30. Eylül 2016 Terazi Burcunda Yeniay

  • Share

Dış gezegenler - Üranüs, Neptün ve Plüton

  • Share

Jüpiter terazi burcuna girdi

  • Share

Ruhun en karanlık gecesi

  • Share

Astrolojiyi nasıl öğrenebilirim?

  • Share

Merkür retrosu için 7 altın kural

  • Share

Akrep, Aşk ve Seks

  • Share

Aşk acısını yenmek

  • Share

Güneş 1. evde

  • Share

Güneş 2. evde

  • Share

Güneş 3. evde

  • Share

Güneş 4. evde

  • Share

Güneş 5. evde

  • Share

Güneş 6. evde

  • Share

30. Eylül 2016 Terazi Burcunda Yeniay


Sevgili gokyüzünde 30. Eylül cuma günü terazi burcunda bir yeniay gerçekleşiyor. Yani gökyüzünde Ay ve Güneş birbiriyle kavuşuyor. 
Yeniay yeni başlangıçlar demektir. Bu dönemde evren bizi, ileriye doğru bebek adımları atmamız için destekler. Eğer o adımları atarsak, aynı burçta olan Dolunay ile ektiklerimizi biçeriz. 
Aynı burçta gerçekleşen Yeniay ve Dolunay arasında yaklaşık bir 6 ay hazırlık süreci içine gireriz. Terazi burcundaki bir sonraki Dolunay 11. Nisan 2017'de gerçekleşecek. 
Yani bizim 30. Eylül'de yaptığımız başlangıçlar, önümüzdeki senenin 11. Nisan'ında tamamlanacak ve sonuçlarını görüp, deneyimleyeceğiz. 
Bu Yeniay'ı özel kılan birşey daha var ve o da bolluk ve bereketin gezegeni olan Jüpiter'in terazi burcunda, Yeniay'la sadece 4° derece farkla kavuşuyor olması. 
Bu atacağımız küçük adımların Jüpiter'in etkisiyle pekte küçük kalmayacağını gösteriyor. Ve bu nedenle 6 ay sonrasında, elde edeceğimiz şeylerin güzel şeyler olacağını tahmin edebiliriz. Tabii bu biraz evrenin, biraz da bizim elimizdedir. 
Şöyle düşünün ki, Güneş'e fazla yaklaşan her gezegen yanar ve bu nedenle gökyüzünde görünmez hale gelir. Ama eskiler bu konum gerçekleştiğinde, Güneş ve Jüpiter'in ilahi anlaşmalar yapmak için birleştiklerini söylerlerdi. Bu ilahi konulara, bu Yeniay'la birlikte Jüpiter, Güneş ve Ay'da katılıyor ve bu hem inançlarımızı, hem ruhumuzu, hem de iç dünyamızı, yani duygularımızı etkileyecek olayların, yukarıdaki toplantıda konuşulduğu anlamına geliyor. 
Şöyle içinizden güzelce derin bir nefes alın ve yaratıcıya daha şimdiden, kapının önündekiler için şükredin. 

Peki ya hangi burç, hangi alanlarda nasıl etkilenecek?


Yorumları okurken lütfen ilk olarak yükselen burcunuza göre okuyun. Daha sonra güneş ve ay burçlarınızı da okuyabilirsiniz. 

Koç: 
Koçların Yeniay'ı evlilik, anlaşmalar ve birliktelikler evinde gerçekleşiyor. 
Önümüzdeki 6 aylık süreç içerisinde yeni biriyle karşılaşabilir ve yollarınızı birleştirme kararı alabilirsiniz. Bu bir evlilik olabileceği gibi, partnerinizle birlikte kurmak istediğiniz bir iş de olabilir. 
Genel olarak başka insanlarla olan bağlantılarınız artacak ve bunun sonucunda evrenin size yeni kapılar açıp, yeni fırsatlar sunduğunu hissedeceksiniz. Gözünüzü dört açın ki, yukarısının içinize yansıttığı bolluk ve bereketi kaçırmayın. 

Boğa:
Boğaların Yeniay'ı rutin, günlük işler, sağlık, ve hizmet evinde gerçekleşiyor. 
Boğalar önümüzdeki bu 6 aylık süreç içerisinde günlük, rutin hayatlarında yeni başlangıçlar yapabilirler. Bu yeni başlangıçların arasında, çok daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek olabilir. Mesela sağlığımız için yeni bir beslenme şekli veya gün içerisinde daha fazla hareket ve renk deneyimlemek için çok güzel bir 6 ay içerisindeyiz. 
Yaptıkları işle mutlu olmayan boğalar bu dönem içerisinde yeni fırsatlarla karşılaşabilirler. Bu dönem içinde yaptığımız her iyi şey, jüpiter'in etkisiyle kat be kat bize geri dönecek. Bu yüzden yaşantımızı olumlu yönde değiştirecek yeni adımlar atmalıyız. 

İkizler:
İkizlerin Yeniay'ı aşk, çocuklar ve yaratıcılık evinde gerçekleşiyor. 
Bu dönem içerisinde yaratıcılığınızı kullanarak, kendinize yeni hobiler edinebilir hatta bunun sonucunda kendinize yeni bir iş imkanı yaratabilirsiniz. 
Bu dönem yeni aşklara yelken açmak için de güzel bir 6 ay. Romantik bir ilişki deneyimleyebilirsiniz. 
Eğer çocuklarınız varsa, bu yeniay onlara yeni fırsatlar sunabilir. Sizden yeni birşey yapmayı talep edebilirler. Lütfen onları engellemeyin, hatta arka çıkın, çünkü Jüpiter bu 6 ay'ın sonucunda bolluk ve bereketiyle sizi şaşırtabilir. 

Yengeçler:
Yengeçlerin Yeniay'ı aile ve iç huzuru temsil eden 4. evlerinde gerçekleşiyor. 
Yengeçler bu dönem içerisinde yeni bir ev alabilir veya var oldukları yerden taşınabilir. 
Ayrıca ailelerini etkileyecek önemli kararlar alabilir ve aldıkları kararlar dogrultusunda yeni adımlar atabilirler. 
Bu yeniay onları içten, ruhsal olarak değiştirecek bir sürecin içerisine girdiklerini gösteriyor. Bu değişimi dıştan gelecek herhangi bir olay tetikleyebilir.  
Jüpiter mutluluklar evinde bulunup, yeniay'la kavuşunca, kişiye daha mutlu ve huzurlu olması için fırsatlar sunacaktır. Bu yüzden yengeçlerin gözlerini dört açıp, önlerine çıkan yeni fırsatları değerlendirmeleri önemlidir. 

Aslanlar
Aslanların Yeniay'ı iletişimi, öğrenmeyi ve ülke içi seyahatleri ilgilendiren, 3. evlerinde gerçekleşiyor. 
Aslanlar önlerindeki bu 6 aylık dönem boyunca bir çok yeni bilgiler öğrenecekler. Bu yeni bilgiler onlara yeni kapılar açacak ve yeni fırsatlar sunacak. 
Bu dönem içerisinde yeni yerler keşfedebilirler ve bunun sonucunda yeni insanlarla iletişime geçebilir ve yeni fırsatlarla karşılaşabilirler. 
Kardeş, akraba ve komşularıyla ilgili olan ve onları yeni adımlar atmaya zorlayacak olaylarla karşılaşabilirler. 
Öğrenmek insanı olgunlaştırır. Bu yüzden önlerine gelen fırsatlara dikkat etmeliler. 

Başaklar:
Başakların Yeniay'ı değerler, maddiyat ve para evi olan 2.evlerinde gerçekleşiyor. 
Bu önümüzdeki 6 ay boyunca maddi manevi değer verdikleri şeyler uğruna yeni adımlar atacaklar. 
Bu dönem paralarının genişlediğini deneyimleyebilirler. Hem daha fazla para kazanabilir, hem de daha fazla para harcadıklarını deneyimleyebilirler. Yatırım amaçlı her türlü yeni adımı atabilirler. 
Genel olarak, maddi manevi rahatlığa kavuşmalarına sebep olacak yeni adımlar attıklarını görecekler. 
Uzun zamandır sahip olmak istedikleri şeylere nihayet kendilerini daha yakın hissedecek ve sahip olabilecekler. 

Terazi
Terazilerin Yeniay'ı kişilik, benlik ve bedenlerini ilgilendiren evlerinde gerçekleşiyor. 
Teraziler bu önümüzdeki yılın en şanslıları demiştik. Bu Yeniay onlara tüm şans, bolluk ve bereket kapılarını açacak. 
Bütün hayatlarını, hayata olan bakış açılarını değiştirecek, yeni adımlar atacak, yeni başlangıçlar yapacaklar. 
Kapınızı çalan her fırsata açık olun. Bu bir yerlerden gelen gerçek bir teklif olabilir, bu sizi sadece fikir veren bir rüya dahi olabilir. Her türlü yerden gelebilecek olan ilham kaynağı, sizi yeni adımlar atmaya ve yeni başlangıçlar yapmaya zorlayacaktır. 
Bu dönem içinde atılan her adımın karşılığı bir sonraki dolunayda hissedilecek ve ekilmiş olan herşey katlanarak geri dönecektir. 
Bu yüzden uyanık olun ve kendinizi yeniliklere açın. 

Akrep:
Akreplerin Yeniay'ı kapalı kapılar ardında yaşananı, gizemli ve bilinmeyeni, bilinçaltımızı ve ruhsal konuları anlatan 12.evlerinde gerçekleşiyor. 
Akrepler bu önümüzdeki 6 ay boyunca iç yolculuklarına sebep olacak şeylerle karşılaşacaklar ve bunun doğrultusunda içlerine doğru giden yolda yeni ve bilinmeyen adımlar atacaklar. 
Geçmişten gelen bir yara veya üzüntüden ayrılıp, kendilerini şifalandırma konusunda yeni adımlar atacaklar. İçlerinde attıkları tüm adımlar bilinçaltlarında gerçekleşeceği için, tüm olup bitenlerin farkına dahi varamayabilirler. 
Genel olarak duygusal ve ruhsal bir şifalanma dönemine bu yeniay'la birlikte girmek üzereler ve bu yüzden bu dönemi iyi değerlendirmeliler. 

Yay
Yayların Yeniay'ı kalabalıklar, arkadaşlar, hayaller ve hedefler evinde gerçekleşiyor. 
Bu önümüzdeki 6 ay boyunca çevrenizi, arkadaşlarınızı etkileyen yeni adımlar atabilirsiniz. Çevreniz veya arkadaşlarınız tarafından yeni teklif ve fırsatlar alabilirsiniz. 
Kurduğunuz hayallere yakınlaşacak, hedeflerinize ulaşmak için yeni başlangıçlar yapacaksınız.
Yeni hayal veya hedeflere sebep olacak yeni fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. Uyanık olun ve evren bu güzel yeniay'la birlikte kapınızı çaldığında, size sunduğu fırsatları ve teklifleri kabul edin. 
11.ev ayrıca toplu parayla gelen kazançları gösterir. Gelecekte size para getirecek yeni bir şeye girişebilirsiniz. 

Oğlaklar:
Oğlakların Yeniay'ı kariyer ve meslek, toplumda iz bırakmayı anlatan 10.evlerinde gerçekleşiyor. 
Kariyerinizi veya mesleğinizi ilgilendirecek yeni kapılar açılabilir. Bunun sonucunda yeni fırsat ve tekliflerle karşılaşabilirsiniz. 
İşinizde şimdiye kadar başarmak istediğiniz ama yapamadığınız şeyler konusunda yeni başlangıçlar gerçekleştirebilirsiniz. 
Yeni başlangıçlar sadece kariyerle alakalı olmak zorunda değildir. 
Toplum önündeki rolünüzü tanımlayan her türlü kimliğiniz, ister anne, baba, eş veya iş adamı/kadını olsun, kısacası sosyal statünüzü değiştirecek her hangi bir olay size yeni başlangıçlar yaşatabilir. 
Şimdiye kadar sorun çıkartmış olan üstlerle alakalı veya devlet işleriyle alakalı olan problemlerde, işleri düzeltecek yeni fırsatlar elde edebilirsiniz. 

Kovalar:
Kovaların Yeniay'ı inançları, kültür ve seyahati, yüksek öğrenimi temsil eden 9.evlerinde gerçekleşiyor. 
Kovalar bu önümüzdeki 6 ay boyunca inançlarını ilgilendirecek yeni olaylarla karşılaşabilirler. Belki gitmek istedikleri, tanımak istedikleri bir ülkeye gidebilmek için ilk adımları atabilirler. Bu seyehat sonrasında, öğrendikleri farklı şeyler bakış açılarını genişletebilir, yeni ilham kaynakları edinebilirler. Farklı kültüre mensup olan, tanıştıkları kişilerden yeni fırsat ve teklifler alabilirler.  
Yeni bilgiler elde etmek için, üniversiteye başlamak için veya master yapmak için, yeni fırsatlar kapınızı çalabilir. 
Bu yeniay'la birlikte bilginizin ve hayata bakış açınızın değişeceğini deneyimleyeceksiniz. 
Kendinizi yeni bilgilere açık tutun. 

Balıklar
Balıkların Yeniay'ı başkalarının varlık ve paralarını, mirası gösteren, mistik ve ökültik bilgileri içeren, değişimin evi olan 8.evlerinde gerçekleşiyor. 
Bu yeniay size başkalarından gelecek olan paralarla alakalı yeni fırsatlarla karşılaştırabilir. 
Başınıza gelmiş veya gelecek olan bir olay sebebiyle, ruhsal bir dönüşüme sebep olacak yeni adımlar atabilirsiniz. 
Bu yeniay sizi okültik bilgilerle tanıştırabilir, var olduğunu bilmediğiniz gizli ilimleri keşfedebilirsiniz. 
Akrepler gibi siz de içsel bir dönüşümden geçebilirsiniz. 
Genel olarak başkaları ve onların size olan yardımları aracılığıyla büyüme ve olgunlaşmayı deneyimleyeceksiniz. 

Dış gezegenler - Üranüs, Neptün ve Plüton


Astrolojide dış gezegen olarak bilinen, Üranüs, Neptün ve Plüton, çıplak gözle yeryüzünden görünmeyen gezegenlerdir.
Batı astrolojisi, onları kişisel olaylarda da kullanmasına rağmen, hint astrolojisi onları kişisel olarak saymaz.
Bu nedenle her iki yaklaşımda da ufak eksiklikler vardır. Bunun farkına varan batı ve hint astrologlar, ikisinin arasını bulmaya çalışırlar.

Şöyle ki, aynı dönem içinde doğan tüm çocukların gezegenleri aynı burca denk düşer. Bu nedenle dış gezegenlerin bizi daha az bireysel, daha çok kitlesel olarak etkilediği söylenir.
Mesela 2012'den itibaren dünyaya gelmeyi seçen çocukların hepsinin Neptün'ü balık burcunda bulunuyor. Neptün ise balık burcunun Jüpiter ile birlikte ikinci yöneticisidir. Bu nedenle neptünyen özellikleri ağır basan bir nesil yetişmekte. Bu çocuklar 30'lu yaşlarına gelip, kadrolara yerleştikten sonra, toplum ve tüm dünyada neptünyen özellikler kendini göstermeye başlayacak ve bunu hepimiz deneyimleyeceğiz.
Aynı şu anda 30'lu yaşlarda bulunan Plüton'u akrepte olan neslin hakimiyetini hissettiğimiz gibi. Bir yıkımın eşiğindeyiz. Toplum kurallarının artık hiçbir işe yaramadığını deneyimliyoruz. Yasak olan herşey su yüzeyine çıktı ve tüm pislikleri gözümüzün önünde görüyor, deneyimliyoruz. Eğitim sisteminden, ekonomiye kadar, yaşamın her alanının değişmeye mecbur olduğunun farkındayız ve bu yıkımı Plüton'u akrepte olan nesil gerçekleştirecek.

Kısacası, dış gezegenlerin kitlesel olarak etkilerini göz ardı edemeyiz.
Herkesin dış gezegenleri belirli bir nesil içinde aynı burçlarda bulunsa da, doğum saatine göre, bu gezegenler herkesin farklı evlerine yerleşebilir ve böylelikle kişisel gezegenlerle kavuşabilir veya açıları olabilir. İşte böyle bir durumda etkiler sadece kitlesel olmaktan çıkıp, kişiyi bireysel olarakta etkilemeye başlar.

Bildiğimiz geleneksel 7 gezegen, hayatımızdaki belirli kişileri simgeler. Güneş baba ve otorite figürleridir, ay anne figürü, mars kardeş, satürn yaşlılar, jüpiter öğretmenler vs.
Oysa dış gezegenler hayatımızda kişisel olarak kimseyi temsil etmezler. Üranüs orjinalliği, Neptün ilahi olanı, Plüton ise egoyu temsil eder. Bunların hepsi içimizi ilgilendiren ve somut olmayan şeylerdir.
Haritamızda Üranüs'ün yerleştiği ev, orjinalliğimizi nasıl ve nerede göstereceğimizi gösterir. Neptün ise, kendimizi yaratıcıya en yakın nasıl hissedeceğimizi, onu ne şekilde deneyimleyeceğimizi gösterir. Ve son olarak Plüton, nefsimizin bizi nerelerde tuzaklar kurduğunu, nerelerde içsel olarak değişeceğimizi gösterir.
Kısacası bu üç gezegen, etrafımızda bulunan ve enerjilerimizi düşük boyutlarda deneyimlemeye sebep olan tüm alanlardaki duvarları yıkar. Eğer buna direnirsek, canımız çok yanar. Bu yüzden bu üç gezegenin kötücül olduğu söylenir. Oysa ben buna katılmıyorum. Neredeyse en çok ihtiyaç duyduğumuz gezegenlerdir. Çünkü bizi içten değiştirir ve bizi biz yaparlar.

Peki ya dış gezegenleri nasıl kullanmalıyız?

- Dış gezegenlerin, kişisel gezegenlerimizle olan bağlarına bakmalıyız.
Mesela Üranüs 5.evimizdeyse ve Ay'ımızla kavuşmaktaysa, anne ve çocuk temalarında alışılmışın dışında şeyler deneyimleyeceğimizi gösterir. Kişi anne olmayı reddedebilir, kendi çocuk sahibi olma imkanı varken, evlatlık edinebilir. Veya aralarındaki anne çocuk ilişkisi özgür ve alışılmışın dışında, eşit ve arkadaşça olabilir.
Bir başka örnekte Neptün kişinin 9.evinde Jüpiter ile kavuşuyor veya açı yapıyor olabilir. Bu durumda kişi spiritüel şeyler aracılığıyla, yaratıcının ilahiliğini bambaşka yollarla deneyimleyebilir. Mesela farklı kültürde deneyimlediği bir olay, onun katı ve yanlış olan dine bakış açısını değiştirebilir.
Veya aşkın gezegeni olan Venüs, yıkımı işaret eden Plüton ile aynı evde bulunabilir. Eğer kişi ruhsal olarak olgunluğa erişmemiş biriyse, ilişkiye girdiği insanlarla sarsıcı ego çatışmalarına girebilir ve bundan dolayı çok fazla yara alabilir. Oysa ruhsal olarak gelişmiş bir kişi bu açıyla, ilişkilerinde teslim olmayı öğrenip, nefsini tamamıyla yok edebilir.

- Dış gezegenlere dikkat etmemiz gereken bir diğer yer ise, transitleridir.
Üranüs'ün bir burçtan diğerine geçmesi yaklaşık 7 yıl sürer. Neptün 14 yıl, Plüton ise yaklaşık 14-24 yıl arasında burç değiştirir. Bunlar aslında hiç kısa süreler değildir ve bu nedenle transitleri göz ardı edilmemelidir.
Mesela Üranüs yükselen derecesinden geçip, 1.ci eve yerleştiğinde, kişi 7 yıl boyunca içsel olarak öyle bir değişim geçirecektir ki, çevresi onu gördüğünde hayrete düşebilir. Bu dıştan belli olan kılık kıyafet değişimi veya tüm yaşam tarzı dahi olabilir. Kişi sadece içten dahi değişse, bu bir şekilde hayatı yaşayış şekline yansıyacaktır. Bu 7 yıldan sonra kişi artık bir zamanlar olduğu kişi olmayacaktır.
Neptün 7.evden geçerken yolumuzu öyle birisiyle karşılaştırabilir ki, ya tamamen hayal dünyasında yaşar, sonunda feci hayal kırıklığına uğrarız ve bunun sonucunda gerçek sevginin sadece ilahi sevgi olduğunu anlar ve kendimizi bundan sonra Allah'a adarız veya eğer ruhsal olarak biraz daha olgun bir boyuttaysak, ruh eşi/ikizi dediğimiz kişiyle karşılaşır ve ilahi aşkın ne olduğunu tek değil birlikte keşfederiz.
Eğer Plüton 8.evden transit etmekteyse, cehennemin en dibini yaşıyormuş gibi hissedebiliriz. Çünkü bu ev ruhsal değişimin evidir ve bu ruhsal değişim ölüm, kaza ve belayla gelebilir. Eğer kişi hayata direnir, isyana kayarsa, acının en derinliklerini hissedebilir. Eğer teslim olursa, ruhu öyle bir değişim geçirir ki, büyük alimlerin de bahsettiği, ölmeden önce ölmeyi deneyimleyebilir. Bu aşamada nefs ruhu terk eder ve kişi var olmanın bambaşka boyut kapılarını aralamanın kudretini elde eder.

Özetlemek gerekirse, dış gezegenler bizi içten değiştirir.
Eğer transit halindeyken kişisel gezegenlerimizin üstünden geçiyorlarsa, içsel değişim ve dönüşümümüze sebep olan olayları, dıştan da deneyimleyebiliriz.
Ama dış gezegenlerin asıl amacı bizi özümüze döndürmektir. Direnirsek canımız yanar, teslim olursak büyür, olgunlaşır ve kendimizi aşarız.


Jüpiter terazi burcuna girdi


Ve 1 yıl sonunda sevgili bolluk ve bereketin gezegeni olan Jüpiter, başaktan vedalaştı ve teraziyle kavuştu.
Terazide ki bu yolculuğu 1 sene sürecek olan bu güzel gezegen, bizleri bu süreç içinde nasıl etkileyecek?

Aşağıdaki yorumları okurken en çok yükselen burcunuzu, daha sonra güneş ve ay burcunuzu okumanızı tavsiye ederim.

Koçlar:
Koçlar bu sene ilişkiler, evlilikler ve diğer insanlarla birlikte yapılan her türlü işte, olumlu ve güzel deneyimler edinecekler.
Evli olanlar, bu dönemde evliliklerinin sevgiyle, bolluk ve bereketle dolduğunu hissedecekler.
Evlenmek isteyen koçların bu sene içerisinde evlenme teklifi alma ihtimalleri yüksek. Veya güzel, onları mutlu edecek yeni birisiyle tanışabilirler.
Bu süreç içerisinde partnerleriyle yeni bir işe girişmek isteyenler de şanslı bir zaman içerisindeler. Karşınıza çıkan fırsatları değerlendirmek için güzel bir yıl olacak.

Boğalar:
Jüpiter boğaların 6.evinde bulunacak.
İş ve sağlık açısından şanslı bir senenin içerisine girdiler.
Bu dönemde işinizi değiştirebilir, sizi daha mutlu edecek yeni bir iş teklifi alabilirsiniz. Veya iş çevrenizin genişlediğini, bolluk ve bereketin size doğru aktığını hissedebilirsiniz.
Bu önümüzdeki bir yıl, bedeninize ve sağlığınıza odaklanmak için güzel fırsatlar sunacak. Belki çoktandır hayata geçirmek istediğiniz, sağlıklı bir yaşam tarzına geçebilirsiniz.
Sıkıcı rutin hayattan biraz kopup, daha huzurlu bir sene geçireceksiniz.

İkizler:
Jüpiter sevgili ikizlerin aşk, romantizm ve yaratıcılık kapılarını açacak.
Bu önümüzdeki bir sene boyunca aşık olabilir, güzel bir ilişki yaşayabilirsiniz.
Eğer yaptığınız iş, yaratıcılık gerektiren bir şeyse, bu dönem sizin için çok verimli geçecek.
Evli olupta, hamile kalmak için bekleyen ikizler bu önümüzdeki bir sene içinde hamile kalabilirler.
Çocukları olan ikizler ise, bu sene çocukları açısından şanslı bir senenin içine girmiş bulunmaktalar. Çocuklarınızla birlikte bolca miktar eğlence sizi bekliyora benziyor.

Yengeçler:
Jüpiter, yengeçlerin aile ve huzurun evi olan, 4.evinde olacak bu bir sene boyunca.
Ailenizle güzel vakit geçirebilirsiniz bu süreç içinde. Dışarıdan aileye yeni birinin katılıyor olması büyük ihtimaldir. Belki yeni bir bebek, gelin veya damat. Aileyi büyütecek herhangi biri olabilir. Evlenen biri böylelikle evlenip giderken, evde geri kalanlara daha fazla yer açılabilir. Çünkü Jüpiter her türlü genişlemenin sembolüdür. Yeni bir ev alma ihtimali de bu dönemde yüksek.
Biraz daha kabuğunuza çekilip, içinizde huzuru bulacağınız bir sene olacak, bu önümüzdeki bir yıl.

Aslanlar:
Ülke içi gezileri, her türlü iletişimi, kardeş ve komşularımızın evi olan 3.ev, bu önümüzdeki bir sene boyunca, aslanların bolluğu ve bereketi deneyimleyecekleri alanlar olacak.
Ülke içi şeyehatler için bu bir yıl güzel bir zaman.
Kardeşleriniz, akraba veya komşularınızla aranızda güzel şeyler olabilir. Bu dönemde yakın çevrenizin genişlediğini hissedeceksiniz. Daha fazla konuşma, paylaşma ve öğrenme isteğiniz olabilir. İnsanlarla iletişim açısından verimli bir seneye girdiniz.
Bu önümüzdeki bir sene boyunca pratik, işinize yarayacak olan yeni bilgiler edineceksiniz ve onları hemen hayatınıza geçirebileceksiniz.

Başaklar:
Başaklar bu önümüzdeki bir sene boyunca para ve maddi şeyler konusunda çok şanslı bir döneme girmiş bulunmaktalar.
Eğer geçen sene yeni bir projeye başlamış olan başaklar varsa, bu sene emeklerinin karşılığını alacaklar.
Etraflarında değer verdikleri her türlü şeyin, ister maddi ister manevi, genişlediğini deneyimleyecekler.
Kendilerine yeni bir gelir kaynağı yaratmak için de olumlu bir dönemdeler.
Bu önlerindeki bir sene boyunca istedikleri yeni şeylere kalkışabilirler.
Emlak alma gibi fırsatlar, önlerine çıkarsa, bu ev sahibi olmak için de güzel bir sene olacak.

Teraziler:
Bu senenin en şanslıları teraziler olacak.
Çünkü Jüpiter 1.evlerinden geçecek ve bu 12 senede bir olan bir olay. Bu yüzden terazilerin yeni bir sayfa açma zamanı geldi. Yeni başlangıçlar için güzel bir yıldalar. Bundan bir sene önce kurdukları hayalleri gerçekleştirme potansiyeline sahip olacaklar bu önümüzdeki bir yıl boyunca.
Bu bir sene boyunca önlerine bir çok yeni kapı çıkacak ve bundan sonraki 12 yılı etkileyecek olan, seçimler yapacaklar.
Kişilikleri olumlu yönde gelişecek, yeni fırsatlarla, özgüvenleri artacak.

Akrepler:
Jüpiter akreplerin 12.evinde bulunacak bu önümüzdeki bir sene boyunca.
12.ev biraz gizemli, saklı, mahrem bir ev olduğundan, akreplerin bu sene içlerine dönme yolculuğu başlayacak.
Kendinizi motive olmamış hissedebilirsiniz. Bu önüzdeki bir sene boyunca enerji akışınızı dışarıya vermektense, içeriye yöneltmeniz size iyi gelecek. Dinlenmek, hayal kurmak ve içimizdeki gerçekliğimizi ķeşfetmek için güzel bir yıl olacak. Ruhsal yaşantınızı zenginleştirecek uzak yerlere yolunuzun düşme ihtimali yüksek olacak. Kısacası bedeniniz burda olsa da, ruhunuz uzaklarda olacak.
Bu bir sene boyunca kendinizi sonbaharda teslim olmuş, ait oldukları yerden koparken, adeta huşu içinde ilahi bir dansla yere düşen yapraklar gibi hissedin ve hayatı akışına bırakın.

Yaylar:
Yaylar için Jüpiter 11.evlerinden geçecek. Bu ev arkadaşlıkları, toplumu, çevremizi gösterir. Ve Jüpiter bolluk ve bereketin gezegeni olduğundan, yeni arkadaşlıklar edinmek için şanslı bir yılda olduğumuzu gösterir. Aynı şekilde, çevremizin de genişlediğini deneyimleyebiliriz.
Bu önümüzdeki bir yıl yeni planlar yapıp, hedeflerimizi gerçekleştirmek için olumlu bir yıl olacak. Bunun sonucunda da para akışında bir bolluk ve bereket gözlemlenebilir.

Oğlaklar:
Oğlakların, Jüpiter tepe noktasından, yani 10.evlerinden geçecek.
Bu nedenle oğlaklar için hedeflerini gerçekleştirme, kariyerlerinde ilerleme ve yeni başarılar elde etme açısından olumlu bir yıl olacak. Bu dönem yeni başlangıçlar yapmak için şanslı bir yıl olacak, çünkü atılan yeni adımların etkileri kendisini gösterecek.
Genel olarak bu bir yıl içerisinde başarılı olabilmek için ve yeni adımlar atmak için biraz alın teri dökmemiz gerekebilir. Eğer bunu göze alırsak, güzel armağanlar bizi bulacak.

Kovalar:
Kovalar için de bu önümüzdeki bir yıl olumlu geçecek. Çünkü Jüpiter, kendi evi olan 9.evden geçecek.
Bu yüzden kovaların ruhsal olarak olgunlaşacakları, dünyaya olan bakış açılarının genişleyeceği bir döneme girmiş bulunmaktalar. Gelecek planları kurmak için güzel bir yıldalar. Kendilerini eğitmek için veya eğitimler vermek için de olumlu fırsatlarla karşılaşacaklar.
Dünyaya olan bakış açımızı genişletecek diğer bir şey de, farklı ülkeleri ve kültürleri keşfetmektir. Bu nedenle kovaların yolları bu önümüzdeki bir sene boyunca, ülke dışına düşebilir ve bir çok yeni insanlar veya fırsatlarla karşılaşabilirsiniz.

Balık:
Balıklar bu sene başkalarından gelen paralar konusunda şanslı olacaklar. Bu bankadan alınacak bir kredi olabilir veya miras kalabilir. Eşin parasında bolluk size de yansıyabilir.
Jüpiter balıkların 8.evinde olacağı için ve 8.ev dönüşümün evi olduğu için, balıklar olumlu yönde bir ruhsal değişim ve dönüşüm geçirebilir. Bu bir yıl boyunca ruhunuzun merkezini bulacaksınız. Bu yüzden namaz, meditasyon, pilates, yoga gibi beden ve ruhun uyumunu sağlayan her türlü şey size bu dönüşümünüz için yardımcı olacaktır.

Jüpiter, gezegenlerin en şeker, tatlı olanlarındandır. Çünkü kapımıza elleri, kolları dolu gelir. Bize yeni fırsatlar sunar, yeni başlangıçlar için, bembeyaz sayfaları olan defterler hediye eder. Eğer onun kapımıza geldiğini fark etmezsek, bu onun suçu değil, bizim aptallığımızdır. 
Bizi büyütmek için ayağımıza kadar gelen Jüpiterin kıymetini bilelim. 
Hepimiz için bolluk ve bereket dolu bir dönem olması dileğimle. 

Ruhun en karanlık gecesi



Ruhun karanlık gecesi terimi (dark night of the soul) ilk defa 16.y.y'da yaşayan, şair ve mistik aziz John of the Cross tarafından, bir şiirinde ("La noche oscura del alma") kullanılmış.

Şöyle geçiyor şiirde:
'Eğer kişi, yürüdüğü yoldan emin olmak istiyorsa,
ilk önce kapalı gözlerle, karanlığı deneyimlemek zorundadır'. 

Kısacası, hayatımızda yaşadığımız, hiçbir şeyden zevk almadığımız, yaşamanın bir anlamı olmadığını düşündüğümüz karanlık bir süreçtir. Şimdiye kadar elde ettiklerimiz, yaşadıklarımız, hayallerimiz ve hedeflerimiz herşey anlamsız ve boş gelir. Dönüp kendimize ben kimim? diye sorduğumuz ve cevabını bulamadığımız bir dönemdir. Depresyonla benzerlik gösterir. Ama bu daha çok spiritüel, yani ruhsal bir durumdur. Çünkü kişi bu süreçte, koptuğu ve ait olduğu yeri arar ve o da yaratıcısıdır. Bir çeşit cennet özlemi de denebilir. Kişi cenneti özler.
Bu karanlık dönemden geçerken, iç sesimiz bize bunu çok güzel özetler. Bu yüzden özümüzde aradığımız şeyi biliriz. Ve bu süreçte kimsenin bize yardımcı olamayacağını da biliriz. Ne ailemiz, ne arkadaşlarımız, ne de psikologlar. Bu tamamıyla kişi ve yaratıcı arasında olan bir şeydir. Bu nedenle aydınlığı kişi sadece tek başına bulabilir.

Ruhumuzun karanlık yolculuğuna başladığını nerden anlarız?

- İnancımızı kaybetmiş gibi hissediyorsak, yani     artık neye inanmamız gerektiğini bilmiyorsak,
- Özbenliğimizi kaybetmiş gibi hissediyorsak,        Ben kimim? Niye burdayım? sorusunu                   kendimize soruyorsak,
- Eğer kendimizi herkese ve herşeye yabancı gibi  hissediyor ve yalnızlığı arıyorsak,
- Bir zamanlar değer verdiğimiz şeylerin artık       anlamsız olduğunu düşünüyorsak,
- Gerçek ve asıl olanı arıyorsak, bu hayatın             anlamını öğrenmek istiyorsak,
- Nefes aldığımız her anla memnuniyetsizliğimiz  artıyorsa, ...

işte o zaman son durağı aydınlık olan, karanlık gecemiz başladı demektir.
Bu yolculukta egonun ölümünü/transformasyonunu deneyimleyeceğiz ve sonunda kendi küllerimizden doğan ankaya dönüşeceğiz. Büyük islam alimlerinin de dediği gibi, ölmeden önce ölümü deneyimleyeceğiz.
Önemli olan, bu sürecin uzun veya kısa sürmesinin tamamıyla bizim elimizde olduğunu bilmemizdir. Bu hayatta herşey gelip geçicidir, tıpkı bu süreç gibi.
Kendi içinize yönelmeye çalışın. Kendinizle vakit geçirin. Bu süreçte yalnızlık ve toplumdan uzaklaşmak iyi gelir. Dua etmek, namaz ve meditasyon, zikir, mantralar, bizi içimize yönelticek her şey bize iyi gelecektir.

Tüm bu karanlık yolculuğuna başlamış biri olarak, benimle birlikte aynı ama yinede farklı yolda yürüyen tüm kardeşlerimin karanlığına bir mum ışığı diliyorum. ♡


Yalnız değilsin
Tüm özgür ruhlara, hassas gönüllere
Dünyamızı umursayanlara
Gerçek şu ki
Uyanmak çok büyük güç gerektiriyor
Çevrenin gördüğü şeyleri, farklı görmek
Dışarıya yönelmektense, içine dönmek
Kendi kalbinin fısıltılarını dinlemek
Sana hiç kimse bu yolculuğunda en derin korkularınla yüzleşeceğini söylemiyor
Gerçek dönüşümün kan, ter ve gözyaşıyla gerçekleşeceğini 
Kendini tüm acılara ve zorluklara açman gerektiğini
Yargıdan uzaklaşıp, geriye ne kalacağını görmeyi
Bu hayatın nasıl yaşanması gerektiğine dair hiç bir rehber kitap yok
Hiç bir yanlış
Hiç bir doğru
Sadece şu an var
Bu yüzden şu anı dinle
Ve yıldızlı gecelere dal

Yalnız değilsin
Hepimiz bunun içindeyiz
Sevgini yay
Ve yaşamaya devam et

Astrolojiyi nasıl öğrenebilirim?

~ Herkesin yolu denk düşmez kehanet kapısına. ~


Bugünün Astronomisi dünün Astrolojisinden doğmuş olsa da, Astroloji bir çok kişi tarafından bilim olarak değil, fal hatta saçmalık ve uydurma olarak kabul edilir. 
Oysa aynı şekilde bir zamanın simyası bugünün kimyası olmuştur. 
Zamanla kavramların içi boşaltılır, çünkü asıl gerçeklerinin farkına varılması istenmez. Zaten bazı bilgileri herkes kaldıramaz. 
Bir aile babası düşünün, sabahtan akşama kadar, sistemin içinde, köle gibi çalışan, hayatının merkezinde para ve ailesi olan, dünyadan aslında bir haber olan. Bu adam her akşam gelir, yemeğini yedikten sonra televizyonun karşısına geçer ve ona hiç birşey kazandırmicak olan dizisini, yarışmasını veya maçını izler. Ertesi sabah olur ve günlük rutin hayatı, ömrünün sonuna kadar devam eder. 
Bu tür insanlar çevremizde çok vardır. Genelde çok mutsuz ve umutsuz varlıklardır. Hatta en büyük arzuları var olmamaktır. Çünkü insanın uğruna savaşabileceği birşey olmadığında, nefes almakta saçma gelir zamanla. 

Hepimiz aslında bu aşamalardan geçeriz. 
Hepimizin karanlık ve aydınlık günleri olur. 
Hepimiz sorarız kendimize, hayatımızın bir bölümünde 'Ben aslında kimim?' ve 'Niçin bu gezegendeyim?' diye. 
Bazılarımız bu soruları kafasına fazla takar, sistemin içinde köle olmamak için bir yol arar. 
Ve bir yol belirir karşımızda ve bir kapı. 
İşte bu kapıyı aralayacak kadar meraklı olana, içindeki gökyüzü küçük bir mum ışığı yakar bundan sonraki hayat yolculuğuna. 

☆☆☆

Astrolojiye insanın işi en çok aşık olduğunda düşüyor sanırım. Nedense yıldızlardan bir onay alma gereği duyuyor insan. Acaba burçlarımız uyumlumu? Acaba ne zaman evlenicem? 
Oysa bu sorular ve meraklar daha objektif bir bakış açısıyla baktığında çok saçma geliyor insana. Çünkü asıl sorular şöyle olmalı:

Aslında ben kimim? 
Ve ne işim var benim bu gezegende?
...
Benim kapımı aşk çalmadan düştüm bu yollara. Küçüklüğümden beri yıldızları saymayı zaten severdim. Zamanı geldiğinde, öğrenme vakti de gelmişti yıldızların gerçek sırlarını. 
Ben kimim? sorusuyla çıktım yollara ve sorunun cevabını ömrümün son nefesine kadar arayacağım. 

Zamanla kendimi yarım hissetiren şeyin sadece egom olduğunu anladım. Aslında tamdım. Kimseye ve hiç birşeye ihtiyacım yoktu. Yalnızlığın en güzel huzur olduğunu anladım. 
Bu huzurun içinde insan, kendine değil ama dünyaya hizmet etmesi gerektiğini anlıyor. Hepimiz buraya birbirimize yardımcı olmak için gelmişiz. Oysa bencilce hareketlerle ömrümüzü tüketiyor, boş ellerle bu dünyaya veda ediyoruz. 
İşte ömrün kısalığının farkına varınca insan, 'acaba benim var olma görevim ne?' diye soruyor. 
Bunun cevabını ne annen, ne baban, ne okuldaki öğretmenin, nede piskoloğun verebiliyor. Ama yıldızlar sorunun cevabını sezgilerin aracılıyla sana fısıldıyor. 
Oysa mantığın ve aklın hüküm sürdüğü bu dünyada, sadece zenginin ve güçlünün kazandığı modern kölelik sisteminde, duygular ve sezgiler, kalbin fısıldadığı ses duymazlıktan geliniyor. 
O sesi, yani içimizdeki sezgiyi, bize her zaman için doğru yolu gösteren ilahi sesi ve onun  farkına varabilmek için, astrolojiyi öğrenmek, insanın gerçek potansiyelinin farkına varıp, kaderin çizgisinde ilerlemesi, hayatın bir anlam kazanmasına sebep oluyor. 

Hepimiz özel yaratılmışız, hiç birimiz birbirimize benzemiyor. 
Burçları aynı olan insanlar dahi birbirine benzemiyor. Çünkü burçları yöneten nakşatralar yani takımyıldızları var ve bu nakşatraların farklı pada'ları var. Bu yüzden belirli bir ayda doğmamız ve o burçtan olmamız bize biz hakkında anca sığ ve yetersiz bilgi verebilir. Bu yüzden günlük veya aylık burç yorumları dahi, bize kendimiz hakkında çok az şey söyleyebilir. 
Çünkü her birimizin haritası kendine has. Hint astrolojisinde öyle haritalar var ki, 2 dakikada bütün harita değişiyor. Yani ikizlerin dahi kaderleri birbirlerinden farklı oluyor. 
O zaman tüm başaklar veya akrepler için yapılan günlük, aylık burç yorumlar nasıl aynı ve kesinlikle doğru olabilir ki? 

☆☆☆

Astroloji yıldızların ilmidir bu yüzden ilahi bir ilimdir ve isteyen herkes öğrenebilse de, derinliklerine herkes inemez. 
Ayrıca kısa süre içinde öğrenilebilecek birşey de değildir. Öğrenmeye bir ömür dahi yetmez, çünkü her kapı yeni bir kapıya götürür, her bilgi yeni bir soruya sebep olur. 
Astroloji yeni bir dil öğrenmek gibidir ama bu dil sembollerin dilidir bu yüzden işin içine hem akıl, hem hafıza, ama en çokta sezgi girer. 
İlk önce burçlar, gezegenler ve evler öğrenilir. Çünkü burçlar senaryolar, gezegenler oyuncular ve evler de, sahnelerdir. 
Bunları öğrendikten sonra, kişi biraz olsun potansiyelinin farkında olur. Ben kimim ve ne yapmalıyım sorularına yanıtlar bulabilir. Buraya kadar batı astrolojisi yardım ederken burdan sonrasında derinleşmek için, vedic astroloji gerekir. Çünkü bundan sonra işin içine yogalar, nakşatralar, daşalar, bölünmüş haritalar vs. girer. 

Ama ilk başlangıç için gezegen, burç ve evler yeterlidir. 
Çünkü kişi bu aşamada gezegenlerinin enerjilerini yükseltmeye çalışmalıdır. 
Mesela kötücül diye bilinen Mars, yıkıma ve şiddete sebep olabilir. Bu onun düşük seviyelerdeki enerjisidir. Oysa Mars aynı zamanda, güçtür, yaşamak için ihtiyacımız olan enerjimizdir. Haritamızın hangi evine yerleştiyse, enerjimizi orda verimli kullanmaya çalışmalıyızdır. 

Mesela Venüs sevginin, aşkın, sanatın, zevkin gezegenidir. Gerçek yaratıcılığımızı gösterir. Enerjisini düşük seviyelerde tutarsak, bizi zevklerimiz uğruna perişan edebilir. Sevgiye sebep olacağı yerde, şehvete sebep olabilir. Oysa enerjisini yüksek seviyelerde kullanırsak, bulunduğu ev, en yaratıcı olabileceğimiz alanı gösterebilir. 

Veya Satürn, herkesin korktuğu ama hepimizin en çok gerek duyduğu büyük öğretmendir. Yoldan saptığımız anda, bizi cezalandırır. Onun koyduğu kurallara göre yaşamak istemeyen insanlar, hayatları boyunca ondan çok çekerler. Oysa oyununu Satürne göre kuranlar, öz disipline kavuşur, hayatın gerçek değerinin farkına varırlar. Başlarına ne gelirse gelsin, yılmazlar, düştükleri yerden kalkmayı iyi bilirler ve Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmazlar. 

Kısacası her gezegenin olumlu ve olumsuz yansımaları vardır ve kendi haritamızda bunun farkına varıp, enerjilerini yükseltmek bizim elimizdedir. Onların yerlerini değiştiremeyiz, bu kaderimizdir, kabul etmek zorundayızdır ama enerjilerini yükseltebiliriz. 
Bunu başardıktan sonra, haritamızdaki enerjileri dengelemiş oluruz bu da hayatımıza huzur ve mutluluk şeklinde geri yansır. Daha enerjik ve daha sağlıklı oluruz. 
Çünkü bu süreç içinde kişi potansiyelinin ve zaaflarının farkına varır ve kendisini farkındalıkla şifalandırmaya başlar. Bu süreç içinde kişide teslimiyet hissi yerleşmeye başlar. Çünkü ilahi bir gücün biz bir şey yapmadan bizi yönlendirdiği ve bu yüzden hiç bir şekilde korkmamız gerektiğinin farkına varırız. Cenneti dünyada deneyimlemek bu teslimiyetten sonra başlar. Artık bu kişi benimle uyumlumu? Ne zaman evlenicem? Ne zaman ölücem? Zengin olacakmıyım? gibi sorular anlamını yitirir. 
Çünkü hayatımıza giren her insan, Allah tarafından bize yönlendirilir. Bu şahıs ister iyi ister kötü olsun, tek bir amacı vardır. O da bizi büyütmek, olgunlaştırmaktır. Ne kadar kazanacağımızın da hiç bir önemi yoktur, çünkü rızkı verenin yine Allah olduğunu biliriz. 
Kısacası tam bir teslimiyet yaşarız. Bu aşamaya gelmek tabiki kolay değildir ama köle gibi yaşamamanın tek kurtuluşudur. 

Uzun lafın kısası. 
Astroloji kendini tanımak için öğrenilmelidir, geleceği kurcalamak için değil. Çünkü onu sadece öngörebilir ama kesin olarak bilemeyiz. 
En temel bilgiler öğrenildikten sonra, gezegen enerjilerinin olumlu yönleri hayata geçirilmelidir. Buraya kadar piyasadaki bir çok kitap yardımcı olabilir ama bundan sonrası için kitaplar bir kenarıya konmalıdır. Çünkü asıl öğretmen olan hayat, bu aşamadan sonra görevi üstüne alır. 
Astroloji ve hayat konusunda uzmanlaşmış bir çok hoca bundan sonra kişinin günde en az yarım saat baş başa doğada vakit geçirmesi gerektiğini önerir. Namaz veya meditasyon gibi, kişinin kendisini içe döndürecek şeylerele vakit geçirmesi gerekir. Böylelikle kişi kendi iç sesini kuvvetlendirmeye başlar ve sezgisi kuvvetlenir. 
Bu aşamadan sonra kişi astroloji konusunda daha çok derinleşmek istiyorsa, kendisi birşey yapmadan evren ona ihtiyacı olduğu bilge kişileri getirecektir. 

Merkür retrosu için 7 altın kural


Merkür gerilemesi sıkça olan bir şeydir bu yüzden çokta fazla önemsenip, eyvah merkür geriliyor, napıcam, diye ortalığı ayağa kaldırmamak gerekir. 

Lakin temizlik iyi bir şeydir. 
Merkür gerilerken, bizden 3 kat daha fazla enerji sarf etmemizi bekler. Ama gerilemesi bittikten sonra, kat ettiğimiz yolun 3 katını verir. Yani şu Merkür gerilemesi bizi zorlasa da, iyi ve gerekli bir şeydir. 
Bu yüzden korkmayalım, hatta Merkür gerilemesini kucaklayalım. 

Peki bu sevgili, aklımızı ve yeteneklerimizi temsil eden arkadaş gerilerken nelere dikkat edelim? 
İşte size 7 altın tavsiye.

1. Kendinizi sağlama alın: 

Elektronik eşyalarınıza bu dönemde biraz daha özen gösterin, biraz daha sevgi verin. Yani mesela yaz tatilinde çektirdiğiniz ama tembellikten dolayı bilgisayarınızda yedeklemediğiniz fotoğraf benzeri şeyler, bu dönemde ortalıktan kaybolabilir. Bu yüzden yedekleme veya bakım işlerine özen gösterin. 

2. Bir kulağınızdan girsin, diğer kulağınızdan çıksın:

Malum Merkür iletişimin gezegeni. Bu yüzden Merkür gerilerken iletişim de geriliyor tabii. Sevgilinin veya eşin, hatta anne baba veya arkadaşın, yetmedi komşu yada akrabanın ağzından çıkanları, en çokta kendi ağzınızdan çıkanlara dikkat edin. Bu dönemde saçmalıklar ve geyik muhabbetleri çoğalabilir. Bunların hiç birine aldırmayın, kimsenin arkasından konuşmayın, dedikodu yapmayın, kalp kırmayın. Çünkü tüm bunlar gereksiz şeylerdir ve gereksiz yere yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilir. 

3. Paranız cebinizde dursun:

Eyvah telefonum bozuldu, yok televizyonum oynamıyor gibi bahanelerle Merkür gerilerken kendinize yeni şeyler almayın, pişman olursunuz. Çünkü bozuk, işe yaramaz çıkabilir, bu da sizi üzebilir. 
Bu dönem araştırma yapmak için süper bir dönemdir. Telefonunuz mu bozuldu? Geçin internetin karşısına, şöyle güzelce bir piyasada ne var ne yok araştırın, güzelce bir fikir edinin ve sonra kararınızı verin. Merkür gerilemesini sonlandırdığı anda, gidip haftalarca beklediğiniz ürününüzü alın.

4. Herşeyi iki defa kontrol edin:

Bu imzalamanız gereken bir iş sözleşmesi olabilir veya internetten aldığınız bir uçak bileti. Yanlış anlaşılmalara sebep olmamak için, iki defa okuyun herşeyi ki, ufak bir görmezlikten gelinen detay, sonradan başınızı ağrıtmasın. 

5. Geç kalmamak için önlemler alın:

Gideceğiniz yollar, varacağınız yerler varsa eğer, bir yarım saat, 15 dakika önceden orda olmak için özen gösterin. 
Bir 5 dakika daha fazla uyuyabilmek için, yada biraz daha fazla süslenip abartmak için, trafiğe takılıp, sonra boşuna strese girmeyin. Stres insanı zayıf kılar, sabah 5 dakika daha fazla uyuyayim diye, kendinize 5 saat daha fazla yorgun hissedersiniz. 
Stres insanı ayrıca çirkinleştirir. Bu yüzden bir yere giderken yüzünüze sürdüğünüz ve bu yüzden geç kaldığınız boyalar, sizi güzelleştireceğine daha da çok çirkinleştirebilir. 

6. Sakın ha önemli işlere kalkışmayın:

Evcil hayvan edinmek istediniz, yahut evlenmeye karar verdiniz, veya ülke değiştireceksiniz, yada kendi işinizi kurmaya karar verdiniz. Lütfen bu gibi, hayatınızın tüm alanlarını etkileyecek iş ve olayları bu Merkür gerilemesinden uzak tutun. Tutun ki, sonra başınızı 'ah salak kafam' diye duvarlara vurmayın. 
Eğer bu tür hedefleriniz varsa, bu dönemi araştırma yapmak için değerlendirin. Mesela hangi evcil hayvanın yaşam tarzınıza daha uygun olabileceğini araştırın. Veya gitmek istediğiniz ülke hakkında ayrıntılı bilgiler edinin vs.

7. Arabanıza sevgi gösterin:

Bu dönemde içmeyin, hızlı sürmeyin, sakın ha arabanız var diye sokaklarda hava atmaya çalışmayın ve arabanızın içinde sevgilinizle oynaşmayın. Çünkü kazalar bu dönemi biraz sever. 
Arabanızın özel bir bakıma ihtiyacı olup olmadığını kontrol edin, onu biraz şımartın, ilgi gösterin. Mesela güzelce temizleyip, mis kokutabilirsiniz, o çaktırmasa da bu ona iyi gelecektir. 

☆☆☆

İşte tüm bunlar Merkür gerilemesini atlatmak için altın tavsiyelerdir. 
Fark ettiyseniz eğer, tüm tavsiyeler sadece Merkür gerilerken değil, normal zamanlarda da faydalı olacak olan şeylerdir. 
Yani sevgili Merkür, biz insanların normal zamanlarda dahi, adam gibi davranmadığını görünce, tek çareyi gerilemekte buluyor, ki böyle bizi adam edebiliyor. 
Sonuçta geç kalmamak için, önceden yola çıkma veya önemli bir adım atmadan, iyice araştırmak, yada ağzından sözcüklerı çıkartmadan önce biraz düşünmek, hepimizin her gün için dikkat etmesi gereken şeyler. 
Kısacası isteyen gerilesin, sız bakın kendinize, hayatınızı yaşayın. Yukarıdaki tavsiyeleri de yaşam tarzınız yapın. 

Akrep, Aşk ve Seks


Her kadın kendini bir akrep erkeğine çekilmiş hisseder, her erkekte bir akrep kadınını keşfetmek ister. 
Yani akreplere karşı içimizde doğal bir çekim bir elektrik hissederiz oysa onlardan bir o kadarda çekinir, hatta korkarız. 
Peki ya nedir onları bu kadar özel kılan? 
Veya nedir bizi söz konusu akrepler olduğunda bu kadar korkutan?


Bunu öğrenmek için akrep burcunu (Güneş veya Ay, ASC akrep) yükselen derecesine yerleştirip, Venüs'ün hangi evleri yönettiğine bir göz atalım. 
Venüs 7. evi (boğa) ve 12. evi (terazi) yönetir. 

Yani akrepler doğal olarak sadece seksten ibaret olmayan, uzun süreli ve gerçek ilişkilerin peşinde olurlar. (7.ev
İşte hepimizin akrep burcuna takılmamıza sebep olan, hoşumuza giden, bu özellikleridir. 

Ama akrepler aynı zamanda saklı veya yasaklı ilişkilere de kendilerini yakın hissederler. (12.ev) Bu evin konularının içinde mahremiyette yaşanan spiritüel seks olduğu kadar ihanet de vardır. 

Yani akreplerin söz konusu aşk olduğunda, diğer insanlardan daha farklı davranmalarına sebep olan şey aşkı fazlasıyla seksle bağdaştırmalarıdır. 
Bu iki kavram onlar için aynı anlama sahip. İşte tam da bu yüzden sağlıklı ve uzun bir ilişki yaşayabilmeleri için sevgilileriyle beden uyumları tam ve mükemmel olmak zorunda. Eğer seks kusursuzsa (ki bu zordur) kendilerini o kişiye bağlarlar ve ilişkileri uzun süreli olur (7.ev). Ama eğer bu uyum söz konusu değilse aldatma, ihanet, yalan, kandırma.. (12.ev) kısacası mutlu bir birlikteliği engelleyen herşey olabilir. 

Yukarıda bahsettiğim ve verdiğim olumsuz örnekler düşük boyutlarda yaşamayı tercih eden akrepler için geçerlidir. Seks bağımlısı olan, karşısındaki insanı sadece seks uğruna kullanan, seviyormuş gibi yapsa da, aslında sevmeyen tiplerdir.

Oysa her zaman için keşfedilmeyi bekleyen, madalyonun diğer tarafı da mevcuttur. 
Mesela mahrem, sessiz, romantik veya egzotik mekanlarda (12.ev) sevdikleri kişiyle birlikte zaman geçirmek (7.ev) bu kişilere iyi gelecektir. 
Veya seksin hayvani yönünü temsil eden ve sadece haz, boşalma odaklı olan birleşmelerdense tantra veya carezza yöntemini (12.ev) kullanmak, zaman içinde her iki tarafın bağını kuvvetlendirecek ve ilişkinin ruhsal olarak büyümesini sağlayarak, kuvvetlendirecektir.  

Akreplerin asıl aradığı ilişki ve seks yukarıda bahsettiğim, sadece bedenlerin değil, asıl ruhların bir olduğu ilişkilerdir.  (12.ev ruhsal, mistik konuları temsil eder) Bunu ise elde eden veya farkında olan çok nadir akrep olduğundan, onları düşük boyutlarda yaşarken görüyoruz. Hem potansiyellerinin farkındayız (ki onlara deli olmamızın sebebi bu) hem de düşük boyutlardaki hareketlerinden dolayı onlardan aşırı korkuyoruz. 

Eğer hayatınızda bir akrep sevgiliniz veya eşiniz varsa, artık asıl neyi istediklerini biliyorsunuz ve onlara yardımcı olabilirsiniz demektir. 
Bu yolculuk zor ve sabır gerektiren bir yolculuk olabilir ama ödülü büyük olacağı kesindir. 
Çünkü akrepler derin boyutları keşfedebilip paylaşabilen tek burçtur. 
•••
Tantra hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın

Aşk acısını yenmek


Sevgiyi ve aşkı deneyimlemek ne kadar özel ve güzel bir hisse, ayrılık ve yalnızlık hissi, bir o kadar kötü hissettirir kendisini insana. 

Bu acıyı derinden hissetmemizin ise bir sebebi vardır. Birlikte olduğumuz kişiyle sadece bedenlerimiz değil, enerjilerimiz de birleşir. Bedenler birbirinden ayrılsa da, enerjiler birbirini bırakmaz. 
Sevdiğimiz kişiden ayrılmamızın üzerinden seneler dahi geçse, onu bir türlü unutamamızın sebebi de budur. Enerjisi bedenimizde hapis kalır. O enerjinin içinde de biz hapis kalırız. Çünkü sevgi ve aşk kişiler arasında farklı bir bağ oluşturur ve bu bağ sağlıklı bir şekilde koparılmazsa, hissettiğimiz acı çoğalır ve dayanılamaz hale gelebilir.

Zamanla karşımıza yeni biri çıkabilir, ona aşık dahi olabiliriz ama bir türlü mutluluğu deneyimleyemeyebiliriz. Çünkü bir kadının enerjisi sadece bir erkeğe yetebilecek kadar verilmiştir. 
Eğer kadın cinsel gücünü birden fazla erkekle paylaşmaya kalkışırsa, kendisini huzursuz ve güçsüz hissetmeye başlar ve zamanla bir çok hastalığa davetiye çıkarır. En kötüsü de bunun farkına dahi varamayabilir.
Sebebi ise, kadının içinde erkeğin enerjisini 7 sene taşıyor olabilmesidir. Bu 7 sene boyunca, partnerler birbirinden ayrılmış dahi olsa, erkek kadının enerjisinden bilinçsizce, farkında olmadan çalabilir. Bu çaldığı enerji sayesinde erkek istediklerini elde eder. Bolluk ve bereketi hayatına çeker, kariyerinde ilerler, başka birisiyle evlenip, mutlu bile olabilir. Kısacası erkek yükselirken, enerjisi çalınan kadın kendisini gittikçe kötü hisseder. 
İşte bu gibi sağlıksız enerjilerden bedenini ayırabilmesi her kadın için şarttır. Böylelikle ayrılık sonrası aşk acısı azalır. 


Bu enerjiler hakkında daha fazla bilgi edinmek için erkeğin ve dişinin mükemmel dansı'nda ki yazıyı okuyabilirsiniz. 

Gelelim bu sevgi bağını nasıl koparmamız ve aşk acısından nasıl kurtulmamız gerektiğine. 

Eğer sevgilinizden yeni ayrıldıysanız veya ayrıldığınız halde onu henüz unutamadıysanız, kendinize doğal taşların satıldığı bir yerden siyah bir taş alın. Bu küçük bir onyx taşı olabilir. Taşın doğal ve gerçek olması önemlidir. Sokakta bulunan herhangi bir taş işimizi görmeyebilir. 
Çünkü her bir taşın özellikleri ve görevleri vardır. 

Bu küçük siyah taşı aldıktan sonra, adet olmaya başladığınız ilk gün onu iç çamaşırınızın ve pedinizin arasına yerleştirin. Sizi rahatsız etmeyeceği şekilde onu adet günleriniz bitene kadar orda taşıyın. Adet gününüz bittiğinde taşı ordan alın ve içinizden dua edin. 

Şuna benzer şeyler söyleyebilirsiniz:
Allahım, bana yaşatmış olduğun bu sevgiden ve birilktelikten dolayı sana teşekkür ediyorum. Sevdiğim insanın gitme zamanı geldiğini ve bunun her ikimiz için de hayırlı olduğu için gittiğini idrak ediyor ve bu yüzden aramızda oluşmuş olan bağı keserek, ikimizi de özgürlüğe kavuşturuyorum. 

İçinizden dua ettikten sonra taşı akan suya atın veya toprağa gömün. 
Mucizeyi hemen yarın beklemeyin. Sevgi ve aşk arkasından derin izler bırakır. Ama bir iki hafta içerisinde içinizde doğal bir şifalanmayı hissedeceksiniz. İlk başlarda duyduğunuz özlem kaybolacak ve kendinizi huzurlu hissetmeye başlayacaksınız. Eğer hala acı dayanılamayacak şiddeteyse belki bu ritüeli yeni bir taşla bir iki defa daha tekrarlamak zorunda kalabilirsiniz. Ama çoğu zaman tek sefer yeterli olur. 

Bu dönemde gördüğünüz rüyalarınıza dikkat edin. Bedenizde birikmiş olan ve farkında dahi olmadığınız aşk kırıntılarından kurtulacaksınız. Tüm bu temizlikleri bedeniniz uykudayken, ruhunuz yapacak ve sizinle rüyalar aracılıyla paylaşacaktır. 

Bu ritüelin işe yarıyor olması, kadın rahminin adet döneminde tamamıyla temizlenip, tüm zehirleri dışarıya atıyor olabilme özelliğindendir. Böylelikle her ay doğal olarak gerçekleşen temizliğimizden ve doğal taşın negatif enerjiyi emici gücünden faydalanarak, cinsel gücümüzü geri elde edebiliriz ve partnerimizle aramızda oluşan ve artık özgürleşmek zorunda olan bağı kesebiliriz. Böylelikle her iki taraf enerjisine geri kavuşur ve aşk acısını yaşama sürecini azaltmış oluruz. 
Temizlenen beden kendisini zamanı geldiğinde yeni bir aşka hazır hissedecektir. 

Güneş 1. evde



Birinci ev kişiliğimizin, dış görünüşümüzün, karakterimizin evidir. 

Güneşin birinci eve yerleşmiş olması, kişinin gün doğumundan biraz önce doğduğu anlamına gelir. Kadim astrologlar, bunun kişi için iyi bir şeye delalet ettiğine inanırlardı. 
Çünkü Güneş özümüzdür, içimizde barındırdığımız liderlik gücümüzdür. Bu nedenle Güneşi birinci eve yerleşmiş olanların, doğuştan lider ruhlu ve özel kişiler olduğuna inanılır.

Birinci evde Güneş bütün enerjisini kişinin üzerine yansıtır ve bu kişinin dış görünüşünden hemen belli olur. Güneşi bitinci evde olan insanlar diğer insanların üzerinde etki bırakan, cazibesi yüksek, güçlü bir imaja sahip olan insanlardır.

Bu konum kişiye, herkesin istediği özgüven duygusunu verir.
Güneşi birinci evde olan insanlar sahip oldukları özgüvenleri sayesinde belirledikleri tüm hedeflere kolaylıkla ulaşırlar. Tuttuğunu koparan tabiri, tam olarak onlar için geçerlidir. 
Bu konuma sahip olanların eğer yükselen burçları ateş elementinde ise, tam bir savaşçı ruha sahip olacaklardır. 
Bunun iyi yönleri olduğu kadar olumsuz etkileri de vardır. Çünkü bu konum kişiye kendini beğenmişlik verebilir. Bu kişiler fazla kibirli ve etrafında olup bitenlere aldırmayan, sadece kendisini önemseyen, bencil bir karaktere sahip olabilirler. 
Bu yüzden güneşin olumlu taraflarını hayatlarına çekmeye çalışmalıdırlar, aksi taktirde bencillik ve kibir, doğuştan verilmiş olan liderlik güçlerini mahvedebilir. Kontrol altında tutmaları gereken bir diğer özellikleri, aşırıya kaçabilecek olan gururlarıdır. 

Birinci ev aynı zamanda kişinin bedenini ve böylelikle sağlığını temsil eder. Güneşin bu eve yerleşmesi kişiye kuvvetli bir bünye verecektir. Bu kişiler hastalansalar da bu durum uzun sürmez, sağlıklarına çabuk kavuşurlar. 

Güneş ayrıca babamızı temsil etmektedir. Bu nedenle bu kişiler babalarına çok benzeyebilir. Karakter ve huylarını babalarından almış olabilirler. Ayrıca kendilerine rol model olarak genelde babalarını seçerler. 

Bu konum Güneş için genel olarak iyi bir yerleşimdir. Kişiye güzel bir karizma ve hayatı boyunca şans getirecektir. Dikkat etmeleri gereken tek nokta ise egolarıdır. 
Eğer diğer insanlar tarafından kabul edilip, sevilmek istiyorlarsa, Güneş gibi insanları ısıtmayı unutmamalıdırlar. 


Güneş 2. evde



İkinci ev kısaca para evi olarak bilinir. 
Bu hane maddi manevi değer verdiğimiz şeyleri temsil eder. 
Güneş ise kişinin özüdür. Hangi eve yerleştiyse, o evin konuları kişinin en büyük gurur kaynağı olur. 
Söz konusu ikinci ev olduğunda, kişi maddi manevi sahip olduklarıyla gururlanacaktır. 

Bu konuma eğer bir erkek sahip ise, maddiyat onun için büyük bir rol oynar. Ayaklarının yere sıkıca bastığını hissetmesi, özgüveni için önkoşuldur. 
Eğer bu konuma sahip olan bir kadın ise, aynı şiddette olmasa da, aynı şeyler onun için de geçerli olacaktır. 
Güneş ayrıca babamızı temsil ettiğinden, bu kişiler babalarının güçlerine hayrandırlar. 
Bu konum babanın veya baba figürlerin maddi olarak varlıklı olduğunu gösterebilir ve kişi bundan faydalanabilir. 

Güneş ikinci eve yerleştiğinde, kişinin hayatına bolluk ve bereketi getirecektir. Para bu konuma sahip olanları sever ve kolaylıkla gelir ama geldiği gibi de gidebilir. Açılar ve aslan burcunun yerleştiği ev, para akışının nereden gelip, nereye gittiğini gösterir. 
Eğer Güneş zarardaysa, kişi maddi kayıplara uğramamak için, parasını nerelere akıttığına dikkat etmelidir. 

Bu konuma sahip olanlar, kendilerini sahip oldukları şeylerle tanımlarlar. Ve bu onlar için pek de sağlıklı bir durum değildir. Çünkü bunun üstüne fazla gidip, kendilerini daha değerli hissetmek için, daha fazla şeye sahip olmaya çalışırlarsa, hayat onlara kısa süre içinde paranın mutluluk getirmediğini öğretecektir. 
Bu hayatta var olabilmek için maddi olarak tek başına ayakta durabilmemiz çok önemlidir ama maddiyat kadar maneviyat da önemlidir. Bu gerçeği unutur ve huzurun yaşayabilmek için ne kadar önemli olduğunun bilgisini yitirirsek, hayatımızda bocalamaya başlarız. 

Bu konum genel olarak güzel bir yerleşimdir. Kişinin parasını nereye harcadığına dair bilinçli ve dikkatli davranması, Güneş'in buradaki olumsuz yönlerini zayıflatacaktır. 

Güneş 3. evde



Üçüncü ev kardeşlerimizi, yakın akrabalarımızı ve komşularımızı temsil eder. 
Ayrıca yurt içi gezilerini ve üniversiteye kadar olan okul hayatımızı, yani öğrenme kapasitemizi ve kabiliyetlerimizi gösterir. 

Güneş ise, kişinin gerçek özünü, ruhunu, içindeki kralı temsil eder. Güneş üçüncü eve yerleştiğinde kişiye Merkür'ün yeteneklerini ve ikizler burcunun özelliklerini verecektir. 

Bu konuma sahip olan kişiler genelde öğrenmeye meraklı olurlar. Konuşmayı, yürümeyi ve etraflarında olup bitenleri keşfetmeyi, diğer çocuklardan daha erken öğrenirler. 
Yeteneklerinin farkındadırlar ve bu onlara genellikle başarılı bir okul hayatı getirir. 
Ayrıca okul hayatlarının dışında da kendilerini geliştirmek için çaba sarf ederler. 
Güneş, gurur duyduğumuz şeylerin kaynağını gösterdiğinden, bu kişiler öğrendikleri her yeni şey sayesinde kendileriyle gurur duyarlar. 
Bu konum, eğer haritanın geneli de bunu gösteriyorsa, kisiyi iyi bir öğretmen veya yazar ya da gazeteci yapabilir. 

Bu kişilerin yapmayı sevdikleri bir diğer şey ise, haftasonu gezileridir. Oturdukları yerde durmayı bilmezler, daima enerjiktirler. Yeni planlar yapar, şehir içi veya dışı, sürekli yeni yerleri keşfederler. Bu tür gezileri kardeşleri, akrabaları, hatta komşularıyla yapmayı tercih ederler. 
Komşularıyla toplanıp, saatlerce sohbet etmekten de hoşlanırlar. Hep beraber toplanıp, oturdukları mahalle veya bölge için belediyeyle iş birliğine girip, toplu geziler düzenleyebilirler.

Güneş üçüncü eve yerleştiğinde, kişi kardeşleri ve akrabalarıyla, hatta komşularıyla ilgili olumlu veya olumsuz şeyler yaşayabilir. Bu konum genelde Güneş için olumlu olsa da, kişiyi dedikoducu biri yapabilir ve bu da olumsuz olaylara sebep olabilir. Eğer Güneş onikinci eve bağlıysa, kişi bunun sonucunda gizli düşmanlar dahi edinebilir.
Bu kişi genel olarak çevresinde olup biten herşeye karşı ilgilidir. Dikkat etmesi gereken tek şey, kendisini lider rolüne fazla kaptırmamasıdır. Çünkü Güneş aynı zamanda egoyu temsil eder. Bu yüzden bu kişi, mesela kardeşleri söz konusu olduğunda fazla korumacı veya bencilce hareketler sergileyip, aslında istemeden sevdiklerinin kalbini incitebilir. 


Güneş 4. evde



Dördüncü ev, aile hayatımızın, atalarımızdan bize kalan gelenek ve göreneklerimizin, huzurumuzun evidir. 

Güneş'in bu eve yerleşmesi, kişiyi aile ve ev hayatına düşkün biri yapacaktır. 
Bu konuma sahip olanlar genellikle içlerine kapanık insanlar olurlar. Başkalarıyla paylaşmaktansa herşeyi kendi iç dünyalarında yaşarlar. Aradıkları, onları tamamlayacak asıl şey huzurdur ve gerçek huzuru anca içlerine döndüklerinde, derin iç benliklerinde keşfederler.

Bu kişilerin en büyük arzuları kocaman bir eve ve aileye sahip olmaktır. 
Güneş içimizdeki lideri temsil ettiğinden, ailenin lideri olmak isterler. 
Bu konuma sahip olanların ailelerine bu kadar düşkün olmaları, çocukluk yıllarında yaşadıkları anılarına bağlı olabilir. 
Güneş bulunduğu evi aydınlattığından, bu kişilerin genelde sevgi dolu ve güzel çocukluk yılları olmuştur. Çocukluklarında yaşadıkları bu güzel sevgi dolu ortamı kendi çocuklarına da yaşatmak isterler. Bu yüzden aile kurmaya önem verirler.

Güneş, babamızı veya hayatımızdaki baba figürlerini temsil eder. 4. eve yerleşiyor olması ise, kişinin baba veya hayatındaki diğer baba figürlerinden dayı ve amca gibi etkilendiği anlamına gelebilir. Bu kişiler, onun benliğinin oluşmasında maddi ve manevi destek olmuşlardır.

Dördüncü ev, eğer para evlerine veya onuncu eve bağlıysa, kişi emlak ve gayrimenkul gibi alanlarda başarı gösterebilir ve kendisine para kazancı oluşturabilir. 
Bu konum kişiye aileden kalma ekmek teknesini sürdürme görevini de verebilir. Dördüncü ev toprak ve mahsüllerini temsil ettiğinden, bu aileden kalma bir restoran işletmeciliği veya ev, toprak işleriyle alakalı herhangi bir meslek dalı olabilir. Detaylı bilgi için haritanın diğer evleri de dikkate alınmalıdır. 

Dördüncü ev Güneşin yerleşimi için güzel bir yerdir. Ama Güneş aynı zamanda kişinin ego'sunu temsil ettiğinden, konu ev ve aile olduğunda, kişide fazla bencilce davranma eğilimi oluşabilir. Ailenin diğer üyelerinin söylediklerine fazla aldırmama, umursamama ve tek başına karar verme gibi eğilimler ailevi ilişkilerde sorun yaratabilir.  Belki çocukluk yıllarında buna benzer davranışları büyüklerinden gördükleri için böyle davranıyor olabilirler. Bunun farkına varmaları birçok konuyu aydınlatabilir ve ilişkiler alanında daha az sorun yaşamalarını sağlayabilir. İyi ve sevilen bir lider olabilmek için herkesi, sıkmadan ve baymadan kollarının altına alabilmeleri için egolarını ayaklar altına alabilme cesaretini göstermeleri gerekir. 
Yani bu konum kişiden, ailesine karşı bencilce davranmaktan ziyade, tam aksine bir kral veya kraliçe gibi iyi bir lider olmasını ve çevresindeki insanları koruyup kollamasını bekleyecektir. 

Güneş 5. evde



Beşinci ev aslan burcunun evidir ve aslan burcunun yöneticisi Güneş olduğundan, kendisini bu evde rahat hisseder. 

Bu konum kişiyi yaratıcı biri yapar. Ayrıca çocuksu bir karakter de kazandırabilir. 
Bu insan yaşı ne olursa olsun, tam bir çocuk gibi davranır. Çünkü beşinci ev çocukların, aşkın ve eğlencenin evidir. Güneş bulunduğu evi aydınlattığı için bu kişi hayatı eğlenceli bir yer olarak görmeyi tercih edebilir. Hayat onun için bir sahnedir, o ise her rolü kapmaya çalışan bir oyuncu. Bu yüzden her zaman için ilgi odağı olmak isteyebilir. Bu isteği ise egosuyla problemler yaşamasına sebep olabilir ve bunun olmaması için dengeli davranmayı öğrenmesi şarttır. Güneşin yaratıcı enerjisini dengeli kullanması herkes tarafından sevilip, takdir görülmesine sebep olacaktır. 

Bu konuma sahip olanlar boş vakitlerinde kendilerini eğlendirecek, yaratıcı ve ilham verici aktivitelere vakit ayırırlar. Diğer insanlara nazaran çok daha fazla gezen, tiyatroya, sinemaya giden insanlardır.

Güneş, yaratıcılığın evinde kişiye doğuştan gelen artistik ve kendine has yetenekler verecektir. Bu konuma sahip olan küçük bir çocuğun ailesi bunu büyük ihtimalle erkenden fark edebilir. Bu çocukların, içlerindeki yaratıcılığı akıtabilecekleri bir kanala ihtiyaçları vardır ve bu herhangi bir sanat dalı olabilir. 
Bu konuma sahip olan insanların hayatlarında mutlu olabilmeleri, içlerindeki gerçek sanatçıyı ve yaratıcı gücü keşfedebilmelerine bağlıdır. 

Bu kişiler kendi içlerindeki çocukla barışık oldukları için, her yaştaki çocukla iyi anlaşabilir ve genelde çocuklarla neşeli vakit geçirmeye değer verirler. Ayrıca çocuklarla yaratıcı faaliyetlerde bulunmaktan hoşlanırlar. 
Bu yüzden eğlenceli ebeveynler olurlar. Güneş eril enerjide olduğu için, bu konuma sahip olanların ilk çocukları büyük ihtimalle bir erkek olabilir. Ama tabiki diğer gezegen konumları da dikkate alınmalıdır.

Beşinci ev ayrıca spekülatif kazançları gösterir ama Güneş bu evde eğlenmeye değer verdiğinden, kişi her türlü kumar gibi herşeyini kaybedebileceği şans oyunlarından uzak durmalıdır. Eğlencenin tutkuya, tutkunun bağımlılığa dönüşmesi bu kişiler için çok çabuk gerçekleşebilir ve bunun sonucunda birçok şeyi kaybedebilirler. 

Bu ev aynı zamanda romantizmin evidir. Bu nedenle bu kişiler kendilerini sürekli aşık halde bulurlar. Tam bir aşk insanıdırlar ve her daim yeni heycanların peşinde koşarlar. Bundan dolayı ilişkileri uzun süreli olmayabilir. Lakin bu evlilikleri için geçerli olmak zorunda değil, çünkü evlilik yedinci evin konusudur. Genelde bu konuma sahip olanlar aşk hayatlarındaki hayalperestliği ta ki evlenip çocuk sahibi olmak istedikleri kişiyi bulana dek devam ettirirler. Bir kere çocuk sahibi olduktan sonra, hayatlarının merkezi ise kendi çocukları olur. 
Bu konum genel olarak Güneşin yerleşimi için çok güzel bir konumdur ve kişiye muazzam bir yaratıcılık yeteneği kazandırarak yıldız gibi parlamasına neden olur.

Güneş 6. evde





Altıncı ev başak burcunun evidir ve  rutin işlerimizi, evcil hayvanlarımızı ve sağlığımızı gösterir. 

Kadimler altıncı evin kötücül evlerden olduğuna inanırdı ama Güneş bulunduğu evi daima aydınlatır. 
Güneş eğer zararlı durumda değilse, kişiye sağlıklı ve kuvvetli bir bünye verecektir. Eğer olumsuz açılara maruz kalıyorsa, kişi sağlığına biraz daha özen göstermeye çalışmak zorunda kalabilir.

Bu konuma sahip olanlar, hizmet etmekten hoşlanırlar. Bu evin sağlık evi olması sebebiyle, kişi -eğer diğer konumlarda uygunsa- doktor dahi olabilir, sağlık kuruluşlarında çalışabilir veya bir çeşit şifacı olabilir. 
Bu konumun sebep olabileceği bir diğer şey ise, Güneş egomuzu temsil ettiğinden, kişinin yaptığı işle fazla gurur duymasıdır.  
Bunun dozunu iyi ayarlamalıdır çünkü fazla gurur sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilir. 

Altıncı ev günlük rutin işlerimizi gösterdiğinden, bu konuma sahip olanlar işlerine çok düşkün olurlar. 
Yaptıkları işe verdikleri özen, sağlıklarını dahi olumsuz etkileyebilir. Bunun olmaması için dikkat etmeleri gerekir. 

 Bu konuma sahip olanların en büyük korkusu, kendilerini adayabilecekleri bir işe sahip olmamaktır. Bu insanlar her daim ayaklarının yere sağlam basmasını isterler. Hizmet edebilmek onlar için bir başarıdır. Bu yüzden kimsenin kolay kolay yapmak istemediği işlerde bile büyük başarı gösterebilirler. 
Genelde sevdikleri işleri yapma imkanını elde ederler. Çünkü kariyer kapıları bu kişilere kolaylıkla açılır. 

İşlerine verdikleri önem ve duydukları gurur, işleriyle alakalı olumsuz eleştirilere maruz kaldıklarında, fazla öfkelenmelerine sebep olabilir. Bu yine sağlık durumlarını olumsuz etkileyebilir, hatta işlerine olan sevgilerini dahi azaltabilir. Bu yüzden etraflarındaki insanlara dikkat etmeleri ve olumsuz olaylara takılmamaları önemlidir.

Bu konuma sahip olanlar iş hayatlarında karşılaştıkları zorlukları veya sağlık sorunlarını evcil hayvanları sayesinde aşabilirler. Zaten bu konuma sahip olanların çoğunlukla evcil bir hayvanı olur ve bu can dostları hayatlarında büyük bir role sahiptir. Ona çok önem verirler, hatta kendi ailelerinden bile daha fazla değer verebilirler. Evcil hayvanlar, üzerimizde taşıdığımız negatif enerjiyi pozitife çevirme kabiliyetine sahip oldukları için bu konuma sahip olan insanlar evcil hayvanlardan yana çok şanslı olabilir. Bu yüzden bu konum kişiyi çok iyi bir veteriner dahi yapabilir. 
Yani kadimler bu evin her ne kadar kötücül etkilere sahip olduğunu söylemiş olsalar bile bu konum kişiye birçok konuda başarı ve şifa getirebilir.