31 Mart 2018 | Terazi burcunda dolunay

  • Share

Ölüm & acı | Rahim & bebek

  • Share

17 Mart 2018 | Balık burcunda şifacı yeniay

  • Share

Atalarımızdan kalan miraslarımız

  • Share

Diğer alemin varlıkları & bilinmeyen tehlikeler

  • Share

2 Mart 2018 | Başak burcunda neptünyen dolunay

  • Share

Tarot & Sırları | e-kitap

  • Share

15-16 Şubat 2018 | Kova burcunda Güneş Tutulması

  • Share

Tek soru | Tek cevap

  • Share

Astroloji & Erk Hayvan

  • Share

31 Ocak 2018 | Aslan burcunda Ay tutulması

  • Share

Yaşam Koçluğu

  • Share

17 Ocak 2018 | Oğlak burcunda Yeniay

  • Share

Yıllık öngörü

  • Share

GEZEGENLERİN OLGUNLAŞMA YAŞLARI

  • Share

31 Mart 2018 | Terazi burcunda dolunay


Her dolunay zamanı gökkubbede Güneş ile Ay birbirlerinin karşısına dikilir.
Ay içimizdeki dişil yanımızdır, Güneş ise eril tarafımız. 
Bu iki kutup birleştiğinde yeni bir şey doğar. 
Karşı karşıya geldiklerinde ise içsel bir çatışma ve ardından bir arınma yaşanır. 

☆☆☆

Belki de 2018'in en zorlayıcı haftalarından ve en zorlayıcı dolunaylarından biri bu. 
Çünkü gökten yeryüzüne yansıyan enerji, Satürn ve Mars'ın birlikteliği. 
Eski zamanlardan beri en çok korkulan gök olaylarından biri bu ikilinin kavuşumu. 

10 derece Terazi burcunda gerçekleşen bu dolunay hem yukarıda bahsettiğim ikiliye zorlu açıda gerçekleşiyor hem de gökyüzünde ayrıca Merkür geriliyor.  

Mart ayındaki ikinci dolunay olduğu için aynı zamanda da bir mavi ay bu. 
Mavi aylar sık gerçekleşen olaylar olmadıkları için özel olarak bilinirler. 
Geçen ay iki yeniay ile yeni adımlar atıp yeni başlangıçlar yapabildik. 
Mart ayındaki iki dolunay ile de bütün yüklerimizden kurtulmamız gerekiyor. 
______________________________

İnsana yük olan daima çevresindeki yanlış ilişkileridir. 
Terazi burcu da bu ilişkilerle yakından ilgilidir.
 Bu nedenle bu dolunay ilişkilerimiz üzerinden sınanacağız. 
İlişkilerinizle ilgili tüm korkularınızla yüzleşmeye hazırlanın. Çünkü bu dolunayın olumsuz enerjilerini ancak korkularla yüzleşerek aşabilirsiniz. 

Gökyüzünde gerileyen Merkür 'geri vitese tak ve baştan sar' emrini veriyor hepimize. 
Geriye dönüp ben nerde hata yapıyorum? diye sormamız gerekiyor kendimize.

Neden hayatıma hep yanlış kişileri çekiyorum?
Neden ilişkilerimde bir türlü huzuru bulamıyorum?
Neden yalnızım ve aşktan korkuyorum?

İnsanın tekamülünü en çabuk hızlandıran şeydir yakın bir ilişkiye sahip olmak. 
Çünkü bir başkasında kendimizi görür ve tanırız. Onun aracılığıyla kim olduğumuzu keşfederiz. 

Bu dolunay da kendi içindeki sana köstek olan duygularını keşfetmekle alakalı aslında. 
Satürn ve Mars amaçsızca birleşmiyorlar gökkubbede. 
Doğruyu bulabilmemiz için yol gösterme niyetindeler sadece. 

Her zaman söylediğim gibi iki yol var seçim hakkına sahip olduğumuz. 
Biri sevginin yolu diğeri ise korkunun. 
Bu dolunay sevgi yerine korkularımız ağır basacak. 
Yalnızlığımız, mutsuzluğumuz ve huzursuzluğumuz gözümüze batacak. 
Hayat bize işkence çektirmek istiyormuş gibi hissedeceğiz belki de. 
Yani fazlasıyla korku kutbuna kayıp onun enerjilerini deneyimleyeceğiz. 
Oysa Terazi burcu dengeden ibarettir. 
Korkmak doğru yol olmasa da, denge uğruna hayatımızda hissetmemiz gereken bir duygudur. 
Asıl korkuyu bastırırsak başımıza büyük belalar gelir. 

Bırakın bu dolunay aksın gözyaşlarınız. 
Öfke varsa içinizde hissettiğiniz, gidin yumruklayın yastığınızı. 
Huzursuzluksa umutlarınızı öldüren kaldırın ellerinizi semaya. 
Tek huzur yaratıcının kollarında. 

Her karanlık güneşin doğuşunun yakın olduğunu fısıldar adama. 
Bu dolunay da aydınlığa sebep olacak eğer şifaya izin varsa.
Yeterki dengede olsun ruh zihin ve beden!

Dolunay Ritüeli

Artık bilimsel olarak kanıtlandı. Kişi kendi karanlıklarına kendi sebep oluyor. Tıpkı kendi aydınlıklarına da kendi sebep olduğu gibi. 
Bunu en güzel enerjisi yüksek olan insanlarda görüyoruz. Hayatlarında, ilişkilerinde hatta işlerinde bir huzur, bir bolluk ve bereket oluyor.
 İmreniyoruz.

Siz de bu kişilerden olabilirsiniz. 
Sizin de sağlıklı ve huzurlu ilişkileriniz olabilir ama bunun için sizin de çabalamanız gerek. 
Alın teri dökmeden hiçbir şey yok!
Emeğini veren karşılığını alıyor bu dünyada, her zaman için. 
İlahi adaletin hüküm sürdüğü bir gezegende haksızlık diye birşey yoktur. 

Dolunay Ritüeli için yapmanız gereken karanlık duygulardan arınmak. Bu duygulardan hangisinin sizi bilinçaltından yönettiğini bulmak ve bırakmak. 
Bunu en güzel bir kağıda yazıp yakarak yapabilirsiniz. 
Ama unutmayın bilinçaltının bilince çıkması acıyla gerçekleşir. 
Sadece kağıda yazarak hiçbir şey şifalanmaz. Sebeplerini bulmak ve hatırlamak ve ipleri elinizden bırakıp teslim olmak zorundasınız. 

Enerjiyi aşağa çeken karanlık duygular
Aşağılama
Suçluluk
Çaresizlik
Pişmanlık
Korku ve
Nefret'dir.

Bu duygulardan hangisi en çok hayatınızda yer verdiğiniz?
Bu sorunun cevabını bulursanız, gerisi bu dolunay çorap söküğü gibi gelecek. 
Yeterki size düşen payı yapmaya hazır olun. 

Mars ve Satürn'ün enerjileri yukarıdaki duyguların alt boyuttaki tezahürleridir.
Madem bu dolunay zorlayıcı enerjilere sahip o halde biz de bunu döndürüp kendi amacımıza uygun olarak kullanalım.
Ruhumuzu kemiren bu duyguları dönüştürüp sevginin yolunu seçelim.

Ölüm & acı | Rahim & bebek


Geçen haftalarda Atalarımızdan kalan miraslarımız adlı bir yazı paylaşmıştım ve haritamızdaki belirli gezegen kombinasyonların, 7 kuşak atalardan devraldığımız enerjileri nasıl anlattığından bahsetmiş ve birkaç örnek vermiştim. 
Bu örneklerin arasında Plüton ile Neptün'den bahsetmedim. Bu yüzden bu yazımda gerçek hayatta yaşanmış olan bir örnek verirken, hem bebek ölümlerinden ve etkilerinden hem de rahim sağlığından bahsedeceğim. 

Neptün ve Plüton ikilisi birbiriyle etkileşim halinde olduklarında, genellikle kişinin bilinçaltında ölüm veya yaşam korkusu olabilir. Ve bazen bu kombinasyonların derinliklerini araştırdığımızda karşımıza bebek ölümleri çıkar. 

Hikayesinden çok etkilendiğim bir anne, ikizlere hamile iken oğullarından birini hamileliğinin başlarındayken kaybetmiş. Kardeşini kaybeden diğer ikiz bebek derin bir üzüntüye girmiş ve hamilelik boyunca hiçbir şekilde hareket etmemiş. Doktorlar ve anne bebeğin büyümesi durduğu için hayata sağlıklı gelemeyeceğini düşünmeye başlamışlar. 
Kardeşine olan sevgisi ve derin bağı yüzünden, onun büyümesı gerektiği karnın diğer alanını kaplamak istememiş. Anne, 'karnım o kadar tuhaf duruyordu ki, dışarıdan bakıldığında bir taraf inik ve sadece diğer taraf şişikti,' diyor. 
Bebek büyümediği için annenin hamileliği normalden 4 hafta gecikmiş ve bebek normal kilo değerlerine bu son 4 haftada ulaşmış ve sağlıklı bir şekilde doğmuş. 

Bebeklerin ilk dönemlerde hiçbir şey hissetmediklerini bu yüzden alınmaları konusunda bir sakınca olmadığını söyleyenler, bu yaşanmış olan gerçek olayla belki bir kere daha düşünür ve fikirlerini değiştirirler diye örnek olarak vermek istedim.  
Küçücükün bir can anne karnında kardeşinin 8-9 ay boyunca yasını tutmuş ve onun tarafını kaplamayı reddetmiş. 
Bu insanın dünyaya geldikten sonra nasıl bir acıyla yaşayabileceğini düşünebiliyor musunuz? 
Büyücek, okulunu okuyacak, evlenecek ve çalışacak ama kendisini hiçbir zaman için buraya ait hissetmeyecek. Belki yaşamaktan korkacak ve içten içe kardeşinin yanını, yani ölümü arzulayacak. 
Bu insan sürekli depressif duygularla savaşmak zorunda kalacak, büyük ihtimalle kilolu biri olacak ve ömrünü kısaltmak için elinden geleni yapacak. Çünkü kardeşi yanı başında ölürken o senin yerine ben ölmeyi tercih ederdim, bak hayat hiç de yaşanılacak bir yer değilmiş, inancına sahip olacak ve bütün hayatını, ölü olan kardeşine bunu kanıtlayabilmek için mahvedecek. 

Zannetmeyinki bu sadece ikizler için geçerli. Doğumundan önce başka bir kardeşi aldırılmış olan insanlar da hayatları boyunca bu kaybolmuşluk ve değersizlik hissiyle savaşıyor ve depressif ruh hallerini bir türlü yenemiyorlar. 

Birkaç yıl önce kurtaj yasaklandı diye sokaklarda yürüyen kadınları gördüğümde tüylerim ürpermişti. Ellerindeki pankartlarda 'benim bedenime karışamazsın' yazıyordu. Ama o masum bir canın yaşam hakkına karışabiliyordu. Kendisini o bebeğin sahibi zannettiği için! 
Oysa hiçbirimiz başka bir ruha asla sahip olamayız. Hayatımızdaki bütün ruhlar birer armağandır. Hele yardımımıza, ilgimize ve sevgimize muhtaç olanlar kutsal birer emanet..
Tüm bunu her kadın, ne kadar inkar ederse etsin, hisseder. Hem de en derininde hisseder. 

Cervix bölgesi bütün enerjilerin biriktiği kutsal bir merkez gibidir. Anne, ananne hatta ailedeki 7 kuşak kadının tüm kadınlık, cinsellik ve genel olarak hayat enerjileri cervix bölgesinde bulunur. Bakire olmanız arınık olduğunuz anlamına gelmez. Eğer ananneniz tecavüze uğramışsa siz de tecavüzün acısını ve korkusunu bilinçaltınızdan hissedersiniz. 
Cinsellikte acı hissetmek veya cinsellikten uzak durma isteği bu bölgedeki birikmiş karanlıklardan kaynaklanır. Kadın kendini kasar ve erkeğine bu bölgeyi şifalandırma imkanını vermez. Oysa cervix bölgesi bir çifte hazzın en doruğunu yaşatır. Direkt olarak kalbe bağlı olan cervix, kadına saatler hatta günler boyunca sürecek orgazmlar yaşatabilir. Bütün enerji açığa çıkar ve bütün blokajlar yıkılarak, tüm bedeni saran bir sevgi seline dönüşür. 

Bir kadın, bedeninde bu kadar kutsal bir portal taşırken maalesef bunun farkında bile olmayabilir ve hayatı boyunca onu değiştirecek bu deneyimi yaşamaktan yoksun kalır. 
Çünkü atalarından kalan bu enerjileri serbest bırakmadığı sürece cervix bölgesinde hissettiği tek şey acı olacaktır. 

Yazıya Neptün ve Plüton'dan bahsederek başladım ve rahimin karanlık ve kutsal derinliğiyle bitirmek istiyorum. Aslında bu iki gezegen bu konuyla çok yakından alakalı. Plüton derin cinsellikle bağdaştırılır, Neptün ise ilahi birleşmeyi sembolize eder. 
Yani kutsal sayılabilecek inanılmaz derecede doyurucu ve hayat değiştirici olan bir cinsel hayatınız olsun istiyorsanız, bebek aldırmayın ve sizden önce öldürülmüş veya ölmüş olan kardeşlerinizin yasını hayatınız boyunca tutmaya devam etmeyin. 
Ve en önemlisi cervix bölgenizi şifalandırın çünkü orası çok büyüleyici ve Neptün'ün alemine açılan mistik bir kapı. Bu kapıyı sevdiğiniz erkekle açabilirseniz kendi miracınızı yaşayabilirsiniz. 

17 Mart 2018 | Balık burcunda şifacı yeniay


Her yeniay yeni bir başlangıç için bir fırsattır. 
Bu seferki yeniay daha özel bir fırsat, çünkü Mart ayındaki iki dolunay arasında bulunuyor. Yani farkındalığımızın arttığı ve yüklerden kurtulduğumuz bir ay bu. Bu yüzden bu iki dolunay arasındaki, 26 derece Balık burcunda olan bu yeniay, Kiron ile kavuştuğu için, şifalanma uğruna yeni bir adım atmamızı bekliyor olacak bizlerden. 

Balık burcu zodyağın son burcu olması nedeniyle her burcun bir özelliğini içinde barındırır. Bu yüzden bu kadar karmaşık ve anlaşılması zor, özel bir burçtur. Diğer burçlara nazaran Balık, ilahi ve mistik enerjileri bünyesinde barındırır. Dolayısıyla kimsenin göremediği, fark edemediği ve hissedemediği şeyleri bilir ve anlar. 

Astrolojik olarak yeniyıl'ımıza yaklaşırken Balık burcundaki bu yeniay bize her yıl yaşadığımız döngüyü hatırlatmak istiyor aslında biraz. 
Bahar kapıda!
Sen hazır mısın ona, neler öğretti sana Güneş tüm Zodyak burçlarında bulunduğu 12 ayda? diye soruyor ve geriye dönüp, bütünü kavramamızı istiyor bizden. 
___________________________

Gökyüzünden yeryüzüne akan Allah'ın mucizevi düzenini idrak edip, kaderin ruhumuza vurduğu zincirlerden kopma zamanı bu yeniay. 
Şifalanma isteğindeyiz ama Mars'ın kare açısı biraz zorlanacağımıza da işaret ediyor. Çünkü bırakmak zor, affetmek daha da zor. 
Oysa gökyüzündeki bir yıldıza oturup, yeryüzünü seyre dalsak, bütün sorunlarımız ve kalp kırıklıklarımız o kadar küçük, o kadar gereksiz gelecek ki gözümüze, kendimi boşuna hırpalıyormuşum, diyeceğiz. 

O halde Balık burcunun pembe gözlüklerini değil de, bütünü gösteren gözlüklerini takalım bu yeniay dönemi gözümüze ve hikayenin başını ortasını ve sonrasını anlamaya çalışalım. 
Çünkü herşey bir bütün. 
O yaranın, kalp kırıklığının, üzüntünün bir hikayesi, bir başı var. 
Herkes ektiğini biçer bu hayatta. 
Eğer canımız yanıyorsa bunun sebebini bir başkasında değil kendimizde çözmeliyiz önce. 
Çevremizdeki herkes bize birer ayna. 
Tüm doğru veya yanlış ilişkilerimiz aslında sadece bize bizi yansıtmakta. 
Yapmamız gereken tek şey farkına varmak ve hayatımızda değişiklik istiyorsak, kendimizden başlamak. 

Başımıza gelenleri çoğu zaman biz seçemesek de, olayın gidişatını etkileyebilme gücüne sahibiz. 
Ama eğer oturup, o bana bunu yaptı, şu bana şunu söyledi, dersek kurban rolünü oynamaya başlarız. 
İşte bu kurbanlık rolü Balık burcunun en düşük boyuttaki tezahürüdür ve bize hiçbir şey kazandırmaz, hatta çok fazla şey kaybettirir. 
Bu yeniay bize tam da bu kurbanlık rolünden çıkartmak için bir el uzatıyor. 
Mars işleri zorlaştırıyormuş gibi gözükse de, onun bile asıl isteği, harekete geçip bir şeyler yapmamız. 
Yeni bir başlangıç için yeni bir adım gerek. Yeni bir adım için cesaret gerek. Cesaret için ise başlangıçta biraz korkmak gerek. 
Yaraları sarmak kolay iş değil. 
Çünkü düşmanla yüzleşmek cesaret gerektirir. 
Ve sadece bu cesareti gösterdikten sonra düşmanın aslında düşman değil, sana doğru yolu tarif eden bir dost olduğu idrak edilir. 

Kabuk tutmuş yaralarınızı kopartın.
Bırakın size hatırlatsın bastırmaya çalıştığınız tüm duygularınızı. 
Şifalanma acıyla gelir ve bu acının idrakı yarayı tamamıyla iyileştirecek merhemin ta kendisidir. 

☆☆☆

Balık burcunun sembolü ters yönlere doğru yüzen iki balıktır. 
Bu o kadar güzel ve anlamlı bir sembol ki, hem Balığın karmaşıklığını hem de mistik yönünü çok güzel tanımlıyor. 

Bu yeniayın mesaji:
 Ne yaparsan yap, hangi tarafa yüzersen yüz, huzuru bulmayı unutma!
Hem kendi ruhunda, zihninde ve bedeninde hem de dış dünyanda!

Atalarımızdan kalan miraslarımız


Daha önce bu konuyu daha farklı ele alarak, "reenkarnasyon teorisi" adlı bir yazı yazmıştım. Bu yazımda İslam inancına göre reenkarnasyonun olmadığından bahsetmiş ve dedenin işlediği günahı torunu neden ödesin konusunda hala anlayamadığım, bana mantıklı gelmeyen şeylerin olduğunu söylemiştim.

Bu yazımda ise farklı olarak İslam inancına uygun olan, 7 kuşak atalardan kalma miras hakkındaki konuya değineceğim. Böylelikle reenkarnasyona inanmayan kesim, başta mantıksız gelen bazı olay veya döngüleri neden yaşadıkları konusunda bilgi edinebilsinler.
Çünkü biz tıpkı yukarıdaki resim gibi atalarımızdan kalan hikayelerin içerisinde öyle bir sıkışıp kalıyoruz ki, sürekli yaşadıklarımıza bir anlam veremiyor ve daha da kötüsü önümüzdeki bizi aydınlığa götürecek olan yola çıkmaya cesaret edemiyoruz.

Bu konuda henüz yeteri kadar bilgiye sahip olmadığım için örnekleri, hafızamı tazeleyip, daha iyi anlayabilmek uğruna ikinciye okuduğum İngrid Zinnel'in kitabindan vereceğim.

Bilindiği üzere Satürn karmanın gezegenidir. Bu yüzden söz konusu atalar olduğunda, bakmamız gereken bir numaralı yer Satürn ve yerleşimidir.
Daha sonra bakmamız gereken yer, yüksek enerjilerini tezahür ettiremediğimiz için genellikle başımıza bela olan Uranüs, Neptün ve Plüton'dur.

Ay, hayatımızdaki anne figürlerini, Güneş baba figürlerini, Venüs sevgilileri, Mars ve Merkür kardeşleri ve kuzen gibi akrabaları temsil edebilir. Jüpiter genellikle kişileri değil, daha çok din ve inançlar konusu hakkında bizlere bilgi verir.
Bunlar genel göstergelerdir ve her kişi için geçerli değildir. Mesela ailede anne babadan güçlü konumdaysa, baba Ay tarafından, Anne Güneş tarafından temsil edilebilir.

Haritamızdaki bu gezegenlerin konum ve açılarını, büyüklerimizin yaşadıkları ile bağdaştırdığımızda, hayatımızda yaşadığımız döngü veya problemler konusunda inanılmaz ilginç bilgiler edinebiliriz.
Sevgi bu dünyadaki en kuvvetli bağdır. Çok derin bir sadakat ile sevdiklerimize bağlanırız. Ve maalesef bu sevgi bağı bazen o kadar kuvvetli olur ki, kendi sadakatimiz başımıza bela olmaya başlar.

Örnekler

Plüton - Mars (kavuşum, kare veya karşıt açıları) haritamızda atalardan kalma bir şiddet ve acı göstergesi olarak kabul edilir. Bu fiziksel şiddet de olabilir, ruhsal veya duygusal da.
Mesela Plüton Mars karesine bir örnek, savaş döneminde birçok kez tecavüze uğrayan ninenin, torunu büyük annesinin aynı kaderini, üvey babası tarafından senelerce taciz edilerek paylaşır. Küçücükün masum bir çocuk neden böyle korkunç bir şey yaşasın diye sorar dururuz kendimizce, aklımız almaz hiçbir şekilde. Oysa büyükannenin yaşadığı acıyı kendi kızı bastırılmış öfke olarak yaşayabilir, daha hassas olan torun ise, bu yükü üslenerek ninenin yaşadıklarını ailesine hatırlatır. Ve bu 3 kuşak haritada da kendini Mars - Plüton gerginliği olarak gösterir.
Affetmek ve hakkını helal etmek çok önemlidir ve bu başarılmadığı sürece bu miras torunlar tarafından devralınır, ta ki ailenin bir üyesi çıkıp, affederek, düzeltene dek.
Böyle korkunç bir şey nasıl affedilir diyebilirsiniz. Ama affetmek en güzel intikamdır ve yüce bir makamdır. Her ruh bu mertebeye ulaşabilse, dünyada acı kalmaz.

Plüton - Venüs açıları (kavuşum, kare veya karşıt açıları)  büyüklerimizden devraldığımız değerler ve aşk hikayeleridir.
Diyelim baba zamanında evliyken başka bir kadına aşık olmuş ve onunla dost hayatı yaşamış. Bu babaya sahip olan kız çocuğunun hem anne hem babaya olan sevgi ve sadakati eşit. Ama ortada aldatılıp, terk edilen bir anne ve aşk uğruna buna sebep olan bir baba var. Bu kız büyünce hangi tarafa çekilecektir sizce? Cevap basit: Anneye olan sadakati yüzünden kendi mutluluğunu ve aile kurma isteğini feda ederek, evlenmemeyi tercih edecek ve bütün ömrünü annesini (babasının aksine) terk etmeyerek, onun yanı başında geçirecektir. Ama aynı zamanda babasına olan sevgi ve sadakati yüzünden gidip evli bir adama aşık olacak ve tıpkı babası gibi gizli ve imkansız, mutsuz bir aşkı yaşayacaktır. Bilinçaltından onu bu şeytani, kısır döngüye hapseden şey, "annecim ben seni o kadar çok seviyorum ki seni asla terk etmeyerek, kendi yuvamı kurmaktan vazgeçeceğim. Babacım sana o kadar çok sadığım ki tıpkı senin gibi bir dost hayatı yaşamayı tercih edeceğim", inancıdır. Bilinçaltımızın kuklasıyızdır her daim. Bu yüzden mantıklı seçimlerde bulunamayız, ruhumuzdan bu tür zincirleri kırmadığımız sürece.
Bu kadın büyük ihtimalle bu yaptığını kendisine yakıştıramayacak ve nedenini anlayamayacaktır. Ta ki bu davranışına sebep olanların bilinçaltından çıkıp, bilinçli bir şekilde fark edene dek.

Ay - Neptün (kavuşum, kare veya karşıt açıları) annenin ölen bir yakınına olan özlemini temsil edebilir.
Her çocuk anneye (ay'a) çok kuvvetli bir şekilde bağlı olduğu için, haritasında Ay ile Neptün arasında açısı olan çocuk, annenin bu özlemini ve acısını o kadar çok derinden hisseder ki, kendisinin sanır ve bir ömür boyu bunu fark etmeyerek ona ait olmayan bu enerjiyle yaşayabilir.
Buna benzer örnekleri madde bağımlıların haritalarında görürüz genellikle. Neptün kişinin ruhuna o kadar derin bir boşluk açar ki, bu konuma sahip olanlar kendilerini bu hayata hiçbir zaman için ait hissetmezler. Bu sefer gerçeklikten kaçma isteği uyanır ve bunun sonu alkol veya uyuşturuculardır.
Bunun gibi bir açıya bir diğer örnek, ailede genç yaşta ölmüş olan birinin enerjisi sebep olabilir. Erkek çocuk onun doğumundan önce erken yaşta ölen dayısının acısını, kendi hayatını alkol ve uyuşturucularla mahvederek, kendini feda ederek eşitleme isteğinde olabilir. Yani dayısı erken öldüğü için ve ailede bu acı bastırıldığı için erkenden ölme isteğini bilinçaltında taşıyor olabilir. Burda da söz konusu olan sadakat ve sevgidir. "Dayım hayatını yaşayamadı, bu yüzden annem çok üzgün. Annemin ve dayımın acısını o kadar çok derinden hissediyorum ki, benim de çok fazla yaşamaya hakkım yok," inancı vardır kişinin bilinçaltında. Bu dürtüsünü farketmediği sürece hayatını zindana çevirecektir. Bilinçaltı bilince ulaştığı anda genellikle bu maddelere olan bağımlılığından kendiliğinden kurtulur.

Yazarak dahi zorlandığım bir yazı oldu umarım yeteri kadar açıklayıcı olabilmişimdir çünkü aslında çok karmaşık bir konu.
İnsan bu tür şeyleri öğrendikçe yolların ne kadar ince olduğunu ve buranın neden imtihan dünyası olduğunu daha iyi idrak ediyor.
Farkına varmak ve içteki şeytanları yenmek, gölge benlikleri ortaya çıkartmak ve haritadaki olumsuz açıları aşmak gerçekten çok zor ve bir astrolog bir yere kadar yardım edebilir. Ruhunun zincirlerini kırmak herkesin sadece yalnız üstlenebileceği bir görevdir.

Diğer alemin varlıkları & bilinmeyen tehlikeler


Hala Başak burcundaki mistik dolunayın etkisindeyken çok konuşulmayan ama yinede bilinmesi gereken karanlık bir konuyu ele almak istedim. Bu yazımda diğer alemin varlıklarından, medyumluk gibi konulara değineceğim.

Hepiniz hatırlarsınız bir aralar meleklerle ilgili şeyler çok moda olmuştu. Meleklerle konuşmak, onlardan yardım almak vs.
Bizde de bu konularda başı çekenler olsa da bildiğim kadarıyla bunu dünyada asıl yayan Doreen Virtue oldu.
Kendisinin kitaplarıyla tanışmam benim ergenlik dönemime denk gelir. Ruhsal bir bunalımdan geçtiğim ve her türlü yardım aradığım bir dönemde onun kitapları şifa gibi gelmişti bana.

Kitaplarından  birinde herkesin mistik yetenekleri olduğu ve bu yüzden herkesin meleklerle iletişime geçebileceği yazıyordu. Bunun gibi yetenekleri sadece geliştirmek gerekiyormuş ve bu tekniklerden kitabında bahsediyordu.
Cahil ergenlik aklıyla bir gün bu tekniklerden birini denedim.
Kitapları attığım için tam olarak neler yaptığımı hatırlamıyorum. Ama hafızamda kaldığı kadarıyla önce dua eşliğinde, ölmüş olan iki dedemden biriyle saat 12.00 gibi iletişime geçmek istediğime dair bir dua ettiğimi hatırlıyorum. Evde yalnızdım ve saat geldiğinde elimde bir kağıt ve kalemle masanın başına geçip, meditatif bir hale girdim.
Buna otomatik yazma deniliyor. Amaç karşı tarafın bedenine girmesine izin vererek,  kontrolünün dışında senin bedenini kullanarak gayb aleminden bilgileri kağıda aktarması.

O zamanlarda benzer benzeri çeker yasasından haberdar olduğum için melek gibi yüce bir varlığı çağıramayacağımdan emindim. Bu yüzden hep özlemini çektiğim ve tanışmak istediğim dedelerimden biri gelir diye ümit ederek böyle bir haltı yemeye karar verdim.

Tabii ilk başta hiçbir şey olmadı. Aptalca masanın başında oturan bir cahil gibiydim. Aslında yaptığım şeyin işe yaramayacağını düşünüyordum ama sonra birşey oldu. Zaman algısı değişip, etrafın bilincini kaybetmeye başladıktan sonra masanın çok hafif titremesiyle, arkamda enerjisi yoğun olan bir varlığı hissettim. Bu his anında korkuyu tetikledi ve korku da besmele çekmemi. Ve tam o sırada yine kendime geldim.
Bir daha böyle birşeyi denemedim asla da denemem. Çünkü yaptığım çok tehlikeliydi. Ve gelenin dedem olmadığından eminim. 

Doreen Virtue birçok insana yardım etti ve şifalanmalarına vesile oldu. Bu gibi bilgileri aktarırken insanları tehlikeye sokma amacında olmadığını düşünüyorum.
Ama geçtiğimiz sene çok ilginç birşey oldu. Kendisi bir vizyonunda İsa'yı gördüğünü ve bu yüzden vaftiz olup artık inançlı bir hristiyan olduğunu ve bundan sonra melek kartları veya kehanetlerle ilgili şeylerden uzak duracağını söyledi. (Bu arada bize göre Hz. İsa bir peygamber ama onlara göre İsa Tanrının kendisi)

Kendisi bu kariyer değişimine karar verirken aslında yaşadığı Satürn'ün 12. haneden geçerkenki etkileriydi.
Satürn Yay burcundayken hepimizin inançlarını sınadı. Kimimizi sağlamlaştırdı, kimimizi yıktı.
Satürn 12. evden geçerken dindar bir kişi ateist de olabilir, ateist biri dindar da. Bu kişinin ruhsal mertebesiyle alakalı. Ama genelde inançlar konusunda bir sarsınma yaşar ve kökenimizle ilgili çokça sorular sormaya başlarız bu transitle.
Belki Satürn ona yaptığı işin çok da masum olmadığını idrak ettirdi. Ve o da melekler, kahinlik vs. gibi konulardan uzaklaşma isteği duydu. Gerçi tuhaf olan da burda. Kendisi artık melek kartları ve kitapları çıkartmıyor, artık İsa ve ermiş üstatlar kartları çıkartıyor. Ben şahsen aradaki farkı tam olarak göremiyorum. Bu daha çok tanrım artık sana sığınıyorum ama para akışım da devam etsin, der gibi oldu.

İster astroloji ister diğer yöntemler olsun, bizim gibi danışmanlık verenlerin temel amacı kişiye yardımcı olup yol göstermektir. Evet, aramızdan şarlatanlar çokça çıkıyor. Ama aramızda bunu sadece büyük paralar kazanmak için değil, gerçekten yardımcı olabilmek için yapanlar da var. Ne var ki hepimiz yaptığmız şeyin görünmeyen tehlikelerinden haberdar mıyız, bilemiyorum ...

İslam diğer alemin varlıklarından bahseder. Kuran'da yazan herşeye iman eden bir Müslüman olarak bu tür varlıkları inkar edemeyeceğimizde hemfikirizdir diye düşünüyorum. O halde asıl önemli olan onları nasıl tanıyabileceğimiz ve daha da önemlisi olan, kendimizi nasıl koruyabileceğimiz sorusudur.

Aklımı yukarıda bahsetmiş olaydan sonra meşgul eden soru, gelenin kim olduğuyla alakalıydı. Sonuçta bu tür psişik yeteneklere sahip olanlardan, ölülerle iletişime geçilebileceğine dair şeyler duyuyoruz. Peki gerçekten bu medyumlar ölen ruhlarla mı iletişime geçiyorlar, yoksa Kuran'ın bizi uyardığı isimlerinin dahi anılmaması gerekilen diğer varlıklarla mı?

Araştırmacı yazar Mehmet Ali Bulut hocaya ve bilgi hazinesine değer verenlerdenim. Kendisi benim de hayatımda özel kapılar açan biridir.
Bu konuyla ilgili kendi yaşadığı bir anısını birkaç sene önce bir televizyon programında paylaşmıştı. 34. dakikadan itibaren izlemeye başlayabilirsiniz.


Onun sözlerinden sonra benim söylebileceğim pek birşey kalmıyor. Sözlerinden bu varlıkların istedikleri forma girebildiklerini anlıyoruz. Bu Atatürk kılığında da olabilir, Mevlana gibi ermiş biri de, hatta Melekler gibi varlıkların kılığında da.. Sevdiğiniz, özlediğiniz annenizin, babanızın, kardeşinizin kılığına da girebilirler.
İstediği forma girip, rol yapabilen sizi istediği gibi kandırıp yönetebilir. İşin tehlikesi de burda zaten. Size inanılmaz güzel şeylerden bahsedebilir; aşktan, sevgiden, huzurdan ve Allah'tan. Kötü bir varlık olduğunu anlamazsınız bile, ta ki sizi tamamıyla ele geçirip kukla gibi kullanmaya başlayana dek. O zamanda maalesef çok geç kalındı demektir.

Gizli örgütlere mensup olanların itiraflarıyla ilgili videolar var internet ortamında. Onlar bu varlıkları çok güzel, yüce melekler vs. kılığında görüyorlar ve her söylediklerini yerine getiriyorlar. Bu adamlar maalesef dünyanın üst düzey yönetici koltuklarındaki insanlar. Yeni dünya düzeni vs. gibi konular komplo teorileri diye kenara atılıyor ve önemsenmiyor ama çok korkunç bir yoldayız ve önümüzü göremiyoruz. Hem de Allah'ın uyarılarına ve yardımlarına rağmen.

Tarih sahnesinden de örnek vermek gerekirse, Napolyon Bonaparte'ın küçük kızıl iblisinin sözünden çıkmadığına dair kaynaklar vardır. Başka bir örnek Medici ailesinin kahin kafalarıdır.
Kendi hayvani iştahlarına hakim olamayan insan, vahşi ve değişken olan bu varlıkları yönetemez. Başlangıçta siz onun efendisi olabilirsiniz ama kısa bir süre içinde bu varlıklar kişinin iradesini ele geçirirler, kölesi haline gelirsiniz ve böylelikle "enerji vampirine" dönüşürsünüz. Yani güç kazanabilmek için sürekli karanlık işler yaparak, başkaların gücünü çalmak zorunda kalırsınız. Ve bunun vahim sonuçlarını tarihimiz çok korkunç bir şekilde kanıtladı, kanıtlamaya da devam ediyor.
Maalesef bu tür insanlar hepimizin etrafında varlar.

Görünür (zahir) alemler gibi, görünmeyen (gayb) alemler vardır. Bu alemlerin yüksek planlarında iyi ve güzel ruhlar yaşarlar. Karanlık ve yasaklı aşağı alemlerinde ise kötü ruhlar ve iblisler bulunur.
Bu görünmez yaratıklarla temasa geçmek ve bazı beşeri işlerde onların yardımını almak mümkündür. 

Diğer alemin varlıkları zekidirler. Size bir bilgi veriyorlarsa bunun karşılığında bir şey isteyecekler. Dünyevi güç için ölümsüz olan ruhunuzla takas etmek.

Olay şu şekilde gerçekleşiyor: Siz amacınıza göre bir varlığı çağırıyorsunuz. Genellikle iyi bir amacınız varsa, iyi bir bir varlık yardıma koşuyor. Kötü amacınız varsa iblis soyundan biri geliyor.
İblis soyundan gelen size selam çaktıktan sonra, istediğin herşeyi sana verebilirim, para, şan, şöhret, ün, güç.. ama bunun karşılığında sen bana ne vericeksin diye bir pazarlık başlatıyor. Bu tür iblislerin istediği tek şey var o da bedenlenmek. Yani ihtiyaç duydukları şey bir ruh. Bu yüzden sana ömrün boyunca hizmet ederim, efendim olursun ama öldükten sonra ruhun benim olacak, diyor. Kabul edersen anlaşma oluyor. Etmezsen, o zaman bana her seferinde başka birinin ruhunu getireceksin, diyor. Bu da bazı gizli örgütlerin neden insan kurban ettikleri ayinlerinin sebebini açıklıyor. Medyaya bu tabiki uyuşturucudan, alkolden, ilaçtan öldü diye yansıyor.

Tüm karabüyücülerin bu tür varlıkları vardır. Bu yüzden transhumanizm ve avatar projesi vs. var. Bu adamlar mezarda onları bekleyenlerin var olduklarını bildikleri için, fiziksel hayatlarını uzatmak için her türlü şeyi yapıyorlar. Amaçları ölümü yenmek yoksa bu varlıklar onları ele geçirecek.

Yani herşeyimi satarım ama ruhumu asla sözü onlar için pek geçerli değil. Ve bizim de bu konuda çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü ruhumuzu bu dünyaya ve maddi güce, paraya bağladığımız anda, tehlikeye attığımız şeyin ruhumuzun ölümsüzlüğü olduğunu unutuyoruz. Bu hayat ve dünya yalancı, gelip geçici, sadece bir imtihan dünyası. Ama aynı zamanda çok yüce bir tekamül fırsatı. Bu son cümleyi kendimize sürekli hatırlatmalıyız, yoksa yoldan çok kolay saparız. Amaç hiçbir zaman için bu dünya olmamalı. Çünkü o sadece bir araç.

Yazımın ikinci kısmındaki anlattıklarım kendi yaşadıklarım ve tecrübe ettiklerim değil. Aşağıda kaynağını belirttiğim kitapta var olan bilgiler.
Yazımı daha çok uzatmamak için burda noktalıyorum ama başka bir yazımda elementlerin varlıklarından da bahsedeceğim.

Kaynak: "Manly P. Hall - Tüm çağların gizli öğretisi"

2 Mart 2018 | Başak burcunda neptünyen dolunay


Sâbîî sembollerinde 11 derece Başak burcu, düğünden sonra gelinin duvağını kaldıran damat ile simgelenir.

Bu dolunaya bu benzetme pek bir yakışıyor. Çünkü duvağın kaldırılması bir perdenin gözün önünden kalkması anlamına gelir. 
Neptün gezegeni bu sisli puslu perdelerle yakından ilgilidir. 
Kendisinin bizi hem uyutma hem de uyandırma gücü vardır. 
Kimimizi pembe bulutların içinde boğar, kimimizi ise pembe bulutların üstüne çıkararak ilahi olanla kavuşturur. 

Başak burcu ise arınmanın ve ilahi enerjinin tezahürüdür. 
Başak hayalleri sevmez. Gerçekçidir. Kaosa düzen getirmeyi en büyük görevi bilir.
Dolunay da bilinçaltındakileri bilince çıkartmamızda, görmezlikten geldiklerimizi idrak etmemizde yardımcı olur. 

Bu dolunayın ayrıca hepimiz için güzel bir armağanı daha var. 
Gökyüzünde Zosma sabit yıldızıyla kavuşuyor.
Bu yıldız okült konularla ilgilidir ve kişiye bu konularda muazzam güç verir. 
Kadimler Hermes'den kalan yazıtlara göre, bu yıldızın astroloji gibi gizli ilimlerle uğraşanların haritalarında sıkça görünen yıldızlardan biri olduğunu söylerler.  
___________________________

Bu dolunay gökyüzü ayrıca Venüs ve Merkür kavuşumunun hoş mu hoş enerjilerini üzerimize yansıtıyor. 
Kalbimizden konuşuyoruz. Arzularımızı çok daha kolay dile getiriyor ve içimizden geldiği gibi bereketle seviyoruz bu hafta herşeyi. 
Tek sıkıntı Mars'tan gelen kare açı. Biraz aşırıya kaçıp herşeyi berbat etme potansiyelinin de var olabileceğine dair uyarıda bulunuyor bize yukarısı. 
Başak burcundaki dolunay, her ne olursa olsun pembe gözlüklerle görmek yok çevreyi, diye ikazda bulunuyor adeta. 
Ama yinede yaratıcılığımız o kadar güçlü ki, isteyen bu dolunayla çok güzel adımlar atabilecek hayatında.
Yeterki boş hayallerden ve saçma kuruntulardan uzak dursun. 

☆☆☆

Gizemli ve mistik, gerçeklerin daha çok saklı kalmayıp su yüzeyine çıkacağı çok kuvvetli bir dolunay ve mucizelere gebe bir gökyüzü var kapımızda. 
Dile benden ne dilersen, der gibi adeta. 
Bu yüzden bu dolunaya güzel bir arınma ve tezahür etme ritüeli yakışır. 

Dolunay Ritüeli

Okültizm derin ve karanlıktır. 
8. ev konuları bizi bu yüzden her daim çileden çıkarır. 
Karanlıkta ne tür şeytanlarla karşılaşacağımızı bilmemek bize çok büyük hatalar yaptırır.
Ama ne var ki aydınlığın yolu karanlıktan geçer. Bu yüzden 8. evin karanlık deneyimlerinden geçmeyen, 9. evin ilahi rehberliğine kavuşamaz. 

Dolunayın Zosma ile kavuşumu ve Neptün ile olan karşıtlığı içimizde barındırdığımız karanlıklara ışık tutmak istiyor. 
Ve bizim de bunun için içimizdeki şeytanlarla karşılaşıp tanışmamız gerekiyor. 

Okült konularla ilgilenenler bu yolun hiçbir zaman için tekin olmadığını iyi bilirler. 
"Shadow work" diye adlandırılan süreç hiç kolay olmaz. 
Ama maalesef şifalanmanın tek yolu insanın kendi gölge benlikleriyle tanışmasından, kendi içindeki şeytanlardan daha güçlü bir hale gelmesiyle gerçekleşir.
İşte bu yüzden bu dolunay ritüelini içinizdeki karanlıkların yerine aydınlık yerleştirmek için kullanın. 

Dolunay gecesi kendinize küçük bir mum ışığı yakın, sessiz kalabileceğiniz bir yerde kendi karanlık içinize çekilin ve hayatınızda sizi gölge gibi takip eden korkularınızı düşünün. 

İnsanın tüm düşünce ve eylemlerini her daim iki duygu yönetir. 
Bu ya sevgi ya da korkunun kendisidir. 
Bu iki kutup arasında ruhumuz tuhaf bir trans ve dans halinde ilerler. 
Ya sevginin bizi yönetmesine izin veririz ya da korkunun. 
Seçimimize bağlı olarak hayat da çevremizde kader ağlarımızı örmeye başlar. 
Korkuysa ektiğin, karanlık olacaktır biçeceğin..

Mum ışığı karanlık odanızı aydınlatırken sorun kendi içinizde bastırdığınız ruhunuza

Beni korkutan ne?
Beni öfkelendiren ne?
Beni endişelendiren ne?

Hepsinin cevabı tek aslında!
Sadece çok derinlerde, gömülü bir şekilde. 

Bu dolunay tıpkı damadın gelinin duvağını kaldırdığı gibi, siz de gömülü ve gizli olanın perdesini üzerinizden kaldırın. 
Tanışın içinizdeki kaosla ve izin verin bakir olan Başak, düzen getirsin diyarınıza..
Balık burcunda bulunan onca gezegen ilahi olanın enerjisini tezahür ettirsin hayatınızda!

Tarot & Sırları | e-kitap

Bu rehberlik etmesi için yazdığım küçük e-kitapta Tarot'un tarihçesinden, kullanışına, tehlikelerine, farklı açılımlarından, her kartın sembolizmine kadar herşeyi sizi sıkmayacak bir dilde yazmaya çalıştım.
Her Tarot kartının astrolojik karşılığını ve bu kartları nasıl, ne zaman ve ne için kullanabileceğiniz konusunda bilgiler edinebilirsiniz bu kitapta.

Tarot ile ilgili bir e-kitap yazmamın sebebi fal amaçlı kullanılmasından ziyade, kartların anlamlarını okuyabilmeyi öğretmek.
Hepimizin sezgisel yetenekleri var. Kendi kartlarınız ve sezgileriniz aracılığıyla karanlığınıza bir mum ışığı armağan edebilir ve hayatınıza ihtiyaç duyduğunuz aydınlığı ve netliği getirebilirsiniz.
Ruhunuz seçmesi gerektiği yolu ve kişileri daima bilir. Bilinçaltınızda geçmiş de gelecek de mevcuttur. Sizin yapmamız gereken tek şey bilinçaltınızdakileri bilince çıkarmak. Ve Tarot bunun için güzel bir araç.

Kitaptan alıntı:
"Tarot kartlarındaki sembolizma aslında hepimizin hayatını yansıtır. Her birimizin içinde bir kupa, değnek, tılsım veya kılıç kraliçesi bulunur. Elçilerden, hatta krallardan dahi özelliklere sahibizdir.
Majör ve Minör Arcana'nın her bir kartın anlamını hayatımızın bir yerinde yaşarız. Bazen kendi arzu ve isteklerimizin kölesi olur, şeytan kartındaki zincirlere vurulmuş kurbağalara döneriz. Bazen Güneş karti gibi parlarız. Bazen ise Ermiş gibi kendi iç dünyamızın karanlıklarına çekilir, küçük bir mum ışığının arayışına düşeriz.
Aslında Tarot bizi bize yansıtır. Gözümüzün önüne bir ayna tutar. Kendimizi tanımamızı, fark etmemizi sağlar.

Ben bu küçük e-kitabı size sadece öncülük edecek olan bir rehber olarak ele aldım.
Tarot, tıpkı astroloji gibi engin bir deryadır. Her ikisi de sembollerin dilini kullandığı için, sembolleri sezgiler aracılığıyla yorumlayabilme yeteneğini geliştirmek gerekir.
Hayatınızda bir rehbere ihtiyaç duyduğunuzda falcıdan falcıya koşmaktansa, kendi kartlarınızı kullanabilir, kendi ruhunuzun rehberliğine kavuşabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey içinizdeki sesi dinleyebilecek kadar sessizleşmek."

Bu e-kitapta 78 kartın örneğini alışıldığın dışında Raider Waite'e göre değil, Corinne Kenner'ın Sihirbaz Tarot'u kartlarına göre yorumladım. Bu yüzden örnek olarak onun kartlarının resimlerini kullandım.
Kitapta Kelt haçı açılımının dışında, doğum günü, yıllık öngörü, aşk & ilişkiler, para & sağlık, ve 3 kart açılımlarını da bulabileceksiniz.

Tarot hakkında hiçbir bilgisi olmayanlar, öğrenmek isteyen ama bunu nasıl yapması gerektiğini bilmeyenler için bu e-kitap bir başlangıç olabilir. En azından Majör ve Minör Arcana'nın, yani büyük sırlar ve küçük sırların temel anlamlarını, yorumlarını, astrolojik karşılıklarını ve kehanetlerini öğrenebilirsiniz.
E-kitabı edinmek isteyenler carpediemcii@gmail.com'a mail atabilirler.
Tarot & Sırları e-kitap ücreti 10tl.
Diğer e-kitaplarıma bu linkten ulaşabilirsiniz.

Kitaptan örnek sayfalar




15-16 Şubat 2018 | Kova burcunda Güneş Tutulması


Kova burcunun 27. derecesinde bir Güneş tutulmasına merhaba diyeceğiz 15 Şubat gecesi.
Her güneş tutulması ister içsel bir yenilenme, ister dışsal bir olay olsun, yenilikleri getirir hayatımıza. Ama bunun için ilk önce eski yüklerden kurtulmamızı bekler bizlerden. 

☆☆☆

Bu parçalı güneş tutulması Kova burcunda Merkür eşliğinde olacak. 
Burda bir müdettir Güney Ay Düğümü bulunmakta. Mayıs 2017'den beri Kova burcunun haritamızda bulunduğu haneyle ilgili bırakmamız gereken şeyler yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Kimilerimiz alışkanlıklarından, kimilerimiz belirli insanlardan vazgeçti. 
Evren ve ilahi düzen bizi bu konuda sınamaya devam edecek bu sene. 
Bize kendimizi keşfettirmeye çalışıyor ama bunu yaparken, toplum içindeki rolümüzü unutmamamızı talep ediyor. 
Sen kimsin? Nasıl birisisin? Neye hizmet edersin? diye bizi içten içe sorgulattırıyor.
__________________________

Merkür'ün bu tutulmayla kavuşuyor olması, önümüzdeki aylarda tutulacak olan şeyin aslında aklımız olacağına işaret ediyor. 
Bunu her yazımda tekrarlamış oluyorum ama bu yıl dişil enerjileri yoğun deneyimleyeceğimizden bahsetmiştim. Şaka gibi bu tutulma da bu konuları su yüzeyine çıkartacak önümüzdeki aylarda bir kere daha. Çünkü asteroid Juno da eşlik ediyor bu tutulmaya. 
Juno kadın, anne, dişi, evlilik gibi kavramları sembolize eder. 
Tutulmalar etkilerini 6 aya kadar hissettirebilirler. Dolayısıyla bu 6 ay, yakın ilişkilerimizle ilgili bize ilk önce bir kapanış, daha sonra ise yeni bir başlangıç yaşatacak. 
Yakın ilişkilerimizde üzüntüler, kırgınlıklar ve ayrılmalar yaşayabiliriz. Ama tüm bunların hepsi yeni bir başlangıç yapabilmek için birer firsat sunacak bize. 
Bu yüzden üzülmeyin gitmek isteyenlere, uğurlayın hatta güzel bir şekilde. 
Her tutulma bir arınmadır.
__________________________

Hepimiz geçmişe doğru dönüp bir beyin fırtınası yapalım. 
Hayatımızdaki kadınlara nasıl davranıyoruz, sevgimizi nasıl gösteriyoruz, hak ettikleri değeri ve saygıyı veriyor muyuz? diye bir düşünelim.
Annemize, ananne ve babannemize, sevdiğimiz kıza veya kadına, kız arkadaşlarımıza? 
Nesli devam ettirip, bizi 9 ay karnında taşıyan bu mucizevi varlıklara şükranlarımızı nasıl sunuyoruz, bir düşünelim. Bir Merkür'ümüzü harekekete geçirelim. Kıymet bilmeyi, sevgimizi gösterebilmeyi öğrenelim. 

Kova burcu o kadar ileri görüşlüdür ki, gelecek odaklı olması ona anı yaşattırmaz. Duygularından kopuktur bu yüzden. Bilemez nasıl yakın olunacağını. Oysa tam karşıt burcu olan Aslan, sevginin merkezi olan kalbi yönetir. O anı hisseder, yaşar, çoşar ve güneş gibi ısıtır insanı. 

Bu tutulma ve Uranüs ile Jüpiter gezegenlerine olan açısı, uyanmamızı ve hayatımızdaki olup bitenlere daha geniş bir çerçeveden bakmamızı istiyor bizlerden. 
Eylemlerimiz, kelimelerimiz, hayallerimiz çevremizi, sevdiklerimizi nasıl etkiliyor? 

Evet, Kuzey Ay Düğümü Aslan burcundan geçiyor bu yüzden kendimizi arıyor ve keşfediyoruz. Ama biz aslında bir yere aidiz. Bunu çoğu zaman unutuyoruz. 
Bencillikten bir adım geriye atıp bunu sorgulamamız gerekiyor. Ailemiz ve sevdiğimiz insanlar geleceğimizde her zaman için olmayacaklar. 
Kıymetlerini bilmemiz, anın farkına varmamız gerekiyor. 

Bu yüzden bu güneş tutulması güzel bir başlangıç olsun hepimizin hayatına.
Çıkaralım bize faydadan çok zararı dokunanları hayatımızdan ve kendimizi hazırlayalım daha çok sevgi dolu birlikteliklere, aidiyet hissine..

Unutmayın!
Hayatınızda sahip olduğunuz her yanlış ilişki sayesinde, gerçek bir ilişki yaşayabilme potansiyelinizi kendi ellerinizle yok etmiş oluyorsunuz. 
Bu tutulmaya teslim edin bu yanlış alışkanlığınızı.
Giden gitsin, gelen mucizeleriyle birlikte gelecek.

Kalbinizi dinleyin ama aklınızın uygulayıcısı olun bu dönemde. 

Tek soru | Tek cevap


Astroloji hakkında soruları olanlar için yeni bir danışmanlık hizmeti sunmak istiyorum.

İnstagram veya mail aracılığıyla bana ulaşıp, şu gezegen transiti beni nasıl etkileyecek?, 7. evimde hangi gezegen var?, haritamda Venüs retro ne demek?, güneşimin açıları beni nasıl etkiliyor? vs. gibi tek soru tek cevaplık sorularınız oluyor.
Bu konuda yardımcı olabilmek istesem de, herkese eşit hakları tanımak zorundayım. Kendi vaktimden ayırıp birine bu sorunun cevabını verirken, diğerine vermemiş olmaktan vicdan azabı çekiyorum sonra.

Ayrıca harita bir bütündür. Bu yüzden kişinin haritasını görmeden, örnek olarak Jüpiter'in Akrep burcundaki etkisinin ne olabileceğini söylemek doğru değildir. Belki sizin Akrep burcunda önemli kişisel gezegenleriniz ve açılarınız var. Bunun gibi detayları bilmeden öngörüde bulunmak kişiyi yanlış dahi yönlendirebilir. Blog sayfamda aylık burç yorumları yapmamamın da temel sebeplerinden biri bu.
Bu nedenle tek soru tek cevaplık sorularınızı artık bana sorabileceksiniz. Doğum bilgileriniz doğrultusunda kişisel haritalarınızı oluşturup sorunuzu öyle yanıtlayacağım.

Ücreti yatırmadan önce sizden hangi konuda soru sormak istediğinizi bilmek isteyeceğim. Çünkü size zararı dokunacağını bildiğim sorularınızı yanıtlamamaya karar verdim. Mesela eşim, sevgilim beni aldatıyor mu? Ne zaman evleneceğim? gibi soruları..
Amacım daha çok merak ettiğiniz ama kendi haritanızla ilgili tek başınıza bulamadığınız sorularınızı cevaplayabilmek. Kehanet ve fal odaklı bir hizmet değil bu.

Tek soru tek cevap konusunda benden danışmanlık almak isteyenler carpediemcii@gmail.com'dan bana ulaşabilirler.
Ücret: 700tl

Diğer danışmanlık hizmetlerim için tıkla

Astroloji & Erk Hayvan


Daha önce Hayvan sembolleri - Manevi Rehberlerini keşfet adlı bir yazı paylaşmıştım.
Bu yazıda, herkesin ruhsal yolculuğunda yardımcı ve rehber görevi üstlenen hayvanların var olduğundan bahsetmiştim.
Bu konu aslında şamanizm'den kalma. Diğer ülkelerde "spirit animal" adıyla çokça konuşulsa da, Türkiye'de bu konuyla ilgili pek bir bilgi yok sanırım. Oysa bizim İslamiyet öncesi kökenimiz de şamanizm'e dayanıyor.

Bahsetmiş olduğum yazıda da paylaştığım gibi, kurt ve karga sembolleri hayatım boyunca karşıma çokça çıkıyorlar ve içten içe bu iki hayvanın benim ruhum için özel olduğunu hissediyordum ama nedenini tam olarak bilmiyordum. Ta ki Bulgar Astrolog Rumen Kolev'in çalışmalarına rastlayana dek.

Rumen Kolev Hermes'ten kaldığına inanılan eski tabletleri çeviriyor. Bu tabletlerden birinde "spirit animal" yani "erk hayvan" konusuyla ilgili ilginç bilgilerle karşılaşmış.
Tercümesini yaptığı tabletlere göre, yükselenimize açı yapan gezegenler, ruhumuza bu hayat yolculuğumuzda yardımcı olan erk hayvan hakkında bilgi veriyorlar.

Bunu açıklamak biraz zor ama şöyle düşünün: bu erk hayvanınız sembolik olarak sizin bir parçanız bu yüzden kendi karakteristik özelliklerini size bahşediyor. Dolayısıyla hayatınızda erk hayvanının temsil ettiği şeyleri yaşıyorsunuz.

Meditasyon sırasında veya rüyalarımızda bu manevi rehberlerimizle sıkça karşılaşırız. Doğada bolca vakit geçirenler erk hayvanlarıyla çok daha çabuk ve derin bağ kurarlar. Biz maalesef şehir hayatlarında kendi doğamızdan da uzak olduğumuz için, doğadaki var olan hayvanların doğru dürüst isimlerini dahi bilmiyoruz, değil onların enerjilerini hissedebilmek ve rehberliklerin farkına varabilmek.

Rumen Kolev, erk hayvanımızın auramızda gözüktüğünden bahsediyor.
Aurayı okuyabilen insanlar bu hayvanı veya hayvanları bir şekilde hissedebiliyorlarmış.
Hatta kendisi bu konuyla ilgili tanık olduğu bir anısını da paylaşıyor.
Tercüme ettiği tabletlerdeki bilgiye göre yükselenine hiçbir gezegen açısı bulunmayan bir insanın onu yönlendiren bir erk hayvanı olmazmış.
Yükselen burcuna hiçbir açısı olmayan bir adamı, aura okumasını bilen bir kızın yanına götürmüş ve ona aurasında ne görüyorsun, bana anlat, demiş. Kız da bu adamın bir aurası yok, hiçbir şey göremiyorum, diye karşılık vermiş.

Aura enerjisi ve renkleri artık günümüz teknolojisiyle görüntülenebildiği için, bu tabletlerdeki bilginin gerçek olup olmadığını kanıtlama şansımız var. Ve bildiğim kadarıyla gerçekten de bazı insanların auraları olmayabiliyor.
_____________________________

Peki erk hayvanımızın kim olduğunu astroloji haritamızdan nasıl anlarız?

Rumen Kolev sadece 5 açıyı göz önünde bulunduruyor. Bunlar kavuşum, üçgen, sekstil, kare ve karşıt açılar. 
Yapmanız gereken, yükselen burcunuzun hangi gezegenlerden açı aldığına bakmak. 
Aşağıda hangi gezegenin hangi erk hayvanı sembolize ettiğini yazdım. 
___________________________

Güneş aslan ve leopar,
Ay at, güvercin, çalıkuşu, tavşan
Venüs yunus balığı, kuğu, 
Merkür vahşi kurtlar, 
Mars tilki, ayı veya kutup ayısı 
Jüpiter kartal ve şahin,
Satürn karga ve kuzgun, 
Uranüs baykuş, kedi, fil
Neptün yusufçuk, kelebek, maral
Plüton siyah panter, yılan ve semender

Erk hayvanınızı keşfettikten sonra yapmanız gereken onu araştırmak. Özellikleri neler? Nasıl bir ortamda yaşamayı tercih ediyor, nelere ihtiyaç duyuyor? Sizinle olan bağlantısı ne, ne anlatmaya, öğretmeye çalışıyor? vs. 
Konuya bir daldınız mı yabancı kaynaklarda önünüze bir sürü bilgi çıkıyor. Hayvanlar alemi hakkında ne kadar az şey biliyormuşum ben meğer diyorsunuz. 

Yukarıda da bahsetmiş olduğum gibi, erk hayvanınızla iletişime geçebilmeniz rüyalarınız veya meditasyonlarınız aracılığıyla olacaktır.
Maalesef türkçesini bulamadım ama örnek olarak ingilizce bir meditasyonu sizinle paylaşarak yazımı noktalıyorum. 


31 Ocak 2018 | Aslan burcunda Ay tutulması


Kuvvetli, kanlı, mavi ve süper dolunaylı bir Ay Tutulması var kapımızda. 
Ay, tutulma anında hafif kırmızımsı bir renge bürüneceği için kanlı Ay tutulması olarak adlandırılıyor. Bu ayın içerisindeki ikinci dolunay olduğu için ise, aynı zamanda da bir Mavi Ay. 
Tutulma Kuzey Amerika, Pasifik, Asya ve Avustralya'dan gözlemlenebilecek. Bu yüzden en çok bu bölgeleri etkileyecek. 

☆☆☆

 Bu Tutulma Aslan burcunun 11. derecesinde gerçekleşecek. 
Saba sembollerinde 11. derece Aslan burcu, akşam üstü çimlerin üzerinde, şık fenerlerle aydınlatılmış, yetişkinler tarafından düzenlenen bir partiyi sembolize eder. 
Bu sembolik resim tam da Aslan burcu ve 5. evi çok güzel tasvir ediyor aslında. 
Çünkü Ay Düğümleri Mayıs 2017'den beri Aslan - Kova aksında bulunuyorlar. Beraberlikten tekliğe doğru bir yolculukta ilerliyoruz hepimiz. Bir yandan "Biz" olmanın, bir yandan da "Ben" olmanın ne demek olduğunu öğreniyoruz. 

Her tutulma karanlık geceyi yaşatır bizlere. 
Etrafı aydınlatacak şık fenerlere ihtiyaç duyarız. 
Bu tutulmanın Aslan ve Kova burçlarında etkili olması ise, beraberliğin içerisindeki bireyselliğimizi hatırlatmaya çalışıyor bizlere. 

Aslan burcu yaratıcılığın burcudur. Lider ruhludur. Kendi yolunu kendi belirler ve kendi ışığını ve güneşini kendi yaratır daima. Tıpkı aydınlığa uçuşan kelebekler gibi insanları da çeker cazibesiyle yakınına. 
Bizim de biraz bu enerjiye dalmamız gerekecek ama bunu başarabilmek için ilk önce kendimizle olan ilişkimizi gözden geçirmemiz gerekecek. 
_____________________________

Ne kadar değer görüyorum, seviliyorum çevrem tarafından?
Peki ya ben ne kadar değer veriyorum, sevgiyle besliyorum çevremi? 
______________________________

Bu tutulma Venüs ve Asteroit Juno ile karşıt açıda, Kuzey Ay düğümü Asteroit Ceres ve Ay ile kavuşumda. 
Ceres ve Juno mitolojik hikayeleriyle bize dişil enerjinin önemini fısıldamakta. 
Ocak ayının ilk dolunayını hatırlayın. 2018 senesinin kadınların senesi olacağını ve hepimizin içimizdeki dişil enerjiyi ortaya çıkarmayı öğreneceği bir yıl olacağından bahsetmiştim. Annelik, doğurganlık, dişilik, aile bağları, yuva kavramları bu tutulmayla birlikte yine ön planda olacaklar. 
Beslemek zorundayız hem kendimizi, özümüzü, ruhumuzu hem de sevdiklerimizi. Yoksa açlık çekeriz bu hayatta her anlamda. 

Bu tutulmayı zorlaştıran şey Neptün ile olan 150 derecelik açı. 
Olduğumuzdan çok daha duygusal, çok daha hassas ve çok daha hayalperestiz. 
Görmemiz gereken bazı önemli şeyleri gözden kaçırabiliriz. Kendi küçük saf dünyamıza kaçıp, bağımlılıklarımıza sığınıp aynı alışkanlıkları sürdürmekten kaçınmalıyız. 
Bu tutulmaya teslim etmemiz gerek aşırı hırsımızı, içten içe gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz arzularımızı ve bize zarar veren tutkularımızı. Yani Aslan burcunun tüm karanlık gölge yanlarını.

Bu tutulma Kuzey Ay Düğümünün bulunduğu burçta gerçekleşecek ve bu yüzden bizi kaderimizde yazılmış olanlara yakınlaştıracak aslında. 
Sizi nasıl etkileyebileceğini öğrenmek için ise, dönüp 2017'nin Ağustos ayında neler yaşadığınıza bakmalısınız. Çünkü bu tutulmada  Venüs, 7 Ağustos akşamı gerçekleşmiş olan tutulmanın 15. derecesini tetikleyecek. 

Her Ay tutulması bir dolunaydır aynı zamanda ve her dolunay bir kapanış ve tamamlanıştır o burcun haritamızdaki bulunduğu alanda.  
Yazın yaşamış olduklarınızla bağlantılı olacak bu tutulma. O dönem ekilmiş olan tohumlarınızın çiçeklerini verecek elinize. 
Belki de hayatınızda yeni bir kapının açılabilmesi için eski bir kapıyı kapamanızı bekleyecek sizden. 
_______________________________

31 Ocak günü kendinizle başbaşa kalabileceğiniz bir zaman aralığı yaratın kendinize. 
Kalbinizden geçtiği gibi dua edin. His ve duygularınızı paylaşın duanızda. Karanlığınıza küçük bir mum ışığı armağan edilmesini isteyin. 
Ve teslim olun herzamanki gibi yarınlara. 
İzin verin gidenlere, sabırla bekleyin gelecek olanları. 
Gökyüzünden yeryüzüne.. o kadar güzel bir düzen var ki şu evrende. 
Bilin ki herşey, ister olumlu ister olumsuz, sizin hayrınıza. 

Not: Bu tutulmadan en çok 11 derece civarında Aslan ve Kova burcunda gezegenleri olanlar etkilenecek. Boğa ve Akrep burçlarında gezegenleri olanlara bu tutulma kare açıda olacağı için, ufak çapta içsel krizler ve zorlanmalar yaşatabilir bu önümüzdeki dönem.
Haritasının nasıl etkilendiğini merak edenler benden yıllık öngörü konusunda danışmanlık alabilirler.

Yaşam Koçluğu


Bazen bazı gerçekleri bilmemiz yetmez. Çünkü bazılarımız bu gerçeklerle nasıl yaşamaları veya onları nasıl hayata geçirmeleri gerektiğini bilmez. 
Doğum haritası danışmanlığımda verdiğim bilgileri birçok danışanım hayatlarında nasıl uygulamaları gerektiğini bilmiyorlar. Bu yüzden daha yakından ve uzun süreliğine, derinden yardımcı olabilmek amacıyla yeni bir danışmanlık hizmeti sunmak istiyorum. İsteyenlere belirli bir süreliğine yaşam koçu olarak görev vereceğim.

Bu danışmanlığım 1 ay sürecek. Bu 1 ay zarfında sürekli iletişim halinde olacağız.
Bu danışmanlığımda odak noktamız astrolojiden ziyade ağırlıklı olarak psikoloji olacak. Bilinçaltınızdaki blokajları keşfederek, sizi haritanızın gerçek potansiyelini yaşayabilmeniz için yönlendireceğim.

Aynı zamanda birçok danışmanlık hizmetimden ekstra ücret ödemeden faydalanabileceksiniz. Mesela diyelim bu 1 ay zarfında yurtdışına bir seyahat yapmanız gerekti, gideceğiniz yerle ilgili astrokartografi haritanıza göz atacağım ve varsa bilmeniz, dikkat etmeniz gerekenler size bunları aktaracağım veya diyelim 1 aylık süre içerisinde hayatınıza yeni bir aşk girdi veya yeni bir ortaklık söz konusu, o zamanda ilişki haritalarını çıkaracağım ve bu konuda yardımcı olacağım.

Gördüğünüz rüyalardan tutun, karşınıza çıkan sembollere dek, aklınızı kurcalayan her türlü şeyi benimle paylaşabileceksiniz. Özellikle rüyalarını paylaşan danışanlarım şifaya çok daha çabuk kavuşabiliyorlar bu süreçte. Çünkü bazen tarafsızca yorumlayamıyoruz çevremizi, duygularımızı, vizyonlarımızı. Oysa rüyalar ve iç alem dış alemin derinliğidir aslında. Bu derinliğinizi benimle ne kadar çok paylaşırsanız, o kadar daha derinden yardımcı olabiliyorum danışmanlıklarımda.
Bu 1 aylık süreç içerisinde benimle her şeyinizi paylaşabileceğiniz yakın bir dostunuz gibi olacağım.

Size belirli günlerde dualar, esma ve zikir çalışmaları, hatta meditasyonları küçük birer ödev olarak verebilirim. Bunlar kişiye, inancına ve isteklerine göre değişiklik gösterecek.
Yeniay ve dolunay dönemlerinde sizin haritanıza özel olan ritüeller yaptıracağım. Her yeniay yeni bir sayfa açılacak, her dolunay bir topraklanma yapacağız. Yeniaylardaki görevler sizi zorlamasa da topraklamalarda korkularınızın üzerine gitmenizi bekleyeceğim sizden.
Bu dönemde yaşadıklarınıza bağlı olarak kitaplar da tavsiye edebilirim.
Aslında 1 aylık süreç boyunca sizinle sürekli iletişim halinde olarak karanlığınıza bir mum ışığı yakabilmeyi ve yolunuzu kaybettiğinizde pusulanız olabilmeyi umuyorum.

Kendimi kaybolmuş gibi hissediyorum ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, beni yönlendirecek, yardımcı olacak birine ihtiyacım var diyorsanız, carpediemcii@gmail.com'a mail atarak benimle iletişime geçebilirsiniz.
Yaşam koçluğu 1 ayı kapsayacak.
Ücreti 6000tl.

Diğer danışmanlık hizmetlerime burdan ulaşabilirsiniz

17 Ocak 2018 | Oğlak burcunda Yeniay


26 derece Oğlak burcunda venüsyen bir yeniay var kapımızda. 
Hem Satürn, hem Güneş, hem Ay, hem Merkür, hem Plüton, hem de Venüs gezegenleri bu burçtalar. Dev bir stelyum hakim gökyüzünde.
6 gezegen sanki kafa kafaya vermiş Oğlak burcunun temsil ettiklerini tezahür etmemizi bekliyorlar. 
Gökyüzünde de yeryüzünde de yoğun bir Oğlak enerjisi hakim her bir yere. 
Siz de hissediyor musunuz?
Bir hırslıyız bu aralar. Bir şeyleri elde etmek istiyoruz. 2018 için planlarımız var. Gerçekleşmelerini istiyoruz. 

Bu yeniay Venüs ile kavuşumda olan bir yeniay. Aşk, ilişkiler, güzellik, yaratıcılık ve para konularında yeni bir başlangıç yapma fırsatı verecek bu yüzden bizlere. 
Yeniay'ın Mars'a gönderdiği sekstil açıyla da cesaretlenmemiz gerektiğini anlayabiliriz. Tutkumuzun peşinden yürümeyi göze alabilmeliyiz önümüzdeki 6 ay içerisinde.

Bu yeniay bizi zorlayacak şey, Koç burcunda bulunan Uranüs'ün kare açısı olacak. 
O kadar çok istiyoruz ki birşeyleri başarabilmeyi, Uranüs bize isteklerimiz konusunda uyanışlar yaşatacağa benziyor. 
Kare açılar içsel krizler deneyimlememize sebep olurlar. İdrak etmek zorunda kalırız gerçekleri. İlahi bir plan vardır gökyüzünden yeryüzüne yansıyan. Biz her ne kadar tuttursak ve arzulasak da, son söz her daim kaderindir. Bunu kendimizi hatırlatabilirsek, bu yeniay enerjisini çok güzel venüsyen bir temel atmak için kullanabiliriz hayatımızda.
_______________________________

Sabîî sembollerinde 26 derece Oğlak burcu, dağ türbesine doğru dik merdivenleri çıkan hacıları simgeler. 
Yeniay enerjisini anlayabilmek için bu görüntüyü gözünüzün önünde canlandırın. 
Kutsal bir vazife için gösterilen bir çaba söz konusu burda.
İşte bizim de yapmamız gereken şey bu. Çabalamak. Gayret etmek. Gerekirse gücümüzü zorlamak çünkü zirvede bizi bekleyen ilahi bir enerjiyle karşılaşacağız. 
Yani değecek yaşayacağımız zorluklara. 
______________________________

Tıpkı bir Oğlak gibi inat edin ve çıkın taşlarla kaplı dağın zirvesine. 
Adım adım. Yavaş yavaş. 
Bu yeniay, zorluğu göğüsleyene güzel bir hediye armağan edecek 6 ay içerisinde. 

Bolluğu, bereketi, aşkı ve güzelliği, yaratıcılığı ve coşkuyu ve Venüsyen tüm enerjileri pratik bir şekilde katın günlük yaşantınızın içine.  
Minnet duyun, şükredin, dua edin, isteyin, hayalini kurun ve inanın. 
Bilin ki herşey en yüksek hayrınıza olacak. 

☆☆☆

Yıllık öngörü


Her yıl yeni bir sayfa açılır hayatımızda ve kader planımız işleyen kutsal bir saat misali doğmadan önce yaşamayı seçmiş olduğumuz kişi ve olaylarla karşılaştırır bizi. 

☆☆☆

Yıl içerisinde yaşayabileceklerimize kendimizi biraz olsun hazırlayabilirsek, akışta kalmayı ve teslimiyet içerisinde huzur bulmayı daha kolay başarabiliriz. 
Neyi, ne zaman, niçin yapmamız gerektiğini bilirsek, zorlukları daha kolay atlatabilir ve fırsatları daha çabuk elde edebiliriz. 
______________________________

Geleceği öngörmek hem çok tehlikeli ama aynı zamanda da gereklidir. 
Beni bilenler danışmanlık verirken kehanet odaklı ilerlemeyi sevmediğimi bilirler. Bu sene kesinlikle öleceksin, başına çok kötü şeyler gelecek gibi şeyleri asla söylemem. Eğer Astroloji'yi bu anlamda kullanırsanız bu ilmi fala çevirmiş ve kendinize de kötülük etmiş olursunuz. 
İnsanoğluna bazı gayb kapıları kapalıdır. 
Bu kapıların ardındakileri merak etmek Allah'ın yüce planına burnunu sokmak demektir ve bunun bedeli zamanı geldiğinde çok ağır ödenir. 

Danışmanlığımda sizi korkutmaktansa daha çok cesaretlendirmek için yardımcı olmaya çalışacağım. 
Karanlıkta kalmamanız için size küçük bir mum ışığı armağan edebilmeyi umuyorum ve yönünüzü kaybettiğinizde doğruyu keşfedebilmeniz için küçük bir pusula.

Amacım gökyüzündeki transitleri, Güneş ve Ay tutulmalarını, gezegen retrolarını sizin kişisel haritalarınıza göre yorumlamak ve sizi bir yıl içerisindeki yaşayabileceklerinize hazırlamak olacak. 
Bunun için Güneş dönüş haritasını da kullanacağım. 

Bu danışmanlığımdan istediğiniz zamanda faydalanabilirsiniz. Bana ulaştığınız andan itibaren 1 senelik zamanı baz alacağım. 
______________________________

Eğer bir yıl boyunca nelere dikkat etmeniz, nelere yönelmeniz, hangi zamanlarda şanslı olacağınızı bilmek istiyorsanız yıllık öngörünüz için benden danışmanlık alabilirsiniz. Bunun için carpediemcii@gmail.com'a mail atmanız yeterli.  
Yıllık öngörü ücreti 1500tl.

GEZEGENLERİN OLGUNLAŞMA YAŞLARI


Hepimiz olgunlaşmak zorunda olduğumuz şeyler yaşarız hayatımız boyunca. Bu olgunlaşma süreçleri aslında gezegenlerin olgunlaşma yaşlarına denk gelir.
Mesela genelde korkuyla beklenen ve zor geçeceğine inanılan 28-30 yaş civarı Satürn dönüşüdür. Oysa gezegen dönüşleri o kadar da büyük krizlere sebep olmaz hayatımızda. Sonuçta onları hayatımızda bir kereden daha sık yaşarız. Mesela Ay dönüşümüz her ay gerçekleşir, Venüs ve Güneş her yıl gerçekleşir vs.
İlk Satürn dönüşümüzü bu kadar yoğun yaşıyor olmamızın sebebi aslında aynı zamanda Mars gezegenimizin olgunlaşma yaşını yaşıyor oluşumuzdur.
Her gezegen olgunlaşırken bize o gezegenin enerjilerini çok yoğun bir şekilde hissettirir. İçsel bir kriz deneyimleriz. Ve bunu sadece hayatımızda bir kereliğine deneyimleriz. Bu yüzden gezegen dönüşlerinden çok daha etkilidir, gezegenlerin olgunlaşma yaşları.

Jüpiter 16. yaşımızda,
Güneş 21. yaşımızda,
Ay 24. yaşımızda,
Venüs 25. yaşımızda,
Mars 28. yaşımızda,
Merkür 32. yaşımızda,
Satürn 36. yaşımızda,
Kuzey Ay Düğümü 42. yaşımızda,
Güney Ay Düğümü 48. yaşımızda olgunlaşır.

Bu yaşlarda bu gezegenlerin haritamızda temsil ettikleri şeylerle ilgili büyük olaylar yaşarız. Bu olaylar dışsal da olabilir, sadece içsel de. Bu da yine kişinin kadersel planıyla alakalıdır.

Bir gezegen olgunlaşmadıysa, kişi o gezegenin tam potansiyelini hayatında yaşayamaz.
Bu yüzden 25. yaştan önce evlilik pek tavsiye edilmez mesela. Çünkü aşk ve ilişkilerden sorumlu olan gezegen Venüs'tür.
25. yaşımızdan önce ilişkiler konusunda bir sürü hata yaparız. Kaygan buzda yürümeyi yeni öğrenen yavru ceylan gibiyizdir. Düşer düşer dururuz.
Venüs, 25. yaşımızı yaşarken kulagımıza eğilip aşk hikayeleri fısıldamaya başlar. Yaptığımız hataların farkına varmamızı sağlar. Sanki Afrodit bizi kenarıya çekip nasihat veriyormuş gibidir. Aşk ve ilişkiler konusunda ilk inisiyasyonumuzu oluruz.

Her gezegenin olgunlaşma yaşındaki içsel krizi bir önceki gezegen belirler. Yani Venüs'ün olgunlaşmasını nasıl deneyimleyeceğimiz aslında Ay'ın olgunlaşmasını nasıl deneyimlediğimize bağlıdır.
Gezegenler birbiriyle uyum içerisinde çalışır. Belirli yaşlarda belirli gezegenlerin kadim rahipler veya ermişler kılığında gelip kapınızı çalıp sizi imtihan ettiklerini düşünün. Olay ruhsal boyutta bu şekilde gerçekleşir çünkü. Eğer bir imtihanı tam olarak veremezseniz, tam olarak inisiye olamadınız demektir ve bu da sizin bir sonraki imtihanınızda biraz daha zorlanacağınız anlamına gelir.

Burası imtihan dünyası deriz ya. Aslında görünmeyen alemde gerçekten de öyledir. Okuldaki gibi de değildir. İlk önce imtihan ardından ders öğretilir.
Bu yüzden hayatı hem hafife almak gerekir hem de hiçbir şekilde hafife almamak gerekir.
Attığımız her adımdan sorumluyuz ve farkında olmasak da kendi çukurumuzu kendimiz kazıyoruz.

Yukarıda belirtmiş olduğum yaşlarınıza geri dönün. Neler yaşadınız, neler hissettiniz, neler öğrendiniz bir düşünün.
Mesela ben 16-17 yaş civarımı hatırladığımda ilk defa inanç ve felsefe konularına ilgimin arttığını ve oraya doğru yönelmeye başladığımı görüyorum. Sanki o yaş civarında nasıl bir hayat yaşamak istediğimi, ne yapıp, kim olmak istediğimin kaba tasarısını yapmışım aklımda ve o zamandan bu yana pek de birşey değişmemiş. O zamanki kız neyi istediyse şimdiki ben de bu istekleri gerçekleştirmek üzere çabalıyor.

Geriye dönüp baktığımda Jüpiter'in beni aynı zamanda 21. yaşımdaki Güneş olgunlaşmasına hazırlamış olduğunu da görüyorum. Çünkü 21 yaş civarı küçük bir ben kimim krizine girmiştim ve akabinde de astroloji hayatıma girmişti.
Astroloji hayatıma girdikten sonra teslimiyet konusuna önem vermeye başladım ve hayata olan güvenim arttıkça, kendimi, çevremi ve hayatı sevmeye başladım. İnsanın kendisini olduğu gibi kabul etmesi, hata ve kusurlarıyla, Ay'ın olgunlaşma yaşının bana olan armağanı olmuştu.

Eğer bu yaşlarda öğrenmeniz gerekenleri öğrenirseniz, bir sonraki imtihanları daha kolay verirsiniz. Bu yüzden gezegenlerin olgunlaşma yaşlarına önem verin. Hatta kendinizi onlara hazırlayın. O konularla ilgili kitaplar okuyun, belgeseller izleyin, bilgi edinin, çevrenizdeki insanları gözlemleyin.
Farkındalık bilgeliktir.
Bilgelik de doğru adımı atabilmeyi, doğru olanı seçmeyi bilmektir.
Ve daha az hata, daha düzgün bir hayat getirir.