9 Mart 2020 | Başak burcunda süper dolunay

  • Share

Satürn - haritamızdaki kilit nokta

  • Share

Kalbi açmayı öğrenmek

  • Share

23 Şubat 2020 | Balık burcunda yeniay

  • Share

Ying & Yang | e-kitap

  • Share

9 Şubat 2020 | Aslan burcunda süper dolunay

  • Share

Astroloji yolculuğum & neden daha az yazıyorum?

  • Share

25 Ocak 2020 | Kova burcunda yeniay

  • Share

İÇİMİZDEKİ gökyüzünün yenİ üyelerİ - Doğal balmumu

  • Share

10 Ocak 2020 | Yengeç burcunda ay tutulması

  • Share

26 Aralık 2019 | Oğlak burcunda Güneş tutulması

  • Share

12 Aralık 2019 | İkizler burcunda dolunay

  • Share

2 Aralık 2019 - 19 Aralık 2020 | transit Jüpiter Oğlak burcunda

  • Share

26 Kasım 2019 | Yay burcunda yeniay

  • Share

12 Kasım 2019 | Boğa burcunda dolunay

  • Share

Özgür irade, Kader & Astroloji

  • Share

9 Mart 2020 | Başak burcunda süper dolunay


Kapımızda 19 derece Başak burcunda bir süper dolunay bulunmakta. 
Neptün var bu dolunayın karşısında. 
Bu yüzden net değil gelecek. 
Bilinmezlikler ve çözülmesi pek de kolay olmayan şeyler var önümüzde. 
Bu yüzden yanılsamalar ve kararsızlıklarla imtihan edileceğiz.

Olup bitenlerin sizi dağıtmasına izin vermeyin, bu dolunay toparlanma zamanı.
Bunu da en güzel maneviyatınıza yönelerek yapabilirsiniz. 

Bir yandan savaş bir yandan virüs paniği. 
Bunlar bizleri korkutsa da, kuşbakışı bakalım dünyaya. 
Her karanlık güneşin doğuşunun yakın olduğunu fısıldar bizlere. 
Virüs her yeri kötü etkiledi ama Çin'de hava kendini temizledi. 
İşyerlerin kapatılmasıyla beraber hava kirliliği kısa sürede etkisini yitirdi. 
İnsanlar home ofis şeklinde çalışabilirken kapitalist sistem bizleri köle gibi fabrikalarda çalıştırmaya ve bunun tek çözüm yolu olduğuna inandırdı. 
Bu inançlar yıkılmalı. 
Doğayı kirleten biziz, aldığımız ve attığımız her plastik ürünle dünyadaki en büyük parazit biziz. 
Her ne kadar bu virüsün doğal yollarla oluştuğuna inanmasam da, onun ve yarattığı paniğin dahi bize öğrettiği güzel bir şey var.
Doğasından kopan, çevresini kirleten insan bunun bedelini ödemeye mahkûmdur. 
Zaten sağlıklı yaşayanın korkması lüzumsuzdur.
Doğasıyla barışık olanın korunma kalkanı güçlü olur.
________________________

Bahara girmek üzereyiz, doğa Ana kış uykusundan uyanıyor. 
Hepimizde, günler ne kadar karanlık da olsa bir umut ışığı uyanıyor. 
Herşeyin güzel olacağına dair bir inanç. 

Bu dolunay baharın başlangıcını hatırlatsa da,  aslında Başak burcu hasat zamanında olduğumuzu gösteriyor. 
Ektiklerimiz var, bunların sonuçları bizi bekliyor. 

Sonbaharı hatırlayın, en çok da Eylül ayını.
Bundan 6 ay önce neredeydi aklınız, hangi hedeflerin peşindeydi ruhunuz, neyle meşguldü bedeniniz? 
Neler ektiniz? 
İşte 6 ay öncesinde yapılmış olan güzelliklerin veya hataların hasat zamanı bu dolunay. 

Sadece hasat etmekle görevli değil ruhumuz, düzenleme, temizleme ve arınma enerjisi veriliyor bizlere. 
Bu yüzden hata yaptım diye kendini suçlama. 
Hatamı nasıl düzeltebilirim diye kafa yor bu dolunay. 
Başak evhamlıdır, eleştireldir bu yüzden çok yorar kendini. 
Sen yapma bunu kendine. 
Acımasız davranma kendine. 
Öfke değil sevgidir şifa veren. 
Hatırlat bunu bu dolunay kendine. 

Evini, yuvanı, ortamını bahar temizliğine hazırladığın gibi kendi iç dünyanda da yap bir arınma. 
Mesela temizle organlarını. 
Dolunaylarda oruç tutmak detoks görevi görür. 
İçten arın sen de. 
İstersen sadece su orucu tut.
 Sadece şifalı sıvılar girsin bedenine. 
İstersen hayvansal gıdalardan arındır kendini.
Sadece sebze ve meyve tüketerek arınsın bedenin. 

Başak her sıkıntıya çözüm üretir. 
Arınmanın binbir yolu vardır. 
Bu dolunay seç kendine bir yöntem. 
Ayıkla çevrende sana zarar veren şeyleri. 
Yaz olumsuz anılarını bir kağıda, yak hepsini dolunay gecesi. 
Bedenin, zihnin, ruhun arınsın.
O zaman bu dolunayın şifasını yaşarsın.
Bu şifayı güzel bir şekilde deneyimlemen dileğimle..

Satürn - haritamızdaki kilit nokta


Bugünkü yazımda Satürn gezegeninden ve astroloji haritalarımızdaki karmik anlamından bahsetmek istiyorum.

Satürn ve Ay düğümleri diğer göstergelerle birlikte karmamızı gösteren bir numaralı işaretlerdir. Onları okumasını bilen, alimlerin de dediği gibi kendini bilme aşamasında büyük adımlar katederler. Okumasını bilmeyenler ise kendilerini bir kısır döngünün içerisine hapsederler.

Nikola Stajanovic gibi bazı astrologlar, kişinin bu hayatta mutlu olabilmesi için haritasındaki en iyi gezegene ve en iyi açıya yönelmesi gerektiğini savunurlar. Bu doğru da olsa, kişi bunu yaptığında tekamül aşamasında çok büyük bir yol katedemeyecektir. Kolay yolu seçmiş olur. Oysa asıl zenginlik ve tatmin bizi zorlukları aştığımızda bulur.

Başarılı olan insanların hayat hikayelerini araştırdığınızda, başarılı olana dek ne büyük zorluklardan geçtiklerini idrak edersiniz.
Satürn almadan vermez!
Eğer başarılı ve huzurlu bir hayat yaşamak istiyorsanız ilk önce Satürn'ün imtihanlarından geçmek zorunda bırakılırsınız. Bu zorluk ve gözyaşı anlamına gelir ama bu kapıyı açmasını bilenin ödülü büyük olur çünkü Satürn gökkubbedeki 7. kapıdır ve bundan sonrası cennet deneyimidir.
Satürn'e kadar 7 gezegenin derslerini edinir ruhlar ve sonra gözle görülemeyen gezegenler olan Uranüs, Neptün ve Plüton'un imtihanları başlar ki, onlar bu dünyalık değildir çünkü ruhu dünya ötesi mertebelere taşırlar.

☆☆☆

Söz konusu hayatımızdaki zorluklar olduğunda, haritamızda bakmamız gereken ilk yer Satürn'dür. Onun bulunduğu ev, imtihan edildiğimiz mekan, bulunduğu burç ise imtihan edileceğimiz senaryoyu anlatır. Birlikte bulunduğu veya açıda olduğu gezegenler ise kimler tarafından veya kimler aracılığıyla imtihan edileceğimizi gösterir.
Eğer haritanızdaki Satürn'ünüzü anlayabilirseniz bu kilit noktayı bulabilir ve karmik döngülerinizi sonlandırabilirsiniz.

Kendi haritanızı daha iyi anlayabilmeniz için size genel bir tanım yapıyor olacağım ama unutmayın ki harita bir bütündür ve kişiye hastır. Yani incelikler yorumlarda farklılık gösterir.

Reenkarnasyona inanıyorsanız Satürn, geçmiş yaşamlarda görmezden geldiğimiz için sürekli hata yaptığımız alanı temsil eder. Bu alanda aptalca davranmışızdır bu yüzden bu yaşamımızda sürekli bu alandan hayat bize çelme takar. Sürekli düşer, yerlerde sürünürüz ta ki akıllanıp, bazı şeyleri değiştirecek kadar irademizi kullanacak güce erişene dek.

Eğer reenkarnasyona inanmıyorsanız 7 kuşak atanızın işlediklerini deneyimlersiniz Satürn konumunuz aracılığıyla.
Dedenin yaptığını torun aklamak zorunda kalır. Ninenin tecavüzünün üstü örtüldüyse torunu herkesin gözü önünde tecavüze uğrayarak haykırır ninenin yarasını. Kısır döngüyü kıran bir yavru doğmazsa eğer o aileye, tecavüz vakaları son bulmaz kaç kuşak geçse de. Yara kanar da durur, ak gün yaşanmaz o ailede..

☆☆☆

Satürn hangi evdeyse, yöneticisi neredeyse, hangi gezegenlerle bağlantı içerisindeyse ve karşıt ile kare konumları hangi evlere denk geliyorsa, o evin konularını inkar eder insanoğlu. İstemez yükle uğraşmayı. Duvar örer çevresine, at gözlüklerini takar gözüne. İşte bu yüzden tokatını ağır darbeler olarak yer yüzüne.

Satürn'ü 1.evinde olan insanın karması kendiyle ilgilidir. Görmez kendini, tanımaz ruhunu, bilmez özünü. Umursamaz da pek kim olduğunu. Oysa kendine değer vermeyi ve aşağılık kompleksinden kurtarmayı öğrenmesi gerekir.

Satürn'ü 2.evinde olan insanın aptal davrandığı konu paradır. Kıtlık inancına sahip olur böyleleri ve bilmezler ki para akışına ket vuran, kıtlık inancının kendisidir. Bu inançtan kurtarmaları gerekir kendilerini.

Satürn'ü 3.evinde olanın derdi kardeşleri, akrabaları yani yakın çevresi ve o çevresiyle olan iletişimidir. Kendini ait hissetmez bulunduğu yere. Kabullenmez insanların kusurlarını, derdini de bir türlü anlatamaz çevresine. Konuşmayı öğrenmelidir bu insan. Hem de özünden konuşmayı.

Satürn'ü 4.evinde olanın başı ailesiyle ve yaşadığı alanla dertte olur genelde. Ailesine borcu vardır bu kişinin, çoğu zaman da anneye. Yinede sevmez, kabullenmez ailesini. Uzak durmak ister ve umursamaz hallerini. Oysa tam tersine sevmeyi ve köklerini kabullenmeyi öğrenmelidir bu hanede.

Satürn'ü 5.evinde olan çocuklarıyla imtihan edilir. Ya çok ister ama verilmez ona bir yavru ya da verilir ama o kıymetini bilmez. Yaratıcı gücünü yok sayar, bu yüzden hayatında ister aşk ister çocuk yaratsın, yaratırken daima sorun yaşar ve mutlu olmaz ona verilene. Hayat neşesini keşfetmelidir bu insan ve bunu en iyi içindeki çocuğu ruhsal anlamda besleyerek ve onu severek başarabilir.

Satürn'ü 6.evinde olanın derdi sağlığıdır. Dengeyi yaratmakta zorlanır hayatında. Hizmet etmek için gönderilmiştir bu dünyaya ama bunu bir yük olarak algılar daima. Görevi ruhunu beslediği kadar bedenini beslemek ve diğer insanlara da bu konuda yardım etmektir.

Satürn'ü 7.evinde olanın imtihan edildiği yer ilişkisi ve evliliğidir, kurduğu ortaklıklardır. Hayatına çektiği herkes onun için mükemmel bir aynadır ama bu kişi kendini aynada her gördüğünde reddeder kendini ve suçlar karşısındakini. Öğrenmesi gereken diğer insanlar aracılığıyla deneyimlediği kendi karanlık benliklerini yenmektir.

Satürn'ü 8.evinde olanın zorluğu yaşadığı alan, ortak değerlerdir. Paylaşımla ilgili bir karması vardır ki, sürükleyebilir onu maddi manevi borç bataklığına. Bilmez çünkü nasıl alması ve karşılığında ne vermesi gerektiğini. Paylaşamaz özünü korkusundan dolayı en mahrem anlarda.
Aşması gereken de budur. Mahremiyetini saklamadan, yüzüne maskeler takmadan paylaşması gerekir ona verilen tüm herşeyi dozunda ve aşırıya kaçmadan.

Satürn'ü 9.evinde olanın imtihanı inançları üzerinden gelir. Gerçekleri saklamıştır geçmişlerinde bu kişiler ve şimdi bunun bedelini ağır öderler. Adalet konularında sıkıntılar yaşayabilirler. Yüksek öğrenimlerinde zorluk çekebilirler. Aşmaları gereken şey yobaz düşünce tarzlarıdır. Dogmatik olmaktan kendilerini kurtarmaları gerekir, yoksa yolları açılmaz bir türlü. Yapmaları gereken şey, gerçekleri bulmak ve onları öğretmektir.

Satürn'ü 10.evinde olanın zorluklarla boğuşacağı alan otorite figürleri ve devlettir. Babadır ve kariyerleridir. Ezilir bu konuma sahip olanlar, ya babaları ya da otorite figürleri tarafından ve öğrenmeleri gereken şey, kendi otoriteleri olmaktır. Bu kişilere yönlerini kendilerinin belirlemesi için zorluklar verilir. Bunu aşabilen haritasının birçok alandaki kilit noktasını çözer ve liderlik pozisyonuna geçer.

Satürn'ü 11.evinde olanın karması sosyal çevresiyle ilgilidir. Arkadaşlarından çok çeker. Gruplarla sorunlar yaşayarak pişer.
10.evinde attığı aptalca adımların bedelini bu hanede öder.
Öğrenmesi gereken şey, kendisini sosyal hayattan uzak tutmadan sağlıklı sınırlar çizmektir.

Satürn'ü 12.evinde olanın karması kimsesizler veya zayıf olanlara hizmet etmekle ilgilidir. Kişinin yardım elini uzatması gerektiğini bilmesi gerekir. Ayrıca ruhsal yönü zayıftır ve bu yanını güçlendirmesi gerekir. Namaz, zikir, meditasyon ve dua aracılığıyla Yaratıcıyla bağ kurup, kendine bu evrende bir misyon yüklemesi gerekir.

Haritanızdaki kendi Satürn konumunuzu ve karmanızı merak ediyorsanız, benden danışmanlık alabilirsiniz. Tıklayın..

Kalbi açmayı öğrenmek

Blog yazılarımı takip edenler nadir görülen bir kas hastalığına sahip olduğumu biliyorlardır. İnsanın kronik bir rahatsızlığı olunca şifa uğruna her çareyi deniyor.
Maalesef doktorum beni belirli bir spora yönlendiremediğinden deneme yanılma yoluyla yapabileceklerimi öğrenmek zorunda kalmıştım ve yolum o zamanlar yoga'yla kesişmişti. Hatta daha önce yoga hakkında bir yazı yazmıştım.

Bu seferki yazımda en sevdiğim 2 yoga pozundan ve etkilerinden bahsetmek ve sonra da tek başına evde öğrenmek isteyenler için çok sevdiğim Juliana'nın youtube kanalını önermek istiyorum.

☆☆☆

Yoga yapanlar bilir. Bazen bazı pozlar bağımlılık yaratır. Bedenimiz o pozlarda huzur bulur ve dakikalarca o halde kalmayı arzular.
Bu hayatta ne kadar irademizle seçim yaptığımızı zannetsek de, çoğu zaman bizi yönlendiren duygularımızdır.
Eğer Yoga pozlarının duygusal anlamda bedenimizi ne şekilde harekete geçirdiğini anlayabilirseniz, sizi hangi duygunuzun yönettiğini daha iyi anlayabilirsiniz.

Birçoğumuzun en sevdiği ve rahat ettiği, hatta yaparken hiç zorlanmadığı poz çoğu zaman child pose, yani çocuk duruşudur.
Bu pozda kalp merkezimiz koruma altındadır. Kalbimizi kapatmayı ve kendimizi korumayı öğreniriz. Bu aynı zamanda cenin pozisyonunu andırır. Anne karnındaki huzuru tekrardan hissedebildiğimiz bir pozisyondur ve bize huzur verir.


Eğer kalbiniz kırıldıysa, üzüntünüz, kederiniz varsa bu poz size çok iyi gelebilir çünkü size anne karnındaki korunaklı yuvayı tekrardan hissettirecek ve içten şifayı başlatacaktır.

Ne var ki bu pozda kalmaya devam etmeniz aynı zamanda size kalbinizi kapatmayı öğrettiğinden hayatınızın bazı alanlarında zorlanmaya başlayabilirsiniz. En çok da aşk ve ilişkiler konularıyla ilgili sıkıntılar yaşadığınızı ve bilinçaltınızın sizi korumaya çalıştığını bilmelisiniz.

Yoga'ya başladığım ilk zamanlarda yapmak istediğim tek hareket bu ve kelebekti.  Yaşadıklarım bana kalbimi kapatmayı öğretmişti ve huzur bulduğum tek pozlar bunlardı. Bir müddet iyi de geldi ama her karanlık geceden sonra güneş elbet doğar ve hiçbir çiçek ben açmayacağım diye inat etmez.
Kalbimi bir yere kadar kapatabilirdim ve onu bu şekilde koruduğumu zannetmek bir ilüzyondu. Kalbimi açmayı öğrenmek için heart opener, yani kalp açıcı pozlarına ağırlık vermeye başladım.


Bedenim esnek olmasına rağmen bunları yaparken çok zorlanıyordu ama pes etmedim üzerlerine gittim. Her gün zaman ayırdım ve dakikalarca bu pozlarda kalmayı denedim.


Yoga sadece basit bir egzersiz değil. Ruhsal bir şey. Yaptığınız hareketler ruhunuzdaki blokajları kırıyor adeta. Açılmayı, teslim olmayı öğreniyorsunuz.
Zorlandığınız her pozisyonda içine aldığınız her nefesle hayatınızda yaşadığınız bir tıkanıklığınıza yer açıyorsunuz. O yarayı görmeye izin veriyorsunuz, bedeninize ve limitlerine saygı duyuyor ve sınırlarınızı sevmeyi öğreniyorsunuz.

Ying & Yang kitabını okuyanlar bilir, orda ilişkilerle ilgili yaşadığım kendi sıkıntılarımdan bahsetmiştim.
Hayatıma birisini çekebilmemde bu kalp açıcı pozları deneyimlemek bana çok yardımcı olmuştu.

Eğer sizin de kalbiniz hassas ise, kırgınlıklarınız ve yaşanmışlıklarınız ve üzüntüleriniz size kalbinizi kapatmayı öğrettiyse, kendinize her gün derin nefesler eşliğinde bu pozları yapmak için zaman ayırın. Size iyi gelecek ve içinizde bir şifa simyasını başlatacaklar.

Benim en çok sevdiğim yin yoga ama bu da farklı bir blog yazım olsun.
Şimdilik denemek isteyenler youtube'dan Boho Beautiful kanalını takip edebilirler.
Bu da bir örnek:


23 Şubat 2020 | Balık burcunda yeniay


Kapımızda 4 derece Balık burcunda, Formalhaut sabit yıldızıyla kavuşumda bir yeniay bulunmakta. 
Gökkubede Güneş Balık burcuna geçiş yaptı. 
Merkür de burada retrosuna başladı. 
Neptün zaten senelerdir Balığın hanesinde misafirlikte.
İyicil Jüpiter ile Neptün arasında da güzel bir sekstil açı oluşuyor.
Yani güzel bir gökyüzü enerjisiyle bu yeniay mistik bir etki yeryüzüne ulaşıyor.

Hepimiz Balık burcunun haritamızda bulunduğu alanla ilgili yeni bir adım atacağız. 
Bu gerçek bir adım olabileceği gibi sadece iç dünyamızda da gerçekleşebilir. 
Bu güzel göksel enerji sizi her nasıl etkileyecekse, bilin ki rüyalarınız ve sezgileriniz aracılığıyla rehberlik sunulacak size önünüzdeki iki haftalık süreç içerisinde. 
_______________________

Balık enerjisi egoyu aşmayı ve bütünleşmeyi temsil eder. 
Balık akıntıya ayak uydurmayı sever
 Bu yüzden ustadır teslimiyette.
Kendini bütünün içinde keşfeder ve görmekte zorlanır kendini.
Çünkü sınırı yoktur balığın, ruhu ona ait olsa da bilir daima gerçek sahibini..
_______________________

Biraz tefekküre dalmak hepimize şifa gibi yansıyacak bu yeniay.
Teslim olmak ve kendimizi akıntıya bırakmak iyi gelecek her birimize. 
İlahi ve manevi konulara odaklanmak bu süreç içerisinde hepimize güzel armağanlar sunacak. 
Bunu yapmayanlar ise, bu dönem içerisinde kendilerini kocaman bir karmaşanın içinde bulabilir ve hayal kırıklıklarıyla yüzleşmek zorunda kalabilirler. 
Çünkü ilahi enerjinin yanında karmaşa da hakim gökyüzüne. 
Kendinizi bu karmaşaya kaptırırsanız Merkür retrosu hayatınızı arap saçına döndürebilir ve işin içerisinden çıkamayacak bir hale gelebilirsiniz. 
Ama merak etmeyin.
Gökyüzünden yeryüzüne yansıyan enerjiyi ne şekilde hissedeceğimiz, bilinçli olanlar için daima kendi seçimimize bağlıdır. 

 Hayatınızda maddi olanla maneviyatı birleştirmeye özen gösterin bu yeniayda ve yardım elinizi uzatın çevrenize.
Çünkü bu dönemde ektikleriniz 6 ay sonra Balık burcundaki dolunayla birlikte elde ettikleriniz olacak. 

Gökyüzünde etkin olan Venüs Jüpiter karesi ve hakim olan Balık enerjisi, aşırıya kaçtığımızda ödeyeceğimiz bir bedelin olacağına dair bizi uyarıyor. 

Mütevaziliği önemseyin önünüzdeki iki hafta boyunca. 
Bu sefer ruhen de arının. 
Çevrenizden olumsuz enerjileri uzaklaştırdığınız gibi içinizde biriktirdiğiniz geçmişinizden de arınmak için güzel bir fırsat bu. 

Yeniayın kavuştuğu Formalhaut sabit yıldızı, hayal ve idealleri temsil eder.
Kendinize bu yeniay asil bir hedef koyarsanız ona ulaşmanız çok da zor olmayacaktır. 
Yetetki yolunuz açık, alnınız attığınız her adımınızda ak olsun.

Güzel bir yeniay enerjisiyle ruhunuzu arındırmanız dileğimle..

Ying & Yang | e-kitap


Venüs retrosuyla bu kitaba başladığım için uzun bir zaman yarım kalmıştı ama sonunda bitirebildim ve sizlerle paylaşmak istiyorum. 


İlişkiler bu hayatta en çok zorlandığımız alan.
Çünkü aşık olduğumuzda sevgilimizle yaşadıklarımıza anne ve babamızla olan geçmiş ilişkimiz etki ediyor. 
Karşı taraf mükemmel bir şekilde korkularımızı tetikleyebiliyor ve geçmiş travmalarımızı aktif hale getirebiliyor. 
Bu da ikili ilişkilerin neden bizi bu kadar zorladığını açıklıyor. 
Eğer kendimizle yüzleşmeye ve yaralarımızı sarmaya hazır isek, ikili ilişkilerimiz bize muazzam bir zenginlik katabilirler. 
_____________________________

Bu e-kitapta başlangıç aşamasından sonuna kadar ikili ilişkiler hakkında bilgi edinebileceksiniz. 
Mutlu ve huzurlu bir ilişki yaşamak için yapmanız gerekenlerden, ilişki ve evliliğin ezoterik felsefesine kadar kısa, net ve öz bir anlatımla tüm bildiklerimi kaleme aldım. 
Gerektiği yerlerde kendi yaşadıklarımdan ve gördüklerimden bilgiler paylaştım. 

E-kitap boyunca sizi ilk önce içinize yönlendirecek ve korkularınızla yüzleşmek zorunda kalacağınız bir yolculuğa çıkartıyor olacağım. 
Daha sonra birlikte hayal kuracağız ve ilişkinizin çerçevesini belirleyip, çekim yasasını harekete geçirebilmenin yollarını öğreneceğiz. 

Hayatınıza sevgi ve aşkı davet edebilmeyi öğrendikten sonra karşı tarafı nasıl iyi tanıyabileceğimiz ve etkileyebileceğimiz hakkında bilgiler edinebileceksiniz. 

115 sayfalık kitabın ilerleyen bölümlerinde ise, cinsellikten, ilişkiyi diri tutmanın yollarına kadar birçok ipucunu öğrenebileceksiniz. 

E-kitap size PDF formatında mail olarak gönderilecek ve ücreti 50tl. 
Okumak istiyorsanız carpediemcii@gmail.com'a yazarak benimle iletişime geçebilirsiniz.

İşte bunlar içindekilerden küçük örnekler
..

9 Şubat 2020 | Aslan burcunda süper dolunay


Önümüzde 20 derece Aslan burcunda bir süper dolunay bulunmakta. 
Yoğun ve karanlık enerjilerle geçen bir dönemden sonra aydın ve enerjik bir dolunay var kapımızda.
Kıpır kıpır olabilir içimiz. 
Kabımıza sığmıyormuş gibi hissedebiliriz. 

Bu dolunay hem ateş elementinin burcunda hem de Mars gezegeninden yardım almakta. 
Yani bu dolunayla birlikte hayat neşemiz biraz daha yerine gelecek. 
Tutkumuz canlanacak, coşkumuz artacak.
Sevgimizi daha samimi ve tutkulu bir şekilde göstermek isteyeceğiz.
Ay, Aslan burcunda kalbimizi ısıtırken, Güneş Kova burcunda bu hissettiğimiz sıcak samimiyeti çevremizle paylaşmamızı isteyecek. 
İç güdüsel olarak ise  neyi nasıl yapmamız gerektiğini sezebildiğimiz bir sürece girmiş olacağız.

----------------------------------

Bundan 6 ay önce Aslan burcundaki yeniayla bir adım atmıştınız, işte o adımın size nereye götürdüğünü bu dolunay aracılığıyla görebileceksiniz. 
Bir döngü kapanıyor, haritanızda Aslan burcunun bulunduğu alanda.
Geçmişe dönüp, 6 ay öncesinde neler yaptığınızı, neler yaşadığınızı gözden geçirin. 
Her ne yaptıysanız Mars sizi bu dolunay bu konularla ilgili harekete geçirecek. 
Cesaret bulamadığımız konularla ilgili cesur davranabileceğimiz 2 haftalık bir sürece giriyor olacağız.
 Ama unutmayın bu bir dolunay bu yüzden cesareti dış dünyada değil kendi içimizde, kalbimizde ve ruhumuzda bulacağız ve bu enerjiyi bir sonraki yeniayla birlikte harekete geçirebileceğiz. 

Tıpkı cesaretimiz gibi yaratıcılığımızın ve ilhamlarımızın artacağı günler bizi beklemekte. 
Merkür Balık burcundaki yolculuğuna başladı. Zihnimiz hayal dünyamıza köprü dayadı. 
Çok daha romantik ve hayalperest düşüncelerimiz olabilir. 
Mantığımızın geride kaldığı, kalbimiz ve sezgilerimizle hareket edeceğimiz bir ay deneyimliyor olacağız hep birlikte. 

Merkür bu burçta retro olacak ve ayrıca Neptün ile kavuşacak. 
Ağırdan alın hayatı.
Sadece kalbiniz fısıldıyor, ruhunuz macera yaşamak istiyor diye bilinmedik yollara öyle kolay kolay çıkmayın.
Sezgilerinizi dinleyin, sizi nerelere yönlendirmeye çalıştıklarını idrak edin. 
Neptün öcü gezegen değildir ve amacı bizi hayal kırıklığına uğratmak da değildir. 
Sadece o kadar maddiyat odaklı hayatlar yaşıyor ve maneviyattan o kadar uzak düşüyoruz ki, en ufak bir uyanış bizim için dev bir hayal kırıklığı oluyor. 
Bu dolunay gerçekçi hayaller kurmanın zamanı.
İç dünyamızda cesaretlenmenin, içimizdeki çocuğa iyi gelmenin, sahip çıkıp, destek olmanın zamanı. 

Tıpkı Merkür gibi Venüs de burç değiştirip, Koç diyarını ziyaret ediyor olacak bu ay. 
Ve misafirliğinin başlangıcında yaralı şifacı Kiron ile işbirliği içerisinde olacak. 
Sevgiyle ilgili geçmiş kırgınlıkları şifalandırabilmek ve Koç misali, yenilenmiş bir kapl ile sıfırdan başlayabilmek için ne kadar güzel bir fırsat. 

Hepmiz için içimizdeki gerçek sevgiyi keşfedip, ona değer vermeyi öğrendiğimiz bir dolunay olması dileğimle..

Astroloji yolculuğum & neden daha az yazıyorum?


Hayatımın ilginç bir döneminden geçiyorum. Sanki yürüdüğüm yolun ortasında durmuşum, yere oturmuşum ve geçmişimle geleceğimin arasında gelgitler yaşıyormuşum gibi hissediyorum.
Bunu bana hissettiren Uranüs, biliyorum..
Sezgilerim aracılığıyla değişim rüzgarlarının etkisine alıyor beni.

Bir yandan da progres haritamda bütün eksenler burç değiştirmeye hazırlanıyorlar. Yani önümdeki senelerde beni hem mesleki, hem ailevi, hem de hayati açıdan değişimler bekliyor. Bu değişimlerin neler olabileceğini hissetsem de, şimdilik elim kolum bağlı bir şekilde oturup, zamanın olgunlaşmasını beklemem gerek ve bu da biraz hayat neşemi çalıyor.
Ay burcu Kova olan ve 9. evinde önemli gezegenleri olan birisi olarak, gelecek hakkında düşünmemek ve plan yapmamak benim için neredeyse imkansız. Bu yüzden teslimiyet konusunda hep zorluk çektim şimdiye kadar. Ama işte Uranüs bu. Ne kadar plan yaparsam yapayım, bilinmeyenle tanıştıracak beni. Bu yüzden küçük bir çocuk gibi azarlanıyorum sanki kendisi tarafından. Sus, sessiz ol, kafana takma, doğru zaman geldiğinde yolculuğuna farklı bir diyarda farklı bir amaç uğruna devam edeceksin diyor. Ama işte bu ruh şu teslimiyet konusunda çook zorlanıyor. :)

Güneşi Boğa olan birisi olarak Uranüs beni tabiki de doğaya yönlendirecek ama şu gökkubbeye olan hayranlığım beni hiçbir zaman için terk etmeyecek. Bu yüzden Astroloji yolculuğum beni astro herbalism alanına doğru yönlendirmeye başladı. Aranızda bunun tam olarak ne olduğunu bilmeyenler varsa, bir diğer adıyla herboloji, yani bitki ilmi. Bitki ilmi simyaya, simya da tabiki yine Astroloji'ye bağlı olduğu için, Astroloji yolculuğum doğa yolculuğuyla birleşecek gibi gözüküyor Uranüs transiti aracılığıyla.

2019'un yazında tam da Uranüsyen bir hızla Toprak Ana bana bir toprak parçasını armağan etti. Dağ başında, orman kenarında bir yer. Orayı ilk gördüğümdeki hissi hayatım boyunca unutmayacağım.
Kafamı kaldırdığımda gördüğüm tek şey dağlar, kocaman bir orman, ayak uçlarımda altın renginde bir buğday tarlası, uçuşan kelebekler ve kuşların cennetimsi cıvıltısıydı ama hissettiğim şey kudretli, gücü ve güzelliği muazzam olan bir tanrıçaydı. Güzelliğinin karşısında büyülendim ve kuderetinin karşısında ezildiğimi hissettim. Bu anı hazmedebilmek için saygıyla başımı yere eğdiğimi farkettim.
Tanrılar ve tanrıçalar yoktur. Teklik vardır daima ve bu teklik kendisini doğayla görünür kılar. Gizli bir hazine misali kendisini gösterir, bilinmek ister.
O anda hissettiğim şey Yaratıcının doğaya olan yansımasından başka birşey değildi. Beni büyüleyen de onun yüceliğiydi.
Bana kendinden olan bir yeryüzü parçasını emanet etti. Bu armağanın kıymetini bilebilecek miyim bilmiyorum ama eğer aklımdakileri hayata geçirebilirsem, sizinle şifasını paylaşabilmeyi çok isterim.

Son iki senedir içimde sessiz sedasız büyüyen bir doğa sevgisi var.
İstanbul'u ne kadar çok sevsem de, şehirden kaçma arzum her geçen gün daha da baskın hale geliyor. Ama bu yolculuk kolay bir yolculuk değil. Hele haritanızdaki gezegenleriniz daha çok sabit burçlarda yer alıyorsa, macera hiç size göre değil. Ne var ki hayat bizi daima korkularımızla yüzleştirmek için kaderini çizer. Korkumuzu yenebilecek kadar güçlü olduğumuzu idrak ettirebilmek için yapar bunu. Bu yüzden kaçış yok. Uranüs nereye ben oraya çünkü kendisi yükselen yöneticimle buluşmak üzere derece derece Boğa diyarında ilerliyor.

Bu bilinmeyene doğru giden yolculuk ve yapmak istediğim onca şey Astroloji yazılarımı istediğim kadar çok kaleme alamama sebep oldu son 1 senedir.
Sevgi hayat enerjisidir. O olmadan hiçbir şey olmaz ve sevgi emektir aynı zamanda. Blog sayfama istediğim kadar sevgi veremediğimi hissetmeye ve sizin de bunu hissettiğinizi düşünmeye başladım. Bu yüzden benimle önerilerinizi ve fikirlerinizi, yazmamı istediğiniz konuları paylaşmanızı rica ediyorum. Hatta isterseniz saygı çerçevesi içerisinde şikayetlerinizi dahi yazabilirsiniz. Tüm paylaşmak istediklerinizi carpediemcii@gmail.com adresine göndermeniz yeterli. Hepinize geri dönemiyor olsam da, her maili okuyor ve dikkate alıyor olacağım.
Şimdiden yardımlarınız ve ilhamlarınız için teşekkür ediyorum. Umarım bu bilinmeyene doğru giden yolculukta benimle yol almaya devam edersiniz. ♡

25 Ocak 2020 | Kova burcunda yeniay


Kapımızda 4 derece Kova burcunda bir yeniay bulunmakta. 
2020 yılının ilk yeni başlangıcını yapıyor olacağız bu yeniay aracılığıyla. 
Hem de beklenmedik bir yeni başlangıç olacak bu çünkü yeniay Uranüs'e gergin bir açıda gerçekleşiyor olacak. 

Peki kimler etkilenecek en çok bu gökyüzü olayından?
4-5 derece civarı Kova burcunda gezegenleri olanlar.
Bu derecelerde Terazi ve İkizler burcunda gezegenleri olanlar ise bu yeniayın seçmiş olduğu şanslı kişiler çünkü onları güzel bir gelişme bekliyor olacak. 

Tahmin edilemeyen, ani bir gelişme haritamızda Kova burcunun bulunduğu alanda bizi bekliyor olacak ve bu gelişme sizi daha önce deneyimlemediğiniz bir alana yönlendirecek. 
Yani bir yolculuk var hepimiz için kapıda ama bu yolculuk bildiğimiz tarzda değil, Kova burcunun kendisi gibi özgün ve farklı bir yolculuk. 

Hiçbir retro gezegen yok gökkubbede.
Bu yüzden olacak olaylar çok hızlı bir gelişme ile gerçekleşecekler. 
Planlarınız varsa, bunların çok da fazla arzu ettiğiniz şekilde olmayacağını göz önünde bulundurun. 
Tam ters istikamete yönlendirebilir sizi hayat bu yeniaydan sonra. 
Ya da belki ulaşılması zor olan, uzaktaymış gibi gözüken hedefleriniz bir bakmışsınız hızlı bir fırsat ile kapınıza kadar gelmiştir. 

Sürprizler ve değişimlere gebe olan 2 haftalık bir sürece giriyoruz ve bu 2 haftalık süreç içerisinde ruhumuza ektiğimiz tohumları 6 ay sonra Kova burcundaki dolunay aracılığıyla deneyimliyor olacağız. 
Bu yüzden her zamanki gibi amellerinize dikkat edin. 
Sevgi ekin ki sizi ani bir şekilde bulan yine sevginin kendisi olsun. 
______________________

Uranüs, tanrılardan ateşi çalıp insanlığa armağan eden Prometheus olarak çıkar mitolojide karşımıza.
Bu 2 haftalık süreç içerisinde kadim bir bilgi ulaşacak her birimize. 
Sessizce dinleyin ve iyi kavrayın bu öğretiyi.
Çünkü aradığınız cevapları bulacak, beklediğiniz yardıma ulaşacaksınız.
Ama unutmayın bu yardım size beklediğiniz bir kılıkta gelmeyebilir. 
Bu yüzden aydın olmanız ve gönlünüzde oluşan kıvılcımların anlamlarını idrak etmeniz çok önemli.

Bu gökyüzü olayın hepimize hayırlı sürprizleri getirmesi dileğimle..

İÇİMİZDEKİ gökyüzünün yenİ üyelerİ - Doğal balmumu


Hayatımın karanlık bir döneminden geçerken küçük bir mum ışığı arayışım oldu. 
Birçok kitap akıl hocam oldu ama eninde sonunda asıl mum ışığım Astroloji oldu. 
Aradığım sorulara cevaplarımı buldurdu. 
O zamandan beri yolu bana düşenlere son cümlem daima 'umarım karanlığına ufak da olsa bir mum ışığı armağan edebilmişimdir' oldu. 
Ve sonra, 2019 yılının Kış Solstisi'nde mum yapma sevdam doğdu.

☆☆☆

Küçüklüğümden beri mumun yaydığı enerji beni büyülerdi. 
Saatlerce hipnotize olmuş bir şekilde izlerdim alevin sessiz dans edişini.
Büyüdüm ama büyüsü hiçbir zaman için geçmedi. 
Muma olan ilgim her geçen gün arttı ve ilgimle beraber bilgim de. 
Ve maalesef büyük hayal kırıklığına uğradım. 
Satılan çoğu mumlar petrol ürünü, kokuları ise sentetik ve bir sürü hastalığa davetiye çıkarıyorlar. 
Soya veya balmumundan yapıldığı söylenen bazı mumlar dahi doğal değiller. Bu yüzden bazı balmumlarını iade dahi etmek zorunda kaldım. 
Ürünün doğal olup olmadığını kokusundan hemen anlıyorsunuz zaten. 
Dışarıdan alınan ürünlere güvenim kırılınca, yakmak istediğim mumları kendi ellerimle yapmak istedim. 


Bu yüzden mumlarım saf balmumundan yapıldılar. Mis gibi bal kokuyorlar.
Pamuklu ipimi dahi özenle seçtim, balmumumu ısıttım ve ipliğimi daldırıp, donmasını bekledim. 
Yaparken de büyük keyif aldım ve mutlu oldum.
Sonucu görünce de minnet duydum. 

Bir Boğa burcu olarak en çok önemsediğim doğa olduğu için mumun zarar vermemesi önceliğimdi. 
Bu nedenle saf balmumundan mumlar yapmak istedim ve petekleri Karadeniz'den getirttim. 
Kendime yetecek kadar ürettim bu mum ışıklarını ama sonra instagram üzerinden satın almak isteyenler olunca paylaşabileceğimi düşündüm.
İsteyenlere özel üretim olarak Astroloji'den arta kalan zamanlarımda yapabilirim.  carpediemcii@gmail.com'a yazmanız ve istediğiniz boyutu söylemeniz yeterli. 

Bunu sadece bir hobi olarak yapacağım için anlaşmalı olduğum bir kargo olmayacak. Bu yüzden normal gönderimde kargo ücreti yüksek olacağından bunu makul bir fiyatta tutabilmek için dolap uygulaması üzerinden gönderim yapıyor olacağım. 

Bana mail atıp istediğiniz boyut ve adeti söyledikten sonra uygulamayı telefonunuza yüklemeniz ve benim size göndereceğim linkteki ürünü kredi kartınızla satın almanız yeterli olacak.
Kargo ücreti de böylelikle sadece 5tl olacak.


10 Ocak 2020 | Yengeç burcunda ay tutulması


Kapımızda 20 derece Yengeç burcunda bir Ay tutulması bulunmakta. 
Gökyüzünde aynı zamanda 2020 yılına damgasını vuracak Satürn ile Plüton ikilisi kavuşumdalar. 

Ay tutulmaları aynı zamanda dolunaylardır ve bu dolunay yengeç burcunda. 
Ay, Satürn ve Plüton'un karşısında yer almış yaralı bir çocuk gibi adeta. 
Tek istediği şey huzur, aile, yuva ve aidiyet duygusu.
Oysa karşısındaki stelyum Oğlak burcunun sert tavırlarıyla cevap veren, azarlayan ebeveyn gibi ruhumuza. 

Farkında mısınız son bir aydır sessiz ama çok güçlü bir simya gerçekleşiyor her birimizin içinde. 
Bir huzursuzluk var hissettiğimiz. 
Çoğumuz gittiği yolun ona ait olmadığını idrak etmenin eşiğinde. 
Hayaller yıkılıyor. 
Gelecek değişiyor.
Korkular su yüzeyine çıkıyor.
Ve bu korkular Yengeç burcunun temsil ettiği şeyler. 
Hepimizin tek bir isteği var.
Huzuru istiyoruz!
Sıcaklığı arıyoruz, sevgiyi, merhameti, aidiyeti.
Bıktık hırsımıza yenik düşmekten, para uğruna kendimizi paralamak istemiyoruz artık. 
İşte bu yüzden Oğlak burcundaki stelyum sadece kendi içimizde değil, dış dünyamızda da doğru olmayan herşeyi yıkma arzusunda. 
Kapitalist sistem ölüm öncesi son gücünü topluyor.
Yıkım günü her geçen gün daha da yaklaşıyor. 
Bir şeyler değişmek zorunda çünkü artık çark eskisi gibi dönmüyor. 

Yıllar önce bu döngü Babil'i kurdu.
Şimdi bu döngü yepyeni bir düzeni kuracak. 
Kurabilmesi için ise ilk önce var olanı yıkacak. 

Bu köklü değişimi hepimiz haritamızda Oğlak burcunun bulunduğu alan üzerinden deneyimliyoruz. 
Başak ve Boğalar biraz şanslılar çünkü başkalarının hatalarından ders çıkartırlarsa büyük fırsatlar elde edecekler bu süreç içerisinde.
Su burçları da şanslı olumlu açılardan faydalandıkları için. 
En büyük dönüşümü kuşkusuz Oğlaklar ve diğer öncü burç olan Terazi ve Koçlar yaşayacaklar.
Onlar için biraz daha zorlayıcı bir etkiye sahip bu tutulma.
Ama unutmayın, bizi güçlü kılan zorluğu aşabilmektir.
Bu yüzden hiçbir şey korkutmamalı sizi.
Evren öyle bir mükemmel düzene sahip ki, istemediğiniz hiçbir şey size asla verilmez. 
Hayatınızdaki güzelliklerin de, zorlukların da tek bir sorumlusu var, o da SİZ'siniz.

Kafalar dik, göğüs geniş olsun bu tutulma.
Kibirden değil, özgüvenimizden alalım bu duruşu.
Zorluklara göğüs gerenin yolu aydın.
Yeterki bırakalım şu boşuna sırtlandığımız yüklerimizi. 
_________________________

Çok iyi ve derinden sorgulayın kendinizi bu tutulma.
Gerçekten kurduğunuz o hayal, kendinize koyduğunuz o hedef size iyi gelecek mi?
Hayatınızdaki o kişi, ruhunuzu besleyebilecek mi?
Kazanmayı hedeflediğiniz miktar maneviyatınızı zenginleştirecek mi?

Çoğumuz bu tutulmayla birlikte dev parçaları kopartacak hayatından 6 aylık süreç içerisinde. 
Doğru bildiği yollardan geri dönecek. 
Sevildiğini zannettiği kişiler tarafından terk edilecek.

Unutmayın ve sürekli hatırlatın bunu kendinize!
Hayatımızdan daima bize ait olmayanlar çekip gider. 
Bu tutulmanın tek güzel yanı Neptün gezegeninden yardım alması.
Bu yüzden selametle uğurlayın gitmesi gerekenleri.
Manevi olarak arının.
Dualarınıza sarılın.
Bu kış ihtiyaç duyduğunuz tek şey bu. 
Mütevazileşmek.
Hem de hayatınızın her alanında.
Bunu başarabileceğiniz bir tutulma olması dileğimle..

26 Aralık 2019 | Oğlak burcunda Güneş tutulması


2019 senesini Oğlak burcundaki Güneş tutulmasıyla kapatıyoruz.
Hepimiz için 2020 yılı zorlayıcı, ama zorluklarla başedebilirsek de güzel armağanlar getiren bir yıl olacak. 
Tüm bu zorluklar ve güzellikler bizi haritamızda Oğlak burcunun bulunduğu alan üzerinden etkileyecek. 
İlk önce Satürn ve Plüton yıkacak, ardından Jüpiter umudu tekrardan haneye davet ederek, karanlıklara son olacak. 
Hepimiz bu enerjiden farklı etkileneceğiz. 
Bu yıl yerinde sayanlar yerinde saymaya ve hayatı lanetlemeye devam edecekler. 
Gerçekçi hedefler uğruna çabalayıp, hayatlarındaki sorunlara çözümler arayanlara ise ne mutlu, onlar bu yıl hiç başaramadıkları kadar güzel başarılar elde edecekler.
İşte bu başarıların ilk kapısı bu tutulmayla birlikte açılıyor olacak. 

☆☆☆

Oğlak burcunda bir stelyum bulunmakta.
Güneş ve Ay, Satürn ve Jüpiter, Güney Ay Düğümü ve Plüton hepsi farklı enerjileriyle hayatımızdaki tek alanı etkiliyor olacaklar bu tutulma günü. 
Beynimizde bizimle konuşan kafa seslerimiz bize çıldıracakmış hissi yaşatabilir. Çünkü çok fazla gürültü var kafamızda ve çok fazla isyan ruhumuzda. 
Tek bir yol olacak bizi huzura götüren.
O da ibadet, meditasyon, zikir ve teffekkür için içe çekilip, sessizleşmek.

Bu tutulmanın etkisindeyken yapabileceğimiz tek bir hata var.
O da mantığımızla çözüm üretmeye çalışmak.
Aklınızı kullanarak çözemeyeceksiniz problemlerinizi.
Bu tutulma teslimiyet istiyor herbirimizden.
Bu yüzden sorunları Allah'a emanet edin.
Dualarınızda bir çıkış kapısı, bir yardım eli dileyin.
Kaderin eline teslim etmeden, hayatın akışına güvenmeden bu tutulma yeni bir başlangıç kapısını açmayacak.
Satürn güvenmemizi, Jüpiter inanmamızı, Güney Ay Düğümü bırakmamızı ve Plüton dönüşmemizi istiyor bizlerden.
Güneş ve Ay'ın kavuşumu tüm bu değişimleri hem benliğimiz hem de duygularımız üzerinden deneyimlememizi bekliyor.

 Bırakıyorum ve teslim oluyorum, ne olacaksa olsun dediğiniz anda Jüpiter'in yardım elini hissedeceksiniz üzerinizde.
Çünkü Jüpiter ile Uranüs arasındaki üçgen açı yeni ve güzel bir başlangıca vesile olmaya hazırlanıyor.
Ama unutmayın ki bu tutulma Güney Ay Düğümü eşliğinde, yani geçmişi aydınlatan bir bilgi geçebilir elinize ve bu bilgi aracılığıyla gelecek uğruna yeni bir başlangıç yapabilirsiniz.
Hayatınızda geçmişinizden getirdiğiniz bir tıkanıklık veya blokajın sonuna getirecek bu tutulma.

Hepimizin yalanları var.
Kendimize en çok ihanet eden kendimiziz.
Güzel bir sona ilerlemeyen ilişkimizin mutlu bir evliliğe gittiğine dair kendimizi kandırıyoruz, bizim için doğru olmayan işte sadık bir şekilde çalışmaya devam ederek kendimize ihanet etmiyormuşuz gibi yapıyoruz ve daha niceleri..
Hepimizin var bu ihanetleri, yalanları ve kandırmacaları.
İşte bu tutulma bu yalanlara bir son verecek.
Geçmişiyle yüzleşmekten korkanlar için zorlayıcı bir 6 ay başlamak üzere, yüzleşebilenler için ise ferah ve aydın bir dönem.

Bu 6 aylık süreç içerisinde zannettiğinizin tam tersi olay veya kişilerle karşılaşabilir, bilmediğiniz gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz.
Bunlara hazırlıklı olun ve gerçek olandan kaçmayın.
Çünkü gerçek sizi özgürleştirecek.
Bu tutulmayla birlikte öğrendiğiniz her ne olursa olsun, bilin ki bu yeni bilgi sizi başlangıçta zorlasa da, hayrınıza olacak, içinizi ferahlatacak, ruhunuzu olgunlaştıracak ve önünüzü açacak.

12 Aralık 2019 | İkizler burcunda dolunay


İkizler burcunun 19. derecesinde bir dolunay bizi beklemekte.
Bu dolunay Bellatrix yıldızıyla kavuşumda.
 Gökyüzünde Jüpiter - Güney Ay Düğümü ve Venüs ile Satürn de birbirlerine kavuşuyorlar.
Yani şansımız geçmişimize, huzurumuz ise bilge davranışlarımıza bağlı olacak bu dolunay.
Yeterki dilimizi tutmasını bilelim.
Ellerimize de sözlerimize de hakim olalım.

İletişimin ve bilgi paylaşımının yoğunlaşacağı bir döneme giriyoruz.
Ne var ki, iletişimi daha çok karanlık yönde kullanma arzusuna kapılabiliriz ki bunu yapmamaya ekstra özen göstermeliyiz.
Yani onu bunu suçlamaktan vazgeçmeli ve yolumuzu tıkayan sorunların sorumluluğunu üstlenmeliyiz.

Bilme isteğimiz bizi öyle çıkmazlara sokabilir ki, gerçekten çaresizmişiz hissine kapılabiliriz.
Oysa hiçbir zaman için çaresiz değiliz.
Dolunayın Neptün gezegenine olan kare açısı çaresizlik hissine sebep olan.
Önümüzü göremiyoruz bir türlü bu etki yüzünden.
Oysa tam da şimdi o kadar çok merak ettiğimiz gelecekle ilgili şey var ki..
Sinirlerimizi bozuyor bu belirsizlik.

Bu dolunay, bastırdığımız ve görmezden geldiğimiz tüm bilgileri su yüzeyine çıkaracak sonra da tokat gibi yüzümüze çarpacak.
Ama korkmayın!
Bu aslında olumsuz değil, olumlu bir şey.
Çünkü temizlik yapmak huzur verir.

Bu dolunay bizlere geleceğinin belirsizliklerini merak edeceğine, asıl geçmişinin belirsizliklerini ortadan kaldır mesajını veriyor.
Geleceğimizi berrak göremiyor oluşumuzun tek sebebi geçmişimizin sisi.

Sen belirledin mi ki hayalini, hedefini?
Planını yaptın, önlemlerini aldın mı diye sorguluyor olacak bu dolunay bizleri.
Ve bir geçmiş temizliği yapmamızı bekleyecek bizlerden.
İşte bunu bu dolunay başarabilenler, kesilmesi gerekilen olayları veya kişileri hayatlarından kestirip atabilenler güzel bir şekilde değerlendirebilecekler bu gökyüzünü.

Huzursuzluğunuza ve kararsızlığınıza bir son verin.
Dikkatinizi toplamakta zorlanacaksınız ama yinede bu konuda inat edin.
Dağılmayın.
Bir yol belirleyin.
Arkasında durun.
Bu yolda ilerleyin.
Ne sis kalacak önünüze engel, ne de başka birşey.
Ama unutmayın ki bu bir dolunay.
Yani yepyeni birşey için pek iyi bir zaman dilimi değil.
İçinizde kalsın şimdilik hedefler ve arzular.
İçinizde büyütün bunları ama bekleyin.
Doğru zaman geldiğinde her bebek kendiliğinden doğar.
Yeterki doğumlardan korkmayın.

Bu dolunay belirsizlikten korkan, acı gerçeklerle yüzleşmekten çekinen, hayatının sorumluluğunu üstlenemeyen herkese kötü haberlerim var.
Bu dolunayın size hayal kırıklığı armağanı var.
Şu ana kadar gizli kalmış, bilmediğiniz veya bilerek bilmemek için çabaladığınız acı bir gerçekle karşılaşabilirsiniz.
Oğlak burcundaki stelyum kalabalıklaşırken evren, gözünü gerçeklere kapayanlara acımasız davranacak.
Bilin.
Ve idrak ederek hareket edin.

2 Aralık 2019 - 19 Aralık 2020 | transit Jüpiter Oğlak burcunda


Şansın, bolluğun ve bereketin güzel gezegeni Jüpiter son bir yıl boyunca kendi yönettiği Yay'ın hanesindeki misafirliğinin sonuna geldi. 
2 Aralık itibariyle 12 yıllık yepyeni bir döngüye başlayacak ve haritamızda Oğlak burcunun bulunduğu alanda bizlere genişleme ve büyüme fırsatını sunacak. 

Jüpiter Yay burcundaki misafirliği süresince bizleri haritamızda Yay'ın bulunduğu alanda umut ve inançla donattı. 
Kimimiz için bu aileyle ilgili konulardı, kimimiz için para, iş, meslek, kimimiz için sağlık, bazılarımız için ise aşk hayatıyla ilgiliydi. 

Oğlak burcu inşa etmekle alakalıdır. Ama bir şeyi inşa etmeden önce insanın bir vizyona ihtiyacı vardır. İşte bu vizyonu Jüpiter bizlere Yay burcundaki transitiyle birlikte verdi. Şimdi bu vizyonumuzun üzerine inşa etmemiz için bize 1 yıl boyunca şans ve fırsat kapılarını açacak. 

Her gezegen armağanını o burcun hansesinden vedalaşırken bırakır. 
Jüpiter size şu son 1 yıl içerisinde neler armağan etti bir düşünün. Neler gelip geçti aklınızdan? Ne hayaller kurdu gönlünüz? Neler arzuladı zihniniz? Tüm bunların birer anlamı vardı. İster değerlendirmiş olun veya olmayın bu yılı, siz Yay burcunun etki ettiği hayatınızın bir alanında genişlediniz, farklı bir bakış açısı kazandınız, büyüdünüz. Önemli olan bunu idrak etmeniz çünkü şimdi yeni bir yolculuk ve yeni bir misafirlik var kapımızda. 

Jüpiter Yay burcunda mutlu ve huzurlu iken Oğlak burcunda bu huzurunu bulmakta zorlanacak. 
Jüpiter sıcaklığı sever, hoş ağırlanmak ister, umudu sever. Oğlak ise Satürn'ün sertliği ve ciddiyetiyle ağırlayacak onu. Bu yüzden bu yıl hepimizin gerçekçi olmaya zorlanacağı bir yıl olacak. Jüpiter bu yıl etkilerini hissettirirken safça hayaller kurmamıza, aptal bir umudun peşine takılmamıza izin vermeyecek. Ne kadar çok çalışırsak, o kadar şanslı olacağız bu yıl. Tembellik edene ise Jüpiter ne şans getirecek, ne de bolluk bereket..

Jüpiter Yay burcundayken engin derya deniz gibiydi gelecek birçoğumuz için. Çünkü çok fazla yol varmış önümüzde gibi gözüktü gözümüze. Şimdi ise tek yolu seçme zamanı. Geçen yılın anıları üzerine karar vererek yolumuzu belirlememizi isteyecek Jüpiter. Bunu da tabiki Oğlak burcunun yöntemleriyle yapacak. Yani yanlış seçimi yapanları acı gerçeklerle cezalandıracak. 

Bu yıl var olduğunu zannettiğimiz bazı kapıların suratımıza kapandığını göreceğiz. Sevdiğimizi zannettiğimiz insanların ne kadar güvenilir olduklarını göreceğiz. Yüzleşmeler bekliyor olacak her birimizi. Ama tüm bu yüzleşmeler bizi gerçek özbenliğimize bir adım daha da yakınlaştıracak. 
Jüpiter bu yıl hayatlarımızda hepimizin hayrına olan bir temizlik yapacak. Senenin sonunda ise Oğlak hanesini terk etmeden her birimizi gerçekçi olma konusunda eğitmiş olacak. 

Bu yıl öğreneceklerimizin arasında sadakat de olacak. Verdiğimiz kararlara, güvenmeyi seçtiğimiz insanlara ne kadar sadık olduğumuzu sınayacak Jüpiter. En çok da savunduğumuz hayat görüşümüze ne kadar sadık olduğumuzu bilmek isteyecek. 
Oğlak burcu öncü bir burçtur. Toprak kadar sabit ve köklüdür. Bu yüzden Oğlak arketipi zorluklara göğüs germeyi, ne pahasına olursa olsun, yoldan geri dönmemeyi temsil eder. Bu yüzden dönekleri sevmez. 
Bu yıl hepimiz arkamıza bakmamayı öğrenmeliyiz. Azimle, sabırla yolda kalmayı denemeliyiz. İyimserliği bir kenarıya bırakıp, tedbirli olmak için çaba göstermeliyiz. 
Bunu yaparken bazılarımız hataya düşecek ve ayrıntıyı gereksiz yere çok önemseyecek. Şeytanı ayrıntıda arayayim derken, zaman kaybedecek. Boşuna umutlanmayayim derken, kuş bakışını kaybedip suratına at gözlüğü taktığının farkına dahi varmayacak. 
Oğlak burcunun gölge yanlarıdır bunlar. Hayat gerçekçidir ama hayat aynı zamanda neşelidir. Oysa Oğlak unutur bu neşeyi. Kaptırır kendini çalışmaya, başarmaya ve çoğu zaman onu yıpratan hırsına. 
Bunları yapmadan başarılı olmak hepimizin görevi bu yıl. 
Aklı başında olmak, olgun davranmak, sabır ve azimle bir hedef doğrultusunda yol almak ve zamanı değerli kullanmakla görevliyiz hepimiz. 

Jüpiter bu yıl tek başına kalmayacak bu misafirliği süresince. Oğlak hanesinde kendi efendisi olan Satürn'ü, karmanın göstergesi olan Güney Ay Düğümünü ve karanlık lord Plüton'u ağırlıyor. Jüpiter de sırasıyla bu enerjilerle iş birliği içerisine girecek. 
İlk önce Güney Ay Düğümüyle sohbete dalarak geçmişin defterlerini açacak her birimiz için yeryüzünde. Geçmişte yaptığımız hataları resetleme şansını sunacak bizlere. Daha sonra ise Satürn ve Plüton'a yaklaşacak ve eskiyi yıkarak yeniyi inşa etmenin planlarını fısıldayacak ruhlarımıza. Ne mutlu bu güçlü enerjiyi bu yıl kullanabilecek olana. Çünkü gönlünüzde neyi büyüttüyseniz o çiçek açacak. Bu öfkeyse, korkuysa, nefretse vay halinize.. 
Ama bu eğer sevgiyse, aşksa, dostluksa, huzursa, minnetse o zaman bu duygular ikiye katlanacak. 
Bu yıl tam bir ektiğini biçme yılı olacak. 
Kimilerimize muazzam başarılar ve güzellikler getirecek, kimilerimiz için ise karanlık bir dönemin başlangıcını sembolize edecek. 

Kendi küçük mikro kozmosumuzda bunları yaşarken, makro kozmosda da aynı etkileri deneyimleyeceğiz dünya halkı olarak. 
Oğlak burcu büyük kuruluşları, şirketleri,  devletleri ve ekonomik düzeni yönetir. 
Jüpiter girdiği haneye neşe getirir desek de, burdaki gezegenler ve Boğa burcundaki Uranüs ile olan işbirliği ve paranın karanlık geçmişi o kadar da umut dolu olmamamız gerektiğini gösteriyor. Bir değişim var kapıda ve her değişimi sancıyla karşılar doğa ana. 

Jüpiter her ne kadar genişlemenin gezegeni de olsa, bu yıl ekonomide genişleteceği tek şey darlık hissi olacak. Korku ve panik ve öngörülemezlik insanların para harcama isteklerini sınırlayacak. 
Aptalca davranan şirketlerin, geçmişlerindeki karanlıklara çözüm bulamayan devletlerin ve para basmaya devam eden ekonomik düzenin genişlemesi bu yıl maalesef kötü anlamda olacak. 

İşte Jüpiter 1 yıllık süreç içerisinde bizleri yukarıda anlatmış olduğum şekilde etkileyecek. Kimilerimiz için güzel fırsatlar, kimilerimiz için ağir koşullar var önünde. 
Unutmayın ki, zaman döngüler üzerine kuruludur. Tarih kendini sürekli tekerrür eder. Bu yıl yaşayacaklarımızın 12 yıl önceki geçmişle alakası var ve bu yıl atacağımiz adımların da 12 yıl sonra bedelini ödeyeceğiz. Bu yüzden akıllı ve temkinli olun. Her ayrıntıyı ciddiye alın diyemem ama bu yıl siz yinede hiçbir şeyi hafife almayın. Aklınızı kullanın, bilgece davranın. Sırtınızı sağlama alın. Gerçek para kağıt değil, altındır, gümüştür bunu unutmayın ve yatırımlarınızı sağlam yapın, vizyonunuza sadık kalın. Hayatınızda olan insanlarla sevgi bağınızı kuvvetlendirin ve yaşamınız için minnet duyun.
Bu yıl soyut olanı somut haline getirebilirsiniz bunu unutmayın. Yapmanız gereken tek şey plan, program, aklınızı kullanmak, bilgece davranmak, inanmak ve adım atmak. Gerisini Jüpiter halledecek. Yeterki sorumluluğunuzu bilin. 

Bu yılın en şanslıları toprak burçları ve biraz da su burçları olacak. Ama şans sadece onu hak edene verilir. Bu yüzden bu yıl hepimiz şansı hak etmek için çabalamamız gerek. 

Çabalarınızın emeklerini en güzel şekilde hak edeceğiniz bir yıl olması dileğimle
Jüpiter size başarı getirsin..

26 Kasım 2019 | Yay burcunda yeniay


Kapımızda 4 derece Yay burcunda bir yeniay gerçekleşmekte. 
Bu derece Sabîî sembollerinde, ulu bir ağacın tepesinde tek başına duran bilge bir baykuş tarafından temsil edilir. 

Akrep burcunun, derine ve karanlığa çağıran enerjisinden kurtulmuş olacağız bu yeniayla birlikte ve çok daha iyimser, olumlu bir atmosfere bürüneceğiz. 
Ama bu iyimserliği abartmamak görevimiz.
Çünkü bu Akrep enerjisini bir ay boyunca boşuna deneyimlemedik. 
Neptün'ün yeniaydan aldığı sert etkinin bilincinde olarak, iyimser olmalı ama asla hayalperestliğe kaymamalıyız.
___________________________

Yere girmeden, göğe çıkılmaz demiş kadimler.
İşte Yay'dan önce gelen Akrep arketipi her yıl sonbahar zamanı bu inisiyasyona tabi tutar bizleri. 
İster bilinçli, ister bilinçsiz olalım, hepimiz bir yılan misali deri dökeriz sonbaharları. 
Ölen yaprakların dansını hisseder, büyüleniriz bundan.
İçimizdeki ruhumuz ise bilgeliğin yoluna çıkar, acıyla olgunlaşmayı deneyimler bu aylarda. 
Sonra o ulu ağacın tepesindeki baykuş oluruz..
Bir bakmışız ki, artık bir avcıyız. 
O kadar çok karanlık deneyimlemiş ki ruhlarımız, artık geceleri çok iyi görür, karanlığı düşman değil, dost edinmiş oluruz.

İşte bu yeniay bize bu hisleri yaşatacak önümüzdeki 6 aylık süreç boyunca. Ve önümüzdeki 2 haftalık süreç içerisinde ektiğimiz tohumları Baharda Yay burcundaki dolunayla birlikte biçeceğiz gönlümüzün bahçesinden..
_____________________________

İnsanız sonuçta. 
O ulu ağacın tepesindeki baykuş misali, gecenin karanlığında bilemediklerimiz de olacaktır tabiiki.
Kaybolmuş hissedeceğiz kendimizi.
Yolumuzu bileceğiz belki, ama cesaretimizi toparlayamayabiliriz. 
Belki de fazlasıyla cesur olabilir yüreklerimiz. 
Aptal cesaretimize aldanabiliriz. 
Sonuçta gökyüzünde Mars ile Uranüs karşıt açıda. 
Dev bir isyan var ruhlarımızda. 
Huzuru aratıyor bize Uranüs ama birçoğumuz huzuru kalıcı olanda arıyor, değişimde değil. 
Mars ise Akrep burcunda cesaret veriyor ama yolumuz bu kadar kayganken, gelecek bu kadar belirsiz..
Yapabileceğimiz tek birşey var o da sadece, şu an  için doğru olan seçeneği seçmek. 

İsyanınızı da umudunuzu da geleceğe değil, an'a bağlayın ve değişimi yarınınıza değil, bugününüze bırakın. 
O zaman ne Neptün büyüleyebilir sizi, ne de isyanınız kışkırtır çevrenizi. 
Huzurla atarsınız gelecekteki adımlarınızın temellerini..

☆☆☆

Biliyorum.
Kendinizi güçlü hissediyorsunuz ve önünüze çıkacak olan tüm engelleri aşma niyetindesiniz.
 Sabırla bekleme arzusunda da değilsiniz. 
Gözünüz kararmış, bazı gerçekler tak etmiş bir kere ama bu yeniay bu duygularımız birer tuzak bizlere. 
Sakin olun. 
Ve akıllı olarak dengeli davranın. 

Bu yeniayın ateş enerjisi sizi eyleme davet edebilir ama siz bu ateşin sıcaklığını içinize alın. 
Bırakın ateş kalbinizi ısıtsın. 
İyimserlik enerjisi kalbinizden ruhunuza yayılsın. 
Sonrası bir şekilde gelir.
Teslimiyet her zamanki gibi kapalı kapıların anahtarıdır, bize elbet armağan edilir.  

12 Kasım 2019 | Boğa burcunda dolunay


Güneş 19 derece Akrep'de, Ay ise tam karşıt olan Boğa burcunda.
Özümüz Akrep diyarının derinliğini deneyimlerken, derin duygusal iç dünyamız ise Boğa burcunun hanesinde.
İşte bu zıtlık gökyüzündeki dolunay ile birlikte yeryüzüne ve kendi iç dünyamıza yansıyor olacak dolunay gecesinde. 

☆☆☆

Bu dolunay zamanını diğer dolunaylardan ayırt eden birşey var. 
O da Merkür'ün Güneş'in önünden geçmesi. 
2032 yılına kadar bir daha bu olayı gözlemleyemeyeceğiz.
Bu haftayı özel kılan diğer şey ise, Jüpiter'in Galaktik Merkezle buluşması.

Bir kapı açılıyor bu dolunayla birlikte. 
Bize ise her zamanki gibi temizlik ve ardından iç sesimizi dinlemek ve onun emirlerine uymak düşüyor.
Bunun için ise Merkür'den destek almamız gerekiyor. 
Çünkü kendisi gökkubede geriliyor ve bizi iç dünyamıza davet ediyor. 
Akrep burcunda bulunduğu için, gizli kalmış, halı altına süpürülmüş ve görmezden gelinmiş herşeyi su yüzeyine çıkartıyor. 

Bu dolunay konforumuzu bozabilir. 
Sinirlerimizi de bozabilir. 
Ama merak etmeyin. 
Satürn, Plüton ve Neptün gezegenleri iyicil açılarla bu dolunaya destek çıkıyor. 
Temelinizi sarsacak, karanlık ve karmaşık duygulara sebep olacak bir enerjiyle boğuşsak da, bunların her biri hayırlara vesile olacak. 
Hazırlıklı olmak huzuru hanemize davet eder. 
Yapmamız gereken şey tam da bu zaten. 
Dingin ve emin olmak.

Gökyüzünde Güneşin Zuben el- Schemali yıldızı ile kavuşumu içimize çekilerek yakın gelecekte elde etmek istediğimiz başarılarla ilgili düşünmemiz gerektiğini gösteriyor. 
Dış dünyamız karma karışık. 
Çevremizden duyduğumuz o kadar çok ses var ki, huzur bulamıyor içimiz. 
İşte bu dolunay sessizleşerek doğru yolu bulma şansını sunuyor bizlere. 
Yapmamız gereken tek şey, iç sesimize yani sezgilerimize kulak vermek. 

Bu dolunayla birlikte aklınıza gelen fikirlerinizi not edin ama hemen heveslenip adım atmaya kalkışmayın. 
Sessiz ve sakin, dingin ve merkezde kalmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. 
Merkür retrosunu bitirmeden adım atmak aptalca hatalara sebep olabilir. 
Bu yüzden hayatınıza ve en çok da zihninize düzen ve ahenk getirin. 
Köklerinizin sağlam olmasını engelleyen herkes ve her şeyi hayatınızdan çıkarabilmeniz için mükemmel bir zaman bu. 
Bunu iyi değerlendirin.
Çünkü normalde erişemeyeceğimiz kadar derin bir noktaya, yani kalbin merkezine ulaşma şansına erişiyoruz bu dolunay haftası. 
Bazı olayların gerçek iç yüzünü görebilmek bize farklı bakış açıları kazandıracak ve bu yolumuzu aydınlatacak. 

Akrep burcu haritanızda hangi hanenizde bulunuyorsa, bu evle ilgili konularda bir aydınlanma yaşayabilirsiniz. 
Bu yüzden en çok bu konular üzerine yoğunlaşmalısınız. 
__________________________

Bu dolunay enerjisini kullanabilenlere hem maddi hem de manevi anlamda bolluk bereket kapıları açılacak. 
Ekonominin ve dünyanın hali ne olursa olsun, bereket enerjisi sıkıntı nedir bilmez. 
O sadece akmayı bilir. 
Ve akmayı en çok sevdiği yer, minnet duyan kişilerin kalbidir. 
Bu dolunay bize şükretmeyi hatırlatıyor. 
Minnet duygusuyla dolsun içiniz.

Özgür irade, Kader & Astroloji


Bu yazımda özgür irade, kader ve astroloji kavramlarını ele almak istiyorum çünkü bu konuda birçoğumuzun aklının karışık olduğunu biliyorum. 
Dini metinler kaderden söz ederken, modern insanlar özgür iradeden bahsediyorlar. Peki ya astroloji bu konuda ne diyor diye merak edenler için, bu konuyu biraz açmaya çalışacağım bu yazım aracılığıyla. 

☆☆☆

Çevremi gözlemledikçe 3 fatklı insan tipi görüyorum. Uyuyanlar, yaşayanlar ve bilgeler. 
Dünyadaki çoğunluk uyuyanlar kategorisine giren insanlardan oluşuyor. Bunlar sürekli dünya dertleriyle uğraşıp duranlardır. 
Nedense kaderin ağır imtihanları hep onların başına gelir. Korkunç hayatları vardır. Bir türlü güzel birşey gelmez başlarına. Hep bir dram, hep bir hüzün, hep bir dert vardır hayatlarında. 

İkinci grup kategorideki insanlar ilk kategoridekiler kadar kalabalık olmasa da, az değildir sayıları. 
Onların hayatları daha sıradandır. Çok büyük maddi sıkıntılar içerisinde büyümemişlerdir. Fena sayılmayan bir eğitim almışlardır. Daha sonra düzgün bir evlilik yapar, güzel çocuklar dünyaya getirirler. Yazları ailecek tatile çıkarlar vs. Ufak tefek sorunlar, sıkıntılar, acılar da yaşarlar tabiki ama genelde güzel sayılabilecek bir hayatları vardır. 

3. kategorideki insanların ise hayatları bir tık daha farklıdır. Onların sıradan acıları veya sıradan aile yaşantıları olmaz. Çünkü onların bu dünyaya geliş sebepleri diğer iki gruptakilerden daha farklıdır. 

İlk grup iradesini en az kullanabilen gruptur. Onlar tekamül yolculuklarının daha henüz başlangıç seviyesinde bulunurlar. Bu yüzden tabi oldukları yasa, ne ekersen onu biçersin yasasıdır. 
Bu ruhların onca acıları çekmeleri boşuna değildir. Sadece yaptıklarının bedellerini ödeyerek, arınıyorlardır. 
Dünyadaki tüm acılara bu gözle bakmaya çalışmak zorundayız. Çünkü bazılarımız dünyada var olup biten olumsuz en ufak bir olaydan sanki kendi başlarına gelmişcesine acı hissedebiliyorlar. Empati yeteneği kuvvetli olanlarımız bu yüzden derin acılar çekiyor ve bu dünyanın yükünü kaldıramıyorlar. 
Bu, bu dünyadaki acılara gözümüzü yummamız gerektiği anlamına gelmez asla. Sadece bir insan ne yaparsa yapsın doğruyu bulamıyorsa hem de yol göstermelere ve yardımlara rağmen bulamıyorsa, bizim geri adım atmamız ve onu kendi kaderiyle başbaşa bırakmamız gerekir. Ama maalesef bu konuda birçoğumuz zorlanıyor ve sevdiklerinin dertlerini üzerine alarak onlara yardım ettiğini zannediyor. Oysa sadece kader planlarına burnunu sokmuş oluyorlar. 

Herkesin bir karması vardır. Bazılarımızın da ortak karması vardır. İki insan yolunu birleştirmez boşuna. Ruhların birbirine verdikleri sözler, yapılmış olan kadersel anlaşmalar vardır. Bu anlaşmaların haricinde özgür irademizle birinin sorunlarına burnumuzu gereğinden fazla soktuğumuzda onun karmasından biz de etkilenmeye başlarız ve bunun çoğu zaman ağır bedelleri olur. 

İkinci kategorideki insanlar bu dünyaya kendilerini geliştirmek için geldiklerinden, özgür iradelerini ilk gruptakilere göre biraz daha fazla kullanabilirler. Çünkü karmik yasaların az da olsa ilk gruptakilere nazaran daha fazla bilincindedirler. Yani karma borçlarını yarıya kadar azaltmış, tekamül yolculuklarında yarı yolu katetmişlerdir. Bu insanların hayatlarında daha az acı olur. Maddi durumları genelde biraz daha iyidir. Çok fazla dünya derdiyle meşgul edilmezler ki ruhsal konulara zaman ayırabilsinler ve kendilerini bu alanda geliştirerek tekamül süreçlerini hızlandırabilsinler. 

3. gruptakiler lider öğretmenler, yani bilgelerdir. Onlar tekamül süreçlerinde geçmiş, sonsuz ve mutlak olana çoktan ulaşmışlardır ama bilerek yardım edebilmek uğruna bu boyuta tekrardan inmeye gönüllü olan nadir ruhlardır. 
Saf sevgi enerjisiyle ve yüce bir bilgelikle gelirler. 
Peygamberlerin hepsi bu kategoriye girerler. Ama bu kategoriye peygamberlik göreviyle gelmeyen insanlar da dahil edilebilinir. Sonuçta Hz. Muhammed ile peygamberler devri kapandı. Mehdi'yi bekleyenler hologram teknolojisiyle gökten indirilecek teknolojik bir ilahi varlığı beklediklerinden henüz habersiz olabilirler ama bundan sonra herhangi bir kurtarıcı gelmeyecek.
Ama bu bilge ruhların doğmadığı anlamına gelmiyor. 3. kategoriden olan varlıklar yinede dünyamıza gelmeye devam ediyorlar sadece görevleri peygamberlere göre biraz daha küçük kalabiliyor. Yine gelip öğretiyorlar ama arkalarından bıraktıkları belki sadece birkaç kitap veya öğreti oluyor. 
Özgür iradelerini tam potansiyel kullanabilen tek grup bu 3. gruptur. 

Bu 3 grubun özet bilgisini aklımızda bulundurarak, yukarıdaki soruyu kendimize tekrardan sorduğumuzda, özgür irade mi yoksa kader mi sorusunu cevaplandırabiliriz. 
İlk kategoridekiler için özgür irade diye birşey neredeyse söz konusu değildir. Onlar kaderlerini yaşar ve bu plan içerisinde neredeyse hiç denilebilecek kadar az değişiklik yapabilirler. İkinci gruptakiler ise kader planlarının içinde daha özgürdürler. Belirlenmiş yolları olsa da, hareket özgürlükleri vardır. 3. gruptakiler ise karmik yasaların dışında kaldıkları için özgür iradeleriyle hareket ederler.

Astroloji işte tam bu noktada bizlere yardımcı olur.
Kaderimizde var olan ve yaşamak zorunda olduğumuz olaylar hakkında bilgi verir. Bazen bu bilgi üstü kapalı şekildedir, bazen ise ayrıntısına kadar incedir.
Kader nedir sorusunun çok basit bir cevabı vardır. Kader hava raporu gibidir. Yarın havanın yağışlı olması kaderdir. Bu insanoğlunun değiştiremeyeceği bir gerçekliktir. Ama herkes bu havayı farklı şekilde değerlendirebilir. Kimisi botuyla, şemsiyesiyle ve su geçirmez kıyafetiyle dışarıya çıkıp, yağmurun tadını çıkarırken, kimisi de hiçbir önlem almadan dışarıya çıkıp hastalanacaktır. Hastalanmış olması onun kaderi değildir, karakteridir. Aklını kullanamamış olmasının bedelidir hastalığı.
Siz de yazılı olan kaderinizi bu şekilde düşünün. Astroloji haritanız sizin hava raporunuz. Bu haritada bazen gökgürültülü sağanak yağış gözükür, bazen ise güneş ve gökkuşağı.
Anların içinde seçenek yapma hakkına sahipsiniz. Bu yüzden aslında 1. gruptaki insanlar dahi karmik yasaların farkına vararak hayatlarını değiştirebilirler.

Biz günümüz koşullarında bambaşka bir dünyada yaşıyoruz. Tek bir ömre birçok ömrü sığdırabiliyoruz. Farklı ülkeleri ziyaret edebiliyor, farklı bir ırka mensup olmanın tadına varıyoruz. Bir meslekten diğerine atlıyor, bambaşka alanlarda kariyer yapabiliyoruz.
Biz ortaçağda yaşayan atamıza göre çok daha özgürüz. Sadece bu özgürlüğü bilgece kullanmıyoruz.

Bundan sonra hayattaki seçimlerinize dikkat edin. Olumsuz bir olayla karşılaştığınızda karşı tarafı suçlamak yerine hatanın çözümünü kendinizde bulun ve kaderinizi değiştirin. Çünkü özgür iradesini kullanmasını bilen insan için kaderin sunduğu seçenekler sonsuzdur.