8 Ağustos 2021 | Aslan burcunda YENİAY

  • Share

24 Temmuz 2021 | Kova burcunda dolunay

  • Share

ELEMENTLERİN İNTİKAMI

  • Share

Güncel olaylar eşliğinde gökyüzünün fısıltıları

  • Share

10 TEMMUZ 2021 | YENGEÇ BURCUNDA YENİAY

  • Share

24 HAZİRAN 2021 | Oğlak burcunda dolunay

  • Share

10 Haziran 2021 | İKİZLER BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

  • Share

26 Mayıs 2021 | YAY BURCUNDA AY TUTULMASI

  • Share

14 Mayıs 2021 | TRANSİT JÜPİTER Balık burcunda

  • Share

11 Mayıs 2021 | Boğa burcunda Yeni Ay

  • Share

27 NİSAN 2021 | AKREP BURCUNDA DOLUNAY

  • Share

12 NİSAN 2021 | KOÇ BURCUNDA YENİAY

  • Share

SATÜRN VE DİŞ SAĞLIĞIMIZ

  • Share

28 Mart 2021 | Terazi burcunda dolunay

  • Share

13 Mart 2021 | Balık burcunda Neptünyen YENİAY

  • Share

8 Ağustos 2021 | Aslan burcunda YENİAY

Kapımızda 16 derece Aslan burcunda gerçekleşecek olan yeniay bulunmakta. Her yeniay yeni bir sayfa demektir. Gökkubbede Güneş ve Ay birbirlerine kavuşur ve ufak bir karanlığın ardından her birimizin hayatında bembeyaz bir sayfa açılır. İşte bu beyaz sayfa haritamızda Aslan burcunun bulunduğu alanla ilgili olacak. 

Bu yeniay "lions gate" yani Aslan kapısı olarak adlandırılan olaydan 3 gün önce gerçekleşecek. Sirius piramidlerle uyumlu hale gelecek ve dünyaya yakınlaşacak. Bu güzel bir ruhsal aydınlanma sembolü. Özellikle bu kadar karanlık bir dolunaydan sonra bu Aslan Geçidi hepimizin beklediği manevi bir güç olacak ve yanan yüreklerimize su serpecek. 

Aslan burcunda sadece Güneş ve Ay bulunmuyor. Burada ayrıca Merkür de var. Tüm bu gök cisimleri Satürn ve Uranüs tarafından imtihan edilmekte. Bu büyük bir öfke ve isyan enerjisi. Hem de bu sefer isyan eden ateş elementinin kendisi. Bu yüzden dünyanın dört bir yanında cayır cayır yanıyor ciğerlerimiz. 

Ağaçlar özel ve üstün varlıklardır. Geleceğimizin umutlarıdır. Onları yok etmek geleceği çalmaktır. Bu yeniaydan önce deneyimlediğimiz dolunay çok şeytani bir enerjiye sahipti. Oğlak takım yıldızının boynuzları arasında gerçekleşmişti. Ama aklıma bu kadar şeytani bir operasyon yapabilecekleri gelmedi. İnsan içinde büyük kötülük barındırmadığı sürece kötülüğün hangi boyutlara varacağını kestiremiyor işte. Olan sadece insanlara değil, arılara, canlara, geleceğimize oldu. 

İçim acırken bu yazıyı kaleme almak içimden geçmese de yine de umut aşılamak zorundayım. Dilerim bu durumdan ders çıkarır ve bir daha olmasını engelleriz. Ama bunun için sadece ormanda yanan ateşleri değil, asıl içimizdeki öfke ve isyan ateşini söndürmeliyiz. Çünkü kadim öğretilerin bize aktardığı gibi içerisi nasılsa, dışarısı da öyledir..

Etrafımızı saran tüm karanlıklara rağmen bu yeniayın aydınlatıcı enerjisine geri dönersek, aslında tuhaf bir havadayız diyebiliriz. Çünkü tüm acı ve üzüntülere rağmen yeni kapıların eşiğinde duruyoruz. Ufkumuz açık, önümüz berrak. Buna inanmak zor da olsa, bu yeniay genişleme ve şanslı fırsatların vaadiyle geliyor. 

Uzun zamandır sisli puslu bir havanın içindeydik. Artık yavaş yavaş kartlar açılıyor. Gerçekler su yüzeyine çıkıyor ve yolumuz belirleniyor. Bu yeniayla birlikte zihnimiz daha berrak, yüreğimiz daha cesur, kalbimiz daha fazla sevgidolu olacak. Ertelediğimiz şeylere adım atmakta daha az zorlanacağımız 2 haftalık bir sürece giriyoruz. Kararsız davranışlarımızdan vazgeçip, eyleme hazır hale gelecek ruhlarımız. Ama yine de temkinli olmayı unutmamalıyız. Çünkü Neptün ve Venüs arasındaki karşıtlık ilişkiler ve para konularında gereğinden fazla risk alma niyetimizin bizi pek iyi yerlere götürmeyeceğini söylemekte. 

Belki de bu yeniay yapabileceğimiz en mantıklı şey Başak burcundaki Mars enerjisinden faydalanmak. Yani planlı programlı, hesaplı ve temkinli hareket etmek olacak. Bu yüzden Başak burcunun saf olan enerjisine bürünün. Azla yetinin. Mütevazi olun. Gözlerimizi göklere dikme değil, yerlere eğme zamanı. Büyük burunluluk taslayan ve kibrine yenik düşenler 2 haftalık süreç içerisinde kaybedecekler. Bu yüzden lütfen isyanımızı ve egomuzu değil, saflığı ve sevgiyi yüceltelim önümüzdeki günlerde. 

Misafiriz şu güzel yer kürede. Gün gelecek gideceğiz. Misafirliğimizin haddini bilip burayı yaşanılacak bir halde bizden sonraki kuşaklara bırakabilmek en büyük görevimiz. 

Dilerim bu yeniay bize bu gerçekleri hatırlatır ve hayata olan güvenimizi tazeler çünkü bu güven duygusuna bu aralar hepimizin çok ihtiyacı var. 

24 Temmuz 2021 | Kova burcunda dolunay


Geçen sene deneyimlediğimiz Satürn-Jüpiter kavuşumunu derece olarak tetikleyen bir dolunay var karşımızda.
Astrolojide önemli kavuşumların dereceleri büyük bir öneme sahiptir ve her tetiklendiklerinde geçmişi de tetiklerler. 

Satürn-Jüpiter kavuşumu 20 yıllık yeni bir döngüyü başlatmıştı. Bu dolunay ise tam da bu başlangıcın sembolü olacak nitelikte. 
Bu yüzden dolunayın etkisiyle birlikte hem sahte vaka sayılarında bir artış, hem de çok daha sert önlemler ve kapanmalar gündemimizi meşgul etmeye devam edecek. 

Biliyorum, içimizden yeter artık ne zaman bitecek bu süreç diye isyan edesimiz var ama maalesef henüz aydınlıktan çok uzağız. En azından 2023 yılına kadar, yani Satürn Kova'yı terk edene dek bu kısıtlamalarla kontrol altına alınmaya devam edeceğiz. Bu yüzden isyanlar ve ayaklanmaları global ölçekte yaşamaya da devam edeceğiz. 

Makro kozmosta bunları yaşarken kendi küçük iç dünyamızda dolunay karanlık bir aydınlanmayı ve uyanışı beraberinde getirecek. 

Satürn-Jüpiter kavuşumu yazımı okuyanlar hatırlayacaktır. Bu ikili Oğlak takım yıldızının boynuzlarının arasında kavuşmuştu. İşte bu dolunay da aynı noktada gerçekleşeceği için okült yeteneklerin ortaya çıkacağına işaret ediyor.

Bu gizli yeteneklere aslında hepimiz sahibiz. 
Sadece yıllardır kendi gücümüzün farkına varamamamız için uyutulduk. 
Bu yüzden kendimizi çaresiz ve işe yaramaz hissediyoruz. 
Kapana kıstırılmış gibiyiz. 
Hangi yöne, nereye doğru yol almamız ve ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. 
Tuhaf bir bocalamanın içinde dünyanın büyük bir çoğunluğu.
Tıpkı gökkubbede büyük malefikler olarak bilinen Plüton ve Satürn'ün arasına sıkışmış olan bu dolunay gibi. 

Plüton ölüm ve korkuyu sembolize eder.
Satürn ise fakirlik ve açlıkla anılır.
Bu iki gezegenin arasına sıkışmış olan bu dolunay muzzam çapta bir korkunun yayılmasına sebep olacak. 
Aç kalma, yoksul olma ve ölüm korkusu..
Ve işte tam da bu durumumuz derin uykumuzdan uyanmamızı sağlayacak. 
Bu dolunay birçok insanı sarsacak büyük bir güce sahip. Çünkü 2000 yıldır kurban anlayışını benimsemiş olan dev bir kitle gerçekleri görmek üzere.

Dolunay Kova burcunda gerçekleşeceği için birçoğumuz entelektüel bir aydınlanma yaşayacak.
Çünkü korkular sadece zihnimzde var olurlar ve çoğu zaman gerçeğe dönüşmez, sadece aklımızdaki sinsi şeytanlardan ibaret kalırlar. 
Bizi korkutan korkunun duygusudur. 
Bu yüzden korkularıyla yüzleşebilecek cesarete sahip olanlar ne kadar saçmaladıklarının bilincine varırlar. 
İşte bu dolunay bu bilinci uyandıracak hem de global bir çapta. 

☆☆☆

Dolunaya Mars ve Jüpiter doğasında olan önemli bir yıldız eşlik ediyor. 
Altair.
Bu yıldız kartal takım yıldızında bulunur ve mücadeleyi, savaşı, hakkını aramayı sembolize eder. 

Küçük veya büyük çapta, hepimizi bir özgürlük savaşı bekliyor. 
Savaşı kazanan özgürlüğünü kazanacak, kaybeden ise kurban edilmeyi göze almış olacak.

Kısacası bu dolunayın zorlayıcı açıları olmasa da, karanlık bir etkiye sahip olduğu için hissettiklerimiz ve yaşadıklarımız bize kendi gücümüzü elimize almamız gerektiğini hatırlatacak.
Bu yüzden ana akım medya göstermese de, dünyanın dört bir yanında ayaklanmalar ve isyanlar kaçınılmaz. 
______________________________

Dolunay gecesi tek başınıza kalabileceğiniz karanlık bir yere sığınıp gökyüzünü izlemenizi tavsiye ederim. 
Sky walk uygulamasını kullanabilenler kartal takım yıldızını bulsunlar.
Bu takım yıldızına, yani Altair'e doğru kalbinizden bir dua yükseltin.
Duanızda özgürlüğü isteyin çünkü onu kaybederseniz huzuru bir daha ne siz ne de çocuklarınız bulacak..

ELEMENTLERİN İNTİKAMI

 

Geçen gün kaleme almış olduğum güncel olaylar eşliğinde gökyüzü rehberliği yazımın ikinci kısmını kaleme alıp, son dönemlerde yaşamış olduğumuz doğal afetler ve elementler hakkında bahsetmek istiyorum. 

Uranüs 2019 yılında Boğa burcuna geçtiğinden beri doğal afetlerin artacağını zaten hepimiz öngörmüştük ama belki de hiçbirimiz 4 elementin intikamının bu kadar da fazla olacağına inanmamıştık. Özellikle son 1-2 senedir öyle bir döngü içerisindeyiz ki, ilk önce ateş elementi devreye girdi ve dört bir yandan denizlerle çevrili Avustralya'da günlerce durdurulamayan bir yangını şaşkınlık içerisinde izledik. Onunla birlikte ülkemizde ve ABD'de de yangınlar gerçekleşti. 

Ateş elementi hıncını daha alamamışken hava elementi devreye girdi ve küresel bir salgın başladı. Birden hiç umulmadık anda en büyük düşmanımız hava oldu. Sevdiklerimizle aramıza mesafeler girdi. 

Hava elementinin intikamı hala devam ederken bu sefer de toprak elementi depremleri ve volkanik faaliyetleri devreye soktu. İtalya'daki Etna yanardağı faaliyete geçti ve hepimizi korkuttu. Sonuçta Etna bütün Avrupa'yı bir buzulçağına sokabilecek kudrete sahip olan bir yanardağ. O yanarsa biz de yanarız! 

Geriye bir tek su elementinin intikamı kalmıştı ki, onu da şimdi görüyoruz. İlk önce Marmara'yı saran müsilaj ile kolera salgını patlayabilir dendi. Acaba su elementi havayla birlikte böyle mi intikam alacak derken Marmara müsilajdan arındırılmaya başlandı. Çevremde birkaç kişiden hastaneye kaldırıldıklarını öğrensemde, insanlar gönül rahatlığıyla denize girebiliyor ve müsilaja dair bir belirti son iki haftadır bizim buralarda yok. Bu bana su elementinin yerden değil gökten de gelebileceğini hatırlattı. Ve tam da bunun üzerine altyapısı bu kadar sağlam ve belediyelerin kusursuz çalıştığı Almanya ve Belçika'dan dehşet verici sel felaketleri duyuldu. Onca insan kayıp, güncel verilere göre 168 kişi hayatını kaybetti. Bu sayının daha da artacağı belli. 

Ben bu yazıyı kaleme alırken benzer bir sel felaketi ve heyelan da güzel Rize'mizden geldi. Ondan önceki haftalarda Sakarya bölgesinden bir sel felaketi duymuştuk. Bu haberler bitmek bilmiyor ve bu felaketler sadece birer başlangıç. Bunları çok daha sık duyacağız. 

Özellikle bu yaz birçoğumuz için gerçeklerle yüzleşme yazı oldu. Kasım gibi geçen bir Haziran yaşadık. Soğuk ve yağışlı. Biz üşürken Kanada ve Rusya gibi kuzey bölgeler cayır cayır yandı. Sıcak havaya dayanamayanlar oldu ve sadece Kanada'da 719 kişi bu yüzden hayatını kaybetti. Bu mevsim normallerin dışında gerçekleşen sıcaklık tabiki orman yangınlarını da beraberinde getirdi. 

Kısacası 4 element birbiriyle etkileşime girerek insanoğlundan intikam alıyor. Doğaya bir şey olduğunu zannetmeyin. Yanan toprak bir süre sonra kendisini yeniliyor. Yanan ağaçların yerine yeni ağaçlar yetişiyor. Toprak sel suyunu emiyor, yanardağının bıraktıklarını gübre misali kabul ederek zenginleşiyor. Doğal afetlerde olan bizlere oluyor. Bizim evlerimiz yıkılıyor, çatılarımız uçuyor, sularda boğulup ölen bizler ve en sevdiklerimiz oluyor. 

İnsanoğlu doğayı hiçbir zaman için yenemez ama doğa insanı istediği anda mahvedebilir. Bu yüzden ona karşı büyük bir saygı göstermek ve başımızı  karşısında daima eğmek zorundayız. Çünkü biz Doğa Ana'dan asla daha güçlü değiliz. 

Bu gerçeğin yeni yeni farkına varan insanlar ilgilerini iklim konusunda uzmanlaşmış bilim insanlarına yöneltmeye başladılar. Soru basit:

Bundan sonra yaşanılacak en güvenilir ülke veya bölge neresi? 

Bu soruyu siz de yöneltin kendinize. Hatta isteyenler yorumlarda paylaşsın. Ama cevabını ben size şimdiden söyleleyim. Ne Şirince, ne dağ başı ne de başka bir yer. Kısacası bilim insanlarına göre hiçbir ülke ve hiçbir bölge. 

Öner Döşer girmiş olduğumuz süreç için çok güzel bir şey söyledi. Bu öyle bir süreç ki, hiçbirimiz kendini garantiye alamayacak, dedi. Bu sözüne katılıyorum. Ne zengin ne fakir.. ister villanız olsun, isterse evsiz olun bundan sonra eşitsiniz. Çünkü toprak döngüsü kapandı ve eşitliğin sembolü olan hava döngüsü başladı. Bill Gates'in dediği gibi bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 

Doğayı sömürürken, ormanları yok ederken, denizleri kirletirken bu gerçek hiçbirimizin aklının ucundan bile geçmedi. Oysa her tecavüzün, her tacizin, her hor kullanmanın bir bedeli olacaktı. İşte Uranüs Boğa'da bu bedeli ödetiyor ve 2026 yılına kadar daha da şiddetli bir şekilde ödetecek. Hep beraber doğanın intikam alışını izliyor olacağız. Ve bu intikam seni beni bulsa da, en çok zengin kesimi bulacak çünkü en büyük hak yiyici daima onlar oldu. Bu yüzden özendiğiniz o Kanada, Amerika, Avrupa hayatlarını iyi gözlemleyin. O güzel bahçeli villalarında oturanlar bir anda her şeylerini kaybedecekler. Zaten bu yazıyı yazarken bir haber daha Kanada'dan geldi. Şiddetli hortum yine onlarca kişiyi evsiz bırakmış. 

Görüntüler içler acısı ve zengin veya fakir hiç kimsenin başına bu tür felaketlerin gelmesini istemem. Ama Doğa Ana'ya bu kadar sert davranırken elbette bunun bir gün bedelini ödeyecektik ve o gün hepimiz için artık yarından daha da yakın. 

Doğal afetler ezelden beridir oluyor bu yeni bir şey değil ki diyebilirsiniz, ki haklısınız. Ben küresel ısınmaya çok fazla inanmayanlardanım. Bence çok daha farklı bir şey oluyor. Kutupların manyetik alanı kayıyor. Ve bu da ilk defa olan bir şey değil. Doğa Ana değişimi sever ve çokça kez yaşadı bu olayı. Değişimlere direnen insanoğludur. Bu yüzden doğa değişirken ona ayak uydurmakta zorlanan bizler olacağız. 

Peki ne mi yapabiliriz?

Musluktan akıttığınız her damlanın kıymetini bilebilirsiniz. Balkon, teras veya bahçe, yaşam alanlarınızı yeşillendirebilirsiniz. Toprak, tohum bulabilir ve ekebilirsiniz. Canlılara, börtü böceğe yaşam alanı yaratarak Doğa Ana'ya hizmet edebilirsiniz. AVM'lerde gezinip naylon, polyester ürünler almak yerine ihtiyaçlarınızı ikinci el ürünlerle karşılayabilirsiniz. Plastik ambalajlarda yiyecek içecek satın almak yerine üreticilerden plastiksiz çözümler bulmalarını talep edebilirsiniz. Unutmayın ki, patron onlar değil, Siz'siniz. Çünkü siz talep ettiğiniz sürece onlar üretebilir ve para kazanabilir. Şirketler bu hırsla bizi sömürmeye devam edecek çünkü buna biz izin veriyoruz. Keşke bunu bir idrak edebilsek. Çünkü güç onlarda değil, aslında gerçek güç toplum, yani Biz'iz.

Bu yazımı burda sonlandırıyorum. Umarım hepimiz değişen bu döngüye en hızlı şekilde ayak uydurur ve değişimin kendisi oluruz. Yoksa yazılarımda dediğim gibi torunlarımızın torunlarına uğruna yaşanacak bir dünya bırakamayacağız. Ve bu kadar bencil olmaya gerçekten hakkımız yok!

Güncel olaylar eşliğinde gökyüzünün fısıltıları

 

Bu yazımı beyin yıkamak için değil tam tersine farkındalık kazandırmak için kaleme almak istedim. İnsanlar 2020/21 yıllarında en çok yıkanan şeyin ellerimiz olduğunu zannediyorlar oysa en çok yıkanan maalesef beynimiz oldu bu süreçte. 

Satürn ve Plüton geçen sene Oğlak burcunda birleştiklerinde büyük bir anlaşma yaptılar. Kader planına uygun davranmayan herkesi ortadan kaldıracaklarına dair bir yemindi aslında bu. Dev bir temizlik gerçekleşecekti çünkü ademoğlu Kova çağına hazırlanmalıydı. Bunun sonucunda dev bir salgın başladı. Bu salgında ölecek olanların sayısı da kimlikleri de belliydi. Kader planının dışında hareket edenlere bu hastalık bulaşacak ve Azrail devreye girecekti. Kaderine uygun yaşayan ve misyonların bilincinde olanlar ise bunu basit bir grip gibi atlatacak ve hayatına devam edecekti. 

Astrolojide boşuna Satürn için acımasız denmez. Hele bir de en büyük malefiklerden olan Plüton da yanında duruyorsa tabiki ceza büyük, ödenen bedel ise ağır olacaktı. Ama yine de bunu kötü olarak algılamayın. Çünkü aramızdan ayrılan ruhlar veda etmeyi kendileri seçmişti. 

Ölüm günümüz kaderimizdir. Bunu doğmadan önce kendimiz belirleriz. Siz istediğiniz kadar sağlıklı yaşayın, aşılarınızı olun.. tüm bunların hiçbiri sizi ölümden kurtarmayacak. Bu yüzden ölüm sayıları sizi korkutmamalı. Sadece bu çağı deneyimlemek istemeyen ruhlar aramızdan ayrılıyorlar. Korkmak yerine sevgiyle onları farklı bir boyutta devam edecek olan tekamül yolculuklarına uğurlamamız gerek. 

Kısacası salgından yani Plüton'dan kurtulmanızın yolu kendinize bilinmedik bir şey enjekte etmek değil. Kaderinizle yüzleşip misyonunuzu hatırlamak. Çünkü yeni dünya düzeninde işe yaramaz insanlara yer yok! Robotlar ve yapay zeka zaten mesleklerin çoğunu devraldı ve alacak. Artık sadece yaratıcı insanlara ihtiyaç var. Bu yüzden en çok yaşlılar veda ediyor ve ayrılıyor aramızdan. 

Uranüs özgürlüğü ve bağımsızlığı sembolize eder. Boğa burcu ise maddi değerleri. Bu transit bize sadece dijital parayı vs dayatmayacak. Uranüs'ün Boğa burcundaki transiti şu anda sahip olduğun değerlerden çok daha fazlasını hak ediyorsun diye haykırıyor suratımıza ama dinleyen, bu sesi duyan kim..

Uranüs en son Boğa burcundayken toplama kamplarında fakirler, çingeneler, engelliler ve özellikle Türk kökenli yahudiler üzerinde büyük deneyler yapılıyordu. Aradan onca yıl geçti ve Uranüs yine Boğa burcunda bulunuyor. Ve ne acıdır ki, şu an aynı deneyler bu sefer tüm insanlık üzerinde yapılıyor. Adı sadece yahudi soykırımı değil daha farklı.. Tıbbi soykırım! 

Orta sınıf başarılı bir şekilde yok edilirken, zenginler hiç olmadığı kadar şiştiler ve hala da doymadıkları için şişmeye devam ediyorlar. Kahpelik üzerine kurdukları bu sistemi şimdi hepimize yeni komünizm adı altında beyinlerimizi yıkayarak dayatmaya çalışacaklar. Oysa aklı olan herkes Komünist sistemle yönetilen Çin ve Kuzey Kore'nin ne halde olduğunu görüyor. Hak, hukuk, eşitlik ve adalet bu şekilde gelmez. Bunu hepimiz geçmişte gördük ve hala da görüyoruz. Bu Uranüs'ün yolu değil. 

Kendinize dönüp bir sorun. Bir eviniz, arabanız, düzenli bir geliriniz ve bir işinizin olmasını istemez misiniz? İstersiniz. İşte bu sorunun cevabını bize kabullendirmek için şu an planlanmış bir pandemi ve insan eliyle yaratılmış olan bir virüsün etkisindeyiz. Nasıl bu kadar emin olabiliriz diye soruyor olabilirsiniz kendinize. Aslında cevabı çok basit çünkü Neptün Balık burcunda. 

Tarih bize gösterdi ki, bugüne dek çokça salgın atlattı insanoğlu. Hiçbir salgını durduran da aşı olmadı, kazanılan bağışıklık oldu. Ama bu sefer durum çok farklı. İnsanoğlunun sağlığı o kadar çok önemli ki, devletler büyük bir baskı görmekte. Yeterki o ne olduğu belli olmayan şey hızlı bir şekilde 10 doz enjekte edilsin herkese. Amaç gerçekten insan sağlığı mı yoksa çip mi yoksa nüfusu düşürmek için toplu katliam mı bilemiyorum. Herkes bu sorunun cevabını kendi vermeli. 

Ama unutmayın ki, Neptün çok kuvvetli olduğu Balık burcunda. Öyle bir sisli puslu hava ki bu, istediğiniz senaryoyu kurgulayıp karşınızdakine pazarlayabilirsiniz. 

Neptün 1692 yılında da yine Balık burcundaydı ve onca masum insan kilisenin manipülasyonu yüzünden cadı diye cayır cayır ateşler içerisinde yakıldı. Onca yıl geçti aradan ama farklı bir senaryoyla bugün yine yaşıyoruz bu soykırımı.

Hipnotize olmuş varlıklar gibi şu an ana akım medyanın elinde olan kuklalarız. Bunu sadece ülkemiz için değil, tüm ülkelerin medya araçları için söylüyorum. Korku beyin yıkamak için en önemli unsurdur. Bunu Hitler'de biliyordu ve çok güzel kullanmıştı. Ama küreselcileri tebrik etmek lazım biraz şapşal bir plan hazırlamış olsalar da, yine de yutturdular hepimize. Korkuyla yönetiyorlar şu an bizleri ve maşa gibi yerine getiriyoruz tüm emirlerini.

Lütfen gözlerinizi açın ve Uranüs'ün Boğa burcundaki etkisini çok iyi anlayın. Bu bir özgürlük çağrısı ve bizim gittiğimiz yer mutlak köleliğe doğru. Komünizm sizi özgürleştirmeyecek. Size hak ettiğinizi vermeyecek. Sahte bir eşitlik sunacak ve çark değişmeyecek. Sizden yine de daha zengin, varlıklı olan bir yönetici küreselci grup olacak. Siz yine onların altında kalan ve ezilen, hakkı yenilen tayfa olacaksınız. Sizce Uranüs Boğa burcunda bunu mu dayatmak istiyor bizlere? 

Şu an seçim yapma hakkına sahibiz. Ama eğer özgürlüğü seçmez isek çocuklarımıza uğruna yaşanılacak bir gelecek bırakmıyor olacağız. Onların seçim hakkı olmayacak. Bize adaletsizlik üzerine kurulu bir düzen dayatılacak. Zaten adaletsiz bir düzende yaşıyorduk, biliyorum ama bu dayatılan bundan bin beter olacak ve bu gerçeği bilmenizi istemiyorlar. 

Astroloji neden dinen haram olarak görülür ve bilim onu neden yalanlayıp gerçek olarak kabul etmez diye hiç düşündünüz mü? Astroloji bir pusuladır. Karanlıkta ışık misali yol gösterir. Eğer size yol gösteren bir pusulanız varsa sizi başka biri manipüle ederek yönlendiremez. Günümüzün en büyük kitle yönetim araçları maalesef bir taraftan din bir taraftan da bilimdir. Ve bu ikisine sorgulamadan körü körüne tapan insanlardan oluşuyor yeryüzü. Özellikle günümüzde bilimin arkasına sığınan sahtekârlar şu an sahnedeler ve Greta Thunberg'in de dediği gibi oyunculuklarını sergiliyorlar. 

Astrolojiyi  Kova burcu temsil eder çünkü Kova gerçek adalet ve kardeşliktir. Astroloji ise insanları bu gerçek adalet üzerine kurulu kardeşliğe götürmek için vardır ve gökyüzünü biraz okumayı bilenler olup bitenleri çok iyi okuyabilirler. Çünkü astroloji her şeyi açıkça gösteriyor ve aslında işini bilen astrologlar bu konulara zaten değiniyor. Sadece büyük çevresi olanlardan bu kadar açık sözlü ve net olmalarını bekleyemeyiz. Bu yüzden bu konular daha çok üstü kapalı anlatılır. Ben cesareti gösterip biraz daha açık ve net ifade etmek istedim gökyüzü sembolizmasını. Umarım umduğum gibi bir farkındalık kazandırabilmişimdir. Aslında bireysel değil toplumsal bir seçimin eşiğindeyiz ama yine de tek başımıza hangi tarafı seçeceğimizin kararını vermek üzereyiz. Lütfen bu seçimi yaparken duygularınızla değil mantığınızla hareket edin. Sizi yönlendiren korkunuz olmasın. Hele ölüm korkusu asla olmasın. Çünkü o günden kaçış yok. Ölüm elbet bir gün gelecek. O halde ha yarın ha bugün fark etmez. Ama önemli olan o gün gelene dek özgür ve değerli bir hayat yaşamış olmak ve bu değerleri torunlarımıza da bırakabilmek. Tıpkı Uranüs'ün bize vadettiği gibi..

10 TEMMUZ 2021 | YENGEÇ BURCUNDA YENİAY


18 derece Yengeç burcunda gerçekleşecek olan yeniaya yaklaşıyoruz. Önümüzdeki iki haftalık süreç boyunca umursayacağımız şeyler aile ve yuva etrafında oluşan olaylar olacak.

Ben gerçekten nereye aidim? sorusu hepimizin aklını kurcalayacak ve bu sorunun cevabını bulabilmek uğruna yeni bir yolculuğa çıkıyor olacağız. Kimilerimiz gerçekten aileleriyle yollarını ayıracak, kimilerimiz ise kendilerine yepyeni bir yuva kuracak. 

Yeniayın Neptün ile olumlu açısı hayal kırıklıkların onarılacağını ve kırgınlıkların aşılıp, güzel bir manevi enerjinin içine gireceğimizi gösteriyor. Bu yüzden kavgalı olduğunuz kişiler varsa onlarla barışın ve kalbinizdeki yükleri azaltın. Bunu başarabilenlere bu yeniay ferahlama vadediyor. 

 Yeniay bir yandan da Plüton ile karşıt açıya sahip. Yani karanlık duyguları, kibir ve ego krizlerini beraberinde getirecektir. İçimizde hepimiz bir huzursuzluk hissediyoruz. Sessizce bir isyan yükseliyor ve had safhada bir tahammülsüzlük söz konusu. Tüm bu karanlık duygular 2 hafta boyunca huzurumuzu kemirecek. Karşımızdakiyle didişip,  üstün çıkmaya çalışırken savaştığımız şeyin kendi egomuz olduğunu kavrayamayacağız.

Gökkubbede ayrıca Mars ve Venüs kavuşumdalar. Bu ilişkiler açısından güzel bir enerjiyi getirse de Satürn ve Uranüs gezegenlerinden gelen zorlayıcı açılar, yeniayla birlikte ilişkilerimize bir hayli dikkat etmemiz gerektiğine dair bizi uyarıyor. Sabit gibi görünen ve bize güven verdiğini zannettiğimiz ilişkilerimiz çatırdayabilir. Hiç ummadığımız olaylar gereksiz yere patlayarak ilişkilerimize mesafe ve soğukluk getirebilir.

Ne var ki, Merkür gökkubbede Betelgeuse ve Polaris yıldızlarından destek aldığı için bir yerlerden bize rehberlik edecek birileri çıkabilir. Umduğunuzdan çok daha farklı bir yola sapabilirsiniz. Bu yüzden tutunmaya çalışmayın. Ne geçmişinize, ne yüklerinize de ne de gelecek korkularınıza.. 

Kısacası değişken ve fırtınalı bir atmosferin içerisinde bulunuyoruz. Uçurumun eşiğinde cambazlık yapacak gibiyiz. Kimilerimiz düşecek, kimilerimiz sağ salim varmaları gereken yere gidecek. Önemli olan akışa teslim olmak ve tıpkı Yengeç burcunun elementi gibi su misali koşullara ve kadere güvenmek. Böylelikle yol kendiliğinden önümüzde belirecek. İhtiyaç duyduğumuz yardımlar ise yolculuğumuz süresince mucizevi bir şekilde karşımıza çıkacak. 

Dilerim bu yeniay karanlıklara yenik düşmek yerine, karanlığımızı aydınlatacak yıldızlarla karşılaşır ve güzel bir rehberlik alarak açık ve aydın bir yolda huzur buluruz. 

24 HAZİRAN 2021 | Oğlak burcunda dolunay

 

3 derece Oğlak burcunda gerçekleşen dolunayı kucaklamak üzereyiz.
Tutulma sonrası ilk tamama erişimizin sembolü bu dolunay. 
Yaklaşık olarak 6 ay önce hepimiz Oğlak burcundaki yeniayı deneyimledik ve akabinde haritamızda Oğlak burcunun bulunduğu alanla ilgili konularda yeni bir başlangıç yapıp bir temel inşa ettik. 
İşte bu dolunay ektiklerimizi biçiyor olacağız.

☆☆☆

Bu dolunayla birlikte eski kalıpları yıkmaya hazırlanın. 
Geçmişin prangalarından kurtulun. 
Çünkü her birimizi bir değişim bekliyor. 
İyicil gezegen Jüpiter dolunay'a güzel bir destek gönderdiği için aslında yaşamlarımıza göklerden bir yardım eli dokunacak.
Hazır Merkür de retrosunu tamamlamışken gelecek uğruna daha hızlı adım atabileceğimiz bir sürece girmiş bulunuyoruz. 
Ama Merkür'ün Neptün ile zorlayıcı açısı aklımızı toparlamakta zorlanacağımıza işaret ediyor. 
Aslında Satürn'den destek geldiği için gerçekçi fikirleri olanlar bu süreçte hedeflerine ulaşabilecekler ama yine de Neptün'ün hayal kırıklığı barındıran enerjisine dikkat etmemiz şart. 
Yani çıktığınız yollara da kimlerle çıktığınıza da dikkat edin.
 Sabır gösterebilirseniz güzel bir yere varabilirsiniz ama varana dek bazı şeylerin umduğunuz gibi gitmeyeceğini bilmeniz gerek.

☆☆☆

Bu dolunaya etki eden önemli bir diğer gök açısı Satürn ve Uranüs arasında ikinciye kesinleşen kare açı. 
Bu açının ilkini Şubat'da deneyimlemiştik. Bu dolunayla birlikte ikincisini, Aralık ayında ise son etkisini hissedeceğiz. 
Eskiyle yeninin, geçmişle geleceğin, var olan düzenle yeni gelmekte olan düzenin çatışmasını sembolize ediyor bu ikilinin dansı. 
Öyle bir tuhaf sürecin içindeyiz ki, 2030'dan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını ve bir daha da asla olamayacağını idrak edeceğiz. 
Bu dolunay da bu yeni doğumun sancılarından biri. 

Bir yanımız geçmişini özlüyor olacak. 
Eskiden meğer ne kadar huzurluymuşum diyenlerimiz çoğalacak.
Ama bir yandan da bir şeylerin koptuğunu ve bir daha eskisi gibi olamayacağını bildiğimiz için yeniyi kabul etmekle reddetme arasında sıkışıp kaldığımız için kendimizi huzursuz ve zaman zaman da çaresizmişiz gibi hissedeceğiz. 
Dolunay haritasında Satürn ve Uranüs'un zorlayıcı dansına bir de Mars kare açısıyla eşlik ettiği için işler iyice zorlaşacak. 
Mars Aslan burcunda kuvvetli konumda olduğu için herkeste bir inatlaşma olabilir ve kimse geriye adım atıp fedakârlık etmek istemeyebilir. Bu da işleri iyice zora sokabilir. 

Uzun lafın kısası..
Bu dolunay kendinize hakim olun. 
Bilin ki, bazı şeyler umduğunuz gibi gitmeyecek. 
6 ay önce ektiğiniz tohumlar istediğiniz gibi yeşermeyecek. 
Sabırlı davranın.
Eskiye inatla tutunmayın ve çevrenizdekilerle de inatlaşmayın. 
En doğruyu sadece kendinizin bildiğini sanmayın.
Çünkü bu dolunayın ucunda hayal kırıklığı da var. 
Yine de umudu yitirmek olmaz. Sonuçta Jüpiter bizi kucaklamak için elinden geleni yapma arzusunda.

Dilerim bu dolunay tüm zorluklara rağmen hayatımıza güzel yenilikler getirir ve eskinin gücünü elimize alarak geleceğimize aydınlık armağan ederiz.

10 Haziran 2021 | İKİZLER BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI


 19 derece İkizler burcunda gerçekleşecek olan Güneş tutulmasına yaklaşıyoruz. 
Bu tutulmayı ülkemizden gözlemleyemeyeceğimiz için ufak bir manevi korunma altında olduğumuzu söyleyebiliriz ama aynısı Amerika ve kuzey ülkeleri için geçerli olmayacak. Bu bölgelerde Güneş tutulması birçok ani gelişmeleri beraberinde getirebilir. 

 İkizler hanesinde Güneş, Ay, Merkür ve Kuzey Ay düğümü bulunduğu için yoğun bir ikizler enerjisi bizi etkisi altına alacak. 
Değişken koşullar ne zaman ne yapmamız gerektiği konusunda bizi ikilemde bırakabilir.

Ay düğümleri Yay ve İkizler eksenine geçtiğinden beri günü yaşamak, an'a odaklanmak ve geleceği unutmaktan başka bir çaremiz kalmadı.
Güney Ay düğümünün Yay burcunda bulunması hepimizin inancını kırdı, motivasyonunu düşürdü.
Tam da bunun üzerine hepimize yeni bir sayfa açtıracak bir tutulma bizi bekliyor. 
Ama bu yeni kapı açılmadan durup, sakinleşmeli ve farkındalık kazanmalıyız.
İkizler burcunun haritamızda bulunduğu alanda bir yol ayrımı bizi beklemekte. 

Hangi yolu tercih etmek istiyorum?
Seçeneklerim neler? ..

 İşte bu soruların cevaplarını bulmamız önemli. 
 Çünkü her şeyi sorgulayacağımız 6 aylık bir sürecin içine girmek üzereyiz. 
Zihnimiz olduğundan çok daha aktif olacak ve aklımızda son 1 senedir bulamadığımız sorularımıza cevaplar arıyor olacağız. 
Cevapları bulurken sadece kendi bildiğimizi okumak yerine başkaların fikir ve düşüncelerini önemseyeceğiz. Bu da bizi zenginleştirecek ve tahmin etmediğimiz kapıların açılmasına vesile olacak. 
6 aylık süreç boyunca karşınıza çıkan fırsatları çok iyi değerlendirin. Çünkü açılan kapılar yaklaşık olarak 19 yıl boyunca etkisini hissettirecekler. 
_________________________

Tutulmaya Neptün karesi damga vuracağı için başımıza gelen bazı olaylar aklımızın iyice karışmasına sebep olabilir. Verilen sözler yerine getirilmeyebilir. Özellikle Merkür retrosu yüzünden başlanılan işler yarım kalabilir. Hayatımıza girip çıkan insanlar işleri iyice karıştırabilir.
Kısacası bu tutulma her birimizin hayatına bir belirsizlik getirecek ve bu İkizler burcunun haritamızda bulunduğu alanla ilgili olacak. Ama zamanla bu belirsizlik, sis misali kaybolacak ve yolumuzu daha net görmeye başlayacağız. 
Bunu başarabilmek için an'a teslim olmak ve geleni olduğu gibi kabul etmek zorundayız. 
Kimilerimiz için bu fedakarlık yapmak anlamına da gelebilir. 
Sonuçta her şey her zaman için bizim elimizde değildir ve bilge kişi bu gerçeği kabul eder, direnmez.

☆☆☆

Güneş tutulmasından birkaç saat sonra Merkür cazimi yani kadimlerin deyimiyle Güneşin kalbinde olacak. 
Denir ki, Güneşin kalbinde olan gezegen kralın sofrasına oturur ve önemli bilgileri edinir. 

Sadece bir kaç saatliğine etkin olacak olan gizemli bir kapı bu. 
Hepimize yaratıcının fısıltısını duyma yetkisi verilecek. 
Bu güzel armağanı kaçırmamak için tutulma sonrasındaki saatlere büyük önem verin. 
Kulağınıza gelen fısıltılar, birilerinden duyacağınız sözler, aklınıza gelen fikirler veya ruhunuzun hissedeceği ilhamlar size manevi rehberlik edecekler. 

İkizler burcu söz ve yazıyı temsil eder. 
Tutulma yöneticisi olan Merkür tanrıların elçisi olarak bilinir. 
Bu elçiler tutulma sonrası her birimiz için çok önemli olacaklar. 

Merkür bu derecesinde daha önce bulunduğu için gelen haber yeni bir bilgi olmak zorunda değil. 
Belki de bize zaten bildiğimiz bir gerçeklik tekrardan hatırlatılabilir.
Geçmişte kaçırılan bir fırsat veya geçmişte yaşanılan bir olayla ilgili bir haber olabilir bu.
Bu bilgininin üzerine yeni bir gerçeklik oluşturma görevine sahip olacağız. 

Sessizce bekleyin..
Tutulma günü yolunuz belirlenecek ve ruhunuz bunun farkındalığına erişecek. 
Ama asıl yolculuk hemen değil, 6 ay içinde gerçekleşecek. 

Umarım bu yolculuğumuz hepimiz için hayırlı olur ve sessizliğin ardından hayırlı kapılar belirir, ruhumuz huzuruna kavuşur. 

26 Mayıs 2021 | YAY BURCUNDA AY TUTULMASI

 


2021 yılının ilk tutulması var önümüzde. Bu tutulma kanlı bir Ay tutulması olacak ve Yay burcunun 5. derecesinde gerçekleşecek. Dünyaya yakın konumda gerçekleşeceği için aslında aynı zamanda bir süper dolunay deneyimliyor olacağız. 

Bu tutulma Güney Ay Düğümü ekseninde gerçekleşeceği için Yay burcunun haritamızda bulunduğu alanla ilgili konularda bir devrin kapanışını sembolize ediyor olacak. Kısacası Yay konuları üzerinden kadersel bir tamama erme durumu yaşıyor olacağız. Bu bazılarımız için ferahlama ve özgürlük anlamına geliyor, bazılarımız için ise tam tersini sembolize ediyor. 

Gökkubbede dans eden her gezegen yeryüzünde ektiklerimizi biçtirir bizlere.. Özellikle tutulmalar bununla görevlendirilirler ve bizim elimizde olmayan ve sadece kaderin kararıyla gerçekleşen olayları deneyimlememize vesile olurlar. 

Kollektif olarak daha çok burçların gölge yanlarını tezahür ettiğimiz için 26 Mayıs ve sonrasındaki 6 aylık süreç boyunca Yay burcunun olumsuz özellikleri üzerinden imtihan ediliyor olacağız. 

Bu tutulmayla birlikte öyle bir süreç içine giriyoruz ki, herkes her şeyi çok iyi bildiğini, hatta sadece kendinin doğruyu bildiğini iddia edecek duruma gelebilir. Kibir ve ukalalık testinden bazılarımız geçemeyebilir. İnançlarımızın veya dini görüşümüzün doğru olduğunu zannederek büyük günahlara batabiliriz. Tüm bu sahte bilgelik taslamaları toplumda fikir ayrılıklarına ve bunlar da çatışmalara davetiye çıkarabilir. 

Aynı şekilde özgür olma arzusu ters tepebilir ve isyanlar çok daha fazla artabilir. Bu tutulma son 1.5 senedir yaşanılan gerekli gereksiz kısıtlamalara karşı büyük bir isyan kıvılcımını çakabilir. Sonuçta Yay burcu ateş elementine ait. Yani bu deneyimleyeceğimiz tam bir ateş tutulması olacak. 

Maalesef bu ateş tutulmasının nasıl gerçek ateş, ölüm ve katliamı yaratabileceğini Filistin'de görüyoruz. İnanç ve din uğruna tarihsel süreç boyunca bu topraklarda o kadar çok kan döküldü ki, hala ders almıyoruz. Bu tutulma dünyayı  bir ateş çemberine çektiği gibi kendi küçük iç dünyalarımızda da ateş tutulmasını hissedeceğiz. 

Olumlu anlamda yüreğimizde sessiz sedasız yeşerttiğimiz umutlarımızın gerçekleşmesine bazılarımız çok yakınlaşacak. Bu tutulma bir devrin kapanmasını sembolize ediyor ve bazılarımız için bu kötü bir döngünün kapanmak üzere olduğu anlamına geliyor. 

Her dolunay geçmişle barışma ve geleceği kucaklama zamanıdır. Bu sadece bir dolunay değil aynı zamanda kuvvetli bir tutulma olduğu için bu etkiyi çok daha derinden yaşama potansiyeline sahibiz. 

Açığa çıkan bu muazzam enerjiden faydalanabilmek için geçmişte hayal ve umutlarınızı öldüren her şey ve herkesle aranıza bir set çekin. Bırakın bu tutulma tüm acıları tarihin karanlıklarına gömsün. Önyargılarınızı yıksın, yanlış inançlarınızı yaksın ve yarınlarınıza ışık olsun. 

Bu tutulmayla birlikte körü körüne sahte bir inançla yol tutturmuş olanlar çok dikkatli olsun çünkü dev bir yalan havuzunda yüzdüklerini ve yılanlara dost diye sarıldıklarının farkına varabilirler. Bu yüzden inançlarımızı tekrardan gözden geçirmeli ve bize zarar veren alışkanlıklarımızı tutulmayla birlikte geride bırakmaya niyet etmeliyiz. Fanatikleşirsek kaybederiz! Kalbimizin sesini dinler, sezgilerimizin uygulayıcısı olursak kazanırız. 

Tutulmanın yöneticisi Jüpiter olduğu için 6 aylık süreç içerisinde elimizi attığımız ve gerçekleşeceğine inandığımız her şey Jüpiter'in etkisiyle büyüyecek ve genişleyecek. Karanlıkları besleyen dış dünyasındaki şeytanlarla yüzleşecek. Aydınlığı kuvvetlendirenler için ise ne mutlu çünkü onları çok güzel bir süreç bekliyor. Hayatlarına onlara yardımcı olacak olan bir sürü şanslı fırsatı çekecekler. 

☆☆☆

Özetlemek gerekirse, tutulma sonrası süreç boyunca başarılı olmak istiyorsanız sakın sorumluluktan kaçmayın. Gerçek bilgiye sahip olmadan konuşmayın. Bilgelik taslamayın. Tutamayacağınız sözleri vermeyin. Büyük riskler almayın. Derin sularda boğulmayın. Kendinize güvenin ama sürece teslim olun. Kader ağlarını sizin için örecek.. Siz yeterki tutulmanın ayağınıza kadar getirdiği fırsatları geri tepmeyin. Hayalini kurun, umudunuza tutunun ama uçmayın çünkü fazla havalarda uçan herkesi bu tutulma sert bir şekilde yere çakabilir. 

Dilerim hem dünyamız hem kendi ülkemiz hem de kendi iç dünyamız için bu tutulma hayırlı olur ve özgürlük, refah ve huzuru beraberinde getirir..

14 Mayıs 2021 | TRANSİT JÜPİTER Balık burcunda


Umudun ve inancın gezegeni Jüpiter Kova burcundaki misafirliğine 2 derecelik bir ara verip, çok daha kuvvetli olduğu Balık burcuna geçiş yapıyor. 
Balık burcunda sadece ilk iki derece bulunup, 28 Temmuz'da tekrardan Kova'ya geçecek olsa da, bize 2022 yılında yaşayabileceklerimizin ufak bir fragmanını gösteriyor olacak. Asıl transitine ise 29 Aralık'da başlayacak.

Jüpiter'in Balık burcuna geçişiyle birlikte kısa süreliğine de olsa bir ferahlama ve özgürleşme bizi bekliyor. 
Bu coşku dolu bir özgürlük olmayacak. Çünkü Balık burcu dişil bir burçtur ve enerjisini içe akıtır. Bütünlüğü ve şifayı temsil eder.
Jüpiter'in 2022'de Balık burcundaki seyahati bence bizi bu pandemiden kurtaracak. Ama sanmayın ki mutasyonlar devam etmeyecek.
Satürn Kova burcunda kaldığı sürece baskılar,  yasaklar ve korkular devam edebilir ama asıl teyhlikeyi atlatmış olacak çoğumuz. 
Kısacası Jüpiter transiti şifalanma sürecimizi başlatıyor olacak. 

Jüpiter aynı zamanda içimizdeki umutları canlandıracak.
Camını aç, pencerenden bak, uzak diyarlardaki fırsatları gör, kendine inan diye haykıracak.
Dünya hapisimizi sona erdirecek.
Ama bunun için bizim de kendi haritalarımızdaki Jüpiter'lerimize güç vermemiz ve acıların dineceğine inanmamız şart.

Balık burcun gölge yanı kurban anlayışıdır. 
Zanneder ki herkes ona karşı, herkes onu ezmek istiyor. 
Bu anlayışı benimseyenler maalesef Jüpiter transitinin gazabına uğrayabilirler. 
Çünkü Balık burcu aynı zamanda intiharı ve madde bağımlılıklarını da temsil ediyor.
Bu karanlık tehlikenin var olduğunu unutmadan, bilinçli bir şekilde seçim yapmalıyız. Çünkü Jüpiter transiti Balık burcunun temsil ettiği gibi bilinçaltımızın su yüzeyine çıkmasına sebep olacak. Yani şanslı olduğuna inananlar şanslarını ikiye katlarken, korku içinde yaşayanlar asla tahmin edemeyecekleri derecede korkularıyla yüzleşmek zorunda kalacaklar. Sonuçta Jüpiter değdiği şeyi büyütüyor. Eğer sizi yönlendiren korkularınızsa, bunların devasa sonuçlar doğuracağını şimdiden bilin. Ama eğer asıl hedefiniz güzellik, huzur ve sevgiyse içiniz rahat etsin 2022 yılında şans yağmuru üzerinize yağacak. 

Jüpiter transiti maddi korkularımızı yok etme potansiyeli ile geliyor olacak.
Bilinçaltında yoksulluk korkusu olanlar bu korkularını yenebilecek. Çünkü Jüpiter maddi değerleri sarsacak ve insanı kendine getirecek. Bu yüzden 2022 yılıyla birlikte dünyanın büyük bir çoğunluğu maddi bir krize girse ve intiharlarla birlikte madde bağımlılıkları çoğalsa da, insanların paraya çok daha az değer vermeye başladığını gözlemleyebiliriz. 
Belki de bu paranın iyice değersizleşmesi ve alım gücünün erimesiyle de alakalı olabilir. 
İnsan halkı olarak gerçekten değerli olan şeylere önem vermeye başlayacağız. 
Sevgiye, sağlıklı gıdaya, huzurlu ilişkilere..

Balık burcu bir olmayı temsil ettiği için 2022 yılıyla birlikte yasaklar ya azalacak ya da insanlar bu yasaklara artık karşı gelmeye başlayacaklar.
Çünkü yetti artık şu sosyal mesafeler. Sağlımız için bunun her ne kadar gerekli olduğu söylense de bir insan ruh sağlığını koruyabilmesi için en çok sevgiye ihtiyaç duyar. Bağışıklığımızı kuvvetli kılan budur. Fiziksel sağlığımızı koruyalım derken, ruh sağlığımızı toptan bozduk. 
Jüpiter transitiyle bize bu gerçeği hatırlatıyor olacak. 
Hepimiz fiziksel sağlığımızın yanında ruhsal sağlığımıza da dikkat etmeye başlayacağız. 

Dikkatli olmamız gereken önemli bir konu daha var o da medya araçları.
Jüpiter transiti boyunca Neptün ile aynı burçta olacak. 
Kitleye hitap araçları muazzam yalan makinelerine dönüşecekler. 
2022 yılı öyle bir yıl olacak ki, kendini bilen ne haberlerde gördüğüne, ne gazetelerde okuduğuna ne de sosyal medyada paylaşılanlara inanacak.
Jüpiter Balık burcunda bu kadar kuvvetli iken tabiki de güçler bunu kendi amaçları uğruna kullanmak isteyecek. Ve böylelikle topluca bütün dünya halkının beyni yalan yanlış haberlerle yıkanmak istenecek. 
Dikkatli olun bu tuzağa düşmeyin.
Sizi sevgiden ve sevdiğiniz şeylerden uzaklaştıran her şey bilin ki ruhunuza zehir. 

Jüpiter bu süreç içerisinde dünya barışını sevgiyle sağlamak isteyecek. 
Birlik olalım ve hepimiz ona güç verelim çünkü gördük, dünya barışı savaşla sağlanmıyormuş.
İçimizde ölmüş olan umutları artık diriltme ve sevdiklerimizle birleşme zamanı.
_____________________________

2022 yılı boyunca devam edecek Jüpiter transitini tek cümleyle özetlemem gerekseydi..
Sabreden derviş muradına ermiş derdim. 
Sabredin. Aydın günler kapıda..

☆☆☆

Dilerim hepimiz bu bilge derviş elbisesini ruhumuza geçirir ve şifa dolu, sevgi dolu ve huzur dolu bu yeni döngüden en güzel şekilde faydalanır ve derin sularda boğulmayız.

11 Mayıs 2021 | Boğa burcunda Yeni Ay

11 Mayıs günü 21 derece Boğa burcunda bir Yeni Ay gerçekleşecek. Böylelikle hepimiz Boğa burcunun haritamızda bulunduğu alanla ilgili konularda yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanıyor olacağız. Akabinde ise kuvvetli bir Ay tutulması bizleri bekliyor olacak. Ama ondan önce Yeni Ay günü sessiz sedasız bir tohum yeşerteceğiz gönlümüzde.

Ay ve Güneş Botein yıldızından etki aldığı için değerli olan hazinenin peşinde koşacağız ve sağlam, güvenilir adımlar atmak isteyeceğiz.  Niyetimiz bolluk bereket, refah ve huzur olacak. Bu güzel enerjiyle bir çoğumuz için bu iki haftalık süreç güzel kazançlar getirebilir. Dilerim süreçten dolayı zorluk yaşayan herkese bu Yeni Ay'ın bereketi ulaşır ve içimiz biraz da olsun rahat eder. Boğa'nın o çok arzuladığı güven duygusuna ve tatmin olma hissine kavuşuruz. Çünkü gerçekten çok zorlu bir yılı geride bıraktık ve hala tünelin sonundaki ışığı göremiyoruz. 

Bu süreç her birimizi maddi manevi sahip olduğu her şey uğruna savaşmaya mecbur kıldı ve bu Yeni Ay da bu döngünün bir parçası. İçimizde yoğun bir korunma iç güdüsüyle içimize kapanma ve kendi kabuğumuza çekilme sendromunu yaşıyoruz. Bundan güç alalım..

Güç ne paradır ne de pul. Her biri geçip gider. Kendini aşmış olan bir Boğa bunu çok iyi bilir. Bu yüzden ezoterik astrolojide Boğa kendisini maddiyat prangalarından koparmış insanı temsil eder. Bunu yapmak da başarmak da çok zor biliyorum. Hele böyle bir süreçte.. ama hiçbir şey imkansız değil.

Bu Yeni Ay içimize yönelelim. Maddi kaygıları terk edelim. Rızık Allah'tandır ve her bebeğin doğmadan önce rızkı belirlenir. Bu yüzden korkuya gerek yok. Her zorluğun sonu selamettir. Sabır en güzel erdemdir. 

Bu gerçekleri Yeni Ay gecesi kalplerimize hatırlatalım. Çünkü Neptün'ün Yeni Ay'a olan sekstil açısıyla ve Merkür ile Satürn arasındaki üçgen ile bizlere yeni bir gerçeklik yaratma gücü veriliyor olacak. Bazılarımız için bu Yeni Ay hayallerin gerçeğe dönüşmesinin sembolü olabilir. 

Keşke hepimiz hayallerine kavuşacak olan şanslılardan olsak ama unutmayın ki gökyüzündeki her döngü ektiğimizi biçtirir bizlere. Yani sadece hak eden kazanır. Ve sadece hak edenler bu Yeni Ay'ın şanslıları olacaklar. 

Mars ile Uranüs arasındaki sekstil açıyla kendinize güveniniz gelsin. Bir kere de olsa farklı bir yol çizme cesaretini gösterin. Bu Yeni Ay'da bu cesareti gösterebilen herkesi güzel bir başlangıç bekliyor olacak. 

Dilerim bereket kapısına ihtiyaç duyanların önünde altın bir kapı belirir. Huzuru arzulayanların ise hayatlarında mutluluk hissi bol olur..

27 NİSAN 2021 | AKREP BURCUNDA DOLUNAY


27 Nisan'da Akrep burcunun 7. derecesinde bir dolunay meydana gelecek. 
Dolunaya hem Satürn kare açıda konumlanıyor hem de Venüs, Merkür ve Uranüs karşıt açı gönderiyor.
Tüm bu zorluklara rağmen diğer gezegenlerden pek de büyük bir yardım gelmiyor. 

Bu dolunay bazılarımız için biraz zorlu geçebilir çünkü uzun zamandır bilinçaltımızın karanlık odalarında sakladığımız şeyleri tekrardan su yüzeyine çıkaracak. 
Kısacası her birimizi karanlık bir yüzleşme bekliyor. 
-Ama korkmayın-
İçsel şeytanlarla karşılaşmak, dış dünyadaki şeytanlara karşı korunacağımız anlamına gelir.
Çünkü iç dünyasında barışı sağlayan, dış dünyasında huzura erişir. 

☆☆☆

Önümüzdeki iki hafta kolektif olarak da zorlayıcı bir süreç. Çünkü bu dolunay bize kolektif bilinçaltında saklı olan travmaları çok derinden hissettirecek. 
Duygusal yaralanmalar, ruhsal dalgalanmalar ve karanlık düşünceler bizi uçurumdan aşağa sürüklemek istiyormuş gibi hissedebiliriz.
Özellikle olup bitenlerle bir türlü baş edemeyenler  korku duygusunun boğazlarını düğümlediğini hissedebilir.
Para ve ekonomiyle ilgili konular ve Satürn karesinin tetikleyeceği isyan ve ayaklanmalar gündeme gelebilir.
Ekonomi haberlerini takip edenler tam da dolunaya yaklaşırken thodex olayının patladığını duymuştur. 2 hafta boyunca parasal konular üzerinden bu gibi sahtekârlıkların su yüzeyine çıkacağına tanık olabiliriz. 
Parasını, malını, mülkünü haram yerlere yatıranları karanlık sürprizler bekliyor olacak.
_______________________

• Yere girmeden göğe çıkılmaz •
_______________________

Akrep burcu her birimizin içindeki büyücü arketipidir. 
Akrep simyadır.
Dönüşümdür.
Şifadır.

Bu yüzden bu dolunay bazılarımızı ne kadar zorlayacak da olsa, kimilerimiz için muazzam bir içsel simya'yı doğuracak. 

Her dolunay özel ve şifalıdır ama yazılarımda belirttiğim gibi Akrep dolunaylarında ortaya çıkan enerji bambaşkadır. 
Bu dolunay su elementinde olsa da, Mars gezegeninden aldığı destekleyici açıyla ateşimsi bir simya'yı yaratacak ruhlarımızda.

Bu güzel enerjiden faydalanabilmek için 27 Nisan gecesi karanlık içinize çekilin. 
Kendinizle başbaşa kalın.
Korkularınızı hatırlayın. 
Her birini beyaz bir kağıda yazın.
Sonra kendinize bir mum yakın veya imkanınız varsa bahçenize, balkonunuza çıkın ve yazmış olduğunuz korkularınızı ateşe verin. 

Simya ateş elementi olmadan var olamaz. 
Kadimler bu gizemi bildikleri için şifanın ateşsiz gerçekleşemeyeceğini biliyorlardı.
Bu nedenle korkularınızı mum ışığında yakarak kendinizi özgürleştirin. 
Karanlığınıza aydınlığı davet edin. 
Bırakın dolunay ışığı içinizdeki simya'yı harekete geçirsin ve değişim ruhunuzu sarsın.

12 NİSAN 2021 | KOÇ BURCUNDA YENİAY

Astrolojik yeni yılın ilk yeniayını deneyimlemeye hazırlanıyoruz. Yeniay Koç burcunun 22. derecesinde gerçekleşecek ve her birimizin hayatında, Koç burcunun haritamızda bulunduğu haneyle ilgili yeni bir döngü başlatacak. Ama bu döngü aynı zamanda bizi en büyük acımızla yüzleştirecek çünkü bu yeniay'a yaralı şifacı Kiron eşlik etmekte. Hatta yeniay öncesi Merkür ile kavuşuyor olacak. Venüs ile Plüton arasındaki kare açı ise halı altına süpürülen her şeyin ortaya çıkmasına sebep olacak. Özellikle ilişkilerimizin yol açtığı yaralarla baş edebilmeyi öğrenmek bu yeniay en büyük görevimiz.

Gökyüzünde yoğun bir Koç enerjisi var bu aralar çünkü sadece Güneş ve Ay değil, Venüs ve Merkür de bu burçtalar. 

Koç burcu cesaretin burcudur. Koç enerjisi atılgandır. Düşünmeden hareket eder. Acelecidir. Sabırsızdır. İşte biz de 2 haftalık süreç boyunca hızlıca aklımızdakileri halletmek isteyeceğiz ama içimizde taşıdığımız ve belki de herkesten sakladığımız acılarımız önümüzde büyük engeller teşkil edecekler. Yolumuzdaki taşlardan kurtulabilmenin tek yolu bu acılarla dürüstçe yüzleşmek olacak. Çünkü yüzleşmemek ikileme düşmek anlamına gelecek. Karar vermez isek, tamam mı devam mı konusunda büyük bir bocalama bizi bekliyor olacak. 

Size yapılan haksızlık veya uğursuzlukların her birini bu yeniayla birlikte affedin. Bırakın tüm acılar gitsin. Hatırlamak hayatta tutmak demektir. Serbest bırakmak özgürlük.. Siz acıları taşıdığınız, onları kendinize sürekli hatırlattığınız sürece onlar var olabilir. Hatırlamaktan vazgeçtiğiniz anda yok olurlar. 

Her hata ve her acı bir öğretidir • 

Yeniayın dili bu cümle olsun. Bilinçaltınıza gömmek yerine çıkarın acılarınızı su yüzeyine. Onlar hakkında bahsetmekten veya onları gizlemekten korkmayın artık. Size acı veren herşey size değerli bir şey öğretti. Bu öğretiyi ezberletin kalbinize çünkü bu size adım atmak için bilge bir cesaret verecek. Sizi yönlendiren aceleciliğiniz değil, zamanın öğrettiği sabır şifası olacak. 

☆☆☆

Koç burcu baş bölgesini temsil ettiği için yeniay etkisinin yeni bir fikirle ortaya çıkacağını anlayabiliriz. Bu yüzden bu 2 hafta boyunca aklınıza ne gibi yeni fikirlerin geldiğini iyi gözlemleyin. 

Yeniay haritasında Mars ile Jüpiter arasında güzel bir üçgen açı oluşacağı için isteklerimizi tezahür etme konusunda çok şanslı olacağız. Sadece bilin ki, bu bahar yaptığınız seçimlerden geri dönüşünüz olmayabilir. Bu yüzden herşeyi iyice düşünmeli ve öyle davranmalısınız. 

Kısacası bu yeniay kök çakramızı arındırma enerjisiyle geliyor. Bize geçmişle barış sağlama ve önümüzde yeni bir sayfa açıp, cesur bir şekilde ilerleme imkanını tanıyor. 

Yere girmeden göğe çıkılmaz denir. Bu yeniay tüm gücünüzü kökeninizden alın ve bırakın aklınıza gelen fikirler gerçeğe dönüşsün. Yeni başlangıcınız uğurlu olsun..


SATÜRN VE DİŞ SAĞLIĞIMIZ

Eğitimlerim ilerledikçe öğrendiğim bilgileri paylaşmaya çalışacağım. Bu da ilk medikal astroloji blog yazım olsun.  

Bundan birkaç yıl önce dişim kırıldı. Yemek yerken un gibi parçalandığını hissettim. Doktora gittiğimde kanal tedavisi uyguladı. O günden beri o dişim ağzımdaki en büyük sorunum. Arada bir hep sızlar, arıza çıkarır. O zamanlar dişlere dıştan yapılan uygulamaların ne kadar zararlı olabileceğinden bir haberdim. Benim gibi bu konuda bilinçsiz olanlar için bu yazımı kaleme almak istedim ki, aslında farklı alternatiflerin olduğunu bilelim. Çünkü Avrupa'daki birçok diş hekimi artık diş ağrılarında ağrı kesici vermek yerine dişlerin hangi organlara bağlı olduğuna bakarak o organa iyi gelecek olan bitkiyi tavsiye ediyor ve inanması ne kadar güç de olsa bu şekilde dişi yapay bir uygulama gerektirmeden eski sağlığına kavuşturuyor. Bu bütüncül yaklaşım tarzı benim çok hoşuma gitti ve umarım en yakın zamanda Türkiye'de de yaygınlaşır. 

Medikal astrolojide şüphesiz en önemli gezegen Satürn'dür. Eğer sağlık durumumuz hakkında bilgi edinmek istiyorsak, ilk yapmamız gereken haritamızdaki Satürn konumumuzu incelemektir. 

Satürn medikal astrolojide kemikleri yönetir ve dişlerimiz bunun en önemli parçalarıdır. Ağız sağlığınız ve dişlerinizden sağlık durumunuzu okuyabilir, hangi organlarınızda sorun yaşama potansiyeline sahip olduğunuzu fark edebilirsiniz.

Geçen senelerde vücudumun sol tarafında bir tuhaflık hissettim. Sanki orada bulunan bir şey şişmiş gibiydi. Hareket kabiliyetimi kısıtlıyordu. Yere eğilmeye çalıştığımda kaburga kemiklerimin arasına sıkışıyor ve bana rahatsızlık veriyordu. Dalakla ilgili bir problemin olduğunu fark ettim. Bu şişlik bir hafta devam etti ve sonra geçti. Bir sene sonra tekrar oldu. Tam da bedenimdeki bu gizemi çözemezken 13 kuşaktır Almanya'da alternatif tıp ile ilgilenen bir ailenin üyesinin konuşmasına denk geldim.  

Bu güzel aile aynı zamanda eczacılık ve tıbbi bitkilerle uğraşıyordu. Bahçelerinde ilaç yapımında kullanacakları bitkileri yetiştiriyorlardı. Üst katta ailenin doktoru gelen hastaya teşhis koyup reçeteyi yazıyor, alt katta ailenin diğer üyesi reçeteye uygun bitkisel ilaçları hazırlayıp veriyordu.

Ne kadar güzel değil mi? Bütüncül bir yaklaşımla doğa aracılığıyla şifa bulabilmek çok özel bir his olsa gerek. Birisi derdinize anlam verirken, diğeri derdinize derman olacak şifayı kendi bahçesinden topladığı şifalı bitkilerle sunuyor. 

Bahsetmiş olduğum kişi böyle bir ortamda büyüyen ve daha sonra diş hekimi olmaya karar vermiş olan küçük kız torun. Bu yazımda bahsedeceklerimin kaynağı the medicine stories podcast'ından alıntı. İngilizcesi olup dinlemek isteyenlere tavsiye ederim. Dinlemeyecek olanlar için ise aşağıda kendi bilgilerimi de ekleyerek özetini geçiyor olacağım. 

Dişlerimiz aslında ilk hazım organımızdır. Yediklerimizi parçalamak ve midenin görevini kolaylaştırmak için vardırlar. Dişlerimiz olmadan ne yemek yiyebilir, ne de sağlıklı olabiliriz. 

Astrolojide neden Satürn sağlığmızdan sorumludur sorusunun yanıtı da dişlerimizdir. Paylaştığım görselde görüldüğü gibi dişlerimiz bedenimizdeki bütün organlara sinirsel ağlarla bağlıdır. Dişlerinizdeki sorunlar o organlarınızdaki sorunlara davetiye çıkarırlar. Ya da tam tersi, o organlarınızdaki sorunlar bağlı oldukları dişlerde problemlere yol açarlar.

Kanal tedavisi yapılan dişim tam da dalak ve mideyle ilişkili olan dişim. Şimdilik çok büyük bir sorunla karşılaşmadığım için o ölü dişle yaşamaya devam ediyorum ama olur da bir gün bedenim bu hatamı artık kaldıramayacağının sinyalini verirse, biliyorum bu ölü dişimi çıkartmak zorunda kalacağım. Yalnız iş ölü dişi çektirmekle bitmiyor. Dişçiler diş köklerini yani kanalı doldurmak için bir sürü ağır kimyasal içeren bir madde kullanıyorlar. Diş çekildikten sonra bu maddeler de temizlenmelidir. Ölü diş tıpkı ölü bir beden gibi bedene leş bakterileri yayar. Bunların öldürülebilmesi için kanal tedavisi klor dioksit ile temizlenmelidir.  Bu arada kanal tedavilerini çıkaran insanlarda uzun zamandır sahip oldukları kronik rahatsızlıkların birden iyileştiği de gözlemlenmiştir. Mesela romatizma hastası bir adam kanal tedavisinden kurtulduktan iki gün sonra tekrardan dişçişine gidip "Siz bana naptınız, ölü dişimle birlikte senelerdir ağrılarını çektiğim romatizmam da yok oldu" demiş. Bunu şöyle açıklayabiliriz. Ölü dişler kronik inflamasyonu doğurur ve kronik inflamasyon kronik rahatsızlıkları beraberinde getirir. Eğer inflamasyonu ortadan kaldırırsanız kronik şikayetleriniz de otomatikman yok olacaktır. Çünkü hastalığınızın oluşma sebebini kökünden çözmüş ve yok etmiş olursunuz. 

Bu gibi durumlarda ağızda olmayan bir dişle yaşamak yerine 20.yaş dişleri devreye giriyor. Kim bilir belki de yaratılış gereği bu dişlerin bu kadar geç bir yaşta çıkmalarının önemli bir görevi vardır ve kaybettiğimiz dişlerin yerini alabilmeleri için bize birer armağandır. Ama maalesef modern tıp 20.yaş dişlerine "gereksiz" damgasını vurarak çekiyor. Bu davranışımız Satürn gezegenini bir hayli kızdırıyor olmalı çünkü bunu yaparak onun çok büyük bir kuralını çiğniyoruz. Çünkü 20.yaş dişleri aynı zamanda bilgelik dişleridir ve kalp dolaşımı ile bağışıklık sistemiyle ilgilidir. Özellikle her 4 dişini de çektirenlere geçmiş olsun kalplerine ve bağışıklıklarına bundan sonra daha da çok önem vermeleri gerekecek. 

Ben bir diş hekimi değilim bu yüzden bu konuda detaylı bilgi veremem. Sadece aldığım eğitim doğrultusunda benim gibi sıradan insanlara diş sağlığı için birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. 

• Lütfen florür içeren diş macunlarını almayın. Maalesef marketlerde satılan diş macunlarının çoğunun içinde florür bulunuyor. Bulunmayan alternatif kaynakları bulmalısınız. Henüz doğal diş macunları pahalı da olsa, unutmayın ki üreticinin ne satacağını tüketici belirler. Yani biz doğal ürünleri talep etmezsek, bu markalar bizi zehirlemeye devam edecekler. Florür aynı zamanda 3. gözümüzü kapatan en önemli maddedir. Ne kendinizi, ne de ailenizi bununla zehirlemeyin. 

• Dişlerde çürümeye ve ağızda oluşabilecek tüm diğer sorunlara davetiye çıkaran şey asidik ortamdır. Ağzınızda nötr bir ph olmalı. Bunu anlayabilmenin en güzel yöntemi ph çubuklarından faydalanmak. Sabah uyanır uyanmaz hem salya hem idrarınızı ph çubuklarıyla ölçebilirsiniz. Salyanın ph değeri 7, idrarın ise 5.8 olmalıdır. Bu değerler bedeninizde virüs ve bakterilerin barınamayacağını ve sağlınızın iyi bir durumda olduğunu gösterir. Eğer idrarın ph değeri 7 çıkıyorsa, böbreklerde bir sorunun var olduğunu gösterir. Bu toksinlerin idrarla atılmayıp bedende biriktiğini anlatır ve önlem almayı gerektirir. Çözüm olarak 21 gün boyunca aç karnınla kereviz sapı suyu ve ısırgan içebilirsiniz. Maddi imkanı olanlar bu gibi detoksları bilen bir kişinin rehberliğinde yaparsa tabiki daha iyi olur ama destek alma imkanı olmayanlar kereviz ve ısırgandan faydalanabilirler. 

• Eğer bir dişinizde çürüme başladıysa 1 yumurta kabuğunu ezip un haline getirdikten sonra karakafes bitkisinin toz halini alıp diş macunu kıvamına getirebilir ve sabah akşam çürük olan dişe bu macunu sürebilirsiniz. Bir bardak suyun içinde bu iki malzemeyi karıştırarak ağız çalkalama suyu da yapabilirsiniz. Bu yöntemi deneyenler dişlerinde güzel bir iyileşme gözlemlediklerini söylüyorlar. Ülkemizde bir dişçiden randevu alana kadar geçen aylar için bence denemeye değer. Bu arada diş hekimleri Geum urbanum yani meryem otu yağını diş ağrılarında kullanırlar. Bahsetmiş olduğum yöntemle doğal ibuprofen olan zencefili ve doğal aspirin olan keçi sakalını (Filipendula ulmaria) macun kıvamına getirip ağrıyan dişinize sürebilirsiniz. 

• Amalgam dolgular ve ağır metal zehirlenmeleri maalesef bir diğer büyük sorundur. Birçok eski diş hekimi 60'lı yaşlarını geçmeden ağır metal zehirlenmeleri yüzünden erken yaşlarda öldüler. Artık günümüzde bu konuda herkes bilinçlendirildiği için daha dikkatli davranılıyor ama eğer daha önce sizin de amalgamlarınız varsa bedeninizde hala etkilerini taşıyor olabilirsiniz. Ağır metalleri bedenden atmanın doğal yolları vardır. Chlorella, spirulina, yaban mersini, kişniş veya belirli markaların doğal killerinden faydalanabilirsiniz. 

• Dr. Price diş sorunlarına yol açan sebeplerin neler olabileceğini bulmak için ilkel yaşayan kabileleri araştırıp, diş çürüklerine sahip olmadıklarını görünce bu hastalığın modern insanın yaşam tarzıyla alakalı olduğunu anlamış. Nasıl kemikleri güçlendirebiliyorsak, aynı şekilde dişlerimizin sağlığını da güçlendirebiliriz. Bunun için bedenimizde kalsiyum ve fosfatı dengede tutmalıyız. Şekerli gıdaları tüketmek ağzımızdaki ph dengesini bozan en önemli unsurdur. Eğer dişlerinizle ilgili sorunlar yaşıyorsanız şekeri hayatınızdan çıkartmalısınız. Sağlıklı bir bedende faydalı bakteriler ağızdaki asidik ortamı kontrol altında tutmayı başarabilirler. Ama sağlıksız bir bedende her şey dengesini yitirdiği için Satürn'ün temsil ettiği sınırlara tabi olmamız gerekmektedir.  Bu yüzden şeker ve kahve gibi kafeinli gıdaları beslenme düzeninizden çıkartmalısınız. Eğer salyanızın ph'ı 5.5'in altındaysa diş çürüklerin olacağına emin olabilirsiniz. Eğer ph seviyesi 6'nın üzerindeyse diş çürükleriniz kendilerini yenileyebilirler. Yani en ufak çürükte diş hekimine koşmak yerine ilk önce ph değerlerinizi dengelemelisiniz. Bu dengeyi tekrardan sağlayabilirseniz, diş sağlığınıza kavuşur, çürüklerin kendiliğinden yok olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bunun için K2, A ve D vitaminlerinizi arttırmalısınız. Çünkü bu vitaminler kalaiyum ve fosfatın dişlerinize ulaşmasını sağlayan ana güçlerdir. 

Özetle, dişlerimiz çok ama çok önemlidir ve onları sağlıklı ve güçlü tutmak bizim elimizdedir.  Bahsetmiş olduğum gibi şekeri hayatımızdan çıkartmak, mineral ve vitaminlerle birlikte ısırgan, yosunlar, dişotu (özellikle damaklarla ilgili problemler varsa), karanfil (çiğnenmesi diş ağrılarında etkilidir), ekinezya ve aloe vera'dan faydalanabilirsiniz. Lütfen içlerinde ne olduğunu bilmediğiniz ağız çalkalama sularına boşuna büyük paralar vermeyin. Bahsetmiş olduğum bu bitkilerin çaylarıyla antimikrobiyel çok güzel, etkili ve doğal kendi ağız çalkalama sularınızı hazırlayabilirsiniz. Diş macunlarınızın doğal içeriklere sahip olmasına ve içlerinde florür olmamasına da çok dikkat edin. 

Eğer bu uyarıları göz önünde bulundurmaz ve diş sağlığımıza dikkat etmezsek, transit Satürn'ün haritamızın konumlarına olan zorlayıcı açıları başımıza bela olabilir. Özellikle diş ağrısı ağrıların en beteridir. Hele bir de iltihap söz konusuysa uykusuz geceler bizi bekler. Bu nedenle gerçek dişlerinizin çok iyi kıymetini bilin ve onların en büyük düşmanı olan şekerden kendinizi koruyun. 

28 Mart 2021 | Terazi burcunda dolunay


28 Mart gecesi 8 derece Terazi burcunda bir dolunay gerçekleşecek. Diademle olan kavuşum bu dolunay fedakârlık temasının ön plana çıkacağını gösteriyor. Güneş koç burcunda Ay ise Terazi'de bulunuyor. Venüs koç burcunda ayrıca Kiron ile kavuşumda. Bu yüzden bu dolunay bize ufak veya büyük çapta bencillik krizi deneyimlettirebilir. Çünkü bu dolunay ilginç bir şey söz konusu olacak. Ay'ın bulunduğu burcun yöneticisi Venüs, Güneş ile birlikte hareket ediyor. Kısacası enerji ben merkezli bir kararın alınmasına yol açacakmış gibi gözüküyor. Bu bir yaralanmaya da davetiye çıkarabilir, bir şifaya da yol açabilir. Hangisini deneyimleyeceğimiz kendi seçimimize bağlı olacak. 

Her dolunayda olduğu gibi bu dolunayda da bilinçaltımızın karanlıklarıyla yüzleşmek zorunda kalacağız ve bu sefer bu karanlık konular ikili ilişkilerimiz üzerinden bizi bulacak. 

İster aşk ilişkisi olsun, ister ailevi ilişkiler.. 

Hayatımız boyunca en çok ikili ilişkiler üzerinden imtihan ediliriz. Çünkü karşımızda duran kişi tüm hal ve hareketleriyle bizi bir ayna misali geri yansıtır. Onda gördügümüz ve bizi rahatsız eden her şey aslında kendimizin sinir olduğu, bir türlü sevemediği, kabullenemediği, olumsuz özelliklerimizdir. 

Evren o kadar güzel bir matematik üzerine kurulu ki, ikili ilişkilerimiz tekamülümüze hizmet etmek için bizi bu kadar çok zorlar. Başka bir deyişle aslında "zorluk" olarak gördüklerimiz birer fırsat. Kendini aşma, olumsuz karakter yanlarını törpüleme fırsatı.. 

__________________________

Bu dolunay hepimizin görevi ilişkilerimiz konusunda netleşmek olacak. Ben merkezli hareket edeceğiz, yani iç güdülerimizin bizi yönetmesine izin vereceğiz ama bir yandan da diplomatik davranmak zorundayız. Kısacası sınırlarımızı çok iyi belirlemeliyiz. Neye nereye kadar ne kadar izin vereceğimiz bizim elimizde. 

Dolunay haritasında hava burçlarında büyük üçgen ve uçurtma açı kalıbı oluşuyor. Hava iletişimdir. Bu iletişim kurarak denge ve huzur oluşturabileceğimiz, eşitsizlikleri dengeleyebileceğimiz anlamına geliyor. 

Eğer uzun zamandır devam eden ve ruhunuzda bir baskı oluşturan, kavgalı bir ilişkiniz varsa bu ilişkinizi dengeleyin. Ya bu kişiyi hayatınızdan tamamen çıkarın ve yaşanmışlıkları unutun ya da gidin özür dileyin, bir şans daha verin. Bu dolunay tüm ilişkilerimizin dengelenmesini istiyor olacak. Bunu başarabilenler güzel bir huzura kavuşacak.

Bu dolunaydan sonra gökyüzünde Venüs yine görünür hale gelecek. Bu da ilişkilerle ilgili yeni bir başlangıç deneyimleyeceğimizi gösteriyor. Şimdiye kadar yolunda gitmeyen şeylerin düzeldiğini, sorunların daha hızlı ortadan kalktığını ve istediğimiz sonuçlara daha hızlı vardığımızı göreceğiz. Kısacası bu dolunay sonrası kalbimizin sesini dinlemeye ve onun emirlerini yerine getirmeye daha cesaretli olacağımız 9 aylık yeni bir sürece giriyor olacağız. Bu süreç boyunca her istediğimiz hemen olacak değil. Mars ve Satürn arasındaki üçgen açı gecikmeler yaşayacağımızı ama bu gecikmelerin aslında hayrımıza olacağını sembolize ediyor. 

☆☆☆

Bu dolunay derin bir nefes alın. Çevrenizde sizi rahatsız eden ilişkilerinizin farkına varın. Sonra da her bir olumsuz düğümü şifalandırmaya, negatif bağları da sevgi dolu ilişkilere çevirmeye niyet edin. Bu dolunay öz farkındalık, öz sevgi ve öz güven kazanmak için çok güzel bir enerji gönderiyor olacak yeryüzündekilere. 

Umarım bu güzel enerjiden hepimiz faydalanabilir ve sevgiyi merkezimize yerleştirir, dolunayın şifasından yararlanabiliriz.

13 Mart 2021 | Balık burcunda Neptünyen YENİAY


13 Mart günü 23 derece Balık burcunda bir yeniay gerçekleşecek. 
Bu yeniayı bu kadar özel ve büyüleyici kılan şey Neptün ve Venüs gezegenleriyle kavuşumu olacak. 
Son bir yıldır o kadar karanlık deneyimledi ki insanoğlu, bu yeniay bu hoş enerjilerle kalbimize şifa ve huzur getirebilecek güce sahip olduğu için hepimizin ruhuna iyi gelecek. 

13 Mart günü bu güzel enerjiden faydalanmak için kendinize zaman ayırın ve tıpkı resimdeki sembolik anlatım gibi kendinizi biraz şımartacak bir şey yapın. 
Sevgi bulutu kaplasın dört bir yanınızı. Ya çoktandır okumak isteyip de zaman bulamadığınız kitabınızı alın elinize, ya da atlayın banyoya, sürün güzellik maskelerinizi yüzünüze. 
Keyfini çıkarın hayatın, var olmanın, sağlıklı bir bedene sahip olmanın..

Kısacası kendinize sevgidolu bir ortam yaratın ve kalbinize huzuru davet edin. 
Sadece birkaç saatliğine de olsa kendinizi bütün dertlerden uzaklaştırın. Kısa bir süreliğine hayatınızda sorun olan herşeyi unutun gitsin. 
Sakinleşmeye ve stresten uzak kalmaya hepimizin ihtiyacı var ve bu yeniay bilinçaltımızı arındırmak ve sevgidolu yeni bir sayfa açmak için çok güzel bir yeniay. 

F. Schiller en güzel intikam affetmektir, demiştir. 
Bu cümleyi bu yeniay kalbinize zikrettirin. 
Zihniniz sürekli bunu tekrarlasın ve bilinçaltınıza merhamet duygusu yerleşsin. 

Bağışlayıcı ve affedici olmak zannedildiği gibi güçsüzlük değildir. 
Zihin asla unutmaz yapılan haksızlıkları. 
Ama gönül öyle bir şey ki, sevgi ve aşkla unutur ona yapılanları. 
Her daim affetmeye hazırdır çünkü bilir bunun sadece koca yürekli insanların işi olduğunu.
___________________________

Affedip, bağışlayabilenler güçlü insanlardır. 
___________________________

Hepimiz yaralıyız. 
Hepimiz acılar yaşadık. 
Gün geldi kalbimiz paramparça oldu.
Yere düştük, süründük ve bir daha asla güçlü olamayacağız sandık. 
Ama olduk!

Hayat her soruna ve derde rağmen o kadar güzel bir yer ki, bunu idrak etmemizi istiyor bu yeniay. 
Bu yüzden kalp yaralarımızı, ruhumuzun ızdıraplarını şifalandırma zamanı. 

13 Mart günü bu yaralarınıza şifa olacak kendinize has merheminizi yaratın. 
Ruhunuzda bir sevgi simyasını başlatın ve bırakın bu güzel venüsyen ve neptünyen enerji ruhunuzu sarıp, sarmalasın. 

Gözlerinizi kapatın ve auranızı altın bir ışıkla sarın. 
Teninize değsin bu ışık ve sizi güzelleştirsin, yüzünüzü nurlandırsın.
Korunma kalkanınız olsun bu altın ışık. 
Ve sonra üzerinizde bir sevgi bulutu yaratın. 
Sevgi, bereket ve huzur yağmuru yağsın bu altın ışıkla birlikte buluttan üzerinize. 
İçinizin nasıl da ısındığını hissedin iyice çünkü bu yağmur ıslatmıyor, ısıtıyor. 
Huzurun nasıl da sizi mutlu ettiğini düşünün.
Sonra da ayaklarınızın altında en sevdiğiniz renkte bir gülün size gülümsediğini görün ve çekin onun kokusunu en derin içinize.  
Gül kokusu frekansı en yüksek olan bitkidir ve en büyük şifa kaynağıdır bitkiler aleminde. 
Minnet duyun bu ruh halinizle.
Geçmişiniz, şimdiniz ve geleceğiniz için minnet duyun..

☆☆☆

Keşke hepimiz her an bu sevgi bulutunun içerisinde yaşayabilsek, dünya çok daha huzurlu bir yer olurdu. 
Ama hayat bu.
Her iyiliğin içinde bir damla da olsa karanlık, her kötülüğün içinde bir damla da olsa iyilik vardır. 
İçimizdeki karanlıklar ve aydınlıklar, kırgınlıklar ve mutluluklar bizi biz yapandır. 
Bunları kabul edebilen insan kendisiyle barışık insandır. 

Bu yeniay kendimizle barışma zamanı olsun. 
Sevgiyle kendimize kocaman sarılma ve kusurlarımızı kabul etme anı.

Dilerim sevgi bulutunuz ruhunuzun şifa merhemi olur ve bu yeniay hepinize öz sevginin ne demek olduğunu armağan eder.