4 Mart - 15 Nisan | Venüs Retrosu - içindeki amazon kadınını uyandır

  • Share

26 Şubat 2017 Balık burcunda Güneş Tutulması

  • Share

Astrokartografi ile dünyayı keşfet

  • Share

11 Şubat 2017 Aslan burcunda Ay Tutulması

  • Share

Gizemliliğimin Sırrı

  • Share

Ay'ın evreleri & etkileri

  • Share

Haritada medyumluk göstergeleri

  • Share

28 Ocak 2017 Kova burcunda Yeniay

  • Share

Burçların kış halleri

  • Share

Ruhsal Simya'nın 7 Aşaması

  • Share

İlişki haritalarında aranan açılar

  • Share

Satürn ile barışmak

  • Share

4 Mart - 15 Nisan | Venüs Retrosu - içindeki amazon kadınını uyandır

4 Mart - 15 Nisan arasında Venüs geriliyor olacak. Venüs retroları yaklaşık 1.5 sene içinde sadece bir kere gerçekleşir. Bu yüzden etkilerini, Merkür retrolarınla kıyaslarsak, daha kuvvetli şekilde hissedebiliriz. 
Venüs, retrosuna Koç burcunda başlayacak, Balık burcuna kadar gerileyecek ve 15 Nisan'dan itibaren retrosunu tamamlayacak ve ardından bir kere daha Koç burcuna girecek. 

Kimler ve neler etkilenecek?

Kısacası aşk, para & değerler konusu, Koç burcunun enerjisiyle başetmeyi öğrenecek bu önümüzdeki bir kaç ay boyunca.
Ve Venüs tarafından yönetilen kişiler; Terazi & Boğalar, ayrıca haritasında AtmaKaraka'sı Venüs olanlar, Asc, Güneş, Ay'ı Koç burcunda olanlar bu retrodan en çok etkilenecek olanlar diyebiliriz. 
Ama tüm bu konumlara sahip olmayanlar da etkilenecek. Kısacası hepimiz etkileneceğiz, sadece kimilerimiz daha yoğun ve kimilerimiz daha az etkileri hissedecek. 
Venüs'ü Koç burcunda olan, ve Venüs dönüşünü iki defa arka arkaya yaşayacak biri olarak, iple çektiğim bir dönem diyebilirim. 
Retro gezegenler sizi korkutmasın. Çünkü aslında hepimizin bu retrolara ihtiyacı var. Bazen hayatı geriye sarıp, sil baştan yaşamak güzeldir ve gereklidir de. Başta canımızı yaksa da, sonradan güç katar ruhumuza.
 İşte siz de bu Venüs retrosunu bunun için kullanın: 
İçinizdeki vahşi Amazon Kadınını uyandırın!

 •••

Venüs'ün Koç burcunda zararda olduğu söylenir. Çünkü Koç burcu zodyağın birinci burcu olması nedeniyle başlatan, öncü, güçlü, yönetmeyi seven, hatta bencil olarak bilinir. Oysa Venüs tüm bu sıfatların tam tersini temsil eder. 
Venüs verici olmayı sever, fedakârdır, uyuma önem verir. Aşkta bencilliğe fazla yer yoktur, bunu iyi bilir. Aşk sevdiğinin içinde eriyip gitmektir. Herşeyi olduğu gibi kabul etmektir. 
Koç burcu Venüs'ün bu sözlerini duyunca güler. Çünkü onun için aşk rekabet demektir, savaş demektir, gözüne kestirdiğini ne pahasına olursa olsun elde etmek demektir. Aşk, Koç için macera ve eğlence demektir ve bunu sevdiğinden almasını çok iyi bilir. Bir kere istediğini aldıktan sonra da yoluna devam etmesini iyi bilir. Yalnızlık ona koymaz. O tekbaşınalıktan muazzam bir güç edinir. 

Koç burcu içimizdeki Amazon Kadınını temsil eder. 
Bu kadın içinde, her erkeğin korktuğu, gücü barındırır. 
Korkusuzdur, ne istediğini çok iyi bilir, cinsel gücünü iyi kullanır ve tek başına kendi ayakları üstünde durmayı her daim başarır. Çünkü içinde vahşi bir savaşçı vardır. 
Bu savaşçıyı gözlerinin içine baktığınızda görürsünüz ve saygı duymadan edemezsiniz ve yanına yaklaştığınız anda, içindeki yanan ateş sizi de etkiler. Hem içinizin ısındığını ama çokta fazla yaklaşırsanız, yanacağınızı hissedersiniz. 

Beyonce, Shakira, Rihanna, Lady Gaga, Mariah Carey, Janet Jackson, Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor, Audrey Hepburn & Sarah Michelle Gellar.. tüm bu kadınlar Venüs'ü Koç burcunda olanlara çok güzel birer örnektir. 
Kimileri giyimleriyle, kimileri danslarıyla, kimileri bedenleriyle, kimileri ise sözleri aracılığıyla, Koç burcunun enerjisini kullanarak dünyaya iz bırakmışlar ve bırakmaya da devam ediyorlardır. 

•••

İşte sizin de bu Venüs retrosunu kullanarak, içinizdeki vahşi ormanınıza çekilip, kendi vahşi dişiliğinizi keşfetme zamanınız. 

Önümüzdeki bu bir buçuk aylık süreç içerisinde kendinize şu soruları sormalı ve cevaplarını bulmalısınız: 
1| Bu hayatta hak ettiğim değeri kendime veriyor muyum ve başkalarından görüyor muyum? 
2| Aşk hayatımda kendimi yeteri kadar doyurabiliyor muyum/ sevgilim beni yeteri kadar doyurabiliyor mu?
3| Para ve maddi manevi değer verdiklerimle aram nasıl? Nasıl olmasını isterim?

Nelere dikkat edilmeli
Venüs gerilerken kapımızı eski sevgilimiz çalabilir, bize güzelce vaadlerde bulunabilir, kalbimizi bir kere daha kazanabilir ve retro boyunca hoşça vakit geçirip, eğlendikten sonra, Venüs eski hızzına kavuşur kavuşmaz, bizi bırakıp, çekip gidebilir. 
Bir kaç ay içerisinde ise, bir bakmışsınız bir haber almışsınız. Beyefendi mutlu mesut bir şekilde evleni vermiştir.  
Ani bir şok, ardından dev bir öfke, sonrasında ise hayal kırıklığıyla kocaman bir boşluk kalır kalbinizin derinliklerinde. 

Kendinizi bu konuma sokmayın. 
Bitmiş olan bitmiştir. 
Gitmiş olan gitmiştir. 
Bu yüzden gerçekten bir daha hayatınızda istemediğiniz kişileri tüm sosyal medya hesaplarından engelleyin. Size ulaşmalarını imkansız kılın ki, kafanızı karıştıramasınlar. 

Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta, yeni bir aşka yelken açmak için doğru bir zaman diliminde bulunmadığınız. Çünkü Venüs gerilerken bize aslında hoşumuza gitmeyecek şeyleri hoş gösterebilir. Bu tüm estetik ve güzellik konuları için de geçerlidir. Estetik ameliyatları, saç boyamaları, hatta kestirmeleri, yeni makyaj malzemeleri, giyim kuşam vb. Venüs gerilerken alınan ve güzellik uğruna atılan tüm adımlar sonradan pişmanlık verebilir. 

Bir gezegenin geriliyor olması enerjisini iki katına çıkarır. Bu yüzden enerjileri çok daha yoğun hissederiz. Ama sonuçta bu bir retrodur. Yani enerji ileriye dönük değil, geriye dönük akar. Bu nedenle yeni bir aşk veya bu süreç içerisinde nikah masasında atılan bir imza, sonrasında bize 'Ben bunu neden yaptım' dedirtirebilir. 

Aşk yok, alışveriş yok, o yok, bu yok. Peki biz neler yapacağız bu retro dönemi boyunca diye soruyor olabilirsiniz. 
İlk olarak kendi içinize çekilin ve üstteki 3 sorunun cevabını bulun. Eğer bu soruların cevaplarını bulduysanız, kapınızı isteyen çalsın veya istediğiniz şeyi yapın, alın, korkmanıza gerek yok. 

Venüs'ün sizden istediği tek şey, kendi değerinizin farkına varmanız. Bunu başardıktan sonra, aşk konuları üzerinde yeni bir sayfa açma isteğinde olacaksınız. 
Bunun sonucunda kaybedilmiş bir aşkı geri kazanabilir, zamanında değeri bilinmemiş bir ilişkiye yeni bir şans verebilir veya var olan ilişkinizi bitirebileceğiniz gibi, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar derinleştirebilirsiniz. 
Aslında yine herşey sizin elinizde!
Yeterki kendinizi kandırmayın ve başkasının da bunu yapmasına izin vermeyin. 
Kendi ruhunuza ve kalbinize değer verin bu bir buçuk ay. 
Onu maddiyatla değil, maneviyatla besleyin. Ruhunuza o kadar güzel sevgi tohumlar ekin ki, baharla birlikte çiçekler açtığında, siz de içinizde yaşayın baharı, çocuksu çoşkuyu ve yeniden doğuşu.
NOT: Peki ya erkekler ne yapsın bu süreçte?
Boş yere eski sevgililerini rahatsız etmesinler & kendilerini kadın aleminden sakınsınlar. Malum bütün kadınların üzerinde Koç enerjisi olacak, sizi Amazon ormanlarına çekip, ısırırlar sonra. 
Canınızın yanmasını istemeyiz. 

26 Şubat 2017 Balık burcunda Güneş Tutulması

Başak - Balık aksındaki son Tutulma, 26 Şubat saat 17.58 Balık burcunda gerçekleşecek
Bu Tutulma serinin son Tutulması olduğu için ve ayrıca Neptün ile Güney Ay düğümünün eşliğinde gerçekleşeceği için, hayatımızda Balık burcunun düştüğü evle alakalı bir kapanış, bitiş ve sonlanma deneyimleyeceğiz. Ama bu Tutulmanın bir Güneş Tutulması olması itibariyle aynı zamanda bu sonlanış yeni bir doğumun gerçekleşmek üzere olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki 6 ay içerisinde ölümün ardından gelen yeni varoluşu hepberaber deneyimleyeceğiz. 
Bu ölüm sizi korkutmasın çünkü bahsettiğim fiziksel ölüm değil. 

Güney Ay düğümü, geçmişten getirdiklerimizi gösterir. Artık ihtiyacımız olmayan, gereksiz yükleri, acıları, deneyimleri, düşünce kalıplarını..
Neptün ise çözülüşü ve kayboluşu anlatır. 
Tüm bu enerjileri Güneş Tutulmasıyla birleştirirsek, karşımıza sıfırdan başlamak için güzel bir fırsatın çıktığını görürüz. 

Tutulma saatinde elinize bir kağıt ve kalem alın. Vazgeçmek, bırakmak ve kurtulmak istediğiniz tüm alışkanlıklarınızdan, size faydasından daha çok zararı dokunan insanlardan ve aklınıza gelen tüm olumsuzlardan kurtulmak için kendinize bir mektup yazın veya sadece dua da edebilirsiniz. 
Acının şifalanabilmesi için, bilinçaltından bilince çıkmasına izin verilmelidir. Tüm kalp kırıklıklarınızı hatırlamanız ve bir kağıda yazmanız bunun için faydalı olacaktır. 

İçinizden geldiği gibi yazın. Bırakın kalbiniz konuşsun. 
Mesela şöyle niyet edebilirsiniz: (Sigara, alkol, uyuşturucu vs.) alışkanlıklarım, benim gerçekleri görmeyi istemeyişimden kaynaklanıyor ve ben artık kendimi (acılarımı, deneyimlerimi, kırgınlıklarımı) olduğu gibi kabul ediyorum ve onları şifalandırmaya niyet ediyorum. Geçmişle olan bağımı kesiyorum ve tüm yaşanmışlıkları Allah'a havale ediyorum. Onun adaleti ilahidir. 
Ben bu Tutulmayla birlikte tüm olumsuzlukların yok olmasına izin veriyorum ve hayatıma yeni bir başlangıcı davet ediyorum. 

•••

Tutulmalar sıkıntılı dönemlerdir çünkü bizleri kademe kademe kadersel olaylara veya kişilere hazırlarlar. 
Tutulma öncesi bir türlü gelecek odaklı hareket edemeyiz. Sanki etrafımızı gizemli bir sis sarmış ve geleceği görmemizi engelliyormuş gibi hissederiz. Tutulmadan sonra ise, artık hiçbir şekilde geriye doğru adım atamayız. 

Bu Tutulma hepimizi etkileyecek ama en çok 8° Balık civarında Güneş, Ay, Yükseleni olanlar etkilenecek. Bu kişilerin arasında Cumhurbaşkanımız da bulunuyor. Bu Tutulma tam doğum gününe denk geliyor. Bu nedenle onu etkileyecek olan Tutulma, doğal olarak ülkemizi de etkileyecek. 

•••

Bu Tutulmanın bir diğer önemi, gökyüzünde Skat yıldızıyla kavuşuyor olması. Şans, mutluluk ve hayallerin gerçekleşmesini sağlayan bu yıldız, Tutulmanın ardındaki gerçek gücü ve potansiyeli gösteriyor. 
Bu yüzden bu Tutulmayı maneviyatınızı kuvvetlendirmek için sakın kaçırmayın. Evren kollarını açmış, Yaradan ise, 'iste kulum vermeye hazırım', diye haykırırken, sizde ruhunuzun cenneti için yalvarın. 

Astrokartografi ile dünyayı keşfet


Astrokartografi kişinin gezegen hatlarının dünyanın hangi bölgelerinden geçtiğini gösteren harita çeşididir. 
Bu teknik sayesinde haritanın ana eksenleri ile gezegenler arasındaki ilişkiler dünya haritası üzerine yerleştirilir ve böylelikle kişinin hangi ülkelerde neler deneyimleyebileceğinin öngörüsünde bulunulur. 

Astrokartografi nasıl kullanılır?

• Bulunduğuğunz ülkeden taşınmak istiyorsanız, astrokartografi haritanız size hangi ülke seçeneklerinin daha verimli olabileceğini gösterir. 
İş ve kariyer amaçlı ülke değişikliği yapacaksanız MC noktasının hangi ülkelerden geçtiği önemlidir. Eğer aşk ve evlilik için ülke değiştiriyorsanız, IC veya Venüs çizgilerinin hangi ülkelerden geçtiğine bakılır vs. 

• Eğer üniversite öğrencisiyseniz ve Erasmus programıyla eğitim amaçlı başka bir üniversiteye gitmek istiyorsanız, Astrokartografi haritasında Jüpiter veya Güneş çizgilerinin hangi ülkelerden geçtiği önem kazanır. Bu ülkelerde diğerlerine nazaran kişinin ufkunu daha fazla genişletecek seçenekler vardır.
Keza aynı şekilde, eğer çocuğunuzu yurtdışına yaz okuluna göndermek istiyorsanız, hangi ülke veya bölgenin en verimli olacağı Astrokartografi haritası sayesinde öngörülebilir.

• Ya da sadece zevk ve eğlence uğruna farklı yerleri keşfetmek istiyorsanız, Astrokartografi size istediğiniz seçenekleri sunabilir.
Diyelim balayı tatiline çıkacaksınız ve dünyada onca güzel cennet parçasından hangisinin sizi daha mutlu edeceğine bir türlü karar veremiyorsunuz. Astrokartegrafi sayesinde, Venüs çizgileri, hangi ülkelerin balayı için çok güzel bir fırsat sunacağını gösterir. Venüs'ün geçtiği yerlerde kişi güzellik, aşk, romantizm, haz ve lüks konfor deneyimleyebilir.

• Ya da belki sadece arkadaşlarla maceralarla dolu bir tatil deneyimi istiyorsunuzdur. O zamanda Astrokartografi haritasında Mars ve Uranüs çizgileri bize ülke seçeneklerini sunar. Mars'ın bulunduğu yerde gerilim vardır, heycan vardır. Uranüs ise, şok etmeyi ve bilinmeyenle karşılaştırmayı sever. Kişinin sınırlarını keşfetmesini sağlamak için elinden geleni yapar. Eğer gerçekten kendinize güveniyorsanız ve cesaretliyseniz, bu iki seçenek size unutulamayacak bir deneyim vaad edecektir.

• Belki de kırk yılın başı bir yere gitmeye heveslendiniz ama başınıza bir şey gelirse diye korkuyorsunuz. Bunun için de Astrokartografinin güzel bir cevabı var: Plüton çizgilerinden uzak durun! Plüton değişim ve dönüşümün habercisidir. Plüton çizgisinin geçtiği ülkeler, ruhumuzda köklü değişimlere sebep olabilirler. Bu yüzden sadece eğlenmek ve dinlenmek isteyen birisi için, tıpkı Satürn çizgileri gibi, pek de uygun değildirler.

Astrokartografi sayesinde hiç aklınızın ucundan dahi geçmeyen ülke seçeneklerini keşfedebilirsiniz.
Bazen çook uzaklarda adını dahi duymadığımız bir yer vardır ve sizin onu ziyaret etmenizi bekler. Çünkü belki de orda sizi bekleyen karmik bağlarınız vardır. Gidip gördüğünüzde içinizdeki ses 'Ben burayı bir yerlerden hatırlıyorum' diye fısıldar.
Bazen de çok ilginçtir ama, .. kader bizi Venüs çizgimizin geçtiği yerden olan birisine aşık eder. Tatil amaçlı gider, aşık olur, evlenir, kalıverirsiniz.

Astrokartografi sayesinde küçük dünyanızı büyük gerçek dünyayla tanıştırmak istiyorsanız, bana carpediemcii@gmail.com'a mail atarak ulaşabilirsiniz ve hangi ülkede hangi maceraların veya fırsatların sizi beklediğini keşfedebilirsiniz.

Astrokartografi danışmanlık ücretim 1000tl

♡ diğer danışmanlık hizmetlerim için tıkla

11 Şubat 2017 Aslan burcunda Ay Tutulması

Aslan ve Kova burçları aksında gerçekleşecek olan tutulma serisinin ilk tutulmasına bu gece itibariyle merhaba demiş olacağız. 

Tutulmalar önemli dönemlerdir. Hayatımıza kadersel kişileri ve olayları sokarlar. Bu yüzden hayatımızda yeni bir dönemin başladığını önümüzdeki 6 aylık süreç içerisinde deneyimleyebiliriz. 
Hazırlıklı olun!

Peygamberimiz tutulmaların önemini bildiği için, her tutulmada namaz kılar ve dua edermiş. 
Eskiden insanlar bu tür doğa olayların etkilerini iyi bildikleri için, çok korkar ve temkinli davranmaya özen gösterirlermiş. 

O halde bizim de yapabileceğimiz en güzel şey bu gece yatağa yatmadan önce içimize çekilip dua etmektir. 
Dua edin, kendiniz, sevdikleriniz, vatanınız ve huzurunuz için. Dünyanın çok daha iyi bir yere dönüşübilmesi için..
Kapatın gözlerinizi ve hayal edin, gökyüzünden yeryüzüne inen sevgi yağmurunun varlığını hissedin. 
Gökyüzünde oluşan mistik dörtgen açı kalıbının gizemli sırlarının içinize yansımasına izin verin. 

••• 

Haritalarınızda Aslan burcunun hangi eve denk düştüğünü bulun. Bu tutulma aslında bir Dolunay olduğu için ve Dolunaylar bir şeyin tamamlanışını veya sonlanışını gösterdikleri için, hayatınızın o alanıyla ilgili bir son veya dönüşüm yaşayabilirsiniz. 

Aslan burcu otorite figürlerini temsil ettiği için, hayatınızda sizden daha üst konumda bulunan insanların yaşamlarını da etkileyebilir bu tutulma. 
Ayrıca Aslan burcu kalp bölgesini temsil ettiği için, kalbinize ve etrafınızdaki tüm kalplere iyi bakın ve iyi davranın. 
Kalp narindir, kırılmaya gelmez. 
Gökyüzünün sizi kırmasını istemiyorsanız, siz de sevdiklerinizin kalplerini kırmayın.

Aslan burcunun bir diğer özelliği abartıya kaçma meyilidir. 
Bu bir Dolunay olduğu için, içinizde bir adım atıp, bir şeyleri tamamlama, kendinizi ispat etme olayı tavan yapmış olabilir. Ama tutulmalardan önce adım atılmaması ve beklenmesi her zaman için daha hayırlıdır. 
Çünkü tutulmalar her an işleri değiştirebilir, bizi sürprizlere maruz bırakabilirler. 
Biraz sabırlı olun ve sessizlik içinde bekleyin. 
Evrenin size öğretmeye çalıştığı şeyin farkına varın. 
Dinleyin!

Gizemliliğimin Sırrı

Henüz astroloji yolculuğunun başlangıç noktasındayım. Bu o kadar engin ve derin bir okyanus ki, boğulmadan işin içinden çıkabilecekmiyim bilmiyorum. Çünkü ögrenilecek çok şey var ve bildiğim başka bir şey daha var; o da bu ilimin gerçek derinliğini sadece seçilmiş olanların öğrenebileceği.. Ve ben o seçilmiş olanlardan olup olmadığımı bilmiyorum.

Astrolojiyi bana öğreten hocama kendi hocası, harita yorumlarken üç şeye çok dikkat et, dermiş:

• Evrenin dilini çok iyi öğren, çünkü sezgilerini kuvvetlendirmeden bu ilimi öğrenemezsin
• Haritasına baktığın kişiyle asla yüz yüze gelme ve gözlerinin içine bakma, etkilenirsin
• ve sakın gördüğün kötü şeyleri karşındaki kişiye aktarma, karma yaratırsın

Eğer danışmanlık aldığınız kişi size olumsuz ve kötü şeyler söylüyorsa, dinlemeyin, duymayın, inanmayın, aldırmayın. Çünkü kendi içinde barındırdığı kötülüğü size yansıtmaktan başka bir şey yapmıyordur. Dolayısıyla sizi değil, kendisini anlatıyordur.

Enerji çok garip bir şeydir. Sanki yok gibidir. Göremezsin, duyamazsın, tadamazsın, dokunamazsın. Sadece yeteri kadar sessizsen, hissedebilirsin.
İşte tam da bu yüzden harita okuması sessizliğin içinde yalnızken yapılmalıdır. Çünkü yüz yüze yapılan seanslarda iki insanın aurası ve enerjileri birbiriyle iletişime geçer. Karşı taraf, enerjisiyle seni etkiler. Sen de kendi enerjinle karşı tarafı etkilersin. Dolayısıyla karşında olanın veya senin enerjin kötüyse, haritasına baktığın anda ya kendi enerjinin çalındığını hissedersin ya da sen karşı tarafın enerjisini çalarsın. Bu yüzden bir çok astroloğun psikolojik veya ruhsal rahatsızlıkları olabiliyor. Bu tarot açan kişiler için de geçerlidir. Eğer enerjilere karşı kendinizi korumayı bilmiyorsanız, karanlık enerjileri kendinize çekmiş olursunuz. Kendinizi korumayı bilseniz dahi, yinede etkilenirsiniz. Hayat enerjiniz emilir. Sadece çok güçlü, yüce bir Ruh buna karşı koyabilir.
Ne yazık ki bunun üzücü bir örneğini Beki İkala Erikli'de gördük.

Karşımızdaki insanın haritasını görsek de, onun ne kadarını kaldırabileceğini bilemeyiz. Bu yüzden eskiler kadim bilgileri ağızdan ağıza aktarırlarmış. Bilgiyi hak edebilmek için kişi, ilk önce ağır inisiyasyonlardan geçmek zorunda bırakılırmış. Çünkü gerçekten buna hazır olup olmadığı test edilmek zorundaymış. Oysa günümüzde bu kadim inisiyasyonlar yok oldu, bilgi ise her yerde, herkesin bulabileceği şekilde.
Bu yüzden onu aktarırken de, paylaşırken de çok dikkatli davranmak ve hem kendimi hem karşı tarafın huzurunu ve sağlığını düşünmek zorundayım.

Mum ışığınızın karanlığınızı daima aydınlatması dileğimle..

Ay'ın evreleri & etkileri

Ay belki de gökyüzündeki en gizemli gökcismidir. 
Üzerine şimdiye kadar sadece bir kere ayak basılmıştır ve bunun hakkında bile bir sürü komplo teorileri vardır.
Doğru ya! O bize bu kadar çok yakınken, neden bir kere daha buna cüret edilmemiştir? 

Ay'ın derin gizemleri vardır, keşfedilmeyi bekleyen..
•••

O çocuklar için sadece Ay dede'dir.
Ona baktığımızda bize daima gülümser ama tam olarak kimin gülümsediğini bir türlü bilemeyiz. 
Bazen incelir ve bazen şişer. Bazen ise ortadan kaybolur, denir ki pudrasını tazeliyordur. Çünkü ardından yine gülümseyen yüzüyle gözükür.
Ay benim için tam bir 'La Mystic Luna'dır.


Peki Ay'ı bu kadar özel kılan şey nedir?

Ay'ın dünyayı ve insanın bedenini etkilediğini zaman zaman hepimiz deneyimleriz. 
Mesela Dolunay zamanları kimi insanlar nedense uyuyamaz. 
Kimi insanlar ise tuhaf davranışlar sergiler. Dolunay geceleri suç ve intihar olaylarinın arttığını gösteren araştırmalar yapılmıştır. 
Hatta ingilizce'de "lunatic" kavramı vardır ve 'çılgın', 'delirmiş' anlamına gelir. Aslında latince kökenlidir ve "luna", yani Ay kelimesinden türetilir. 

Kadının doğurganlığında Ay'ın söz sahibi olduğunu biliriz. Hatta Dolunay zamanları doğumlar bile yüzde 20 oranında artar. 

Ay'ın cinsellik üzerinde de büyük bir etkisi vardır. Genelde Dolunay zamanları bu tür isteklerimiz artar. 
Hatta Ortacağ zamanlarında kadınların, hele ki adet görüyorlarsa, Dolunay geceleri erkeklerle birlikte olmamaları gerektiği öğütlenirdi. Kadın bir Dolunay gecesi o haliyle hamile kalırsa, çocuğun üstün yetenekli, hatta şeytani biri olacağına inanılırdı. (Bu inancın temelinde kadının doğasından ve gücünden korkan, zavallı bir zihniyet vardır. Çünkü bunun kuvvetli bir büyü için altyapı oluşturduğu biliniyordu).

Ay sadece insanoğlunu değil, dünyamızı da etkiler. Hayvanlar tıpkı insanlar gibi Ay'ın döngülerinden etkilenirler. Ay, denizlerimizi ve okyanuslarımızı etkiler ve med cezire sebep olur. 

Peki ya Ay'ın evrelerinin anlamları var mıdır & eğer varsa, biz onlardan faydalanabilir miyiz?


Yeniay/ Hilal

Yeniay zamanları yeni başlangıçlar yapmak için kullanılmalıdır. Aklınızda var olan bir projeyi hayata geçirebilir veya gelecek planları yapabilirsiniz. 
Genellikle Karanlık Ay zamanı ortaya çıkan duygular bizi Yeniay zamanında yeni adımlar atmaya zorlar. Yalnız yeni bir adım atmadan önce Hilali gökyüzünde görebilmelisiniz. 
Tam Yeniay zamanında Ay gökyüzünde gözükmez. Oysa ondan güç alabilmemiz için, onu gökyüzünde görebilmeliyiz. Bu yüzden hayatınızda yapmak istediğiniz başlangıcı Yeniay'dan bir iki gün sonra yapın, yani gökyüzünde Hilal çıplak gözle görülebildiğinde. 

İlk Dördün

Yeniay'la yapılan planlar, ilk dördün'le birlikte hayata geçmeye hazır olur. Yaptığımız planlar ve attığımız adımlar sonucu aşmamız istenilen ufak sorunlarla karşılaşabiliriz. Hayal ve hedeflerimizin gerçekleşmesi için çabalamaya devam etmeliyiz. 
Ay'ın bu halini ayrıca istediklerimizi hayatımıza çekmek için kullanabiliriz. Çünkü bu dönemde çekim yasasını çok daha etkili bir biçimde kullanabiliriz. 

Kambur Ay

Dolunay'a doğru yol alırken, Kambur Ay bize geriye adım atmak için artık çok geç olduğunu söyler. 
Hedefimize bu kadar yakınken ve son basamakları tırmanırken, kendimizi biraz yorulmuş gibi hissedebiliriz ama ne olursa olsun kendimizi akışa bırakmalıyız ve tamamlanışın çok yakın olduğunu bilmeliyiz. 

Dolunay

Dolunay gecelerinde bir tamamlanmışlık hissini yaşarız. Yeniay'la atılan adımların üstünden 2 hafta geçmiştir ve şimdi ektiğimizi biçme zamanıdır. 
Dolunay tıpkı karanlık geceyi aydınlattığı gibi, içimizdeki karanlıkları da aydınlatır. Bu yüzden bilinçaltımızın karanlık ve bilinmeyen dünyasına Dolunay'da erişim sağlarız. Böylelikle bilinçaltında birikmiş olanlar, kendilerini adeta dışarıya kusarlar ve kişinin içinde ufak bir şifa meydana gelir. Çünkü Dolunay'la birlikte zihnimizde bir farkındalık oluşur. İki hafta boyunca aradığımız soruların cevaplarını buluruz ve ufak çapta bir aydınlanma yaşarız. Ortaya çıkan bu yüksek enerji nedeniyle uykusuzlukta artış veya ruh halimizde bir farklılık deneyimleyebiliriz. 
Dolunay zamanında eksik olan parçalar bütünleşir. Bu yüzden kayıp olan eşyaları bulabilir, üzerinde uğraştığınız projeyi nihayet su yüzeyine çıkarabilir ve tanıtabilirsiniz. 
Ayrıca eski İslam alimleri Dolunay gününde oruç tutmanın bedeni şifalandırdığını ve tüm toksik maddelerden arındırdığını söylerler. 

Sönen Kambur Ay

Dolunay'dan, yani doruk noktasından sonra hem başarının tadını çıkarma, hem de ileriye doğru bakıp, kendimizi sorgulama dönemine geliriz. Başarmak istediklerim bu kadar mıydı? Hala değişmesini istediğim neler var? Kendimle olduğum gibi memnun muyum? gibi sorular sorarız. Dolunay'ın kapımıza getirdikleri ve bize öğrettikleri hakkında tefekkür yapma zamanındayızdır.
Bu günleri ayrıca manevi temizlik olarak görebiliriz. Hem evinizi hem bedeninizi arındırıp, ruhunuzun isteklerine kulak vermelisiniz. İçinizin almadığı veya ruhunuzun artık kurtulmak istediklerinden kurtulmak için, güzel bir zaman dilimi Sönen Kambur Ay. Kendinizi kötü alışkanlıklardan kurtarmak için çabalayabilirsiniz. 

Son Dördün

Döngü yavaş yavaş kendisini tamamlamaya doğru gidiyordur. Kişi kendisini Ay'ın son dördünde çokta fazla enerjik hissetmez. Hatta bir kapana kısılmışlık hali söz konusu olabilir. Sanki Arafta gibidir. Çünkü bu evre aslında sonun başlangıcıdır. 
Geriye dönüp hesap çıkartma ve geleceğe, hiç içimizden gelmese de, odaklanma zamanıdır. 
Çünkü önümüzde yeni bir döngü ve yeni başlangıçlar, atılması gereken yeni adımlar, yapılması gereken yeni planlar vardır. 

Karanlık Ay/ Balzamik Ay

Ay'ın yeryüzünden görülemediği zamandır. Çocuklara, Ay pudrasını tazelemek için yok oldu, dediğimiz gecelere denk gelir. 
Karanlık Ay geceleri eskiden kuvvetli büyüler yapılmak için kullanılırdı. 
Günümüzde ise, içimize çekilmemizi ve ruhumuzun derinliklerini keşfedebilmemizi sağlar. Karanlık yönlerimizi keşfedebilir ve onları aydınlığa dönüştürmeye niyet edebiliriz. Bize zarar veren tüm bağımlılıklardan kurtulmak için kullanabiliriz bu karanlık geceyi. 
Önemli olan, kendi içimizde yeteri kadar enerji toplayabilmemizdir. Çünkü kapıda bir Yeniay ve yapılması gereken yeni şeyler vardır ve tüm herşey kendisini sil baştan tekrarlamaya, yeni bir döngü başlatmaya devam eder. 

Ve koskoca bir ömür bu evrelerle akıp gider..
Gün gelir küçük, parlak bir Hilal oluruz, gün gelir şişer, kocaman bir Dolunay misali herkesin gözüne girer, hayran bırakırız. 
Gün gelir krizler yaşar, karanlıklara dalarız. 
Hayat her haliyle mükemmeldir. Yeter ki biz mükemmel bakmayı bilelim. 

Not: Ay'ın hallerine dikkat ederken, Ay'ın transit ettiği burca ve bu burcun haritamızda hangi eve denk düştüğünü bilirsek, tüm bu enerjileri çok daha etkili bir şekilde kullanabiliriz. 
Mesela Ay 7.evimizden geçiyorsa ve bir Yeniay'sa, ilişki alanında yeni bir başlangıcın bizi beklediğini öngörebiliriz. 

Haritada medyumluk göstergeleri

Hem hafif tırstığım, hem de bir hayli merak ettiğim ve zaman buldukça araştırdığım bir konudur medyumluk. 
Birçok medyumun yaşam öykülerini dinlemeyi ve okumayı severim. Bazen inanmam, bazen de gerçekten bu tür yetenekler var mıdır ve varsa nerden gelir diye sorarım kendimce. 

Medyumlar kimi zaman şarlatan veya karışmış olarak görülür. Bazılarına ise çok önem verilir, hatta devletin önemli pozisyonlarında görev alanları dahi vardır. Mesela birçok ülkenin metafizik istihbaratta medyumlardan faydalandığını biliyoruz. Rusya bunların başında gelir.

Bazen başımıza öyle bir şey gelir ki, ne ailemiz, ne doktorumuz, ne de başka birisi yardımcı olabilir. İşte bu gibi zamanlarda bazılarımızın yolu çaresizce bir medyumun kapısına düşebilir. 

•••

Peki gerçekten bu tür özel yeteneklere sahip olan kişiler var mıdır? 
Ve eğer varsa bunu astroloji açıklayabilir mi?

Astroloji'de belirli burçlar belirli elementlere ayrılır. Bu elementlerin arasından su, kişiye kuvvetli bir sezgi yeteneği ve muazzam bir 6. his verebilir. Çünkü su bilinçaltını temsil eder. Bu yüzden haritalarında su yoğunluğu olan kişilerin bilinçaltları tıpkı bir med ceziri andırır. Kısacası bu kişilerin bilinçaltlarıyla olan bağları diğerlerine nazaran daha kuvvetlidir. İstediklerinde oraya dalabilir ve kolaylıkla ordan bilgiler edinebilirler. Zaten bu yüzden, bunu nasıl yapıyorsun sorusuna bir çoğu cevap veremez. Çünkü bu tamamıyla kendiliğinden ve çoğu zaman da kontrol dışı gerçekleşen bir şeydir. Bilgi bir anda bilince gelir ama nerden ve niçin geldiği belirli değildir. 

Genellikle bu 4 şekilde gerçekleşir. 
1. Duru görü şeklinde olabilir. Burda kişinin gözünün önüne bir görüntü gelir. Bazen bu görüntü bulanık bazen ise gerçekmiş kadar net'dir. 

2. Duru işitme veya bir başka adıyla Açık duyma şekilinde olabilir. Burda kişi birden kulağına bir şey fısıldandığını duyar. Bu bazen tanıdığı birinin sesidir, bazen ise hiç bilinmedik bir ses olabilir. 

3. Duru hissediş şeklinde bilgiler edinenler de vardır. Burda kişi olacakları bedeni aracılığıyla önceden hisseder. Mesela bazen kötü bir olay öncesinde karnımıza ani kramplar girer ya da karnımız ağırır. Nedenini bilmeyiz. Oysa bağırsaklar ikinci beyin olarak bilinir ve kişiye yolunda gitmeyen şeyleri anında haber verir. 

4. Duru biliş bir başka yöntemdir. Bu yöntem yukarda bahsettiğime örnektir. Kişi bilgiyi sezgileri veya 6. hissi sayesinde bilir. Bu kişilerin kollektif bilinçaltına inebilme ve oradan bilgileri edinebilme kabiliyetleri vardır. 

Kişiye bu tür yetenekler veren element su elementidir, demiştik. Su elementine mensup olan burçlar, Yengeç, Akrep ve Balıklardır. 
Dolayısıyla haritalarında su yoğunluğuna sahip olanların sezgileri diğer insanlara nazaran daha gelişmiş olabileceğini söyleyebiliriz. 
Ama bu iş sadece bu 3 burçla kalmaz. 

Bakılması gereken diğer yerler, 8, 9 ve 12. evlere yerleşen burçlar ve gezegenlerdir. 
Çünkü 8. ev okült, mistik ve ezoterik, yani tüm bilinmeyen konuları temsil eder. 9. ev ilahi bilgilerin evidir. 12. ev ise, öte alemi, ruhsal yetenekleri, rüya ve bilinçaltı gibi konuları temsil eder. 

Bu konuda kişiyi özel yetenekli kılan gezegenler, Uranüs ve Jüpiter'dir. Yani bu gezegenlerin 8., 9. veya 12. evlere yerleşmesi bir gösterge olarak kabul edilebilir. 
Uranüs'ün kişiye bu tür yetenekler vermesine sebep olan şeyin cevabını mitolojik hikayesinde bulabiliriz. Çünkü Uranüs Prometheus'dur ve Prometheus ateşi tanrılardan çalmış ve insanların eline vermiştir. Dolayısıyla burda aslında insanlara ait olmayan bir şeyin, insanlığın eline geçmesi söz konusudur. Tıpkı öteki alem perdesinin aslında aralanmaması ama kimileri tarafından bunun yapılması gibidir. 
Jüpiter ise hem bilge olanı, yani yüksek bilince ulaşabileni temsil eder hem de büyük benefiklerden olduğu için, kişiye aynı zamanda ilahi bir koruma da verir. 

Ama bu iş sadece bu gezegenlerle kalmaz. 
Önemli olan bu iki evden birinin yükselen burcumuzla irtibat kurmasıdır. 
Mesela yükselen yöneticisi bu evlere yerleşmiş olabilir. 

Ay, haritamızdaki en önemli gök cisimlerinden biridir. Çünkü o duygularımız hakkında söz sahibidir. Derin iç dünyamızı anlatır. 
Ay'ın, Neptün veya Uranüs'le kavuşmuş olması kişiye özel yetenekler verebilir. 
Yine aynı şekilde Yükselen veya Güneş'in bu gezegenlerle iletişim kurması, kişinin sezgi yeteneğini kuvvetlendirecektir. 
•••

Örnekler

Edgar Cayce özel yeteneklere sahip olan, bilindik bir medyumdur ve astroloji hakkında da bize birçok bilgi vermiştir. 
Onun haritasında Uranüs, yükselenine çok yakın bir şekilde 12. evine yerleşmiştir. Bu özel yeteneklere işarettir. 
Kendisi bir Aslan yükselenidir ve Aslanın yönetici gezegeni 8.evine, yani Balık burcuna yerleşmiştir. Burda iki gösterge birden var. Hem yükselen yöneticisinin 8.evde olması hem de bunun Balık burcunda gerçekleşmesi. 
Haritasında tam 4 gezegen ve Kuzey Ay düğümü Balık burcuna yerleşmiş. Kısacası üzerinde yoğun bir su elementi taşıyor. 
Ve son olarak Ay'ı 9.evine yerleşmiş ve bu evde ayrıca Neptün gezegeni de bulunuyor. 
Yukarıda bahsedilen tüm göstergelere onun haritasında rastlıyoruz. 

Bir başka örnek özel yeteneklere sahip olan Karleen'in haritası. 
Karleen Almanya'da yaşayan Jamaikalı bir kadın. Kendisi yükselen Balık burcu ve Jüpiter'i aynı burca ama 12.evine yerleşmiş. 
Jüpiter Balık burcunun geleneksel yöneticisidir. Dolayısıyla yükseleni ile 12.ev birbiriyle bağlanmış durumda. Ama bunu özel kılan şey, Jüpiter'in onu korumaya almış olması. Zaten bunun kendisi de farkında. Çünkü kötü birşey olmadan önce bunu hissettiğini söylüyor. Hatta bir gün perili olduğu bilinen bir yere, uyarılmasına rağmen girmiş ve uzak durması gerektiğini bildiği bir kapıya dokunmuş. "Dokunduğum anda yanlış bir şey yaptığımı anlamıştım, çünkü kapıdan öyle bir güç dışarıya çıktı ki, dönüp beni boynumun arkasından kavradı ve ben geriye doğru düştüm," diye anlatıyor. Yanında duran ve ne olduğunu anlamayan arkadaşı neye uğradığını şaşırmış ve ona "kendini niye durup dururken yere atıyorsun," diye sormuş. 
Boğaz çakrası medyumların en hassas bölgeleriymiş. "Çünkü onun sayesinde edindiğimiz bilgileri karşı tarafa aktarabiliyoruz," diye anlatıyor. 
O günden sonra karanlıkla şakalaşılmaması gerektiğini ve bu işin tehlikeli olabileceğini kavramış. "Artık içimdeki beni uyaran sese kulak veriyorum ve ona uyuyorum," diyor. 
Bu Jüpiter'in ilahi korumasına çok güzel bir örnek. Çünkü 12. ev kötücül bir evdir ve kişinin hayatında öteki alemin karanlıklarını deneyimlemesine sebep olabilir. 

Haritasında bir diğer gösterge de Uranüs'ün 8. eve yerleşmiş olması. Okült bilgilere kolay bir şekilde ulaşmasını sağlıyor. 

Karleen, senelerce kayıp olan kişilerle irtibat kurabiliyormuş ve ölmüş kişilerin hayatta var olan aile üyelerine, onlar tarafından mesajlar aktarabiliyormuş. 
Genelde daha çok duru biliş yeteneğine sahip olsa da, duru görüyü de kullanabiliyormuş. Öyle ki, hamile kalacak olanların auralarında, daha hamile kalmadan bebek enerjisi ve parlayan ışıklar görebiliyormuş. 
Bunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Demek ki, dünyaya doğmaya karar veren ruhlar, anneyi önceden seçiyor ve daha hamileliğin gerçekleşmesine zaman varken, annenin aurasına yerleşiyor ve onunla zaman geçirmeye başlıyorlar, ta ki anne ve babanın doğru anını bulana kadar. 
•••

Hepimizin içinde sezgi gücü vardır. Bu sezgi gücünü Yaradan'ın en büyük armağanı olarak görürüm. 
Hepimizin böyle özel bir yeteneği varken, bir çoğumuz onu görmezden gelmeyi seçer ve böylelikle ilahi bir rehberin varlığını reddetmiş oluruz. 
İçimizdeki sezgi gücümüz bizim en güzel rehberimizdir. 

Belki hepimiz birer medyum olamayız, ki zaten de olmamalıyız. Çünkü bunun sorumluluğu ve yükü büyüktür. Karanlıkla başetmek her yiğidin harcı değildir. 
Ama hepimiz sezgilerimizi geliştirebilir ve kuvvetlendirebiliriz. 
Bunu da başka bir yazıma bırakıyorum. :)

28 Ocak 2017 Kova burcunda Yeniay

Yeni bir Yeniay & yeni bir başlangıç var kapımızda. 
•••
Bu Yeniay Kova burcunda gerçekleşecek.
Kova burcu Uranüs tarafından yönetilir ve Uranüs beklenmedik olayların yaşanılmasından sorumlu tutulan gezegendir. 
O halde bu Yeniay'la birlikte belki de hayatımızda bir sürprizle karşılaşabiliriz. 

Kapılarınızı açık tutun & umudunuzu diri tutun. 
Çünkü gökyüzünde Uranüs ve Satürn arasında ve Satürn ile Jüpiter arasında güzel bir açı var. 
Önünüzdeki iki hafta içerisinde ani ve beklenmedik şeylerle karşılaşabilir, sudan çıkmış balığa dönebilirsiniz. Ama unutmayın ki bu hayat değişimden ibarettir. Sürekli bir ölüm & sürekli bir diriliştir. 
Değişime direnç göstermektense, kabul etmek gerekir. 

Bu Yeniay'la birlikte attığınız adımlarda Satürn sizin arkanızda. Size sabır, dayanıklılık & ihtiyacınız olan olgunluğu verecek. 
Jüpiter ise, bolluk ve bereketiyle sizi genişletmeye hazır bir şekilde beklemekte. 
Tüm bu desteklere ve yardımlara sahipken, farklılığınızı ortaya koymaktan çekinmeyin. 
Venüs ile Satürn arasında oluşan gergin açı, insan ilişkilerimizde problemler yaşamamıza sebep olabilir. 
Sizin yapmak istediğiniz değişiklikler, başkaları tarafından onaylanmayabilir. Veya var olan maddi sıkıntılar adım atmanızı engelleyebilir. Ama bunlar sizi korkutmasın. Çünkü tüm zorluklar ve sıkıntılar gelip geçicidir.

••• 

Kova burcunda  bulunan Güneş & Ay, sizden kimseyi incitmeden ve kırmadan, hatta grup bilinciyle hareket edip, yenilikler yapmanızı isteyecek. 
Attığınız adımlarda özgür ve farklı olmaya çalışırken, aynı zamanda dikkatli olmaya da özen gösterin. 
.............................................
Bu Yeniay bana Nazım Himket Ran'ın güzel şiirinden bir bölümü hatırlattı.. 

"Yaşamak bir ağaç gibi tek & hür
Ve bir orman gibi
Kardeşçesine"

Burçların kış halleri

Tam kış mevsimin en soğuk günlerini yaşarken, burçlar da kendilerini sıcacıkın hissedebilecekleri kıyafetlerini üzerine geçirmekteler.
•••
Peki ya hangi burç hangi tarzı benimser? 
(Hem yükselen burcunuzu, hem Güneş & Ay burcunuzu, hem de Venüs burcunuzu okumaya unutmayın.)

☆☆☆

KOÇ
Rahat ve spor hallerinden vazgeçmek istemeyen Koçlar, tabii ki spor ayakkabılarını ayaklarına geçirecek, onun üzerine rahat ama bacaklarını yinede seksi gösterecek dar bir tayt giyeceklerdir. Taytlarının üzerine ise salaş bir triko geçireceklerdir. 
Koç burcunun hassas yeri kafası olduğu için, kış aylarında kafalarını sıcacıkın tutacak, pompiş bereleri takabilirler. 

BOĞA
Boğalar kış aylarını genellikle sıcacıkın evlerinde geçirmeyi severler. 
Olurda dışarıya çıkmak zorunda kalırlarsa, hassas olan boyun bölgelerini korumak için, boyunlarına kocaman bir şal takabilirler. 
Genel olarak ise toprak tonlarında olan, doğal ve koyu, sıcak renkleri tercih ederler. 

İKİZLER
Dışarıda vakit geçirip, eğlenmesini pek bir seven İkizler, eğlenceli karakterlerini üzerlerine yansıtmayı severler. 
Kafalarına taktıkları bir şapkayla, gözlerindeki onları entelektüel gösteren gözlükleriyle ve ellerine aldıkları kitap veya defterle, adeta meraklı bir kişilik olduklarını belli eder ama aynı zamanda şıklıklarıyla etraflarını büyülerler. 

YENGEÇ
Sevgili Yengeçler kadınsı giyinmeyi sevdikleri gibi, mavi tonlarında kıyafetleri tercih etmeyi de pek bir severler. 
Kışın onları sıcak tutacak tayt veya kotlarının üzerine deniz tonlarında bir triko giyebilir, ayaklarına da onları sıcak tutacak pabuçlarını geçirebilirler. 
Su elementine mensup oldukları için, gizemli olmayı seven Yengeçler, kıyafetlerini gözlük aksesuarıyla tamamlayabilirler. 

ASLAN
Yürüyüşleri ve auralarıyla herkesin kendilerine tapmasını sağlayan Aslanlar, kışın kıyafetlerinde onları herzamanki gibi asil gösterecek tonları ve kıyafetleri tercih ederler. 
Bir insanı en asil gösteren renk siyahtır. Bu yüzden siyah ile sıcak, kraliyet tonlarını kombinleyebilirler.

BAŞAK
Sade ve duru, doğal ve saf halleriyle herkesi kendilerine hayran bırakan Başaklar, kışın doğanın tonlarında kıyafetler giymeyi tercih ederler. 
Onlar için önemli olan doğal gözükmek olduğu gibi, pratik olabilmektir. 
Bir kot, bir kazak, bir çizme ve sade aksesuarlar tam onlara göredir. 

TERAZİ
Şıklıklarıyla ve güzellikleriyle insanların bakışlarını üzerine çekmeyi çok iyi bilen Teraziler, kış aylarında da onları şık ve feminen gösterecek kıyafetleri tercih ederler. 
Dengenin burcu oldukları için, kıyafetlerindeki renk tonlarında dengeli bir uyumun olmasına özen gösterirler. 

AKREP
Gizemli olmayı seven Akreplerin kış aylarında en çok tercih ettikleri renk siyahtır. 
Akrepler bazen seksi giyinmeyi sevseler de, bazen de onları tamamen gizleyecek bol kazakların içinde saklanmayı severler. Çünkü böyle daha gizemli ve çekici gözüktüklerini bilirler. 
Kış aylarında dahi gözlüklerini ve bordo rujlarını yanlarından eksik etmeyeceklerdir. 

YAY
Maceraperest ve bilge ruhlu Yayların kışın en çok önem verdikleri şey tabii ki de onları sıcak tutacak kıyafetleridir. 
Yaylar, dar şeylerdense daha rahat kıyafetleri tercih ederler. 
Bere, şal ve kazak, altına ise rahat bir eşofman giyebilirler. 

OĞLAK
Toprak tonlarından vazgeçemeyen bir diğer burç da Oğlaktır. 
Oğlaklar klasik ama asil ve aynı zamanda duru ve doğal kıyafetleri tercih ederler. 
Converse'lerinin üzerine bir kot onun üzerine ise toprak tonlarında bir triko ve onlara son asil dokunuşu veren, güneş gözlüklerini takarlar. 

KOVA
Aykırı ve farklı halleriyle bilinen humanist Kovalar, kıyafetlerinde her türden biraz taşırlar. Salaş bir hırka, içine yazlık bir askılı, altına siyah dar bir kot, ayaklarına ugg'larını, başlarına ise spor ama sevimli bir bere takabilirler. 

BALIK
Ve son olarak romantik ve masalsı Balıklar, sevimli olabilecekleri kombinler yaratmayı severler. 
Adeta bir masaldan çıkmış gibi bir hava estirebilir ve bizlere bambaşka diyarların varlığını hissettirebilirler. 

Ruhsal Simya'nın 7 Aşaması


Simya kavramını hepimiz duymuşuzdur ama hiç birimiz tam olarak ne olduğunu bilmeyiz. 
Simya kimilerimiz için basit madenleri altına çevirebilme kabiliyetidir, materia prima'dır, felsefe taşıdır, kimilerimiz için ise bundan çok daha fazlasıdır..
•••

Simyacıların bir sözü vardır: "Aurum Nostrum Non Est Aurum Vulgi" yani 'Bizim altınımız sıradan altın değildir.' 

Peki simya bizim bildiğimiz sıradan altın değilse, nedir? 

Simya en basit anlamıyla ruhumuzun aydınlanmasıdır. Bizi sınırlayan düşüncelerimizden, korkularımızdan, inanç kalıplarımızdan, hatta bizi sınırlayan çevremizden kopmanın ve gerçeklere uyanmanın sürecidir. 
Bu uyanış sürecinin 7 aşaması vardır. Bu yüzden bu yazıyla ruhsal simyanın 7 aşamasından bahsetmek istiyorum. 

•••

"Solve et coagula"
- Ayır ve tekrar birleştir -

Bu cümle simyayı anlayabilmemiz için çok güzel bir metafordur. 
Altını takip ederek, yani sezgilerimizi dinlemeyi öğrenerek, yaratıcımızla olan bağımızı kuvvetlendiririz. Böylelikle bizi sınırlayan ve uyanmamızı engelleyen herşeyden uzaklaşırız ve gerçek ait olduğumuz yere ulaşmak için, kendi içimizde bütünleşiriz, yani varlığımızın farkına varırız. 
Tüm bu süreç, Tasavvufta da yer alan 'Kendini bilen Rabbini bilir' sözüyle de açıklanabilir. 
Çünkü aslında tüm simya bundan ibarettir: Ruhumuzun gerçek özünü keşfetmek. 

1. Aşama: Kalsinasyon 
(Yakarak toz haline getirme) 
1. aşamada kişi ruhsal tekamülünde ona engel olacak herşeyden kurtulma isteyişindedir. (Gurur, kibir, korku, öfke, nefret gibi tum olumsuz duygular) Ama bunu tam olarak nasıl yapması gerektiğini bilmediği için, bocalar ve batar. 
Tıpkı Anka'nın küllerinden doğmadan önce, ateşler içinde yandığı gibi, ruh da bu aşamada ateşler içinde yanıp kül olur. Bu yüzden bu aşamada, ruhun karanlık gecesini deneyimlediğini söyleriz. 
Ruh aydınlığa kavuşmadan önce, karanlığı deneyimlemek zorundadır. Bu yüzden simyanın ilk aşamasında kişi acıların en büyüğünü yaşar. Kimimiz için bu sevdiğimiz birinin ölümüdür, kimilerimiz içinse, hastalık, depresyon gibi şeylerdir. Hepimiz bu süreci farklı şekillerde atlatırız. 

2. Aşama: Çözünme
Bu aşamada karanlığın ardındaki aydınlığın ışığını görmeye başlarız. 
Kişi yavaşça uyanmaya başlar. Uyanışla birlikte bir arınma dönemine gireriz. 
Yanlış çevre, yanlış duygular, yanlış düşünceler, ve yanlış davranışlar.. Yanlış olan herşeyden uzaklaşmanın zamanı gelmiştir. 
Kişininin sırtından uzun seneler boyunca taşıdığı yükler kalkmaya başlar. Sanki üzerinde yoğun ve ağır bir sis tabakasının çözüldüğünü hissediyor gibidir. 
Bu süreçte ruh olgunluğa kavuşur. Artık etrafında olup bitenleri daha net görebildiği için, attığı adımlardan sorumlu olduğunu bilir. Çünkü o ne ekiyorsa, onu biçiyordur. Bu yüzden doğru ekinlere ihtiyaç duyar. 

3. Aşama: Ayrılma
Çözünme aşaması önümüze bir yol açsa da ve aydınlık artık yakınmış gibi dursa da, 3. aşamada kendi içimize dönüp, karanlık parçamızdan ayrılmanın zamanının geldiğini hissederiz. 
İçimizdeki karanlık tarafımız, hiçbir şekilde hafife alınamayacak kadar kuvvetlidir. Bu aşamada kişi içindeki şeytanlarla savaşır ve ruhunu kurtarmaya çalışır. 
Bu aşamada egonun tüm karanlığıyla tanışırız. Onu öldürmenin veya dönüştürmenin zamanı gelmiştir ama bu hiç de kolay değildir çünkü o bize karşı çok kuvvetli bir şekilde direnir. 
Çoktan yendiğimizi zannettiğimiz korkularımız bu aşamada yine ortaya çıkar ve bize meydan okurlar. 

4. Aşama: Kabulleniş
Ruh içindeki karanlık yönüyle tanıştıktan sonra, kabul ve teslimiyeti öğrenme aşamasına gelir. 
Şimdi içindeki aydınlığı ve karanlığı birleştirmenin zamanı gelmiştir.
Bu aşamada bilinçaltı kendi içinde barındırdıklarını adeta dışarıya kusar ve kişi tüm ortaya çıkanları kabul etme durumunda kalır. 
Böylelikle bilinçaltında var olan ve kişiyi gizliden gizliye yöneten tüm duygular çözülür. Kişi bilinçaltının onu yöneten karanlık ve bilinmeyen hapishanesinden kurtulur. 

5. Aşama: Doğuş
Bu aşama tırtılın kelebeğe dönüştüğü aşamadır. 
Tıpkı tırtılın ölüm korkusu gibi, insan da bu aşamada tuhaf bir heycan, hatta ölüm korkusuna benzer birşey hissedebilir. Çünkü ölüm ve doğum ayrılmaz bir ikilidir. Doğabilmek için, önce ölmek gerekir. Ama bu ölüm mucizevi birşeydir. Tıpkı küçük bir tırtılın muazzam büyüleyici bir kelebeğe dönüşümü gibidir.
Kişi eski kabuğundan tamamıyla kurtulur ve yepyeni birisi olarak yeniden doğar. 

6. Aşama: Saflaşma
Bu aşamadan sonra ruhun aydınlanmış olmasından bahsedebiliriz. 
Eski kapı artık kapanmış ve yenisi açılmıştır. Ya da farklı bir örnekle, tırtıl artık kelebeğe dönüşmüştür, eski haline geri dönüş yoktur. 
6. aşamaya gelindiğinde kişi normal hayatını devam ettirse de, kendini saflaştırmaya gayret eder. Artık çok daha az şeye ihtiyacı vardır. Çünkü asıl Öz olan Sevgiye dönmüş, cennet halini deneyimlemeye başlamıştır. Artık huzur onunladır.
Olumsuz olayların veya haberlerin etkisi altına girmez. Merkezinde sadece Allah vardır ve gelen herşeyin ondan geldiğini bilir. Hayrın da, şerrin de.. Herşeyin arkasında Allah'ın muazzamlığını görür. Artık teslimiyet içindedir. 

7. Aşama: Birleşme
Simyanın en son aşaması, Hallac-ı Mansur'un 'En'el-hak' demesine denk gelir. 
Kişi bu son aşamada aşkın içinde eriyip yok olur. Dualite varlığını yitirir. Artık ne aydınlık ne karanlık vardır. Sadece Allah vardır.
 Bu en son aşamada kişi varlığını yitirir. Çünkü kendisinin hiç var olmadığını, sadece Allah'ın var olduğunu bilir. Bu yüzden Hallac-ı Mansur 'Ben tanrıyım', demiştir ve bu olgunluğa erişememiş olan insanlar tarafından çok yanlış anlaşılmıştır. Hatta günümüzde bile bu sözü çok yanlış yerlere çekilmeye devam edilmektedir.

İlahiyatçılardan Fatih Çıtlak, Tasavvufta bu son aşamanın ancak yolun yarısı olduğunu söylemişti.
Bundan öte neler olabileceğinin hayalini dahi kuramıyorum..
•••
Ruhsal simya, kendini Allah'a adamışlığın yoludur. Bu yüzden bu aşamalardan herkes geçemez.
Hepimiz tekamülümüze en uygun olan hayatı yaşarız. Kimimiz ömrü boyunca maddiyatın içinde kaybolur, kimimiz ise maneviyatın.

Eğer zorlayıcı zamanlardan geçiyor ve yardıma ihtiyaç duyuyorsanız bana ulaşabilirsiniz
_____________________________

İlişki haritalarında aranan açılar


- 1. Senden çok hoşlanıyorum -
Eğer bir kişinin Güneş, Ay, Venüs veya Yükseleni, karşı tarafın 1. veya 7. evine denk geliyorsa, bu iki kişi birbirine karşı kuvvetli bir çekim hissedecektir. 
Bu durum her iki kişinin haritasında da varsa, çekim her iki taraftan da hissedilecektir. 

- 2. Sen benim kaderimsin -
A kişisinin Güneş, Ay, ASC veya Venüs'ü, B kişisinin Verteks noktasıyla kavuşuyorsa, kişiler aralarında kadersel bir bağın var olduğunu hissederler. 
Burda da yine önemli olan bu kavuşumun her iki kişinin haritasında da gözükmesidir.

- 3. Seni bir yerlerden tanıyorum -
A kişisinin Güneş, Ay, ASC veya Venüs'ü, B kişisinin ay düğümleriyle kavuşuyorsa ve bu kavuşum çift taraflı gerçekleşiyorsa, kişiler aralarında karmik bir bağın olduğunu hissederler ve ne yaparlarsa yapsınlar, yolları bir yerlerde yine kesişir. 
Güney Ay düğümüyle olan kavuşumlar, geçmiş bağlantıları gösterirken, Kuzey Ay düğümüyle olan kavuşumlar, kişilerin bu hayatta birbirlerinden öğrenecekleri şeylerin olduğunu gösterir. 

- 4. Birlikte uzaklara kaçalım -
A kişisinin kişisel gezegenleri (Güneş, Ay, ASC veya Venüs) B kişisinin Neptün gezegeniyle kavuşuyorsa, bu ilişki masallardaki aşklara benzeyen hisler yaratabilir. Burda da önemli olan bu açının çift yönlü etkili olması. (Mesela A kişisinin Venüs'ü Neptün ile kavuşmuş, B kişisinin Neptün'ü A kişisinin Venüs'üne üçgen açıda gibi) Yoksa bu tür bir duygunun sadece tek taraflı hissedilmesine sebep olacaktır, ki bu da zamanla hayal kırıklığına sebep olur. 

- 5. Sen hayallerimdeki sevgilisin -
A kişisinin Venüs'ü, B kişisinin kişisel gezegenleriyle kavuşuyor veya karşıt açıda bulunuyorsa, kişi hayallerindeki sevgiliye kavuştuğunu hisseder. 
Burda da yine açının her iki taraftan etkili olması önemlidir. 

- 6. Sen benim ruh eşimsin -
A kişisinin Venüs'ü, B kişisinin Eros'u ile kavuşuyorsa ve bu açı çift taraflı (üçgen veya sekstil açı) gerçekleşiyorsa, kişiler Eros'un oku tarafından vurulmuşcasına birbirlerine bağlanabilirler. 
Ruh eşini gösterebilen bir diğer açı, kadının Ay'ı ile erkeğin Güneş'inin kavuşmasıdır.

- 7. Cinsel çekim, sen benim olmalısın -
A kişisinin Mars'ı, B kişisinin 5. veya 8. evine düşüyorsa, A kişisi tutku dolu bir çekim hissedecektir.
Tutkulu bir cinsel çekime sebep olan bir diğer kuvvetli açı, kadının Venüs'ü ile erkeğin Mars'ının kavuşmasıdır veya kadının Ay'ı ile erkeğin Mars'ının kavuşması. 

- 8. Beni baştan çıkarıyorsun -
Bu açıyı çok sağlıklı bulmasam da, kişinin Güneş, Ay, ASC veya Venüs'ünün, B kişisinin Lilith'yle kavuşması, muazzam kuvvetli bir etki yaratabilir. Yalnız  bu kavuşumda aşk duygularından daha çok, vahşi bir tutku ortaya çıkacaktır ve çoğu zaman yasaklı bir ilişkiye işaret edebilir. 

- 9. Ben sensiz yaşayamam -
A kişisinin Venüs'ü ile B kişisinin Plüton'u herhangi bir açı oluşturuyorsa, muazzam bir çekim ve tutku ama aynı zamanda aşırı kıskançlık ve sahiplenme, hatta bağımlı olma  gibi durumlar söz konusu olabilir. 
Açılar olumluysa, (üçgen veya sekstil) kişiler arasında normal dozda sahiplenme ve kıskanma olurken, olumsuz açılarda, (karşıt veya kare) duygular aşırıya kaçabilir ve sağlıksız bir bağımlılık oluşabilir. 

- 10. Seninle yaşlanmak istiyorum
A kişisinin kişisel gezegenleriyle B kişisinin kişisel gezegenleri kavuşuyorsa, Venüs-Güneş, Ay-Ay, Güneş-Ay, Venüs-Ay, Venüs-Venüs gibi, kişiler birbirleriyle bir ömür geçirebilecekmiş gibi hissederler. 

•••

Sinastri haritalarında en çok aranan ve istenen açılar bunlardır. Kimileri diğerlerine göre çok daha önemlidir. Mesela tutku ve cinsel çekim oluşturacak açıların var olması bir ilişkinin temelinin sağlam olabilmesi için çok önemlidir. Ama bir ilişkiyi yürütebilmek için sadece cinsellik yetmez. Sevdiğiniz kişiyle hayatı paylaşabilmek, ortak hobilere sahip olmak gibi şeyler de çok önemlidir. Bu yüzden her iki tarafın kişisel gezegenleri birbiriyle bağlantı içerisinde olmalıdır. Ne kadar çok bağlantı varsa, o kadar iyidir. 
Tüm bu güzel açılara sahip olanların dahi ilişkileri çatırdayabilir çünkü iyi açılara ihtiyaç duyulduğu kadar, olumsuz açılara da ihtiyaç vardır. Bir ilişki zorluklardan geçtikçe kuvvetlenmelidir. Böylelikle partnerler zor günlerde birbirlerine kenetlenmeyi öğrenir. Bu yüzden karşıt ve kare gibi açılar her zaman için kötü şeylere sebep olmazlar. Sağlıklı bir ilişki için denge çok önemlidir. 

_______________________

Satürn ile barışmak


Satürn astrolojide büyük öğretmendir. Bizi sürekli sınar, imtihan eder, sorumluluk yükler. Kısacası biz akıllanana kadar, hayatımızın içine eder. 
Kimimizi para üzerinden etkiler, kimimizi ailesi veya evliliği aracılığıyla. Bazılarımızı ise kariyeri üzerinden. Satürn haritamızda hangi eve yerleşmişse, hayatın o alanıyla ilgili zorlanacağımızı biliriz. 


Bir çoğumuz Satürn'ün acı gerçekleriyle karşılaştığında ne yapmamız gerektiğini bilemeyebiliriz. Çaresizce bir yerlerden yardım bekler, bir çözüm ararız. 

Hint astrolojisinde "remedi" dediğimiz bir çeşit yardımcı uygulama olarak adlandırabileceğimiz, gezegen enerjlerini olumluya çevirmeye yardımcı çözümler vardır. 

Satürn ile alakalı, kendimin de faydasını gördüğüm ufak bir remediyi paylaşmak istiyorum. 

Yapılacak şey çok basit. 
Cumartesi günleri karga beslenilecek. 
Neden diye sorarsanız, cumartesi günü (saturday), adı üstünde Satürn'ün günüdür. 
Karga ise Satürn'ün sembollerinden biridir. 
Satürn'e atfedilmiş olan bir günde, Satürn'e hizmet etmek, kendisi hakkında çok şey öğrenmemizi sağlar. 
Öğrendikçe onun enerjisine ruhumuz alışır ve böylelikle hayatımızda Satürn ile ilgili sorunlara olan bakış açımız değişmeye başlar. Kısacası Satürn'le barışırız. 

•••

Üniversitedeyken tek başıma vakit geçirmeyi severdim. 
İstanbul'un kalabalık seslerinden uzaklaşabileceğim, ağaçlık alanlar beni daima davet ederlerdi sessizce yanlarına. 
Şanslıydım, çünkü İstanbul Üniversitesi'nde ağaçların oksijenine, kuşların ilahisine ve kargaların büyüsüne kavuşabiliyordum. 
Bir gün bir ağacın altında sessizce tostumu yerken yanıma bir kedi geldi. Tostumdan bir parça koparıp, onunla paylaştım. Kokladı, pek sevmedi, yemedi. Geldiği gibi gitti. Demek ki onun rızkı değilmiş dedim çünkü onun bıraktığı ekmek parçasını gören bir karga, uçarak geldi ve şükürle ekmeği yuttu. Bir parça daha verdim. Bir başka karga daha geldi. Bir süre sonra bahçedeki tüm kargalar etrafımı sarmıştı. Bütün tostumu onlara yedirdim. 
İnsanın bu hayatta sessiz ve derin bir huzuru hissettiği anlar daima nadirdir. Kargaları beslemek içimde tuhaf bir huzur hissetmeme sebep olmuştu. 
Bu huzuru bir daha unutamadım. 

Kargaları beslemek, bir martıya simit atmaya veya bir güvercin için cam kenarına yem koymaya benzemiyordu. 
Kargalar ürkütücüydü, tedirgin ediciydi, hatta korkunçlardı. 
Simsiyah olan, bilinmeyeni anlatır. İnsanoğlunun karanlıktan korkmasının en büyük sebebi bu bilinmemezliktir. 
Kargaları beslerken tam da bu bilinmemezliğin verdiği tedirginliğin aslında ne kadar da gereksiz olduğunu hissediyor insan. Karanlık olanın aslında içinde aydınlık bir parça barındırdığını. Aslında hiçbir şeyin başta göründüğü gibi olmadığını seziyor. 

Kargalarla kendime ait olanı paylaştıkça, her biri bana Satürn'ün kalbini anlayabilmem için birşeyler fısıldadı sanki. 
Biri korkuyu yenmenin sırrını verdi, diğeri sabrın ne kadar güzel bir erdem olduğunu gösterdi. Öteki bir şeyi paylaştıkça çoğalacağını öğretti, onun yanındaki an'ın değerini bilmeyi. Bir başkası zorluklara göğüs germeyi gösterirken, farklı biri ne zaman pes etmem gerektiğini bilmeyi öğretti. 
O sessizliğin içinde çevrem kargalar tarafından sarılıyken, etrafımdaki insanların bakış açısından çok tuhaf göründüğümün farkındaydımm çünkü tedirgindim ve korkuyordum. Saldırmalarından ya da başka birşey yapmalarından. Ama sonra sezgiler, hikayelerini fısıldamaya başlayınca, kargalar en sevdiğim hayvanlardan oldular ve o günkü büyüyü hiçbir zaman için unutamamı sağladılar. 

Daha sonra ise Satürn enerjisine alışabilmek için yapılması gereken bu remediyi öğrendim. Böylelikle o gün neden o kadar çok etkilendiğimin cevaplarını bulmuştum. Meğer karga beslemek Satürn için yapılabilecek güzel bir çözümmüş. 

- Karganın Kelt Mitolojisindeki Yeri -
Kargalar Kelt mitolojisinde bilgeliği temsil ederlermiş. Hatta Odin'in omzunda her daim Hugin ve Mugin adında iki tane karga otururmuş. Bu iki karga ona sürekli dünyada var olup bitenleri anlatırmış. 
Kargalar yollarından sapmış olan insanlara işaretler verip, doğruyu bulmaları için yardım ederlermiş.  
Diğer mitolojilerde de karganın farklı hikayeleri bulunur.
 Bir efsaneye göre ise karganın rengi aslında beyazmış. Bir gün bir yangın çıkmış ve karga insana yardım ederken küller ve dumanlar onu siyaha boyamış. O zamandan beridir de tüm kargalar siyah kalmış. 

•••

Saçma, demeyin.
 İlk önce siz de bir deneyin ve kendiniz hissedin. Size iyi geliyorsa bunu her cumartesi yapmaya devam edin. Sonuçta Satürn sürekliliği ve rutini sever. 
Zamanla hem kargalarla hem de Satürn'le derin bir bağınızın oluştuğunu göreceksiniz. Böylelikle Satürn'ün imtihanları kapınızı çaldığında, onlarla çok daha olgun bir şekilde başedebileceksiniz. 
___________________________