeri dengesizlikleri ve anksiyete gibi psikolojik sorunlar tiroidin 'bana yardım et kendimi iyi hissetmiyorum' çığlıklarıdır. 

Tiroid Ay'ın yönetimi altında olan endokrin sistemine bağlıdır ve hormonlarımızdan sorumludur. Aynı zamanda gelişim merkezidir. Eğer kişi gerçek kimliğini yaşayamıyor, kendini tıkanmış gibi hissediyor yani artık gelişemiyorsa, tiroid sorunları ortaya çıkmaya başlar. Bu sorunların tıbbi terimi inflamasyondur. Bağışıklık sisteminin savaşçıları gelişim merkezi olan tiroidin bu çöküşünü gözlemleyince ona saldırmaya başlar. Bu saldırının adı ise hipotiroid yani haşimato'dur. Tiroid, sahibinin çöken yaşam enerjisi karşısında çaresiz kalır ve kendini adeta yok etmeye başlar. 

Bir de hipertiroid vardır ve Graves hastalığı olarak da bilinir.  Hipertiroid hastalığında her şey gereğinden hızlı çalışır. Hipotiroid sorununda ise her şey gereğinden yavaş çalışmaktadır. İlkinde tiroid büyürken, haşimato'da ise iyice küçülür. 

Hipotiroid hastalığında beden ısısı düşer, üşüme meydana gelir, kalp daha yavaş atmaya başlar. Geçmek bilmeyen kronik bir yorgunluk oluşur. Kişi hayatından bezdiği için tiroid gelişimi ve yaşam enerjisi için gerekli olan tiroid hormonunu salgılamamaya başlar. Hipotiroidin arkasında yatan ana neden ruhun huzursuzluğudur. Tiroid, hormonunu salgılamayı azaltarak sahibine 'biz çok yorgunuz biraz dinlenmeye ihtiyacımız var' der. Hipotiroidi olan kişilerin ruhlarıyla o kadar kopuk bir bağı vardır ki, ilk önce ruhlarını bulmaları ve kendi özlerine geri dönmeleri gerekir. 

Hipertiroid'te ise bunun tersi söz konusudur. Her şey gereğinden hızlı çalışır. Kişi kilo almakta zorluk çeker, yemesine rağmen gıdalardan yeteri kadar besin değerlerini alamaz, kalbi hızlı atar vs. Hipertiroidin arkasında yatan ana sebep kişinin enerjisini doğru yerlere akıtamamasıdır. Tiroid aşırı çalışarak aslında sahibine 'harekete geç, bir şeyler yapalım hayatımızın tadını çıkaralım' der ama sahibi bunu çeşitli nedenlerden dolayı yapamıyordur. 

Tiroid sorunlarının ardında yatan manevi sebeplere baktığımızda çoğunlukla bir ezilme durumunu görürüz. Zaten tiroid nadiren erkeklerde rastlanan bir sorundur. Çoğunlukla kadınları etkiler. Başkaları tarafından hor görülen, hor görüldüğü için susmayı öğrenen kişilerde tiroid kaynaklı sorunlar oluşur. Aslında tiroid 6.çakrayla ilgilidir. 6.çakranın iyi çalışabilmesi ise kalp çakrasının ne kadar dengeli olduğuna bağlıdır. Çünkü boğaz çakrasını şifalandırabilmenin en güzel yolu kalpten konuşacak cesareti keşfetmektir. Ama çocukluğundan itibaren hep susturulan bireyler bu yeteneği geliştiremezler. Genelde bu kişiler hep koşullu sevginin varlığıyla büyütülürler. 'Seni sadece bunu yaparsan veya sadece böyle biri olursan severim' cümlesini çok sık duydukları için kendileri gibi olmaktan vazgeçip başka insanların istediği gibi biri olmayı öğrenirler. 

Medikal astrolojide Ay med ceziri yaratır. Bu yüzden hormonların yönetimi ona verilmiştir. Yani hormonlar sürekli bir değişim içerisindedir ve duygularımızdan etkilenirler. Bunun nasıl bir güç olduğunu hepimiz aşık olduğumuzda hissederiz. Bu yüzden tiroid sorunlarında yapay hormonlarla tedavi etmek yardımcı olsa da çare değildir. Çünkü tiroid eksik olan hormonu değil eksik olan duyguyu arar. Eğer o duyguya kavuşursa üretmeyi azalttığı veya bıraktığı tiroid hormonunu kendiliğinden üretmeye başlar. Ama eğer bunu zaten yapan bir ilaç varsa tembelleşir. 'Zaten sahibin benim gereksiz olduğumu düşündüğü için haplar aracılığıyla işi yürütüyor ben niye çabalayim ki' diye düşünür. Yani maalesef tiroid ilaçları bizi bir kısır döngüye sokar. 

Tedavi için iyot, selenyum ve demir gibi mineraller çok önemlidir. Bununla birlikte çinko, B vitaminler grubu D ve A vitaminin büyük bir önemi vardır. Her hastalıkta da olduğu gibi ilk önce vitamin ve mineral dengeleri kontrol edilmeli, gerekliyse takviyeler alınmalı ve beden toksinlerden temizlenmelidir.

Bedeni arındırmak her hastalıkta olduğu gibi tiroid şikayetlerinde de çok önemlidir çünkü haşimato hastaların çoğunda epsteinbarr virüsü tespit edilmiştir. Bir önceki yazımda bahsettiğim parazitler konusu da tiroid sorunlarının ardında yatan ana etkendir. Bu yüzden ilaçlarla sadece tiroidinizi dengeye sokmanız yeterli olmayacaktır. Bütün bedeninizi arındırıp bağışıklığınızı kuvvetlendirmelisiniz. Virüs ve parazitler sadece asidik bir bedende tahribata yol açabildiği için alkali beslenmeye geçmeli, glutenle birlikte süt ürünlerini ve özellikle de viral bir sorun varsa yumurtayı bir müddet hayatınızdan çıkarmalısınız. Aslında otoimmün hastalıklarda hangi gıdalara karşı bedenin hassas olduğunu öğrenmek büyük fayda olacaktır ama tüm bunlar maddi güce bağlı olduğu için yardım alamayanlar Mehmet Ali Bulut'un 'can boğazdan çıkar' kitabını alabilirler. Çoğunlukla bize yaramayan gıdaların hangileri olabileceğini kan grubumuz belli eder. Beslenmenizi kan grubunuza göre düzenlerseniz büyük bir adım atmış olursunuz. 

Aminoasitler yani proteinler hücre ve dokularımızın kendini yenileyebilmesi için çok önemlidir. Bu yüzden kan grubuna göre aminoasitleri sağlıklı yollardan nereden bulunabileceğine bakılmalıdır. Zaten tiroid sorunları olanların aminoasitleri çok azdır. Aminoasitler için de iyot gereklidir. Ama tiroid şikayetleri varsa iyot alımı bir doktorun rehberliğinde gerçekleşmelidir. 

Tiroid tedavimizi desteklemek için kullanabileceğimiz tıbbi bitkiler de vardır. Mesela limon otu, aslan kuyruğu, kurtayağa (Lycopus europaeus) veya yara otu (Prunella vulgaris) hipertiroid şikayetlerini azaltmada etkilidir. Bu bitkiler tiroid hormonlarının aşırı salgılanmasını engellerler. 

Hipotiroid şikayetlerini azaltmak için ise sarı kantaron, şizandra üzümü, zerdeçal veya dul avrat otu kökü gibi bitkilerden fayda görülebilir. 

Tiroid şikayetlerinden kurtulmak için böbrek üstü bezlerimize de dikkat etmeliyiz çünkü bedenimize asıl ihtiyaç duyduğu enerjiyi veren merkez orasıdır. Böbrek üstü bezleri kuvvetlendirilirse tiroid kendiliğinden güç kazanır. Böbrek üstü bezlerine en iyi gelen şey tıbbi mantarlardır. Reishi, shitake veya kordisep mantarlarına ulaşma imkanınız varsa kullanabilirsiniz. Mantarlara ulaşma imkanı olmayanlar adaptojen grubundaki tıbbi bitkilerden de faydalanabilir. 

Tiroid sorunlarınızdan kurtulmak için duygularınızı bastırmayın. Öfkenizi de sevginizi de olduğu gibi gösterin. Tiroidini aldırmış olan ama geçmiş travmalarını özgürleştirmek için terapilere katılan insanlarda çok tuhaf bir şekilde tiroidin tekrardan oluştuğu gözlemlendi. Bedenimiz bu kadar mucizevi bir şey işte. Bu yüzden hastalık da, sağlık da bizim elimizde.