28 Mart 2017 Koç burcunda Yeniay

  • Share

İlkbahar Ekinoksu - Uyanmaya hazır mısınız?

  • Share

Astroloji'de Lilith - Kadının korkulan yüzü

  • Share

12 Mart 2017 Başak burcunda Dolunay

  • Share

Yıldızların fısıltısı - Evren bizimle konuşur ama biz dinler miyiz?

  • Share

4 Mart - 15 Nisan | Venüs Retrosu - içindeki amazon kadınını uyandır

  • Share

26 Şubat 2017 Balık burcunda Güneş Tutulması

  • Share

Astrokartografi ile dünyayı keşfet

  • Share

11 Şubat 2017 Aslan burcunda Ay Tutulması

  • Share

Gizemliliğimin Sırrı

  • Share

Ay'ın evreleri & etkileri

  • Share

Haritada medyumluk göstergeleri

  • Share

28 Ocak 2017 Kova burcunda Yeniay

  • Share

28 Mart 2017 Koç burcunda Yeniay

Gök kubbede Güneş ile Venüs birbirine kavuştuktan sonra ve bu hafta ufak bir kriz deneyimlememize sebep olan, Merkür ve Plüton arasındaki kare açıyı deneyimledikten sonra, şimdi de Koç burcunda bir yeniay var karşımızda. 

Yeniay yeni başlangıçlar demektir ve Koç burcu da öncü bir burç olması nedeniyle yeni şeyleri deneyimlemeyi pek bir sever ve arzu eder. Ama ne var ki, bu Ay'a gerilemekte olan Venüs eşlik etmekte. 

İçimizdeki ses adım at, yeni bir sayfa aç derken, gerilemekte olan Venüs 'Hoop, dur bakalım, yolculuk nereye böyle' diyerek, kendimizi sil baştan sorgulamamıza sebep olabilir. 

Bir önceki yazımda yazmış olduğum gibi, Güneş hem Venüsle buluşup anlaştı, hem de onu cehennem yolculuğuna uğurladı. 
Bu yüzden kendimizi yeni bir başlangıca hazır hissetsek de, kaybolmuşluk hissinden bir türlü kurtulamıyoruz. Karanlıklarda gezinip duruyor, aydınlığı arıyoruz. 
Ama merak etmeyin, kaybolmuş olduğumuzu fark etmek dahi iyi bir başlangıçtır aslında. Böylelikle gerçekten ait olduğumuz yeri arayabilir ve sonunda bulabiliriz. 

Madem yollardayız ve değişime açığız o halde bu yeniayla birlikte herşeyi şöyle güzelce bir sorgulayalım. 
Bizi yeni bir başlangıç yapmaktan alıkoyan ne? 
İçimizde hangi korkuları taşıyoruz, adım atmamızı engelleyen?
Kimleri veya neleri suçluyoruz, önümüzde durduklarını zannettiğimiz için?

Bu yeniayla birlikte farkına varın: 
Kendinize tek köstek sizsiniz!
Şeytanları dışarıda zannedip, savaşınızı dışarıda sürdürmeye çalışıyorsunuz. Oysa tüm şeytanlar içinizde ve asıl savaş bilinçaltınızın derinliklerinde. 
Venüs ise bu yeniayla birlikte bizi bu derinliklere davet etmekte. 

Henüz hedefi belirlemeden yeni bir başlangıç yapmak akıllıca değildir. Eğer kaybolduysak ilk önce dönüp içimize 'Ey Ruh, bu yolculuk nereye böyle?' diye sormamız gerekir. 
O halde siz de sorun kendinize ve bir rota belirleyin bu yeniayın elinize verdiği pusula ile.

İlkbahar Ekinoksu - Uyanmaya hazır mısınız?

Her yıl, 21 Mart'da, Güneş'in 0° Koç burcuna girmesiyle Astrolojik yeniyıl başlar. 

Güneş tüm haneleri gezmiş, tüm burçları ziyaret etmiş ve görevini yerine getirmiştir. 
Şimdi yeni bir döngüyü başlatacak ve sil baştan aynı yolları bir kere daha kat edecektir. 

Aslında tüm bu hikaye bize zamanın döngüsel olduğunu hatırlatır. 
Herşey tekerrürden ibarettir. 
Biz yanılgıya düşer, zamanın geçmişten geleceğe doğru aktığı hissine kapılırız. Oysa zaman algısı sadece bir yanılsamadır. 
_________________________________

Astrolojik olarak yeniyılımızı kutlayabilmek için yapabileceğimiz en güzel şey, aynanın karşısına geçip şöyle güzelce bir gerinmektir. 
Sonra kollarınızı yukarıya kocaman açarak, yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle, "bu sene ömrümün en güzel günlerini içinde barındıracak, çünkü ben bunun böyle olması için mücadele edeceğim" diyerek, kendinize söz vermenizi istiyorum. 

Büyüklerimize göre ne ekersek onu biçermişiz. O halde 21 Mart günü mutluluk, güzellik, sağlık, aşk, huzur, bolluk ve bereket ekelim yarınlarımıza. 
________________________________

Bu haftaya güzel bir başlangıç yaparak başlayın çünkü kapımızda gerçekten önemli bir başlangıç bulunmakta. 
Çünkü Venüs ile Güneş bu hafta birbirine kavuşmakta.

☆☆☆

Eskiler, Güneş ile Venüs'ün kavuştuğu anda yeni bir döngünün başlayacağını söylerlermiş. 
Bu iki yıldız gök kubbede bir araya gelir ve ilahi bir aşk toplantısı yaparlarmış. Bu sene kimler evlenecek, kimler Eros'un okuna vurulacak, kimler ayrılacak, kimler bereketlenecek, kimler sanatlar yaratacak.. herşey konuşulur, kararlaştırılırmış. 
Daha sonra Venüs cehennem yolculuğuna başlamak üzere uğurlanırmış. Tüm bu yolculuk boyunca gök kubbeden kaybolur, insanlara artık göz kırpmazmış. 
Karanlıklarda gezinir, kendini ararmış. 
Cehennemin karanlıklarında ateşler içinde kavrulur, en sonunda aydınlığı bulur ve cennetin kapısını aralarmış. 
Cehennem yolculuğunu tamamladıktan sonra, 9 aylık süreç boyunca artık bir gece yıldızı olarak değil, sabah yıldızı olarak karşımıza çıkarmış. 
__________________________________

Peki bu gökyüzü olayı ve Venüs'ün cehennem yolculuğu bize ne anlatmakta?

Güneş özümüzdür, ruhumuzdur, içimizdeki kral veya kraliçedir. Her birimizin haritasında büyük öneme sahiptir. 
Bir gezegene yaklaştığı anda o gezegeni yakar, ateşler içerisinde bırakır ve ışığı o kadar çok kuvvetlidir ki, o gezegen gökyüzünde görünmez hale gelir. 
Gökyüzünde görünmez hale gelen gezegen gücünü yitirir. İşte Venüs'ün cehennem yolculuğu ve ardından bir müddet ortadan kaybolmasının arkasında bu olay vardır. 

Tüm bu gökyüzü olayı aslında yeni başlangıçlar deneyimlememize sebep olur. Çünkü Güneş herşeyi başlatandır, kuralı koyan ve yolu belirleyendir. Gerilemekte olan Venüs ile kavuşarak önümüzdeki aylarda aşk, ilişkiler ve para konularında yaşayacaklarımızın yolunu belirler. 
_________________________________

Hepimiz biliriz, yeni bir başlangıç için ilk önce ölüm gereklidir. 

Bu yüzden Venüs'ün cehennem yolculuğuyla birlikte hepimiz Venüs'ün haritamızda transit ettiği alanla ilgili bir kapanış ve bitiş deneyimleyeceğiz. 
Eğer bu sonlanmaya karşı direnirsek, acı çekeceğiz. 
Eğer tıpkı Venüs gibi evrenin bize gösterdiği yolu takip edersek, biraz karanlık ama sonrası aydınlık olan yollardan geçeceğiz. 

Lütfen bu hafta karşınıza çıkan hiçbir şeye direnmeyin!
Eğer bir aşk bittiyse bitmiştir. Hala düzeltebilir miyim diye çabalamayın. 
Eğer yalnızsanız, yalnızlığı sürdürebilmek için savaşmayın. Unutmayın ki hayatımıza giren her ruhu biz seçtik. Çünkü ondan öğrenmemiz gereken dersleri deneyimlemek istedik.
Eğer yaptığınız işle ilgili bir mutsuzluğunuz, kazandığınız parayla ilgili bir bereketsizlik varsa, evrene teslim olun. Çünkü bu teslimiyet Koç burcundaki yeniayla birlikte yepyeni kapıların anahtarını teslim edecek ellerinize. 
Sabırla bekleyin..

Sabır içinde beklerken de, tıpkı hayvanlar gibi siz de bir yandan hazırlanın kış uykusundan uyanmaya. 
İlkbahar Ekinoksu kapıda! 

Astroloji'de Lilith - Kadının korkulan yüzü


Bir varmış bir yokmuş
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde 
Adem ile Lilith mutlu mesut bir arada yaşar iken, Adem'in içinden gelmiş ve Lilith'e 'yat aşağa' demiş ve Lilith 'ben yatmam, asıl sen yat aşağa' diye cevap vermiş. 
Bu anlaşmazlık sonucunda vay sen kimsin diye bir kavga çıkıvermiş ve Lilith Adem'i terk etmiş. 
Adem yalvarmış yakarmış, karısını geri istemiş ama Lilith yeminliymiş, asla geri dönmemiş. Bunun üzerine de Tanrı Adem'e ihanet etmeyecek olan Havva'yı, Adem'in kaburga kemiğinden yaratmış ve ona sunu vermiş. 
•••

Musevi inancına göre olay bu şekilde şekillenmiş. Hatta hikayeyi ilerletmek gerekirse, inanca göre Lilith gitmiş şeytanla birlikte olmuş, ondan bir sürü çocukları olmuş. Tanrı ise meleklere tüm bu çocukların öldürülmesine dair emir vermiş ve Lilith tüm çocuklarını kaybedince, 'bende ademoğullarını yaşatmayacağım, her birine musallat olacağım diye' yemin etmiş. Ve böylelikle bu inanç çağlar boyunca Anadolu halkını da etkilemiş. Çünkü hala yeni doğmuş bebekler yalnız bırakılmaz, odaya soğanlar, sarımsaklar vs. asılır, binbir dualar okunur ki 'Ümmu Sübyan' veya 'Alkarısı' uzak dursun. 

☆☆☆

Eski insanların bizden çok daha bilge olduğuna inananlardanım. Çünkü onlar çok daha basit ve çok daha doğayla iç içe yaşıyorlardı. Kadim bilgelik ağızdan ağıza aktarılıyor ve sahip çıkılıp, kıymet biliniyordu. 
Oysa günümüzde bir çok şey kocakarı saçmalığı diye adlandırılarak önemsenmiyor. Kadim bilgelik gittikçe kayboluyor. O kayboldukça da biz kendimizi yitiriyor köklerimizi yok ediyoruz ama farkına bile varmıyoruz. 

Gerçek şu ki, ağızdan ağıza aktarılan bilgiler sembolik bir anlatım kullanılarak yapılıyordu. Bu yüzden tüm mitolojik hikayeler, masallar ve efsaneler belirli anlamlar taşıyan semboller içeriyordu. 
Günümüzde mitolojik hikayeleri, masalları veya efsaneleri daha iyi anlayabilmek için, perdenin ardında gizleneni keşfetme arzusunda olmalıyız. Bu tür hikayeleri anca bu şekilde anlayabiliriz.
Bu yüzden siz de başta saçma gelen bir hikayeyle karşılaştığınızda, bunun ardındaki mesaj nedir acaba? diye düşünmeye çalışın. 
_____________________________________

- Tarih daima kazananlar tarafından yazılmıştır. 
Ah, keşke bir de kaybedenlerin gözüyle bilebilseydik geçmişi -
_____________________________________

Yüzyıllardır ataerkil bir düzenin hükmü altındayız. Kadının ve güçsüz olanın ezildiği, hor görüldüğü, kıymet bilinmediği, değer gösterilmediği bir dünyada yaşıyoruz. 
Oysa bu hep böyle değildi. 
Anaerkil toplumda düzen bambaşkaydı.
Kadın, yaratıcılık gücünden ötürü yüce olarak görülür, el üstünde tutulur, değer verilir, derinden sevilirdi. 
Kadın ile erkek fiziksel olarak birbirinden ne kadar çok farklı da olsa, insan olarak eşit değerlere sahipti. Biri ötekini ezmez, birbirlerini tamamladıkları bilinirdi. 

Ataerkil topluma geçişle birlikte bu bilgi tarihin karanlıklarına gömüldü. 
Tarihin karanlıklarına gömülen tek şey bilgelik değildi. Yaratıcıya olan bağından ötürü kadının varlığı da karanlığa gömüldü. Hatta lanetlendi. 
Çünkü korkuldu. 
Güzelliğinden. Cazibesinden. Cinselliğinden. Yaratıcı gücünden. Bilgeliğinden. 

Bir zamanlar Tanrının kutsal bir armağanı olarak görülen kadın, artık bir orospuydu insanların gözünde. 
Kadının şeytana yatkınlığı vardı. Bu yüzden her türlü kötülüğü yapabilirdi. Masum çocukları şeytana kurban edebilir, çeşitli bitkiler aracılığıyla korkunç kara büyüler yapabilirdi. Kadın cinselliğini kullanarak erkeği baştan çıkarır ve karanlık fantazilerine alet ederdi. Hatta kadın ruhunu satabilir, şeytanla dahi sevişebilir, onun çocuklarını dünyaya getirebilirdi. 

Ortaçağ ve ne yazık ki en çok yeniçağ döneminde yaşanılan cadı avı tam da saymış olduğum bu gerekçelerden dolayı yüzbinlerce masum kadının ateşler içinde yakılmasına sebep oldu. 
Sebep olarak gerçekten yukarıda bahsettiğim suçlamalar örnek verilirdi. 
Maleus Maleficarum gibi dini kitaplarda kadınların ne kadar korkunç, saçma, hatta gülünç şeylerle suçlandığını bir bilseniz, tüyleriniz ürperir. 

Bir kadının cadı olup olmadığını öğrenebilmek için çeşitli işkenceler icat edilmişti. Cadı olarak suçlananlar bu işkencelere o kadar sık ve günlerce maruz bırakılıyorlardı ki, bir çoğu deliriyor ve daha fazla acı çekmemek için duymak istenilen hikayeleri uyduruyor, yani 'itiraf' etmiş oluyorlardı. Bu hikayelerin arasında süpürgenin üzerine binip, gece ormanda şeytanla yaşanılan seksten tutun bir çok akıl almaz saçma ve gülünç, hayal ürünü hikayeler o zamanki alimler tarafından gerçek olarak kabul ediliyordu. 
____________________________________

Sapık ve hasta ruhlu bir zihniyetle yukarıdaki Lilith ile Adem'in hikayesini yorumlamaya çalışırsak, ortaya ortaçağ zihniyetinde bir yorum çıkar: 
• Kadın dediğin erkeğin sözünden asla çıkmamalıdır. 
• Kadın dediğin erkeğin ona hükmetmesine ve emir vermesine izin vermelidir. 
• Kadın dediğin itaatkâr ve aciz olmalıdır.
• Kadın dediğin cinsellikte gücünü asla kullanmamalı, erkeğin istediği gibi davranmalı, daima onun altında olmalıdır. 
• Kadın dediğinin cinsel istekleri olamaz, arzuları ve hayalleri olamaz. 
• Kadın dediğin değersizdir ve hakkını aramak için asla erkeğe meydan okuyamaz. 
• Kadın dediğin başını alıp, istediği gibi çekip gidemez. 
• Kadın dediğin eğer tüm bunları yaparsa, şeytani bir varlık olduğunu ispat eder. 

İşte bu Lilith'in özeti. 
Listeyi daha istediğiniz gibi uzatabilirsiniz. Bitmek bilmez. 
Çünkü sapık bir zihniyetle yorumlanmış kadının değeri ancak bir böceğinki kadardır. Kadın dediğin nefes almayı, yaşamayı, var olmayı dahi hak etmez. 

İşte bu zihniyet kadını gerçek özünden kopartmış ve istediği gibi kullanılabilen çok amaçlı, cinsel bir objeye dönüştürmüştür. 
Bu yüzden astrolojide dahi Lilith'in bulunduğu ev, şeytana yatkınlığımızı gösteren ev olarak yorumlanır. 

Erkeğin haritasında Lilith en çok arzuladığı ama aynı zamanda en çok korktuğu kadını anlatır.
 
Kadının haritasında Lilith, içinde gizlediği vahşi cinsel tutkularını ve ruhunun karanlıkta kalmış, derin yaralarını, bastırılmış cinselliğini, terk edilmiş, önemsenmemiş, sevilmemiş, değer verilmemiş olmanın getirdiği karanlık intikam gücünü temsil eder. 

İlişki haritalarında Lilith geçmişten gelen karanlık, karmik bir borcun varlığını (karabüyü gibi) gösterir. Ayrıca aşırı bağımlı, tahrip edici, karanlık ama tutku dolu, cinselliğin uç noktalarda yaşanacağı bir ilişkiyi gösterir. 

Genellikle harita yorumlarıma katmadığım bir bakış açısıdır Lilith'in astrolojik yorumu. 
Ama onun sayesinde bilinçaltımızda, ruhumuzun en derinlerinde barındırdığımız gerçek karanlık tarafımızı, masum maskemizin ardında gizlediğimiz, vahşi, savaşçı gücümüzü ve gerçek cinsel potansiyelimizi keşfederiz. 
Bu karanlık aydınlığa kavuşmak için yalvarıp yakaran yönümüzdür. Onu bilinç düzeyine çıkarıp, yarasına şifa ve sevgi merhemini sürmemizi bekler. 

Unutmayın hikayede hak ettiği sevgiyi ve değeri göremediği için yalnızlığı göze alan, yaralı ama güçlü bir kadınla karşılaşıyoruz. 
Bu yüzden astrolojik haritanızdaki Lilith'i bu gözle yorumlayın. 
Onun karanlık, intikam odaklı enerjisindense, içinde barındırdığı korkusuz gücü ortaya çıkarın. 
Kendi karanlığınızla tanışın ve barışın. 
Ve asla ama asla hak etmediğiniz, sevgi görmediğiniz, değer verilmediğiniz, küçük görüldüğünüz, ezildiğiniz, aşağılandığınız yerde durmayın ve hemcinslerinizin durmasına da izin vermeyin. 
Artık enerjilerin eşitlenmesi ve dengelenmesi gereken bir çağa adım atıyoruz. Anaerkil bir topluma doğru yol alıyoruz. Bu yüzden karanlıkları ardımızda bırakmalı ve aydınlığı çağırmalıyız. 
Kali Yuga bitmek üzere. 

12 Mart 2017 Başak burcunda Dolunay

Gök kubbede, balıklar diyarındaki Güneş tutulmasının ardından bir çoğumuzun üstüne bir yorgunluğun çöktüğünü hissettik. Bir uyuşuk, karmaşık, sisli, puslu, can sıkıcı halleri deneyimledik. 
Herşey düzelecek ve eski haline kavuşacak diye umarken, gök kubbede Zühre'yi gerilerken bulu verdik. 

Jüpiter ve Uranüs'den dolayı ilişkiler alanında yaşanılan değişimlere ayak uydurmaya çalışırken, bir de Venüs'ün katkıları eksikti zaten. Şimdi olaylar iyice karmaşıklaştı, krizler iyice büyüdü ve işin içinden çıkılamaz hale geldi. 
Çok güzel bir dönemden geçiyoruz!

☆☆☆

Böyle içinizin sıkılması, patlayacakmış gibi hissetmeniz, midenizin bulanması, içinizdeki kusma isteğiniz, saçınızı başınızı yolmamak için kendinizi zor tutuşunuz ve başkalarının üzerine atlayıp, güzelce bir benzetme isteğiniz, etrafınızdaki her şeye kıl olmanız o kadar doğal ki..

İşte tam böyle bir cinnet halini deneyimlerken, dönüp kendinize bakmanızı ve resimdeki Ay gibi, kocaman bir kahkaha atmanızı istiyorum sizden. Geçin karşınıza ve güzelce bir kahkaha atın. 
Ciddiyim bunu yapın. 
Size şifa gibi gelecek. 

Çünkü bazen hayatı gereğinden fazla ciddiye alırız. 
Bir gün bir yerlerde bir söz okumuştum. 'Tanrıların gülmek için yarattığını, insanoğlu ciddiye aldığı için mutsuzdur.' 
İşte bu sözü kazıyın kalbinizde bir yerlere. Çünkü Mart boyunca ona ihtiyacınız olacak. 
•••

Tüm bu gökyüzü olayları bizi içimizin karanlıklarına davet ederken, karanlıklara karşı direnmemeli, onları olduğu gibi kabul etmeliyiz. Çünkü bize bir şeyi öğretmeye çalışıyorlar. Şimdiye kadar görmediğimiz veya bilerek görmezden gelmeye çalıştığımız acı gerçeklerle buluşturuyorlar. Gerçekten değer verdiklerimizin farkına varmamız için bizi bu kadar çok zorluyorlar. 
Neyi hak ediyorsun bu hayatta?
Ne kadar değer veriyorsun kendine ve diğerlerine?
Neler istiyorsun kendin için, sevdiklerin için?

Merkür Balık burcunda bizi bir yandan hayal dünyasına sürüklerken, 'o hayallerin gerçekleşmesini istiyorsan, çabalamak zorundasın', diyen Satürn'e kare açı yapmakta.
Hem istiyor, hem korkuyoruz bu yüzden. 
Hem niyet ediyor ama bir türlü ilk adımı atmaya cesaret edemiyoruz. 

İşte tüm bu sıkıntılı halleri deneyimlerken ve isteklerimizi gerçek hayata geçirmeye uğraşırken, Başak burcundaki dolunay enerjisini güzelce bir bahar temizliği yapmak için kullanalım. 
Açın bakalım kalbinizi, neler biriktirmişsiniz gerekli gereksiz? Boşaltın orayı şöyle güzelce. Alın elinize kağıt ve kalem ve yazmaya başlayın içinizden geldiği gibi ve dolunay gecesi tüm yazdıklarınızı yakın veya suya atın. Bırakın gitsin, bu yükler aslında hiçbir zaman için size ait değildi. Boşuna hamallığını yaptınız onca sene. 
Açın dolabınızı, gerekli gereksiz, hiç giyilmemiş veya artık ihtiyaç duyulmayan neler var? Hepsini güzelce bir ayıklayın. Dağıtın konu komşuya, verin ihtiyacı olana. Hem alan sevinsin, hem veren kavuşsun bahar huzuruna..

Hem ruhunuzun hem evinizin temizliğiyle uğraşın bu dolunay, çünkü bu size çok iyi gelecek. 

Yıldızların fısıltısı - Evren bizimle konuşur ama biz dinler miyiz?

Astroloji, sembollerin dilini öğrenmektir.
Bana kalırsa en gerçek dil, harflerin değil, sembollerin oluşturduğu dildir. Çünkü bu dil evreni yaratanın kutsal dilidir. O semboller aracılığıyla bizimle her daim konuşur. O konuşur ama biz çoğu zaman dinlemeyiz. Çünkü onu dinleyecek vaktimiz yoktur. Kendimizi hayat koşuşturmasına öyle bir kaptırırız ki, etrafımızda gerçekten olup bitenlerin farkına varmayız, varsak da umursamayız.

Mesela başına bir bela gelen insanları gözlemleyin. Öncesinden evren onu tam 3 kez uyarır. 'Gittiğin yol, yol değil, geri dön, kendini düzelt,' diye tüm hayat haykırır. Kişi akıllı ise, uyanır ve kendini düzeltir; eğer değilse belanın kapıyı çalması yakındır.

Kişinin genellikle bu tür ikazları anlayamamasının ardında, evrenin dilini okuyamaması vardır.
Bu yüzden yazılarımda bu kadar çok yalnızlığa çekilmekten ve sezgileri dinlemekten bahsediyorum. Kişi kendi kafa seslerini susturmadan, gönlünün fısıltılarını duyamaz. Yaratıcının neler anlatmaya, öğretmeye, göstermeye çalıştığını kavrayamaz.
Kişi ilk önce kendi ruhunda cenneti bulmadan, dıştaki cennete kavuşamaz.
Kişi ilk önce kendi içinde huzuru yaratmadan, huzurlu birliktelikler yaşayamaz.
............................................................

Astrolojik haritasını daha iyi anlayabilmek isteyen burçların, gezegenlerin ve evlerin sembolik anlamlarını iyi kavramalı ve onlar üzerine tefekküre dalmalıdır. Bunu yaptığı anda, kendi sessizliği içinde, sesi dahi olmayan birinin, onunla iletişime geçtiğini hissedecektir. (Ve hayır cinlerden bahsetmiyorum. Ben sezgilerimiz aracılığıyla bizimle iletişime geçen Yaratıcımızdan bahsediyorum.
Farklı alemlerin varlıklarını üzerinize çekebilmeniz için evrenin yasalarına aykırı davranıyor olmanız gerekir. Bunu yapmak çok kolaydır, bir barda tek başınıza alkol içmek dahi yeterli olabilir. Ama bu başka bir yazının konusudur.)

•••

Söz konusu aşk ve evlilik olduğunda, yıldızlar pek bir merak edilir.
Bu yüzden sizinle ufak ve aslında çok kolay bir sembol okuma tekniğini paylaşmak istiyorum.

Astrolojide 7. ev, evleneceğimiz kişi hakkında bize bilgi verir.
Yapmanız gereken, bu eve yerleşen burcun yönetici gezegenini bulmak ve daha sonra o yönetici gezegenin hangi burca yerleştiğine bakmak. Yönetici gezegenin yerleştiği burcun karşıt burcu hangi sembolleri içeriyorsa, evren siz evleneceğiniz kişiyle karşılaştığınız anda, o sembollerden birini karşınıza çıkartır.

Diyelim 7. evinizde Boğa burcu var. Boğa burcunun yöneticisi Venüs ve Venüs haritada Kova burcuna yerleşmiş. Kova'nın karşısında bulunan burc Aslan burcudur. O halde siz evleneceğiniz kişiyle tanıştığınız ilk anda, çevrenizde bir yerlerde Aslan burcunu sembolik olarak temsil eden bir nesne, olay veya herhangi bir şey olacaktır. Eğer yeteri kadar çevrenizin farkındaysanız, bu sembol gözünüze batar. Evren size adeta bu anın özel bir an olduğuna dair göz kırpmıştır.

Sembolleri okuyabilmenin en kolay yolu burçların temsil ettikleri hayvanlara dikkat etmektir. Mesela kişinin üzerinde bir aslan resmi, bir aslan dövmesi olabilir. İlk göz göze geldiğiniz anda arkada bir aslanın tablosu olabilir. Bu çok açık ve net bir semboldür.

Semboller bizimle biraz daha üstü kapalı şekilde de konuşabilir. Mesela aslan burcu ayrıca kraliyeti temsil eder. Evleneceğiniz kişiyle ilk defa buluştuğunuz mekan kraliyet üyelerine ait olabilir veya restoranın adı kral, kraliçe, taht gibi kelimeleri içerebilir. Sembollerin konuşarak dertlerini anlatmalarının bir çok yöntemi vardır. Say say bitmez!

Yapmanız gereken tek şey sembolünüzün ne olduğunu bilmek. Lütfen bunu öğrendikten sonra her yerde delicesine bu sembolü aramayın. Çünkü bu doğru bir yöntem değildir. Sadece bilin ve unutun. Doğru zaman geldiğinde ve siz o sembol ile karşılaştığınızda küçük bir deja-vu yaşayacaksınız. Hem biraz yanaklarınız kızaracak çünkü karşınızda çok önemli birisinin olduğunu anlayacaksınız, hem de dudaklarınıza küçük bir gülümseme yerleşecek, çünkü evrenin düzeninin ne kadar mükkemmel işlediğini ve teslimiyetin ne kadar huzur verici olduğunu yaşayacaksnız.
Eğer her yerde bu sembolü ararsanız, bu büyüleyici anı tadamayacağınız gibi, yanlış kişileri doğru kişi zannetme yanılgısına da düşebilirsiniz.
Aman dikkatli olun!

4 Mart - 15 Nisan | Venüs Retrosu - içindeki amazon kadınını uyandır

4 Mart - 15 Nisan arasında Venüs geriliyor olacak. Venüs retroları yaklaşık 1.5 sene içinde sadece bir kere gerçekleşir. Bu yüzden etkilerini, Merkür retrolarınla kıyaslarsak, daha kuvvetli şekilde hissedebiliriz. 
Venüs, retrosuna Koç burcunda başlayacak, Balık burcuna kadar gerileyecek ve 15 Nisan'dan itibaren retrosunu tamamlayacak ve ardından bir kere daha Koç burcuna girecek. 

Kimler ve neler etkilenecek?

Kısacası aşk, para & değerler konusu, Koç burcunun enerjisiyle başetmeyi öğrenecek bu önümüzdeki bir kaç ay boyunca.
Ve Venüs tarafından yönetilen kişiler; Terazi & Boğalar, ayrıca haritasında AtmaKaraka'sı Venüs olanlar, Asc, Güneş, Ay'ı Koç burcunda olanlar bu retrodan en çok etkilenecek olanlar diyebiliriz. 
Ama tüm bu konumlara sahip olmayanlar da etkilenecek. Kısacası hepimiz etkileneceğiz, sadece kimilerimiz daha yoğun ve kimilerimiz daha az etkileri hissedecek. 
Venüs'ü Koç burcunda olan, ve Venüs dönüşünü iki defa arka arkaya yaşayacak biri olarak, iple çektiğim bir dönem diyebilirim. 
Retro gezegenler sizi korkutmasın. Çünkü aslında hepimizin bu retrolara ihtiyacı var. Bazen hayatı geriye sarıp, sil baştan yaşamak güzeldir ve gereklidir de. Başta canımızı yaksa da, sonradan güç katar ruhumuza.
 İşte siz de bu Venüs retrosunu bunun için kullanın: 
İçinizdeki vahşi Amazon Kadınını uyandırın!

 •••

Venüs'ün Koç burcunda zararda olduğu söylenir. Çünkü Koç burcu zodyağın birinci burcu olması nedeniyle başlatan, öncü, güçlü, yönetmeyi seven, hatta bencil olarak bilinir. Oysa Venüs tüm bu sıfatların tam tersini temsil eder. 
Venüs verici olmayı sever, fedakârdır, uyuma önem verir. Aşkta bencilliğe fazla yer yoktur, bunu iyi bilir. Aşk sevdiğinin içinde eriyip gitmektir. Herşeyi olduğu gibi kabul etmektir. 
Koç burcu Venüs'ün bu sözlerini duyunca güler. Çünkü onun için aşk rekabet demektir, savaş demektir, gözüne kestirdiğini ne pahasına olursa olsun elde etmek demektir. Aşk, Koç için macera ve eğlence demektir ve bunu sevdiğinden almasını çok iyi bilir. Bir kere istediğini aldıktan sonra da yoluna devam etmesini iyi bilir. Yalnızlık ona koymaz. O tekbaşınalıktan muazzam bir güç edinir. 

Koç burcu içimizdeki Amazon Kadınını temsil eder. 
Bu kadın içinde, her erkeğin korktuğu, gücü barındırır. 
Korkusuzdur, ne istediğini çok iyi bilir, cinsel gücünü iyi kullanır ve tek başına kendi ayakları üstünde durmayı her daim başarır. Çünkü içinde vahşi bir savaşçı vardır. 
Bu savaşçıyı gözlerinin içine baktığınızda görürsünüz ve saygı duymadan edemezsiniz ve yanına yaklaştığınız anda, içindeki yanan ateş sizi de etkiler. Hem içinizin ısındığını ama çokta fazla yaklaşırsanız, yanacağınızı hissedersiniz. 

Beyonce, Shakira, Rihanna, Lady Gaga, Mariah Carey, Janet Jackson, Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor, Audrey Hepburn & Sarah Michelle Gellar.. tüm bu kadınlar Venüs'ü Koç burcunda olanlara çok güzel birer örnektir. 
Kimileri giyimleriyle, kimileri danslarıyla, kimileri bedenleriyle, kimileri ise sözleri aracılığıyla, Koç burcunun enerjisini kullanarak dünyaya iz bırakmışlar ve bırakmaya da devam ediyorlardır. 

•••

İşte sizin de bu Venüs retrosunu kullanarak, içinizdeki vahşi ormanınıza çekilip, kendi vahşi dişiliğinizi keşfetme zamanınız. 

Önümüzdeki bu bir buçuk aylık süreç içerisinde kendinize şu soruları sormalı ve cevaplarını bulmalısınız: 
1| Bu hayatta hak ettiğim değeri kendime veriyor muyum ve başkalarından görüyor muyum? 
2| Aşk hayatımda kendimi yeteri kadar doyurabiliyor muyum/ sevgilim beni yeteri kadar doyurabiliyor mu?
3| Para ve maddi manevi değer verdiklerimle aram nasıl? Nasıl olmasını isterim?

Nelere dikkat edilmeli
Venüs gerilerken kapımızı eski sevgilimiz çalabilir, bize güzelce vaadlerde bulunabilir, kalbimizi bir kere daha kazanabilir ve retro boyunca hoşça vakit geçirip, eğlendikten sonra, Venüs eski hızzına kavuşur kavuşmaz, bizi bırakıp, çekip gidebilir. 
Bir kaç ay içerisinde ise, bir bakmışsınız bir haber almışsınız. Beyefendi mutlu mesut bir şekilde evleni vermiştir.  
Ani bir şok, ardından dev bir öfke, sonrasında ise hayal kırıklığıyla kocaman bir boşluk kalır kalbinizin derinliklerinde. 

Kendinizi bu konuma sokmayın. 
Bitmiş olan bitmiştir. 
Gitmiş olan gitmiştir. 
Bu yüzden gerçekten bir daha hayatınızda istemediğiniz kişileri tüm sosyal medya hesaplarından engelleyin. Size ulaşmalarını imkansız kılın ki, kafanızı karıştıramasınlar. 

Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta, yeni bir aşka yelken açmak için doğru bir zaman diliminde bulunmadığınız. Çünkü Venüs gerilerken bize aslında hoşumuza gitmeyecek şeyleri hoş gösterebilir. Bu tüm estetik ve güzellik konuları için de geçerlidir. Estetik ameliyatları, saç boyamaları, hatta kestirmeleri, yeni makyaj malzemeleri, giyim kuşam vb. Venüs gerilerken alınan ve güzellik uğruna atılan tüm adımlar sonradan pişmanlık verebilir. 

Bir gezegenin geriliyor olması enerjisini iki katına çıkarır. Bu yüzden enerjileri çok daha yoğun hissederiz. Ama sonuçta bu bir retrodur. Yani enerji ileriye dönük değil, geriye dönük akar. Bu nedenle yeni bir aşk veya bu süreç içerisinde nikah masasında atılan bir imza, sonrasında bize 'Ben bunu neden yaptım' dedirtirebilir. 

Aşk yok, alışveriş yok, o yok, bu yok. Peki biz neler yapacağız bu retro dönemi boyunca diye soruyor olabilirsiniz. 
İlk olarak kendi içinize çekilin ve üstteki 3 sorunun cevabını bulun. Eğer bu soruların cevaplarını bulduysanız, kapınızı isteyen çalsın veya istediğiniz şeyi yapın, alın, korkmanıza gerek yok. 

Venüs'ün sizden istediği tek şey, kendi değerinizin farkına varmanız. Bunu başardıktan sonra, aşk konuları üzerinde yeni bir sayfa açma isteğinde olacaksınız. 
Bunun sonucunda kaybedilmiş bir aşkı geri kazanabilir, zamanında değeri bilinmemiş bir ilişkiye yeni bir şans verebilir veya var olan ilişkinizi bitirebileceğiniz gibi, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar derinleştirebilirsiniz. 
Aslında yine herşey sizin elinizde!
Yeterki kendinizi kandırmayın ve başkasının da bunu yapmasına izin vermeyin. 
Kendi ruhunuza ve kalbinize değer verin bu bir buçuk ay. 
Onu maddiyatla değil, maneviyatla besleyin. Ruhunuza o kadar güzel sevgi tohumlar ekin ki, baharla birlikte çiçekler açtığında, siz de içinizde yaşayın baharı, çocuksu çoşkuyu ve yeniden doğuşu.
NOT: Peki ya erkekler ne yapsın bu süreçte?
Boş yere eski sevgililerini rahatsız etmesinler & kendilerini kadın aleminden sakınsınlar. Malum bütün kadınların üzerinde Koç enerjisi olacak, sizi Amazon ormanlarına çekip, ısırırlar sonra. 
Canınızın yanmasını istemeyiz. 

26 Şubat 2017 Balık burcunda Güneş Tutulması

Başak - Balık aksındaki son Tutulma, 26 Şubat saat 17.58 Balık burcunda gerçekleşecek
Bu Tutulma serinin son Tutulması olduğu için ve ayrıca Neptün ile Güney Ay düğümünün eşliğinde gerçekleşeceği için, hayatımızda Balık burcunun düştüğü evle alakalı bir kapanış, bitiş ve sonlanma deneyimleyeceğiz. Ama bu Tutulmanın bir Güneş Tutulması olması itibariyle aynı zamanda bu sonlanış yeni bir doğumun gerçekleşmek üzere olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki 6 ay içerisinde ölümün ardından gelen yeni varoluşu hepberaber deneyimleyeceğiz. 
Bu ölüm sizi korkutmasın çünkü bahsettiğim fiziksel ölüm değil. 

Güney Ay düğümü, geçmişten getirdiklerimizi gösterir. Artık ihtiyacımız olmayan, gereksiz yükleri, acıları, deneyimleri, düşünce kalıplarını..
Neptün ise çözülüşü ve kayboluşu anlatır. 
Tüm bu enerjileri Güneş Tutulmasıyla birleştirirsek, karşımıza sıfırdan başlamak için güzel bir fırsatın çıktığını görürüz. 

Tutulma saatinde elinize bir kağıt ve kalem alın. Vazgeçmek, bırakmak ve kurtulmak istediğiniz tüm alışkanlıklarınızdan, size faydasından daha çok zararı dokunan insanlardan ve aklınıza gelen tüm olumsuzlardan kurtulmak için kendinize bir mektup yazın veya sadece dua da edebilirsiniz. 
Acının şifalanabilmesi için, bilinçaltından bilince çıkmasına izin verilmelidir. Tüm kalp kırıklıklarınızı hatırlamanız ve bir kağıda yazmanız bunun için faydalı olacaktır. 

İçinizden geldiği gibi yazın. Bırakın kalbiniz konuşsun. 
Mesela şöyle niyet edebilirsiniz: (Sigara, alkol, uyuşturucu vs.) alışkanlıklarım, benim gerçekleri görmeyi istemeyişimden kaynaklanıyor ve ben artık kendimi (acılarımı, deneyimlerimi, kırgınlıklarımı) olduğu gibi kabul ediyorum ve onları şifalandırmaya niyet ediyorum. Geçmişle olan bağımı kesiyorum ve tüm yaşanmışlıkları Allah'a havale ediyorum. Onun adaleti ilahidir. 
Ben bu Tutulmayla birlikte tüm olumsuzlukların yok olmasına izin veriyorum ve hayatıma yeni bir başlangıcı davet ediyorum. 

•••

Tutulmalar sıkıntılı dönemlerdir çünkü bizleri kademe kademe kadersel olaylara veya kişilere hazırlarlar. 
Tutulma öncesi bir türlü gelecek odaklı hareket edemeyiz. Sanki etrafımızı gizemli bir sis sarmış ve geleceği görmemizi engelliyormuş gibi hissederiz. Tutulmadan sonra ise, artık hiçbir şekilde geriye doğru adım atamayız. 

Bu Tutulma hepimizi etkileyecek ama en çok 8° Balık civarında Güneş, Ay, Yükseleni olanlar etkilenecek. Bu kişilerin arasında Cumhurbaşkanımız da bulunuyor. Bu Tutulma tam doğum gününe denk geliyor. Bu nedenle onu etkileyecek olan Tutulma, doğal olarak ülkemizi de etkileyecek. 

•••

Bu Tutulmanın bir diğer önemi, gökyüzünde Skat yıldızıyla kavuşuyor olması. Şans, mutluluk ve hayallerin gerçekleşmesini sağlayan bu yıldız, Tutulmanın ardındaki gerçek gücü ve potansiyeli gösteriyor. 
Bu yüzden bu Tutulmayı maneviyatınızı kuvvetlendirmek için sakın kaçırmayın. Evren kollarını açmış, Yaradan ise, 'iste kulum vermeye hazırım', diye haykırırken, sizde ruhunuzun cenneti için yalvarın. 

Astrokartografi ile dünyayı keşfet


Astrokartografi kişinin gezegen hatlarının dünyanın hangi bölgelerinden geçtiğini gösteren harita çeşididir. 
Bu teknik sayesinde haritanın ana eksenleri ile gezegenler arasındaki ilişkiler dünya haritası üzerine yerleştirilir ve böylelikle kişinin hangi ülkelerde neler deneyimleyebileceğinin öngörüsünde bulunulur. 

Astrokartografi nasıl kullanılır?

• Bulunduğuğunz ülkeden taşınmak istiyorsanız, astrokartografi haritanız size hangi ülke seçeneklerinin daha verimli olabileceğini gösterir. 
İş ve kariyer amaçlı ülke değişikliği yapacaksanız MC noktasının hangi ülkelerden geçtiği önemlidir. Eğer aşk ve evlilik için ülke değiştiriyorsanız, IC veya Venüs çizgilerinin hangi ülkelerden geçtiğine bakılır vs. 

• Eğer üniversite öğrencisiyseniz ve Erasmus programıyla eğitim amaçlı başka bir üniversiteye gitmek istiyorsanız, Astrokartografi haritasında Jüpiter veya Güneş çizgilerinin hangi ülkelerden geçtiği önem kazanır. Bu ülkelerde diğerlerine nazaran kişinin ufkunu daha fazla genişletecek seçenekler vardır.
Keza aynı şekilde, eğer çocuğunuzu yurtdışına yaz okuluna göndermek istiyorsanız, hangi ülke veya bölgenin en verimli olacağı Astrokartografi haritası sayesinde öngörülebilir.

• Ya da sadece zevk ve eğlence uğruna farklı yerleri keşfetmek istiyorsanız, Astrokartografi size istediğiniz seçenekleri sunabilir.
Diyelim balayı tatiline çıkacaksınız ve dünyada onca güzel cennet parçasından hangisinin sizi daha mutlu edeceğine bir türlü karar veremiyorsunuz. Astrokartegrafi sayesinde, Venüs çizgileri, hangi ülkelerin balayı için çok güzel bir fırsat sunacağını gösterir. Venüs'ün geçtiği yerlerde kişi güzellik, aşk, romantizm, haz ve lüks konfor deneyimleyebilir.

• Ya da belki sadece arkadaşlarla maceralarla dolu bir tatil deneyimi istiyorsunuzdur. O zamanda Astrokartografi haritasında Mars ve Uranüs çizgileri bize ülke seçeneklerini sunar. Mars'ın bulunduğu yerde gerilim vardır, heycan vardır. Uranüs ise, şok etmeyi ve bilinmeyenle karşılaştırmayı sever. Kişinin sınırlarını keşfetmesini sağlamak için elinden geleni yapar. Eğer gerçekten kendinize güveniyorsanız ve cesaretliyseniz, bu iki seçenek size unutulamayacak bir deneyim vaad edecektir.

• Belki de kırk yılın başı bir yere gitmeye heveslendiniz ama başınıza bir şey gelirse diye korkuyorsunuz. Bunun için de Astrokartografinin güzel bir cevabı var: Plüton çizgilerinden uzak durun! Plüton değişim ve dönüşümün habercisidir. Plüton çizgisinin geçtiği ülkeler, ruhumuzda köklü değişimlere sebep olabilirler. Bu yüzden sadece eğlenmek ve dinlenmek isteyen birisi için, tıpkı Satürn çizgileri gibi, pek de uygun değildirler.

Astrokartografi sayesinde hiç aklınızın ucundan dahi geçmeyen ülke seçeneklerini keşfedebilirsiniz.
Bazen çook uzaklarda adını dahi duymadığımız bir yer vardır ve sizin onu ziyaret etmenizi bekler. Çünkü belki de orda sizi bekleyen karmik bağlarınız vardır. Gidip gördüğünüzde içinizdeki ses 'Ben burayı bir yerlerden hatırlıyorum' diye fısıldar.
Bazen de çok ilginçtir ama, .. kader bizi Venüs çizgimizin geçtiği yerden olan birisine aşık eder. Tatil amaçlı gider, aşık olur, evlenir, kalıverirsiniz.

Astrokartografi sayesinde küçük dünyanızı büyük gerçek dünyayla tanıştırmak istiyorsanız, bana carpediemcii@gmail.com'a mail atarak ulaşabilirsiniz ve hangi ülkede hangi maceraların veya fırsatların sizi beklediğini keşfedebilirsiniz.

Astrokartografi danışmanlık ücretim 1000tl

♡ diğer danışmanlık hizmetlerim için tıkla

11 Şubat 2017 Aslan burcunda Ay Tutulması

Aslan ve Kova burçları aksında gerçekleşecek olan tutulma serisinin ilk tutulmasına bu gece itibariyle merhaba demiş olacağız. 

Tutulmalar önemli dönemlerdir. Hayatımıza kadersel kişileri ve olayları sokarlar. Bu yüzden hayatımızda yeni bir dönemin başladığını önümüzdeki 6 aylık süreç içerisinde deneyimleyebiliriz. 
Hazırlıklı olun!

Peygamberimiz tutulmaların önemini bildiği için, her tutulmada namaz kılar ve dua edermiş. 
Eskiden insanlar bu tür doğa olayların etkilerini iyi bildikleri için, çok korkar ve temkinli davranmaya özen gösterirlermiş. 

O halde bizim de yapabileceğimiz en güzel şey bu gece yatağa yatmadan önce içimize çekilip dua etmektir. 
Dua edin, kendiniz, sevdikleriniz, vatanınız ve huzurunuz için. Dünyanın çok daha iyi bir yere dönüşübilmesi için..
Kapatın gözlerinizi ve hayal edin, gökyüzünden yeryüzüne inen sevgi yağmurunun varlığını hissedin. 
Gökyüzünde oluşan mistik dörtgen açı kalıbının gizemli sırlarının içinize yansımasına izin verin. 

••• 

Haritalarınızda Aslan burcunun hangi eve denk düştüğünü bulun. Bu tutulma aslında bir Dolunay olduğu için ve Dolunaylar bir şeyin tamamlanışını veya sonlanışını gösterdikleri için, hayatınızın o alanıyla ilgili bir son veya dönüşüm yaşayabilirsiniz. 

Aslan burcu otorite figürlerini temsil ettiği için, hayatınızda sizden daha üst konumda bulunan insanların yaşamlarını da etkileyebilir bu tutulma. 
Ayrıca Aslan burcu kalp bölgesini temsil ettiği için, kalbinize ve etrafınızdaki tüm kalplere iyi bakın ve iyi davranın. 
Kalp narindir, kırılmaya gelmez. 
Gökyüzünün sizi kırmasını istemiyorsanız, siz de sevdiklerinizin kalplerini kırmayın.

Aslan burcunun bir diğer özelliği abartıya kaçma meyilidir. 
Bu bir Dolunay olduğu için, içinizde bir adım atıp, bir şeyleri tamamlama, kendinizi ispat etme olayı tavan yapmış olabilir. Ama tutulmalardan önce adım atılmaması ve beklenmesi her zaman için daha hayırlıdır. 
Çünkü tutulmalar her an işleri değiştirebilir, bizi sürprizlere maruz bırakabilirler. 
Biraz sabırlı olun ve sessizlik içinde bekleyin. 
Evrenin size öğretmeye çalıştığı şeyin farkına varın. 
Dinleyin!

Gizemliliğimin Sırrı

Henüz astroloji yolculuğunun başlangıç noktasındayım. Bu o kadar engin ve derin bir okyanus ki, boğulmadan işin içinden çıkabilecekmiyim bilmiyorum. Çünkü ögrenilecek çok şey var ve bildiğim başka bir şey daha var; o da bu ilimin gerçek derinliğini sadece seçilmiş olanların öğrenebileceği.. Ve ben o seçilmiş olanlardan olup olmadığımı bilmiyorum.

Astrolojiyi bana öğreten hocama kendi hocası, harita yorumlarken üç şeye çok dikkat et, dermiş:

• Evrenin dilini çok iyi öğren, çünkü sezgilerini kuvvetlendirmeden bu ilimi öğrenemezsin
• Haritasına baktığın kişiyle asla yüz yüze gelme ve gözlerinin içine bakma, etkilenirsin
• ve sakın gördüğün kötü şeyleri karşındaki kişiye aktarma, karma yaratırsın

Eğer danışmanlık aldığınız kişi size olumsuz ve kötü şeyler söylüyorsa, dinlemeyin, duymayın, inanmayın, aldırmayın. Çünkü kendi içinde barındırdığı kötülüğü size yansıtmaktan başka bir şey yapmıyordur. Dolayısıyla sizi değil, kendisini anlatıyordur.

Enerji çok garip bir şeydir. Sanki yok gibidir. Göremezsin, duyamazsın, tadamazsın, dokunamazsın. Sadece yeteri kadar sessizsen, hissedebilirsin.
İşte tam da bu yüzden harita okuması sessizliğin içinde yalnızken yapılmalıdır. Çünkü yüz yüze yapılan seanslarda iki insanın aurası ve enerjileri birbiriyle iletişime geçer. Karşı taraf, enerjisiyle seni etkiler. Sen de kendi enerjinle karşı tarafı etkilersin. Dolayısıyla karşında olanın veya senin enerjin kötüyse, haritasına baktığın anda ya kendi enerjinin çalındığını hissedersin ya da sen karşı tarafın enerjisini çalarsın. Bu yüzden bir çok astroloğun psikolojik veya ruhsal rahatsızlıkları olabiliyor. Bu tarot açan kişiler için de geçerlidir. Eğer enerjilere karşı kendinizi korumayı bilmiyorsanız, karanlık enerjileri kendinize çekmiş olursunuz. Kendinizi korumayı bilseniz dahi, yinede etkilenirsiniz. Hayat enerjiniz emilir. Sadece çok güçlü, yüce bir Ruh buna karşı koyabilir.
Ne yazık ki bunun üzücü bir örneğini Beki İkala Erikli'de gördük.

Karşımızdaki insanın haritasını görsek de, onun ne kadarını kaldırabileceğini bilemeyiz. Bu yüzden eskiler kadim bilgileri ağızdan ağıza aktarırlarmış. Bilgiyi hak edebilmek için kişi, ilk önce ağır inisiyasyonlardan geçmek zorunda bırakılırmış. Çünkü gerçekten buna hazır olup olmadığı test edilmek zorundaymış. Oysa günümüzde bu kadim inisiyasyonlar yok oldu, bilgi ise her yerde, herkesin bulabileceği şekilde.
Bu yüzden onu aktarırken de, paylaşırken de çok dikkatli davranmak ve hem kendimi hem karşı tarafın huzurunu ve sağlığını düşünmek zorundayım.

Mum ışığınızın karanlığınızı daima aydınlatması dileğimle..

Ay'ın evreleri & etkileri

Ay belki de gökyüzündeki en gizemli gökcismidir. 
Üzerine şimdiye kadar sadece bir kere ayak basılmıştır ve bunun hakkında bile bir sürü komplo teorileri vardır.
Doğru ya! O bize bu kadar çok yakınken, neden bir kere daha buna cüret edilmemiştir? 

Ay'ın derin gizemleri vardır, keşfedilmeyi bekleyen..
•••

O çocuklar için sadece Ay dede'dir.
Ona baktığımızda bize daima gülümser ama tam olarak kimin gülümsediğini bir türlü bilemeyiz. 
Bazen incelir ve bazen şişer. Bazen ise ortadan kaybolur, denir ki pudrasını tazeliyordur. Çünkü ardından yine gülümseyen yüzüyle gözükür.
Ay benim için tam bir 'La Mystic Luna'dır.


Peki Ay'ı bu kadar özel kılan şey nedir?

Ay'ın dünyayı ve insanın bedenini etkilediğini zaman zaman hepimiz deneyimleriz. 
Mesela Dolunay zamanları kimi insanlar nedense uyuyamaz. 
Kimi insanlar ise tuhaf davranışlar sergiler. Dolunay geceleri suç ve intihar olaylarinın arttığını gösteren araştırmalar yapılmıştır. 
Hatta ingilizce'de "lunatic" kavramı vardır ve 'çılgın', 'delirmiş' anlamına gelir. Aslında latince kökenlidir ve "luna", yani Ay kelimesinden türetilir. 

Kadının doğurganlığında Ay'ın söz sahibi olduğunu biliriz. Hatta Dolunay zamanları doğumlar bile yüzde 20 oranında artar. 

Ay'ın cinsellik üzerinde de büyük bir etkisi vardır. Genelde Dolunay zamanları bu tür isteklerimiz artar. 
Hatta Ortacağ zamanlarında kadınların, hele ki adet görüyorlarsa, Dolunay geceleri erkeklerle birlikte olmamaları gerektiği öğütlenirdi. Kadın bir Dolunay gecesi o haliyle hamile kalırsa, çocuğun üstün yetenekli, hatta şeytani biri olacağına inanılırdı. (Bu inancın temelinde kadının doğasından ve gücünden korkan, zavallı bir zihniyet vardır. Çünkü bunun kuvvetli bir büyü için altyapı oluşturduğu biliniyordu).

Ay sadece insanoğlunu değil, dünyamızı da etkiler. Hayvanlar tıpkı insanlar gibi Ay'ın döngülerinden etkilenirler. Ay, denizlerimizi ve okyanuslarımızı etkiler ve med cezire sebep olur. 

Peki ya Ay'ın evrelerinin anlamları var mıdır & eğer varsa, biz onlardan faydalanabilir miyiz?


Yeniay/ Hilal

Yeniay zamanları yeni başlangıçlar yapmak için kullanılmalıdır. Aklınızda var olan bir projeyi hayata geçirebilir veya gelecek planları yapabilirsiniz. 
Genellikle Karanlık Ay zamanı ortaya çıkan duygular bizi Yeniay zamanında yeni adımlar atmaya zorlar. Yalnız yeni bir adım atmadan önce Hilali gökyüzünde görebilmelisiniz. 
Tam Yeniay zamanında Ay gökyüzünde gözükmez. Oysa ondan güç alabilmemiz için, onu gökyüzünde görebilmeliyiz. Bu yüzden hayatınızda yapmak istediğiniz başlangıcı Yeniay'dan bir iki gün sonra yapın, yani gökyüzünde Hilal çıplak gözle görülebildiğinde. 

İlk Dördün

Yeniay'la yapılan planlar, ilk dördün'le birlikte hayata geçmeye hazır olur. Yaptığımız planlar ve attığımız adımlar sonucu aşmamız istenilen ufak sorunlarla karşılaşabiliriz. Hayal ve hedeflerimizin gerçekleşmesi için çabalamaya devam etmeliyiz. 
Ay'ın bu halini ayrıca istediklerimizi hayatımıza çekmek için kullanabiliriz. Çünkü bu dönemde çekim yasasını çok daha etkili bir biçimde kullanabiliriz. 

Kambur Ay

Dolunay'a doğru yol alırken, Kambur Ay bize geriye adım atmak için artık çok geç olduğunu söyler. 
Hedefimize bu kadar yakınken ve son basamakları tırmanırken, kendimizi biraz yorulmuş gibi hissedebiliriz ama ne olursa olsun kendimizi akışa bırakmalıyız ve tamamlanışın çok yakın olduğunu bilmeliyiz. 

Dolunay

Dolunay gecelerinde bir tamamlanmışlık hissini yaşarız. Yeniay'la atılan adımların üstünden 2 hafta geçmiştir ve şimdi ektiğimizi biçme zamanıdır. 
Dolunay tıpkı karanlık geceyi aydınlattığı gibi, içimizdeki karanlıkları da aydınlatır. Bu yüzden bilinçaltımızın karanlık ve bilinmeyen dünyasına Dolunay'da erişim sağlarız. Böylelikle bilinçaltında birikmiş olanlar, kendilerini adeta dışarıya kusarlar ve kişinin içinde ufak bir şifa meydana gelir. Çünkü Dolunay'la birlikte zihnimizde bir farkındalık oluşur. İki hafta boyunca aradığımız soruların cevaplarını buluruz ve ufak çapta bir aydınlanma yaşarız. Ortaya çıkan bu yüksek enerji nedeniyle uykusuzlukta artış veya ruh halimizde bir farklılık deneyimleyebiliriz. 
Dolunay zamanında eksik olan parçalar bütünleşir. Bu yüzden kayıp olan eşyaları bulabilir, üzerinde uğraştığınız projeyi nihayet su yüzeyine çıkarabilir ve tanıtabilirsiniz. 
Ayrıca eski İslam alimleri Dolunay gününde oruç tutmanın bedeni şifalandırdığını ve tüm toksik maddelerden arındırdığını söylerler. 

Sönen Kambur Ay

Dolunay'dan, yani doruk noktasından sonra hem başarının tadını çıkarma, hem de ileriye doğru bakıp, kendimizi sorgulama dönemine geliriz. Başarmak istediklerim bu kadar mıydı? Hala değişmesini istediğim neler var? Kendimle olduğum gibi memnun muyum? gibi sorular sorarız. Dolunay'ın kapımıza getirdikleri ve bize öğrettikleri hakkında tefekkür yapma zamanındayızdır.
Bu günleri ayrıca manevi temizlik olarak görebiliriz. Hem evinizi hem bedeninizi arındırıp, ruhunuzun isteklerine kulak vermelisiniz. İçinizin almadığı veya ruhunuzun artık kurtulmak istediklerinden kurtulmak için, güzel bir zaman dilimi Sönen Kambur Ay. Kendinizi kötü alışkanlıklardan kurtarmak için çabalayabilirsiniz. 

Son Dördün

Döngü yavaş yavaş kendisini tamamlamaya doğru gidiyordur. Kişi kendisini Ay'ın son dördünde çokta fazla enerjik hissetmez. Hatta bir kapana kısılmışlık hali söz konusu olabilir. Sanki Arafta gibidir. Çünkü bu evre aslında sonun başlangıcıdır. 
Geriye dönüp hesap çıkartma ve geleceğe, hiç içimizden gelmese de, odaklanma zamanıdır. 
Çünkü önümüzde yeni bir döngü ve yeni başlangıçlar, atılması gereken yeni adımlar, yapılması gereken yeni planlar vardır. 

Karanlık Ay/ Balzamik Ay

Ay'ın yeryüzünden görülemediği zamandır. Çocuklara, Ay pudrasını tazelemek için yok oldu, dediğimiz gecelere denk gelir. 
Karanlık Ay geceleri eskiden kuvvetli büyüler yapılmak için kullanılırdı. 
Günümüzde ise, içimize çekilmemizi ve ruhumuzun derinliklerini keşfedebilmemizi sağlar. Karanlık yönlerimizi keşfedebilir ve onları aydınlığa dönüştürmeye niyet edebiliriz. Bize zarar veren tüm bağımlılıklardan kurtulmak için kullanabiliriz bu karanlık geceyi. 
Önemli olan, kendi içimizde yeteri kadar enerji toplayabilmemizdir. Çünkü kapıda bir Yeniay ve yapılması gereken yeni şeyler vardır ve tüm herşey kendisini sil baştan tekrarlamaya, yeni bir döngü başlatmaya devam eder. 

Ve koskoca bir ömür bu evrelerle akıp gider..
Gün gelir küçük, parlak bir Hilal oluruz, gün gelir şişer, kocaman bir Dolunay misali herkesin gözüne girer, hayran bırakırız. 
Gün gelir krizler yaşar, karanlıklara dalarız. 
Hayat her haliyle mükemmeldir. Yeter ki biz mükemmel bakmayı bilelim. 

Not: Ay'ın hallerine dikkat ederken, Ay'ın transit ettiği burca ve bu burcun haritamızda hangi eve denk düştüğünü bilirsek, tüm bu enerjileri çok daha etkili bir şekilde kullanabiliriz. 
Mesela Ay 7.evimizden geçiyorsa ve bir Yeniay'sa, ilişki alanında yeni bir başlangıcın bizi beklediğini öngörebiliriz. 

Haritada medyumluk göstergeleri

Hem hafif tırstığım, hem de bir hayli merak ettiğim ve zaman buldukça araştırdığım bir konudur medyumluk. 
Birçok medyumun yaşam öykülerini dinlemeyi ve okumayı severim. Bazen inanmam, bazen de gerçekten bu tür yetenekler var mıdır ve varsa nerden gelir diye sorarım kendimce. 

Medyumlar kimi zaman şarlatan veya karışmış olarak görülür. Bazılarına ise çok önem verilir, hatta devletin önemli pozisyonlarında görev alanları dahi vardır. Mesela birçok ülkenin metafizik istihbaratta medyumlardan faydalandığını biliyoruz. Rusya bunların başında gelir.

Bazen başımıza öyle bir şey gelir ki, ne ailemiz, ne doktorumuz, ne de başka birisi yardımcı olabilir. İşte bu gibi zamanlarda bazılarımızın yolu çaresizce bir medyumun kapısına düşebilir. 

•••

Peki gerçekten bu tür özel yeteneklere sahip olan kişiler var mıdır? 
Ve eğer varsa bunu astroloji açıklayabilir mi?

Astroloji'de belirli burçlar belirli elementlere ayrılır. Bu elementlerin arasından su, kişiye kuvvetli bir sezgi yeteneği ve muazzam bir 6. his verebilir. Çünkü su bilinçaltını temsil eder. Bu yüzden haritalarında su yoğunluğu olan kişilerin bilinçaltları tıpkı bir med ceziri andırır. Kısacası bu kişilerin bilinçaltlarıyla olan bağları diğerlerine nazaran daha kuvvetlidir. İstediklerinde oraya dalabilir ve kolaylıkla ordan bilgiler edinebilirler. Zaten bu yüzden, bunu nasıl yapıyorsun sorusuna bir çoğu cevap veremez. Çünkü bu tamamıyla kendiliğinden ve çoğu zaman da kontrol dışı gerçekleşen bir şeydir. Bilgi bir anda bilince gelir ama nerden ve niçin geldiği belirli değildir. 

Genellikle bu 4 şekilde gerçekleşir. 
1. Duru görü şeklinde olabilir. Burda kişinin gözünün önüne bir görüntü gelir. Bazen bu görüntü bulanık bazen ise gerçekmiş kadar net'dir. 

2. Duru işitme veya bir başka adıyla Açık duyma şekilinde olabilir. Burda kişi birden kulağına bir şey fısıldandığını duyar. Bu bazen tanıdığı birinin sesidir, bazen ise hiç bilinmedik bir ses olabilir. 

3. Duru hissediş şeklinde bilgiler edinenler de vardır. Burda kişi olacakları bedeni aracılığıyla önceden hisseder. Mesela bazen kötü bir olay öncesinde karnımıza ani kramplar girer ya da karnımız ağırır. Nedenini bilmeyiz. Oysa bağırsaklar ikinci beyin olarak bilinir ve kişiye yolunda gitmeyen şeyleri anında haber verir. 

4. Duru biliş bir başka yöntemdir. Bu yöntem yukarda bahsettiğime örnektir. Kişi bilgiyi sezgileri veya 6. hissi sayesinde bilir. Bu kişilerin kollektif bilinçaltına inebilme ve oradan bilgileri edinebilme kabiliyetleri vardır. 

Kişiye bu tür yetenekler veren element su elementidir, demiştik. Su elementine mensup olan burçlar, Yengeç, Akrep ve Balıklardır. 
Dolayısıyla haritalarında su yoğunluğuna sahip olanların sezgileri diğer insanlara nazaran daha gelişmiş olabileceğini söyleyebiliriz. 
Ama bu iş sadece bu 3 burçla kalmaz. 

Bakılması gereken diğer yerler, 8, 9 ve 12. evlere yerleşen burçlar ve gezegenlerdir. 
Çünkü 8. ev okült, mistik ve ezoterik, yani tüm bilinmeyen konuları temsil eder. 9. ev ilahi bilgilerin evidir. 12. ev ise, öte alemi, ruhsal yetenekleri, rüya ve bilinçaltı gibi konuları temsil eder. 

Bu konuda kişiyi özel yetenekli kılan gezegenler, Uranüs ve Jüpiter'dir. Yani bu gezegenlerin 8., 9. veya 12. evlere yerleşmesi bir gösterge olarak kabul edilebilir. 
Uranüs'ün kişiye bu tür yetenekler vermesine sebep olan şeyin cevabını mitolojik hikayesinde bulabiliriz. Çünkü Uranüs Prometheus'dur ve Prometheus ateşi tanrılardan çalmış ve insanların eline vermiştir. Dolayısıyla burda aslında insanlara ait olmayan bir şeyin, insanlığın eline geçmesi söz konusudur. Tıpkı öteki alem perdesinin aslında aralanmaması ama kimileri tarafından bunun yapılması gibidir. 
Jüpiter ise hem bilge olanı, yani yüksek bilince ulaşabileni temsil eder hem de büyük benefiklerden olduğu için, kişiye aynı zamanda ilahi bir koruma da verir. 

Ama bu iş sadece bu gezegenlerle kalmaz. 
Önemli olan bu iki evden birinin yükselen burcumuzla irtibat kurmasıdır. 
Mesela yükselen yöneticisi bu evlere yerleşmiş olabilir. 

Ay, haritamızdaki en önemli gök cisimlerinden biridir. Çünkü o duygularımız hakkında söz sahibidir. Derin iç dünyamızı anlatır. 
Ay'ın, Neptün veya Uranüs'le kavuşmuş olması kişiye özel yetenekler verebilir. 
Yine aynı şekilde Yükselen veya Güneş'in bu gezegenlerle iletişim kurması, kişinin sezgi yeteneğini kuvvetlendirecektir. 
•••

Örnekler

Edgar Cayce özel yeteneklere sahip olan, bilindik bir medyumdur ve astroloji hakkında da bize birçok bilgi vermiştir. 
Onun haritasında Uranüs, yükselenine çok yakın bir şekilde 12. evine yerleşmiştir. Bu özel yeteneklere işarettir. 
Kendisi bir Aslan yükselenidir ve Aslanın yönetici gezegeni 8.evine, yani Balık burcuna yerleşmiştir. Burda iki gösterge birden var. Hem yükselen yöneticisinin 8.evde olması hem de bunun Balık burcunda gerçekleşmesi. 
Haritasında tam 4 gezegen ve Kuzey Ay düğümü Balık burcuna yerleşmiş. Kısacası üzerinde yoğun bir su elementi taşıyor. 
Ve son olarak Ay'ı 9.evine yerleşmiş ve bu evde ayrıca Neptün gezegeni de bulunuyor. 
Yukarıda bahsedilen tüm göstergelere onun haritasında rastlıyoruz. 

Bir başka örnek özel yeteneklere sahip olan Karleen'in haritası. 
Karleen Almanya'da yaşayan Jamaikalı bir kadın. Kendisi yükselen Balık burcu ve Jüpiter'i aynı burca ama 12.evine yerleşmiş. 
Jüpiter Balık burcunun geleneksel yöneticisidir. Dolayısıyla yükseleni ile 12.ev birbiriyle bağlanmış durumda. Ama bunu özel kılan şey, Jüpiter'in onu korumaya almış olması. Zaten bunun kendisi de farkında. Çünkü kötü birşey olmadan önce bunu hissettiğini söylüyor. Hatta bir gün perili olduğu bilinen bir yere, uyarılmasına rağmen girmiş ve uzak durması gerektiğini bildiği bir kapıya dokunmuş. "Dokunduğum anda yanlış bir şey yaptığımı anlamıştım, çünkü kapıdan öyle bir güç dışarıya çıktı ki, dönüp beni boynumun arkasından kavradı ve ben geriye doğru düştüm," diye anlatıyor. Yanında duran ve ne olduğunu anlamayan arkadaşı neye uğradığını şaşırmış ve ona "kendini niye durup dururken yere atıyorsun," diye sormuş. 
Boğaz çakrası medyumların en hassas bölgeleriymiş. "Çünkü onun sayesinde edindiğimiz bilgileri karşı tarafa aktarabiliyoruz," diye anlatıyor. 
O günden sonra karanlıkla şakalaşılmaması gerektiğini ve bu işin tehlikeli olabileceğini kavramış. "Artık içimdeki beni uyaran sese kulak veriyorum ve ona uyuyorum," diyor. 
Bu Jüpiter'in ilahi korumasına çok güzel bir örnek. Çünkü 12. ev kötücül bir evdir ve kişinin hayatında öteki alemin karanlıklarını deneyimlemesine sebep olabilir. 

Haritasında bir diğer gösterge de Uranüs'ün 8. eve yerleşmiş olması. Okült bilgilere kolay bir şekilde ulaşmasını sağlıyor. 

Karleen, senelerce kayıp olan kişilerle irtibat kurabiliyormuş ve ölmüş kişilerin hayatta var olan aile üyelerine, onlar tarafından mesajlar aktarabiliyormuş. 
Genelde daha çok duru biliş yeteneğine sahip olsa da, duru görüyü de kullanabiliyormuş. Öyle ki, hamile kalacak olanların auralarında, daha hamile kalmadan bebek enerjisi ve parlayan ışıklar görebiliyormuş. 
Bunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Demek ki, dünyaya doğmaya karar veren ruhlar, anneyi önceden seçiyor ve daha hamileliğin gerçekleşmesine zaman varken, annenin aurasına yerleşiyor ve onunla zaman geçirmeye başlıyorlar, ta ki anne ve babanın doğru anını bulana kadar. 
•••

Hepimizin içinde sezgi gücü vardır. Bu sezgi gücünü Yaradan'ın en büyük armağanı olarak görürüm. 
Hepimizin böyle özel bir yeteneği varken, bir çoğumuz onu görmezden gelmeyi seçer ve böylelikle ilahi bir rehberin varlığını reddetmiş oluruz. 
İçimizdeki sezgi gücümüz bizim en güzel rehberimizdir. 

Belki hepimiz birer medyum olamayız, ki zaten de olmamalıyız. Çünkü bunun sorumluluğu ve yükü büyüktür. Karanlıkla başetmek her yiğidin harcı değildir. 
Ama hepimiz sezgilerimizi geliştirebilir ve kuvvetlendirebiliriz. 
Bunu da başka bir yazıma bırakıyorum. :)

28 Ocak 2017 Kova burcunda Yeniay

Yeni bir Yeniay & yeni bir başlangıç var kapımızda. 
•••
Bu Yeniay Kova burcunda gerçekleşecek.
Kova burcu Uranüs tarafından yönetilir ve Uranüs beklenmedik olayların yaşanılmasından sorumlu tutulan gezegendir. 
O halde bu Yeniay'la birlikte belki de hayatımızda bir sürprizle karşılaşabiliriz. 

Kapılarınızı açık tutun & umudunuzu diri tutun. 
Çünkü gökyüzünde Uranüs ve Satürn arasında ve Satürn ile Jüpiter arasında güzel bir açı var. 
Önünüzdeki iki hafta içerisinde ani ve beklenmedik şeylerle karşılaşabilir, sudan çıkmış balığa dönebilirsiniz. Ama unutmayın ki bu hayat değişimden ibarettir. Sürekli bir ölüm & sürekli bir diriliştir. 
Değişime direnç göstermektense, kabul etmek gerekir. 

Bu Yeniay'la birlikte attığınız adımlarda Satürn sizin arkanızda. Size sabır, dayanıklılık & ihtiyacınız olan olgunluğu verecek. 
Jüpiter ise, bolluk ve bereketiyle sizi genişletmeye hazır bir şekilde beklemekte. 
Tüm bu desteklere ve yardımlara sahipken, farklılığınızı ortaya koymaktan çekinmeyin. 
Venüs ile Satürn arasında oluşan gergin açı, insan ilişkilerimizde problemler yaşamamıza sebep olabilir. 
Sizin yapmak istediğiniz değişiklikler, başkaları tarafından onaylanmayabilir. Veya var olan maddi sıkıntılar adım atmanızı engelleyebilir. Ama bunlar sizi korkutmasın. Çünkü tüm zorluklar ve sıkıntılar gelip geçicidir.

••• 

Kova burcunda  bulunan Güneş & Ay, sizden kimseyi incitmeden ve kırmadan, hatta grup bilinciyle hareket edip, yenilikler yapmanızı isteyecek. 
Attığınız adımlarda özgür ve farklı olmaya çalışırken, aynı zamanda dikkatli olmaya da özen gösterin. 
.............................................
Bu Yeniay bana Nazım Himket Ran'ın güzel şiirinden bir bölümü hatırlattı.. 

"Yaşamak bir ağaç gibi tek & hür
Ve bir orman gibi
Kardeşçesine"