11 Mayıs 2021 | Boğa burcunda Yeni Ay

  • Share

27 NİSAN 2021 | AKREP BURCUNDA DOLUNAY

  • Share

12 NİSAN 2021 | KOÇ BURCUNDA YENİAY

  • Share

SATÜRN VE DİŞ SAĞLIĞIMIZ

  • Share

28 Mart 2021 | Terazi burcunda dolunay

  • Share

13 Mart 2021 | Balık burcunda Neptünyen YENİAY

  • Share

27 Şubat 2021 | Başak burcunda dolunay

  • Share

Gül & Kuşburnu şifası | e-kitap

  • Share

11 Şubat 2021 | Kova burcunda yeniay

  • Share

KARMİK GEÇMİŞ YAŞAM ANALİZİ

  • Share

28 Ocak 2021 | Aslan burcunda dolunay

  • Share

13 Ocak 2021 | Oğlak burcunda PLÜTONİK YENİAY

  • Share

30 Aralık 2020 | Yengeç burcunda dolunay

  • Share

Kova çağına zaman yolculuğu

  • Share

11 Mayıs 2021 | Boğa burcunda Yeni Ay

11 Mayıs günü 21 derece Boğa burcunda bir Yeni Ay gerçekleşecek. Böylelikle hepimiz Boğa burcunun haritamızda bulunduğu alanla ilgili konularda yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanıyor olacağız. Akabinde ise kuvvetli bir Ay tutulması bizleri bekliyor olacak. Ama ondan önce Yeni Ay günü sessiz sedasız bir tohum yeşerteceğiz gönlümüzde.

Ay ve Güneş Botein yıldızından etki aldığı için değerli olan hazinenin peşinde koşacağız ve sağlam, güvenilir adımlar atmak isteyeceğiz.  Niyetimiz bolluk bereket, refah ve huzur olacak. Bu güzel enerjiyle bir çoğumuz için bu iki haftalık süreç güzel kazançlar getirebilir. Dilerim süreçten dolayı zorluk yaşayan herkese bu Yeni Ay'ın bereketi ulaşır ve içimiz biraz da olsun rahat eder. Boğa'nın o çok arzuladığı güven duygusuna ve tatmin olma hissine kavuşuruz. Çünkü gerçekten çok zorlu bir yılı geride bıraktık ve hala tünelin sonundaki ışığı göremiyoruz. 

Bu süreç her birimizi maddi manevi sahip olduğu her şey uğruna savaşmaya mecbur kıldı ve bu Yeni Ay da bu döngünün bir parçası. İçimizde yoğun bir korunma iç güdüsüyle içimize kapanma ve kendi kabuğumuza çekilme sendromunu yaşıyoruz. Bundan güç alalım..

Güç ne paradır ne de pul. Her biri geçip gider. Kendini aşmış olan bir Boğa bunu çok iyi bilir. Bu yüzden ezoterik astrolojide Boğa kendisini maddiyat prangalarından koparmış insanı temsil eder. Bunu yapmak da başarmak da çok zor biliyorum. Hele böyle bir süreçte.. ama hiçbir şey imkansız değil.

Bu Yeni Ay içimize yönelelim. Maddi kaygıları terk edelim. Rızık Allah'tandır ve her bebeğin doğmadan önce rızkı belirlenir. Bu yüzden korkuya gerek yok. Her zorluğun sonu selamettir. Sabır en güzel erdemdir. 

Bu gerçekleri Yeni Ay gecesi kalplerimize hatırlatalım. Çünkü Neptün'ün Yeni Ay'a olan sekstil açısıyla ve Merkür ile Satürn arasındaki üçgen ile bizlere yeni bir gerçeklik yaratma gücü veriliyor olacak. Bazılarımız için bu Yeni Ay hayallerin gerçeğe dönüşmesinin sembolü olabilir. 

Keşke hepimiz hayallerine kavuşacak olan şanslılardan olsak ama unutmayın ki gökyüzündeki her döngü ektiğimizi biçtirir bizlere. Yani sadece hak eden kazanır. Ve sadece hak edenler bu Yeni Ay'ın şanslıları olacaklar. 

Mars ile Uranüs arasındaki sekstil açıyla kendinize güveniniz gelsin. Bir kere de olsa farklı bir yol çizme cesaretini gösterin. Bu Yeni Ay'da bu cesareti gösterebilen herkesi güzel bir başlangıç bekliyor olacak. 

Dilerim bereket kapısına ihtiyaç duyanların önünde altın bir kapı belirir. Huzuru arzulayanların ise hayatlarında mutluluk hissi bol olur..

27 NİSAN 2021 | AKREP BURCUNDA DOLUNAY


27 Nisan'da Akrep burcunun 7. derecesinde bir dolunay meydana gelecek. 
Dolunaya hem Satürn kare açıda konumlanıyor hem de Venüs, Merkür ve Uranüs karşıt açı gönderiyor.
Tüm bu zorluklara rağmen diğer gezegenlerden pek de büyük bir yardım gelmiyor. 

Bu dolunay bazılarımız için biraz zorlu geçebilir çünkü uzun zamandır bilinçaltımızın karanlık odalarında sakladığımız şeyleri tekrardan su yüzeyine çıkaracak. 
Kısacası her birimizi karanlık bir yüzleşme bekliyor. 
-Ama korkmayın-
İçsel şeytanlarla karşılaşmak, dış dünyadaki şeytanlara karşı korunacağımız anlamına gelir.
Çünkü iç dünyasında barışı sağlayan, dış dünyasında huzura erişir. 

☆☆☆

Önümüzdeki iki hafta kolektif olarak da zorlayıcı bir süreç. Çünkü bu dolunay bize kolektif bilinçaltında saklı olan travmaları çok derinden hissettirecek. 
Duygusal yaralanmalar, ruhsal dalgalanmalar ve karanlık düşünceler bizi uçurumdan aşağa sürüklemek istiyormuş gibi hissedebiliriz.
Özellikle olup bitenlerle bir türlü baş edemeyenler  korku duygusunun boğazlarını düğümlediğini hissedebilir.
Para ve ekonomiyle ilgili konular ve Satürn karesinin tetikleyeceği isyan ve ayaklanmalar gündeme gelebilir.
Ekonomi haberlerini takip edenler tam da dolunaya yaklaşırken thodex olayının patladığını duymuştur. 2 hafta boyunca parasal konular üzerinden bu gibi sahtekârlıkların su yüzeyine çıkacağına tanık olabiliriz. 
Parasını, malını, mülkünü haram yerlere yatıranları karanlık sürprizler bekliyor olacak.
_______________________

• Yere girmeden göğe çıkılmaz •
_______________________

Akrep burcu her birimizin içindeki büyücü arketipidir. 
Akrep simyadır.
Dönüşümdür.
Şifadır.

Bu yüzden bu dolunay bazılarımızı ne kadar zorlayacak da olsa, kimilerimiz için muazzam bir içsel simya'yı doğuracak. 

Her dolunay özel ve şifalıdır ama yazılarımda belirttiğim gibi Akrep dolunaylarında ortaya çıkan enerji bambaşkadır. 
Bu dolunay su elementinde olsa da, Mars gezegeninden aldığı destekleyici açıyla ateşimsi bir simya'yı yaratacak ruhlarımızda.

Bu güzel enerjiden faydalanabilmek için 27 Nisan gecesi karanlık içinize çekilin. 
Kendinizle başbaşa kalın.
Korkularınızı hatırlayın. 
Her birini beyaz bir kağıda yazın.
Sonra kendinize bir mum yakın veya imkanınız varsa bahçenize, balkonunuza çıkın ve yazmış olduğunuz korkularınızı ateşe verin. 

Simya ateş elementi olmadan var olamaz. 
Kadimler bu gizemi bildikleri için şifanın ateşsiz gerçekleşemeyeceğini biliyorlardı.
Bu nedenle korkularınızı mum ışığında yakarak kendinizi özgürleştirin. 
Karanlığınıza aydınlığı davet edin. 
Bırakın dolunay ışığı içinizdeki simya'yı harekete geçirsin ve değişim ruhunuzu sarsın.

12 NİSAN 2021 | KOÇ BURCUNDA YENİAY

Astrolojik yeni yılın ilk yeniayını deneyimlemeye hazırlanıyoruz. Yeniay Koç burcunun 22. derecesinde gerçekleşecek ve her birimizin hayatında, Koç burcunun haritamızda bulunduğu haneyle ilgili yeni bir döngü başlatacak. Ama bu döngü aynı zamanda bizi en büyük acımızla yüzleştirecek çünkü bu yeniay'a yaralı şifacı Kiron eşlik etmekte. Hatta yeniay öncesi Merkür ile kavuşuyor olacak. Venüs ile Plüton arasındaki kare açı ise halı altına süpürülen her şeyin ortaya çıkmasına sebep olacak. Özellikle ilişkilerimizin yol açtığı yaralarla baş edebilmeyi öğrenmek bu yeniay en büyük görevimiz.

Gökyüzünde yoğun bir Koç enerjisi var bu aralar çünkü sadece Güneş ve Ay değil, Venüs ve Merkür de bu burçtalar. 

Koç burcu cesaretin burcudur. Koç enerjisi atılgandır. Düşünmeden hareket eder. Acelecidir. Sabırsızdır. İşte biz de 2 haftalık süreç boyunca hızlıca aklımızdakileri halletmek isteyeceğiz ama içimizde taşıdığımız ve belki de herkesten sakladığımız acılarımız önümüzde büyük engeller teşkil edecekler. Yolumuzdaki taşlardan kurtulabilmenin tek yolu bu acılarla dürüstçe yüzleşmek olacak. Çünkü yüzleşmemek ikileme düşmek anlamına gelecek. Karar vermez isek, tamam mı devam mı konusunda büyük bir bocalama bizi bekliyor olacak. 

Size yapılan haksızlık veya uğursuzlukların her birini bu yeniayla birlikte affedin. Bırakın tüm acılar gitsin. Hatırlamak hayatta tutmak demektir. Serbest bırakmak özgürlük.. Siz acıları taşıdığınız, onları kendinize sürekli hatırlattığınız sürece onlar var olabilir. Hatırlamaktan vazgeçtiğiniz anda yok olurlar. 

Her hata ve her acı bir öğretidir • 

Yeniayın dili bu cümle olsun. Bilinçaltınıza gömmek yerine çıkarın acılarınızı su yüzeyine. Onlar hakkında bahsetmekten veya onları gizlemekten korkmayın artık. Size acı veren herşey size değerli bir şey öğretti. Bu öğretiyi ezberletin kalbinize çünkü bu size adım atmak için bilge bir cesaret verecek. Sizi yönlendiren aceleciliğiniz değil, zamanın öğrettiği sabır şifası olacak. 

☆☆☆

Koç burcu baş bölgesini temsil ettiği için yeniay etkisinin yeni bir fikirle ortaya çıkacağını anlayabiliriz. Bu yüzden bu 2 hafta boyunca aklınıza ne gibi yeni fikirlerin geldiğini iyi gözlemleyin. 

Yeniay haritasında Mars ile Jüpiter arasında güzel bir üçgen açı oluşacağı için isteklerimizi tezahür etme konusunda çok şanslı olacağız. Sadece bilin ki, bu bahar yaptığınız seçimlerden geri dönüşünüz olmayabilir. Bu yüzden herşeyi iyice düşünmeli ve öyle davranmalısınız. 

Kısacası bu yeniay kök çakramızı arındırma enerjisiyle geliyor. Bize geçmişle barış sağlama ve önümüzde yeni bir sayfa açıp, cesur bir şekilde ilerleme imkanını tanıyor. 

Yere girmeden göğe çıkılmaz denir. Bu yeniay tüm gücünüzü kökeninizden alın ve bırakın aklınıza gelen fikirler gerçeğe dönüşsün. Yeni başlangıcınız uğurlu olsun..


SATÜRN VE DİŞ SAĞLIĞIMIZ

Eğitimlerim ilerledikçe öğrendiğim bilgileri paylaşmaya çalışacağım. Bu da ilk medikal astroloji blog yazım olsun.  

Bundan birkaç yıl önce dişim kırıldı. Yemek yerken un gibi parçalandığını hissettim. Doktora gittiğimde kanal tedavisi uyguladı. O günden beri o dişim ağzımdaki en büyük sorunum. Arada bir hep sızlar, arıza çıkarır. O zamanlar dişlere dıştan yapılan uygulamaların ne kadar zararlı olabileceğinden bir haberdim. Benim gibi bu konuda bilinçsiz olanlar için bu yazımı kaleme almak istedim ki, aslında farklı alternatiflerin olduğunu bilelim. Çünkü Avrupa'daki birçok diş hekimi artık diş ağrılarında ağrı kesici vermek yerine dişlerin hangi organlara bağlı olduğuna bakarak o organa iyi gelecek olan bitkiyi tavsiye ediyor ve inanması ne kadar güç de olsa bu şekilde dişi yapay bir uygulama gerektirmeden eski sağlığına kavuşturuyor. Bu bütüncül yaklaşım tarzı benim çok hoşuma gitti ve umarım en yakın zamanda Türkiye'de de yaygınlaşır. 

Medikal astrolojide şüphesiz en önemli gezegen Satürn'dür. Eğer sağlık durumumuz hakkında bilgi edinmek istiyorsak, ilk yapmamız gereken haritamızdaki Satürn konumumuzu incelemektir. 

Satürn medikal astrolojide kemikleri yönetir ve dişlerimiz bunun en önemli parçalarıdır. Ağız sağlığınız ve dişlerinizden sağlık durumunuzu okuyabilir, hangi organlarınızda sorun yaşama potansiyeline sahip olduğunuzu fark edebilirsiniz.

Geçen senelerde vücudumun sol tarafında bir tuhaflık hissettim. Sanki orada bulunan bir şey şişmiş gibiydi. Hareket kabiliyetimi kısıtlıyordu. Yere eğilmeye çalıştığımda kaburga kemiklerimin arasına sıkışıyor ve bana rahatsızlık veriyordu. Dalakla ilgili bir problemin olduğunu fark ettim. Bu şişlik bir hafta devam etti ve sonra geçti. Bir sene sonra tekrar oldu. Tam da bedenimdeki bu gizemi çözemezken 13 kuşaktır Almanya'da alternatif tıp ile ilgilenen bir ailenin üyesinin konuşmasına denk geldim.  

Bu güzel aile aynı zamanda eczacılık ve tıbbi bitkilerle uğraşıyordu. Bahçelerinde ilaç yapımında kullanacakları bitkileri yetiştiriyorlardı. Üst katta ailenin doktoru gelen hastaya teşhis koyup reçeteyi yazıyor, alt katta ailenin diğer üyesi reçeteye uygun bitkisel ilaçları hazırlayıp veriyordu.

Ne kadar güzel değil mi? Bütüncül bir yaklaşımla doğa aracılığıyla şifa bulabilmek çok özel bir his olsa gerek. Birisi derdinize anlam verirken, diğeri derdinize derman olacak şifayı kendi bahçesinden topladığı şifalı bitkilerle sunuyor. 

Bahsetmiş olduğum kişi böyle bir ortamda büyüyen ve daha sonra diş hekimi olmaya karar vermiş olan küçük kız torun. Bu yazımda bahsedeceklerimin kaynağı the medicine stories podcast'ından alıntı. İngilizcesi olup dinlemek isteyenlere tavsiye ederim. Dinlemeyecek olanlar için ise aşağıda kendi bilgilerimi de ekleyerek özetini geçiyor olacağım. 

Dişlerimiz aslında ilk hazım organımızdır. Yediklerimizi parçalamak ve midenin görevini kolaylaştırmak için vardırlar. Dişlerimiz olmadan ne yemek yiyebilir, ne de sağlıklı olabiliriz. 

Astrolojide neden Satürn sağlığmızdan sorumludur sorusunun yanıtı da dişlerimizdir. Paylaştığım görselde görüldüğü gibi dişlerimiz bedenimizdeki bütün organlara sinirsel ağlarla bağlıdır. Dişlerinizdeki sorunlar o organlarınızdaki sorunlara davetiye çıkarırlar. Ya da tam tersi, o organlarınızdaki sorunlar bağlı oldukları dişlerde problemlere yol açarlar.

Kanal tedavisi yapılan dişim tam da dalak ve mideyle ilişkili olan dişim. Şimdilik çok büyük bir sorunla karşılaşmadığım için o ölü dişle yaşamaya devam ediyorum ama olur da bir gün bedenim bu hatamı artık kaldıramayacağının sinyalini verirse, biliyorum bu ölü dişimi çıkartmak zorunda kalacağım. Yalnız iş ölü dişi çektirmekle bitmiyor. Dişçiler diş köklerini yani kanalı doldurmak için bir sürü ağır kimyasal içeren bir madde kullanıyorlar. Diş çekildikten sonra bu maddeler de temizlenmelidir. Ölü diş tıpkı ölü bir beden gibi bedene leş bakterileri yayar. Bunların öldürülebilmesi için kanal tedavisi klor dioksit ile temizlenmelidir.  Bu arada kanal tedavilerini çıkaran insanlarda uzun zamandır sahip oldukları kronik rahatsızlıkların birden iyileştiği de gözlemlenmiştir. Mesela romatizma hastası bir adam kanal tedavisinden kurtulduktan iki gün sonra tekrardan dişçişine gidip "Siz bana naptınız, ölü dişimle birlikte senelerdir ağrılarını çektiğim romatizmam da yok oldu" demiş. Bunu şöyle açıklayabiliriz. Ölü dişler kronik inflamasyonu doğurur ve kronik inflamasyon kronik rahatsızlıkları beraberinde getirir. Eğer inflamasyonu ortadan kaldırırsanız kronik şikayetleriniz de otomatikman yok olacaktır. Çünkü hastalığınızın oluşma sebebini kökünden çözmüş ve yok etmiş olursunuz. 

Bu gibi durumlarda ağızda olmayan bir dişle yaşamak yerine 20.yaş dişleri devreye giriyor. Kim bilir belki de yaratılış gereği bu dişlerin bu kadar geç bir yaşta çıkmalarının önemli bir görevi vardır ve kaybettiğimiz dişlerin yerini alabilmeleri için bize birer armağandır. Ama maalesef modern tıp 20.yaş dişlerine "gereksiz" damgasını vurarak çekiyor. Bu davranışımız Satürn gezegenini bir hayli kızdırıyor olmalı çünkü bunu yaparak onun çok büyük bir kuralını çiğniyoruz. Çünkü 20.yaş dişleri aynı zamanda bilgelik dişleridir ve kalp dolaşımı ile bağışıklık sistemiyle ilgilidir. Özellikle her 4 dişini de çektirenlere geçmiş olsun kalplerine ve bağışıklıklarına bundan sonra daha da çok önem vermeleri gerekecek. 

Ben bir diş hekimi değilim bu yüzden bu konuda detaylı bilgi veremem. Sadece aldığım eğitim doğrultusunda benim gibi sıradan insanlara diş sağlığı için birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. 

• Lütfen florür içeren diş macunlarını almayın. Maalesef marketlerde satılan diş macunlarının çoğunun içinde florür bulunuyor. Bulunmayan alternatif kaynakları bulmalısınız. Henüz doğal diş macunları pahalı da olsa, unutmayın ki üreticinin ne satacağını tüketici belirler. Yani biz doğal ürünleri talep etmezsek, bu markalar bizi zehirlemeye devam edecekler. Florür aynı zamanda 3. gözümüzü kapatan en önemli maddedir. Ne kendinizi, ne de ailenizi bununla zehirlemeyin. 

• Dişlerde çürümeye ve ağızda oluşabilecek tüm diğer sorunlara davetiye çıkaran şey asidik ortamdır. Ağzınızda nötr bir ph olmalı. Bunu anlayabilmenin en güzel yöntemi ph çubuklarından faydalanmak. Sabah uyanır uyanmaz hem salya hem idrarınızı ph çubuklarıyla ölçebilirsiniz. Salyanın ph değeri 7, idrarın ise 5.8 olmalıdır. Bu değerler bedeninizde virüs ve bakterilerin barınamayacağını ve sağlınızın iyi bir durumda olduğunu gösterir. Eğer idrarın ph değeri 7 çıkıyorsa, böbreklerde bir sorunun var olduğunu gösterir. Bu toksinlerin idrarla atılmayıp bedende biriktiğini anlatır ve önlem almayı gerektirir. Çözüm olarak 21 gün boyunca aç karnınla kereviz sapı suyu ve ısırgan içebilirsiniz. Maddi imkanı olanlar bu gibi detoksları bilen bir kişinin rehberliğinde yaparsa tabiki daha iyi olur ama destek alma imkanı olmayanlar kereviz ve ısırgandan faydalanabilirler. 

• Eğer bir dişinizde çürüme başladıysa 1 yumurta kabuğunu ezip un haline getirdikten sonra karakafes bitkisinin toz halini alıp diş macunu kıvamına getirebilir ve sabah akşam çürük olan dişe bu macunu sürebilirsiniz. Bir bardak suyun içinde bu iki malzemeyi karıştırarak ağız çalkalama suyu da yapabilirsiniz. Bu yöntemi deneyenler dişlerinde güzel bir iyileşme gözlemlediklerini söylüyorlar. Ülkemizde bir dişçiden randevu alana kadar geçen aylar için bence denemeye değer. Bu arada diş hekimleri Geum urbanum yani meryem otu yağını diş ağrılarında kullanırlar. Bahsetmiş olduğum yöntemle doğal ibuprofen olan zencefili ve doğal aspirin olan keçi sakalını (Filipendula ulmaria) macun kıvamına getirip ağrıyan dişinize sürebilirsiniz. 

• Amalgam dolgular ve ağır metal zehirlenmeleri maalesef bir diğer büyük sorundur. Birçok eski diş hekimi 60'lı yaşlarını geçmeden ağır metal zehirlenmeleri yüzünden erken yaşlarda öldüler. Artık günümüzde bu konuda herkes bilinçlendirildiği için daha dikkatli davranılıyor ama eğer daha önce sizin de amalgamlarınız varsa bedeninizde hala etkilerini taşıyor olabilirsiniz. Ağır metalleri bedenden atmanın doğal yolları vardır. Chlorella, spirulina, yaban mersini, kişniş veya belirli markaların doğal killerinden faydalanabilirsiniz. 

• Dr. Price diş sorunlarına yol açan sebeplerin neler olabileceğini bulmak için ilkel yaşayan kabileleri araştırıp, diş çürüklerine sahip olmadıklarını görünce bu hastalığın modern insanın yaşam tarzıyla alakalı olduğunu anlamış. Nasıl kemikleri güçlendirebiliyorsak, aynı şekilde dişlerimizin sağlığını da güçlendirebiliriz. Bunun için bedenimizde kalsiyum ve fosfatı dengede tutmalıyız. Şekerli gıdaları tüketmek ağzımızdaki ph dengesini bozan en önemli unsurdur. Eğer dişlerinizle ilgili sorunlar yaşıyorsanız şekeri hayatınızdan çıkartmalısınız. Sağlıklı bir bedende faydalı bakteriler ağızdaki asidik ortamı kontrol altında tutmayı başarabilirler. Ama sağlıksız bir bedende her şey dengesini yitirdiği için Satürn'ün temsil ettiği sınırlara tabi olmamız gerekmektedir.  Bu yüzden şeker ve kahve gibi kafeinli gıdaları beslenme düzeninizden çıkartmalısınız. Eğer salyanızın ph'ı 5.5'in altındaysa diş çürüklerin olacağına emin olabilirsiniz. Eğer ph seviyesi 6'nın üzerindeyse diş çürükleriniz kendilerini yenileyebilirler. Yani en ufak çürükte diş hekimine koşmak yerine ilk önce ph değerlerinizi dengelemelisiniz. Bu dengeyi tekrardan sağlayabilirseniz, diş sağlığınıza kavuşur, çürüklerin kendiliğinden yok olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bunun için K2, A ve D vitaminlerinizi arttırmalısınız. Çünkü bu vitaminler kalaiyum ve fosfatın dişlerinize ulaşmasını sağlayan ana güçlerdir. 

Özetle, dişlerimiz çok ama çok önemlidir ve onları sağlıklı ve güçlü tutmak bizim elimizdedir.  Bahsetmiş olduğum gibi şekeri hayatımızdan çıkartmak, mineral ve vitaminlerle birlikte ısırgan, yosunlar, dişotu (özellikle damaklarla ilgili problemler varsa), karanfil (çiğnenmesi diş ağrılarında etkilidir), ekinezya ve aloe vera'dan faydalanabilirsiniz. Lütfen içlerinde ne olduğunu bilmediğiniz ağız çalkalama sularına boşuna büyük paralar vermeyin. Bahsetmiş olduğum bu bitkilerin çaylarıyla antimikrobiyel çok güzel, etkili ve doğal kendi ağız çalkalama sularınızı hazırlayabilirsiniz. Diş macunlarınızın doğal içeriklere sahip olmasına ve içlerinde florür olmamasına da çok dikkat edin. 

Eğer bu uyarıları göz önünde bulundurmaz ve diş sağlığımıza dikkat etmezsek, transit Satürn'ün haritamızın konumlarına olan zorlayıcı açıları başımıza bela olabilir. Özellikle diş ağrısı ağrıların en beteridir. Hele bir de iltihap söz konusuysa uykusuz geceler bizi bekler. Bu nedenle gerçek dişlerinizin çok iyi kıymetini bilin ve onların en büyük düşmanı olan şekerden kendinizi koruyun. 

28 Mart 2021 | Terazi burcunda dolunay


28 Mart gecesi 8 derece Terazi burcunda bir dolunay gerçekleşecek. Diademle olan kavuşum bu dolunay fedakârlık temasının ön plana çıkacağını gösteriyor. Güneş koç burcunda Ay ise Terazi'de bulunuyor. Venüs koç burcunda ayrıca Kiron ile kavuşumda. Bu yüzden bu dolunay bize ufak veya büyük çapta bencillik krizi deneyimlettirebilir. Çünkü bu dolunay ilginç bir şey söz konusu olacak. Ay'ın bulunduğu burcun yöneticisi Venüs, Güneş ile birlikte hareket ediyor. Kısacası enerji ben merkezli bir kararın alınmasına yol açacakmış gibi gözüküyor. Bu bir yaralanmaya da davetiye çıkarabilir, bir şifaya da yol açabilir. Hangisini deneyimleyeceğimiz kendi seçimimize bağlı olacak. 

Her dolunayda olduğu gibi bu dolunayda da bilinçaltımızın karanlıklarıyla yüzleşmek zorunda kalacağız ve bu sefer bu karanlık konular ikili ilişkilerimiz üzerinden bizi bulacak. 

İster aşk ilişkisi olsun, ister ailevi ilişkiler.. 

Hayatımız boyunca en çok ikili ilişkiler üzerinden imtihan ediliriz. Çünkü karşımızda duran kişi tüm hal ve hareketleriyle bizi bir ayna misali geri yansıtır. Onda gördügümüz ve bizi rahatsız eden her şey aslında kendimizin sinir olduğu, bir türlü sevemediği, kabullenemediği, olumsuz özelliklerimizdir. 

Evren o kadar güzel bir matematik üzerine kurulu ki, ikili ilişkilerimiz tekamülümüze hizmet etmek için bizi bu kadar çok zorlar. Başka bir deyişle aslında "zorluk" olarak gördüklerimiz birer fırsat. Kendini aşma, olumsuz karakter yanlarını törpüleme fırsatı.. 

__________________________

Bu dolunay hepimizin görevi ilişkilerimiz konusunda netleşmek olacak. Ben merkezli hareket edeceğiz, yani iç güdülerimizin bizi yönetmesine izin vereceğiz ama bir yandan da diplomatik davranmak zorundayız. Kısacası sınırlarımızı çok iyi belirlemeliyiz. Neye nereye kadar ne kadar izin vereceğimiz bizim elimizde. 

Dolunay haritasında hava burçlarında büyük üçgen ve uçurtma açı kalıbı oluşuyor. Hava iletişimdir. Bu iletişim kurarak denge ve huzur oluşturabileceğimiz, eşitsizlikleri dengeleyebileceğimiz anlamına geliyor. 

Eğer uzun zamandır devam eden ve ruhunuzda bir baskı oluşturan, kavgalı bir ilişkiniz varsa bu ilişkinizi dengeleyin. Ya bu kişiyi hayatınızdan tamamen çıkarın ve yaşanmışlıkları unutun ya da gidin özür dileyin, bir şans daha verin. Bu dolunay tüm ilişkilerimizin dengelenmesini istiyor olacak. Bunu başarabilenler güzel bir huzura kavuşacak.

Bu dolunaydan sonra gökyüzünde Venüs yine görünür hale gelecek. Bu da ilişkilerle ilgili yeni bir başlangıç deneyimleyeceğimizi gösteriyor. Şimdiye kadar yolunda gitmeyen şeylerin düzeldiğini, sorunların daha hızlı ortadan kalktığını ve istediğimiz sonuçlara daha hızlı vardığımızı göreceğiz. Kısacası bu dolunay sonrası kalbimizin sesini dinlemeye ve onun emirlerini yerine getirmeye daha cesaretli olacağımız 9 aylık yeni bir sürece giriyor olacağız. Bu süreç boyunca her istediğimiz hemen olacak değil. Mars ve Satürn arasındaki üçgen açı gecikmeler yaşayacağımızı ama bu gecikmelerin aslında hayrımıza olacağını sembolize ediyor. 

☆☆☆

Bu dolunay derin bir nefes alın. Çevrenizde sizi rahatsız eden ilişkilerinizin farkına varın. Sonra da her bir olumsuz düğümü şifalandırmaya, negatif bağları da sevgi dolu ilişkilere çevirmeye niyet edin. Bu dolunay öz farkındalık, öz sevgi ve öz güven kazanmak için çok güzel bir enerji gönderiyor olacak yeryüzündekilere. 

Umarım bu güzel enerjiden hepimiz faydalanabilir ve sevgiyi merkezimize yerleştirir, dolunayın şifasından yararlanabiliriz.

13 Mart 2021 | Balık burcunda Neptünyen YENİAY


13 Mart günü 23 derece Balık burcunda bir yeniay gerçekleşecek. 
Bu yeniayı bu kadar özel ve büyüleyici kılan şey Neptün ve Venüs gezegenleriyle kavuşumu olacak. 
Son bir yıldır o kadar karanlık deneyimledi ki insanoğlu, bu yeniay bu hoş enerjilerle kalbimize şifa ve huzur getirebilecek güce sahip olduğu için hepimizin ruhuna iyi gelecek. 

13 Mart günü bu güzel enerjiden faydalanmak için kendinize zaman ayırın ve tıpkı resimdeki sembolik anlatım gibi kendinizi biraz şımartacak bir şey yapın. 
Sevgi bulutu kaplasın dört bir yanınızı. Ya çoktandır okumak isteyip de zaman bulamadığınız kitabınızı alın elinize, ya da atlayın banyoya, sürün güzellik maskelerinizi yüzünüze. 
Keyfini çıkarın hayatın, var olmanın, sağlıklı bir bedene sahip olmanın..

Kısacası kendinize sevgidolu bir ortam yaratın ve kalbinize huzuru davet edin. 
Sadece birkaç saatliğine de olsa kendinizi bütün dertlerden uzaklaştırın. Kısa bir süreliğine hayatınızda sorun olan herşeyi unutun gitsin. 
Sakinleşmeye ve stresten uzak kalmaya hepimizin ihtiyacı var ve bu yeniay bilinçaltımızı arındırmak ve sevgidolu yeni bir sayfa açmak için çok güzel bir yeniay. 

F. Schiller en güzel intikam affetmektir, demiştir. 
Bu cümleyi bu yeniay kalbinize zikrettirin. 
Zihniniz sürekli bunu tekrarlasın ve bilinçaltınıza merhamet duygusu yerleşsin. 

Bağışlayıcı ve affedici olmak zannedildiği gibi güçsüzlük değildir. 
Zihin asla unutmaz yapılan haksızlıkları. 
Ama gönül öyle bir şey ki, sevgi ve aşkla unutur ona yapılanları. 
Her daim affetmeye hazırdır çünkü bilir bunun sadece koca yürekli insanların işi olduğunu.
___________________________

Affedip, bağışlayabilenler güçlü insanlardır. 
___________________________

Hepimiz yaralıyız. 
Hepimiz acılar yaşadık. 
Gün geldi kalbimiz paramparça oldu.
Yere düştük, süründük ve bir daha asla güçlü olamayacağız sandık. 
Ama olduk!

Hayat her soruna ve derde rağmen o kadar güzel bir yer ki, bunu idrak etmemizi istiyor bu yeniay. 
Bu yüzden kalp yaralarımızı, ruhumuzun ızdıraplarını şifalandırma zamanı. 

13 Mart günü bu yaralarınıza şifa olacak kendinize has merheminizi yaratın. 
Ruhunuzda bir sevgi simyasını başlatın ve bırakın bu güzel venüsyen ve neptünyen enerji ruhunuzu sarıp, sarmalasın. 

Gözlerinizi kapatın ve auranızı altın bir ışıkla sarın. 
Teninize değsin bu ışık ve sizi güzelleştirsin, yüzünüzü nurlandırsın.
Korunma kalkanınız olsun bu altın ışık. 
Ve sonra üzerinizde bir sevgi bulutu yaratın. 
Sevgi, bereket ve huzur yağmuru yağsın bu altın ışıkla birlikte buluttan üzerinize. 
İçinizin nasıl da ısındığını hissedin iyice çünkü bu yağmur ıslatmıyor, ısıtıyor. 
Huzurun nasıl da sizi mutlu ettiğini düşünün.
Sonra da ayaklarınızın altında en sevdiğiniz renkte bir gülün size gülümsediğini görün ve çekin onun kokusunu en derin içinize.  
Gül kokusu frekansı en yüksek olan bitkidir ve en büyük şifa kaynağıdır bitkiler aleminde. 
Minnet duyun bu ruh halinizle.
Geçmişiniz, şimdiniz ve geleceğiniz için minnet duyun..

☆☆☆

Keşke hepimiz her an bu sevgi bulutunun içerisinde yaşayabilsek, dünya çok daha huzurlu bir yer olurdu. 
Ama hayat bu.
Her iyiliğin içinde bir damla da olsa karanlık, her kötülüğün içinde bir damla da olsa iyilik vardır. 
İçimizdeki karanlıklar ve aydınlıklar, kırgınlıklar ve mutluluklar bizi biz yapandır. 
Bunları kabul edebilen insan kendisiyle barışık insandır. 

Bu yeniay kendimizle barışma zamanı olsun. 
Sevgiyle kendimize kocaman sarılma ve kusurlarımızı kabul etme anı.

Dilerim sevgi bulutunuz ruhunuzun şifa merhemi olur ve bu yeniay hepinize öz sevginin ne demek olduğunu armağan eder. 

27 Şubat 2021 | Başak burcunda dolunay

8 derece Başak burcunda bir dolunay deneyimlemeye hazırlanıyoruz. Bu dolunay ektiklerimizi hasat edeceğimiz bir dolunay olacak. Bundan 6 ay öncesine gidip, nelerle uğraştığınızı hatırlamaya çalısın. Yaz sonu ve Sonbahar başlangıcında yaşamış olduklarımızla yüzleşeceğimiz bir dolunay bizi beklemekte..

Bu dolunayın en güzel etkilerinden biri Merkür ile Jüpiter'in iş birliği. Merkür Satürn'le kavuşarak bilmesi gereken tüm önemli dersleri aldı. Şimdi ise Jüpiter'in yardımlarına kucak açmaya hazırlanıyor. Gökyüzünden yeryüzüne yansıyan bu güzel enerjiyle birlikte hepimiz zihinsel anlamda bir aydınlanma yaşayabiliriz.

Merkür retrosunu bitirdi ve bir müddet boyunca gökyüzünde gerileyen bir gezegen olmayacak. Yeni adımlar atmak, uzun zamandır aklımızda olan plan programları bu dolunayla birlikte açığa çıkarmak ve tamamlamak için yeni bir şansına erişiyor olacağız. 

Mars ve Plüton arasında kesinleşen üçgen açı dolunayın aynı zamanda bize zorlukları aşma gücünü de verdiğini hissettirecek. Kış uykusundan uyanmak ve baharı kucaklamak için çok güzel bir zaman dilimindeyiz. Üzerimizden şu uyuşuk, hiçbir şey yapmak istemyen enerjiyi atmak için bu dolunay enerjisi güzel bir fırsat. 

Jüpiter'in Ay düğümleriyle olan olumlu açısı önümüzü tıkayan kadersel olayların bundan sonraki süreçte ortadan kalkacağını ve yeni şanslı fırsatların bizi bulacağına dair müjde veriyor. Zaman ne kadar tuhaf da olsa ve bir senedir yaşadıklarımız geleceğe dair olan hayal ve hedeflerimizi yok etmede başarılı olmuş gibi dursa da, yine de buna izin vermeyin. Jüpiter ve Ay düğümleri görünen şeylerin aslında göründüğü gibi olmadığını gösterecek. Tek yapmanız gereken bu dolunay onların fısıltısını dinlemek ve güçlerini kabul etmek. Çünkü bizlere aydın günlerin kapıda olduğunu fısıldıyorlar. İnananlara bu dolunay güzel bir şifa ve ferahlama olacak..

Güneş-Uranüs arasındaki uyumlu açı bu aydın günlere kavuşabilmek için sıradışı bir yolu tercih etmek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Bilmem farkında mısınız ama uzun bir zamandır yazılarımda sürekli buna vurgu yapıyorum. Sıradışı olmak ve aykırı, bilinmeyen yolu tercih etmek! Astroloji bize tek çıkışın bu yol olacağını çok uzun zamandır haykırıyor. Oysa farklı olana cesaret etmek, sürüyü terk edip, yalnızlığı göze alabilmek korkak ruhlara göre değildir. Ama ne var ki bu yol bu karanlıktan çıkmanın tek yolu. 

Yaşananlardan dolayı işsiz kalanlar, aç kalanlar, sevdiklerini kaybedenler, hastalıklarla boğuşanlar, psikolojisi bozulanlar.. bu dolunayla birlikte bakış açınızı değiştirin. Farklı olanı görün ve umulmadık olan adımı atın. Teslimiyet sizi bambaşka bir diyara yönlendirecek. Bunu yapmak çok zor biliyorum ama bu tek yol! 

Bu dolunayın en zorlayıcı etkisi Neptün'le alakalı. Kurban rolünü oynamak değişimi yaratmaktan daha kolaydır. Acılardan beslenmek ve dıştan birilerinin sürekli bize yardım etmesini beklemek aklımızı kullanıp, yeniliği yaratmaktan daha kolaydır. Günümüz insanı pasiflikten beslendiği için sorunlardan kendini bir türlü kurtaramıyor. Oysa girişimcilikte 30 cm kuralı vardır. Oturduğun yerden popoyu biraz kaldırmadan hiçbir yere varılamaz. İşte bu dolunay bu atalet duygusunu üzerimizden atmamız gerekiyor. 

Kısacası bu dolunayla birlikte hayatınızda zor giden alanlarda, Başak burcunun pratik düşünme ve her soruna çözüm bulma kabiliyetini kullanarak aydınlık getirin. Sonuçta insanoğluna asla kaldıramayacağından daha fazla yük verilmez. Bu dolunay bunu idrak etmenin zamanı!

Gül & Kuşburnu şifası | e-kitap


Bu küçük rehber e-kitabı yaklaşık 1 senedir yazmayı planlıyordum ve başlamıştım da ama sonra araya farklı şeyler girince yarım kalmıştı. Merkür retrosu sağolsun, yarım bıraktığım işi tamamlamama yardım etti. 

☆☆☆

Medikal astroloji ve fitoterapi eğitimime başladığımdan beri bitkilerin şifası hakkında küçük e-kitapçıklar hazırlama niyetine girmiştim. Gül ve şifalı meyvesi kuşburnu kaleme aldığım ilk e-kitapçık örneği oldu. 

Bu ve bundan sonra gelecek olan yabaniler hakkındaki paylaşımlarımı, dede ve ninelerimizin bildiği ama çeşitli nedenlerden dolayı bize aktaramadığı bilgileri tekrardan hatırlatmak için kaleme alıyor olacağım. Amacım bu bilgiler aracılığıyla herkese evinde kendi küçük tabiat eczanelerini yaratabilecek bilgi ve tecrübeyi vermek. Çünkü bu kadim bilgeliği tekrardan keşfetmeye hepimizin çok ihtiyacı var. Tuhaf bir salgının dünyayı kasıp kavurduğu, tüm ülkelerin sağlık sistemlerinin çöktüğü ve insanların çaresizce yardım aradıkları bir zamandan geçiyoruz. Her kriz içinde fırsatı barındırır. Bu salgın birçok insanı doğaya yöneltti ve doğanın sağlığımızı koruma konusunda su yüzeyine çıkmayı bekleyen büyük sırları var.

Üzerine bastığımız bu topraklar tüm dertlerimize deva olabilecek gücü içlerinde barındırıyorlar. Türkiye bitki örtüsü bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Isparta gülü olarak bilinen Rosa Damascena’nın gerçek potansiyelini henüz bilimsel araştırmalar ışığa dahi çıkaramadı. Ruhsal ve psikolojik rahatsızlıklardan, karaciğer, mide, kalp gibi birçok organımıza olan önemli katkılarından ne kadar bahsetsek azdır. Bu kadar önemli bir mucizeyi kelimelere sığdırmak ve birkaç bilimsel araştırmaya indirgemek mümkün değil. Yine de e-kitapçık boyunca bilimsel araştırmalar ve halk hekimliğinden bu zamana kadar ulaşmış olan bilgileri derleyip, gülün bin bir derde deva şifasından bahsetmeye çalıştım. Umarım bu kitabı okuyanlara aktardığım bilgiler bir ilham kaynağı olur ve Rosa Damascena’nın güzel kokusunu her daim soluyabileceğiniz ortamı kendinize yaratırsınız. Bir bahçe veya bir balkon hiç fark etmez.. Yeter ki bu güzeller güzeli kraliçenin bedeninize girip, sevgi simyasını başlatmasına izin verin. 

Güllerin şifasından faydalanmaya başladığınızda içinizde gerçekleşen simyanın sizi daha iyi bir insan yaptığını hissedeceksiniz. Çünkü gül sadece sevginin değil, merhametin, yakınlığın, sadakatin, fedakârlığın ve teslimiyetin sembolüdür. Gül kalbimizin kapılarını ardına kadar açarak, kendimizi daha iyi görmemizi sağlar. Böylelikle bizi gerçek özümüze yakınlaştırır ve kim olduğumuzu hatırlatır.

____________________

Hepimiz sevgiden yaratıldık, sevginin içinde son bulacağız..

____________________

Bu cümlelerim e-kitabımın 'Son Söz' kısmından alıntılar. 83 sayfalık e-kitap boyunca gül ve kuşburnunun botanik bilgisinden, faydalarına ve tariflerine kadar birçok bilgi bulabilirsiniz. 

E-kitap ücreti 50tl. Kitabı okumak isteyenler carpediemcii@gmail.com'a yazarak bana ulaşabilirler. 

Örnek Sayfalar 


11 Şubat 2021 | Kova burcunda yeniay

11 Şubat gecesi 23 derece Kova burcunda bir yeniay deneyimliyor olacağız. Kova burcunun haritamızda bulunduğu alanla ilgili her birimizin hayatında yeni bir sayfa açılacak ve 6 ay sonra gerçekleşecek olan Kova dolunayına kadar içmizde bir sürü yeni tohum yeşerecek. Bu tohumların nasıl amellere dönüşeceğini ise 11 Şubat gecesi belirliyor olacağız.

Her gökyüzü olayı özeldir ama bu yeniay 2021 yılının en önemli yeniayı olacak çünkü Kova burcundaki yoğun stelyumun etkisi altındayız. Güneş, Ay, Merkür, Venüs, Jüpiter ve Satürn.. hepsi şu an Kova burcunda seyahat etmekteler. Bununla birlikte bir de Merkür bu burçta geriliyor. Bu yüzden hepimizin hayatında şu an başrolü oynayan konular Kova burcunun senaryoları. Özgürlük, bağımsızlık ve insanlık! Her birimiz artık dertlerden ve bizi sürekli baskılayan korku imparatorluğundan kurtulmak ve eski özgürlüğümüze kavuşmak istiyoruz. Bu nedenle bu yeniay içimizde doğan düşünce ve duygular bizi bir arayışa çıkaracaklar ve en büyük görevimiz eskiye dair olan düşüncelerimizi geride bırakarak, yeni fikirler yaratmak olacak. Kısacası eski dünyanızı özlemeyi bırakın, yenisini yaratın!

Bu yeniay bu yılın en önemli yeniaylarından biri olacak çünkü Kova burcunun bu derecesi Jüpiter ve Satürn tarafından tam 3 kere tetiklenecek. Jüpiter'in her tetikleyişi yeni bir şans, Satürn'ün tetiklemeleri ise bir engel ve sorun anlamına gelecek. 

Her yeniay özeldir ama özellikle bu yeniay hayatınızda yapmayı planladığınız değişikliklere çok dikkat edin ve bunları önemseyin. Çünkü yüzyıllardır kahinler bir zamanın geleceğini ve insanlığın önemli bir seçim yapmak zorunda kalacağından bahsediyorlardı. İşte o zaman bu zaman ve şu an hepimizin ruhu sessiz sedasız gideceği yönü seçiyor. Çevrenizi gözlemlerseniz kimin neyi seçtiğini çok iyi görebilirsiniz. Bu yeniay bu seçimin en güzel sembolü. 

Jüpiter bu yıl içerisinde yapmış olduğunuz seçimle ilgili hayatınızı kolaylaştıracak 3 yardım eli uzatacak. 3 şans kapısıyla karşılaşacaksınız. Satürn ise sizi 3 kere imtihan edecek ve her verdiğiniz imtihanla güç kazanacaksınız. Veremediğiniz imtihanlar ise 2023 yılına kadar sürekli ayağınıza takılacak ve ilerlemenizi engelleyecek. 

Kova burcu zihimizde şimşek gibi çakan fikirleri temsil ettiği için bu yeniayla birlikte 2 hafta boyunca zihinsel bir patlama yaşayabiliriz. Uçuk kaçık fikirler ve şimdiye kadar aklımızın ucundan dahi geçmemiş yeni çözümler bulabiliriz. Kısacası 2 hafta boyunca hepimizin beyni Einstein'ınki gibi çalışabilir. Kafayı yediğinizi düşünmeyin sakın. Bu bir fırsat bu yüzden bırakın zihniniz kendini iki haftacılığına Einstein sansın ve mucizeler yaratsın.  

Bu yeniayın en güzel açılarından biri gökkubbenin iki güzel benefik gezegeni olan Jüpiter ve Venüs'ün kavuşumu olacak. Yani ruhumuz bu yeniay sevgi meselelerinde de güzel yeni başlangıçlar yaşayacak.  Bu güzel kavuşumun kapitalist bir bayrama denk gelmesi birçok kişi açısından çok güzel olabilir. Ama Kova burcu aşktan pek anlamaz. İnsanlık sevgisidir onu yönlendiren. Bu yüzden keşke ölmek üzere olan kapitalist sisteme hizmet etmek yerine, her sevgili aşklarının ebedi olması adına bu yeniay enerjisinden faydalanarak doğaya iki ağaç ekse, ne kadar güzel anlamlı bir hediye olur. Hem sevgileri köklenir, arılara, kuşlara yuva olur hem de insanlık ve doğa adına güzel bir adım atılmış olur. Ben şahsen bu güzel yeniay enerjisini bu şekilde değerlendirme kararı aldım ve benimle birlikte bunu yapanlar olursa çok sevinmiş olurum. Çünkü son birkaç gündür kış kimlik krizine girip kendini Bahar zannettiği için, doğa ruhları Baharın geldiğini zannederek çiçek açtılar. O çiçek açan ağaçlar Kova stelyumunun yol açacağı soğuk hava yüzünden yanacaklar. Bu çiftçilerimizin bu yıl hasatsız kalacağı anlamına gelecek. Bu yüzden ağaç bağışında bulunarak doğanın ritmine dönmesine yardım edebilirsiniz. 

Bu yeniay ve yoğun Kova enerjisi aynı zamanda karmik kısır döngüleri kırmak ve irademizle yenilik yaratmak için çok güzel bir enerjiye sahip olacak. Hayatınızdaki sorunları ve sıkıntıları aşmak sizin elinizde. Uranüs ve Satürn arasındaki kare açı alışkanlıklardan kopmak ne kadar zor da olsa, bunun bu süreç içerisinde başarılabileceğini gösteriyor. 

Bu ister iklim krizi olsun, ister insanlık krizi.. bu yeniay dünya halkının insanları için güzel bir başlangıç olacak. Siz de hayatınızda yaşadığınız problemleri gözden geçirin ve bu ay sizi en çok rahatsız eden probleminizi aşmaya niyet edin. İradesini ortaya koymayı başaranlar bu döngü içerisinde imkansızmış gibi görünen şeyleri dahi başarabilecekler. 

Yazımı bitirmeden önce son bir uyarı daha yapmak istiyorum. Merkür geriliyor ve bir yandan da Mars'a kare yapıyor. Susmak böyle bir zamanda çok zor biliyorum ama yine de susun. Konuşmayın, iç dünyanızda sessizce üretin. Kalp kırmayın, hatta geçmişte kırmış olduğunuz kalpleri bulun ve üzerlerine Jüpiter-Venüs kavuşumunun sevgisini akıtın. Bu kare açı hem yaralama hem yaralanma anlamına geldiği için sessiz olmak bu yeniay hepimizin görevi. 

Öfkenizi değil, sevginizi beslediğiniz yeni bir döngü olsun bu ve size hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar akıllı çıkış yolları sunsun inşallah..


KARMİK GEÇMİŞ YAŞAM ANALİZİ

Daha önce geçmiş yaşam tecrübeleri, reenkarnasyon ve atalarımızdan aldığımız miras konulu yazılar paylaşmıştım. 

Haritalarımız sadece geleceğimiz hakkında değil, geçmişimiz hakkında da bilgiyi içinde barındırırlar. Astrolog Aleksandar İmsiragic ölüm, orgazm ve ana rahmine düşüşün aynı anda yaşandığını söyler. Zaman algımız yüzünden bunu anlamakta zorluk çekiyoruz oysa 'zaman' bizim anladığımızdan çok daha farklıdır. Gerçek olan tek bir zaman vardır. O da an'dır. İşte geçmiş, gelecek ve şimdi bu tek an'da gizlidir ve astroloji bizi bu an'larda zaman yolculuğuna çıkarabilir. 

☆☆☆

Bir çoğunuzun eminim geçmiş yaşamla ilgili garip deneyimleri olmuştur. Bazen bazı yerleri ilk defa görürsünüz ama o ilk görüşü bir hatırlayış gibi hissedersiniz. Bunu sadece bu deneyimi gerçekten yaşamış olanlar anlayabilir. Garip bir tanıdıklık hissidir bu ve sizi geçmişi kurcalamaya yöneltir. 

Benim de buna benzer tuhaf deneyimlerim oldu. Antik Mısır, antik Yunan, kelt dönemi, cadı avı ve daha nice hikaye gördüm ya rüya ya da hipnoz aracılığıyla.. Bazı hayatta bir dilenci, bazı hayatta bir rahibe, bazısında ise ateşler içerisinde yakılan masum bir cadı. Her gördüğüm hikaye bana şimdiki benle ilgili sırlar fısıldadı ve kendimi daha iyi tanımama vesile oldu ve hala da olmaya devam ediyor. 

Geçmişe yönelik bilgiler edinmek bilinçaltınızdaki sembollerin su yüzeyine çıkıp, idrak edilmesine sebep olur. Bu da şifalanmaya giden ilk adımdır. Öfkenizi sevgiye çevirdiğiniz an geçmişin kısır döngüsü kırmış olursunuz. 

Reenkarnasyon bizim dinimizde yok, böyle saçmalığa inanmam ben, diyenlere sonsuz saygım var. Bu danışmanlık hizmetim zaten onlar için değil. Bu danışmanlık hizmetim iç yolculuğunda karanlık bir taşa takılıp, bu taşın neden orda olduğunu ve nasıl kaldırılabileceğini merak edenler için. 

Bu konular hassas konular ve yanlış anlaşılmaya da çok açıklar ama yine de bu alanda az da olsa yardımcı olabilmek için yeni bir danışmanlık hizmeti sunmaya karar verdim. 

Eğer gerçekten geçmiş yaşamlara inanıyorsanız ve geçmişin bu yaşamınızdaki olumsuz yansımalarından kurtulmak istiyorsanız, size en büyük faydayı regresyon terapileri verecektir ama bu terapyi güvenilir kişilerden almalısınız. Eğer duru görü yeteneğine sahipseniz bunu tek başınıza da yapmayı deneyebilirsiniz. Eğer rüya veya hipnoz aracılığıyla anlam veremediğiniz ama çok iyi hissettiğiniz şeyler varsa ve sorularınıza astroloji haritanızın cevap verip veremeyeceğini merak ediyorsanız benimle iletişime geçebilirsiniz. 

Bu danışmanlık hizmetimden faydalanmak isteyenlerin haritalarında 12.ev, Satürn, Ay ve Ay düğümlerinin burç ve ev yerleşimlerini inceliyor olacağım. Size geçmiş yaşamlarında şu ülkedeydin ve şunu yaptın gibi net ve kesin bilgiler veremem ama göstergelerinizi yorumlayarak belki hissettiklerinizi daha iyi anlamanıza ve bazı kısır döngülerinizin farkına varmanıza yardımcı olabilirim. 

Eğer kendinizi belirli bir coğrafya, ülke veya ırka yakın hissediyorsanız, Astrokartografi haritanıza da değinebilirim. Beni önceden bilgilendirip, kendi hissiyatlarınızı paylaşmanız yeterli. 

Karmik göstergelerle geçmiş yaşam analizi danışmanlık hizmetimi tek soru tek cevap danışmanlığım adı altında vereceğim. Ücreti 1000tl. Eğer danışmanlık hizmetimden faydalanmak isterseniz carpediemcii@gmail.com'a yazabilirsiniz. 

28 Ocak 2021 | Aslan burcunda dolunay

Gökyüzünde 9 derece Aslan burcunda bir dolunay gerçekleşecek. Bu dolunay T-kare açı kalıbına sahip ve zorlu bir döneme işaret ediyor ama her zamanki gibi ilahi yardımlarla çıkış kapıları mevcut. Önemli olan da bu kapıları keşfedip, yolumuzu aydınlatmak olacak. 

☆☆☆

Güneş Kova burcunda bulunuyor. Özledik bir arada olmayı ve keyifli vakit geçirmeyi ama uzağız, hatta yasaklıyız birbirimize. Ay Aslan burcunda bulunduğu için kalbimiz umutlu, çoşkulu günlerin arzusuyla ayakta duruyor. Ama Boğa burcunda bulunan Uranüs ve Mars ve bu iki ışığa yaptıkları zorlayıcı açı, tüm bu isteklerimizi doyurma konusunda şimdilik yetersiz kalacağımızı gösteriyor. 

Kendimizi darmadağın hissediyoruz. Her an her şeyin değişebileceğini bilmek bize hiç iyi gelmiyor. Hem isyan edesimiz var ama bir yandan da kendi küçük kuytumuza kaçıp, tüm sorunlardan saklanmak istiyoruz. İşte tam da bu davranışlarımız bizi önemli bir eşiğe getirecek. 

Kaçmak bu durumda çare değil. Tam tersine bilinmeyenle yüzleşme görevine sahibiz. Aslan burcunun temsil ettiği gibi kalbimizi sonsuz fırsatlara açmalı ve bilinmeyeni davet etmeliyiz çünkü yenilik ve kurtuluş hayatımıza ancak bu şekilde girebilir. 

_____________

İçin daralıyorsa, kendini çaresiz ve yalnız hissediyorsan bil ki yalnız değilsin. Bu dolunay hepimizde anksiyete yaratacak. Sıkışıp kalmışlık hissini en derinden yaşayacağız. Ama bununla birlikte bir farkındalık doğacak ve o da karanlığımızı aydınlatan mum ışığı olacak. 

_____________

Peki bu mum ışığını kendimize yakınlaştırmak için ne yapalım? 

T-karenin karşısında bulunan burcu kuvvetlendirelim. İçimizdeki Akrep enerjisini uyandıralım. Değişim madem olacak ve bunu kabullenmek zorundayız o halde bu değişimi biz yaratalım. Çünkü Uranüs gezegeni ve Mars bu dolunay bize kendi irademizi kullanabilme olanağını sunuyor. Tek yapmamız gereken Aslan burcunun temsil ettiği gibi kalbimizden geçenleri bir dua aracılığıyla evrene iletmek. 

Önünüzdeki 2 haftalık süreç boyunca ama en çok da dolunay gecesi kendinize zaman ayırmaya çalışın ve olmasını istediğiniz değişimin stratejik bir planını yapın. Tıpkı bir Akrep gibi ince detayına kadar her şeyi planlayın ve sonra da yaptığınız bu planı unutun. Unutun ki evrenin yasaları devreye girebilsin ve sizin için tezahür edebilsin. Çünkü dolunayla birlikte gökkubbede Venüs ve Plüton birbirlerine kavuşuyor olacak. Bu birliktelik bilinçaltımızdaki derin arzularımızı kuvvetli bir şekilde ortaya çıkartacak. Bu gibi özel zamanları değerlendirebilirseniz, gezegenlerin sebep olduğu büyük enerjilerden faydalanabilirsiniz. 

Çıkış kapınızı da, mum ışığınızı da bu şekilde yaratabilirsiniz. 

Son not olarak eklemek istiyorum.. Venüs sene sonunda retosuna başladığında tekrardan Plüton ile buluşacak. Yani bu dolunay içinizde oluşan duygulara ve arzulara çok büyük önem verin çünkü sene sonunda bunlarla tekrardan yüzleşmek zorunda olacaksınız. 

13 Ocak 2021 | Oğlak burcunda PLÜTONİK YENİAY

Yeni yılımızın ilk yeniayı var kapımızda. Bu yeniay 23 derece Oğlak burcunda gerçekleşecek ve Plüton gezegeniyle kavuşacağı için hepimize zorlayıcı bir kışın sinyallerini veriyor olacak. 

Zor diyorum, çünkü insanoğlu yapı gereğiyle değişimi sevmez. Ama ne gariptir ki, değişimsiz de yapamaz. Çünkü bizi besleyen şey budur. Değişmeyen tek şey değişimdir. Geri kalan her şey gelip geçicidir. 

Her yeniay ruhumuzu yeni bir adım atmaya hazırlar. Her dolunayda ise atmış olduğumuz adımların etkisiyle karşılaşır ve ufak bir yüzleşme yaşarız. Dolunay ve yeniaylar etkilerini iki hafta boyunca devam ettirirler. Ama gökyüzünde ve yeryüzünde her şey döngüsel olduğu için yeniay'da atılan tohumların nasıl sonuçlar vereceğini 6 ay sonra aynı burçta gerçekleşen dolunay ile idrak ederiz. Bu yüzden bu yeniayla birlikte hissedeceğiniz içsel kriz asıl yaz döneminde gerçek etkisini gösterecektir. Önünüzdeki iki haftalık süreç boyunca aklınızdan ve kalbinizden geçenleri iyi idrak edin. Sizi nasıl ve hangi alanda bir dönüşümün beklediğini gösteriyor olacaklar. 

☆☆☆

Plüton gezegeni her ne kadar cüce gezegen olarak adlandırılsa da, cehennem etkisini yaşatır insana. Bizi dönüştüren bazen büyük olaylar değildir. Çoğu zaman bardağı taşıran son damladır. İşte Plüton'un etkisi bu son damlaya benzer ve o son damla bu yeniayla birlikte bardağı taşıracak gibi gözüküyor. 

Mars'ın Boğa burcuna geçişiyle beraber Uranüs gezegeniyle yapacağı işbirliği ve Satürn-Jüpiter-Merkür üçlüsüne göndereceği kare açı makro dünyada ekonomik ve siyasal düzeni, mikro dünyada ise içsel kimliğimizi sarsacak güce sahip. 

Bir yandan kontrol ve baskıların artığını, bir yandan ölüm sayılarının yükseldiğini, bir yandan da isyanın zirveye tırmandığını deneyimleyebiliriz. 

Uranüs ve Mars, Boğa burcunun sakin ve güveni seven enerjisiyle hiç anlaşamaz. Bu nedenle alışkın olmadığımız ve kabullenmek de istemeyeceğimiz sarsıcı değişikliklere uyum sağlamanın yollarını bulmak zorunda kalacağımız yeni bir döngüye giriyoruz. 

Kısacası dünya halkı olarak hem ekonomik ve siyasi gelişmelerin bolca yaşanacağı bir yeni döngü var önümüzde hem de kendi küçük iç dünyamızda gerçek bir ruhsal dönüşüm. 

Bu iki arada bir derede sıkışmışlık hissi bize kim olduğumuzu sorgulatacak. Bir çoğumuz bir uyanış ve ardından gelen ruhsal bir dönüşüm yaşayacak. Buna hepimizin çok ihtiyacı var çünkü bu süreç içerisinde birçoğumuz kendini kaybetti. Sevdiklerini, kazancını, umutlarını ve hayallerini.. Gerçekten bize tekrar umut aşılayacak ve devam edebilmemiz için güç verecek bir mum ışığına ihtiyacımız var. 

Eğer kendi özünüzle sıkı bir bağınız varsa uzun zamandır içinizde bir kazanın kaynadığını hissediyor olmalısınız. Bu kazanı sessizce kaynatan Uranüs gezegeni. Çünkü onun en büyük görevi insanları aydınlatmak. Mitolojik hikayesinde boşuna ateşi tanrılardan çalıp insanoğluna hediye etmedi. Onun başlamış olan 200 yıllık döngüde çok önemli bir payı olacak. Hatta Uranüs başrolü oynayacak diyebiliriz, sonuçta Kova'nın yönetici gezegeni.

 21 Aralık'da yaşadığımız kavuşum anında bir bilinç sıçraması yaşadık ve o günden beri insanlarda sessiz bir uyanış başladı. Bu yüzden durduk yere kalp çarpıntıları veya sinir sisteminizle ilgili tuhaflıklar deneyimleyebilirsiniz. Kendinizi sakinleştirecek ve aynı zamanda topraklayacak şeyler yapmalısınız. Bu yüzden bol bol doğada vakit geçirin. Bu yeniay bu uyanışın bir parçası ve bize kendi karanlıklarımızı aşma gücünü vermek istiyor. 

Kendinizle ve sınırlarınızla yüzleşmekten korkmayın. Yere girmeden göğe çıkılmazmış. O halde bu yeniay bizi karanlık tarafımızla tanıştırsın ve bizi dönüştürsün. İçimizde kaynayan özgürlük kazanı bize kim olduğumuz ve kim olmamız gerektiğini hatırlatsın. 

Yeniayın hepimize yol göstermesi dileğimle..

30 Aralık 2020 | Yengeç burcunda dolunay

Kapımızda 2020 yılının son dolunayı bulunmakta. Bu dolunay 8 derece Yengeç burcunda gerçekleşecek ve Ay Mirzam yıldızıyla kavuşumda olacak. 

Bu yıldız ismini Arapça'dan almıştır ve haberci anlamına gelir. Umalım bu haber güzel ve huzurlu bir yeniyılın habercisi olsun çünkü hep beraber öyle bir tuhaf yıl geçirdik ki, bazılarımız sevdiklerini kaybetti, bazılarımız işlerini ve hepimiz de özgürlüklerimizi. 

☆☆☆

Dolunaylar döngülerin tamamlandığı zamanlardır. Yengeç burcundaki bu güzel dolunayla 2020 senemizi uğurlayalım ve önümüze bakalım. Sevgidolu günlerin bizi beklediğine inanalım. 

☆☆☆

Yengeç yuva sıcaklığı demektir. Bu dolunay bize ihtiyaç duyduğumuz asıl şeyin ne olduğunu hatırlatıyor olacak. O da sevgi! 

Dolunay gecesi çocukluğunuzda sizi en çok mutlu eden anılarınızı düşünün ve yeniyıl gecesinde bu anılarınızı ailenizle yaşatmaya çalışın. Yaşamış olduğunuz güzel anılarınızı birbirinizle paylaşın. Bolca gülün. Yeni döngüye ne kadar mutlu ve huzur dolu girerseniz, 2021 yılınız da o şekilde geçer. 

Hazır kısıtlamalar bizi tekrardan evlerimize hapsetmeye hazırlanırken, yuvamızda sevdiklerimizle beraber güzel ve keyifli vakit geçirmeyi önceliğimiz haline getirelim. 

Merkür ile Neptün arasındaki sekstil açı kalbimizi açmak ve sevdiklerimizle sohbet etmek için güzel bir zaman diliminde olduğumuzu gösteriyor. Manevi konulara yönelip, bizi yoran şeylerden en azından iki haftalık süreç boyunca biraz uzaklaşabiliriz. 

Kiron'un dolunaya yaptığı sert açı yeniyıl öncesi bu yılın ruhumuzda açtığı yaraları sarmamız gerektiğini de gösteriyor. Geriye dönüp bakın ve başınıza gelen tüm olumsuz olayları bir kağıda yazın. Yasını tutun ve sonra bu kağıdı dolunay gecesi yakın. Bırakın geçmiş gömülsün ve yeni güzel günler sizi kucaklasın. 

Kısacası bu dolunay 2021 yılına sevgi, hoşgörü, merhamet ve sıcak duygularla girmemiz için sevgidolu enerjisini gökkubbeden yeryüzüne akıtıyor. Bu enerjiyi kalbinize davet edin ve bırakın sizi ısıtsın ve yarınlara hazırlasın. Tüm zorluklara rağmen Uranüs'un dolunaya yaptığı güzel açı sürprizler ve yeniliklerle dolu bir yıla girmek üzere olduğumuzu gösteriyor. 

İçinizin huzurla dolacağı, yüreğinizde kocaman bir sevginin aydınlığını hissedeceğiniz ve daima minnet içinde olacağınız yeni bir yılınız olsun. 

Dolunay ışığınız karanlığınızı aydınlatsın..

Kova çağına zaman yolculuğu

 

2020 yılının en büyük gök olayı olan Jüpiter ve Satürn kavuşumundan bir önceki yazılarımda bahsettikten sonra Kova çağının nasıl bir çağ olacağına dair bir zaman yolculuğu yapmak istedim. 

Bu yazımda paylaşacaklarım içinizi biraz umutla doldurabilir. Bazılarınıza da fazla ütopik gelebilir. Fikirlerinizi benimle yorumlar kısmında paylaşırsanız memnun olurum.

Kova çağının ne gibi etkileri beraberinde getirebileceğini anlayabilmek için tıpkı doğum haritasını yorumlar gibi başlayabilir, Kova burcunu yükselene yerleştirdikten sonra tek tek evlere düşen diğer burçların bize neler anlattığını okuyabiliriz. 

Bu sisteme göre para ve değerler hanesine Balık burcu düşer. Balık maneviyatıyla bilinen bir burçtur. Bu bize Kova çağında maddi şeylere değil, daha çok manevi şeylere değer vereceğimizi gösteriyor. İnsanlar bankalarında ne kadar para olduğuna değil, ruhlarında ne kadar huzur hissettiklerine değer verecekler. Sevgi, sanat ve yaratıcılık en çok önemsenen değerler olacak. İnsanlar paralarını şu an bilimin yok saydığı ruhsal konularda kendilerini geliştirmek için harcayacaklar. En büyük parayı bu alanlara yönelen insanlar kazanacak. Ama sanmayın ki zengin fakir gibi bir fark olacak. Bu alanlarda bu büyük paraları kazanan şirketler bütün paralarını diğerleriyle paylaşacaklar çünkü Balık sembolizması paylaşımı beraberinde getirir.

Balık burcu okyanusları ve genel anlamda elementinden dolayı suları temsil ettiğinden en büyük yatırımlar sularımızın tekrardan saflandırılması projelerine aktarılacak. Okyanuslar plastiklerden arındırılacak. Büyük ihtimalle nesli tükenmek üzere olan canlılara av yasağı çıkacak ve sulardaki canlı hayat tekrardan geri kazanılacak. Buzullar, nehirler, göller, tatlı-tuzlu farketmemeksizin tüm su kaynaklarımıza büyük değer verilecek ve bunlar geri kazandırılacak. Tüm o büyük paraları kazanan insanlar varlıklarını bu alanlara yatırarak doğada tekrardan bir dengenin oluşmasına hizmet edecekler. Ne Amerika'da fazla fast food yemekten şişen bir obez olacak, ne de Afrika'da açlıktan ölen bir çocuk. 

Balık burcu zayıf olana el uzatan bir burçtur ve bilinçaltını, hastane, hapishane gibi kapalı yerleri temsil eder. Şizofreni gibi şu an bilimin anlam veremediği psikosomatik kaynaklı hastalıklar için kökten etkili olan ve insana bütünsel yaklaşan tedavi yöntemlerine paralar aktarılacak. 

İçinde bulunduğumuz Balık çağında 2.eve denk gelen burç Koç'tu. Bu yüzden bizi sahip olma hırsımız yönetti. Hep daha fazlasını istedik. Para kazanmak bizim için hayatta kalma becerisiydi. Bu etki bencilce ve rekabet odaklı davranmamıza sebep oldu. Oysa bu önümüzdeki 100 yıl içerisinde tamamıyla değişecek. Şu an bize ne kadar ütopik gelse de, insanlar artık para kazanmaya veya herhangi bir şeye sahip olmaya değer vermeyecekler. Onları azla yetinmek mutlu edecek. Zamanlarının çoğunu iş yerinde geçirmek yerine insanlar sanata ve ruhsal konuları araştırmaya zaman ayıracaklar. Balık burcu yardımlaşma sembolizmasını içinde barındırdığı için, bu kişileri asıl finanse eden şey yardımlaşma kampanyaları olacak. Aslında bu şu an bile var. Patreon platformu bunun en güzel örneği. Ben bir sanatçıyım, sanatıma zaman ayırabilmek için bana maddi olarak destek olmak ister misiniz diyorsunuz ve sizi seven birçok insan bu platforma üye olarak her ay bir karşılık beklemeden size para yatırıyor. İşte Kova çağında bu iyice yaygınlaşmış olacak. 

Balık kafası karman çorman olan insanı temsil eder. Bu yüzden parasını çok kolay kaybeder. Ekonomiden anlamaz çünkü anlamak istemez. Bir anlam veremez. Yani tıpkı şu an bizim de var olan ekonomik sisteme anlam veremediğimiz gibi. Balık çağına doğru giden bu zaman dilimi içerisinde bu etki birçoğumuza büyük paralar kaybettirecek. Bu değerlere şimdiden yatırım yapmayan o şirketleri gözlemleyin. Birkaç yıl içerisinde "puf" diye yok olacaklarını göreceğiz. Öyle güvenip de borsaya hala para yatıranlar, daha fazla kazanma hırsıyla hareket eden herkes sudan çıkmış balığa dönecek. 

Balık burcu ayrıca görünmeyen kapılar ardında dönen işlerin gizemli kalmasını sağlayan bir burçtur. Bu yüzden parasal anlamda blockchain teknolojisi tarzında bir sistemin olacağını öngörebiliriz. Ama bu şu an planlandığı gibi belirli bir zümrenin kontrolü altında olan bir dijital para sistemi olmayacaktır. Tam tersine herkesi birbirine bağlayan ama tek merkezden yönetilmeyen dijital bir para sistemi olacak. Böylelikle iki kişi arasında gerçekleşen bir para işlemini bir 3. kişi takip edemeyecek. Her şey gizemli bir perde arkasından gerçekleşecek ve bunu sağlayan bir teknoloji olacak. 

Kova çağında 3.evin konularını Koç burcu temsil edecek. Seyahatlerde yüksek bir hızın yaygınlaşmasını bekleyin. Dünya'nın bir ucundan diğer ucuna ulaşmak dakikalarınızı alacak, saat veya günlerinizi değil. Aynı şey yeni bilgiler öğrenmek için de geçerli olacak. Kısa süre içerisinde beynimize istediğimiz bilgiyi yükleyebilecek, istediğimiz dili veya beceriyi öğrenebileceğiz. 

Kısacası uçan arabalar, yeraltından geçen mega hızlı trenler, bizi diğer gezegenlere götüren uzay araçları uçuk kaçık fikirler değil, insanların günlük yaşamlarında kullandığı sıradan şeyler haline gelecekler. Dünyamız küçücükün bir köye dönüşecek. Komşu ülkeye gitmek yerine komşu gezegene gideceğiz. Öylesine kısa bir misafirlik amaçlı. 

Koç burcu ateş elementinin ilk kıvılcımını temsil eder. Kova çağında yaşayan insanların zihni tıpkı bu kıvılcım gibi olacaklar. Sürekli yeni fikirler üreten ve yeni inovasyonları geliştiren insanlar olacak. Düşünme şeklimizde genç bir çocuğun beynine sahip olacağız. Bu Alzheimer gibi hastalıkların da sonunu getirecek. Kısacası beyin hücreletinde ölüm değil, bitmek bilmeyen bir diriliş ve yenilenme yaşayacağız. Beyin yaşlanmadığı için beden de daha geç yaşlanacak ve insan ömrü doğal olarak uzayacak. 

4.eve toprak elementiyle Boğa burcu yerleşeceği için muazzam güzellikte mimari yapılar gelecekteki insanların huzurdolu yuvaları olacaklar. Doğa içerisinde ve tamamıyla doğal malzemelerden yapılmış öyle bir yapılar düşünün ki, kutsal geometri yani altın orana göre inşa edilmiş, yeşillikler içerisinde insanın ruhuna huzur veren tarzda. Bunu kafanızda daha iyi canlandırabilmek için şehir hayatının tam zıttını düşünün. Rengarenk bir doğa canlansın gözlerinizin önünde. Bu doğanın binbir tonunu olduğu gibi içeriye yansıtan cam duvarlar. Evin içinde yüksek bir teknoloji ama tamamıyla yenilenebilir enerjilere dayanandan. Güneşiniz sizi ısıtıyor, suyunuz sizi her içtiğinizde yeniliyor ve şifalandırıyor. 

Köylere, kırsal alanlara dönün, toprak alın ve yerleşin dememi çok komik ve anlamsız bulanlar var ama bu Kova çağının bir parçası. Boğa'yı yöneten Venüs 9.evi de yönettiği için, farklı ülkelerin insanları gelip toprak alacaklar. Yani şimdi toprağına yatırm yapmayan, gelecekte satın alabilecek bir toprak parçasını zor bulacak. Köye dönüş başladı. Belki buna siz cesaret edemiyor olabilirsiniz ama çocuklarınız ve onların çocukları her biri birer yeni köylü olacak. Eko köyler dünyanın dört bir yanına yayılacak. 

5.eve İkizler burcu yerleştiği için eğlence sektörünün, ünlülerin, hatta insanların aşk hayatlarının tamamıyla mantık ve bilgi üzerine kurulu olduğunu göreceğiz. Türk dizilerinin, netflix'in beyin uyuşturan içeriklerin yok olduğunu ve onların yerine belgesel tarzı bilgi yüklü içeriklerin ön plana çıktığını ve insanların boş zamanlarını bilgi edinmek için harcadıklarına tanık olacağız. Kardashian tarzı ünlülerin, haftasonu oynayan saçma sapan magazinlerin sonuna geliyoruz. İnsanlar artık böyle boş şeylerle ilgilenmek yerine zeki insanları ve dünyaya nasıl bir katkı sağladıklarını öğrenmek isteyecek. 5.ev politikacıları da temsil ettiği için seçilen liderler de bu kriterlere göre görevlendirilecekler. 

İkizler burcu kısır burçlar kategorisinde yer aldığı için Kova çağında doğan çocuklar az olacaktır. Birçok insan ya kendi seçimlerine bağlı olarak çocuk sahibi olmak istemeyecek ya da bugünkü yapılan hatalar yüzünden kısır olacağı için çocuk sahibi olamayacak. Sonuçta bugün yapılması tavsiye edilen aşının senin torununun DNA'sını nasıl etkileyeceğini gösteren hiçbir bilimsel araştırma yok. Aynı şey yediğimiz GDO'lu gıdalar ve yaşadığımız saçma yaşam tarzımız için de geçerli. Bunların hepsi bizi kısırlaştırıyor bu yüzden Kova çağında artan nüfus gibi bir korku söz konusu dahi olmayacak. Bize bugün anlatılan bu yalana değer vermemize hiç gerek yok. 

Doğan birkaç çocuk ise İkizler burcunun temsil ettiği gibi süper zekalı olacak ve onları hayata tam donanımlı hazırlayan bir eğitim sisteminde okuyacaklar. Yani artık bir çocuk birçok meslek alanında usta olacak. Bir sürü alanda yetenekleri olan varlıklar haline gelecekler. Bu yüzden çocuklarınızı şimdiden buna hazırlayın. Eğitim sistemi bu konuda beceriksiz olduğu için bu sistem gelene kadar bunu anne babalar yapmak zorunda. 

5.ev aynı zamanda aşk hayatını da temsil eder ve İkizler burcu pek sadakatle ilgilenen bir burç değildir. Bu yüzden yeni çağın aşklarında insanlar daldan dala atlayan maymun iştahlı varlıklar haline gelecekler. Bunu günümüzde de görmeye başladık zaten. Birçok farklı insanı tanıma, hep genç kalma isteği ve evlilik sorumluluğunu üstlenmemek moda olacak. 

Kova çağında 6.eve düşen burç Yengeç oluyor. Bu burcun ingilizce karşılığı kanser hastalığını çağrıştırdığı için bu hastalık bir hayli yaygınlaşabilir. Yukarıda bahsetmiş olduğum kendi hatalarımız yüzünden yeni doğan bebeklerde lösemi sıkça görülebilir. Genel olarak kanla veve bedenimizin sıvılarını ilgilendiren çeşitli yeni hastalıklar ortaya çıkabilir. Bedende toksik birikimler başımıza büyük belalar açabilir. Ama olumlu taraftan baktığımızda tüm bu konularla ilgili bir bilinçlenme de yaşayacağız. Kanserin tedavisi şu an zaten var ve Küba bunu çok güzel uyguluyor. Kova çağında bu tedavi tüm dünya ülkelerine yayılacak ve bu öyle kemoterapi gibi kimyasallarla bir tedavi şekli olmayacak. Titreşimsel yeni bir teknolojiyle olacak ve insana bütünsel yaklaşıldığı için şu an tedavisi olmayan birçok hastalık alternatif tıp aracılığıyla şifa bulacak. Şu anki gibi ilaç sektörü belirli bir zümrenin elinde olmayacak. Tam tersine hastalara karşı çok anaç, içten ve samimi davranan bir tıp dünyası doğacak. İnsan gönül rahatlığıyla doktora gidebilecek ve ilaç sektörü veya özel hastaneler insanı sömüremeyecek. İnsanların zaten eşit sağlık haklarına sahip olacağını tahmin edebiliyoruz. Sağlık en doğal hak olduğu için buna para bile ödemek zorunda kalmayacağız. 

6.ev çalışma rutinini de temsil ettiği için ev ofisi tarzında çalışma şekli kalıcı olacak. Büyük fabrikalar yetine herkesin kendi evinde kurmuş olduğu bir küçük işletmesi olacak. 3D yazıcılar ile istediğiniz şeyi kendi evinizde üretebileceksiniz. 

7.eve düşen Aslan burcu, 5.ev ve çocuk sahibi olma isteyişinin reddedilmesini güzel bir şekilde açıklıyor. Aslan burcunun karanlık tarafı egosudur. Kova çağının insanı söz konusu ilişkiler ve evlilik olduğunda bencil olacak. Bir başkası için neden fedakârlık edeyim ki, diye düşünecek ve evlenmek istemeyecek. Kova çağında bu yüzden birliktelikler de evlilikler de nadir gerçekleşecek. İnsanların en çok değer verdiği şey bir araya gelip eğlenmek olacak. Birlikte sorumluluk üstlenme konusuna gelindiğinde ise birçok insan bunu yapmak yerine yalnız kalmayı tercih edecek. Evlenmek isteyen ufak kesim bunu gerçekten yapmak istedikleri için evlenecek. Gerçekten birbirlerini kalpten çok sevdiklerine ve ruh eşi olduklarına inandıkları için bunu yapacaklar. Bu yüzden alışkın olduğumuz mutlu aile tablolarından biraz uzaklaşmış olacağız. Bu maalesef karanlık bir etkiyi beraberinde getirebilir sonuçta bir birlik oluşturmak ve sevmek yaratılışımızda var. Kendine uygun olan partneri bir türlü bulamayanları büyük depresyonlar bekliyor olacak. Çünkü Aslan burcu sevgiyle var olan sıcacıkın bir burçtur. Hep sevilmek, hep takdir edilmek hep bir yere ait olmak ister. Halkı olmadığı için onu kollayamayan bir kralı düşünün. İşte onun hissettiği yalnızlık hissi bize ruhsal olarak pek de iyi gelmeyecek.

İlişkilerinde bencilce davranmak ve karşı tarafa sadece kendi isteklerini dayatmak yerine, sevdiğini koşulsuzca kabul edebilenler, Kova çağında yine de  çok mutlu olabilecekler ama bunu başarabilmeleri için Aslan burcunun gölge taraflarını yenmiş olmaları gerekecek.

Kısacası burda iki yol var. Kişi ya bir sürü insanla birlikte olup eğlenmeyi ama gerçek olan ilişkiye sahip olmamayı kabul edecek ya da sevdiği kişiyle ortak bir yola çıkacak ama ona hep kraliçe veya kral gibi davranacak. Belki de birçok insan bu kadar saf sevgiyi içinde barındıramadığı için evli de olsa, bir ilişkisi de olsa ayrı evlerde yaşamayı ve sadece arada sırada buluşmayı tercih edecek. Ya da günümüzde de başladığı gibi bir kişi hayatında belki 10 kere evlenip, 10 kere boşanacak. 

Balık çağında 7.evde bulunan burç Başak'tı ve o kendini feda etmekle, zorluklara göğüs germekle ilişkiliydi. Bu yüzden evlilik bu kadar sağlam temellere sahip olabildi. Yokluk da olsa, zorluk da olsa birbirine söz veren iki insan ayrılamazdı. Evlilik kutsal bir anlaşmaydı. Her iki taraf da bu sorumluluk ne kadar ağır da olsa bunu üstlenmeye vardı. İşte Kova çağında bu olmayacak. 

Başak bakirelik sembolü olduğu için insanlar kendilerini tek bir kişiyi adayabiliyordu. Hatta bu evlilik için ön koşul gibiydi. Bir kadın bakire ve hayatı boyunca tek bir erkeğe ait olmalıydı. Oysa Kova çağında böyle bir ön koşul da olmayacak. İnsanlar bu saflığın ne anlama geldiğinin bilgisini unutacak veya umursamayacaklar. Yani evlilik ve ilişkiler kavramı Kova çağında çok daha serbest bir hal alacak. 

Zengin koca arayanlara bol şans çünkü bu tür sahte değerler üzerine kurulu evlilikler artık bu çağda imkansız. Evliliklerde eşitlik olacak. Bu kadın şiddetine de bir son getirecek. Bir erkek kendisini kadından üstün görerek ona el kaldıramayacak. İlişkilerde en çok önemsenen şey birlikte gülmek ve eğlenmek olacak ve ilişkiler bu temel üzerine inşa edilecekler. Bir çift birbirine ilham olduğu sürece, birlikte gülüp eğlenip, hayatın tadını çıkarabildiği sürece bir arada kalacak. Bunu uzun müddet devam ettirebilenlerin mutlu evlilkleri olacak bunu yapamayanlar ise tek başlarına mutlu olmanın yollarını arayacak. 

8.eve Başak burcu yerleştiği için sağlık konularında büyük bir dönüşüm yaşanacaktır. Sağlık sektörünün amacı saf bir şekilde insanlığa hizmet etmek olacak. Enerjisel şifa tekniklerinde büyük bilimsel araştırmalar yepyeni bir tıp sistemini yaratacaklar. Okült çalışmalar bu tıp sisteminin alt yapısını oluşturacaklar. Ölüm ötesi araştırmalara büyük paralar yatırılacak ve boyutlar arası iletişim konularında büyük ilerleme kaydedilecek. 

8.ev seks ve cinselliği de temsil ettiği için buraya yerleşen Başak burcu cinselliğin çok daha saf bir boyutta deneyimleneceğini gösteriyor. Yöneticisi Merkür mantıksal bir gezegen olduğu için Kova çağında insanlar cinsel dürtülerini çok iyi kontrol edebilen varlıklar olacaklar. Cinsellik bir ihtiyaçtan çok saf bir sevgi paylaşımı olarak görülecek. Bu yüzden kadına şiddet, taciz veye tecavüz olayları ortadan kalkacaktır. Pornolar, kadın ticareti vs tüm bu alanlar yok olan meslekler olmaya mahkûmlar. 

8.ev borçlar, vergiler ve diğer insanların paralarını da temsil eder. Başak burcu minimalize eden, her soruna pratik çözüm bulan bir enerjidir. Bu sebeple vergi ve borç konularında bir azalma deneyimleyeceğiz. Bankalar faiz veya borçlarla artık istedikleri gibi insanları soyamayacaklar çünkü bütün parasal sistemin ardında dev kuantum bilgisayarları olacak. Yapay zeka parasal konularda bir yanlışın ortaya çıkmasına izin vermeyecek. Başak saflığı temsil ettiği için kara para aklama olayları veya uyuşturucu ticaretinden kazanılan yüklü paraların artık bir geleceği olamayacak. İnsanlar kazandıkları paraları helal yollardan kazanmak ve yine helal yollarda harcamak zorunda kalacaklar. 

9.eve Terazi burcu denk düştüğü için insanlar tek bir din çatısı altında barış ve karşılıklı anlayış içerisinde buluşacak ve bu dinin adı Sevgi olacak. Ülke sınırları ortadan kalkacaktır veya kalkmasa bile bir ülkeden diğerine seyahat etmek hatta orda yaşamak çok kolay olacak. Terazi burcu öncü bir burç olduğu için büyük ihtimalle tek bir yerde sabit kalmak yerine sürekli seyahat içerisinde olmak mümkün olacak. Pasaport vs gibi şeylere ise gerek  duyulmayacak. Kuşlar gibi özgür olacak, canınız nereye istiyorsa oraya konacaksınız. 

Terazi denge ve uyumun burcu olduğu için ülkeler arası çıkar ilişkileri diye bir şey de olmayacak. Böylelikle savaşların sonuna gelinmiş olunacak. Her şey ve herkes tek bir dünya mirası olarak kabul edilecek. Bu yüzden ırkçılık diye bir şey söz konusu dahi olamayacak. Hatta tam tersine farklı uzay ötesi deneyimler bize bir birlik olduğumuzu hatırlatacak. Burda kastettiğim şey uzaylılar olmak zorunda değil. Sonuçta uzaylıların ne olduğunu henüz bilmiyoruz. Bizimle aynı gezegende ama farklı boyutlarda var olan varlıklarla bile iletişimimiz yok denecek kadar az. Yani uzaylılar tahmin ettiğimiz gibi olmak zorunda değiller. Kova çağı cinlerden, doğa ruhlarına kadar hatta binbir çeşit farklı varlıklarla bizi tanıştıracak ve işbirliği kurmayı öğretecek. Büyük ihtimalle bir arada,  birbirimizle iletişime girme yöntemleri bularak yaşamayı öğreneceğiz. 

Terazi adalet ve eşitlik anlamına geldiği için insanların inançları adalet üzerine kurulu olacak. Bu bana reenkarnasyon inancının Kova çağında büyuk bir rol oynayacağını çağrıştırıyor. Bu sadece inançlarımızla ilgili de olmayacak hukuk sistemi gerçek adaletin üzerine tekrardan inşa edilecek. Bu nedenle birinin diğerine haksızlık yapma gibi bir durumu söz konusu olmayacak. Balık çağında bu hanede Akrep burcu bulunuyordu. Bu yüzden adalet güç üzerine kuruluydu. Mahkemelerde adalet değil, para ve güç son sözü söylüyordu. Akrep aynı zamanda intikamcı bir burç olduğu için ırkçılık adaletsizliğin en çok yaşandığı konu oldu. Tüm bunlar Kova çağında tarihe karışacak çünkü Terazi'nin tek derdi sevgi ve karşılıklı anlayıştır. 

Balık çağında yönetimi temsil eden 10.evde Yay burcu bulunuyordu. Bu yüzden dünya tarihine şekil veren 3 büyük din siyaseti de etkiledi. Din adamları siyaseti şekillendiren başlıca kişiler oldular. Kova çağında ise bu haneyi yöneten Akrep burcu olacak. Asıl tehlike burda ortaya çıkıyor çünkü Akrep burcu okültistleri ve kontrol manyaklarını temsil eden bir burçtur. Eğer küreselciler günümüzde başarılı olursa Kova çağı boyunca insanları yöneten karanlık bir güç olacak. Halkın sürekli manipüle edildiği ve kukla gibi kullanıldığı bir çağ olabilir bu. Çünkü Akrep reptilleri temsil eder ve onların kimler olduğunu artık hepimiz biliyoruz. 

Tüm bu senaryoyu tersine çevirir ve Akrep burcunun olumlu tarafından bakarsak yeni gelen liderlerin güçlü ve inisiye edilmiş, okült yetenekleri olan ama bunları iyiye kullanan kişiler olacağını söyleyebiliriz. Bana kalırsa her iki senaryo da yaşanılacak. Şu an ilk senaryonun zaten içerisinde bulunmaktayız. Papa bile deccalin aramızda yaşadığını ve bir insan olduğunu itiraf edebilecek kadar ileriye gitti. Tüm dinlerin uyardığı deccaliyet sistemi kapımızın önünde ve büyük bir başarıyla ilerliyor. Ama eğer insanlar bilinç sıçramalarını gerçekleştirebilirse yani gerçek manevi değerlerine geri dönmeyi başarabilirlerse bu deccaliyet sistemi gelse bile uzun ömürlü olmayacaktır. Hangi senaryonun 2000 yıl boyunca etkili olacağını dünya halkı olarak günümüzde yaptığımız seçim belirleyecek. 

10.ev bireyin kariyer hedeflerini temsil ettiği için ve Akrep burcu da azmi inanılmaz kuvvetli olan bir burç olduğu için, Kova çağında insanlar kariyer ve misyonlarına büyük manevi değer verecekler ve azimle onlara verilmiş olan misyonu yerine getirmek için çok çalışacaklar. İnsanlar için işleri bir tutku haline gelecek. Bunun etkilerini günümüzde görmeye başladık bile. Yapay zeka sıradan işlerin hepsini üstlendiği için amele tarzındaki işlerden para kazanan herkes işsiz kalmaya ve daha da kötüsü iş bulamamamaya mahkûm. Sadece tutkularını bulan ve azimle bu alanda bir şeyler yaratabilecek kadar güçlü olanların çağı başlamak üzere. Kova çağında beynini çalıştıramayan, yeteneklerini tam kapasite kullanamayana yer yok çünkü Akrep zayıfları sevmez.  

Kova çağında en gözde meslekler ise tabiki Kova ve Akrep tarafından temsil edilen astroloji, okültizm, spiritüalizm ve şifacılık alanı olacak. Sıvılar ve yeraltı kaynaklarıyla ilgili meslekler ön planda olacak. Araştırmacılık ve bilimsellik birinci derece öneme sahip olacak. 

Sosyalleşme ve arkadaş hanesi olarak bilinen 11. evde Yay burcu bulunacağı için bahsetmiş olduğum gibi koskoca mavi küre küçücükün bir köye dönüşecek. Herkes dünyanın dört bir yanından arkadaş edinebilecek. Bir sürü farklı ortamda sosyalleşebilecek. İnsanları birbirine en çok bağlayan şey ortak inançlar olacak. Bu ortak inançlara sahip olan bireyler bir araya gelerek kendi topluluklarını kuracaklar. Airbnb, uber, etsy, amazon tarzı birçok kişiyi tek çatı altında birleştiren şirketlere benzer iş olanakları muazzam bir derecede artacak. Ortak fikir ve inançlara sahip olan insanlar bir araya gelerek kendi gruplarını oluşturacak ve bütün dünyaya yayılabilecekler. Kısacası Kova çağında başarıyı büyük bir çevreye sahip olmak getirecek. Şu anki sosyal medya araçlarını unutun çünkü hayal dahi edemeyeceğiniz bir sürü yeni sosyal medya araçları yaratılacak ve özgür ifadeye önem verilecek. Eğer şimdiden başarılı olmak istiyorsanız işinizi bu temellerin üzerine inşa edin. Birçok insanı buluşturabileceğiniz alanlar size en büyük kazancı getiren alanlar olacak. 

Ve geldik son haneye. Kova çağında 12.eve işkolik Oğlak burcu düşüyor olacak. İnsanlık kollektif bilinçaltını temizleyebilmek için büyük emekler harcayacak. Ortak genetik mirası ve karma'yı arındırmak hiç de kolay olmayacak ama yine de bunu başarmaya hem bireysel hem toplumsal olarak büyük değer vereceğiz. Böylelikle insanlık bilinçaltından kolaylıkla yönetilebilen, istenildiği gibi beyni yıkanabilen varlıklar olmaktan kurtulacak. Kendimizi, zihnimizi ve duygularımızı kontrol edebilen insanlara dönüşeceğiz. Ama bunun için çok fazla karanlık içsel çalışma gerekecek ve bunu başarana kadar çok karanlık bir süreç bizi bekliyor olacak. 

Kısacası Kova çağında insanların tek bir otoritesi olacak ve o da kendileri, yani özleri, sezgileri, rüyları olacak. İnsanlar medyayı, onu bunu dinlemek yerine gerçekleri söyleyen mutlak otorite olarak iç seslerine kulak verecekler. Bu Kova çağın özgürlük ve bağımsızlığını beraberinde getirecek. Ve bu iki kavram 2000 yıl boyunca dünyaya hakim olacak. 

☆☆☆

Her burcun olumlu ve olumsuz tezahürleri vardır. Hangi yanının daha ön planda yaşanacağını özgür irademizle daima biz kendimiz seçeriz. 

Ben bu yazıyı kaleme alırken burçların daha çok olumlu tezahürlerinden bahsettim çünkü bunun bu yönde gerçekleşmesini ve torunlarımıza güzel bir miras bırakabilmeyi isterim. 

Kollektif bilinç olarak biz bir bütünüz ve hepimizin birleşimi, yani her birimizin ayrı ayrı yaptığı seçimler geleceğimize yön veriyor. Bu çağın nasıl bir şekilde şekilleneceğini biz bir bütün olarak el ele vererek oluşturacağız. Bu yüzden içimizdeki sevgiye büyük önem verelim ve birbirimizin elini sıkıca tutalım çünkü hep birlikte aynı kayıktayız. Birimiz batarsa, diğerimiz de ölür. Birimiz severse diğerimiz de sever. 

Satürn ve Jüpiter Hava elementinde yepyeni bir döngüyü başlatarak bize Kova çağının ufak bir fragmanını yaşatacaklar. Bu çağa tam anlamıyla girmemize daha birkaç yüzyıl var ama etkilerini bence şimdiden yaşamaya başladık bile. 

Bugün ektiklerimiz torunlarımızın torunlarına miras kalacak. Bu nedenle çok özel zamanlarda olduğumuzu idrak etmeli ve tohumlarımızı ona göre seçmeliyiz.